Madde Detay
Bedri Rahmi Eyuboğlu
(d. 1913 / ö. 21 Eylül 1975)
Ressam, Şair, Yazar
(Yeni Edebiyat / 20. Yüzyıl / Anadolu-Osmanlı-Türkiye)
ISBN: 978-9944-237-86-4
Asıl ismi Ali Bedrettin olan Bedri Rahmi, 1913 yılında babasının kaymakam olarak görev yaptığı ve o vakitler Trabzon’a bağlı olan Görele’de dünyaya gelir. İlkokul yıllarını babasının memuriyeti sebebiyle memleketin değişik yerlerinde geçirir. Ortaöğrenimine Trabzon Sultanisi’nde başlar. Lisede en sevdiği ders edebiyattır. Onuncu sınıfa kadar resimle ilgilenmez, hatta resim ödevlerini bile ağabeyi Sabahattin’e yaptırır. Trabzon Lisesi’ne 1927 yılında resim öğretmeni olarak atanan Zeki Kocamemi, Bedri Rahmi için bir dönüm noktası olur ve onun resme ilgisini uyandırmayı başarır. Aynı dönemde Bedri Rahmi’nin resim merakı Fransa’da bulunan ağabeyi Sabahattin Eyuboğlu’nun gönderdiği resim kitaplarıyla da pekişir. Zeki Kocamemi’nin Trabzon’dan ayrılması, Bedri Rahmi’yi İstanbul’a yönlendiren önemli bir etken olur. 1929 yılında İstanbul Güzel Sanatlar Akademisi Resim Bölümü’ne kayıt yaptırır. Akademi'de Nazmi Ziya, İbrahim Çallı ve Ahmet Haşim gibi hocalardan dersler alan Bedri Rahmi oldukça mutludur. Akademi'deki ilk yılı daha ziyade bir arayış dönemi olan Bedri Rahmi, İbrahim Çallı’nın teşvikiyle Konkur sınavını beklemeden Fransa’nın Lyon kentine ağabeyinin yanına gider. Sabahattin Eyuboğlu fedakârlık göstererek aldığı devlet bursunu kardeşi ile paylaşmış, onun öğrenim görmesine olanak sağlamıştır. Bedri Rahmi, sonraki yıllarda Fransa’ya gidişini meslek hayatının en önemli olayı olarak ifade edecektir. Lyon ve Dijon’da kaldığı yıllarda bir yandan müzeleri gezerek sanat yapıtlarını incelemiş, Fransızca öğrenmiş, diğer taraftan da atölye çalışmalarına devam etmiştir. Yine bu yıllarda Kübizm akımının öncülerinden André Lhote’nin atölyesinde çalışan Cemal Tollu’yu görmek için Paris’e gitmiş; sonradan hayatını birleştireceği ve Eren ismini alacak olan Ernestine Letoni ile tanışmıştır.
Paris’ten sonra bir süre de Londra’da bulunan Bedri Rahmi, 1933’te İstanbul’a döner. Yeni Adam, Ağaç gibi mecmualarda yazı ve desenleri yayımlanır. Cemal Tollu’nun yedi arkadaşıyla kurduğu “D Grubu”na katılır. Yine bu dönemde gazete yazarlığına başlar ve "Yukule-le Yazıyor" başlıklı yazılar kaleme alır. Geçimini sağlayacak kadar para kazanmaya başlayınca Eren Hanım'la 16 Nisan 1936’da evlenir. Bir süre sonra babasının yardımıyla Tekel Genel Müdürlüğü’nde göreve başlar. Bu dönemde Akademi’de tanıştığı ve öğrencisi olduğu Fransız ressam Léopold Lévy, Bedri Rahmi’yi çok etkilemiş, âdeta onun sanatını değiştirmiştir. CHP’nin 1938 yılında düzenlediği yurt gezileri Bedri Rahmi’nin resimlerine konu seçimi noktasında kaynaklık etmiş; değişen tabiat manzaraları, köy ve kent yaşamı, tarihsel değerlerimiz, çok boyutlu ve zengin duruşuyla folklorumuzu resme taşınma imkânı bulmuştur.
Bedri Rahmi, yurt gezileri dönüşünde, 1 Kasım 1938’de yayımlanan Ses dergisi yazarları arasında görülür. Sanatçının bazı deneme yazıları ve resimleri de Ses dergisinin sayfalarını süsler. 1939 yılında Birinci Resim Heykel Sergisi’nde derece alır. Aynı yıl, oğlu Mehmet Hamdi Eyuboğlu dünyaya gelir. Bedri Rahmi, büyük bir hevesle Boğaz, Salıpazarı ve kahveler gibi İstanbul’un değişik mekânlarını resmetmeye koyulur. Bir yandan da gazete ve dergilerde eleştiri yazıları yazar. 1940’lı yıllarda ulusal değerlere ve kaynaklara yeniden yönelmek gerektiğini ifade eden Bedri Rahmi, bu düşünceden hareketle minyatürü, kilimi ya da ibriği sevmeyi ve eserlerine yansıtmayı benimser. 1942 yılında yurt gezileri çerçevesinde gittiği Çorum, onun sanat yaşamında büyük ve silinmez izler bırakır. Resimde ana temalarının kaynaklarını esas itibariyle bu gezide bulduğu söylenebilir. Özellikle İskilip, hayran kaldığı bir yöredir.
1950 yılında yeniden Paris’e giden Bedri Rahmi, bu kez şehri usta bir sanatçı gözüyle inceler. Bilhassa “Musée de l'Homme” (İnsan Müzesi) ilgisini çeker. Bu müzede gördükleri ona yepyeni bir ufuk açmış; buradan hareketle Eyuboğlu, güzelin aynı zamanda faydalı olması gerektiği düşüncesine varmıştır. Yazarlık faaliyetlerini 1960 yılına kadar düzenli olarak sürdüren Bedri Rahmi, yazıya ara verdiği dönemlerde daha çok yurtdışında bulunur. 1961’de Paris’e, oradan da Amerika’ya geçer. Konferanslar verir, söyleşiler yapar, resim sergilerini ve müzeleri dolaşır ve yeni eserler üzerinde çalışır. Bu gezilerin dönüşünde çalışmalarını devam ettiren sanatçı, Güzel Sanatlar Akademisi’nde profesörlüğe kadar yükselir, üç yıl kadar Resim Bölümü Başkanlığı da yapar. Ömrünün son yılları büyük oranda alkolün hüküm sürdüğü bir dönemi işaret eder. Sarılık şüphesiyle hastaneye kaldırılan Bedri Rahmi'nin aslında pankreas kanseri olduğu anlaşılır. Hastalık dönemi uzun sürmez ve sanatçı, 21 Eylül 1975 tarihinde vefat eder.
Şiir ve edebiyat tutkusu, Bedir Rahmi’ye aileden gelen bir özellik gibi düşünülebilir. Baba Rahmi Bey, çocuklarına Batı edebiyatlarını ve kültürünü tanıtmış, Fransızcadan yaptığı çevirilerle onların Victor Hugo, Molière gibi sanatçıları tanımalarını sağlamıştır. Ancak Bedri Rahmi’de annesinin etkisi daha güçlüdür. Edebiyat sevgisini annesinden dinlediği türküler, ninniler, ilahiler ve masallarla pekiştiren Bedri Rahmi, Karacaoğlan, Pir Sultan gibi önemli değerlerimizi yine annesinden öğrenmiştir. Daha ortaokul yıllarında iken ağır basan edebiyat sevgisiyle dikkat çeken Bedri Rahmi, arkadaşlarıyla beraber Serçe isimli bir de dergi çıkarmıştır. Hayatı boyunca tuttuğu günlükleri yine lise yıllarından itibaren yazmaya başlamıştır. Bununla birlikte Milliyet gazetesinin açtığı yarışmada bir öyküsü birincilik ödülü kazanmış, zamanın prestijli yayınlarından aylık Muhit dergisinde bir de şiiri yayımlanmıştır. Sanatçı, çocukluğunda eski yazıyla yazılmış çok sayıda roman okumuş, Mehmet Emin Yurdakul’un şiirlerinden bazılarını ezberlemiştir. Hayat mecmuasını düzenli olarak takip eden Bedri Rahmi, orta mektepteyken Halide Edip, Reşat Nuri, Faruk Nafiz ve Ömer Seyfettin gibi yazarları da okumuştur. Muhit dergisinin Mayıs 1931 tarihli 31. sayısında çıkan “Bir Yudum Su” başlıklı şiir, şairin yayımlanmış ilk verimidir.
Yeditepe, Ses, Güney, İnkılâpçı Gençlik, İnsan, Varlık gibi sanat-edebiyat dergilerinde 1933 yılından itibaren şiirleri yayımlanan Bedri Rahmi, Yaradana Mektuplar isimli ilk şiir kitabını 1941 yılında çıkarır. Bu dönem Garip şiirinin yanı sıra "toplumcu gerçekçi şiir" ve "saf şiir" anlayışlarının hüküm sürdüğü yıllardır. Hiçbir edebî akım içinde yer almayan Bedri Rahmi yine de çeşitli etkilere açık kalmıştır. Onun şiirinde daha çok yakın görüştüğü edebî çevre ve şahsiyetlerin etkisinden söz edilebilir. Güzel Sanatlar Akademisi’nden hocası olan Ahmet Haşim’in yanı sıra Necip Fazıl Kısakürek, Fazıl Hüsnü Dağlarca, Asaf Halet Çelebi ve Garip şairlerinin etkilerinden bahsetmek mümkündür. Yine Yahya Kemal, Nâzım Hikmet gibi şairlerin de tesirinde kaldığı söylenebilir.
Hâkim şiir anlayışlarından ve önemli sanatçılardan etkilenen Bedri Rahmi Eyuboğlu, dönemin şiir panoramasının âdeta bir özeti gibidir. 1930’lu yıllardan başlayarak oluşturduğu şiir atmosferinde Hececiler, Garip, Toplumcu Gerçekçiler, İkinci Yeni ve Batılı İzlenimci şairlerden aldığı birçok etkiyi görmek mümkündür. Bununla birlikte onun şiirinde Yunus’tan Karacaoğlan’a uzayan bir çizgide halk şiirinin ve kültürünün etkilerinden söz etmek gerekir. Yaşam serüveni ve çok renkli hayat hikâyesi de yine şiirini şekillendiren unsurlar arasında alınabilir. Belki de ressam yönü ağır bastığı için kendine özgü bir şiir anlayışı geliştirmeye çalışmamış, “eklektik” denebilecek bir tavrı benimsemiştir.
Sanatı, halktan alınanın daha güzel ve daha faydalı bir şekilde yine halka sunulma gayreti olarak gören Bedri Rahmi, eserlerinde yalın anlatımı, halk söylemlerini, mahalli kullanımları önemser. Bu tavır onun halkı sanatla buluşturma düşüncesinden kaynaklanır. Şiirini kurarken halk edebiyatına ayrı bir yer veren sanatçı, özellikle masalı ve halk kültürünü ön plana çıkarır. Bedri Rahmi’nin halk şiirine ve kültürüne olan ilgisi Karadut ile daha belirgin hale gelir. Bununla birlikte şiirinde yaşama sevincine, resim unsurlarına ve özellikle renklere önem verir. Nitekim resmi, vücut bulmuş bir şiir olarak gören Bedri Rahmi’de şiir ve resim birbiriyle bütünleşen bir yapıdadır. Şiiriyle resmini bir potada birleştirmiş olan sanatçı, tablo-şiir geleneğinin güzel örneklerini vermiştir. Doğup büyüdüğü coğrafyadan aldığı esinlerle şiirini yoğuran Bedri Rahmi, onu evrensel unsurlarla da zenginleştirir.
Tuz kitabının başında yer alan “Güzel ile Faydalı” şiiri, Bedri Rahmi’nin sanata bakışını yansıtan dikkat çekici bir metindir. Bu şiirde Bedri Rahmi, güzelin aynı zamanda faydalı olabileceğini, faydalı olmanın güzelin değerini azaltmayacağını dile getirir. “Yazma Destan” şiiri ise âdeta yazmalar için kaleme alınmış bir güzelleme olarak görülebilir.
“Lorca” şiiri gibi bazı verimlerinde sanata ve şiire dair görüşlerine yer vermekle beraber Bedri Rahmi’nin poetik bir tavır geliştirdiğini söylemek mümkün değildir. Yine de onun biçim endişesinden uzak kalıp mana güzelliğini, etkili söylemi ve samimiyeti benimsediğini belirtmek gerekir. Onun üzerinde en çok durduğu husus, doğallıktır. Şiirinde Anadolu insanına önemli bir yer ayıran Bedri Rahmi, insani sıcaklığıyla ve duygu yoğunluğuyla öne çıkan sosyal içerikli bir şiir oluşturmayı başarmıştır.
Modern şiir diliyle halk söyleyişini bir senteze ulaştıran Bedri Rahmi, şiirini geleneksel kültürümüzden aldığı etkilerle kurmuştur. Anadolu el sanatları, annesinden dinlediği masal ve türküler, halk inançları ve mitoloji de onun şiirini şekillendiren unsurlar arasında karşımıza çıkar. Eserlerindeki tema zenginliği ve çok yönlü sanat dünyasıyla dikkat çeken Bedri Rahmi, şiirimizi sanatsal, tarihsel ve kültürel boyutuyla Anadolu’ya, modern şiir yoluyla da Batı'ya bağlamıştır. Bu itibarla denebilir ki o, klasik ile yeni arasında özgün bir bireşime ulaşmıştır.
Bedri Rahmi Eyuboğlu’nun şiiri tematik zenginlik yönüyle dikkat çekicidir. Nitekim birçok metafizik kavram onun şiirine tema teşkil eder. Bunlardan biri olan inanma problemi, bilinmezliğin sorgulanmasından Tasavvufi Türk edebiyatındaki şathiye geleneğine ve metafizik eleştiriye dek varır. Cinsel istek ve haz tutkusu da önemli bir problemdir. Özellikle “Karadut” şiirinde çingene kız imgesiyle beliren haz tutkusunun karşısına dinî yasaklar çıkar. Bu da şairde cinnete varan bir sorunsal oluşturur. Ölüm, Bedri Rahmi şiirinde bir diğer önemli tema olarak belirir. Onda hiçbir zaman mistik yönüyle belirmeyen ölüm, büyük bir korkuya karşılık gelir ve tek sığınak olarak Tanrı’ya yönelir. Tabiat da Bedri Rahmi şiirinin önemli temalarındandır. Tabiat ve onun mükemmel işleyişi şairi şüphelerinden uzaklaştırmaya ve inanmaya sevk eder. Bu yöneliş onu bir çeşit “tabiat romantizmi”ne götürür. Tabiat âdeta onun özgürleşmek ve reel âlemden kurtulmak için inşa ettiği bir sığınaktır. Memleket sevgisi onun şiirinde geniş yer bulan bir başka temadır. Anadolu coğrafyası bütün zenginliğiyle onun mısralarında âdeta şiirleşir. Cehalet, yanlış eğitim sistemi, fakirlik, geri kalmışlık, doğanın tahribatı, aydın yabancılaşması gibi birçok kavram “sosyal eleştiri” bağlamında bütünleşen bir tema oluşturur. Yine sosyal fayda onun önem verdiği bir başka husustur. Çocukluk ve geçmişe duyulan özlem yanında Fransa, Amerika ve İtalya yolculukları esnasında hissettiği gurbet duygusu da tema olarak şiirinde yer alır. Onun en önemli temalarından biri de aşktır. Şiirinde hiçbir zaman soyut bir nitelik göstermeyen aşk; cinsellik, haz ve şehvet ile iç içe bir özellik arz eder. Dostluk, güzellik ve resme ait unsurlar şiirinin bir diğer yönünü işaret eder ve bunlar onda mükemmellik duygusuna götüren hususlar olarak belirir. Unutmak, sarhoşluk gibi temalar ise Bedri Rahmi’de kaçışa aralanan kapılar hâlinde karşımıza çıkar. Fanilik, gelip geçicilik ise onda çürüme imgesiyle birleşen bir temadır. Yine çağdaşı birçok şair (Cahit Sıtkı, Necip Fazıl) gibi ölüm ve ötesi, yalnızlık, korku, yaşama sevinci, eşyaya duygu aktarımı ve tabiatı kendi bakış açısıyla işleme ögeleri Bedri Rahmi’de de öne çıkan hususlardandır.
Garip şiirinden aldığı etkilerle kolay söyleme, küçük insanın iç dünyası, işçiler, ırgatlar ve onların zevklerine yönelen anlaşılır söylem, onun şiirinde dikkat çekicidir. Son dönem şiirinde ise imgenin hâllerini değiştirerek alışılmamış bağdaştırmalara yer verdiği görülür. Serbest tarzda yazdığı şiirlerin yanı sıra heceyi kullandığı örnekler de mevcuttur. Kafiyeyi ise hiçbir zaman göz ardı etmemiştir. Büyük bir titizlikle kurduğu şiirinde ilk dizenin iç sesini dinleyerek diğer dizeleri oluşturma gayreti sezilir. Bu bakımdan şiir dili kusursuz bir olgunluktadır. Döneminin yaşayan Türkçesiyle yazan Bedri Rahmi’nin kendine has bir şiir dili oluşturduğu kolayca fark edilir. O, imge için grameri bozmaya itibar etmemiş; dilde zorlama nev’inden söyleyişlere yönelmemiştir. Bununla birlikte zaman zaman doğduğu yörenin ağız özelliklerine ve halk şiirinden aldığı unsurlara yer verdiği de görülmektedir.
Resim ile şiiri bir arada götürme gayreti içinde olan Bedri Rahmi, kendisini ressamların şair, şairlerinse ressam diye tanıttığını söyler ve bu durumdan şikâyet eder. Bu "kendinden saymama" tutumuna karşı çıkış, esasen Bedri Rahmi'nin her iki alanda da ciddi bir verimlilikle karşılık bulan sanat görüşünün özgünlüğünü açığa vurmaktadır. Öyle ki onun şiirlerinde renkli bir tablo canlılığına bürünen yahut Anadolu coğrafyasının, kültürünün nakış nakış işlendiği kilim desenlerini anımsatan söyleyişlere sıklıkla rast gelinir.
Kaynakça
Ahmet Oktay (1993). Cumhuriyet Dönemi Türk Edebiyatı. Ankara: Kültür Bakanlığı Yayınları.
Çelik, Abdullah (1996). Bedri Rahmi Eyüboğlu. Ankara: Kültür Bakanlığı Yayınları.
Çelik, Mehmet (2005). “Türk Edebiyatında Şathiye Geleneği ve Bedri Rahmi Eyüboğlu’nun Şathiyeleri”. İlmî Araştırmalar. S.19. İstanbul.
Doğan, Mehmet H. (1975). “Bedri Rahmi’nin Şiiri”. Milliyet Sanat. S. 151. 26 Eylül 1975.
Erol, Turan (1975). “Hocam Bedri Rahmi”. Politika. 1 Ekim 1975.
Erol, Turan (1984). Günümüz Türk Resminin Oluşum Sürecinde Bedri Rahmi Eyüboğlu. İstanbul: Cem Yayınevi.
Erzen, Melih (2007). Bedri Rahmi Eyüboğlu'nun Şiiri Üzerine Bir Araştırma. Doktora Tezi. Gazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü.
Eyüboğlu, Hughette (2003). Kanadalı Bir Gelinin Türkiye Anıları. İstanbul: Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları.
Fikret Adil (1938). “Bedri Rahmi ve Sanat Şahsiyeti”. Ses. S. 5. İstanbul.
Kabacalı, Alpay (1975). “Bedri Rahmi’nin Sanat Yazıları”. Milliyet Sanat. S. 154. 14 Ekim 1975.
Madde Yazım Bilgileri
Yazar: DOÇ. DR. MELİH ERZENYayın Tarihi: 04.01.2020Güncelleme Tarihi: 21.09.2022
Yayın Tarihi: 04.01.2020Güncelleme Tarihi: 21.09.2022
Güncelleme Tarihi: 21.09.2022
Eser Adı | Yayın evi | Basım yılı | Eser türü |
---|---|---|---|
Nazmi Ziya | Güzel Sanatlar Akademisi Neşriyatı / İstanbul | 1937 | Diğer |
Yaradana Mektuplar | İdeal Matbaa Yayını / İstanbul | 1941 | Şiir |
Karadut | Hüsnü Tabiat Basımevi / İstanbul | 1948 | Şiir |
Tuz | Osmanbey Matbaası / İstanbul | 1952 | Şiir |
Üçü Birden | Varlık Yayınları / İstanbul | 1953 | Şiir |
Cânım Anadolu | Varlık Yayınları / İstanbul | 1953 | Deneme |
Dördü Birden | Varlık Yayınları / İstanbul | 1956 | Şiir |
Karadut 69 | Bilgi Yayınevi / Ankara | 1969 | Şiir |
Dol Karabakır Dol | Bilgi Yayınevi / Ankara | 1974 | Şiir |
Tezek | Bilgi Yayınevi / Ankara | 1975 | Deneme |
Delifişek | Bilgi Yayınevi / Ankara | 1975 | Deneme |
Yaşadım | Ada Yayınları / İstanbul | 1977 | Şiir |
Binbir Bedros | Ada Yayınları / İstanbul | 1977 | Diğer |
Resme Başlarken | Cem Yayınevi / İstanbul | 1977 | Deneme |
Babatomiler | Ada Yayınları / İstanbul | 1978 | Diğer |
Çağdaş Türk Resminden Örnekler | Akbank Kültür Sanat Yayını / İstanbul | 1982 | Diğer |
Kardeş Mektupları | Bilgi Yayınevi / Ankara | 1985 | Mektup |
Yukule-le’ye Mektuplar | Bilgi Yayınevi / Ankara | 1989 | Deneme |
Bu Anadolu Var Ya… | Bilgi Yayınevi / Ankara | 1993 | Deneme |
Kültür Yokuşu | Bilgi Yayınevi / Ankara | 1995 | Deneme |
Resim Yaparken | Bilgi Yayınevi / Ankara | 1995 | Deneme |
Körolası | Bilgi Yayınevi / Ankara | 1997 | Deneme |
Aşk Mektupları (1932-1933) / Bedri Rahmi-Eren Eyuboğlu | Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları / İstanbul | 1999 | Mektup |
Aşk Mektupları (1933-1934) / Bedri Rahmi-Eren Eyuboğlu | Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları / İstanbul | 2000 | Mektup |
Aşk Mektupları (1934-1936) / Bedri Rahmi-Eren Eyuboğlu | Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları / İstanbul | 2001 | Mektup |
Gece Yarısı (Yazılar: 1932-1936) | Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları / İstanbul | 2002 | Deneme |
Kiraz Ayı (Yazılar: 1936-1938) | Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları / İstanbul | 2003 | Deneme |
Dol Karabakır Dol (Bütün Şiirleri) | Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları / İstanbul | 2003 | Şiir |
Dost!.. Dost!.. (Yazılar: 1938-1945) | Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları / İstanbul | 2004 | Deneme |
İnsan Kokusu (Yazılar: 1945-1952) | Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları / İstanbul | 2005 | Deneme |
Aşk Mektupları (1937-1950) / Bedri Rahmi-Eren Eyuboğlu | Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları / İstanbul | 2006 | Deneme |
Sabır ile Koruk (Yazılar: 1952-1953) | Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları / İstanbul | 2008 | Deneme |
Pembe Vinç (Yazılar: 1953-1954) | Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları / İstanbul | 2008 | Deneme |
Bir Tutam Mavi (Yazılar: 1954-1955) | Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları / İstanbul | 2009 | Deneme |
Mavi Yolculuk Defterleri | Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları / İstanbul | 2009 | Gezi Yazısı |
Biz Mektup Yazardık! (Bedri Rahmi Eyuboğlu ve Çağdaşlarından Mektuplar) | Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları / İstanbul | 2015 | Mektup |
İlişkili Maddeler
Sn. | Madde Adı | D.Tarihi / Ö.Tarihi | Benzerlik | İncele |
---|---|---|---|---|
1 | M. Halistin Kukul | d. 1 Ocak 1943 - ö. ? | Doğum Yeri | Görüntüle |
2 | Sami Ateş | d. 1950 - ö. 10 Haziran 1993 | Doğum Yeri | Görüntüle |
3 | HÜSNÎ, Çizmeci-zâde Hoca Hüseyin Hüsnî Efendi | d. 1840 - ö. 1909 | Doğum Yeri | Görüntüle |
4 | ELİF YAĞLI (AK ELİF) | d. 1913 - ö. 05.01.1991 | Doğum Yılı | Görüntüle |
5 | EMRAH PAŞA OĞLU GÜLMEMEDOV | d. 1913/1914? - ö. 1987 | Doğum Yılı | Görüntüle |
6 | KÖR HASAN, Hasan Çıtak | d. 1913 - ö. ? | Doğum Yılı | Görüntüle |
7 | ELİPAŞA FEĞANİ DEMİROV | d. 1912 - ö. 1975 | Ölüm Yılı | Görüntüle |
8 | Fahri Celâl Göktulga | d. 20 Mayıs 1895 - ö. 3 Haziran 1975 | Ölüm Yılı | Görüntüle |
9 | DALĞA, Merziye Ehmedi Üskuyi | d. 1945 - ö. 1972?/1975? | Ölüm Yılı | Görüntüle |
10 | Necim Gül | d. 05 Kasım 1972 - ö. ? | Meslek | Görüntüle |
11 | Orhan Veli Kanık | d. 13 Nisan 1914 - ö. 14 Kasım 1950 | Meslek | Görüntüle |
12 | Ükkaş Ülgen | d. 1933 - ö. 14 Mart 2008 | Meslek | Görüntüle |
13 | Sadi Yüksel | d. 3 Nisan 1957 - ö. ? | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
14 | Nevzat Yalçın | d. 1 Eylül 1926 - ö. 31 Ekim 2012 | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
15 | Belkıs İbrahimhakkıoğlu | d. 15 Mayıs 1950 - ö. ? | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
16 | BEDRÎ | d. ? - ö. ? | Madde Adı | Görüntüle |
17 | İsmet Zeki Eyüboğlu | d. 1925 - ö. 12 Kasım 2003 | Madde Adı | Görüntüle |
18 | BEDRÎ, Niksarlı | d. 1845 - ö. 1897 | Madde Adı | Görüntüle |