Madde Detay
HÜSEYİN/NAMVERî, Hüseyin Namverî
(d. 1922 / ö. 2000)
?
(Âşık / 20. Yüzyıl / Azeri)
ISBN: 978-9944-237-86-4
Hüseyin Namverî, 1922’de Tebriz’in Eminabadî köyünde doğmuştur. İlköğretimini burada tamamlayan Namverî, daha fazla eğitim görme imkânı bulamaz (Feyzullahî Vahid 1990: 39; Azizî Haray 1997: 124).
Âşıklık geleneğinin içinde büyüyen Âşık Hüseyin Namverî’nin büyük dedesi Âşık İbrahim, dedesi Âşık Cabbar ve babası Âşık Abdulmuttalip de Tebriz’in usta âşıklarındandır (Feyzullahî Vahid 1990: 39; Kafkasyalı 2009: 80). Âşıklık eğitimine babasının yanında başlayan Âşık Hüseyin Namverî, ağabeyleri Âşık Cemşit ve Âşık Haşim’den de ders alır. Ayrıca Tebrizli âşıklardan Âşık Elesger Gümüşkemer, Âşık Hacı Ali İsfencanlı (Âşıkî), Merendli Âşık Mehemmed, Âşık Gaşem Caferî, Âşık Kulu Türkedarî, Taki Merendî, Âşık Selim ve Âşık Cevat Mehdizade’den dersler alır ve eğitimini tamamlar (Feyzullahî Vahid 1990: 39; Azizî Haray 1997: 124).
İlk programına âşıklık eğitimi devam ederken, 10 yaşında, komşu köyü olan Kayasınab’da çıkan Âşık Hüseyin Namverî, iddiasına göre dinleyenleri kendisine hayran bırakır. Bu günden sonra da babasından izin alarak ağabeyleri ile toylara gitmeye başlar ve 10 yıl onlarla toy toy gezer. Böylece âşıklık sanatının tüm inceliklerini öğrenir (Azizî Haray 1997: 125). 1948 yılında Tebriz’e göç eden Âşık Hüseyin Namverî, 1956 yılından itibaren Tebriz radyosunda programlar yapmaya başlar ve uzun yıllar bu radyoda çalışır (Kafkasyalı 2009: 81). Tebriz dışında Urmiye ve Tahran’daki toy ve programlara katılarak sanatını icra eden Âşık Hüseyin Namverî, şiirlerinde “Hüseyin ve Namverî” mahlasını kullanmıştır (Azizî Haray 1997: 125). Hüseyin Namverî, 2000 yılının ilkbaharında vefat etmiştir (Kafkasyalı 2009: 81).
Tebriz’in usta âşıklarından birisi kabul edilen Âşık Hüseyin Namverî, 75 destan anlatabildiğini ve bunların 35 tanesini babası Âşık Abdulmuttalip’ten öğrendiğini iddia eden Âşık Hüseyin Namverî, ayrıca Azerbaycan âşıklık geleneği ile Tebriz âşık muhitindeki 160 âşık havasını çalabildiğini iddia etmektedir (Azizî Haray 1997: 125). Âşıklığı dışında saz da imal eden Âşık Hüseyin Namverî; “Mehemmet Zerife”, “Şövket Şemşir” ve “Ferruh ile Gülruh” adlı üç destan tasnif etmiştir (Kafkasyalı 2009: 81). Âşık Hüseyin Namverî, şiirlerinin bir kısmını Divan-ı Hüseynî Namverî adlı eserinde toplamıştır (Kafkasyalı 2009: 81). Ayrıca Azerbaycan âşıklık geleneğinin ve Tebriz âşık muhitinin usta âşıklarının şiirlerinden bir kısmını toplayarak bunları Seçilmiş Mahnılar adıyla 1988 yılında Tebriz’de yayımlar.
Âşık Hüseyin Namverî, 1948 yılına kadar usta malı şiirleri okur. Bu yıldan itibaren şiir yaratmaya başlar ve âşık şiirinin en zor türlerinden olan “tecnis”, “behr-i tebil”, “divani”, “ciğalı tecnis”, “muhammes”, “güzelleme”, “geraylı”, “muamma”, “hakiki”, “bağlama”, “deyişme (atışma)”, “lebdeğmez” ve “bayatı” türlerinde şiirler yaratır (Kafkasyalı 2009: 81). Hemen her şiirinde mensubu olduğu Türk özelliklerinden bahseden ve milletini yücelten Âşık Hüseyin Namverî, “veten” redifli şiirinde vatanın önemini ve özelliklerini ortaya koyarak vatan şuurunun gerekliliğini vurgular (Feyzullahî Vahid 1990: 44; Kafkasyalı 2007: 131). Ona göre âşığın vatanı, adımlayarak dolaştığı yaylaklar, kışlaklar ve obalardır. Milleti ise gezdiği bu topraklarda yaşayan ve kendisini dinleyen insanlardır. Bu sebeple de onlara ait olan her şey, bir âşıkta olmak zorundadır (Azizî Haray 1997: 125).
Âşık Hüseyin Namverî’nin şiirlerinde mensubu olduğu millete dair her şeyi bulabiliriz. Âşıklığı sürecinde gezip gördüğü yaylaların özellikleri de, tabiatın güzelliği de, köy ve şehirlerdeki sosyal hayat da, onların inancı da âşığın şiirlerinde kendine yer bulur (Feyzullahî Vahid 1990: 45; Azizî Haray 1997: 126). Âşığın şiirinde tabii olarak sevgilinin güzelliği de vardır. Yarattığı ciğalı tecnis türündeki birçok şiirinde sevgilisinin güzelliklerini tek tek sıralar (Feyzullahî Vahid 1990: 41-42).
Âşığın yarattığı şiirleri arasında muamma da vardır. Tebriz âşık muhitinde “gıfılbend” adıyla bilinen bu türde şiir yaratmak, hem bilgi hem de yetenek işidir. Şiirinde, “Âlemi zerden ‘gal u bela’dan/ Haradan gelibdi, dünyaya düşdü?/ Neden hökmolundu, neden yarandı (yaratılmak)/ Haradan dövretdi, ne zaman köçdü?” diyerek sorular sorar ve onun cevabını bulması için mensubu olduğu âşıklık geleneğinin diğer temsilcilerine bırakır (Kafkasyalı 2009: 82).
Günümüzde Tebriz âşık muhitinin usta âşıklarından biri kabul edilen Âşık Yedullah Eyvezpur ile Âşık İlhan Esgerî, Âşık Alikulu Hacıpur, Miyandablı Âşık Ali, Âşık Hidayet, ayrıca Tebrizli genç âşıklardan Âşık Aliesger Vezifehah, Âşık İbrahim Süleymanî, Ahmet Şehbazî gibi birçok âşığa ustalık yaparak onlara saz ve âşıklık eğitimi veren Âşık Hüseyin Namverî, Tebriz’in usta âşıklarından biri kabul edilmektedir (Feyzullahî Vahid 1990: 39-45; Azizî Haray 1997: 125; Özdamar 2010; Abbasi vd. 2013: 379; Şehbazî 2013: 37; 85).
Kaynakça
Abbasi, Kazım Ahad Ferehmendi, Ali Berazende, Mehemmed Alipur Makadem (2013). Tebriz Folkloru 1. Kitap (Tebriz’den Toplanmış Folklor Örnekleri). Bakü: Nurlan.
Âşık Yedullah Eyvezpur, 1968, Ilhıcı, okuma-yazmayı biliyor, âşık. [Fazıl Özdamar tarafından 28.07.2010 tarihinde, Tlhıcı şehrindeki âşığın evinde yapılan görüşme].
Azizî Haray, Menuçehr (1376/1997). Âşıklar. C. 1. yyy.
Feyzullahî Vahid, Hüseyin (1369/1990). Âşıklar (Muasır Azerbaycan Âşıkları). Tebriz: Müessese-i İntişarat-ı Yârân.
Kafkasyalı, Ali (2007). İran Türk Âşıkları ve Millî Kimlik. Erzurum: Eser Ofset.
Kafkasyalı, Ali (2009). İran Türkleri Âşık Muhitleri. 2. Baskı. Erzurum: Salkımsöğüt Yay.
Şehbazî, Âşık Selçuk (1392/2013). Âşık Edebiyatı. Tahran: Pardis-i Daniş.
Madde Yazım Bilgileri
Yazar: DR. FAZIL ÖZDAMARYayın Tarihi: 23.02.2019Güncelleme Tarihi: 02.12.2020
Yayın Tarihi: 23.02.2019Güncelleme Tarihi: 02.12.2020
Güncelleme Tarihi: 02.12.2020
Eser Adı | Yayın evi | Basım yılı | Eser türü |
---|---|---|---|
Seçilmiş Mahnılar | İntişarat-ı Yaran / Tebriz | 1367/1988 | Şiir |
Divan-ı Hüseynî Namverî | - / Tebriz | 1367/1988 | Şiir |
İlişkili Maddeler
Sn. | Madde Adı | D.Tarihi / Ö.Tarihi | Benzerlik | İncele |
---|---|---|---|---|
1 | MEHMET ALİ/MEHMET ALİM/SARIALTIN, Mehmet Ali Sarıaltın | d. 1958 - ö. ? | Doğum Yeri | Görüntüle |
2 | DURSUNE BACI, Dursune Aksu | d. 1962-1963? - ö. 1995 | Doğum Yeri | Görüntüle |
3 | ADVİYE BACI, Adviye Koca | d. 1930 - ö. 17.10.1997 | Doğum Yeri | Görüntüle |
4 | GAHİRÎ, Bektaş Bilir | d. 1922 - ö. 11.05.1987 | Doğum Yılı | Görüntüle |
5 | Mehmet Gökkaya | d. 1922 - ö. 3 Kasım 1981 | Doğum Yılı | Görüntüle |
6 | Muzaffer Tayyip Uslu | d. 1922 - ö. 3 Temmuz 1946 | Doğum Yılı | Görüntüle |
7 | HASRETÎ, Sadi Değer | d. 02.02.1929 - ö. 23.11.2000 | Ölüm Yılı | Görüntüle |
8 | Hasan Ali Kasır | d. 1953 - ö. 2000 | Ölüm Yılı | Görüntüle |
9 | Edeb Mahir Yalnız | d. 1906 - ö. 3 Ekim 2000 | Ölüm Yılı | Görüntüle |
10 | ELİ KAZIM OĞLU MEMMEDOV | d. 1940 - ö. ? | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
11 | EMİNOV, Memmedyar Eminov | d. 1876 - ö. 1966 | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
12 | DABILOV ABBAZ | d. 1898 - ö. 1970 | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
13 | DİLDÂRÎ, Fehmî | d. 1884 - ö. ? | Madde Adı | Görüntüle |
14 | SADR-I KOMLU RÜSTEM BABA | d. ? - ö. ? | Madde Adı | Görüntüle |
15 | GÖKKIZ, Zeliha Gök | d. 10.08.1973 - ö. ? | Madde Adı | Görüntüle |