İSKENDER PAŞA-ZÂDE, Derviş Bey b. İskender Paşa

(d. 936/1529 - ö. 998/1590)
divan şairi
(Divan/Yazılı Edebiyat / 16. Yüzyıl / Anadolu-Osmanlı-Türkiye)
ISBN: 978-9944-237-86-4

Diyarbakır’da doğdu. Çerkes İskender Paşa’nın üç oğlundan ortanca olanıdır (Emîrî 781 : v 25). Bir müddet Diyarbakır vilayetindeki bazı sancaklarda görev almış olan ve devlete göstermiş olduğu yararlılıklar sonucunda İstanbul hükümetinin takdirini kazanmış ve Lahsa eyaleti valiliğine atanmış olan Ahmed Paşa’nın kardeşidir (İskenderoğlu 1989: 72). Ali Emîrî’nin belirttiğine göre kendisinden bahseden tezkireciler tarafından beğenilen bir şahsiyettir.Çalışkan, adaletle hükmeden, ahlak sahibi ve ilim düşkünü biriydi. Vaktini boşa harcamaz, Arapça kitaplar mütalaa ederdi. Üç dilde şiirleri olmakla beraber özellikle lügaz söylemede ve muammada çok başarılıydı. Farsça şiirleri coşkulu, Türkçe şiirleri ise akıcı bir üsluba sahipti. Yüce gönüllü ve derviş yaratılışlı olduğu için “Derviş” mahlasını aldığı nakledilir.

Ali Emîrî’nin Derviş Paşa ile alakalı düşünceleri şu şekildedir: “Diyarbakır’ın suyundan ve havasından beslenen Derviş Paşa, gençliğinin en güzel dönemlerini kendini yetiştirmeye ayırmıştır. Cesur olduğu kadar cömerttir. Zamanının çoğunu müzikle uğraşarak ve devrin önde gelen alimleri ve şairleriyle sohbet ederek geçiren faziletli biridir.” (Emîrî 781: v 324)

Babasının devlet görevi gereği Bağdat ve Mısır’a gitmesi gerekince o da babasıyla beraber gider (İskenderoğlu 1989: 82-83). Derviş Paşa, babasının Mısır valiliğinden ayrılarak İstanbul’a dönmesinden sonra, yeteneği, bilgisi ve savaş tekniği bakımından kabiliyeti sebebiyle Kudüs eş-Şerif mirlivalığına terfien tayin edilir (Emîrî 781: v 325). Kaynaklarda Derviş Paşa’nın dîvânı veya herhangi bir eserinin olduğuna dair bilgi bulunmamaktadır. Derviş Paşa, 1574 senesinde İstanbul’da vefat etmiştir (16. Yy. Diyarbakır Şairleri 2009: 102). Derviş Paşa ile ilgili detaylı bilgi Ali Emiri’nin çalışmasında yer almaktadır. Muhterem Kâşani ile beraber Hz. Hüseyin için mersiye yazmışlardır. O mersiyeden bir kısım şu şekildedir:

Muhterem Kâşani
Keşti şikest hurde’i Tufan Kerbela
Derhâh-ü-hun fütade bi’meydan Kerbela.,
Derviş Bey
Lâle girift damen-i meydan-ı Kerbela
Ahir nehuft hun-ı şehidan-ı Kerbela 

Kaynakça

Beysanoğlu, Şevket (1996). Diyarbakırlı Fikir ve Sanat Adamları. Ankara: San Matbaası.
Emîrî, Ali (781). Esâmî-i Şuârâ-i Âmid. Rik’a, 59 yk., bb. st., 165x245 (bxb) mm., Müellif hattı, 1293 H. (Millet Ktp. A.E Tarih 781/1).

İpekten, Halûk, Mustafa İsen, Recep Toparlı, Naci Okçu ve Turgut Karabey (1988). Tezkirelere Göre Divan Edebiyatı İsimler Sözlüğü. Ankara: KTB Yay. 

İskenderoğlu, Reşit (1989). Beylerbeyi Gazi İskenderpaşa. Ankara. 

Kurnaz, Cemal ve Mustafa Tatçı (hzl.) (2001). Nail Tuman, Tuhfe-i Nâilî. Ankara: Bizim Büro Yay.
XVI. Yüzyıl Diyarbakır Şairleri (2009). Diyarbakır Valiliği Hizmet Vakfı Başkanlığı Yay. 

Solmaz, Süleyman (hzl.) (2005). Ahdî ve Gülşen-i Şu’arâsı. Ankara: Atatürk Kültür Merkezi Yay.

Şanlı, Bilal (2013). Osmanlı Dönemi Diyarbakırlı Dîvân Şâ‘irleri. Yüksek Lisans Tezi.

Madde Yazım Bilgileri

Yazar: DOÇ. DR. ARŞ. GÖR. SERDAR DEMİRCAN & DOÇ. DR. HÜSEYİN GÖNEL
Yayın Tarihi: 10.03.2014
Güncelleme Tarihi: 10.12.2020

Eserlerinden Örnekler

Şâh-ı tûbâ kâmet-i dildâre benzer benzemez
Cilveden tâvûs-ı hoş -reftâra benzer benzemez
*
Serîr-i saltanat gavgâ-yı ‘âm âlâmına degmez
Neşât-ı devlet-i dünyâ hilâl encâmına degmez
*
Gördi şeb-ruhsâr-ı ‘âlem-tâbı şem’-i encümen
Subha dek dökdi ‘arak reşkinden ey nâzük beden

*

Mîr-i meclis olalı Hüseynle ol gonce-dehen
Tâc-ı zerrîn ile nergis oldı şem’i encümen
*
Mând vakt-i sefer ez kûy-ı tu cân u dil-i men
Dil ü can mând revan şod ten-i bî-hâsıl -ı men
(Senin diyarındandan ayrılma vaktinde can ve gönlüm kaldı. Gönül ve canım orada kaldı, boş bedenim yürüdü.)
*
Kerdem izhâr be-yâran gam-ı bîmârî-i dil
Nîst yârî ki koned rahm ü dehed yârî-i dil
(Dostlara gönül hastalığının gamını açıkladım. Bir dost yok ki acıyıp gönle yardım etsin.)
*
Hazret-i İmâm Hüseyn radıyallahü anh mersiyesindeki matla’ı:
Lâle girift dâmen-i meydân-ı Kerbelâ
Âhir nehuft hûn-ı şehîdân-ı Kerbelâ
(Kerbela meydanının eteğini lale kapladı. Kerbela şehitlerinin kanı artık uyumaz oldu.)

(Solmaz, Süleyman (hzl.) (2005). Ahdî ve Gülşen-i Şu’arâsı. Ankara: Atatürk Kültür Merkezi Yay. 172.)


İlişkili Maddeler

Sn.Madde AdıD.Tarihi / Ö.TarihiBenzerlikİncele
1RÂİF, Mukâbeleci-zâde Yûsuf-ı Râif-i Âmidîd. 1836 - ö. ?Doğum YeriGörüntüle
2İhsan Fikret Biçicid. 1934 - ö. 13 Kasım 2013Doğum YeriGörüntüle
3ŞÂHÎd. ? - ö. ?Doğum YeriGörüntüle
4SABRÎ, Sabrî Abdurrahman Çelebi, Arap-zâded. ? - ö. 1590Ölüm YılıGörüntüle
5HİMMETÎ, Himmetî Beyd. ? - ö. 1590Ölüm YılıGörüntüle
6EMÂNÎd. ? - ö. 1590/91Ölüm YılıGörüntüle
7ÇÂKERÎ, Sinân Bey, Yûsuf-ı Çâkerîd. ? - ö. 1495\'ten sonraMeslekGörüntüle
8DUKAGİN-ZÂDE, Ahmed Beyd. ? - ö. 16. yyMeslekGörüntüle
9ŞÂMÎd. ? - ö. ?MeslekGörüntüle
10AHMED, Ramazan-zâde/Nişancı-zâde Seyyid Ahmed Ramazan Efendid. 1527 - ö. 1578Alan/Yüzyıl/SahaGörüntüle
11VASFÎd. ? - ö. ?Alan/Yüzyıl/SahaGörüntüle
12HIFZÎ, Hıfzî Mehmed Efendi, Sarı Memid. ? - ö. ?Alan/Yüzyıl/SahaGörüntüle
13BİRRÎ, Derviş Mehmed Çelebid. 1669 - ö. 1716Madde AdıGörüntüle
14BÎMÂRÎd. ? - ö. ?Madde AdıGörüntüle
15BELİĞ, Güreşçi-zâde / Kirişci-zâde Hâfız Abdullah Efendid. ? - ö. Mayıs-Haziran 1716Madde AdıGörüntüle