Madde Detay
Ayşe Kilimci
(d. 10 Şubat 1954 / ö. -)
Sosyal Hizmetler Uzmanı, Romancı, Öykücü
(Yeni Edebiyat / 20. Yüzyıl / Anadolu-Osmanlı-Türkiye)
ISBN: 978-9944-237-86-4
İzmir’in Konak ilçesinde doğdu. Baba tarafı, Çelebizâde - Osmanzâde - Aksoy - Alpyörük - Kutluay - Evliyazâde - Yemişçizâde - Kançıbanzâde - Kantarcızâde - Kapanizâde - Uşşakizâde- Kilimcizâde - Ragıp Paşazâde kolları olan, İzmir ve çevresinde nam salmış büyük Kâtipzâde sülalesinin Kilimcizâde kolundandır. Devlet memuru olan baba Alihan Bey, sert mizaçlı titiz bir insandır. Kilimci’nin annesi Kadriye (Orkun) Kilimci 1928’de İzmir’de doğar. Kısa yoldan meslek edinmek zorunda kalan Kadriye Hanım, liseyi yarıda bırakıp gazete ilanıyla haberdar olduğu Haydarpaşa Hemşire ve Laborant Okuluna kaydolur. Okulu Mart 1949’da pekiyi dereceyle bitirip ilk görev yeri olan İzmir Memleket Hastanesi’ne atanır. Otuz üç yıl hemşire / yöneticilik ve hemşire öğretmenliği yaptıktan sonra 1996’da emekliye ayrıldığı sene hayatını kaybeder (Kilimci 2014: 335).
Ayşe Kilimci, İzmir Özel Yusuf Rıza Anaokulu ile eğitim hayatına başlar. Birinci sınıfı da burada okuyan Kilimci, iki ve üçüncü sınıfları mahallelerindeki Çimentepe İlkokulunda okur. Dördüncü ve beşinci sınıfları Karşıyaka’ya taşındıkları için Aydoğdu İlkokulunda tamamlayarak ilkokulu bitirir (Gezer 2017:627). İlkokul öğrencisiyken Hindistan’da “Shankar’s Weekly” dergisi tarafından düzenlenen “Dünya Çocuklararası Hikâye Yarışması”nda yaş grubu birincisi olur (Andaç 1999: 168). Karşıyaka Kız Lisesinde ortaokul birinci sınıfı, Eşrefpaşa Sıdıka Eczacıbaşı Kız Ortaokulunda orta iki ve üçüncü sınıfı başarıyla bitiren Kilimci, İzmir Kız Lisesindeki öğrenimine başlar ve burayı da başarıyla tamamlar. Kilimci, İzmir Kız Lisesini bitirdikten sonra hayali Ankara Gazi Edebiyat Bölümünde okumaktır, ne var ki Gazi’nin Edebiyat Bölümü anarşiye kaynaklık ettiği gerekçesiyle kapatılır. Mecburen Buca Eğitim Enstitüsü Edebiyat Bölümüne kayıt yaptıran Kilimci, burada bir dönem (iki ay) okuduktan sonra okula ısınamaz ve ikinci yarıda okulu bırakır (Kilimci 2007: 133). Ertesi sene Ankara Sosyal Hizmetler Akademisini kazanır. Anarşi ve öğrenci olaylarının ülkeyi ve üniversiteleri yakıp kavurduğu yetmişli yıllarda üniversite öğrencisi olmanın zorluğunun üstesinden gelen Kilimci, akademiyi başarıyla tamamlar.
Ayşe Kilimci, Ankara Sosyal Hizmetler Akademisini bitirdikten sonra 1978’de İçel Çocuk Yuvasına uzman olarak atanır ve burada başlayan memuriyet yolculuğu, 17 Ağustos 1999'da İstanbul Sosyal Hizmetler Çocuk Esirgeme Kurumu İl Müdürlüğünde İl Müdür Yardımcılığı görevindeyken emekliye ayrılmasıyla sona erer (Gezer 2017:17).
Kilimci, memuriyete başlamadan önce başladığı kalem emeğine memuriyeti boyunca da aksatmadan devam eder. İlk telifini henüz lise öğrencisiyken Varlık Dergisi'nden 1972’de alır ( Andaç 1999: 168). Sonraki yıllarda telifler artarak devam eder. Bilgi, Kaynak, Kök, Epsilon, Altın Kitaplar, İskele, Oğlak, Pupa, Tudem yayınlarından kitap, Oxford yayınlarından hikâye telifleri vardır (Kilimci 2017:1). Kilimci, İzmir Life dergisi, İzmir Kent Radyosu ve Sabah İzmir Ege Gazetesi’nde uzun soluklu çalışmalara imza atar. Hâlihazırda kitap yazma çalışmalarına devam eden Kilimci, Serbesiyet.com internet sitesinde değişik periyotlarla inceleme, araştırma, deneme, fıkra yazıları yazmaya devam etmektedir.
Kanadı Gümüşlü Kuş ile 1990’da Abdiİpekçi Dostluk ve Barış Öykü Üçüncülük Ödülü'nü, Yeni Moda Aşklar Destanı ile 1995’te Yunus Nadi Öykü Birincilik Ödülünü, “Aktör” ile 1999 Haldun Taner Öykü Üçüncülük Ödülü'nü, Yıldızları Dinle ile önce 2000 yılında Haldun Taner Öykü Birincilik Ödülü'nü ardından 2001’de Marsilya Akdeniz Kadınlar Forumu Uluslararası Öykü Büyük Ödülü'nü almıştır.
Hikâyeciliğe 1972’de henüz on yedi yaşındayken Varlık dergisinde yayımlanan “En Kötüsü” adlı öyküsüyle (Andaç 1999: 168) başlayan Ayşe Kilimci; Yapma Çiçek Ustaları (1976), Sevdadır Her İşin Başı (1983), Sevgi Yetimi Çocuklar (1987), Gül Bekçisi – Eylül Arifesi Mektuplar (1989) adlı hikâye kitaplarından sonra çocuk kitapları yazmaya yönelmiştir. Ancak bu yöneliş içinde yazar, ödül almış olduğu hikâyelerinin de içinde bulunduğu tema yönünden zengin hikâyeler yazmaya ve hikâye kitapları yayımlamaya da devam eder: Mucize Var mıdır, Memet Abla? (2002), Yeni Moda Aşklar (2006a), Şu Ölüm Dedikleri (2006b).
Kilimci’nin ilk hikâyelerinde genellikle toplum dışına itilmiş bireylerin hayatlarındaki durumlar irdelenirken yoğun bir gözlem faaliyetinin varlığı dikkatleri çeker. Toplumun farklı kesimlerindeki aksayan yönlere, kişilerin kişilerle ve toplumla çatışmalarına tanıklık söz konusudur. Yazarın daha sonraki öykülerinde farklı coğrafyaların da etkisiyle yerel öğelerdeki zenginlik artar ve bu durum yazarın dil ve anlatımına yansır (Andaç 2004: 206).
Ayşe Kilimci, “Sevdadır Her İşin Başı” adlı ikinci hikâye kitabında edebî arayışını devam ettirerek köyden kente göç, kentleşme, aşk, öğrenci olayları, yuva çocuklarının gibi temaları hikâyelerine taşır. Coşkulu üslûbu ve destansı dili yavaş yavaş yatağını bulmaya başlayan yazar, “Sevgi Yetimi Çocuklar” adlı çalışmasıyla köyden kente göçün trajik sonuçları, yuva çocukları, kültür farklılıkları, fakirlik, toplumsal duyarsızlık, sanata bakış gibi temaları artık kendi oturmuş, özgün üslûbu ve diliyle yazın çalışmalarına devam eder.
Kilimci, 1968 ile 1980 arası gözlemlediği öğrenci olaylarını -ki bizzat kendisi de olayların içinde yer alır- ve toplumsal gerginliği bütün çıplaklığıyla öykülerinde (Gül Bekçisi -Eylül Arifesi Mektuplar-) dile getirir. Bu dönemdeki kutuplaşmadan rahatsız olan Kilimci, yaşananları eleştirel bir dille eserlerine yansıtır (Gezer 2017:641).
Kilimci’nin çocukluk yaşantıları, mesleki tecrübeleri, dilindeki coşku ve masalsı üslûbu bir araya gelince çocuk edebiyatı vadisinde de yol almaya başlar. Çocuk kitabı kaleme alan yazarların çocuk psikolojisi ve saha tecrübesi eksikliğini bizzat müşahede eden Kilimci, edebî kimliği ve mesleki tecrübesiyle çocuklar için sacayakları sağlam eserler ortaya koyar. Çocukluğun büyüleyici bir altın çağ olduğunun (Lekesiz 2015:255) bilincinde olan Kilimci, binlerce çocuğu “incir çekirdeğine sığan, ama galaksiye sığmayan masalistan ülkesi”yle tanıştırır ( Kilimci 2007:247).
1978’de “Benim Adım Çocuk” adlı bir çocuk romanı yazarak çocuk edebiyatına adımını atar (Kilimci 2014: 261). 1989’a kadar edebî hikâyeler ağırlıkta olmak üzere çocuk edebiyatına özgü masal, hikâye ve roman yazmaya devam eder. “Gül Bekçisi/Eylül Arifesi Mektuplar” (1989) adlı hikâye kitabından sonra çocuk edebiyatında yoğunlaşma dönemi başlar. Ardı ardına çocuk kitapları yayımlanmaya başlar.Kilimci’nin Varlık dergisinde Yaşar Nabi Nayır ile tanıştığı dönemde aynı zamanda Demokrat İzmir Gazetesi’nde Attilâ İlhan’la da tanışır. Attilâ İlhan Kilimci’deki öykücülük damarını keşfedince onu bu alana yönlendirir. Attilâ İlhan’ın Kilimci’nin şiirleriyle ilgili menfi, hikâyeleriyle ilgili müspet yorumları Kilimci’yi etkiler (Kilimci 2007: 106). Kilimci ile Attilâ İlhan’ın arasındaki usta-çırak ilişkisi çok uzun soluklu olur. Attilâ İlhan, Kilimci’nin öykücülüğüne zarar gelmemesi için elinden gelen her şeyi yapar.
Kilimci’nin hikâyelerinde kadın ve çocukların diğer şahıslara göre ön planda olduğu görülür. Gerçekliği eleştiri ekseninde kullanan yazar, muhalif duruşunun da etkisiyle genelde toplum dışına itilmiş şahısların, özelde ezilen kadın ve çocukların yaşamlarından kesitler sunar. Yazarın Sosyal Hizmetler Akademisinden mezun olmasıyla başladığı meslek hayatının etkisiyle de -ki yazar uzun yıllar yurdun değişik şehirlerinde sosyal hizmetler uzmanı olarak çalışmıştır- kadın ve çocuklar hikâyelerinde ön plandadır (Gezer 2017:44).
Kilimci, imgeleri çok güçlü bir öykücüdür. Hikâyelerinde bireyin toplumla, bireyin bireyle ve bireyin kendisiyle olan çatışmalarını coşkulu anlatımıyla ilmek ilmek dokurken hikâyenin doruk noktasından düşüşlerini öyle bir ustalıkla işler ki öykü ile okur arasına girmez. Bunu imgenin vurucu gücünü kullanarak gerçekleştirir. Hikâyelerinin gücü bu yenilikte kendini gösterir (Kahraman 1976: 12-13).
Kilimci’nin dili halkın diliyle iç içedir. Halkın yaşamını, davranışlarını yansımalı bir dille anlatır. Bu öylesine canlı bir dildir ki öykü karakterleriyle bir aradaymışız hissi oluşur (Ergüven 1987: 8). Ayrıca dili öyle ustalıkla kullanır ki acı ile yoğrulan hayatlardan “şiirli, hüzünlü ve düşündürücü tablolar” ortaya koyar (Taner, Bezirci 1990: 477). Kilimci, dilde eskiye dönmeyi “ekin yönünden de elli yıl önceye gitmek” olarak görür. Ona göre dil hususunda eskiyle bağlarımızın kopmaması için eskiye gidilmez. Eskiyle bağımızın kopmaması demek divan edebiyatı ruhunu içte yaşatıp yeni yorumlara ve söyleyişlere kapı aralamaktır (Kilimci 2007: 186). Kilimci; dilin arı, süssüz ve yalın olmasından yanadır. Dil anlayışında deyimler, atasözleri, halk deyişleri gibi folklorik unsurlar çok etkilidir. Zaman içerisinde Kilimci, evrenselliğe yaklaştıkça kullandığı yerel motifler güzel bir dokuya, tatlı bir renge ve estetik bir sese kavuşur. Halk dilinin zenginliği Kilimci’nin kıvrak ve şenlikli kaleminde rengârenk bir sese dönüşür (Gezer 2017:392). Öykücülüğümüzde parlak bir dönemin yaşandığı 70’li yıllarda yazın hayatına adımlarını atan Kilimci’nin başlangıçtan beri yeni olan vurucu imgeleri ve canlı folklorik dili, zamanla üslûbunun sacayaklarına dönüşür.
Kilimci’nin Anadilde Çocuk Olmak / Yabancı Dilde Eğitim 1 (1998) ve Kadından Sakıncalı (Sakıncalı Kadın Öyküleri Antolojisi (2009) adlı derleme kitap çalışmaları; otlar, meyveler, yemek ve mutfak kültürü üzerine yazdığı Fettan Vişne Günahkâr Elma (2009), Meğer Mutfak Bir Masalmış (2010), Ot Var, Çiçek Var Sevdalığa Çare Var (2013), İşi Pişirmeden Önce Ne Pişirmeli? (2014) isimli araştırma-inceleme kitapları ve lisedeyken (1968) başladığı ve 1980’e kadar ara ara devam ettiği güncesinden oluşan Ah Benim Akortsuz Kalbim adlı anı kitabı vardır
Kaynakça
Andaç, Feridun (1999). Öykücünün Kitabı. İstanbul: Varlık Yayınları.
Andaç, Feridun (2004). Edebiyatımızın Kadınları. İstanbul: Dünya Yayıncılık: 201- 210.
Ergüven, Abdullah Rıza (1987). “Türk Yazınının Özgün Bir Sanatçısı: Ayşe Kilimci”. Prizen. Eylül: 5.
Gezer, Alpay (2017). Ayşe Kilimci İnsan-Eser-Üslup. Doktora Tezi. İstanbul: Yıldız Teknik Üniversitesi.
Güler, Mehmet (2006). “Şu Ölüm Dedikleri”. Cumhuriyet Kitap. 884: 8-9.
Kahraman, Hasan Bülent (1976). “Karşıtların Birliği mi Yaşadığımız”. Varlık. 830: 12-13.
Kilimci, Ayşe (2007). Ah Benim Akortsuz Kalbim. İstanbul: Altın Kitaplar Yayınevi.
Kilimci, Ayşe (2011). “Türkiye Seninle Gurur Duyuyor”. Kızlar ve Babaları. (Hzl. Gökhan Yavuz Demir, Alper Kanca). İstanbul: Paradigma Yayıncılık. 297-307.
Kilimci, Ayşe (2014). “Annesi Çalışan Çocuklar Erkenden Büyür”. Kadınların Gözüyle Yazmak ve Yaşamak. hzl. Zehra İpşiroğlu. İstanbul: Cumhuriyet Kitapları: 261-286.
Kilimci, Ayşe (2015). “Anne Tarihi Kalbin Tarihi…”. Annemle Ben. ed. Firdevs Canbaz Yumuşak. Ankara: Anka Kadın Yayınları: 22-31.
Kilimci, Ayşe (2017). Kitap Kapakları:1. http://aysekilimci.com.tr/?islem=paket/sayfaP/sayfa.php. [erişim tarihi:09.0702017].
Lekesiz, Ömer (2015). Sanat ve…. İstanbul: Şule Yayınları.
Mert, Necati (2005). “Modern Öykünün Serüveni: 1940’tan Günümüze”. Hece Dergisi Türk Öykücülüğü Özel Sayısı. 2. bs. 46-47: 93-123.
Taner, Refika; Asım Bezirci (1990). Seçme Hikâyeler. 3. bs. İstanbul: Kaya Yayınları.
Yücel, Emeti (2006). “Erkekler Aşkını Buza Yazar Kadınlar Taşa”. Yeni Şafak Kitap. 4: 4.
Madde Yazım Bilgileri
Yazar: DR. ALPAY GEZERYayın Tarihi: 27.02.2019Güncelleme Tarihi: 20.12.2020
Yayın Tarihi: 27.02.2019Güncelleme Tarihi: 20.12.2020
Güncelleme Tarihi: 20.12.2020
Eser Adı | Yayın evi | Basım yılı | Eser türü |
---|---|---|---|
Yapma Çiçek Ustaları | Bilgi Yayınevi / Ankara | 1976 | Hikâye |
Sevdadır Her İşin Başı | Kaynak Yayınları / İstanbul | 1983 | Hikâye |
Sevgi Yetimi Çocuklar | Bilgi Yayınevi / Ankara | 1987 | Hikâye |
Gül Bekçisi / Eylül Arifesi Mektuplar | Bilgi Yayınevi / Ankara | 1989 | Hikâye |
Benim Adım Çocuk | Bilgi Yayınevi / Ankara | 1989 | Roman |
Elimizdeki Işık | Bilgi Yayınevi / Ankara | 1989 | Hikâye |
Çöp Kraliçe | Bilgi Yayınevi / Ankara | 1990 | Masal |
Masal Ektim Umut Biçtim | Bilgi Yayınevi / Ankara | 1991 | Masal |
Dikenci Karga | Bilgi Yayınevi / Ankara | 1991 | Masal |
Anadilde Çocuk Olmak / Yabancı Dilde Eğitim 1 | Papirüs Yayınları / İstanbul | 1998 | Röportaj |
Mucize Var mıdır, Memet Abla? | Epsilon Yayıncılık / İstanbul | 2002 | Hikâye |
Gül Kız | Epsilon Yayıncılık / İstanbul | 2003 | Masal |
Kahraman Balkabağı | Epsilon Yayınevi / İstanbul | 2003 | Masal |
Padişah Çatlatan Horoz | Epsilon Yayıncılık / İstanbul | 2003 | Masal |
Nar Masalı | Epsilon Yayıncılık / İstanbul | 2003 | Masal |
Merhaba Dünya | Epsilon Yayıncılık / İstanbul | 2004 | Roman |
Olimpos’ta Bir Kuş ‘mitolojik masallar’ | Altın Kitaplar / İstanbul | 2005 | Masal |
Şu Ölüm Dedikleri | Altın Kitaplar / İstanbul | 2006 | Hikâye |
Yeni Moda Aşklar | Altın Kitaplar / İstanbul | 2006 | Hikâye |
Armağanım Bir Fare | Altın Kitaplar / İstanbul | 2006 | Masal |
Aynalı Elmas Hanım | Altın Kitaplar / İstanbul | 2006 | Masal |
Kuşların Kurtardığı Masallar | Altın Kitaplar / İstanbul | 2006 | Hikâye |
Ah Benim Akortsuz Kalbim | Altın Kitaplar / İstanbul | 2007 | Hatıra |
Dikkat, Kuş Aranıyor | Kök Yayıncılık / Ankara | 2007 | Hikâye |
Tencerede Çarıklar | Pupqa Yayınları / İstanbul | 2009 | Masal |
Gökkuşağını Kim Boyar? | Pupa Yayınları / İstanbul | 2009 | Hikâye |
Şarkıları Kim Yapar? | Pupa Yayınları / İstanbul | 2009 | Hikâye |
Sinemamız İftiharla Sunar | Tudem Yayınları / İzmir | 2009 | Hikâye |
Benim Kendimin Sözlüğü | Tudem Yayınları / İzmir | 2009 | Diğer |
Kadından Sakıncalı (Sakıncalı Kadın Öyküleri Antolojisi) | Şenocak Yayınları / İzmir | 2009 | Antoloji |
Fettan Vişne Günahkâr Elma | Oğlak Yayınları / İstanbul | 2009 | Araştırma |
Meğer Mutfak Bir Masalmış | Oğlak Yayınları / İstanbul | 2010 | Araştırma |
Ot Var, Çiçek Var Sevdalığa Çare Var | Oğlak Yayınları / İstanbul | 2013 | Araştırma |
İşi Pişirmeden Önce Ne Pişirmeli? | Oğlak Yayınları / İstanbul | 2014 | Araştırma |
Laklakçı Kaplumbağalar | MEB Yayınları / İstanbul | 2017 | Masal |
Masal Ektim Oyun Biçtim | Uçan At Yayınları / İstanbul | 2017 | Masal |
İlişkili Maddeler
Sn. | Madde Adı | D.Tarihi / Ö.Tarihi | Benzerlik | İncele |
---|---|---|---|---|
1 | İRŞÂDÎ, Ahmed | d. 1819-1820 - ö. 1880-1881 | Doğum Yeri | Görüntüle |
2 | MUSTAFA NÛRÎ PAŞA | d. 1824 - ö. 1890 | Doğum Yeri | Görüntüle |
3 | Besim Akımsar | d. 1920 - ö. 12 Temmuz 2001 | Doğum Yeri | Görüntüle |
4 | HİZANİ, İbrahim Akkuş | d. 1954 - ö. ? | Doğum Yılı | Görüntüle |
5 | Fatih Erdoğan | d. 23 Nisan 1954 - ö. ? | Doğum Yılı | Görüntüle |
6 | Yaşar Seyman | d. 17 Mart 1954 - ö. ? | Doğum Yılı | Görüntüle |
7 | Cihan Aktaş | d. 15 Ocak 1960 - ö. ? | Meslek | Görüntüle |
8 | Hüseyin Peker | d. 29 Mayıs 1946 - ö. ? | Meslek | Görüntüle |
9 | Güner Sümer | d. 18 Mart 1936 - ö. 27 Nisan 1977 | Meslek | Görüntüle |
10 | Halim Şafak | d. 29 Eylül 1962 - ö. ? | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
11 | Ali Ayçil | d. 05 Eylül 1969 - ö. ? | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
12 | Necati Albayrak | d. 1968 - ö. ? | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
13 | AYŞE VUSLAT HANIM | d. ? - ö. 19. yy. | Madde Adı | Görüntüle |
14 | AYŞE | d. ? - ö. ? | Madde Adı | Görüntüle |
15 | AYŞE | d. 1860 - ö. 1910 | Madde Adı | Görüntüle |