Ayla Kutlu

Aygen Berel
(d. 14 Ağustos 1938 / ö. -)
Romancı, hikâyeci, çocuk edebiyatı yazarı
(Yeni Edebiyat / 20. Yüzyıl / Anadolu-Osmanlı-Türkiye)
ISBN: 978-9944-237-86-4

Antakya'da doğdu. Anılarını kaleme aldığı Zaman Da Eskir adlı kitabında (2006) daha çok çocukluğu, evliliği gibi yaşamının ilk dönemlerine ait anılarını içten ve samimi bir dille kaleme almıştır. Anılan kitabında belirttiği gibi babası Selahattin Kutlu Çapa Öğretmen Okulu'ndan mezun olmuş bir öğretmendir. Annesi Sabriye Kutlu ise köy ilkokulunu bitirmiş fakat yoksullukları nedeniyle okuyamamış bir ev hanımıdır. 1932'de Selahattin Bey ile Sabriye Hanım evlenirler ve bu evlilikten sırasıyla Altan, Ayla, Alsan ve Zafer adlı dört çocukları olur.

Kutlu, ilköğrenimine önce Antakya Kurtuluş İlkokulu'nda başlamış ancak başladıktan hemen sonra kısa sürelik bir ara vermiş; daha sonra 1945'te Antakya İnönü İlkokulu'na devam etmiş, 2. sınıftan sonra ise babasının tayini nedeniyle Namık Kemal İlkokulu'na (İskenderun) geçerek ilköğretimini burada tamamlamıştır (1950). Orta öğrenimini İskenderun Ortaokulunda okumuştur (1953). İskenderun'da lise olmadığı için halasının yanına Gaziantep'e gönderilmiş ve liseyi önce Gaziantep Lisesi'nde okumuş (1953- 1955), daha sonra ailesinin yanına dönerek Antakya Lisesi'nden mezun olmuştur (1955- 1956). Kutlu, lise öğreniminden sonra felsefe okuma isteğiyle sadece bir öğrenci kabul eden Yüksek Öğretmen Okulu Felsefe Bölümü'ne kabul edilmiştir. Burada okurken felsefe öğretmeni, Ayla Kutlu'nun Siyasal Bilgiler Fakültesi’ni burslu olarak kazandığını öğrenince ona Siyasal Bilgiler Fakültesi’ne gitmesini tavsiye etmiştir. 1956'da başladığı Ankara Siyasal Bilgiler Fakültesi’nde İçişleri Bakanlığından aldığı bursla okumuş ve 1960'da buradan mezun olmuştur. Üniversiteyi bitirdikten sonra zorunlu hizmet görevi nedeniyle İçişleri Bakanlığı'nda çalışmaya başlamış, daha sonra sırasıyla Devlet İstatistik Enstitüsü, Başbakanlık, Emekli Sandığı ve Ziraat Bankası Genel Müdürlüğü gibi kurumlarda çalışmıştır.

1964'te kendisiyle aynı üniversiteden mezun olan Sahir Behlülgil ile evlenmiştir. 1965'te oğlu Ahmet Kemal doğmuştur. 1970'lerden sonra ülkenin içinde bulunduğu siyasi kargaşa yıllarında zaman zaman sürgün edilmiştir. 1977'de eşinden boşanan Kutlu, 1980'de emekliye ayrıldıktan sonra kendini tamamen yazı yazma işine vermiştir.

1990'dan itibaren çocuk kitapları yazmaya yönelmekle birlikte roman ve hikâye yazmaya da devam etmiştir. Halen Ankara'da yaşayan Kutlu, kadın sorunlarına temas eden sempozyumlara katılmaktadır.

 

1970'lerden sonra edebiyatımızda Füsun Akatlı'nın deyimiyle, "bir kadın yazarlar patlaması" yaşandığı söylenebilir (Akatlı: 2012; 29). Bu yıllarda ortaya çıkan kadın yazarlar, 1980 sonrasının en önemli yazarları oldular (Akatlı: 2012; 30). 1980 sonrası Türk edebiyatının başarılı kadın yazarlarından birisi de Ayla Kutlu'dur. Kutlu'nun yayımlanan on romanı vardır: Kaçış (1979), Islak Güneş (1980), Cadı Ağacı (1983),Tutsaklar (1983)[2004 yılındaki 2. baskısında Ateş Üstünde Yürümek adıyla yayınlanır],Bir Göçmen Kuştu O (1985), Hosça Kal Umut (1987), Kadın Destanı (1994), Emir Beyin Kızları (1998), Asi... Asi... (2010),Yedinci Bayrak Urumeli’den İzmir’e (2016).

Kaçış romanının ana teması aşktır; ancak eserde Türkiye Cumhuriyeti tarihinin ilk askeri darbesinin (27 Mayıs 1960) öncesinde yaşanan zorlu yılların, yozlaşmış bürokrasinin, haksız yere hapse atılan insanların eleştirisi de yapılır. Kutlu, romanın başkahramanı Ayhan ile Üstün'ün aşkını öyle başarılı bir şekilde sunuyor ki Fethi Naci'nin tespitiyle "psikolojik gerçekliği olan roman kişilerini bulabileceğimiz ender romanlarımızdan biri(si)" olma özelliği kazanır (Naci: 2007; 537). Kutlu'nun bu romanındaki dili (hemen tüm romanlarında görüleceği üzere) özenli, açık ve kısa cümlelerle kuruludur. Islak Güneş romanının vaka zamanını H. Deniz Güven,1938'den 1940'lı yılların ikinci yarısından sonraki dönem olarak belirtir (Güven: 2007; 34). Çok partili döneme geçişi kapsayan bu yıllarda Türkiye'de liberal ekonomi önem kazanır ve Marshall Planları doğrultusunda ABD destekli ekonomik yardım paketlerinden yararlanılır. Romanda bu yardımlarla yoğunlaşan Amerikan etkinliğine ve Adnan Menderes dönemi siyasetine eleştiriler yer alır. Ayla Kutlu'nun bu romanının önemli bir özelliği de yazarın daha sonraki romanlarının ve hikayelerinin çoğunda görüleceği üzere kadın sorunlarına dikkati çekmesidir.

Cadı Ağacı romanında da kadın problemlerinin önemli bir tema olarak öne çıktığı görülür. Romanda fon olarak 1970 öncesinin kullanıldığını Şermin Yaşar, Günseli Önal'dan aldığı bilgi ile aktarır (Aktaran Yaşar: 2007; 103). Roman daha çok Nilüfer'in iç çatışmaları üzerine kurulmuştur. 1983'te yayımlanan bir diğer romanı Tutsaklar'da ise siyasal tutuklu dört gencin davaları ve bu dava süresince ailelerinin yaşadıkları dramlar anlatılır. İnci Enginün, bu roman için Türkiye'nin geçirdiği anarşik olaylara katılanları aileleri ve geçmişleriyle birlikte ele aldığını belirterek belgesel roman tanımlaması yapar (2016; 397). Gürsel Aytaç ise daha farklı düşünmektedir. Romanda siyasal eylemler ve eylemcilerin ön planda işlenmediğini, böyle bir serüvene kalkışmış gençleri, onların tutuklulukla sonuçlanmış dramını bir çeşit ayraç gibi kullanarak ailenin ve çevrenin, kan bağı ya da sevgi bağı olanların bu dram karşısındaki tavırlarını, tepkilerini gözler önüne serdiğini, kişilerin birbirlerine karşı besledikleri duyguları böyle bir ayraçla su yüzüne çıkardığını söyler (2012: 324-325).

Kutlu, 1985'te yayımladığı Bir Göçmen Kuştu O adlı eseriyle 1986 yılında "Madaralı Roman Ödülü"nü alır. Bu romanda, Osmanlı- Rus savaşının başlamasıyla birlikte Kafkaslardan göç ederek Osmanlı toprağı olan Urfa’ya sığınan Cevahir Hanım'ın oğlu Emir Bey'in hayat hikâyesi anlatılır. Anlatılan olaylar geriye dönüşlerle birlikte Osmanlının son dönemi ile Cumhuriyet’in ilk yıllarını kapsayacak şekilde oldukça geniş bir yelpazededir.

1998'de yayımlanan Emir Bey’in Kızları romanı bu romanın bir devamı niteliğindedir. Bu romanda ise Emir Bey’in kızları Leyla’nın ve Hüsra’nın hayat hikâyeleri anlatılır. Dört bölümden oluşan romanda zaman olarak 1941- 1991 yılları arası verilir.

1987'de yayımladığı Hoşça Kal Umut adlı romanı 1988'de “Mülkiyeliler Birliği Rüştü Koray Ödülü”nü alır. Bu romanı 1993'te Nuray Oğuz'un senaryosuyla filme de çekilmiştir. Romanda siyasi hükümlü olan Oruç'un, hapis yattıktan sonra infazdan yararlanarak hapisten çıkışı, aşk yaşadığı Algüz'ün ölümüne sebep oluşu nedeniyle yeniden hapse atılışı anlatılır.

Kadın sorunlarına hemen hemen her roman ve öyküsünde değinen Kutlu, Kadın Destanı romanında başlı başına bu konuya eğilir. Uruk halkının Gılgameş’ten çektiği sıkıntıları ve Liyotani’nin (daha sonra Nippukir olacaktır) hayat hikâyesi anlatılır. Romanda cinsel istismar konusu öne çıkar.

Asi... Asi romanı uzun bir aradan sonra 2010'da yayımlanır. Roman adını Antakya’daki Asi nehrinden alır; Asi nehri inatçılığı, yıkıcılığı ile olumsuz bir özelliğe sahipken kendini yenilemesi, devamlılığı ve direnci ile de olumlu bir özelliğe sahiptir. Kısaca bünyesinde farklılıkları da taşır. Romanda, Antakya’nın değişen çehresi üç kuşak (Ömer Azmi Asiyel ailesi) üzerinden neredeyse yüz yıllık bir zaman dilimi içerisinde aktarılır.

Son kitabı Yedinci Bayrak Urumeli’den İzmir’e romanında ise Osmanlı’nın Balkan topraklarındaki hâkimiyetini kaybedişi üzerine Saraybosna’dan İzmir’e göç eden Hasret’in (göç, göçmenlik, gurbet, açlık, kıyım, yıkım, korku, özlem gibi duygular etrafında yoğunlaşarak) hayat hikâyesi anlatır.

Ayla Kutlu'nun yayımlanan hikâye sayısı ise dörttür. Bunlar; Hüsnüyusuf Güzellemesi (1984), Sen de Gitme Triyandafilis (1990), Mekruh Kadınlar Mezarlığı (1995), Zehir Zıkkım Hikâyeler (2001). Hüsnüyusuf Güzellemesi hikâye kitabında yer alan İzinli hikâyesi 1980'de TRT tarafından sinemaya da uyarlanmıştır. Bu hikâye kitabı içerisinde dokuz hikâye yer alır: İzinli, 1973-1979; Hüsnüyusuf Güzellemesi- 1977-1980; Sonbahar Öyküsü, 1980; Mikail Usta, 1976; Bal Biriktiren Kız, 1983; Babaya Çiçek Götürmek, 1974; Eski Bir Çocukluğun Ardında, 1982; Uzaklardan Yalnızlıklardan, 1981-1982; Belirsiz Bir Sızıyla, 1981.

Hikâye kitabında öne çıkan temalar yalnızlık ve yoksulluktur.1984'te yayımladığı Hüsnüyusuf Güzellemesi kitabında yer alan Hüsnüyusuf Güzellemesi hikâyesinde on dört yaşındayken öğretmeni tarafından istismar edilen Emine’nin hayat hikâyesi anlatılır. Babaya Çiçek Götürmek hikâyesinde babası siyasi mahkûm olan küçük bir kızın dışlanışı ve hapishanedeki babasına götürmek istediği çiçeğin ziyaret sırasında elinden alınması üzerine yaşadığı mutsuzluğu anlatılır. Belirsiz Bir Sızıyla hikâyesinin teması yalnızlıktır ve Halil Bey yaşadığı bodrum katında çürüdüğüne inanır. Hikâyede sevdiği adam tarafından terk edilen Gümüş ve onun kızı Güzel “toplumsal baskıyı ve ataerkilliği” yansıtmaları bakımından önemli kahramanlardır (Balcı: 2011; 124).

1990 yılında yayımlanan Sen De Gitme Triyandafilis öykü kitabıyla aynı yıl Sait Faik Hikâye Ödülü’nü kazanır. Kitaba adını veren Sen De Gitme Triyandafilis öyküsünü Tunç Başaran ve Jale Başaran "Sen De Gitme" adıyla senaryolaştırmışlar ve film 10. Altın Koza Film Festivali'nde (1996) Altın Koza En İyi Senaryo ve Altın Portakal En İyi 2. Film ödülünü almıştır. Kitapta dokuz hikâye yer alır: Sen de Gitme Triyandafilis, 1989;Altın, 1990;Eski Bir Türküye Ağıt, 1986;Gitmeyi Bilmek, 1989; Gülperi, 1989; Üçgenin Perişan Kenarı, 1988; Can Kuşu, 1988-1990; Bütün Yeşiller, Bütün Maviler, 1988;Ay ve Su, 1990. Sen de Gitme Triyandafilis hikâyesinde, zekâ geriliği olduğu için evden dışarı çıkarılmayan Triyandafilis adlı genç kızın yalnızlığı, cinsel istismara, şiddete uğrayışı ele alınır. Gülperi hikâyesinde ise gerçek adı Şerife olan ancak daha sonra Gülperi adı verilen genç kızın yaşadıkları anlatılır. Hikâyede cinsel istismarın kızların hayatlarını ne şekilde kararttığı açıkça ortaya konulmaktadır. Hikâyelerin bütününde kullanılan dil oldukça sade, naif ve içtendir.

1995'te yayımladığı Mekruh Kadınlar Mezarlığı hikâye kitabıyla 1996 Yunus Nadi Öykü Ödülü’nü alır. Bu kitabında yedi hikâye yer alır: Bir Varmış, 1991;Mekruh Kadınlar Mezarlığı, 1995; Süsen Gitti, 1993-1994; Mercan’a Güzelleme, 1993-1995; Ormanda Bir Deniz Kabuğu Gibi, 1992; Yılanlar, Yıldızlar, 1992; Solgun Bir Sarı Gül, 1992-1995. Bir Varmış hikâyesinin temel problemi göçtür. Savaş yüzünden “Kafkasya’dan Osmanlı topraklarına kadar gelip Uzunyayla’ya yerleşen Bahubike’nin hikâyesi” anlatılır (Baş: 2009; 56). Mekruh Kadınlar Mezarlığı’nda, genç yaşta dul kalan Hediye'nin köyün delikanlılarına yüz vermemesi sonucu iftiraya uğraması ve kardeşi tarafından öldürülmesi anlatılır. Hediye, mekruh sayıldığı için cesedinin ortak mezarlığa gömülmesi kabul edilmez ve başka bir yere gömülür. Hikâyede namus kavramı altında kadınların uğradıkları haksızlıklar vurgulanır. Mercan’a Güzelleme hikâyesinde, ataerkil toplumda çocuğu olmayan kadının üstüne yeniden kuma getirilmesi problemi ele alınır.

Zehir Zıkkım Hikâyeler adlı kitabı ise 2001'de yayımlanır. Bu kitabında yer alan hikâyeler şöyledir: “Bölüm 1/ Yabancılılık”; Kara Kayalar, 1997; Tanıklar, 1999; Matmazel Dimitra’nın Bitmemiş Hikâyesi, 1997; Ödeşme, 1996; Uzaklarda Kalan, 1995; Yaşamın Şiiri, 1996- “Bölüm 2/ Kadınlar ve Kuyular”; Piç, 1999;Ful ve Kül; İpekböceği Bakıcısı, 1996-1999;Terlik, 1997. Kara Kayalar hikâyesinde kimsesiz bir kız olan on iki yaşındaki Papatya’nın önce teyzesinin kocası, sonra bir kamyon şoförü tarafından tecavüze uğraması ve sonunda kamyon şoförü tarafından öldürülmesi anlatılır. Tanıklar hikâyesinde, geleneksel Anadolu ailesinde babaya ve babanın ailesine verilen değer ile anneye ve annenin tarafına verilen değersizlik, kayınvalide- gelin ilişkileri gibi konular üzerinde durulur. Hikaye geleneksel aile yapısının yanlışlarını ve kadının değerini göstermesi bakımından önemlidir. Ödeşme hikâyesinde tecavüze uğrayan Vartan'ın karısı Zaruhi'nin kirlendiğini düşünerek her gün sıcak suyla derisi buruşuncaya kadar yıkanması, öldükten sonra da  tecavüzden kurtardığı Helin’in sıcak suyla onun mezara gitmesi anlatılır. Piç hikâyesinde, Harun Ağa’nın yanında temizlikçilik yapan sağır ve dilsiz Zühre'nin evin sahibi tarafından tecavüze uğraması, hamile kalması ve bebeği doğunca onun özürlü olduğunu zanneden Zühre'nin bebeği kuyuya atarak öldürmesi anlatılır. İpekböceği Bakıcısı’nda, 2. Dünya Savaşı yıllarında Fransızlara yataklık ettikleri gerekçesi ile evleri yıkılan Ermeni bir kızın hikâyesi anlatılır. Kimsesi kalmayan kız bir ipek satıcısı tarafından ipekböceği yetiştirmek için köy köy dolaştırılır ve sonunda yaşlanarak bir köyde genç bir kadının hizmetçisi olur. Genç kadının sorması ile yaşlı kadın hikâyesini anlatır. Hikâyenin sonu olası üç sonla bitirilir. Bu sonlardan birisinde yaşlı kadının kendini kuyuya atması ve ölmesi de vardır. Ayla Kutlu’nun hikâyeleri arasında bu tarz bir sonla (olası üç sonla) biten hikâyesi yoktur. Bu açıdan diğer hikâyelerinden oldukça farklıdır. Terlik hikâyesinde ise birkaç kez gördüğü bir adamla evlenen bir kadının mutsuzluğu, ailesinin “gelinle gittiğin yerden kefenle dönersin” baskısıyla da kendisini kuyuya atarak intihar edişi anlatılır. Hikâyelerin bütünü mutsuz sonla biter, karamsar bir atmosferleri vardır.

Kutlu, 1990'dan itibaren çocuk kitapları yazmaya yönelmiştir. Çocuk hikâyelerinde diğer hikâyelerinde görülen olumsuz atmosfer ve karamsar bakış açısı yoktur. Hikâyelerin dili sade ve anlaşılırdır. Hikâye ve romanlarında çoğunlukla öyküleyici anlatım tekniğini kullanan ve mekân tasvirleri dışında tasvire fazla yer vermeyen Kutlu, çocuk kitaplarında da aynı tekniği kullanır. Öykülemede ise tercihi anlatma tekniğidir; gösterme tekniğini pek kullanmaz. Hikâye ve romanlarında da kullandığı bu tekniği orada bilinç akışı, iç monolog gibi tekniklerle kullanır, diyalogları fazla kullanmaz; ancak çocuk kitaplarında anlatma tekniği içerisinde bu teknikleri bir kenara bırakır. Çocuğun dünyasına yönelik bir anlatma tarzı seçer ve evrensel değerleri çocuklara aşılamaya çalışır.

"Evet, her romanımda, tarihsel bir fon var ve tarihsel akışı; insanların yaşadıkları acıların, duyguların ve umutların etkeni olarak görüyorum." diyen Ayla Kutlu’nun tarihe olan merakı hikâye ve romanlarında savaş konusuna sıklıkla yer vermesine neden olmuştur (Kutlu: 2006; 9). Savaşın getirdiği göç, yoksulluk, yıkım, mutsuzluk gibi meselelere değinir. Bunun yanı sıra kadın problemleri onun öncelikli konuları arasındadır; özellikle kadınların cinsel obje olarak görülmesi, tacize, tecavüze uğramaları ve toplumda değersizleştirilmeleri meselelerine dikkat çeker. Ayla Kutlu’nun roman ve hikâyeleri, dilinin sadeliği, anlatımının yalınlığı, gündelik dili ve özellikle de halkın alışık olduğu deyimleri kullanışı ile rahat okunan metinlerdir. Psikolojik çözümlemelerden kaçınan Kutlu, metinlerinde iç monolog ve bilinç akışı gibi teknikleri kullanır fakat metinlerinde okurlarını bunlarla boğmaktan kaçınır, insanları mekânla ilişkisi içerisinde verir ve mekân tasvirlerinde oldukça başarılıdır.

Kaynakça

Akatlı, Füsun (2012). "1980 Sonrası Edebiyatımızda Kadın". Kadın Araştırmaları Dergisi. http://dergipark.gov.tr/iukad/issue/730/7887 (Erişim: 26.12.2017).

Aytaç, Gürsel (2012). Çağdaş Türk Romanı Üzerine İncelemeler. Ankara: Doğu Batı Yayınları. 321-326.

Balcı, Sezgin (2011). Feminist Eleştiri Yöntemiyle Ayla Kutlu'nun Öyküleri Üzerine Bir Araştırma. Yüksek Lisans Tezi. Eskişehir: Eskişehir Osmangazi Üniversitesi.

Baş, Selma (2009). Ayla Kutlu'nun Öyküleri Üzerine Bir İnceleme. Yüksek Lisans Tezi. Van: Yüzüncü Yıl Üniversitesi.

Enginün, İnci (2016). Cumhuriyet Dönemi Türk Edebiyatı. İstanbul: Dergah Yayınları. 397.

Güven,H. Deniz (2007). Ayla Kutlu'nun Romanlarında Anlatım Teknikleri.Yüksek Lisans Tezi. Konya: Selçuk Üniversitesi.

Kollektif (2012). Ayla Kutlu Edebiyatı (1. Kadın Yazarlar Sempozyumu Bildiriler Kitabı). İstanbul: Bilgi Yayınevi.

Kutlu, Ayla (2006). Zaman Da Eskir. Ankara: Bilgi Yayınevi.

Kutlu, Ayla (2011). Ayla Kutlu Çukurova Ödülü 2011. Adana: Adana Büyükşehir Belediyesi Yayınları.

Naci, Fethi (2007). Yüz Yılın 100 Türk Romanı. İstanbul:Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları. 536- 539.

Yaşar, Şermin (2007). Ayla Kutlu'nun Roman ve Hikayelerinde Yapı İncelemesi. Yüksek Lisans Tezi. Ankara: Gazi Üniversitesi.

Madde Yazım Bilgileri

Yazar: DR. ÖĞR. ÜYESİ FATMA SÖNMEZ
Yayın Tarihi: 13.03.2019
Güncelleme Tarihi: 20.12.2020

Eser AdıYayın eviBasım yılıEser türü
KaçışBilgi / Ankara2001Roman
Islak GüneşBilgi / Ankara1986Roman
Cadı AğacıBilgi / Ankara1999Roman
TutsaklarBilgi / Ankara1983Roman
Hüsnüyusuf GüzellemesiBilgi / Ankara1998Hikâye
Bir Göçmen Kuştu OBilgi / Ankara2000Roman
Hoşça Kal UmutBilgi / Ankara2011Roman
Emir Bey'in KızlarıBilgi / Ankara1999Roman
Sen De Gitme TriyandafilisAnkara / Bilgi2013Hikâye
Kadın DestanıBilgi / Ankara1994Roman
Mekruh Kadınlar MezarlığıBilgi / Ankara2000Hikâye
Minik Sultan SihirbazBilgi / Ankara2000Roman
Minik Sultan Beceriksiz PalyaçoBilgi / Ankara2000Roman
Minik Sultan İle Deniz KızıBilgi / Ankara2000Roman
Zehir Zıkkım HikayelerBilgi / Ankara2001Hikâye
Zavallı MidelerBilgi / Ankara2001Roman
Artık Çok OldunuzBilgi / Ankara2003Roman
Ateş Üstünde Yürümek (Tutsaklar)Bilgi / Ankara2004Roman
Yıldız YavrusuBilgi / Ankara2004Roman
Beceriksizler SirkiBilgi / Ankara2006Hikâye
Gezgin Kertenkele İle Kutup AyısıBilgi / Ankara2006Hikâye
Çiçek Elli RobotBilgi / Ankara2006Hikâye
Başı Kuşlu ÇocukBilgi / Ankara2006Roman
Zaman Da EskirBilgi / Ankara2007Hatıra
Merhaba SevgiBilgi / Ankara2007Roman
Kendini Köpek Sana AyakkabılarBilgi / Ankara2007Hikâye
İkizlerin SırrıBilgi / Ankara2007Roman
Mavi Saçlar Pembe GözlerBilgi / Ankara2007Roman
Huvava- İlk Çevre KoruyucusuBilgi / Ankara2009Hikâye
Asi... Asi...Bilgi / Ankara2017Roman
Melek ve DostlarıBilgi / Ankara2013Hikâye
Küçük Mavi TrenBilgi / Ankara2016Hikâye
Yedinci Bayrak Urumeli'den İzmir'eBilgi / Ankara2016Roman

İlişkili Maddeler

Sn.Madde AdıD.Tarihi / Ö.TarihiBenzerlikİncele
1İnci Gürbüzatik,d. 20 Mayıs 1945 - ö. ?Doğum YeriGörüntüle
2MÜNÎF, Antâkî/Antakyalı Münîf Mustafa Efendid. ? - ö. 1743-44Doğum YeriGörüntüle
3Sezer Ateş Ayvazd. 11 Ağustos 1956 - ö. ?Doğum YeriGörüntüle
4AHMET BODURd. 03.02.1938 - ö. ?Doğum YılıGörüntüle
5Belma Aksund. 1 Ocak 1938 - ö. ?Doğum YılıGörüntüle
6MAHMUT ERDALd. 1938 - ö. 07.07.2010Doğum YılıGörüntüle
7Seyhan Erözçelikd. 13 Mart 1962 - ö. 24 Ağustos 2011MeslekGörüntüle
8Tahsin Nahitd. 1887 - ö. 12 Mayıs 1919MeslekGörüntüle
9Muzaffer Buyrukçud. 1 Şubat 1930 - ö. 22 Ağustos 2006MeslekGörüntüle
10Fuat Bayramoğlud. 1912 - ö. 30 Haziran 1996Alan/Yüzyıl/SahaGörüntüle
11Adnan Veli Kanıkd. 1916 - ö. 6 Aralık 1972Alan/Yüzyıl/SahaGörüntüle
12Şaban Akbabad. 10 Ocak 1954 - ö. ?Alan/Yüzyıl/SahaGörüntüle
13MEHMET BEHÇET KUTLUd. 1864 - ö. 26.10.1948Madde AdıGörüntüle
14Kutlu Adalıd. 03 Ocak 1935 - ö. 06 Temmuz 1996Madde AdıGörüntüle
15Reşat Enis Aygend. 1 Haziran 1909 - ö. 10 Ocak 1984Madde AdıGörüntüle