Madde Detay
Ayla Kutlu
Aygen Berel
(d. 14 Ağustos 1938 / ö. -)
Romancı, hikâyeci, çocuk edebiyatı yazarı
(Yeni Edebiyat / 20. Yüzyıl / Anadolu-Osmanlı-Türkiye)
ISBN: 978-9944-237-86-4
Antakya'da doğdu. Anılarını kaleme aldığı Zaman Da
Eskir adlı kitabında (2006) daha çok çocukluğu, evliliği gibi yaşamının ilk
dönemlerine ait anılarını içten ve samimi bir dille kaleme almıştır. Anılan
kitabında belirttiği gibi babası Selahattin Kutlu Çapa Öğretmen Okulu'ndan
mezun olmuş bir öğretmendir. Annesi Sabriye Kutlu ise köy ilkokulunu bitirmiş
fakat yoksullukları nedeniyle okuyamamış bir ev hanımıdır. 1932'de Selahattin
Bey ile Sabriye Hanım evlenirler ve bu evlilikten sırasıyla Altan, Ayla, Alsan
ve Zafer adlı dört çocukları olur.
Kutlu, ilköğrenimine önce Antakya Kurtuluş
İlkokulu'nda başlamış ancak başladıktan hemen sonra kısa sürelik bir ara vermiş;
daha sonra 1945'te Antakya İnönü İlkokulu'na devam etmiş, 2. sınıftan sonra ise
babasının tayini nedeniyle Namık Kemal İlkokulu'na (İskenderun) geçerek
ilköğretimini burada tamamlamıştır (1950). Orta öğrenimini İskenderun
Ortaokulunda okumuştur (1953). İskenderun'da lise olmadığı için halasının
yanına Gaziantep'e gönderilmiş ve liseyi önce Gaziantep Lisesi'nde okumuş
(1953- 1955), daha sonra ailesinin yanına dönerek Antakya Lisesi'nden mezun
olmuştur (1955- 1956). Kutlu, lise öğreniminden sonra felsefe okuma isteğiyle
sadece bir öğrenci kabul eden Yüksek Öğretmen Okulu Felsefe Bölümü'ne kabul
edilmiştir. Burada okurken felsefe öğretmeni, Ayla Kutlu'nun Siyasal Bilgiler
Fakültesi’ni burslu olarak kazandığını öğrenince ona Siyasal Bilgiler Fakültesi’ne
gitmesini tavsiye etmiştir. 1956'da başladığı Ankara Siyasal Bilgiler
Fakültesi’nde İçişleri Bakanlığından aldığı bursla okumuş ve 1960'da buradan
mezun olmuştur. Üniversiteyi bitirdikten sonra zorunlu hizmet görevi nedeniyle
İçişleri Bakanlığı'nda çalışmaya başlamış, daha sonra sırasıyla Devlet
İstatistik Enstitüsü, Başbakanlık, Emekli Sandığı ve Ziraat Bankası Genel
Müdürlüğü gibi kurumlarda çalışmıştır.
1964'te kendisiyle aynı üniversiteden mezun olan Sahir
Behlülgil ile evlenmiştir. 1965'te oğlu Ahmet Kemal doğmuştur. 1970'lerden
sonra ülkenin içinde bulunduğu siyasi kargaşa yıllarında zaman zaman sürgün
edilmiştir. 1977'de eşinden boşanan Kutlu, 1980'de emekliye ayrıldıktan sonra
kendini tamamen yazı yazma işine vermiştir.
1990'dan itibaren çocuk kitapları yazmaya yönelmekle
birlikte roman ve hikâye yazmaya da devam etmiştir. Halen Ankara'da yaşayan Kutlu,
kadın sorunlarına temas eden sempozyumlara katılmaktadır.
1970'lerden sonra edebiyatımızda Füsun Akatlı'nın
deyimiyle, "bir kadın yazarlar patlaması" yaşandığı söylenebilir
(Akatlı: 2012; 29). Bu yıllarda ortaya çıkan kadın yazarlar, 1980 sonrasının en
önemli yazarları oldular (Akatlı: 2012; 30). 1980 sonrası Türk edebiyatının
başarılı kadın yazarlarından birisi de Ayla Kutlu'dur. Kutlu'nun yayımlanan on
romanı vardır: Kaçış (1979), Islak Güneş (1980), Cadı Ağacı (1983),Tutsaklar
(1983)[2004 yılındaki 2. baskısında Ateş Üstünde Yürümek adıyla
yayınlanır],Bir Göçmen Kuştu O (1985), Hosça Kal Umut (1987), Kadın
Destanı (1994), Emir Beyin Kızları (1998), Asi... Asi... (2010),Yedinci
Bayrak Urumeli’den İzmir’e (2016).
Kaçış romanının ana teması aşktır; ancak
eserde Türkiye Cumhuriyeti tarihinin ilk askeri darbesinin (27 Mayıs 1960)
öncesinde yaşanan zorlu yılların, yozlaşmış bürokrasinin, haksız yere hapse
atılan insanların eleştirisi de yapılır. Kutlu, romanın başkahramanı Ayhan ile
Üstün'ün aşkını öyle başarılı bir şekilde sunuyor ki Fethi Naci'nin tespitiyle "psikolojik
gerçekliği olan roman kişilerini bulabileceğimiz ender romanlarımızdan
biri(si)" olma özelliği kazanır (Naci: 2007; 537). Kutlu'nun bu
romanındaki dili (hemen tüm romanlarında görüleceği üzere) özenli, açık ve kısa
cümlelerle kuruludur. Islak Güneş romanının vaka zamanını H. Deniz
Güven,1938'den 1940'lı yılların ikinci yarısından sonraki dönem olarak belirtir
(Güven: 2007; 34). Çok partili döneme geçişi kapsayan bu yıllarda Türkiye'de
liberal ekonomi önem kazanır ve Marshall Planları doğrultusunda ABD destekli
ekonomik yardım paketlerinden yararlanılır. Romanda bu yardımlarla yoğunlaşan
Amerikan etkinliğine ve Adnan Menderes dönemi siyasetine eleştiriler yer alır. Ayla
Kutlu'nun bu romanının önemli bir özelliği de yazarın daha sonraki romanlarının
ve hikayelerinin çoğunda görüleceği üzere kadın sorunlarına dikkati çekmesidir.
Cadı Ağacı romanında da kadın problemlerinin
önemli bir tema olarak öne çıktığı görülür. Romanda fon olarak 1970 öncesinin
kullanıldığını Şermin Yaşar, Günseli Önal'dan aldığı bilgi ile aktarır (Aktaran
Yaşar: 2007; 103). Roman daha çok Nilüfer'in iç çatışmaları üzerine
kurulmuştur. 1983'te yayımlanan bir diğer romanı Tutsaklar'da ise
siyasal tutuklu dört gencin davaları ve bu dava süresince ailelerinin
yaşadıkları dramlar anlatılır. İnci Enginün, bu roman için Türkiye'nin
geçirdiği anarşik olaylara katılanları aileleri ve geçmişleriyle birlikte ele
aldığını belirterek belgesel roman tanımlaması yapar (2016; 397). Gürsel Aytaç
ise daha farklı düşünmektedir. Romanda siyasal eylemler ve eylemcilerin ön
planda işlenmediğini, böyle bir serüvene kalkışmış gençleri, onların
tutuklulukla sonuçlanmış dramını bir çeşit ayraç gibi kullanarak ailenin ve
çevrenin, kan bağı ya da sevgi bağı olanların bu dram karşısındaki tavırlarını,
tepkilerini gözler önüne serdiğini, kişilerin birbirlerine karşı besledikleri
duyguları böyle bir ayraçla su yüzüne çıkardığını söyler (2012:
324-325).
Kutlu, 1985'te yayımladığı Bir Göçmen Kuştu
O adlı eseriyle 1986 yılında "Madaralı Roman Ödülü"nü alır. Bu
romanda, Osmanlı- Rus savaşının başlamasıyla birlikte Kafkaslardan göç ederek
Osmanlı toprağı olan Urfa’ya sığınan Cevahir Hanım'ın oğlu Emir Bey'in hayat
hikâyesi anlatılır. Anlatılan olaylar geriye dönüşlerle birlikte Osmanlının son
dönemi ile Cumhuriyet’in ilk yıllarını kapsayacak şekilde oldukça geniş bir
yelpazededir.
1998'de yayımlanan Emir Bey’in Kızları romanı
bu romanın bir devamı niteliğindedir. Bu romanda ise Emir Bey’in kızları
Leyla’nın ve Hüsra’nın hayat hikâyeleri anlatılır. Dört bölümden oluşan romanda
zaman olarak 1941- 1991 yılları arası verilir.
1987'de yayımladığı Hoşça Kal Umut adlı romanı
1988'de “Mülkiyeliler Birliği Rüştü Koray Ödülü”nü alır. Bu romanı 1993'te
Nuray Oğuz'un senaryosuyla filme de çekilmiştir. Romanda siyasi hükümlü olan
Oruç'un, hapis yattıktan sonra infazdan yararlanarak hapisten çıkışı, aşk
yaşadığı Algüz'ün ölümüne sebep oluşu nedeniyle yeniden hapse atılışı
anlatılır.
Kadın sorunlarına hemen hemen her roman ve öyküsünde
değinen Kutlu, Kadın Destanı romanında başlı başına bu konuya eğilir.
Uruk halkının Gılgameş’ten çektiği sıkıntıları ve Liyotani’nin (daha sonra
Nippukir olacaktır) hayat hikâyesi anlatılır. Romanda cinsel istismar konusu
öne çıkar.
Asi... Asi romanı uzun bir aradan sonra
2010'da yayımlanır. Roman adını Antakya’daki Asi nehrinden alır; Asi nehri
inatçılığı, yıkıcılığı ile olumsuz bir özelliğe sahipken kendini yenilemesi,
devamlılığı ve direnci ile de olumlu bir özelliğe sahiptir. Kısaca bünyesinde
farklılıkları da taşır. Romanda, Antakya’nın değişen çehresi üç kuşak (Ömer
Azmi Asiyel ailesi) üzerinden neredeyse yüz yıllık bir zaman dilimi içerisinde
aktarılır.
Son kitabı Yedinci Bayrak Urumeli’den İzmir’e
romanında ise Osmanlı’nın Balkan topraklarındaki hâkimiyetini kaybedişi üzerine
Saraybosna’dan İzmir’e göç eden Hasret’in (göç, göçmenlik, gurbet, açlık,
kıyım, yıkım, korku, özlem gibi duygular etrafında yoğunlaşarak) hayat hikâyesi
anlatır.
Ayla Kutlu'nun yayımlanan hikâye sayısı ise dörttür.
Bunlar; Hüsnüyusuf Güzellemesi (1984), Sen de Gitme Triyandafilis
(1990), Mekruh Kadınlar Mezarlığı (1995), Zehir Zıkkım Hikâyeler
(2001). Hüsnüyusuf Güzellemesi hikâye kitabında yer alan İzinli
hikâyesi 1980'de TRT tarafından sinemaya da uyarlanmıştır. Bu hikâye kitabı
içerisinde dokuz hikâye yer alır: İzinli, 1973-1979; Hüsnüyusuf
Güzellemesi- 1977-1980; Sonbahar Öyküsü, 1980; Mikail Usta, 1976;
Bal Biriktiren Kız, 1983; Babaya Çiçek Götürmek, 1974; Eski
Bir Çocukluğun Ardında, 1982; Uzaklardan Yalnızlıklardan, 1981-1982;
Belirsiz Bir Sızıyla, 1981.
Hikâye kitabında öne çıkan temalar yalnızlık ve
yoksulluktur.1984'te yayımladığı Hüsnüyusuf Güzellemesi kitabında yer
alan Hüsnüyusuf Güzellemesi hikâyesinde on dört yaşındayken öğretmeni
tarafından istismar edilen Emine’nin hayat hikâyesi anlatılır. Babaya Çiçek
Götürmek hikâyesinde babası siyasi mahkûm olan küçük bir kızın dışlanışı ve
hapishanedeki babasına götürmek istediği çiçeğin ziyaret sırasında elinden
alınması üzerine yaşadığı mutsuzluğu anlatılır. Belirsiz Bir Sızıyla hikâyesinin
teması yalnızlıktır ve Halil Bey yaşadığı bodrum katında çürüdüğüne inanır. Hikâyede
sevdiği adam tarafından terk edilen Gümüş ve onun kızı Güzel “toplumsal baskıyı
ve ataerkilliği” yansıtmaları bakımından önemli kahramanlardır (Balcı: 2011;
124).
1990 yılında yayımlanan Sen De Gitme Triyandafilis
öykü kitabıyla aynı yıl Sait Faik Hikâye Ödülü’nü kazanır. Kitaba adını veren Sen
De Gitme Triyandafilis öyküsünü Tunç Başaran ve Jale Başaran "Sen De
Gitme" adıyla senaryolaştırmışlar ve film 10. Altın Koza Film
Festivali'nde (1996) Altın Koza En İyi Senaryo ve Altın Portakal En İyi 2. Film
ödülünü almıştır. Kitapta dokuz hikâye yer alır: Sen de Gitme Triyandafilis,
1989;Altın, 1990;Eski Bir Türküye Ağıt, 1986;Gitmeyi Bilmek,
1989; Gülperi, 1989; Üçgenin Perişan Kenarı, 1988; Can Kuşu,
1988-1990; Bütün Yeşiller, Bütün Maviler, 1988;Ay ve Su, 1990. Sen
de Gitme Triyandafilis hikâyesinde, zekâ geriliği olduğu için evden dışarı
çıkarılmayan Triyandafilis adlı genç kızın yalnızlığı, cinsel istismara,
şiddete uğrayışı ele alınır. Gülperi hikâyesinde ise gerçek adı Şerife
olan ancak daha sonra Gülperi adı verilen genç kızın yaşadıkları anlatılır.
Hikâyede cinsel istismarın kızların hayatlarını ne şekilde kararttığı açıkça
ortaya konulmaktadır. Hikâyelerin bütününde kullanılan dil oldukça sade, naif
ve içtendir.
1995'te yayımladığı Mekruh Kadınlar Mezarlığı
hikâye kitabıyla 1996 Yunus Nadi Öykü Ödülü’nü alır. Bu kitabında yedi hikâye
yer alır: Bir Varmış, 1991;Mekruh Kadınlar Mezarlığı, 1995; Süsen
Gitti, 1993-1994; Mercan’a Güzelleme, 1993-1995; Ormanda Bir
Deniz Kabuğu Gibi, 1992; Yılanlar, Yıldızlar, 1992; Solgun Bir
Sarı Gül, 1992-1995. Bir Varmış hikâyesinin temel problemi göçtür.
Savaş yüzünden “Kafkasya’dan Osmanlı topraklarına kadar gelip Uzunyayla’ya
yerleşen Bahubike’nin hikâyesi” anlatılır (Baş: 2009; 56). Mekruh
Kadınlar Mezarlığı’nda, genç yaşta dul kalan Hediye'nin köyün
delikanlılarına yüz vermemesi sonucu iftiraya uğraması ve kardeşi tarafından
öldürülmesi anlatılır. Hediye, mekruh sayıldığı için cesedinin ortak mezarlığa
gömülmesi kabul edilmez ve başka bir yere gömülür. Hikâyede namus kavramı
altında kadınların uğradıkları haksızlıklar vurgulanır. Mercan’a Güzelleme hikâyesinde,
ataerkil toplumda çocuğu olmayan kadının üstüne yeniden kuma getirilmesi
problemi ele alınır.
Zehir Zıkkım Hikâyeler adlı kitabı ise 2001'de yayımlanır.
Bu kitabında yer alan hikâyeler şöyledir: “Bölüm 1/ Yabancılılık”; Kara
Kayalar, 1997; Tanıklar, 1999; Matmazel Dimitra’nın Bitmemiş
Hikâyesi, 1997; Ödeşme, 1996; Uzaklarda Kalan, 1995; Yaşamın
Şiiri, 1996- “Bölüm 2/ Kadınlar ve Kuyular”; Piç, 1999;Ful ve Kül;
İpekböceği Bakıcısı, 1996-1999;Terlik, 1997. Kara Kayalar hikâyesinde
kimsesiz bir kız olan on iki yaşındaki Papatya’nın önce teyzesinin kocası,
sonra bir kamyon şoförü tarafından tecavüze uğraması ve sonunda kamyon şoförü
tarafından öldürülmesi anlatılır. Tanıklar hikâyesinde, geleneksel
Anadolu ailesinde babaya ve babanın ailesine verilen değer ile anneye ve
annenin tarafına verilen değersizlik, kayınvalide- gelin ilişkileri gibi konular
üzerinde durulur. Hikaye geleneksel aile yapısının yanlışlarını ve kadının
değerini göstermesi bakımından önemlidir. Ödeşme hikâyesinde tecavüze
uğrayan Vartan'ın karısı Zaruhi'nin kirlendiğini düşünerek her gün sıcak suyla
derisi buruşuncaya kadar yıkanması, öldükten sonra da tecavüzden kurtardığı Helin’in sıcak suyla onun
mezara gitmesi anlatılır. Piç hikâyesinde, Harun Ağa’nın yanında
temizlikçilik yapan sağır ve dilsiz Zühre'nin evin sahibi tarafından tecavüze
uğraması, hamile kalması ve bebeği doğunca onun özürlü olduğunu zanneden
Zühre'nin bebeği kuyuya atarak öldürmesi anlatılır. İpekböceği Bakıcısı’nda, 2. Dünya Savaşı yıllarında
Fransızlara yataklık ettikleri gerekçesi ile evleri yıkılan Ermeni bir kızın
hikâyesi anlatılır. Kimsesi kalmayan kız bir ipek satıcısı tarafından
ipekböceği yetiştirmek için köy köy dolaştırılır ve sonunda yaşlanarak bir
köyde genç bir kadının hizmetçisi olur. Genç kadının sorması ile yaşlı kadın
hikâyesini anlatır. Hikâyenin sonu olası üç sonla bitirilir. Bu sonlardan
birisinde yaşlı kadının kendini kuyuya atması ve ölmesi de vardır. Ayla
Kutlu’nun hikâyeleri arasında bu tarz bir sonla (olası üç sonla) biten hikâyesi
yoktur. Bu açıdan diğer hikâyelerinden oldukça farklıdır. Terlik
hikâyesinde ise birkaç kez gördüğü bir adamla evlenen bir kadının mutsuzluğu,
ailesinin “gelinle gittiğin yerden kefenle dönersin” baskısıyla da kendisini
kuyuya atarak intihar edişi anlatılır. Hikâyelerin bütünü mutsuz sonla biter,
karamsar bir atmosferleri vardır.
Kutlu, 1990'dan itibaren çocuk kitapları yazmaya
yönelmiştir. Çocuk hikâyelerinde diğer hikâyelerinde görülen olumsuz atmosfer
ve karamsar bakış açısı yoktur. Hikâyelerin dili sade ve anlaşılırdır. Hikâye ve
romanlarında çoğunlukla öyküleyici anlatım tekniğini kullanan ve mekân
tasvirleri dışında tasvire fazla yer vermeyen Kutlu, çocuk kitaplarında da aynı
tekniği kullanır. Öykülemede ise tercihi anlatma tekniğidir; gösterme tekniğini
pek kullanmaz. Hikâye ve romanlarında da kullandığı bu tekniği orada bilinç
akışı, iç monolog gibi tekniklerle kullanır, diyalogları fazla kullanmaz; ancak
çocuk kitaplarında anlatma tekniği içerisinde bu teknikleri bir kenara bırakır.
Çocuğun dünyasına yönelik bir anlatma tarzı seçer ve evrensel değerleri
çocuklara aşılamaya çalışır.
"Evet, her romanımda, tarihsel bir fon var ve
tarihsel akışı; insanların yaşadıkları acıların, duyguların ve umutların etkeni
olarak görüyorum." diyen Ayla Kutlu’nun tarihe olan merakı hikâye ve romanlarında
savaş konusuna sıklıkla yer vermesine neden olmuştur (Kutlu: 2006; 9). Savaşın
getirdiği göç, yoksulluk, yıkım, mutsuzluk gibi meselelere değinir. Bunun yanı
sıra kadın problemleri onun öncelikli konuları arasındadır; özellikle
kadınların cinsel obje olarak görülmesi, tacize, tecavüze uğramaları ve
toplumda değersizleştirilmeleri meselelerine dikkat çeker. Ayla Kutlu’nun roman
ve hikâyeleri, dilinin sadeliği, anlatımının yalınlığı, gündelik dili ve
özellikle de halkın alışık olduğu deyimleri kullanışı ile rahat okunan
metinlerdir. Psikolojik çözümlemelerden kaçınan Kutlu, metinlerinde iç monolog
ve bilinç akışı gibi teknikleri kullanır fakat metinlerinde okurlarını bunlarla
boğmaktan kaçınır, insanları mekânla ilişkisi içerisinde verir ve mekân
tasvirlerinde oldukça başarılıdır.
Kaynakça
Akatlı, Füsun (2012). "1980 Sonrası Edebiyatımızda Kadın". Kadın Araştırmaları Dergisi. http://dergipark.gov.tr/iukad/issue/730/7887 (Erişim: 26.12.2017).
Aytaç, Gürsel (2012). Çağdaş Türk Romanı Üzerine İncelemeler. Ankara: Doğu Batı Yayınları. 321-326.
Balcı, Sezgin (2011). Feminist Eleştiri Yöntemiyle Ayla Kutlu'nun Öyküleri Üzerine Bir Araştırma. Yüksek Lisans Tezi. Eskişehir: Eskişehir Osmangazi Üniversitesi.
Baş, Selma (2009). Ayla Kutlu'nun Öyküleri Üzerine Bir İnceleme. Yüksek Lisans Tezi. Van: Yüzüncü Yıl Üniversitesi.
Enginün, İnci (2016). Cumhuriyet Dönemi Türk Edebiyatı. İstanbul: Dergah Yayınları. 397.
Güven,H. Deniz (2007). Ayla Kutlu'nun Romanlarında Anlatım Teknikleri.Yüksek Lisans Tezi. Konya: Selçuk Üniversitesi.
Kollektif (2012). Ayla Kutlu Edebiyatı (1. Kadın Yazarlar Sempozyumu Bildiriler Kitabı). İstanbul: Bilgi Yayınevi.
Kutlu, Ayla (2006). Zaman Da Eskir. Ankara: Bilgi Yayınevi.
Kutlu, Ayla (2011). Ayla Kutlu Çukurova Ödülü 2011. Adana: Adana Büyükşehir Belediyesi Yayınları.
Naci, Fethi (2007). Yüz Yılın 100 Türk Romanı. İstanbul:Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları. 536- 539.
Yaşar, Şermin (2007). Ayla Kutlu'nun Roman ve Hikayelerinde Yapı İncelemesi. Yüksek Lisans Tezi. Ankara: Gazi Üniversitesi.
Madde Yazım Bilgileri
Yazar: DR. ÖĞR. ÜYESİ FATMA SÖNMEZYayın Tarihi: 13.03.2019Güncelleme Tarihi: 20.12.2020
Yayın Tarihi: 13.03.2019Güncelleme Tarihi: 20.12.2020
Güncelleme Tarihi: 20.12.2020
Eser Adı | Yayın evi | Basım yılı | Eser türü |
---|---|---|---|
Kaçış | Bilgi / Ankara | 2001 | Roman |
Islak Güneş | Bilgi / Ankara | 1986 | Roman |
Cadı Ağacı | Bilgi / Ankara | 1999 | Roman |
Tutsaklar | Bilgi / Ankara | 1983 | Roman |
Hüsnüyusuf Güzellemesi | Bilgi / Ankara | 1998 | Hikâye |
Bir Göçmen Kuştu O | Bilgi / Ankara | 2000 | Roman |
Hoşça Kal Umut | Bilgi / Ankara | 2011 | Roman |
Emir Bey'in Kızları | Bilgi / Ankara | 1999 | Roman |
Sen De Gitme Triyandafilis | Ankara / Bilgi | 2013 | Hikâye |
Kadın Destanı | Bilgi / Ankara | 1994 | Roman |
Mekruh Kadınlar Mezarlığı | Bilgi / Ankara | 2000 | Hikâye |
Minik Sultan Sihirbaz | Bilgi / Ankara | 2000 | Roman |
Minik Sultan Beceriksiz Palyaço | Bilgi / Ankara | 2000 | Roman |
Minik Sultan İle Deniz Kızı | Bilgi / Ankara | 2000 | Roman |
Zehir Zıkkım Hikayeler | Bilgi / Ankara | 2001 | Hikâye |
Zavallı Mideler | Bilgi / Ankara | 2001 | Roman |
Artık Çok Oldunuz | Bilgi / Ankara | 2003 | Roman |
Ateş Üstünde Yürümek (Tutsaklar) | Bilgi / Ankara | 2004 | Roman |
Yıldız Yavrusu | Bilgi / Ankara | 2004 | Roman |
Beceriksizler Sirki | Bilgi / Ankara | 2006 | Hikâye |
Gezgin Kertenkele İle Kutup Ayısı | Bilgi / Ankara | 2006 | Hikâye |
Çiçek Elli Robot | Bilgi / Ankara | 2006 | Hikâye |
Başı Kuşlu Çocuk | Bilgi / Ankara | 2006 | Roman |
Zaman Da Eskir | Bilgi / Ankara | 2007 | Hatıra |
Merhaba Sevgi | Bilgi / Ankara | 2007 | Roman |
Kendini Köpek Sana Ayakkabılar | Bilgi / Ankara | 2007 | Hikâye |
İkizlerin Sırrı | Bilgi / Ankara | 2007 | Roman |
Mavi Saçlar Pembe Gözler | Bilgi / Ankara | 2007 | Roman |
Huvava- İlk Çevre Koruyucusu | Bilgi / Ankara | 2009 | Hikâye |
Asi... Asi... | Bilgi / Ankara | 2017 | Roman |
Melek ve Dostları | Bilgi / Ankara | 2013 | Hikâye |
Küçük Mavi Tren | Bilgi / Ankara | 2016 | Hikâye |
Yedinci Bayrak Urumeli'den İzmir'e | Bilgi / Ankara | 2016 | Roman |
İlişkili Maddeler
Sn. | Madde Adı | D.Tarihi / Ö.Tarihi | Benzerlik | İncele |
---|---|---|---|---|
1 | İnci Gürbüzatik, | d. 20 Mayıs 1945 - ö. ? | Doğum Yeri | Görüntüle |
2 | MÜNÎF, Antâkî/Antakyalı Münîf Mustafa Efendi | d. ? - ö. 1743-44 | Doğum Yeri | Görüntüle |
3 | Sezer Ateş Ayvaz | d. 11 Ağustos 1956 - ö. ? | Doğum Yeri | Görüntüle |
4 | AHMET BODUR | d. 03.02.1938 - ö. ? | Doğum Yılı | Görüntüle |
5 | Belma Aksun | d. 1 Ocak 1938 - ö. ? | Doğum Yılı | Görüntüle |
6 | MAHMUT ERDAL | d. 1938 - ö. 07.07.2010 | Doğum Yılı | Görüntüle |
7 | Seyhan Erözçelik | d. 13 Mart 1962 - ö. 24 Ağustos 2011 | Meslek | Görüntüle |
8 | Tahsin Nahit | d. 1887 - ö. 12 Mayıs 1919 | Meslek | Görüntüle |
9 | Muzaffer Buyrukçu | d. 1 Şubat 1930 - ö. 22 Ağustos 2006 | Meslek | Görüntüle |
10 | Fuat Bayramoğlu | d. 1912 - ö. 30 Haziran 1996 | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
11 | Adnan Veli Kanık | d. 1916 - ö. 6 Aralık 1972 | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
12 | Şaban Akbaba | d. 10 Ocak 1954 - ö. ? | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
13 | MEHMET BEHÇET KUTLU | d. 1864 - ö. 26.10.1948 | Madde Adı | Görüntüle |
14 | Kutlu Adalı | d. 03 Ocak 1935 - ö. 06 Temmuz 1996 | Madde Adı | Görüntüle |
15 | Reşat Enis Aygen | d. 1 Haziran 1909 - ö. 10 Ocak 1984 | Madde Adı | Görüntüle |