MÜSLÜM ASGERÎ

(d. 1938 / ö. -)
âşık, kâtip, öğretmen
(Âşık / 20. Yüzyıl / Azeri)
ISBN: 978-9944-237-86-4

Zencan âşık muhiti kadar İran Türklerinin diğer âşık muhitleri arasında da büyük şöhrete sahip olan ve İran’da geniş bir kitle arasında tanınan usta âşıklarından birisi olan Âşık Müslüm Asgerî, 1938’de İran’ın Zencan şehrinin Bademistan köyünde doğar (Kafkasyalı 2009: 176; Rezzaqi 2015: 736; Razzaghî 2018: 128). İlköğretimini kendi köyünde tamamlayan Âşık Müslüm Asgerî, 1955’de Zencan’ın şehir merkezine göç eder. Akranları gibi Şah dönemindeki baskıları yaşayanlar birisi olan Âşık Müslüm Asgerî, birkaç sürgünden sonra nihayet Zencan’a döner ve sonrasında bu şehirde İran’da din dersleri verilen okullardan biri olan “Hövze-yi İlmiyye”deki “Usul-i Kâfi” adlı dinî eğitimini tamamlayıp bir yandan kâtiplik yapmaya başlar diğer yandan ise üniversitede edebiyat eğitimi almaya başlar (Rezzaqi 2015: 736; Razzaghî 2018: 128). Aldığı bu eğitimler sayesinde anadili olan Türkçe dışında Farsça ve Arapçayı da çok iyi şekilde öğrenme şansı bulur (Kafkasyalı 2009: 176). 20 yaşında âşıklığa meyleden Âşık Müslüm Askerî, dedesi Âşık Söhrap’tan aldığı eğitim sonucunda 30 yaşında âşıklık yapmaya başlar (Kafkasyalı 2009: 176; Rezzaqi 2015: 736-737; Razzaghî 2018: 128). Günümüzde Zencan’da yaşayan Âşık Müslüm Asgerî, çok fazla yaşlandığı için sanatını aktif olarak icra edemese de Zencan ve diğer Türk şehirlerinde geleneksel olarak tertip edilen Âşıklar Bayramı’na onur konuğu olarak katılarak İran’daki Türk âşıklarına manevi destek vermekte, yaptığı konuşma ve görüşmelerde kendisinden sonraki diğer âşıklarla bilgi birikimini paylaşmaya devam etmektedir.

30 yaşında âşıklığa başlayan ve ilk toyunu Tarım bölgesindeki Hindî köyünde yapan Âşık Müslüm Asgerî, âşıklık eğitiminin yanı sıra aldığı dinî ve edebiyat eğitimi sayesinde hem âşıklık geleneğindeki bilgi birikimini hem de anlattığı destan sayısını artırır. 1969-1979 yılları arasında Zencan’da birçok destan ve halk hikâyesi okuyup yaklaşık 130 kasete kaydettiren Asgerî, ayrıca “Şirin ile Birçek”, “Tahir Mirze ile Zöhre Hanım”, “Şah İsmail”, “Köroğlu”, Hasta Kasım”, “Valih ile Zernigar”, “Gergerli Mememmed” gibi anlatabildiği 30 destanı, İran Türkleri âşıklık geleneği araştırmacılarından birisi olan ve İran’da yapılan “Âşıklar Bayramı”nın düzenleyicisi olan Mohammad Razzaghî’ye yazılı olarak kaydettirir. Yine âşığın 1979’da tasnif ettiği “Mirze Kazım” adlı bir destanı da vardır. Anlatabildiği destan ve çalabildiği âşık havaları sayesinde hem Zencan’da hem de İran’da tanınan âşıklardan birisi olan Asgerî, İran’daki Âşıklar Bayramı ve çeşitli festivallerin aranan âşıklarından birisi olmaktadır (Rezzaqi 2015: 737). Bu özelliği de onu başta Zencan, Tahran ve Tarım’daki toylarda aranan âşıklardan birisi yapar (Rezzakî 2013: 268; Rezzaqi 2015: 736-737; Razzaghî 2018: 128).

Adı geçen şehirlerdeki âşığın bu şöhreti, kısa sürede İran’ın diğer şehirlerine de yayılır ve Asgerî, âşıklığı döneminde bu üç şehir dışında İran’ın Doğu ve Batı Azerbaycan, Halhal, Gilan ve Kum eyalet ve şehirleri ile 2006 yılında Azerbaycan’a, 2007, 2009 ve 2010 yıllarında Türkiye’ye ve 2010 yılında KKTC gibi ülkelerde düzenlenen çeşitli program, festival ve toylara katılarak sanatını icra etme şansı yakalar. Bunlar arasında Tahran’da yapılan “Corge-ı Uşşak”, Çabahar’da yapılan “Kiş Ceşnvaresi” ve Azerbaycan Eyaleti’nde yapılan “Hemayeşe Musiki Azerbaycan” ile Zencan’da yapılan Âşıklar Bayramı sayılabilir (Rezzakî 2013: 268-269; Rezzaqi 2015: 736-737; Razzaghî 2018: 128).

Anlatabildiği destan ve halk hikâyeleri dışında Âşık Müslüm Asgerî’nin bir diğer özelliği de onun şiir yaratma yeteneğidir. Aldığı eğitim sırasında Arapça ve Farsçayı oldukça iyi bir şekilde öğrenmesine rağmen şiirlerini duru ve akıcı bir Türkçe yazan ve Türkçeyi iyi bir biçimde kullanan Asgerî, yarattığı şiirlerinde genel olarak vatana bağlılık, millete saygı, Allah ve peygambere sevgi konularını işlemektedir (Kafkasyalı 2009: 176).

Yarattığı şiirlerinde “Müslüm, Asgerî ve Müslüm Asgerî” mahlaslarını kullanan Âşık Müslüm’ün şiirlerinde bazen İslamiyet’in, insanlık âlemi açısından bizlere tuttuğu ışık; bazen İslamiyet’in kaideleri karşımıza çıkar. “Selamun Eleyk” adlı şiirinde; “Mekke’de dünyaya geldi Mehemmed / Tamamı kâinat tapdı hidâyet / Erşide (arş) melekler dedi tehniyet (tebrik etme) / Merve’ye, Sefa’ya selamun eleyk.” diyen âşık, (Kafkasyalı 2009: 177) bu şiirinde olduğu gibi birçok şiirinde İslamî olaylara telmih yapar.

Âşık Müslüm Asgerî için doğduğu, yaşadığı ve gittiği her şehrin ve köyün, ayrı ayrı önemi vardır ve bu yerleri şiirlerinde sık sık kullanan âşık, “Vetenimdi Badamıstan/ Yâddan çıhmaz Armudistan/ Esgerî’yem size gurban/ Bizim Tarım’da Tarım’da” (Kafkasyalı 2009: 179) diyerek doğduğu ve yaşadığı yerlerin güzelliklerini ve kendisinde hissettirdiklerini anlatır.

Bunlar dışında onun şiirlerindeki bir diğer tema da vatan, millet ve onlara duyulan aşktır. Mensubu olduğu milletinin kültürel değerlerinin birçok unsurunu şiirlerine aksettiren Âşık Müslüm Asgerî, “Veten” adlı şiirinde; “Müslüm Esgerî’nin anası sensen/ Yalgız üregimin davası sensen/ Neçe şairlerin binası (tema, konu) sensen/ Sensen arzularım, üregüm veten” (Kafkasyalı 2009: 177) diyerek vatanın hem kendisi hem de diğer şairler için değerini anlatır.

Bu değerin kıymetinin bilinmesi gerektiğini vurgulayan Asgerî, sesinin ulaştığı her yerde şiirlerini okuyan ya da sesini duyan herkese; “Çıhartma yâdından bu şen elleri/ Sene emek veren yaşıl çölleri/ Veten âşığıyam “Müslüm Asgerî”/ Gehreman oğullar küreğimdedir” Razzaghî 2018: 129-130) diyerek onlardan da vatanın değerinin bilmelerini ister.

Bir âşığın şiirlerinde vatanı ve milleti kadar beşeri aşkı da sıkça karşımıza çıkan temalardan biri olmaktadır. Âşık Müslüm Asgerî’nin şiirlerinde de sevgilinin güzelliği, nazı, cilvesi gibi birçok özelliği karşımıza çıkar. Bazen “Siyahî tellerin, şahmar saçların” diyerek betimlediği sevgiliye hissedilen aşk, âşığın içinde yanmaya başlayınca o kadar büyür ki “Dolaşıb boynuma özüm bilmirem/ Behtim çekir meni dara, yanıram” (Kafkasyalı 2009: 177-178) diyerek yüreğinde kor olur, yanar.

Âşık Müslüm Asgerî, anlattığı destan ve halk hikâyeleri; yarattığı şiirler ve çaldığı âşık havaları ile günümüzde hem Zencan âşık muhiti hem İran’daki diğer âşık muhitlerinin mensubu olan âşıklar hem de İran Türkleri arasında sevilen ve sayılan âşıklarından birisidir.

Kaynakça

Kafkasyalı, Ali (2009). İran Türkleri Âşık Muhitleri. 2. Baskı. Erzurum: Salkımsöğüt Yay.

Razzaghî, Mohammad (2018). Zengan Âşıklık Geleneği ve Zenganlı Âşık Müslüm. Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi. İzmir: Ege Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü.

Rezzakî, Mehemmed (2013). “Zengan Aşık Muhiti”. Aşık Şemşirin Anadan Olmasının 120 İlliyinə Hesr Olunmuş Aşık Senetinin Tarihi İnkişaf Yolları ve Aşık Şemşir Merhelesi Mövzusunda IV Beynehalk Elmi Konfransın Materialları. Hzl. Aynur Gezenferkızı ve Ali Şamil, Bakü: Nurlan. 258-273.

Rezzakî, Mehemmed (2015). “Zengan Âşık Muhitinde Koroğlu’nun Derbend Seferi”. IV. Uluslararası Bolu Halk Kültürü ve Köroğlu Sempozyumu Bildirileri. İstanbul: Akçağ Yay. 729-749.

Madde Yazım Bilgileri

Yazar: DR. FAZIL ÖZDAMAR
Yayın Tarihi: 27.05.2019
Güncelleme Tarihi: 02.12.2020

İlişkili Maddeler

Sn.Madde AdıD.Tarihi / Ö.TarihiBenzerlikİncele
1NUSRETULLAH ZERGERd. 1961 - ö. ?Doğum YeriGörüntüle
2GULU MUSUKİd. 1927 - ö. ?Doğum YeriGörüntüle
3HÜSEYİN/NAMVERî, Hüseyin Namverîd. 1922 - ö. 2000Doğum YeriGörüntüle
4M. Naci Ünverd. 1938 - ö. ?Doğum YılıGörüntüle
5YEDULLAH, Yedullah Eyvezpurd. 1938 - ö. ?Doğum YılıGörüntüle
6Türkan İldenizd. 07 Ocak 1938 - ö. ?Doğum YılıGörüntüle
7ZEKİ AYHANd. 1943 - ö. ?MeslekGörüntüle
8Zehra Tapunçd. 08 Aralık 1962 - ö. ?MeslekGörüntüle
9VELİ MEMMEDOVd. 1902 - ö. ?MeslekGörüntüle
10EVLİLİ/EVLİLİ ABBAS, Abbas Hazretîd. 1969 - ö. ?Alan/Yüzyıl/SahaGörüntüle
11MİSKİN ELİd. 1881 - ö. ?Alan/Yüzyıl/SahaGörüntüle
12ABBASİ ŞAHBUDAĞÎd. 1956 - ö. ?Alan/Yüzyıl/SahaGörüntüle
13BAYRAM İBRAHİMOVd. 1922 - ö. ?Madde AdıGörüntüle
14GEHRAMAN, Kahramand. ? - ö. ?Madde AdıGörüntüle
15AĞA ÇILDIR, Hasand. 1932 - ö. ?Madde AdıGörüntüle