Madde Detay
REŞÎD, Mustafa Reşîd Paşa
(d. 1214/1800 - ö. 1275/1858)
divan şairi
(Divan/Yazılı Edebiyat / 19. Yüzyıl / Anadolu-Osmanlı-Türkiye)
ISBN: 978-9944-237-86-4
1214/1800 yılında İstanbul'da Davutpaşa Mahallesi'nde doğdu. Koca ve Büyük lakaplarıyla anılmaktadır. Babası II. Bayezid evkâfı rûznâmçecisi Mustafa Efendi'dir. Babasının dedesi Kastamonu eşrafındandır. İlk eğitimini babasından aldı. Bir süre mahalle mektebine devam etmekle birlikte düzenli bir eğitim görmedi ve kendi kendini yetiştirdi. Medrese derslerine devam ettiyse de icazet alamadı. Küçük yaşta babasını kaybedince eniştesi Ispartalı Seyyid Ali Paşa tarafından himaye edildi; Paşa'nın serasker olarak Mora'ya ve ardından Hüdâvendigâr ve Kocaeli mutasarrıflığına tayininde onun yanında bulundu. Eniştesinin kısa süren sadareti sırasında (1820-1821) mühürdarlık vazifesini üstlenip devlet memuriyetine girdi. Mektûbî-i Sadr-ı Âlî odasında memurluk görevinde bulundu. Seyyid Ali Paşa'nın görevinden alınmasından sonra Davutpaşa Mahallesi'ndeki evine çekildi, geçim sıkıntısı içinde geçen bir dönem yaşadı. Ardından Beylikçi Âkif Efendi'ye intisap etti ve Bâbıâlî Mektûbî Kalemine tayin edildi. Onun aracılığıyla 1828-1829 Osmanlı-Rus savaşı esnasında orduyla hareket eden Sadrazam Sırrı Paşa maiyetine mühürdâr olarak verildi. Ordudan yazdığı tahrirattaki sade anlatımı ve terkip kudreti II. Mahmûd'un dikkatini çekti. 1829 Edirne barış görüşmelerine başkâtip sıfatıyla katıldı. Daha sonra âmedî odasına geçti. Burada yeteneklerini takdir eden Reisülküttâb Pertev Efendi'nin şahsında kendisine bütün ömrünce bağlı kalacağı önemli bir hâmi buldu ve Kavalalı Mehmed Ali Paşa ile yapılan görüşmelerde ikinci kâtip olarak 1830 yılında onunla beraber Mısır'a gitti. Böylece ilerde devleti zor durumda bırakacak olan Mısır meselesiyle tanışmış oldu. Dönüşünde 1831 yılında âmedî vekili ve Haziran 1832'de asaleten âmedî oldu. Aynı yıl Üsküb'e gitti. Mısır kuvvetlerinin Konya'daki galibiyeti üzerine Halîl Rif'at Paşa maiyetinde tekrar Mısır'a gitti. Mart 1833'te Kütahya'da Kavalalı İbrahim Paşa ile yapılan görüşmelere katıldı. Adana muhassıllığının Kavalalı İbrâhim Paşa'ya bırakılmasının önlenememiş olması nedeniyle gözden düştü. 1830 yılında Fransız işgaline uğrayan Cezayir'in durumunu görüşmek ve tahliyesini sağlamak amacıyla âmedcilik üzerinde kalmak üzere Temmuz 1834'te fevkalade orta elçi sıfatıyla Paris'e gönderildi. 1835'te büyükelçi payesi verildi. Viyana'da Prens Metternich ile görüşme fırsatı buldu. Mısır ve Cezayir meselelerinde Avusturya'nın desteğini kazanmaya çalıştı. Özellikle Fransız basınında Osmanlı Devleti lehinde propoganda yapılması ve Mısır valisi Mehmed Ali Paşa'ya karşı kamuoyunun kazanılması yönünde girişimlerde bulundu. Mart 1835'te İstanbul'a döndü ve Temmuz ayında Paris'e daimi elçi olarak tayin edildi. Eylül 1836'da Londra elçiliğine getirildi. Paris'te ve Londra'da geçirdiği üç yıl içinde Avrupa diplomasisini yakından tanıyan, Fransızcasını ilerleten ve önde gelen devlet adamlarıyla görüşmeler yaparak tecrübe kazanan Mustafa Reşîd 1835 sonbaharında Hariciye Müsteşarı, 13 Haziran 1837'de Hariciye Nazırı oldu. Mehmed Ali Paşa'ya karşı askeri ve siyasi desteğin sağlanması amacıyla İngiltere ile devlet tekelinin kaldırılmasını ön gören bir ticaret antlaşmasının imzalanmasında (16 Ağustos 1838) önemli rol oynadı. Ardından bu devletle bir ittifak oluşturulması göreviyle Londra büyükelçiliğine tayin edildi. Abdülmecîd'in tahta çıkması üzerine İstanbul'a dönerek huzura kabul edildi (8 Eylül 1839). Nizip'teki yenilgi sebebiyle had safhaya ulaşan Mısır meselesinin çözümünde etkin bir rol üstlendi ve Tanzimat Fermanı'nın ilan edilmesini temin etti (3 Kasım 1839). İngiltere'nin yardımıyla Mehmed Ali Paşa'nın yalnızca Mısır'la yetinmesi ve hukuki yönden devlete sıkıca tabi olmasını sağladı. Mısır'ın ödeyeceği yıllık vergi miktarını belirledi. Mali işlerin İstanbul'dan gönderilecek bir defterdar gözetimine bırakılmasında ısrar etti. Ancak bu husus, anlaşmazlığın uzamasına yol açacağı endişesinden dolayı azline sebep oldu (31 Mart 1841) ve 16 Temmuz 1841'de Paris'e dördüncü defa elçi sıfatıyla gönderildi. Bu elçiliği sırasında Suriye'de Mısır işgalinin sona ermesiyle ortaya çıkan meseleler ve özellikle Cebelilübnan'ın yeni bir düzene kavuşturulması üzerine çalıştı. 3 Mart 1843'te İstanbul'a döndü. Ardından Edirne valiliğine tayin edildiyse de hastalığını bahane ederek kabul etmedi ve bir süre sonra tekrar Paris elçiliğine gönderildi. 25 Ocak 1844-24 Ekim 1845 tarihleri arasındaki bu elçilik döneminde Lübnan'a verilen yeni statünün belirlenmesiyle ilgilendi. 24 Ekim 1845'te Hariciye Nazırlığı'na getirildi. 28 Eylül 1846'da Sadrazam oldu. 28 Nisan 1848'de azledildiyse de 12 Ağustos'ta ikinci defa sadarete getirildi. 1851'de Meclis-i Vâlâ başkanı oldu. 26 Ocak 1852'de görevden alındı. 5 Mart 1852'de üçüncü defa sadrazam oldu ve bu görevi 5 Ağustos 1852 tarihine kadar devam etti. Sadrazamlıktan azlinin ardından Prens Mençikof'un İstanbul'a gönderilmesiyle başlayan krizin aşılması için 14 Mayıs 1853'te Hariciye Nezareti'ne getirildi. 23 Kasım 1854'te dördüncü defa sadrazamlığa getirildi. Süveyş Kanalı projesine karşı çıkması Fransa'nın tepkisine yol açtığından bir müddet sonra dış politika gereği 2 Mayıs 1855'te görevden alındı. Kırım savaşının devamı, 18 Şubat 1856 tarihli Islahat Ferman'nın hazırlanışı ve Paris Antlaşması (30 Mart 1856) gibi önemli gelişmeleri dışarıdan takip etmek zorunda kaldı. Mısır'a yaptığı seyahat dönüşünde 1 Kasım 1856'da beşinci defa sadarete getirildi. 1 Ağustos 1857'de Fransa'nın baskıları sonucu azledildi. 22 Ekim 1857'de altıncı defa sadrazam oldu. Kısa süren bu son sadareti sırasında 7 Ocak 1858'de kalp krizi sonucunda İstanbul'da vefat etti. Türbesi Beyazıt Camii Külliyesi yanında Okçular Başı'ndadır.
Mustafa Reşîd Paşa, Ali ve Fuad Paşaların yanı sıra Ahmed Vefik Paşa'nın, Ahmed Midhat Paşa'nın ve özellikle Cevdet Paşa'nın da hamiliğini yapmış, yetişmelerinde büyük rol oynamıştır. Devrin önemli isimlerinden Şeyhülislam Ârif Hikmet Beyefendi kendisinin önemli dayanaklarından biridir. İki evlilik yapmış olan Paşa'nın ilk eşi Mısır divan efendisinin kızı Emine Hanım'dır. İki yıl sonra zengince bir kadın olan, eniştesi Ali Paşa'nın hanesinden çıkma Âdile Hanım'la evlenmek üzere ilk eşinden ayrılmıştır. Mehmed Cemîl (ilk eşinden), Mahmûd Mazhar, Ahmed Celâl, Ali Gâlib ve Sâlih Bey adlı beş oğlu olmuştur. Mehmed Cemîl Paşa üç defa Paris sefirliğinde bulunmuştur. Küçük oğlu Sâlih Bey Hâriciye mektûbî ve âmedî kalemlerinde çalışmıştır (Beydilli 2006: 349).
Eserleri şunlardır:
1. Bedâyi'u'l-İnşâ: 288 sayfa hâlinde 1302 yılında İstanbul'da basılmıştır.
2. Reşîd Paşa Merhûmun Bazı Âsâr-ı Siyâsiyyesi: 1305 yılında 76 sayfa olarak İstanbul'da basılmıştır.
3. Reşîd Paşa Merhûmun Lâyihası: Baskı yeri ve tarihi yoktur, 16 sayfa hâlinde basılmıştır.
Bunlardan başka Cevdet R. Yularkıran tarafından hazırlanan Reşîd Paşa'nın Hatıraları adlı 1939'da 164 sayfa hâlinde basılan bir eser vardır. Ayrıca Şinâsî'nin kasidelerinden oluşan Reşîd Paşa'nın Sitayişini Mutazammın Bazı Kasâ'id adlı baskı tarihi ve yeri olmayan 15 sayfalık bir eser de bulunmaktadır.
Mustafa Reşîd Paşa, Tanzimat döneminin az sayıdaki misyon sahibi devlet adamlarındandır. Devletteki her türlü ıslahat konusunda cesurca adımlar atmış ve bunların bir kısmının gerçekleşmesinde de öncülük etmiştir. Tanzimat devri diye bilinen siyasi, ekonomik, toplumsal, kültürel yeniliklerin yapıldığı dönemin başlıca yapımcı ve yürütücüsüdür. Konağının bir kültür mahfili olarak düşünce, zihniyet, sanat ve edebiyatta geniş ve uzun süreli etkisi görüldü; Şinasi, Ziya Paşa da bu konağın müdavimlerindendi (Cunbur 2007: 333). Reşîd Paşa'nın en çok dikkat çeken özelliklerinden biri Tanzimat Fermanı'nın ilanını sağlamış olmasıdır. Reşîd Paşa'nın "medeniyet peygamberi", "sultana haddini bildiren kanun adamı" gibi sıfatlarla takdim edilmesi, Genç Osmanlılar'dan Jön Türkler'e kadar uzanan zaman dilimi içindeki siyasi söylemlerdendir. Bu dönemlerde reformculuğu itibariyle II. Mahmûd'dan üstün gösterilmeye çalışılması ise abartıdan başka bir şey değildi. Mustafa Reşîd Paşa'nın devletin bekasını büyük devletler arasındaki dengede görmesi dış siyasetin ana çizgisinin belirlenmesinde hayati bir önem taşır. Tanzimat'ın ilanı dışında 1848 mülteciler meselesindeki tutumu ve 1853 Kırım savaşında İngiltere ve Fransa'nın müttefik olarak kazanılması önemli başarılarındandır. İlk ve orta öğretimin düzenlenmesi, Rüşdiye mekteplerinin açılması, karma ticaret mahkemelerinin kurulması, esir ticaretinin yasaklanması, Encümen-i Dâniş'in kuruluşu vb. pek çok önemli müessesenin vücut bulmasını sağladı. Devlet imkanlarının şahsi zenginlikler için istismar edilmesi Tanzimat ricalinin önlemeye azmettiği ilkelerinden olmakla beraber bu hususta kendisinin de iyi bir örnek teşkil ettiğini söylemek mümkün değildir. Saraya yaklaşarak nüfuz ve zenginlik sağlama temayülü dikkati çeker. Oğlu Ali Gâlib Paşa'nın damatlığı da bu anlamdadır. Şahsen sakin tabiatlı ve nazik, zeki ve yetenekli bir idareci olmakla beraber kendisine yapılanları unutmaz ve fırsat çıktıkça karşılık vermekten kaçınmazdı. Mustafa Reşîd Paşa, inşa vadisinde yeni bir çığır açmış, resmî yazışmaların sadeleştirilmesinde ve herkesin anlayacağı şekilde "kaba Türkçe" olarak yazılması konusunda da öncülük etmiştir (Beydilli 2006: 350). Fransızcası mükemmeldi. Çok güzel şiirleri de vardır. Fatîn, şiirlerinin mükemmelliğinden aşırı bir övgüyle bahsetmektedir (1271: 144).
Kaynakça
Abdurrahman Şeref (1339). Tarih Musâhabeleri. İstanbul.
Beydilli, Kemal (2006). "Mustafa Reşid Paşa". İslam Ansiklopedisi. C. 31. İstanbul: Türkiye Diyanet Vakfı Yay. 348-350.
Cunbur, Müjgan (2007). "Reşid Paşa". Türk Dünyası Edebiyatçıları Ansiklopedisi. C. VII. Ankara: AKM Yay.
Fatîn Dâvud (1271). Hâtimetü'l‑Eş‘âr. İstanbul.
Kaynar, Reşat (1954). Mustafa Reşid Paşa ve Tanzimat. Ankara.
Kurnaz, Cemal ve Mustafa Tatcı (hzl.) (2001). Mehmed Nâil Tuman, Tuhfe-i Nâilî - Divan Şairlerinin Muhtasar Biyografileri. C.I. Ankara: Bizim Büro Yay.
Şemseddîn Sâmî (1308). Kâmûsü'l‑A‘lâm C. III. İstanbul.
Türk Dili ve Edebiyatı Ansiklopedisi (1990). "Reşid Mustafa Paşa". C. VII. İstanbul: Dergâh Yay. 320-321.
Türkgeldi, Ali Fuat (1928). Ricâl-i Mühimme-i Siyâsiyye. İstanbul.
Madde Yazım Bilgileri
Yazar: PROF. DR. MEHMET ARSLANYayın Tarihi: 24.06.2014Güncelleme Tarihi: 01.12.2020Eserlerinden Örnekler
Gazel
Haste-i nâtıkaya rûh-fezâdır hâmem
Zât-ı Îsî gibi i'câz-nümâdır hâmem
Reşha-i feyzine erbâb-ı fesâhat teşne
Gûyiyâ çeşme-i ilhâm-ı Hudâ'dır hâmem
Oldı icrâ-yı sühan itmege zerrîn mîzâb
Ka'be-i ma'nîye asılsa sezâdır hâmem
Ser-i şâhen-şeh-i endîşeye konsa yeri var
Evc-i a'lâ-yı ma'ârifde hümâdır hâmem
Bî-muhâbâ reh-i nâ-refteye gitsem de ne var
Kahr-ı hasm eylemege elde asâdır hâmem
Ney-şeker mi acabâ Mısr-ı ma'ânîde Reşîd
Bak halâvet-dih-i tab'-ı bülegâdır hâmem
(Fatîn Dâvud (1271). Hâtimetü'l‑Eş‘âr. İstanbul. 139.)
İlişkili Maddeler
Yayın Tarihi: 24.06.2014Güncelleme Tarihi: 01.12.2020Eserlerinden Örnekler
Gazel
Haste-i nâtıkaya rûh-fezâdır hâmem
Zât-ı Îsî gibi i'câz-nümâdır hâmem
Reşha-i feyzine erbâb-ı fesâhat teşne
Gûyiyâ çeşme-i ilhâm-ı Hudâ'dır hâmem
Oldı icrâ-yı sühan itmege zerrîn mîzâb
Ka'be-i ma'nîye asılsa sezâdır hâmem
Ser-i şâhen-şeh-i endîşeye konsa yeri var
Evc-i a'lâ-yı ma'ârifde hümâdır hâmem
Bî-muhâbâ reh-i nâ-refteye gitsem de ne var
Kahr-ı hasm eylemege elde asâdır hâmem
Ney-şeker mi acabâ Mısr-ı ma'ânîde Reşîd
Bak halâvet-dih-i tab'-ı bülegâdır hâmem
(Fatîn Dâvud (1271). Hâtimetü'l‑Eş‘âr. İstanbul. 139.)
İlişkili Maddeler
Güncelleme Tarihi: 01.12.2020Eserlerinden Örnekler
Gazel
Haste-i nâtıkaya rûh-fezâdır hâmem
Zât-ı Îsî gibi i'câz-nümâdır hâmem
Reşha-i feyzine erbâb-ı fesâhat teşne
Gûyiyâ çeşme-i ilhâm-ı Hudâ'dır hâmem
Oldı icrâ-yı sühan itmege zerrîn mîzâb
Ka'be-i ma'nîye asılsa sezâdır hâmem
Ser-i şâhen-şeh-i endîşeye konsa yeri var
Evc-i a'lâ-yı ma'ârifde hümâdır hâmem
Bî-muhâbâ reh-i nâ-refteye gitsem de ne var
Kahr-ı hasm eylemege elde asâdır hâmem
Ney-şeker mi acabâ Mısr-ı ma'ânîde Reşîd
Bak halâvet-dih-i tab'-ı bülegâdır hâmem
(Fatîn Dâvud (1271). Hâtimetü'l‑Eş‘âr. İstanbul. 139.)
İlişkili Maddeler
Eserlerinden Örnekler
Gazel
Haste-i nâtıkaya rûh-fezâdır hâmem
Zât-ı Îsî gibi i'câz-nümâdır hâmem
Reşha-i feyzine erbâb-ı fesâhat teşne
Gûyiyâ çeşme-i ilhâm-ı Hudâ'dır hâmem
Oldı icrâ-yı sühan itmege zerrîn mîzâb
Ka'be-i ma'nîye asılsa sezâdır hâmem
Ser-i şâhen-şeh-i endîşeye konsa yeri var
Evc-i a'lâ-yı ma'ârifde hümâdır hâmem
Bî-muhâbâ reh-i nâ-refteye gitsem de ne var
Kahr-ı hasm eylemege elde asâdır hâmem
Ney-şeker mi acabâ Mısr-ı ma'ânîde Reşîd
Bak halâvet-dih-i tab'-ı bülegâdır hâmem
(Fatîn Dâvud (1271). Hâtimetü'l‑Eş‘âr. İstanbul. 139.)
İlişkili Maddeler
Sn. | Madde Adı | D.Tarihi / Ö.Tarihi | Benzerlik | İncele |
---|---|---|---|---|
1 | FÂ’İZ, Es'ad-zâde Seyyid Abdurrahim Fâ'iz Efendi | d. ? - ö. 29 Ocak 1726 | Doğum Yeri | Görüntüle |
2 | İZZET, Benli-zâde (Beylikçi) Mehmed Bey | d. ? - ö. 1809 | Doğum Yeri | Görüntüle |
3 | MERÂMÎ | d. ? - ö. III. Murad dönemi (sal. 1574-1595) sonları | Doğum Yeri | Görüntüle |
4 | HASÎB DEDE, Neyzen | d. 1800 - ö. 1870 | Doğum Yılı | Görüntüle |
5 | TAHSÎN | d. 1800/01 - ö. 1861 | Doğum Yılı | Görüntüle |
6 | SEYİD EBU'L KÂSIM NEBÂTÎ, Hançoban, Hançobanî, Mecnûn, Mecnûnşâh | d. 1800 - ö. 1860/1873? | Doğum Yılı | Görüntüle |
7 | MAHZÛLÎ, Lofçalı | d. ? - ö. 1858 ds. | Ölüm Yılı | Görüntüle |
8 | HÂLİS, Şeyh Abdurrahman Hâlis Talebânî | d. 1797 - ö. 1858 | Ölüm Yılı | Görüntüle |
9 | SÂKIB, Süleyman Sâkıb | d. ? - ö. 1858 | Ölüm Yılı | Görüntüle |
10 | ADNÎ, Mahmûd Paşa | d. ? - ö. 1474 | Meslek | Görüntüle |
11 | Saîd, Yirmisekiz Çelebi-zâde Mehmed Saîd Paşa | d. ? - ö. 1761 | Meslek | Görüntüle |
12 | MEHMED FUÂD PAŞA, Keçeci-zâde | d. 1815 - ö. 1869 | Meslek | Görüntüle |
13 | HÂLET, İbrâhim Hâlet Bey, İstanbullu | d. 1837 - ö. 1878 | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
14 | TAHSÎN | d. 1800/01 - ö. 1861 | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
15 | HÂLİS, Trabzonlu | d. ? - ö. 1829 ds. | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
16 | RÜŞDÎ, Ahmed Rüşdî Efendi | d. ? - ö. ? | Madde Adı | Görüntüle |
17 | ENÎS DEDE, Mustafa | d. ? - ö. 1746-47 | Madde Adı | Görüntüle |
18 | ZEBÂNÎ | d. ? - ö. ? | Madde Adı | Görüntüle |