Faik Ali Ozansoy

Zahir
(d. 1876 / ö. 1 Ekim 1950)
Şair.
(Yeni Edebiyat / 19. Yüzyıl / Anadolu-Osmanlı-Türkiye)
ISBN: 978-9944-237-86-4

Diyarbakır’da doğdu. Babası Mehmet Said Paşa, annesi Ayşe Hanım’dır. Babası Mehmet Said Paşa devlet adamı, şair ve tarihçidir. Şairin ağabeyi ise Servet-i Fünun ve İkinci Meşrutiyet dönemi sanatçılarından Süleyman Nazif’tir.

Faik Ali ilköğrenimini Diyarbakır Sıbyan mektebinde, ortaöğrenimini Diyarbakır Rüştiye mektebinde tamamladı. Lise’ye Diyarbakır askeri idadisinde başlayarak bir yıl sonra İstanbul’da Mülkiye mektebinin idadi kısmında devam etti. Şair, 1897’de Servet-i Fünun mecmuasında şiirlerinin yayınlanmasından dolayı gözaltına alındı. Bir yıl okula gidemeyen şair daha sonra 1901’de Mülkiye mektebinden mezun oldu.

Diyarbakır'da doğdu. Faik Ali’nin ilk görevi Bursa vilayeti maiyet memurluğudur. Daha sonra çeşitli yerlerde kaymakam vekilliği, kaymakamlık ve mutasarrıflık görevinde bulundu. Dâhiliye Nezareti Teftiş Heyet’inde başkatiplik yaptı. Mütareke yıllarında güneydoğu illerinin en karışık olduğu zamanlarda kendisinin Diyarbakırlı tanınmış bir ailenin mensubu ve Kürtlere yakın oluşu nedeniyle Diyarbakır valiliğine atandı. Fakat bu valilik görevinde çeşitli olaylar nedeniyle, gerçekte böyle bir tavrı bulunmadığı hâlde Milli Mücadele karşıtı bir vali olarak görülen Faik Ali, altı ay sonra bu görevinden istifa etti. Devlet görevlerinden ayrılan şair, Fransız Saint Benoit Mektebi'nde Türkçe, Mülkiye Mektebi’nde Fransızca derslerini okuttu. Sonrasında tekrar kısa bir süre müsteşarlık yapan şair 1931’de bu görevden emekliye ayrıldı.

Faik Ali 1908’de eski valilerden Mehmet Haydar Paşa’nın Kızı Mevhibe Hanım ile evlenmiş, bu evlilikten üç erkek, iki kız çocuğu olmuştur. Şair, 1 Ekim 1950’de Ankara’da kalp yetmezliğinden vefat etti, vasiyeti üzerine İstanbul Zincirlikuyu mezarlığında yatan Abdülhak Hamit’in yanına defnedildi.

Faik Ali içine doğduğu çevrenin de etkisiyle küçük yaşlarda şiire ilgi duymaya başladı. Şiir hakkındaki ilk bilgilerini Süleyman Nazif’ten edinmişti. Divan şiirine olan ilgisi sonradan başlayarak Fuzuli, Nabî, Nedim gibi şairleri sevmiş fakat onlardan etkilenmemiştir. Gençlik yıllarında Namık Kemal, Recaizade M. Ekrem, Abdülhak Hamit’in eserlerini okuyarak yetişmiştir. Deneme ve taklit devresinden sonra Servet-i Fünun’da yazdığı şiirlerinde hayal ve duyuş bakımından topluluğun anlayışına uygun bir çizgi izlermiştir. İlk şiirlerini Servet-i Fünun’a götürdüğü zaman, Fikret yanındaki arkadaşlarına “İkinci Hamit doğuyor galiba!” demiştir. Faik Ali'de Hamit etkisi görülmüş, onu taklit etmesi, edebiyatımızda İkinci Hamit olarak anılmasına yol açmıştır. (Tuncer, 1998: 374). Abdülhak Hamit hayranı olan şair bunun yanı sıra Tevfik Fikret’e de yakınlık duymuştur.

İlk şiirlerini Mülkiye mektebindeyken 1897’de Servet-i Fünun dergisinde yayınlamıştır. Servet-i Fünun dergisinin son dönemlerinde yaşanan siyasi olaylar nedeniyle o da gözaltına alınmıştır. Bu sebeple “Zahir” takma adını kullanarak şiirler yazmıştır.

Servet-i Fünun topluluğunun tüm özelliklerini üzerinde taşıyan şair serbest müstezat, sone gibi yeni şekilleri kullanmıştır. Şiire Arapça ve Farsça pek çok yeni kelime yeni terkipler, tamlamalar katan şairin dili ağır ve kapalıdır. Şiirlerinde daima aruz veznini kullanmıştır.

Servet-i Fünun topluluğunun dağılmasının ardından yeni bir topluluk fikriyle toplanan sanatkârlar arasında bulunan şair, Fecr-i Ati topluluğuna katılmış, topluluğun başkanı ve isim babası olmuştur.

Servet-i Fünun, Fecr-i Ati, İkinci Meşrutiyet ve Cumhuriyet döneminde eserler veren Faik Ali'nin şiirlerinde tabiat, ferdi aşk, kadın ve ölüm temaları sıklıkla görülür. Şiirlerinde özellikle tabiat manzaralarına sık rastlanır. Şairin bu ferdiyetçi yaklaşımı İkinci Meşrutiyet’in ilanı ile değişime uğramış, Milli Edebiyat ve Cumhuriyet döneminde toplumsal konulara eğilmiş, dil ve üslup açısından da sadeleşme yoluna gitmiştir.

Faik Ali devlet adamlığının yanı sıra edebi faaliyetlerini daima sürdürmüş, emekliliğinin ardından tamamen kendini edebiyata adamıştır. Oğlu Munis Faik Ozansoy’la birlikte 1936’da Marmara adlı dergiyi çıkarmıştır.

Faik Ali, “Fani Teselliler” adını verdiği ilk şiir kitabını 1908’de yayınlamıştır. İçerisinde elli sekiz şiir bulunan kitaptaki şiirlerin çoğunu Servet-i Fünun dergisinde çıkan şiirler oluşturmaktadır. 1908’de Mithat Paşa adlı ikinci şiir kitabını yayınlamıştır. Uzun bir manzumeden oluşan eserini aruz vezniyle yazmıştır.

Şiire bireysel konuları işleyerek giren Faik Ali sonradan toplumsal sorunları dile getiren şiirler kaleme almıştır. Bunun en güzel örneğini de 1915’de yayınlanan Elhan-ı Vatan adlı eseri ile göstermiştir. Savaş yıllarında uğradığımız yenilgileri, toplumun durumunu gösteren şiirler yazmayan şairlere karşı o, Elhan-ı Vatan eseriyle bu konulara eğilen Mehmet Akif’in yanında görülmüştür. Kitapları dışında şairin şiirlerine: Çocuk Bahçesi, Musavver Muhit, Demet, Resimli Kitap, Aşiyan, Mehasin, Hüsün ve Şiir, Rübab, Şehbal, Kadın, İçtihat, Hisar, Marmara, Servet-i Fünun, Resimli Şark, Süs, Şair Nedim, Utarid, Umut, gibi çeşitli süreli yayınlarda rastlanmaktadır.

Kaynakça

Enginün, İnci (2015). Yeni Türk Edebiyatı Tanzimat’tan Cumhuriyet’e, İstanbul: Dergâh. Gezgin,

Hakkı Süha (2013). Edebi Portreler, İstanbul: Kapı.

Karabela, Sevim (1997). Faik Ali Ozansoy Hayatı Eserleri ve Sanatı. Yüksek Lisans Tezi. Ankara: Gazi Üniversitesi.

Tuncer, Hüseyin (1998). Arayışlar Devri Türk Edebiyatı Servet-i Fünun Edebiyatı, İzmir: Akademi Kitabevi.

Madde Yazım Bilgileri

Yazar: DOÇ. DR. HATEM TÜRK
Yayın Tarihi: 11.09.2018
Güncelleme Tarihi: 20.12.2020

Eser AdıYayın eviBasım yılıEser türü
Fani TesellilerBursa Vilayeti Matbaası / Bursa1324/1906Şiir
Midhat PaşaBursa Vilayeti Matbaası / Bursa1324/1906Şiir
TemâsilDersaadet Artin Asadoryan ve, Mahdumları Matbaası / İstanbul1329/1911Şiir
Elhân-ı VatanMatbaa-i Amire / İstanbul1333/1915Şiir
Pây-ı Tahtın KapısındaAhmed İhsan ve Şürekası Matbaası / İstanbul1336/1918Tiyatro
Şair-i Azam’a MektupCihân Biraderler Matbaası / İstanbul1339/1920Şiir
Nedîm ve Lâle DevriM.E.B. Yayınları / Ankara1950Tiyatro

İlişkili Maddeler

Sn.Madde AdıD.Tarihi / Ö.TarihiBenzerlikİncele
1HAYRÎ, Uryânî-zâde Mehmed Hayrullâh Efendid. ? - ö. 1879Doğum YeriGörüntüle
2REMZÎ-İ ÂMİDÎd. ? - ö. ?Doğum YeriGörüntüle
3Jaklin Çelikd. 10 Kasım 1968 - ö. ?Doğum YeriGörüntüle
4PENAHd. 1876 - ö. 1921Doğum YılıGörüntüle
5Kâzım Nami Durud. 1876 - ö. 14 Ekim 1967Doğum YılıGörüntüle
6Fatma Fahrünnisa [Tezcan]d. 31 Temmuz 1876 - ö. 13 Ocak 1969Doğum YılıGörüntüle
7HÜSEYİNd. 1884 - ö. 1950Ölüm YılıGörüntüle
8Abdülvahit Coşkunlud. 1883 - ö. 03 Şubat 1950Ölüm YılıGörüntüle
9Orhan Veli Kanıkd. 13 Nisan 1914 - ö. 14 Kasım 1950Ölüm YılıGörüntüle
10Ali Ferruh (İBNÜRREŞAT)d. 5 Haziran 1865 - ö. 20 Ekim 1904MeslekGörüntüle
11Galip Serteld. 16 Haziran 1942 - ö. ?MeslekGörüntüle
12Abdulvahap Bilgind. 1 Mart 1923 - ö. 25 Ağustos 1998MeslekGörüntüle
13Hüseyin Danişd. 1870 - ö. 1943Alan/Yüzyıl/SahaGörüntüle
14AHMED HİLMÎd. ? - ö. ?Alan/Yüzyıl/SahaGörüntüle
15Münir Çapanoğlud. 1894 - ö. 1 Temmuz 1973Alan/Yüzyıl/SahaGörüntüle
16ALİOĞLU, Ali İhsan Erdoğand. 09.08.1951 - ö. ?Madde AdıGörüntüle
17MEHMET ALİ KALKANd. 1958 - ö. ?Madde AdıGörüntüle
18KAHYAOĞLU, Ali Atard. 1952 - ö. ?Madde AdıGörüntüle