ZÂTÎ, Süleymân Efendi

(d. 1095/1684 - ö. 1175/1761)
divan-tekke şairi
(Divan-Tekke / 18. Yüzyıl / Anadolu-Osmanlı-Türkiye)
ISBN: 978-9944-237-86-4

Gelibolu'da doğan Zâtî'nin asıl adı Süleyman'dır. Sicill‑i Osmânî'de (Mehmed Süreyyâ 1311: 342) Bursalı olduğu kaydediliyorsa da kendi eseri olan Miftâhu'l-Mesâ'il mukaddimesinde Gelibolu'dan olduğunu bizzat bildirmektedir. 1684'te doğmuştur. Onun Bursalı gösterilmesi tahsilini ve seyrü sülûkunu burada tamamlaması, Keşanlı olarak gösterilmesi ise bu şehirde uzun yıllar irşad faaliyetinde bulunması sebebiyledir. Daha sonra Keşan'a yerleşerek ömrünün sonuna kadar burada kaldığı ve burada vefat ettiği için "Keşanlı Süleyman Zâtî" veya "Şeyh Süleyman Keşânî" olarak anılmaktadır (Şimşek 2010: 110). Anadolu evliyalarının büyüklerinden olduğu kabul edilen Zâtî, büyük alim ve şeyhlerden Bursalı İsmail Hakkı Hazretleri'nin talebelerindendir. Aklî ve naklî ilimleri hocasından öğrendikten sonra yine hocası tarafından çile ve irşad için Gelibolu'ya gönderildi. Şeyhinin ölümünden sonra Keşan'a yerleşerek orada bir Halvetî Zâviyesi kurdu ve dergahın postnişini olarak ömrünün sonuna kadar burada kaldı. Keşan'da bulunduğu sırada insanlara islamiyetin emir ve yasaklarını anlatan, onlara dünyada ve ahirette kurtuluşa ermeleri için yollar gösteren Zâtî, nasihatlarıyla olduğu kadar şiirleriyle de ahiretin sonsuz, bu dünyanın ise geçici ve vefasız olduğu telkinlerinde bulundu. Kaynakların çoğunda Zâtî'nin 1151/1738 senesinde Keşan'da vefat ettiği ve orada defnedildiği belirtilmektedir. Edirneli Ahmed Bâdî ise ölüm tarihini, halifesi Ali Senâî Efendi'nin şeyhinin vefatı için yazdığı tarih manzumesinden hareketle 1175/1761) olarak vermektedir (Ahmed Bâdî Efendi: 109,110). Ali Senâî bir manzumesinde de şeyhinin kabri üzerine 1763'te bir türbe inşa edildiğini söyler. Mezarı Keşan'da bugün hala bir ziyaretgâh olarak kabul edilip yurdun çeşitli yerlerinden gelenler tarafından ziyaret edilmektedir. Zâtî'nin, oğlu Hüseyin Şâhî'nin yanısıra Ali Senâî, Mustafa Efendi, Şarköylü Ahmed Fahreddin Efendi, Seyyid Ebûbekir Efendi adlı dört halifesi olduğu bilinmektedir. Bunlardan Ali Senâî Efendi bazı kaynaklarda oğlu diye gösterilmekteyse de bu bilgi yanlıştır (Şimşek 2010: 110).

Eserleri şunlardır:

1. Dîvân: Bir dîvânçe diyebileceğimiz Zâtî'nin Dîvân’ında 1 kaside, 143 gazel ve 1 kıt'a yer almaktadır. Bütün şiirler tasavvufî mahiyettedir. Dîvân ve Sevânihu'n-Nevâdir Fî Ma'rifeti'l-Anâsır mesnevisi Prof. Dr. Mehmet Arslan tarafından yayımlanmıştır (Arslan 1994).

2. Sevânihu'n-Nevâdir Fî Ma'rifeti'l-Anâsır: Bu eserin adı bazı kütüphane kayıtlarında Mecma'u'l-Anâsır ve Menba'u's-Serâ'ir şeklinde geçmektedir. Mesnevî tarzıyla yazılan ve toplam 846 beyit olan bu eserde Zâtî 10 başlık altında anâsır‑ı erba'adan ve özelliklerinden, bunların insan üzerindeki etkilerinden; insanın yaratılışından; âlem‑i ekber ve âlem‑i asgarın ne olduğundan; nefsini bilmenin Allah'ı bilmek olduğundan; insanın âlemin özü olduğundan; akl-ı kül, akl-ı münebbih, akl-ı ma'âd ve akl-ı ma'âşın ne olduğundan ve bunların özelliklerinden tasavvuf umdeleri içerisinde bahsetmektedir.

3. Şerh-i Mu'ammâ-yı Nakşî Tercüme-i Hazret-i Zâtî: Nakşî Akkirmânî'nin 9 beyitlik muammasının şerhidir.

4. Miftâhu'l-Mesâ'il: Ahiret, levh-i mahfuz, mukadderât, hadîs-i kudsî, mebde ve ma'ad, insan ve cinlerin yaratılış sebebi, tenâsüh, namazın sırları gibi konuları ihtiva eden eser bazı kaynaklarda ve kütüphane kayıtlarında Yirmi Üç Es'ile-i Mutasavvıfâneye Cevâbnâme şeklinde geçmektedir.

5. Şerh-i Kasîde-i Ferîde-i Hazret-i İsmail Hakkı: Şeyhi İsmail Hakkı Hazretleri'nin "Bir elif bul mekteb‑i irfânda ol bâyı sor / Kad hamîde eyleyüp yâ gibi andan bâyı sor" matlalı kasidesinin mufassal şerhidir.

6. Risâle Fî Mebde-i İnsân: İnsanın yaratılışı yanında mürşid-i kâmil, hakîkat-ı Muhammediyye ve ruh konuları işlenmiştir.

7. Şerh-i Kasîde-i Nûniyye.

8. Şerh-i Kasîde-i Râ'iyye.

9. Gülşen-i Vahdet Şerhi: Zâtî, Şâhidî'nin "Gülşen-i Vahdet" adlı manzumesini şerhe başladıysa da tamamlamaya ömrü vefa etmemiş, bu eseri oğlu Hüseyin Şahin Efendi'nin halifelerinden 1799'da vefat eden Fahrî Ahmed Efendi tamamlamıştır.

Zâtî Süleyman Efendi'nin Dîvân’ındaki bütün gazelleri, mesnevisi ve diğer eserleri din ve özellikle tasavvuf muhtevalıdır. Onun şiirlerinde tasavvuftan başka bir şey aramak beyhudedir. Öyle ki gazellerinin bir kısmı ilâhi ve münâcât muhtevalıdır. Tasavvufu mükemmel bir şekilde bildiği ve yaşadığı şiirlerinden anlaşılmaktadır. Yapmacıktan uzak samimi bir ifade ile dile getirdiği Allah aşkı ve "vahdet‑i vücûd" nazariyesine bağlı tasavvuf anlayışı şiirinin belli başlı özelliğidir. Özellikle Dîvân’ının tek kasidesi olan "Kasîde-i Hacc-ı Ma'neviyye" beden haccı ile tarikat haccının karşılaştırılması ve farz olan haccın kaidelerinden yola çıkarak tarikattaki mertebelerin, seyrin ve tavırların açıklanması açısından önem taşımaktadır. Eserlerinden yola çıkarak şunu söyleyebiliriz ki Zâtî Süleyman Efendi, bu büyük mutasavvıf şair ,tasavvufu tam olarak hazmetmiş ve bu hazmını büyük bir mütevazılıkla eserlerine de yansıtmıştır. Öyle ki Dîvân’ındaki 145 şiirden 25 kadarında mahlasını "ednâ" sıfatıyla taçlandırarak "Zâtî-i ednâ" şeklinde kullanmış ve "mutasavvıf, takva libasını ve tevazu kisvesini giymiş olan kimsedir" tarifini hayatının prensibi yapmıştır.

Kaynakça

Ahmed Bâdî. Riyâz-ı Belde-i Edirne. Beyazıt Devlet Kütüphanesi, No: 10393. 

Akkuş, Mehmet, Ali Yılmaz (hzl.) (2006). Hüseyin Vassaf - Sefîne-i Evliyâ. C. 3. İstanbul: Kitabevi Yay. 

Arslan, Mehmet (1994). Zâtî Süleyman Efendi - Divan ve Sevânihu'n-Nevâdir fî Ma'rifeti'l-Anâsır. Sivas: yyy.

Bursalı Mehmed Tahir (1972): Osmanlı Müellifleri. C. I. İstanbul: yyy.

Canım, Rıdvan (1995). Başlangıçtan Bugüne Edirne Şairleri. Ankara: yyy. 

Evliyalar Ansiklopedisi (1993). C. 11. İstanbul: Türkiye Yay. 

Fatin Dâvud (1271). Hâtimetü'l‑Eş'âr. İstanbul. 

Kocatürk, Vasfi Mahir (1968). Tekke Şiiri Antolojisi. Ankara: yyy.

Kurnaz, Cemal ve Mustafa Tatcı (hzl.) (2001). Mehmed Nail Tuman, Tuhfe-i Nâ'ilî Divan Şairlerinin Muhtasar Biyografileri. C. I. Ankara: yyy.

Mehmed Süreyya (1311): Sicill-i Osmânî. C. II. İstanbul. 

Şemseddin Sâmi (1308): Kâmusu'l-A'lâm. C. III. İstanbul.

Şimşek, Selâmi (2005). Keşanlı Süleyman Zâtî ve XVIII. Asırda Celvetîlik. Doktora Tezi. Erzurum: Atatürk Üniversitesi.

Şimşek, Selâmi (2010). "Süleyman Zâtî". İslam Ansiklopedisi. C. 38. İstanbul: Diyanet Vakfı Yay. 110-111.

Madde Yazım Bilgileri

Yazar: PROF. DR. MEHMET ARSLAN
Yayın Tarihi: 15.03.2014
Güncelleme Tarihi: 12.12.2020

Eserlerinden Örnekler

Gazel

Gel ey sûfî visâl iste bugün gayri hevâdan geç

Hemân rûy-ı cemâl iste yeter hubb-ı sivâdan geç

 

Gönül mülkün musaffâ kıl gider hâr ile hâşâkı

Hulûs üzre ibâdet kıl gel ucb ile riyâdan geç

 

Bilirsin bu fenâ mülkü değildir kimseye bâkî

Bekâ-yı lâ-yezâl iste bu mülk-i bî-vefâdan geç

 

Sakın âlına aldanma seni sayd etmesin dünyâ

Nukûş u rengine bakma ko tâc ile kabâdan geç

 

Bilirsin kim her iş takdîr elinden işlenir Zâtî

Ki herkes hılkatin icrâ eder gel mâcerâdan geç

 

Gazel

Geçirme ömrün ey sûfî sakın kim kîl ü kâl üzre

Ma'ânî yolların gözle ne yürürsün hayâl üzre

 

Bu dünyânın metâ'ına harîdâr olma ey gâfil

Buna her kim gönül verse geçer ömrü melâl üzre

 

Hakîkatçe nazar kılsan bu dünyâ ehline cânâ

Ederler dirliği dâ'im bular ceng ü cidâl üzre

 

Bu dünyâya neler geldi benim deyip koyup gitdi

Bilirsin bu fenâ mülkü yaratdı Hak zevâl üzre

 

Kaçarsan yetişir sana kovarsan yetişemezsin

Ki dünyâ gölgeye benzer denildi bu misâl üzre

 

Kanı bir mü'min-i kâmil gönül vermeye dünyâya

Nazar kılmaya hiç ona kaça ondan kemâl üzre

 

Giderken râh-ı ukbâya ona yol vermedi dünyâ

Anın-çün Zâtî bu nazmı getirdi hasb-i hâl üzre

Arslan, Mehmet (1994). Zâtî Süleyman Efendi - Divan ve Sevânihu'n-Nevâdir fî Ma'rifeti'l-Anâsır. Sivas. 30, 86.


İlişkili Maddeler

Sn.Madde AdıD.Tarihi / Ö.TarihiBenzerlikİncele
1HİTÂBÎd. ? - ö. ?Doğum YeriGörüntüle
2HUZÛRÎ, Gelibolulud. ? - ö. ?Doğum YeriGörüntüle
3AHMEDÎ, Ahmed, Ahmed-i Rûmîd. ? - ö. ?Doğum YeriGörüntüle
4ERŞÎ, Hoca Cahân (Yakup)d. 1684-85 - ö. 1755-56Doğum YılıGörüntüle
5İŞRAK, Seyyid Fettahd. ? - ö. 1761-1762Ölüm YılıGörüntüle
6ŞÂKİR, Feyzullâhd. ? - ö. 1761Ölüm YılıGörüntüle
7Saîd, Yirmisekiz Çelebi-zâde Mehmed Saîd Paşad. ? - ö. 1761Ölüm YılıGörüntüle
8KÂSIMÎ, Kerküklüd. 1785 - ö. 1845MeslekGörüntüle
9MURÂD, Mollâ Murâdd. ? - ö. 1873 ds.MeslekGörüntüle
10KÂDİRÎ, Gîsûdâr Şeyh Ahmed Kâdirî Efendid. ? - ö. 1675MeslekGörüntüle
11RIZÂ, Neccâr-zâde Şeyh Rızâd. 1679-80 - ö. 07.02.1746Alan/Yüzyıl/SahaGörüntüle
12YAHYÂ, Esirci-zâde Şeyh Hâcı Yahyâ Efendid. ? - ö. 1740-1741Alan/Yüzyıl/SahaGörüntüle
13RÜŞDÎ, Hüseyind. ? - ö. ?Alan/Yüzyıl/SahaGörüntüle
14ZAİFÎ, Akbaba İmamı Şeyh Mehmed Zaîfî Efendid. ? - ö. 1703-04Madde AdıGörüntüle
15NECÎB, İbrâhim Necîb Beyd. 1823 - ö. 1902Madde AdıGörüntüle
16KÂMÎ, Mustafa Kâmî Çelebid. ? - ö. 1673-1674Madde AdıGörüntüle