Madde Detay
MAHMÛD FU'ÂD, Menemenli
(d. 1286/1869 - ö. 1331/1913)
şair ve yazar
(Divan/Yazılı Edebiyat / 19. Yüzyıl / Anadolu-Osmanlı-Türkiye)
ISBN: 978-9944-237-86-4
1286/1869 yılında Menemen'in Değirmendere Köyü'nde, bugünkü adıyla Emirâlem'de doğdu. Babası Nazillili Zeybek Hasan Ağa, Annesi Ayşe Hanım'dır. Küçükken babasının köyden uzun bir süre bilmediğimiz bir sebeple uzaklaşmış olmasından dolayı "Zeybek Teyze" diye tanınan annesi oğlunun eğitimiyle ilgilenmiş, din ve bilim yolunda ilerlemesini isteyerek onu Manisa'ya Yeni Cami Medresesi'ne göndermiştir. Burada bir süre okuduktan sonra İzmir'de Dârulmuallimîn'e kaydoldu. Mahmûd Fu'âd Efendi'nin yetişmesinde okul müdürü Kıbrıslı Hoca Kâmil Efendi'nin oğlu Yûsuf Ziyâ'nın (Şükûn) önemli rolü olmuştur. Özel dersler alarak Arapça ve Farsçasını ilerletti ve mezun olduktan sonra Menemen Rüşdiyesi mu'allim-i sânîliğine tayin edildi. 1890'da buradan istifa ederek köyüne döndü. 1893 yılında Menemen ilçesi Kurâ Mekâtibi müfettişi oldu. Burada dört yıl görev yaptıktan sonra 1897 yılında Menemen'deki Fevziye İlkokulu'na öğretmen oldu. 1899'da Menemen Mekteb-i İbtidai öğretmenliğine, 1900 yılında Menemen Maarif Müfettişliği'ne tayin edildi. Bir süre sonra bu görevinden ayrıldı, köyüne döndü ve yedi yıl kadar köyünde ziraat ve bağcılıkla meşgul oldu. 1907 yılında Menemen ilçesi köy okulları müfettişliğine getirildi. 1910 yılında İzmir'e Dârulmuallimîn'e öğretmen olarak atandı. Öğrencilerini çok iyi yetiştirmesinin yanı sıra eğitim sisteminin ıslahı için de çok çalıştı. Terakkî-i Ma'ârif ve İttihâd-ı Mu'allimîn Cemiyeti'nin kuruluşuna önayak oldu. Mahmûd Fu'âd arkadaşları ile beraber bir ilmi kongre düzenlemeye karar verdiler. Medreselerde uygulanan eğitim sisteminin ıslahı konusunu ilmi çerçevede tartışacak olan bu kongre ilkin 1900 yılının Kasım'ında Manisa'da, ikinci kongre 1910 Aralık'ında Aydın'da, üçüncü kongre ise 1912 Ocak'ında İzmir'de gerçekleştirildi. Mevlevi şeyhi Nûrî, Bıçakçı-zâde Hakkı, Maraşlı Kâmil, Yûsuf Rıza gibi devrin tanınmış eğitimcilerinin katıldıkları bu kongrelerde Mahmûd Fu'âd Efendi daima ön planda gözükür. Eğitim alanındaki başka bir önemli hizmeti de Emiralem köyünde uygulamalı bir yatılı bölge okulu (Leylî ve Nehârî İbtidâ'î Mekteb) kurmak istemesidir. Bu çalışmaya hayatının son yıllarını aynı köyde yaşamakta olan Vatan Yahut Silistre'nin ünlü kahramanı Abdullah Çavuş da katıldı. Abdullah Çavuş Silistre'deki yararlılıkları dolayısıyla devletin kendisine bağladığı ancak çalışır durumda olduğu için reddettiği maaşın karşılığı olarak devletin bu okula yardımını temin için yaşlı hâlinde İstanbul'a kadar gitmişti. Alınan bağışlarla 1911 Ekim'inde temeli atılan bu okulun açılışını ne yazık ki beklenmedik ölümü dolayısıyla Mahmûd Fu'âd görememiştir. Meşrutiyetin ilanını müteakip önce İttihad ve Terakki Cemiyeti Aydın Vilayeti Hey'et-i Merkeziyye Üyesi, daha sonra da Osmanlı İttihad ve Terakkî Cemiyeti Aydın Vilayeti Müfettişi oldu. 31 Mart Vak'ası dolayısıyla mürteciler aleyhine en sert tepkileri gösteren kesimlerden birisi de Emiralem köylüleridir. Bu tepkide Mahmûd Fu'âd'ın payı büyüktü. Mahmûd Fu'âd 1869/1913 yılında 44 yaşında iken köyünde koleradan vefat etti.
İstanbul, İzmir gazete ve dergilerinde şiir ve makaleler yayımlayan Mahmûd Fu'âd'ın ilk yazısı 1897 Mayıs'ında Ahenk'te çıktı. 1912 yılına kadar bu gazetede bazıları "Bir Köylü" imzasıyla yazılar yayımladı. Muktebes, İzmir, Musavver Fen ve Edeb, Musavver Terakkî gibi gazete ve dergilerde yazdı. Abdülhamîd'in tahta çıkış yıldönümü için yazdığı şiirler de dikkati çekti. İkinci Meşrutiyet'ten sonra Ahenk'in yansıra İttihad ve Terakki Cemiyeti'nin İzmir'deki yayın organı olan İttihad gazetesinde de şiir ve makaleleri yayımlanan Mahmûd Fu'âd, bu devrede yakın dostu Dâürulmu'allimîn müdürü Yûsuf Ziyâ Şükûn ile birlikte Gencîne-i Edeb adıyla edebî, ahlaki bir dergi çıkardı. Çoğu ahlaki ve didaktik karakter taşıyan şiirlerinde şair köy ve köylüler, çiftçilik, Türklük, millet, vatan gibi konuları ele aldı. Basılmamış olanların yanı sıra dergi ve gazetelerde yayımlanmış 250'den fazla şiiri bulunan ve bunların bir kısmı gazel, kaside, kıt'a gibi eski şekillerle fakat Servet-i Fünûn üslubuna yakın bir üslupla yazılan vatani şiirlerdir. Bir kısmı ise köylülere öğüt vermek amacıyla çok sade bir dille ve hece vezniyle yazılan, daha çok Mehmed Emîn ve Ziya Gökalp'a bağlanabilecek şiirlerdi. Az bir kısım şiirleri ise Arap ve Fars şairlerinin eserlerinin manzum çevirisidir. Erken bir yaşta ölmüş olması yüzünden basılmış bir kitabı bulunmayan Mahmûd Fu'âd, bir dönemde sadece Ege Bölgesi'nde tanınmış ikinci sınıf bir şair olmasına rağmen Namık Kemal ve Mehmed Akif gibi hayatı ile sanatı arasında büyük paralellik bulunan idealist bir şair, hayatı ve aksiyonu ile gençlere, özellikle öğretmenlere örnek olabilecek bir insandır (Huyugüzel 2000: 316).
Kaynakça
Değirmencioğlu, S. (2006). "Mahmud Fuad". Türk Dünyası Edebiyatçıları Ansiklopedisi. C. VI. Ankara: AKM Yay.
Huyugüzel, Ö. Faruk (2000). İzmir Fikir ve Sanat Adamları (1850-1950). Ankara.
İnal, İbnü'l-Emin Mahmud Kemal (1988). Son Asır Türk Şairleri. C. I. İstanbul: Dergah Yay.
İnce, Mehmet (1994). Mahmut Fuat (Hayatı, Şahsiyeti, Eserleri). İstanbul.
Madde Yazım Bilgileri
Yazar: PROF. DR. MEHMET ARSLANYayın Tarihi: 13.06.2014Güncelleme Tarihi: 01.12.2020Eserlerinden Örnekler
Sehâb-Pâre
Vüs'atlı fakat melâlet-efzâ
Cevlân-gehin ey sehâb-pâre
Hâkim mi sana cünûd-ı sevdâ
Mahkûm değilsin iktidâra
Meftûnı mısın o âfitâbın
Âvâreliğin nedense söyle
Nâbûdî-i hicr içinde böyle
Beyhûde midir bu pîç ü tâbın
Bir neş'e ile vücûd bulduk
Bu sahn-ı fenâda sen de ben de
Bir dâm-ı bedâyi'a tutulduk
Olduk ikimiz de aşka bende
Sen cevv-i hevâda ben zemînde
Hem-meslek-i aşk u ibtilâyız
Bir tatlı belâya mübtelâyız
Yok fark kemâl-i ân u înde
Gönlümce değil fakat kemâlin
Bu mekteb-i aşk u ibtilâda
Sevdâsını gösteren şu hâlin
İsbât-ı vücûd eder ulâda
Varlık dediğin şu zıll-i mühtez
Bir pertevidir o âfitâbın
Dânâ-yı serâ'iri bu bâbın
İsbât-ı vücûd-ı rif'at etmez
Yüksel ki şu'ûn teceddüd eyler
Kalmaz sana bu vesî' meydân
Meydânın olur mahall-i hüsrân
Girdâb-ı hevâda kalma muztar
Yüksel de şuhûddan nihân ol
Evreng-i adem serîrin olsun
Aşkın şereri kemâl bulsun
Reşk-âver-i mülk-i âsumân ol
Yüksel ki açık saçık dolaşma
Maksûduna sen hicâb olursun
Âlâyiş-i kesrete bulaşma
Pejmürde-i igtirâb olursun
Kesretdeki ihtişâm-ı mefrûz
Zannın gibi mü'temen değildir
Vahdet hedefi mihen değildir
Tazyîk-i hevâya kalma ma'rûz
Tazyîk-i hevâ o hâli hâ'il
Mâhiyyetini eder de tahvîl
Eyler seni bu hazîze tenzîl
İkbâlin olur muhâl u bâtıl
(İnal, İbnü'l-Emin Mahmud Kemal (1988). Son Asır Türk Şairleri. C. I. İstanbul: Dergah Yay. 431.)
İlişkili Maddeler
Yayın Tarihi: 13.06.2014Güncelleme Tarihi: 01.12.2020Eserlerinden Örnekler
Sehâb-Pâre
Vüs'atlı fakat melâlet-efzâ
Cevlân-gehin ey sehâb-pâre
Hâkim mi sana cünûd-ı sevdâ
Mahkûm değilsin iktidâra
Meftûnı mısın o âfitâbın
Âvâreliğin nedense söyle
Nâbûdî-i hicr içinde böyle
Beyhûde midir bu pîç ü tâbın
Bir neş'e ile vücûd bulduk
Bu sahn-ı fenâda sen de ben de
Bir dâm-ı bedâyi'a tutulduk
Olduk ikimiz de aşka bende
Sen cevv-i hevâda ben zemînde
Hem-meslek-i aşk u ibtilâyız
Bir tatlı belâya mübtelâyız
Yok fark kemâl-i ân u înde
Gönlümce değil fakat kemâlin
Bu mekteb-i aşk u ibtilâda
Sevdâsını gösteren şu hâlin
İsbât-ı vücûd eder ulâda
Varlık dediğin şu zıll-i mühtez
Bir pertevidir o âfitâbın
Dânâ-yı serâ'iri bu bâbın
İsbât-ı vücûd-ı rif'at etmez
Yüksel ki şu'ûn teceddüd eyler
Kalmaz sana bu vesî' meydân
Meydânın olur mahall-i hüsrân
Girdâb-ı hevâda kalma muztar
Yüksel de şuhûddan nihân ol
Evreng-i adem serîrin olsun
Aşkın şereri kemâl bulsun
Reşk-âver-i mülk-i âsumân ol
Yüksel ki açık saçık dolaşma
Maksûduna sen hicâb olursun
Âlâyiş-i kesrete bulaşma
Pejmürde-i igtirâb olursun
Kesretdeki ihtişâm-ı mefrûz
Zannın gibi mü'temen değildir
Vahdet hedefi mihen değildir
Tazyîk-i hevâya kalma ma'rûz
Tazyîk-i hevâ o hâli hâ'il
Mâhiyyetini eder de tahvîl
Eyler seni bu hazîze tenzîl
İkbâlin olur muhâl u bâtıl
(İnal, İbnü'l-Emin Mahmud Kemal (1988). Son Asır Türk Şairleri. C. I. İstanbul: Dergah Yay. 431.)
İlişkili Maddeler
Güncelleme Tarihi: 01.12.2020Eserlerinden Örnekler
Sehâb-Pâre
Vüs'atlı fakat melâlet-efzâ
Cevlân-gehin ey sehâb-pâre
Hâkim mi sana cünûd-ı sevdâ
Mahkûm değilsin iktidâra
Meftûnı mısın o âfitâbın
Âvâreliğin nedense söyle
Nâbûdî-i hicr içinde böyle
Beyhûde midir bu pîç ü tâbın
Bir neş'e ile vücûd bulduk
Bu sahn-ı fenâda sen de ben de
Bir dâm-ı bedâyi'a tutulduk
Olduk ikimiz de aşka bende
Sen cevv-i hevâda ben zemînde
Hem-meslek-i aşk u ibtilâyız
Bir tatlı belâya mübtelâyız
Yok fark kemâl-i ân u înde
Gönlümce değil fakat kemâlin
Bu mekteb-i aşk u ibtilâda
Sevdâsını gösteren şu hâlin
İsbât-ı vücûd eder ulâda
Varlık dediğin şu zıll-i mühtez
Bir pertevidir o âfitâbın
Dânâ-yı serâ'iri bu bâbın
İsbât-ı vücûd-ı rif'at etmez
Yüksel ki şu'ûn teceddüd eyler
Kalmaz sana bu vesî' meydân
Meydânın olur mahall-i hüsrân
Girdâb-ı hevâda kalma muztar
Yüksel de şuhûddan nihân ol
Evreng-i adem serîrin olsun
Aşkın şereri kemâl bulsun
Reşk-âver-i mülk-i âsumân ol
Yüksel ki açık saçık dolaşma
Maksûduna sen hicâb olursun
Âlâyiş-i kesrete bulaşma
Pejmürde-i igtirâb olursun
Kesretdeki ihtişâm-ı mefrûz
Zannın gibi mü'temen değildir
Vahdet hedefi mihen değildir
Tazyîk-i hevâya kalma ma'rûz
Tazyîk-i hevâ o hâli hâ'il
Mâhiyyetini eder de tahvîl
Eyler seni bu hazîze tenzîl
İkbâlin olur muhâl u bâtıl
(İnal, İbnü'l-Emin Mahmud Kemal (1988). Son Asır Türk Şairleri. C. I. İstanbul: Dergah Yay. 431.)
İlişkili Maddeler
Eserlerinden Örnekler
Sehâb-Pâre
Vüs'atlı fakat melâlet-efzâ
Cevlân-gehin ey sehâb-pâre
Hâkim mi sana cünûd-ı sevdâ
Mahkûm değilsin iktidâra
Meftûnı mısın o âfitâbın
Âvâreliğin nedense söyle
Nâbûdî-i hicr içinde böyle
Beyhûde midir bu pîç ü tâbın
Bir neş'e ile vücûd bulduk
Bu sahn-ı fenâda sen de ben de
Bir dâm-ı bedâyi'a tutulduk
Olduk ikimiz de aşka bende
Sen cevv-i hevâda ben zemînde
Hem-meslek-i aşk u ibtilâyız
Bir tatlı belâya mübtelâyız
Yok fark kemâl-i ân u înde
Gönlümce değil fakat kemâlin
Bu mekteb-i aşk u ibtilâda
Sevdâsını gösteren şu hâlin
İsbât-ı vücûd eder ulâda
Varlık dediğin şu zıll-i mühtez
Bir pertevidir o âfitâbın
Dânâ-yı serâ'iri bu bâbın
İsbât-ı vücûd-ı rif'at etmez
Yüksel ki şu'ûn teceddüd eyler
Kalmaz sana bu vesî' meydân
Meydânın olur mahall-i hüsrân
Girdâb-ı hevâda kalma muztar
Yüksel de şuhûddan nihân ol
Evreng-i adem serîrin olsun
Aşkın şereri kemâl bulsun
Reşk-âver-i mülk-i âsumân ol
Yüksel ki açık saçık dolaşma
Maksûduna sen hicâb olursun
Âlâyiş-i kesrete bulaşma
Pejmürde-i igtirâb olursun
Kesretdeki ihtişâm-ı mefrûz
Zannın gibi mü'temen değildir
Vahdet hedefi mihen değildir
Tazyîk-i hevâya kalma ma'rûz
Tazyîk-i hevâ o hâli hâ'il
Mâhiyyetini eder de tahvîl
Eyler seni bu hazîze tenzîl
İkbâlin olur muhâl u bâtıl
(İnal, İbnü'l-Emin Mahmud Kemal (1988). Son Asır Türk Şairleri. C. I. İstanbul: Dergah Yay. 431.)
İlişkili Maddeler
Sn. | Madde Adı | D.Tarihi / Ö.Tarihi | Benzerlik | İncele |
---|---|---|---|---|
1 | NUTKÎ, Ali Nutki Baba | d. 1869 - ö. 1936 | Doğum Yılı | Görüntüle |
2 | SAFVET BEY, Çanakkaleli | d. 1869 - ö. 1914 | Doğum Yılı | Görüntüle |
3 | HULUSİ, Ömer | d. 1869 - ö. ? | Doğum Yılı | Görüntüle |
4 | HAYRET, Mehmed Bahâeddîn Hayret Efendi, Adanalı Hoca Hayret Efendi | d. 1847-48 - ö. 1913 | Ölüm Yılı | Görüntüle |
5 | ZİHNÎ, Mehmed Zihnî Efendi | d. 1846 - ö. 1913 | Ölüm Yılı | Görüntüle |
6 | Abdullah Tukay | d. 26 Nisan 1886 - ö. 15 Nisan 1913 | Ölüm Yılı | Görüntüle |
7 | Şükufe Nihal | d. 1896 - ö. 24 Eylül 1973 | Meslek | Görüntüle |
8 | İbrahim Aşkî Tanık | d. 1873 - ö. 25 Ocak 1977 | Meslek | Görüntüle |
9 | Baha Rahmi Özen | d. 1949 - ö. ? | Meslek | Görüntüle |
10 | HAKKI, Süleymân Hakkı Efendi, Eskişehirli | d. ? - ö. 1899 | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
11 | ATÂ | d. 1829 - ö. ? | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
12 | HÜMÂYÎ, Mehmed Emîn Bey | d. 1862 - ö. 1884 | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
13 | HAYÂTÎ, Hacı Ahmed Hayâtî Efendi | d. 1751-52 - ö. 1 Şubat 1814 | Madde Adı | Görüntüle |
14 | NAHLÎ, Mahmûd Çelebi | d. ? - ö. 1650 | Madde Adı | Görüntüle |
15 | TAYYÂR, Mahmûd Paşa-yı Samsûnî | d. ? - ö. 24 Ağustos 1808 | Madde Adı | Görüntüle |