Madde Detay
FERKÎ, İbrahim Sipahi
(d. ?/1867 - ö. 1324/1908)
Âşık
(Âşık / 19. Yüzyıl / Anadolu-Osmanlı-Türkiye)
ISBN: 978-9944-237-86-4
Asıl adı İbrahim Sipahi âşığın 1867 yılında, günümüzde Kosova sınırları içinde bulunan Prizren'de doğduğu kabul edilir. Babasının adı Sadullah'tır. Annesini küçük yaşta kaybetmiştir. Prizren'de ilkokulu bitirdikten sonra, belediyede kâtip olarak işe başlamış, fakat babasının isteği ile işten ayrılmıştır. Yaşından dolayı bir zanaat sahibi olamayan âşık, yaşamını kahvehanelerde ve düğünlerde türkü söyleyerek devam ettirmiş, bu meslekten kazandığı parayla saz almış ve il il gezerek geçimini sürdürmüştür. 1887 yılında Prizrenli bir kızla evlenmiştir. Bu evlilikten olan iki oğlunu ve bir kızını kaybetmesinin ardından, 1894'te Kamil ve 1900'te Sadık adlarında iki oğlu olmuştur. Kosova'dan başka; Üsküp, Selanik ve İstanbul gibi şehirlerde sürdürdüğü âşıklık mesleği ile ilgi toplayan Ferkî, bir meslektaşının kıskançlığı sonucu zehirlenerek hastalanmıştır. Âşık, hasta yatağındayken, babasının aralarındaki anlaşmazlıktan dolayı devlete şikâyeti sonucunda hapishaneye girmiştir. Hapishaneden çıktıktan sonra kardeşi Şerif'in yanında kalmaya başlayan âşık, hastalığının şiddetlenmesi sonucunda kardeşinin evinde 1908 yılında vefat etmiştir. Âşığın ölümü için Hacı Ömer Lütfî H.1324 yılını tarih düşürmüştür. Prizren'in Terzi mahallesindeki mezarı, hastane inşaatı sırasında yok olmuştur. Halk arasında sevilen Ferkî, çağdaşı Hacı Ömer Lütfî gibi divan şairleri tarafından da takdir edilmiştir (Hafız 1986: 9-11).
Âşık Ferkî, sade bir üslupla söylediği eserlerinde hem hece veznini hem de aruz veznini kullanmıştır. Ferkî'nin aruz ölçüsüyle söylediği şiirler, genellikle gazel şeklinde semai, selis ve divanlardır. Âşık, şiirlerinin büyük bir kısmını hece ölçüsüyle söylemiştir. Hecenin 11'li ölçüsüyle söylediği destanlarının (www.turkoloji.cu.edu.tr; www.turkoloji.cu.edu.tr) yanı sıra, ayrıca 8'li hece ölçüsüyle söylediği koşma biçimindeki şiirleri bulunan âşığın, 7-8'li hece ölçüsüyle söylediği 366 adet manisi bulunmaktadır. Âşık Ferkî'nin "Destân-ı Fasl-i İgbâl Âşık Ferkîyâ" başlığı altında toplamış olduğu mani biçimindeki dörtlükler, âşığın çevresine yönelik arzu ve istekleriyle öğütlerini ifade ettiği şiirlerdir. (Kuzay Demir 2013: 296) Âşık Ferkî, mani söyleme geleneğini kendi mesleğiyle örtüştürerek sürdürmüş; besteleyerek söylediği bu şiirleri, küçük kâğıtlara yazmış ve maddî bir değer karşılığında insanlara vererek geçimini sağlamıştır (Hafız 1986: 12). Âşık Ferki'nin dinî içerikli şiirleri olmakla birlikte, şiirlerinin çoğu sosyal hayatla ilgili şiirlerdir. Şiirlerinde toplumda tespit ettiği bozulmalardan, tarihte yaşanmış önemli olaylara kadar türlü konuları işleyen Âşık Ferkî'nin şiirlerinin sonunda, insanları iyi ve doğru davranışlara yönlendirmeye yönelik açık öğütler bulunmaktadır.
Nimetullah Hafız 1986 yılında yayımladığı Âşık Ferkî Hayatı ve Eserleri adlı çalışmasında bir kısmını çeşitli cönk, mecmua ve kâğıtlara kaydedilmiş olarak elde ettiği, bir kısmını ise Âşık Ferkî'nin torunu Mithat Âşık Ferkî'nin yardımıyla temin ettiği Âşık Ferkî'nin eserlerini bir araya toplamıştır (Hafız 1986: 7).
Kaynakça
Hafız, Nimetullah (1985). Kosova Türk Halk Edebiyatı Metinleri. Priştine: Kosova Üniversitesi Priştine Felsefe Fakültesi Yay.
Hafız, Nimetullah (1986). Âşık Ferki Hayatı ve Eserleri. Prizren: Esin Yay.
http://turkoloji.cu.edu.tr/HALK%20EDEBIYATI/7.php [erişim tarihi: 07.05.2013]
http://turkoloji.cu.edu.tr/HALK%20EDEBIYATI/6.php [erişim tarihi: 07.05.2013]
Kuzay Demir, Gonca. (2013) Kosova Türk Halk Şiiri (İnceleme-Metinler). Doktora Tezi. İzmir: Ege Ü. Sosyal Bilimler Enstitüsü.
Madde Yazım Bilgileri
Yazar: DR. GONCA KUZAY DEMİRYayın Tarihi: 14.07.2013Güncelleme Tarihi: 07.12.2020Eserlerinden Örnekler
Destân-ı Kaynana ile Gelin
Kaynana ile gelin hasb u hallerin
Dinlesin ehibbâ bu bir rivayet
Vasf edeyim her bir kil ü kâlleri
Âlem-i dünyada olsun adalet
Kaynana oğluna günlerden bir gün
Gel evlâdım sana yapalım düğün
Zîrâ şimdi benim aklım diğer-gûn
Alalım bir zenne hasnâ-kıyâfet
Oğlu der ki: Ana işlemez zârım
Kazanmak yolunda yoktur hiç kârım
Sonra evden gider bunca hep vârım
Düğün kurulur ise ister ziyâfet
Vâlidesi der ki: Gel olma nâdim
Râh-ı şeriattır ezelden kadîm
Her işimize Mevlâ'dır kerim
Ummadığın yerden gelir hidâyet
Elhâsıl bu yüzden kanar evlâdı
Tutar bir kılavuz dost âbâdı
Muhabbet ederler her neyse adı
Filancanın kızı eder mi rahat
Pekâlâ münâsib görür kılavuz
Gider kapıya ol koca öküz
Selâm verir başlar söyleme rumuz
Kızın babası eder feraset
Kızın babası der ki: Gel etme hâmuş
Korkarım ol oğlan olmasın sarhoş
Her vakitte kızımı ederse der-âgûş
Kavgalar olursa bende ne hacet
Kılavuz der ki: Anın bir hilesi
Para kazanmaktır her gün çilesi
Beğzâde bulunmuş bütün sinsilesi
Konağında olur bunca muhabbet
Allah'ın emriyle alır nişanı
Götürür haneye zenne-i şânı
Kaynana şâd olur söyler lisânı
Cümle dost dost gelir kılurlar ziyâfet
Nikâh altında dururlar bir sâl
Düğün tedârikin ederler ikmâl
Gelin kız kınalı giyinmiş hep al
Âleme gösterir çok şanı şöhret
Giyinmiş kuşanmış güveyi girir içeri
Şevk verir gaz lamba misâli âhir
Emr-i Hak'la alır yatağın revtan (?)
Ol gece âşıkla maşuk ederler effat (?)
Üç mâh begâyet geçirirler ra'nâ
Sonra başlar vâlidesi igvâ
Oğlum hayır etmez bu gelin aslâ
Bulalım diğer zenne-i nezâket
Kaynanadan gelin işidir merâmı
Kalkar sabahleyin etmez kelâmı
Kaynana çağırır her neyse nâmı
Nedir sende bugün bu hâlet
Gelin der ki: Senin karadır yüzün
Dünkü gün ne idi erime sözün
Çüssın yüzünde ol iki gözün
Çekesin dünyâde hep derd ü mihnet
Kaynana der ki: Âvâre rezil
Eyledin oğlunun ciğerin metil
Topla aklını başına yoksa bil
Kovarım evimden seni bu saat
Gelin der ki: Bunu söyleme bana
Dokuz ay on günde gösteririm sana
Karnımdan çıkacak (bir nevzat bana)
Bu hâne içinde kurarım mekânet
Kaynana der ki: Be hey fâhişe
Düşürme beni oğlum ile teşvişe
Sen taze kahbesin türlü endişe
Kurarsın şeytanle sad hezâr bid'at
Gelin der ki: Sağ olsun benim erim
Teslim ettim ana can ile serim
Isıcak odada bulundu yerim
Biz sefâ edelim sen çok kasâvet
Kaynana der ki: Çekil artık yanımdan
Usandırma beni tatlı canımdan
Henüz işittim komşuki hanımdan
Diğer bir âdemle ettin mülâkat
Gelin der ki: Bunu ettin iftirâ
Kimmiş deyen gelsin yüzüme eylesin ifşâ
Hey yazıklar olsun sana bî-pervâ
Artık senden bana gelmez gayrı mürüvvet
Kaynana der ki: Bunu da dedin
Yok imiş nâmusun düşün sen kendin
Beş yüz groştur senin nikâh senedin
Şimdi oğlum gelir verir bir nihâyet
Sür'atiyle akşam yetişir oğlan
Bakar odalar görünür zindan
Vâlidesine der ki: Aman el aman
Nedir sizde söyleyin bu hâlet
Vâlidesi der ki: Bu senin karın
Anlatmıştır bugün her bir efkârın
Nikâhını ver sen anın yarın
Bulur bin türlü sana kabahat
Oğlu der ki: Söyledim sana bin kere
Uğrattın beni hayırdan şerre
Alup başım kaçayım bir yere
Yazık vatanımdan edersin hasret
Bî-çâre âlemde erlere belâ
Başa yazılanlar silinmez aslâ
Kaynanaya erişir bir gün mevtâ
Ta cânı çıkınca çeker eziyet
Bir evde ki olur gün-be-gün kavga
Bereketin keser hazret-i Mevlâ
Şimdi zennelerin ahlâkı ednâ
Anlardadır hüküm bilmem ne hikmet
Hikmet-i Hüdâdır Âdem Havva'yı
Havvâ ol lâlinden aldı igvâyı
İgvâ etti Âdem yedi buğdayı
Tard etti cennetten Hallâk-ı kudret
Kudret-i a'zamdır lâzım şevki
Şevkinde terk etti bu cihana terekki
Terekki bâbında ey Âşık Ferki
Ferk eyle cihânı bu da bir hizmet
Hafız, Nimetullah (1985). Kosova Türk Halk Edebiyatı Metinleri. Priştine: Kosova Üniversitesi Priştine Felsefe Fakültesi Yay. 135-138.
Hafız, Nimetullah (1986). Âşık Ferki Hayatı ve Eserleri. Prizren: Esin Yay. 156-159.
Koşma
Sebep neden bülbül eder feryâdı
Güle reyhâ veren hâre sor bilür,
Pervânenin dâ'im yanmak murâdı
Şem'asında olan nâre sor bilür
Ehl-i 'aşkın gönlü görünmüş serrâc
Anın çün hakiyle etmişler mi'râc,
En'el-Hakk buyurdu Mensuri hallâc
Bu al-i esrârı dâre sor bilür
'Âşıka beytullah tahkîk gönüldür
Şehnişâhi 'âlem Ferkî andedir,
Tarîkat-ı babın meftâhı bendedir
Melâmet şehrinde yâre sor bilür
Hafız, Nimetullah (1986). Âşık Ferki Hayatı ve Eserleri. Prizren: Esin Yay. 83.
İlişkili Maddeler
Yayın Tarihi: 14.07.2013Güncelleme Tarihi: 07.12.2020Eserlerinden Örnekler
Destân-ı Kaynana ile Gelin
Kaynana ile gelin hasb u hallerin
Dinlesin ehibbâ bu bir rivayet
Vasf edeyim her bir kil ü kâlleri
Âlem-i dünyada olsun adalet
Kaynana oğluna günlerden bir gün
Gel evlâdım sana yapalım düğün
Zîrâ şimdi benim aklım diğer-gûn
Alalım bir zenne hasnâ-kıyâfet
Oğlu der ki: Ana işlemez zârım
Kazanmak yolunda yoktur hiç kârım
Sonra evden gider bunca hep vârım
Düğün kurulur ise ister ziyâfet
Vâlidesi der ki: Gel olma nâdim
Râh-ı şeriattır ezelden kadîm
Her işimize Mevlâ'dır kerim
Ummadığın yerden gelir hidâyet
Elhâsıl bu yüzden kanar evlâdı
Tutar bir kılavuz dost âbâdı
Muhabbet ederler her neyse adı
Filancanın kızı eder mi rahat
Pekâlâ münâsib görür kılavuz
Gider kapıya ol koca öküz
Selâm verir başlar söyleme rumuz
Kızın babası eder feraset
Kızın babası der ki: Gel etme hâmuş
Korkarım ol oğlan olmasın sarhoş
Her vakitte kızımı ederse der-âgûş
Kavgalar olursa bende ne hacet
Kılavuz der ki: Anın bir hilesi
Para kazanmaktır her gün çilesi
Beğzâde bulunmuş bütün sinsilesi
Konağında olur bunca muhabbet
Allah'ın emriyle alır nişanı
Götürür haneye zenne-i şânı
Kaynana şâd olur söyler lisânı
Cümle dost dost gelir kılurlar ziyâfet
Nikâh altında dururlar bir sâl
Düğün tedârikin ederler ikmâl
Gelin kız kınalı giyinmiş hep al
Âleme gösterir çok şanı şöhret
Giyinmiş kuşanmış güveyi girir içeri
Şevk verir gaz lamba misâli âhir
Emr-i Hak'la alır yatağın revtan (?)
Ol gece âşıkla maşuk ederler effat (?)
Üç mâh begâyet geçirirler ra'nâ
Sonra başlar vâlidesi igvâ
Oğlum hayır etmez bu gelin aslâ
Bulalım diğer zenne-i nezâket
Kaynanadan gelin işidir merâmı
Kalkar sabahleyin etmez kelâmı
Kaynana çağırır her neyse nâmı
Nedir sende bugün bu hâlet
Gelin der ki: Senin karadır yüzün
Dünkü gün ne idi erime sözün
Çüssın yüzünde ol iki gözün
Çekesin dünyâde hep derd ü mihnet
Kaynana der ki: Âvâre rezil
Eyledin oğlunun ciğerin metil
Topla aklını başına yoksa bil
Kovarım evimden seni bu saat
Gelin der ki: Bunu söyleme bana
Dokuz ay on günde gösteririm sana
Karnımdan çıkacak (bir nevzat bana)
Bu hâne içinde kurarım mekânet
Kaynana der ki: Be hey fâhişe
Düşürme beni oğlum ile teşvişe
Sen taze kahbesin türlü endişe
Kurarsın şeytanle sad hezâr bid'at
Gelin der ki: Sağ olsun benim erim
Teslim ettim ana can ile serim
Isıcak odada bulundu yerim
Biz sefâ edelim sen çok kasâvet
Kaynana der ki: Çekil artık yanımdan
Usandırma beni tatlı canımdan
Henüz işittim komşuki hanımdan
Diğer bir âdemle ettin mülâkat
Gelin der ki: Bunu ettin iftirâ
Kimmiş deyen gelsin yüzüme eylesin ifşâ
Hey yazıklar olsun sana bî-pervâ
Artık senden bana gelmez gayrı mürüvvet
Kaynana der ki: Bunu da dedin
Yok imiş nâmusun düşün sen kendin
Beş yüz groştur senin nikâh senedin
Şimdi oğlum gelir verir bir nihâyet
Sür'atiyle akşam yetişir oğlan
Bakar odalar görünür zindan
Vâlidesine der ki: Aman el aman
Nedir sizde söyleyin bu hâlet
Vâlidesi der ki: Bu senin karın
Anlatmıştır bugün her bir efkârın
Nikâhını ver sen anın yarın
Bulur bin türlü sana kabahat
Oğlu der ki: Söyledim sana bin kere
Uğrattın beni hayırdan şerre
Alup başım kaçayım bir yere
Yazık vatanımdan edersin hasret
Bî-çâre âlemde erlere belâ
Başa yazılanlar silinmez aslâ
Kaynanaya erişir bir gün mevtâ
Ta cânı çıkınca çeker eziyet
Bir evde ki olur gün-be-gün kavga
Bereketin keser hazret-i Mevlâ
Şimdi zennelerin ahlâkı ednâ
Anlardadır hüküm bilmem ne hikmet
Hikmet-i Hüdâdır Âdem Havva'yı
Havvâ ol lâlinden aldı igvâyı
İgvâ etti Âdem yedi buğdayı
Tard etti cennetten Hallâk-ı kudret
Kudret-i a'zamdır lâzım şevki
Şevkinde terk etti bu cihana terekki
Terekki bâbında ey Âşık Ferki
Ferk eyle cihânı bu da bir hizmet
Hafız, Nimetullah (1985). Kosova Türk Halk Edebiyatı Metinleri. Priştine: Kosova Üniversitesi Priştine Felsefe Fakültesi Yay. 135-138.
Hafız, Nimetullah (1986). Âşık Ferki Hayatı ve Eserleri. Prizren: Esin Yay. 156-159.
Koşma
Sebep neden bülbül eder feryâdı
Güle reyhâ veren hâre sor bilür,
Pervânenin dâ'im yanmak murâdı
Şem'asında olan nâre sor bilür
Ehl-i 'aşkın gönlü görünmüş serrâc
Anın çün hakiyle etmişler mi'râc,
En'el-Hakk buyurdu Mensuri hallâc
Bu al-i esrârı dâre sor bilür
'Âşıka beytullah tahkîk gönüldür
Şehnişâhi 'âlem Ferkî andedir,
Tarîkat-ı babın meftâhı bendedir
Melâmet şehrinde yâre sor bilür
Hafız, Nimetullah (1986). Âşık Ferki Hayatı ve Eserleri. Prizren: Esin Yay. 83.
İlişkili Maddeler
Güncelleme Tarihi: 07.12.2020Eserlerinden Örnekler
Destân-ı Kaynana ile Gelin
Kaynana ile gelin hasb u hallerin
Dinlesin ehibbâ bu bir rivayet
Vasf edeyim her bir kil ü kâlleri
Âlem-i dünyada olsun adalet
Kaynana oğluna günlerden bir gün
Gel evlâdım sana yapalım düğün
Zîrâ şimdi benim aklım diğer-gûn
Alalım bir zenne hasnâ-kıyâfet
Oğlu der ki: Ana işlemez zârım
Kazanmak yolunda yoktur hiç kârım
Sonra evden gider bunca hep vârım
Düğün kurulur ise ister ziyâfet
Vâlidesi der ki: Gel olma nâdim
Râh-ı şeriattır ezelden kadîm
Her işimize Mevlâ'dır kerim
Ummadığın yerden gelir hidâyet
Elhâsıl bu yüzden kanar evlâdı
Tutar bir kılavuz dost âbâdı
Muhabbet ederler her neyse adı
Filancanın kızı eder mi rahat
Pekâlâ münâsib görür kılavuz
Gider kapıya ol koca öküz
Selâm verir başlar söyleme rumuz
Kızın babası eder feraset
Kızın babası der ki: Gel etme hâmuş
Korkarım ol oğlan olmasın sarhoş
Her vakitte kızımı ederse der-âgûş
Kavgalar olursa bende ne hacet
Kılavuz der ki: Anın bir hilesi
Para kazanmaktır her gün çilesi
Beğzâde bulunmuş bütün sinsilesi
Konağında olur bunca muhabbet
Allah'ın emriyle alır nişanı
Götürür haneye zenne-i şânı
Kaynana şâd olur söyler lisânı
Cümle dost dost gelir kılurlar ziyâfet
Nikâh altında dururlar bir sâl
Düğün tedârikin ederler ikmâl
Gelin kız kınalı giyinmiş hep al
Âleme gösterir çok şanı şöhret
Giyinmiş kuşanmış güveyi girir içeri
Şevk verir gaz lamba misâli âhir
Emr-i Hak'la alır yatağın revtan (?)
Ol gece âşıkla maşuk ederler effat (?)
Üç mâh begâyet geçirirler ra'nâ
Sonra başlar vâlidesi igvâ
Oğlum hayır etmez bu gelin aslâ
Bulalım diğer zenne-i nezâket
Kaynanadan gelin işidir merâmı
Kalkar sabahleyin etmez kelâmı
Kaynana çağırır her neyse nâmı
Nedir sende bugün bu hâlet
Gelin der ki: Senin karadır yüzün
Dünkü gün ne idi erime sözün
Çüssın yüzünde ol iki gözün
Çekesin dünyâde hep derd ü mihnet
Kaynana der ki: Âvâre rezil
Eyledin oğlunun ciğerin metil
Topla aklını başına yoksa bil
Kovarım evimden seni bu saat
Gelin der ki: Bunu söyleme bana
Dokuz ay on günde gösteririm sana
Karnımdan çıkacak (bir nevzat bana)
Bu hâne içinde kurarım mekânet
Kaynana der ki: Be hey fâhişe
Düşürme beni oğlum ile teşvişe
Sen taze kahbesin türlü endişe
Kurarsın şeytanle sad hezâr bid'at
Gelin der ki: Sağ olsun benim erim
Teslim ettim ana can ile serim
Isıcak odada bulundu yerim
Biz sefâ edelim sen çok kasâvet
Kaynana der ki: Çekil artık yanımdan
Usandırma beni tatlı canımdan
Henüz işittim komşuki hanımdan
Diğer bir âdemle ettin mülâkat
Gelin der ki: Bunu ettin iftirâ
Kimmiş deyen gelsin yüzüme eylesin ifşâ
Hey yazıklar olsun sana bî-pervâ
Artık senden bana gelmez gayrı mürüvvet
Kaynana der ki: Bunu da dedin
Yok imiş nâmusun düşün sen kendin
Beş yüz groştur senin nikâh senedin
Şimdi oğlum gelir verir bir nihâyet
Sür'atiyle akşam yetişir oğlan
Bakar odalar görünür zindan
Vâlidesine der ki: Aman el aman
Nedir sizde söyleyin bu hâlet
Vâlidesi der ki: Bu senin karın
Anlatmıştır bugün her bir efkârın
Nikâhını ver sen anın yarın
Bulur bin türlü sana kabahat
Oğlu der ki: Söyledim sana bin kere
Uğrattın beni hayırdan şerre
Alup başım kaçayım bir yere
Yazık vatanımdan edersin hasret
Bî-çâre âlemde erlere belâ
Başa yazılanlar silinmez aslâ
Kaynanaya erişir bir gün mevtâ
Ta cânı çıkınca çeker eziyet
Bir evde ki olur gün-be-gün kavga
Bereketin keser hazret-i Mevlâ
Şimdi zennelerin ahlâkı ednâ
Anlardadır hüküm bilmem ne hikmet
Hikmet-i Hüdâdır Âdem Havva'yı
Havvâ ol lâlinden aldı igvâyı
İgvâ etti Âdem yedi buğdayı
Tard etti cennetten Hallâk-ı kudret
Kudret-i a'zamdır lâzım şevki
Şevkinde terk etti bu cihana terekki
Terekki bâbında ey Âşık Ferki
Ferk eyle cihânı bu da bir hizmet
Hafız, Nimetullah (1985). Kosova Türk Halk Edebiyatı Metinleri. Priştine: Kosova Üniversitesi Priştine Felsefe Fakültesi Yay. 135-138.
Hafız, Nimetullah (1986). Âşık Ferki Hayatı ve Eserleri. Prizren: Esin Yay. 156-159.
Koşma
Sebep neden bülbül eder feryâdı
Güle reyhâ veren hâre sor bilür,
Pervânenin dâ'im yanmak murâdı
Şem'asında olan nâre sor bilür
Ehl-i 'aşkın gönlü görünmüş serrâc
Anın çün hakiyle etmişler mi'râc,
En'el-Hakk buyurdu Mensuri hallâc
Bu al-i esrârı dâre sor bilür
'Âşıka beytullah tahkîk gönüldür
Şehnişâhi 'âlem Ferkî andedir,
Tarîkat-ı babın meftâhı bendedir
Melâmet şehrinde yâre sor bilür
Hafız, Nimetullah (1986). Âşık Ferki Hayatı ve Eserleri. Prizren: Esin Yay. 83.
İlişkili Maddeler
Eserlerinden Örnekler
Destân-ı Kaynana ile Gelin
Kaynana ile gelin hasb u hallerin
Dinlesin ehibbâ bu bir rivayet
Vasf edeyim her bir kil ü kâlleri
Âlem-i dünyada olsun adalet
Kaynana oğluna günlerden bir gün
Gel evlâdım sana yapalım düğün
Zîrâ şimdi benim aklım diğer-gûn
Alalım bir zenne hasnâ-kıyâfet
Oğlu der ki: Ana işlemez zârım
Kazanmak yolunda yoktur hiç kârım
Sonra evden gider bunca hep vârım
Düğün kurulur ise ister ziyâfet
Vâlidesi der ki: Gel olma nâdim
Râh-ı şeriattır ezelden kadîm
Her işimize Mevlâ'dır kerim
Ummadığın yerden gelir hidâyet
Elhâsıl bu yüzden kanar evlâdı
Tutar bir kılavuz dost âbâdı
Muhabbet ederler her neyse adı
Filancanın kızı eder mi rahat
Pekâlâ münâsib görür kılavuz
Gider kapıya ol koca öküz
Selâm verir başlar söyleme rumuz
Kızın babası eder feraset
Kızın babası der ki: Gel etme hâmuş
Korkarım ol oğlan olmasın sarhoş
Her vakitte kızımı ederse der-âgûş
Kavgalar olursa bende ne hacet
Kılavuz der ki: Anın bir hilesi
Para kazanmaktır her gün çilesi
Beğzâde bulunmuş bütün sinsilesi
Konağında olur bunca muhabbet
Allah'ın emriyle alır nişanı
Götürür haneye zenne-i şânı
Kaynana şâd olur söyler lisânı
Cümle dost dost gelir kılurlar ziyâfet
Nikâh altında dururlar bir sâl
Düğün tedârikin ederler ikmâl
Gelin kız kınalı giyinmiş hep al
Âleme gösterir çok şanı şöhret
Giyinmiş kuşanmış güveyi girir içeri
Şevk verir gaz lamba misâli âhir
Emr-i Hak'la alır yatağın revtan (?)
Ol gece âşıkla maşuk ederler effat (?)
Üç mâh begâyet geçirirler ra'nâ
Sonra başlar vâlidesi igvâ
Oğlum hayır etmez bu gelin aslâ
Bulalım diğer zenne-i nezâket
Kaynanadan gelin işidir merâmı
Kalkar sabahleyin etmez kelâmı
Kaynana çağırır her neyse nâmı
Nedir sende bugün bu hâlet
Gelin der ki: Senin karadır yüzün
Dünkü gün ne idi erime sözün
Çüssın yüzünde ol iki gözün
Çekesin dünyâde hep derd ü mihnet
Kaynana der ki: Âvâre rezil
Eyledin oğlunun ciğerin metil
Topla aklını başına yoksa bil
Kovarım evimden seni bu saat
Gelin der ki: Bunu söyleme bana
Dokuz ay on günde gösteririm sana
Karnımdan çıkacak (bir nevzat bana)
Bu hâne içinde kurarım mekânet
Kaynana der ki: Be hey fâhişe
Düşürme beni oğlum ile teşvişe
Sen taze kahbesin türlü endişe
Kurarsın şeytanle sad hezâr bid'at
Gelin der ki: Sağ olsun benim erim
Teslim ettim ana can ile serim
Isıcak odada bulundu yerim
Biz sefâ edelim sen çok kasâvet
Kaynana der ki: Çekil artık yanımdan
Usandırma beni tatlı canımdan
Henüz işittim komşuki hanımdan
Diğer bir âdemle ettin mülâkat
Gelin der ki: Bunu ettin iftirâ
Kimmiş deyen gelsin yüzüme eylesin ifşâ
Hey yazıklar olsun sana bî-pervâ
Artık senden bana gelmez gayrı mürüvvet
Kaynana der ki: Bunu da dedin
Yok imiş nâmusun düşün sen kendin
Beş yüz groştur senin nikâh senedin
Şimdi oğlum gelir verir bir nihâyet
Sür'atiyle akşam yetişir oğlan
Bakar odalar görünür zindan
Vâlidesine der ki: Aman el aman
Nedir sizde söyleyin bu hâlet
Vâlidesi der ki: Bu senin karın
Anlatmıştır bugün her bir efkârın
Nikâhını ver sen anın yarın
Bulur bin türlü sana kabahat
Oğlu der ki: Söyledim sana bin kere
Uğrattın beni hayırdan şerre
Alup başım kaçayım bir yere
Yazık vatanımdan edersin hasret
Bî-çâre âlemde erlere belâ
Başa yazılanlar silinmez aslâ
Kaynanaya erişir bir gün mevtâ
Ta cânı çıkınca çeker eziyet
Bir evde ki olur gün-be-gün kavga
Bereketin keser hazret-i Mevlâ
Şimdi zennelerin ahlâkı ednâ
Anlardadır hüküm bilmem ne hikmet
Hikmet-i Hüdâdır Âdem Havva'yı
Havvâ ol lâlinden aldı igvâyı
İgvâ etti Âdem yedi buğdayı
Tard etti cennetten Hallâk-ı kudret
Kudret-i a'zamdır lâzım şevki
Şevkinde terk etti bu cihana terekki
Terekki bâbında ey Âşık Ferki
Ferk eyle cihânı bu da bir hizmet
Hafız, Nimetullah (1985). Kosova Türk Halk Edebiyatı Metinleri. Priştine: Kosova Üniversitesi Priştine Felsefe Fakültesi Yay. 135-138.
Hafız, Nimetullah (1986). Âşık Ferki Hayatı ve Eserleri. Prizren: Esin Yay. 156-159.
Koşma
Sebep neden bülbül eder feryâdı
Güle reyhâ veren hâre sor bilür,
Pervânenin dâ'im yanmak murâdı
Şem'asında olan nâre sor bilür
Ehl-i 'aşkın gönlü görünmüş serrâc
Anın çün hakiyle etmişler mi'râc,
En'el-Hakk buyurdu Mensuri hallâc
Bu al-i esrârı dâre sor bilür
'Âşıka beytullah tahkîk gönüldür
Şehnişâhi 'âlem Ferkî andedir,
Tarîkat-ı babın meftâhı bendedir
Melâmet şehrinde yâre sor bilür
Hafız, Nimetullah (1986). Âşık Ferki Hayatı ve Eserleri. Prizren: Esin Yay. 83.
İlişkili Maddeler
Sn. | Madde Adı | D.Tarihi / Ö.Tarihi | Benzerlik | İncele |
---|---|---|---|---|
1 | SÛZÎ | d. 1455-1465 - ö. 29 Ekim 1524 | Doğum Yeri | Görüntüle |
2 | MÜ'MİN | d. ? - ö. ? | Doğum Yeri | Görüntüle |
3 | Hacı Ömer Lütfi | d. 1870 - ö. 1928 | Doğum Yeri | Görüntüle |
4 | ŞEMSÎ, Mehmed Şemseddin Ulusoy | d. 1867 - ö. 1936 | Doğum Yılı | Görüntüle |
5 | İbnürrefik Ahmet Nuri | d. 03 Mart 1867 - ö. 06 Mart1935 | Doğum Yılı | Görüntüle |
6 | Galiesgar Gafurov-Çığtay | d. 16 Eylül 1867 - ö. 20 Ağustos 1942 | Doğum Yılı | Görüntüle |
7 | FAHRİ | d. 1863 - ö. 1908 | Ölüm Yılı | Görüntüle |
8 | BORANÎ, Abdullah Fahri | d. 1864 - ö. 1908 | Ölüm Yılı | Görüntüle |
9 | RÂŞİD, Köse Sefer-zâde Hacı Râşid Efendi | d. 1854 - ö. 1908 | Ölüm Yılı | Görüntüle |
10 | VELİ, Divriğili | d. ? - ö. ? | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
11 | NİYAZİ | d. ? - ö. ? | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
12 | FETHİ BABA, Ürgüplü Süleyman | d. ? - ö. 1914 | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
13 | MEFTUNÎ, Ahmed | d. ? - ö. ? | Madde Adı | Görüntüle |
14 | ÖKSÜZ OZAN, Ahmet Yıldırım | d. 05.05.1964 - ö. ? | Madde Adı | Görüntüle |
15 | GÖKOĞLU, İsmail Gökoğlu | d. 1959 - ö. ? | Madde Adı | Görüntüle |