HAZÂNÎ/ESÎRÎ, Eflatun

(d. ?/? - ö. 977/1569)
Divan şairi
(Divan/Yazılı Edebiyat / 16. Yüzyıl / Azeri)
ISBN: 978-9944-237-86-4

Asıl adı Abdullatif Eflatun’dur. Şirvan Türkmenlerinden olan şairin babası Şeyh Derviş Muhammed’dir. Şah İsmail’in şehzadelerinden Elkas Mirza (ö.1548), Şirvan valisi iken onun himayesine giren sanatkârlardandır. Elkas Mirza, Şah İsmail’in diğer şehzadesi Şah Tahmasb’a karşı giriştiği iktidar mücadelesini kaybedip Osmanlı sarayına sığınınca Eflatun da onunla birlikte İstanbul’a gelmiştir. Elkas Mirza’nın kitabdârlığını yapmış, Osmanlı nakış ve tezhip sanatına katkıda bulunmuştur (Tanındı 2000: 236-240). Fethullah Arif Çelebi’nin ardından 3 Receb 971/Ocak 1562 tarihinde 20 akçe gündelikle Osmanlı sarayının şeh-nâmecisi olmuş (Kazan 2014: 415) ve İstanbul’da ölmüştür.

Farsça şiirlerinde Esîrî, Türkçe şiirlerinde Hazânî mahlasını kullandığını söyleyen Ahdî, onun nakış sanatında ve nestalik yazıda mahir olduğunu belirterek Türkçe şiirlerinden iki beyit alıntılamıştır (Solmaz 2005: 95). Gelibolulu Ali de hem madde başı olarak Eflatun’u eserine almış hem de Ârif maddesinde Eflatun hakkındaki olumsuz kanaatlerini paylaşmıştır (İsen 1994: 194, 238). Şeh-nâmecilik ve nakış sanatı konusunda çalışan araştırmacılar Fethullah Arif Çelebi ve Seyyid Lokman arasında bu görevi üstlenen Eflatun’dan da bahsetmişlerdir (Ahmet Refik 1980: 64).

Şairliği konusunda Gülşen-i Şuara’da verilen malumatı derleyen İsmail Hikmet Ertaylan, Hazânî mahlasıyla Türkçe şiir söyleyen Eflatun’un tezkirelerde alıntılanan birkaç beytine dayanarak uzun uzadıya yorumlara girişmiştir (2013: 389-393). Türkçe herhangi bir eseri günümüze ulaşmayan Eflatun’un Hazânî mahlasıyla söylediği üç gazel Mecmû‘a-i Letâif’de yer almaktadır (Gürbüz II: 974, 1015, 1100). Bu mecmuada yer alan gazellerden birinin başındaki “Eflâtûn-ı Şirvânî-i Şeh-nâme-gû” ibaresi alıntılanan şiirlerin Eflatun’a ait olduğunu teyit etmektedir.

Eserleri

Mecmularda şiirlerine rastlanılan Eflatun’un divan tertip edip etmediği bilinmemektedir. Osmanlı sarayında Arif ile Lokman arasındaki dönemin şehnamecisi sıfatıyla yazdığı bölümler de günümüze ulaşmamıştır. Şehnamecilik görevindeyken Esîrî mahlasıyla yazdığı Farsça bir mesnevisi vardır.

 Hikâyet-i Âmeden-i Seyl be-İstanbul: Bu mesnevinin müellif hattı nüshası Topkapı Sarayı Müzesi Kütüphanesinde H. 1570’de bulunmaktadır. 971/1563 yılında İstanbul’da yaşanan sel felaketinin anlatıldığı 466 beyitten oluşan bu mesnevi, son zamanlara kadar edebiyat ve tarih araştırmacılarının ilgisini çekmemiştir. İbrahim Olgun “anı” türü konusunda yaptığı çalışmada eserin yazıldığı yüzyılı yanlış (XVIII. yüzyıl), kütüphane numarasını farklı ( Topkapı Sarayı Kütüphanesi Revan 738. Bu numarada Muhibbî Divanı vardır.) verse de adını doğru kaydetmiştir (Olgun 1972: 413). Sanat tarihçileri kısaca bu eserden söz etmişlerdir (Bağcı vd. 2006: 111). Eser yakın zamanda Türkçe çevirisi yapılmadan, başına kısa değerlendirme eklenerek yayımlanmıştır (Mehr 2012: 169-180).

 Eser, geleneksel mesnevi formuna uygun biçimde planlanmış, altı bölüm halinde konu işlenmiştir. Bölümleri belirlemek için Esiri, başlıklar kullanmıştır. İlk başlığın altında Allah’a övgü ve Allah’ın gökyüzünden yağmur yağdırması işlenmiştir. İkinci başlıkta Hz. Nuh zamanında meydana gelen tufan ve Nuh’un gemi yapması anlatılmıştır. Üçüncü başlıkta, Kanuni’nin ava çıktığı sırada yağmur emarelerinin belirmesi ve padişahın İskender Çelebi’nin bahçesine sığınması nazmedilmiştir. Dördüncü başlıkta padişahın sel sonrasında Allah’a yakarışı aktarılmış, beşinci başlıkta hayvanların boğularak nasıl telef olduklarına yer verilmiştir. Eserin sonuna doğru başlık için boş bırakılan satırın ardından padişahın sel sonrasında gerçekleştirilmesini istediği imar faaliyetleri ve selden zarar gören halkın yaralarının sarılması için nelerin yapıldığı anlatılır. Eserin en önemli bölümünü hiç kuşkusuz Kanuni’nin sel baskınına maruz kalışı ve boğulmaktan kurtuluşunun anlatıldığı beyitler oluşturur. Şair mesnevi nazım şekliyle yazdığı 464 beyitte muhtemelen tanıklık ettiği sel olayını bütün ayrıntılarıyla anlatmış, sonunda da bir rubai söyleyerek olaya tarih düşürmüştür (Macit 2016: 24-29). Bu eser, sadece 971/1563 yılında vuku bulan sel baskınına dair verdiği malumat açısından değil, şairin kısa künyesine ketebe kaydında yer verdiği için de mühimdir. Ayrıca bu eser sayesinde Eflatun’un şuara tezkirelerince eksik bırakılan tam adı ve babasının kim olduğu açıklık kazanmaktadır. Müellif hattı olan eser, kaynaklarda nestalik yazıda mahir olduğu vurgulanan Eflatun’un hattatlık ve tezhip sanatındaki ustalığını da yansıtacak niteliktedir (Eryılmaz Arenas-Vives 2010: 210-229).

Kaynakça

Ahmet Refik (1980). “Seyyid Lokman”. Âlimler ve Sanatkârlar. haz. Vahit Çabuk. Ankara: KB Yay.

Bağcı, Serpil vd. (2006). Osmanlı Resim Sanatı. Ankara: KTB Yay.

Eryılmaz Arenas-Vives, Fatma Sinem (2010). The Shehnamecis of Sultan Suleyman: Arif and Eflatun and their dynastic project. Chicago: The University of Chicago.

Gürbüz, İncinur Atik (2011). Mecmû‘a-i Letâif. Doktora Tezi. Ankara: Gazi Üniversitesi.

İpekten, Haluk vd. (1988). Tezkirelere Göre Divan Edebiyatı İsimler Sözlüğü. Ankara: KB Yay.

İsen, Mustafa (hzl.) (1994). Künhü’l-Ahbar’ın Tezkire Kısmı. Ankara: AKM Yay.

Kazan, Hilal (2014). “16. Asırda Telif Ettikleri Eserler Çerçevesinde Tarihçilerin Himayesi Hakkında Bazı Notlar”. Kitaplara Vakfedilen Bir Ömre Tuhfe: İsmail E. Erünsal’a Armağan. İstanbul: Ülke Yay. 405-422.

Macit, Muhsin (2016). “Şairlerin Tanıklıkları Üzerine Notlar: 971/1563 Yılında İstanbul’da Yaşanan Sel Baskını”. Toplumsal Tarih (275): 24-29.

Mehr, Rahman Moshtagh -Nihat Değirmenci (2012) “Kanuni Döneminde Yazılan ve İstanbul’daki Sel Felaketini Anlatan Bir Mesnevi”. Doğu Araştırmaları. (9): 169-180.

Olgun, İbrahim (1972). “Anı ve Türk Edebiyatında Anı”. Türk Dili-Anı Özel Sayısı (246): 403-427.

Solmaz, Süleyman (2005). Ahdî ve Gülşen-i Şuarâsı. Ankara: AKM Yay.

Tanındı, Zeren (2000). “Osmanlı Sarayında Safevi Şehzadeler ve Elçiler”. Uluslararası Sanatta Etkileşim Sempozyumu-Bildiriler. İstanbul: Türkiye İş Bankası Yay.

Madde Yazım Bilgileri

Yazar: PROF. DR. MUHSİN MACİT
Yayın Tarihi: 31.12.2016
Güncelleme Tarihi: 16.12.2020

Eserlerinden Örnekler

Gazel

Eflâtûn-ı Şirvânî-i Şeh-nâme-gû

 

Tîre kıldı bana ger devr-i felek eyyâmı

Rûşen itdi günümi subh-ı cemâl-i Şâmî

 

Şâm-ı zülfinden olup ârız-ı zîbâ zâhir

Görmedüm nûr-ı şafak üzre bele ahşamı

 

Her kim ol mâh cemâli görür olur hayrân

Her gice subha değin nâle kılur âh Şâmî

 

Eylerem kat‘-ı nazar ihvet ile yârândan

Lutf-ı bî-hadden eger olsa bana âh şâmî

 

Girdi hammâm-ârâ ol hûr-likâ cennetden

Cûy-ı şîr itdi ‘ayân sâ‘id ile endâmı

 

Cûy-ı şîrîne habâb oldı arakdan zâhir

Gül gibi tâze vü ter oldı ruh-ı gül-fâmı

 

Didüm ana ki Hazânî sana bir âşıkdur

Neyleyem söyledi bir mahlas-ı dürd-âşâmı

(Gürbüz, İncinur Atik (2011). Mecmû‘a-i Letâif. Doktora Tezi. Ankara: Gazi Üniversitesi. 1100.)


Leblerün sırr-ı ‘inâyetdür neden hun-hârdur

Ayn-ı sıhhatdür gözün bilmen neden bîmârdur

(İsen, Mustafa (hzl.) (1994). Künhü’l-Ahbar’ın Tezkire Kısmı. Ankara: AKM Yay. 194.) 

***

Bu fenâ deyrinde çün harf-i vefâ efsânedür

Âleme aldanma kim dünyâ müsâfir-hânedür 

***

Ol perî-peyker ki kaddi serv ü beli incedür

Leblerini sorma benden kim açılmış goncedür 

(Solmaz, Süleyman (2005). Ahdî ve Gülşen-i Şuarâsı. Ankara: AKM Yay. 96.) 


İlişkili Maddeler

Sn.Madde AdıD.Tarihi / Ö.TarihiBenzerlikİncele
1MEHMED, Mehmed Emîn Efendid. ? - ö. 1572Doğum YeriGörüntüle
2FÂTİH, Fâtih Efendi, Şirvanlıd. 1778 - ö. 1834Doğum YeriGörüntüle
3KURBANİ MİRZABAĞI OĞLU AHMEDOVd. 1934 - ö. ?Doğum YeriGörüntüle
4HAYÂLÎ-İ GÜLŞENÎd. 1485 - ö. 1569Ölüm YılıGörüntüle
5HİLMÎ, Kadı-zâde Mustafa Hilmî Efendid. 1545 - ö. 1569Ölüm YılıGörüntüle
6ZARÎFÎ, Şeyh Hasan Zarîfî Efendid. ? - ö. 1569Ölüm YılıGörüntüle
7MÜBÂREK, Erzurumlud. ? - ö. 19. yy.MeslekGörüntüle
8DİLAVER BABAd. ? - ö. 1866MeslekGörüntüle
9NİZÂRÎ, Abdurehimd. 1770 - ö. 1850MeslekGörüntüle
10VECHÎ, Mevlânâ Vechîd. ? - ö. ?Alan/Yüzyıl/SahaGörüntüle
11MUHAMMED EMÎN SULTÂNd. ? - ö. ?Alan/Yüzyıl/SahaGörüntüle
12MEYLÎ,Mîrzâ Kulud. ? - ö. ?Alan/Yüzyıl/SahaGörüntüle
13NEVA, Cefergulu Hand. ? - ö. 1866Madde AdıGörüntüle
14MİHRÂBÎd. ? - ö. 1920Madde AdıGörüntüle
15RÛŞEN, Mudanyalı-zâde Mehmed Rûşen Tevfikîd. ? - ö. 1891Madde AdıGörüntüle