İLMÎ EFENDİ, Abdurrezzâk

(d. 1258/1842 - ö. 1325/1906)
mutasavvıf şair
(Divan/Yazılı Edebiyat / 19. Yüzyıl / Anadolu-Osmanlı-Türkiye)
ISBN: 978-9944-237-86-4

İlmî Efendi, 1842 yılında Erzurum’da doğdu. Asıl ismi Abdürrezzâk’tır. Erzurum nakibüleşrafı Şeyh Gıdâyî-zâde Mehmed Efendi’nin oğludur. İlmî Efendi’nin büyük dedesi 1645 yılında Şam’dan Erzurum’a hicret etmiştir (Akkuş, Yılmaz 2006: 294). İlmî Efendi, ilk eğitimini biraderi Muhammed Efendi’den ondan sonra da babasından almıştır. Babasının vefatı üzerine 24 yaşındayken tahsilini ileri götürmek sevdasıyla Erzurum ulemasından İbrâhîm Paşa Medresesi müderrisi Solak-zâde Ahmed Tevfîk Efendi’den ders aldı. İcazet aldıktan sonra Erzurum’da Ahmediye Medresesi’nde müderris oldu. Babası Mehmed Efendi’nin sağlığında tanıdığı Trabzonlu Şeyh Hakkı Efendi’nin ilim ve irfanından çok etkilenen İlmî, daha sonra Şeyh Hakkı Efendi’nin himmetine mazhar olarak intisap etmiş ve 23 yıl onun manevi terbiyesi altında yetişmiştir. İntisabının ikinci yılında hilafet almıştır (Akkuş, Yılmaz 2006: 294). Şeyhi, onu "İlmî" namıyla yad ettiğinden o namı mahlas olarak kullanmıştır (İnal 2000: 1023). İlmî Efendi Erzurum’da ikamet etmiştir. Babasının vefatından sonra nakibüleşraf olmuştur. Üç dört yılda bir Ramazan ayında İstanbul’a gidip Kocamustafapaşa, Sünbül Hankâhı ve Bayezid Camii’nde vaaz suretinde Mesnevî okutmuştur (İnal 2000: 1023, Kasır 1999: 137). Bu sohbetlere katılan Hüseyin Vassâf şöyle anlatır: “Hz. Sünbül’de sâkin iken Hz. Pîr’in işâretiyle kendine tahsîs olunan bir hücrede altı sene ikâmet ve dâimâ mücâhede ve riyâzet ve ibâdet ile dem-güzâr olarak Mesnevî-i Şerîf okutmuştur. Esnâ-yı tedrîsde gözlerini kapar öyle takrîr buyururlardı. İnsân mest olurdu. Deryâ-yı hakîkat idi. Hüsn-i ifâdeye ve talâkat-ı beyâniyyeye mâlik, sözleri pek müessir idi.” (Akkuş, Yılmaz 2006: 295). İstanbul’a son gelişinde hattan icazet aldı. Yazdığı levhaları Sünbül hankâhında teşhir ederdi (İnal 2000: 1023). İlmî Efendi, 6 Mart 1906 Perşembe günü Erzurum’da vefat eder. Naaşı Büyük Cami-i Şerif haziresine defnedilir. Hüseyin Vassâf, İlmî Efendi’nin ölümüne tarih düşmüştür: Çıkdı bir târih ‘mağfûr’ hazret-i pîr-i himmete/Terk-i dünyâ eyledikde ol kerîm-i meh-cebîn (1325).

Hüseyin Vassâf’ın tarifine göre İlmî Efendi orta boylu, az kır sakallı, nahif bünyeli, yeşil sarıklı, sevimli, zarif ve nazik bir zattı (Akkuş, Yılmaz 2006: 294). İlmî Efendi kimseye hilafet vermemiştir. "Kendimi muhtâc-ı irşâd buluyorum. Nerede kaldı ki aherin irşâdına kalkışayım." diyerek mahviyet gösterirdi. Hz. Sünbül’e ziyadesiyle bağlılığı vardı.

Hüseyin Vassâf İlmî Efendi’nin basılmamış dört eserinin ismini zikreder ancak içerikleri hakkında bilgi vermez (Akkuş, Yılmaz 2006: 295).

1. Dîvân: İbnü'l-Emin, İlmî Dîvânı'nı Hâzık’ın 1900 yılında bastırdığını söylemektedir (2000: 1023). Ancak bu bilgi terstir. İlmî Efendi, Hâzık’ın Dîvân’ını bastırmıştır. Hâzık, İlmî Efendi’den bir asır önce yaşamıştır.

2. Risâle-i Halâl u Haram

3. Manzûme-i Nüfûs-ı Seb’a

4. Müsâvat-ı Aded-i Hurûfat

İlmî Efendi şiirlerinde ağırlıklı olarak aşkı ele almıştır. Nasihat tarzında ele aldığı aşk olgusuyla bedeni ve nefsi mutlak güzellikte yok etmenin gerekliliğinden dem vurur. O, ölüm ile hayatı tarif ederken asli unsur olarak kalbi ele alır.

Kaynakça

Akkuş, Mehmet, A.Yılmaz (hzl.) (2006). Osmânzâde Hüseyin Vassâf, Sefîne-i Evliyâ. C.2. İstanbul: Kitabevi Yay.

Cunbur, Müjgan (hzl.) (2000). İbnü'l-Emin Mahmud Kemal İnal, Son Asır Türk Şairleri. Ankara: AKM Yay.

Kasır, H. Ali (1999). Erzurum Şairleri. İstanbul: Dergah Yay.

Madde Yazım Bilgileri

Yazar: DR. ÖĞR. ÜYESİ ABDULKADİR ERKAL
Yayın Tarihi: 06.11.2013
Güncelleme Tarihi: 01.12.2020

Eserlerinden Örnekler

Gazel

Cemâlullaha ol âşık hevâ ile sivâdan geç

Karışma fi’l-i Hakk’a ey gönül çûn u çerâdan geç

Arama hokka-i gerdûnda bu aşk için dermân

Bu aşkın derdi dermândır bilip dâr u devâdan geç

Bekâdan neş’edâr ol bâde-i tevhîd ile ey dil

Gönülden hâzır ol Hakk’a hemân mülk-i fenâdan geç

Tevekkül eyle Mevlâ’ya ümidin cümleden kat’ et

Vezîr ü şâh u sultâna tekâpûdan recâdan geç

Gınâ ile anâyı fark eden bir noktadır ancak

Anâyı görmemek ister isen gel bu gınâdan geç

Gönül bu âşinâ gördüklerin bigânedir şimdi

Selâm verme kim almazsa selâm u merhâbâdan geç

Libâs-ı fahrı neyler câme-i aşk âşıka kâfi

Kabâ-yı aşkı giy İlmî tamamen mâsivâdan geç

(Akkuş, Mehmet ve Ali Yılmaz (hzl.) (2006). Osmânzâde Hüseyin Vassâf, Sefîne-i Evliyâ. C.2. İstanbul: Kitabevi Yay. 296.)


İlişkili Maddeler

Sn.Madde AdıD.Tarihi / Ö.TarihiBenzerlikİncele
1RAHİM SAĞLAM/RAHİMÎ, Abdurrahim Sağlamd. 01.01.1961 - ö. ?Doğum YeriGörüntüle
2SÜLEYMAN ÖZDENd. 1885 - ö. 13.08.1956Doğum YeriGörüntüle
3MEHMED RÜŞDÎ, Ketenci-zâded. 1834 - ö. 1916Doğum YeriGörüntüle
4ZEKİ, Sarkis Narlıyand. 1842 - ö. 1882Doğum YılıGörüntüle
5FATMA HANIM KEMİNEd. 1840-1842? - ö. 1898Doğum YılıGörüntüle
6MUHAYYİRd. 1842 - ö. 1918Doğum YılıGörüntüle
7TABÎBOĞLU, Abdullahd. 1836-37 - ö. 1906-07Ölüm YılıGörüntüle
8ÂBİDİN PAŞAd. 1843 - ö. 1906Ölüm YılıGörüntüle
9EDHEM BABA, Aydonatlıd. ? - ö. 1906Ölüm YılıGörüntüle
10KEMTER, KEMTERÎ, Buhûrî-zâde Şeyh Zâkir Abdülkerim Efendid. 1700-1701 - ö. 1778MeslekGörüntüle
11KÂDİRÎ, Gîsûdâr Şeyh Ahmed Kâdirî Efendid. ? - ö. 1675MeslekGörüntüle
12FERAH ÇELEBİ, Ferah Mehmed Efendid. ? - ö. 1601MeslekGörüntüle
13RÂCÎ, Bafralı Osmân Râcî Efendid. 1812 - ö. 1850-61Alan/Yüzyıl/SahaGörüntüle
14MEHMED KEMÂLEDDÎN, Harîrî-zâded. 1850 - ö. 1881Alan/Yüzyıl/SahaGörüntüle
15KERÎMÎ, İstanbullu Âsımd. 1851 - ö. 1920Alan/Yüzyıl/SahaGörüntüle
16BESÎM, Ömer Efendid. ? - ö. ?Madde AdıGörüntüle
17FEDÂYÎ, Fedâyî Efendid. ? - ö. ?Madde AdıGörüntüle
18ENÎSÎ, Mustafa Enîsî Efendi, Edremitlid. ? - ö. 1907Madde AdıGörüntüle