Şekip (Tokadîzade)

(d. 1871 / ö. 6 Ekim 1932)
Şair
(Yeni Edebiyat / 19. Yüzyıl / Anadolu-Osmanlı-Türkiye)
ISBN: 978-9944-237-86-4

İzmir'in Tilkilik semtinde dünyaya geldi. Babası İzmir'in tanınmış şairlerinden Tokadîzade Mehmet Nuri Efendi, annesi Rabia Hanım'dır. Şairin dedesi Tokatlı olduğu için aile Tokadîzade lakabıyla anılmıştır. Şekip, Rüştiye'yi bitirdikten sonra İzmir’in tanınmış hocalarından Arapça, Farsça, meanî, beyan, bedii dersleri, ayrıca Hıristiyan bir hocadan felsefe, kimya ve tabiat tarihi dersleri aldı. İzmir Mektubî-i Vilayet Kalemi müsevvitliğinde bulunduğu sırada İzmir'in tanınmış iş adamlarından Yahya Hayati Paşa'nın kızı Gülfem Hanım'la evlendi. Bu evlilikten biri kız üç çocuğu oldu. Bunların en büyüğü Kemal'in dört yaşındayken vefatı, Şekip'te eserlerine de yansıyan derin bir karamsarlık meydana getirecektir.1897'de Şule-i Edeb dergisini İzmir'de çıkardı. Aynı yıl Şura-yı Devlet Tanzimat Dairesi Hulefalığına tayin edildi. 1899'da bir yemekte konuşulan hükûmet ve padişah aleyhindeki sözlerin İstanbul'a jurnal edilmesi sonucu, Tevfik Nevzat, Abdülhalim Memduh, Mevlevî Şeyhi Nurettin ve Doktor Ethem'le beraber Şekip de Bitlis'e sürgün edildi. Şekip ve arkadaşları burada çok zor günler geçirdi. Padişaha ve Mabeyne telgraf çekerek bu memlekete alışamadıklarını bildirdiler. Bitlis'teki idarecilerin de iyi hallerini bildirmeleri üzerine Şekip, Tevfik Nevzat, Doktor Ethem ve Abdülhalim Memduh affa uğrayarak İzmir'e döndüler (1901). Sürgün dönüşü İzmir Bidayet Mahkemesi Zabıt Başkâtipliğine getirildi ve II. Meşrutiyet'in ilanına kadar hiçbir gazete ve dergide yazmadı. 1907'de İttihat ve Terakki Cemiyeti'ni örgütlemek üzere İzmir'e gelen Doktor Nazım'ın çalışmaları sonucu, Cemiyet'in İzmir teşkilatı gizli olarak kuruldu. Yapılan toplantıda Şekip, dokuzuncu üye olarak Cemiyeti'e katıldı. Aynı zamanda Cemiyet'in İzmir şubesi genel sekreterlik vazifesini üstlendi. 1908 Mart'ında İzmir Bidayet Mahkemesi Ceza Kısmı azalığına tayin edilen Şekip, bu vazifesinden bir süre sonra istifa etti.

II. Meşrutiyet'in ilan edilmesi üzerine Meclis-i Mebusan'ı oluşturmak üzere ülke çapında seçimlere gidildi. Şekip ısrarlara dayanamayarak aday oldu ve Manisa'dan milletvekili seçildi. 1909'da Neşide-i Vicdan'ı yayımladı. İstanbul'a gittikten sonra, 31 Mart Hadisesi patlak verdi. Bu olaydan sonra yapılan idamlar ve bazı gazetecilerin öldürülmesi veya dövülmesi Şekip'in Cemiyet'ten istifa etmesine yol açtı. Milletvekilliği 1912'de Meclis'in feshedilmesine kadar sürdü. Daha sonra ticaret hayatına atıldı. İzmir'in işgal edileceği söylentileri üzerine İzmirli aydınlar İzmir Müdafaa-yı Hukuk-ı Osmaniye Cemiyeti'ni kurdular. Cemiyet'in kurucuları arasında yer alan Şekip, merkez yönetim kuruluna seçildi (19 Mart 1919). Zılal adlı bir dergi çıkardı. İzmir'in Yunanlılar tarafından işgal edilmesi üzerine yapılan baskılara dayanamayarak 1920 Kasım’ında İstanbul'a gitti. İstanbul'da bir yıl kaldıktan sonra 28 Ekim 1921’de İzmir'e döndü, Kız Lisesi'nde edebiyat öğretmenliği yaptı. Yunanlıların verdiği maaşı Türk Cemaati Maarif Encümeni tarafından idare edilen ilkokulların ihtiyaçlarına sarfolunmak üzere bu cemiyete bağışladı. 9 Eylül 1922'de İzmir'in kurtuluşundan sonra, Kasım 1922'de yapılan Belediye seçimlerinde Belediye Meclis azalığına seçildi.

1923'te Reşehat, 1924'te Derviş Sözleri ve 1925'te Huzur-ı Hilkat'te adlı şiir kitaplarını yayımladı. 1931'de İzmirli genç sanatçıların önderliğiyle İzmir'de bir Edebiyat Cemiyeti kuruldu. Başkanlığına Tokadizade Şekip getirildi. Ancak Behçet Kemal (Çağlar)'in sebep olduğu bir polemik yüzünden başkanlıktan istifa etti. Şekip, ikinci oğlu Nasır'ın tifo hastalığından 6 Ekim 1932'de ölmesi üzerine aynı gün intihar ederek öldü.

Şekip 1893'ten ölümüne kadar şiir, mensur şiir ve çeşitli konuları ele aldığı makale türlerinde eserler vermiştir. Küçük yaşlarda şiirle tanışan Şekip, özellikle Ziya Paşa'nın şiirlerini ezberlemeye başlamıştır. İlk şiiri "Nazire" başlığıyla Hazine-i Fünun'da (1893) yayımlanmıştır. Şekip'in şiirleri gerek muhteva gerekse şekil bakımından belli dönemlerde değişikliklere uğramıştır. Bu değişiklikler bazen devrin sanat anlayışından, çoğu zaman da şairin ruh dünyasında meydana gelen çalkantılardan ileri gelmiştir. Ölümüne kadar geçen zaman içine sığdırdığı dört şiir kitabıyla çeşitli yayın organlarında neşrettiği 135 şiiri vardır.

Şekip’in sanat hayatını dört döneme ayırmak mümkündür. 1893'ten 1908'e kadar yazdığı ilk dönem şiirlerinde Divan şiirinin etkisi barizdir. Bunlardan dinî-tasavvufî mahiyet taşıyan şiirlerde, şairin büyük ölçüde Mevlana'yı, Mevlevîliği ve Mevlevîlerin hayata bakış tarzını işlediği görülür. Bu dönemde yazdığı ikinci grup şiirler aşk şiirleridir. Bu şiirlerde büyük ölçüde sevgilinin güzelliği tasvir edilmekte ve övülmektedir. Şair, bu dönemden sonra bir daha hiç aşk şiiri yazmamıştır. İlk döneminde şahıslar için de şiirler yazmıştır. Bu şahıslar daha çok dinî şahsiyetler (Hz. Muhammed, Hz. Hüseyin), siyasî şahsiyetler (II. Abdülhamid, V. Murat) ve edebî şahsiyetlerdir (Muallim Naci, Namık Kemal). Kaside tarzında yazılan bu şiirlerde fahriye ve taç bölümlerinin bulunmadığı görülür ki, bu da Şekip'in kendini övmeyi sevmeyen ve kendisi için bir şeyler istemeyen mizacını ortaya koymaktadır. Bu dönemde şairin dinî inançları güçlüdür, dünyaya bağlıdır ve karamsar değildir. Aruz veznini ilk şiirlerinde bile ustalıkla kullanmıştır.

İkinci dönemi, 1909-1925 yılları arasında yazdığı "Tereddüt Dönemi" şiirleri oluşturur. Bu dönemde şair, şiirlerinin hem şekil hem de muhtevalarında tereddütler içindedir. Bir tarafta oğlunu kaybetmekten ölümü arzu eden ve derin bir karamsarlığın içine düşen Şekip, aynı zamanda tasavvuf coşkusuyla şiirler yazan bir tekke şairi oluverir. Aynı ikilik şiirlerin vezinlerinde de görülür. Aruzu ustaca kullanan Şekip, aynı ustalığı hece vezniyle yazdığı tekke tarzı şiirlerinde de göstermiştir.

1909'da Manisa'dan milletvekili seçilince İstanbul'un edebiyat muhitiyle de ilişkilerini geliştirir. Süleyman Nazif, Cenap Şahabettin, Ali Ekrem, Tahirü'l-Mevlevî gibi şairlerle dostluk kurar ve sık sık bir araya gelir. Bu arada Servet-i Fünun mecmuasında şiirler yazmaya başlar. Bu şiirlerde karamsarlık duygusunun devam ettiği görülür. Bu şiirlerde şair, kendi ruh dünyasını anlatmaktadır: Bu ruh, dünyadaki her şeyde kendini üzecek bir şeyler bulmaktadır ve bu yüzden de daima karamsardır.

Şekip, Derviş Sözleri adlı eserini neşrettikten bir müddet sonra gördüğü bir rüyayı bahane ederek Mevlevîlikten ayrılır. Bu ayrılışı müteakip Şekip'in şiirlerinin muhtevasının tam anlamıyla değiştiği görülür. Şekip'in karamsarlığı, umutsuzluğu, dünyaya menfi bakışı tekrar kendini gösterir. Huzur-ı Hilkatte adıyla neşrettiği kitabı Şekip'in şiirinin üçüncü dönemine de adını verir: "Huzur-ı Hilkatte ve Çevresindeki Şiirler". Bu eser, şairin bu dönemdeki diğer şiirlerinde yer alan fikirleri içine alan ya da onlara kaynaklık eden uzun bir şiirden meydana gelmiştir. 1925-1928 yıllarını içine alan şiirler, şairin karamsarlık ve umutsuzluk duygularıyla iç içe olduğunu göstermektedir. Dünyada gördüğü adaletsizlikler onun dünyadan ve hayattan tiksinmesine yol açmıştır. Bir önceki dönemde tasavvufî şiirler yazarken Allah'a kavuşmak için ölümü bekleyen şair, bu dönemde dünyadan, hayattan nefret ettiği, ölen oğluna kavuşmak istediği için ölümü istemektedir. Şekip'in sanatının dördüncü merhalesini oluşturan “Son Şiirleri"nde şairin Huzur-ı Hilkatte'deki fikirlerinin daha da keskinleşerek devam ettiği görülmektedir. Bu durum, şairde güçlü bir ölüm arzusunun doğmasına yol açmıştır. Bu isteğini sürekli olarak şiirlerine yansıtan Şekip, ikinci oğlunun da ölümüyle acı sona ulaşmıştır.

Kaynakça

Aksoy, Yaşar (1986). Bir Kent-Bir İnsan, İzmir, Dr. Nejat F. E czacıbaşı Vakfı Kitaplığı.

Çağın, Sabahattin (1988). Tokadîzade Şekip, İzmir, Akademi Kitabevi.

Huyugüzel, Ömer Faruk (2000). İzmirli Fikir ve Sanat Adamları (1850-1950), Ankara, Kültür Bakanlığı Yayınları.

(Ozan), Hüseyin Avni (1933). Tokadizade Şekip, İzmir, İtimat Matbaası.

Somar, Ziya (1944). Yakın Çağların Fikir ve Edebiyat Tarihinde İzmir, Nefaset Matbaası.

Uçman, Abdullah (2012). "Tokadîzâde Şekib Bey", Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi, C. 41, İstanbul, TürkiyeDiyanet Vakfı Yayınları.

Madde Yazım Bilgileri

Yazar: DR. ÖĞR. ÜYESİ SABAHATTİN ÇAĞIN
Yayın Tarihi: 05.09.2019
Güncelleme Tarihi: 24.08.2021

Eser AdıYayın eviBasım yılıEser türü
Neşide-i VicdanHizmet Kütüphanesi / İzmir1909Şiir
ReşahatŞark Matbaası / İzmir1923Şiir
Derviş SözleriSuhulet Kütüphanesi / İstanbul1924Şiir
Huzur-ı HilkatteMarifet Matbaası / İstanbul1925Şiir

İlişkili Maddeler

Sn.Madde AdıD.Tarihi / Ö.TarihiBenzerlikİncele
1ALİ ULVÎ BABA, Mehmed Ali Çerkeşîd. 1864? - ö. 1919Doğum YeriGörüntüle
2Ayhan Dayand. 11 Ocak 1968 - ö. ?Doğum YeriGörüntüle
3Cem Seyhun Ünbayd. ? - ö. ?Doğum YeriGörüntüle
4İsmail Hakkı (Alişanzade)d. 1871 - ö. 13 Mart 1944Doğum YılıGörüntüle
5Şakir (Ayaşlı)d. 1871 - ö. 18 Haziran 1917Doğum YılıGörüntüle
6ŞEMSÎ, Hüseyin Şemsi Ergüneşd. 1871-1872 - ö. 30.01.1968Doğum YılıGörüntüle
7Ziya (Adanalı)d. 1859 - ö. 26 Ağustos 1932Ölüm YılıGörüntüle
8SÜLEYMAN DEDEd. 1860\\\'lar - ö. 1932-1933Ölüm YılıGörüntüle
9FAKİR/FAKİRÎ, Cafer Serimd. 1867 - ö. 1932Ölüm YılıGörüntüle
10Murat Üstübald. 06 Mayıs 1968 - ö. ?MeslekGörüntüle
11Asaf Hâlet Çelebid. 27 Aralık 1907 - ö. 15 Ekim 1958MeslekGörüntüle
12Şevket Yüceld. 1930 - ö. 3 Şubat 2001MeslekGörüntüle
13Ahmet Refik (Altınay)d. 1880 - ö. 11 Ekim 1937Alan/Yüzyıl/SahaGörüntüle
14Namdar Rahmi Karatayd. 24 Kasım 1896 - ö. 26 Ağustos 1953Alan/Yüzyıl/SahaGörüntüle
15Mehmet Sıtkı Akozand. 1890 - ö. 4 Ocak 1948Alan/Yüzyıl/SahaGörüntüle
16Tokadî-zâde/Kadı-zâde Şeyh Mehmed Efendid. ? - ö. Nisan 1636Madde AdıGörüntüle
17ŞEKİP, Şekip Şahadoğrud. 1932 - ö. 01.12.1995Madde AdıGörüntüle
18NÛRÎ, Tokadi-zâde Mehmed Nûrîd. 1833 - ö. 1889Madde AdıGörüntüle