Madde Detay
SÛZÎ
(d. 1179/1765 - ö. 1246/1830)
divan şairi
(Divan/Yazılı Edebiyat / 19. Yüzyıl / Anadolu-Osmanlı-Türkiye)
ISBN: 978-9944-237-86-4
Asıl adı Ahmed’dir. Şiirlerinde Sûzî mahlasını kullanmıştır. 1765 yılında Sivas’ta doğmuştur. Şemseddîn Sivasî’nin altıncı kuşak torunlarındandır. Halvetiye tarikatının Sivasiye koluna mensuptur. Tekke çevresinde yetişmiştir. Kaynaklarda eğitimine dair net bir bilgi yoksa da Sivas’ta dönemin âlimlerinden dersler almıştır. Alet ilimlerini Hadimî’den, tasavvuf ilmini de Abdülmecîd Sivasî’den almıştır (Bursalı Mehmed Tahir 1333: 89). Ancak tasavvuf ilmini kendisinden öğrendiği bildirilen Abdülmecîd Sivasî, “Şeyhî” mahlasını kullanan büyük dedesi Abdülmecîd Sivasî değildir. Çünkü tarihlerimizde Kadı-zâdeliler-Sivasîler tartışması olarak bilinen medrese-tekke çatışmasının taraflarından biri olan Abdülmecîd Sivasî 1049/1639’da İstanbul’da vefat etmiştir. Dîvân'ında ilim tahsili için birkaç yıl gurbette gezdiğinden bahsetmesine rağmen bu yerlerin nereler olduğu belli değildir. Henüz on dokuz yaşındayken 18 Rebiülâhir 1198/10 Mart 1783 tarihinde Sivas’tan hac farizasını yerine getirmek üzere ayrılmıştır. Önce İstanbul’a giderek buradan bir gemi ile yola çıkmıştır. Yolculuk sırasında Kahire’ye uğrayarak burada birkaç gün kalmıştır. Medine’de 72 gün kalan Sûzî, bu yolculuğu Dîvân’ında yer alan 39 beyitlik bir Hac-nâme’de anlatmaktadır. Dönüşünde karayoluyla Şam’a uğrayıp oradan da Sivas’a ulaşmıştır. Hac farizasından döndükten bir süre sonra Sivasî dergâhının post-nişîni olmuştur. Bu göreve ne zaman geçtiği tam olarak belirtilmese de Dîvân’da bulunan bir beyitte annesinin vefat tarihinden bir süre sonra olduğu bilgisi mevcuttur. Annesi 1211/1798'de vefat etmiştir. Buna göre Sûzî 1798 veya 1799’da postnişîn olmuş olmalıdır. 1246/1830 senesinde (Bağdatlı 1947: 549) vefat ettiğine göre otuz yıl kadar bu görevi sürdürmüştür. Hiç evlenmemiş olan (Güneren 2005:19) Sûzî 1830'da Sivas'ta vefat etmiştir. Cenazesi Meydan Camii’nin kuzeybatısında bulunan türbeye büyük ceddi Şemseddin Sivasî’nin yanına defnolunmuştur (İnal 1988: 1743-1744).
Anlaşılır ve sade bir dil kullanan şairin şiirlerinden bir kısmı çeşitli bestekârlar tarafından ilahi formunda bestelenmiştir (Türabi 2010). Müellifin bilinen beş eseri vardır. Bunların dışında Süleymân-nâme isimli bir mesnevisi ve mensur Vasiyet-nâme ile manzum Abdulvehhâb Gâzî Menkıbesi de Prof. Dr. Alim Yıldız tarafından tespit edilmiştir. Buna göre Sûzî’nin toplam sekiz eseri bulunmaktadır.
1. Farsça Dîvân: Hazırlanan tezlerde ifade edilmesine rağmen kütüphanelerde böyle bir esere tesadüf edilememiştir.
2. Türkçe Dîvân: Tamamen dinî-tasavvufi şiirlerden meydana gelen ve klasik divan tertibine uyan Sûzî Dîvânı'nda 18 kaside, 260 gazel, 4 muaşşer, 83 murabba, 63 müfred ve 19 mani ve son 2 adet şiirle birlikte toplam 449 şiir bulunmaktadır.
3. Sülûk-nâme-i Sûzî: Tasavvufi yolun adap, erkân ve usulünü anlatan manzum bir eserdir.
4. Kasîde-i Bürde Tercümesi: 162 beyitlik manzum bir çeviridir. Eserde önce Arapça beyit verilmiş daha sonra da o beyit manzum şekilde tercüme edilmiştir.
5. Pend-nâme-i Sûzî: Mesnevi nazım şekliyle yazılmış 95 beyitlik bir eser olan Pend-nâme'de bir müminin özellikle de tarikat yoluna giren bir müridin dikkat etmesi gereken hususlara değinilerek çeşitli tavsiyelerde bulunulur.
6. Süleymân-nâme: Şemseddîn Sivasî'nin Süleymân-nâme'sinin son sayfalarına fareler tarafından zarar verilmesi üzerine Sûzî, bu eseri kaleme almış ve eserin eksik olan kısmını tamamlamıştır. 533 beyitlik bir mesnevidir.
7. Vasiyet-nâme: Müridan ve akrabaları için kaleme almış olduğu bu vasiyet-nâme, Sûzî'nin vasisetlerini içeren mensur bir eserdir. Sûzî bu eserde ölümün kaçınılmazlığı üzerinde durmuş ve ölümünden sonra yapılmasını istediği şeyleri sıralamıştır.
8. Menkıbe-i Abdülvehhâb Gâzî: Hz. Peygamber'in sancaktarlarından olduğu düşünülen Abdülvehhâb Gâzî'nin menkıbesini anlatan 89 beyitlik bir mesnevidir.
Sûzî'nin şiirlerinin pek başarılı olduğu söylenemez. Nitekim kendisi de Dîvân'ın sonunda yer alan uzunca bir manzumede “Gerçi nâ-mevzûn mühmel çok durur bunda kelâm” mısrası ile şiirlerinin sanat değerinin fazla olmadığını ifade etmiş, İbnü'l-Emîn Mahmud Kemal de “Kişi noksânını bilmek gibi irfân olmaz” sözüyle bu konuda iştirakini belirtmiştir (Aksoy 2010: 4). Dîvân'ında hem aruz hem de hece veznini kullanan Sûzî, aruz vezninde başarılı değildir. Hece ile yazdıklarında daha başarılıdır (Kocatürk 1964: 613). Mutasavvıf bir şair olan Ahmed Sûzî’nin şiirlerinde Yunus Emre, Şemseddîn Sivasî ve Erzurumlu İbrâhîm Hakkı gibi mutasavvıfların etkisi (Göktaş 1996: 4) bariz bir şekilde görülür.
Kaynakça
Aksoy, Hasan (2010). “Sûzî”. İslam Ansiklopedisi. C.38. İstanbul: Türkiye Diyanet Vakfı Yay. 4.
Arslan, Zafer (hzl.) (2010). Ahmed Sûzî-i Sivâsî ve Divanı. Yüksek Lisans Tezi. Kahramanmaraş: Sütçü İmam Üniversitesi.
Bağdatlı İsmail Paşa (1955). Hediyyetü’l-Ârifîn Esmâü’l-Müellifîn ve Âsârü’l-Musannifîn. C.II. İstanbul.
Bağdatlı İsmail Paşa (1947). İzahu’l-meknûn fi’z-Zeyl alâ Keşfi’z-Zünûn an Esâmi’l-Kütübi ve’l-Fünûn. İstanbul.
Bursalı Mehmed Tahir (1333). Osmanlı Müellifleri. C.I. İstanbul.
Ceylan, Metin (hzl.)(1999). Ahmed Sûzî Divanı’nın Edisyon Kritiği. Yüksek Lisans Tezi. Afyon: Afyon Kocatepe Üniversitesi.
Göktaş, Mehmet (hzl.)(1996). Sûzî Divanı’nın Dinî ve Tasavvufî Tahlîli. Yüksek Lisans Tezi. Erzurum: Atatürk Üniversitesi.
Güneren, M. Fatih (2005). Sivasî Şiirleri. İstanbul.
İnal, İbnü'l-Emin Mahmud Kemal (1988). Son Asır Türk Şairleri. C.3. İstanbul: Dergâh Yay.
Kocatürk, Vasfi Mahir (1964). Türk Edebiyatı Tarihi. Ankara: Edebiyat Yayınevi.
Sağlam, Abdülkadir (hzl.)(2000). Sûzî Divanı. Yüksek Lisans Tezi. Çanakkale: Onsekiz Mart Üniversitesi.
Türabi, A. Hakkı (2010). Sivasî İlahiler. Sivas: Asitan Yay.
Ulusoy, Ayşe (hzl.)(2004). Ahmed Sûzî Divanı. Yüksek Lisans Tezi. Sivas: Cumhuriyet Üniversitesi.
Yıldız, Alim (hzl.)(2011). Ahmed Sûzî Hayatı ve Şiirleri. Sivas: Cumhuriyet Üniversitesi Yay.
Yıldız, Alim (hzl.)(2012). Ahmed Sûzî Dîvânı. Sivas: Buruciye Yay.
Madde Yazım Bilgileri
Yazar: PROF. DR. ALİM YILDIZYayın Tarihi: 11.09.2013Güncelleme Tarihi: 29.11.2020Eserlerinden Örnekler
Na't
Ey cihân mahbûbı şâh-ı serveri şemsü’d-duhâ
Vey gönül matlûbı mâh-ı enveri bedrü’d-decâ
Seyyidü’l-kevneyn ü hatmü’l-mürselînsin ey Habîb
Zât-ı pâkîn mazharı zât-ı Cenâb-ı Kibriyâ
O yed-i mûciz-nümâsı dest-i kudret olduğu
Mâ rameyte iz rameyte nassı kılmışdır inbâ
Cism-i pâkiyle makâm-ı Kuds’e vâsıl olduğu
Nutk-ı subhânellezî esrâ yeter şâhid ana
On sekiz bin âleme şâh u şefî kıldı seni
Anın için rahmeten li’l-âlemîn dedi sana
İns ü cinnî hem melâik hizmetin eyler taleb
Hâsseten Cibrîl-i Emîn hâdimindir ey şehâ
Sırr-ı vahdet mahremisin ravzasının hem gülü
Lî-maallâh bülbülüsün ey Rasûl-i müctebâ
Enbiyâ vü evliyâlar cümle muhtâcındurur
Ey şefâat menbaı hem mahzen-i kân-ı sehâ
Haşr olanda cümle ecsâd şöyle hayrân olalar
Sen şefâat edisersin anlara yevmü’l-cezâ
Çün senin meddâhın olmuşken cenâb-ı Zülcelâl
Bizcileyin âcizin vasfı hatâ yâ Murtezâ
Sûzi miskînin kusûrun afv kıl ey Zülkerem
Ol Habîbin Mustafâ hürmeti’çün yâ Rabbenâ
Gazel
Merhabâ ey câna cânım yâr-ı gârım merhabâ
Merhabâ ey hânümânım dilde varım merhabâ
Sen görün gönlüm açılsın ravza-ı cennet misâl
Bülbülân feryâda gelsin murg-ı zârım merhabâ
Gel gönül evinde seyr et tahtgâhın ey güzel
Eyle nâz ile tasarruf şehsüvârım merhabâ
Gül gülistân oldu bu dil nev şüküfte sad hezâr
Teşrifinle geldi çün evvel bahârım merhabâ
Bana sensiz dûzah oldu dâr-ı cennât-ı naîm
Oldu nâr gülzâr seninle gül-izârım merhabâ
Senden özge dü cihânda istemem bir şey şehâ
Mâl ü mülk ü nâm u şânım külli varım merhabâ
Tenhâca gel Sûzi’ye va‘d-i visâl etmiş idin
Kıl vefâ ey mihribânım gizli yârım merhabâ
(Yıldız, Alim (hzl.)(2012). Ahmed Sûzî Dîvânı. Sivas: Buruciye Yay. 124, 127-128.)
İlişkili Maddeler
Yayın Tarihi: 11.09.2013Güncelleme Tarihi: 29.11.2020Eserlerinden Örnekler
Na't
Ey cihân mahbûbı şâh-ı serveri şemsü’d-duhâ
Vey gönül matlûbı mâh-ı enveri bedrü’d-decâ
Seyyidü’l-kevneyn ü hatmü’l-mürselînsin ey Habîb
Zât-ı pâkîn mazharı zât-ı Cenâb-ı Kibriyâ
O yed-i mûciz-nümâsı dest-i kudret olduğu
Mâ rameyte iz rameyte nassı kılmışdır inbâ
Cism-i pâkiyle makâm-ı Kuds’e vâsıl olduğu
Nutk-ı subhânellezî esrâ yeter şâhid ana
On sekiz bin âleme şâh u şefî kıldı seni
Anın için rahmeten li’l-âlemîn dedi sana
İns ü cinnî hem melâik hizmetin eyler taleb
Hâsseten Cibrîl-i Emîn hâdimindir ey şehâ
Sırr-ı vahdet mahremisin ravzasının hem gülü
Lî-maallâh bülbülüsün ey Rasûl-i müctebâ
Enbiyâ vü evliyâlar cümle muhtâcındurur
Ey şefâat menbaı hem mahzen-i kân-ı sehâ
Haşr olanda cümle ecsâd şöyle hayrân olalar
Sen şefâat edisersin anlara yevmü’l-cezâ
Çün senin meddâhın olmuşken cenâb-ı Zülcelâl
Bizcileyin âcizin vasfı hatâ yâ Murtezâ
Sûzi miskînin kusûrun afv kıl ey Zülkerem
Ol Habîbin Mustafâ hürmeti’çün yâ Rabbenâ
Gazel
Merhabâ ey câna cânım yâr-ı gârım merhabâ
Merhabâ ey hânümânım dilde varım merhabâ
Sen görün gönlüm açılsın ravza-ı cennet misâl
Bülbülân feryâda gelsin murg-ı zârım merhabâ
Gel gönül evinde seyr et tahtgâhın ey güzel
Eyle nâz ile tasarruf şehsüvârım merhabâ
Gül gülistân oldu bu dil nev şüküfte sad hezâr
Teşrifinle geldi çün evvel bahârım merhabâ
Bana sensiz dûzah oldu dâr-ı cennât-ı naîm
Oldu nâr gülzâr seninle gül-izârım merhabâ
Senden özge dü cihânda istemem bir şey şehâ
Mâl ü mülk ü nâm u şânım külli varım merhabâ
Tenhâca gel Sûzi’ye va‘d-i visâl etmiş idin
Kıl vefâ ey mihribânım gizli yârım merhabâ
(Yıldız, Alim (hzl.)(2012). Ahmed Sûzî Dîvânı. Sivas: Buruciye Yay. 124, 127-128.)
İlişkili Maddeler
Güncelleme Tarihi: 29.11.2020Eserlerinden Örnekler
Na't
Ey cihân mahbûbı şâh-ı serveri şemsü’d-duhâ
Vey gönül matlûbı mâh-ı enveri bedrü’d-decâ
Seyyidü’l-kevneyn ü hatmü’l-mürselînsin ey Habîb
Zât-ı pâkîn mazharı zât-ı Cenâb-ı Kibriyâ
O yed-i mûciz-nümâsı dest-i kudret olduğu
Mâ rameyte iz rameyte nassı kılmışdır inbâ
Cism-i pâkiyle makâm-ı Kuds’e vâsıl olduğu
Nutk-ı subhânellezî esrâ yeter şâhid ana
On sekiz bin âleme şâh u şefî kıldı seni
Anın için rahmeten li’l-âlemîn dedi sana
İns ü cinnî hem melâik hizmetin eyler taleb
Hâsseten Cibrîl-i Emîn hâdimindir ey şehâ
Sırr-ı vahdet mahremisin ravzasının hem gülü
Lî-maallâh bülbülüsün ey Rasûl-i müctebâ
Enbiyâ vü evliyâlar cümle muhtâcındurur
Ey şefâat menbaı hem mahzen-i kân-ı sehâ
Haşr olanda cümle ecsâd şöyle hayrân olalar
Sen şefâat edisersin anlara yevmü’l-cezâ
Çün senin meddâhın olmuşken cenâb-ı Zülcelâl
Bizcileyin âcizin vasfı hatâ yâ Murtezâ
Sûzi miskînin kusûrun afv kıl ey Zülkerem
Ol Habîbin Mustafâ hürmeti’çün yâ Rabbenâ
Gazel
Merhabâ ey câna cânım yâr-ı gârım merhabâ
Merhabâ ey hânümânım dilde varım merhabâ
Sen görün gönlüm açılsın ravza-ı cennet misâl
Bülbülân feryâda gelsin murg-ı zârım merhabâ
Gel gönül evinde seyr et tahtgâhın ey güzel
Eyle nâz ile tasarruf şehsüvârım merhabâ
Gül gülistân oldu bu dil nev şüküfte sad hezâr
Teşrifinle geldi çün evvel bahârım merhabâ
Bana sensiz dûzah oldu dâr-ı cennât-ı naîm
Oldu nâr gülzâr seninle gül-izârım merhabâ
Senden özge dü cihânda istemem bir şey şehâ
Mâl ü mülk ü nâm u şânım külli varım merhabâ
Tenhâca gel Sûzi’ye va‘d-i visâl etmiş idin
Kıl vefâ ey mihribânım gizli yârım merhabâ
(Yıldız, Alim (hzl.)(2012). Ahmed Sûzî Dîvânı. Sivas: Buruciye Yay. 124, 127-128.)
İlişkili Maddeler
Eserlerinden Örnekler
Na't
Ey cihân mahbûbı şâh-ı serveri şemsü’d-duhâ
Vey gönül matlûbı mâh-ı enveri bedrü’d-decâ
Seyyidü’l-kevneyn ü hatmü’l-mürselînsin ey Habîb
Zât-ı pâkîn mazharı zât-ı Cenâb-ı Kibriyâ
O yed-i mûciz-nümâsı dest-i kudret olduğu
Mâ rameyte iz rameyte nassı kılmışdır inbâ
Cism-i pâkiyle makâm-ı Kuds’e vâsıl olduğu
Nutk-ı subhânellezî esrâ yeter şâhid ana
On sekiz bin âleme şâh u şefî kıldı seni
Anın için rahmeten li’l-âlemîn dedi sana
İns ü cinnî hem melâik hizmetin eyler taleb
Hâsseten Cibrîl-i Emîn hâdimindir ey şehâ
Sırr-ı vahdet mahremisin ravzasının hem gülü
Lî-maallâh bülbülüsün ey Rasûl-i müctebâ
Enbiyâ vü evliyâlar cümle muhtâcındurur
Ey şefâat menbaı hem mahzen-i kân-ı sehâ
Haşr olanda cümle ecsâd şöyle hayrân olalar
Sen şefâat edisersin anlara yevmü’l-cezâ
Çün senin meddâhın olmuşken cenâb-ı Zülcelâl
Bizcileyin âcizin vasfı hatâ yâ Murtezâ
Sûzi miskînin kusûrun afv kıl ey Zülkerem
Ol Habîbin Mustafâ hürmeti’çün yâ Rabbenâ
Gazel
Merhabâ ey câna cânım yâr-ı gârım merhabâ
Merhabâ ey hânümânım dilde varım merhabâ
Sen görün gönlüm açılsın ravza-ı cennet misâl
Bülbülân feryâda gelsin murg-ı zârım merhabâ
Gel gönül evinde seyr et tahtgâhın ey güzel
Eyle nâz ile tasarruf şehsüvârım merhabâ
Gül gülistân oldu bu dil nev şüküfte sad hezâr
Teşrifinle geldi çün evvel bahârım merhabâ
Bana sensiz dûzah oldu dâr-ı cennât-ı naîm
Oldu nâr gülzâr seninle gül-izârım merhabâ
Senden özge dü cihânda istemem bir şey şehâ
Mâl ü mülk ü nâm u şânım külli varım merhabâ
Tenhâca gel Sûzi’ye va‘d-i visâl etmiş idin
Kıl vefâ ey mihribânım gizli yârım merhabâ
(Yıldız, Alim (hzl.)(2012). Ahmed Sûzî Dîvânı. Sivas: Buruciye Yay. 124, 127-128.)
İlişkili Maddeler
Sn. | Madde Adı | D.Tarihi / Ö.Tarihi | Benzerlik | İncele |
---|---|---|---|---|
1 | DESTANÎ, Süleyman Ulutaş | d. 30.01.1954 - ö. ? | Doğum Yeri | Görüntüle |
2 | DERTLİ BİRÇARE/BİRÇARE, Halis Şahin | d. 1938 - ö. ? | Doğum Yeri | Görüntüle |
3 | KAYMAK, Dursun Kaymak | d. 1936 - ö. ? | Doğum Yeri | Görüntüle |
4 | YÂVER, Enderunlu Hasan | d. 1765 - ö. 1213/1797-8 | Doğum Yılı | Görüntüle |
5 | ÂŞIKÎ MEHMED | d. 1765 - ö. 1821 | Doğum Yılı | Görüntüle |
6 | ZEMZEM HATUN | d. 1765 - ö. 1852 | Doğum Yılı | Görüntüle |
7 | VECDÎ, Hoca Vecdî, Bengalli | d. ? - ö. 1830 | Ölüm Yılı | Görüntüle |
8 | DÂNİŞ, Mîr Mehmed | d. 1805 - ö. 1830 | Ölüm Yılı | Görüntüle |
9 | ENDELİB, Garacadaği | d. ? - ö. 1830 | Ölüm Yılı | Görüntüle |
10 | TÂHİR EFENDİ, Kadı-zâde | d. 1751 - ö. 1838 | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
11 | SA’DÎ, Îsâ-zâde Seyyid Mehmed Sa’deddîn | d. 1803 - ö. 4 Ekim 1866 | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
12 | MUHLİS, Yûsuf Muhlis Paşa | d. 1783 - ö. 1843 | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
13 | DİLÎRÎ | d. ? - ö. ? | Madde Adı | Görüntüle |
14 | NÂMÎ, Mehmed | d. ? - ö. 1604 | Madde Adı | Görüntüle |
15 | KUL ELİF | d. ? - ö. 1876 | Madde Adı | Görüntüle |