Madde Detay
VALEH, Kerbelayi Safi
(d. ?/1729 - ö. ?/1822)
âşık
(Âşık / 19. Yüzyıl / Azeri)
ISBN: 978-9944-237-86-4
Azerbaycan sahasının usta âşıklarından biri olarak kabul edilen Valeh’in asıl adı Safi’dir. Doğum yeri Karabağ bölgesinde Ağdam şehrine bağlı Gülablı (Abdalgülablı) köyüdür. Babası da şairdir ve adı Mehemmed’dir. Doğum tarihi hususunda kaynaklarda farklı bilgiler yer almaktadır. Bazı kaynaklar doğum tarihini 1722 veya 1729 yılı olarak gösterirken Köçerli, onun doğum tarihinin H. 1180 veya 1190 (M. 1766 veya 1776) yılı olabileceğini kaydetmektedir (Köçerli 2005: 295). Kerbela’yı ziyaret etmiş olduğu için Kerbelayî Safi Valeh olarak da tanınır. “Valeh legebimdir, Sefidir adım, Allahı sevenler, budur muradım. Gebrim yol kenarında irzillah, Her gören desin bir gülfulallah.” Şuşa’da Molla Mahmut’tan dinî eğitim görmüştür. Meraklı olduğu için vaktinin çoğunu şairler ve bilginlerin meclisinde geçiren Valeh’in nüktedan bir kişiliğin olduğu da vurgulanmaktadır. Ağdam bölgesi âşıklarından olan Valeh, Âşık Semed’in yetiştirdiği âşıklardandır. Âşık Semed’in icazetiyle gittiği Derbent’te Âşık Zernigâr ile deyişmiş, onu bağlamış ve vatanına dönmüştür (Yıldırım 1984: 20). Ustasına olan saygısını belirten bir dörtlüğünü aşağıya alıyoruz: “Ustad Semed senetde bir dağ idi, Kelenterli Alı fendli bağ idi, On il evvel Molla Penah sağ idi, Valeh kimi aşıglar ustadı var.”
Valeh’ten bahseden en önemli kaynak şüphesiz ki Mir Möhsün Nevvab’ın Tezkire-i Nevvab adını verdiği ve Farsça olarak 1891 yılında başlayıp 1892 yılında bitirdiği tezkiredir. Bu tezkirede Kerbelayi Safi’nin mahlasının Valeh olduğu, Valeh’in bir cilt hastalığına yakalandığı gibi bilgiler yer almaktadır: Mir Möhsün Nevvab, Valeh’in hastalığıyla ilgili olarak “Merhum Valeh’in suratı öyle bir hale gelmişti ki kim onu görseydi onunla nesr veya nazmla alay edip eğlenmek isterdi. Bu mevzuda Kanber ve Baba Bey adlı şairler ile birbirlerine hiciv söyleyip müşaare etmişlerdi” demektedir. Nevvab, Kerbelayi Safi Valeh’in şiirlerini köy şairlerinin şiirlerine benzetmektedir. Aslında böylece Valeh’in tezkirelere girecek kadar klasik şiir bilgisi olmakla birlikte bir âşık olduğu sonucu da çıkmaktadır: “Kerbelayi Safi Valeh, köy şairleri gibi şiirler söylerdi. Mesela: muhammes, müstezad, terci-bend, koşma vb.” Nevvab’ın vediği bir diğer bilgi ise Valeh’in diğer şairlerle ilişkisi üzerinedir: “Valeh, Kanber ve Kerbelayi Abdulla Canızade ile bazı vakitlerde şiirleşmiştir. Birbirlerine hicivler söylemişlerdir” (Bayram 2012). Nevvab tezkiresinde yer alan bu bilgilerin önemli bir kısmı, kaynak olarak zikretmemiş olsa da Firidun Bey Köçerli’nin verdiği bilgilerle örtüşmektedir (Köçerli 1978: 320-333).
Aldığı dinî eğitimin yanı sıra âşığın Azerbaycan tarihini ve klasik edebiyatını da iyi derecede bildiğini söylenebilir. Klasik şiiri ve halk şiirini de çok iyi bilen Valeh, bu bilgisini şiirlerine de yansıtmıştır (Ahundov 1983: 125). Çağdaşı olan şairlerden Canıoğlu Abdulla, Baba Bey Şakir ve Âşık Kamber ile karşılıklı şiirler söylemişler, hatta birbirleri için hicivler de kaleme almışlardır. Bu şiirlerinden şairin onlarla olan şahsi ilişkileri de takip edilebilmektedir. Bu ilişkiler ve şiirler hakkında Köçerli ayrıntılı bilgi ve metinler vermiştir (Köçerli 2005: 295-308). Şiirlerinden devrinin meşhur şairi Molla Penah Vakıf’la çok yakın dostluk kurduğu anlaşılmaktadır. En meşhur şiirlerinden biri Cahannname olarak da tanınan Vücudnamesidir. Bu vücutname, Firidun Bey Köçerli tarafından Rusça’ya tercüme edilerek yayımlanmıştır (Ahundov 1985: 67).
Âşık Valeh bazı kaynaklara göre 1822, bazı kaynaklara göre ise 1834 yılında Şuşa’da ölmüştür. Hatta Köçerli, H. 1250 (M. 1834) yılında Valeh’in hayatta olduğunu da kaydetmektedir (Köçerli 2005: 295). Âşık Valeh, doğduğu köy olan Gülablı’da Künbezin Deresi denilen yerde, eşi Derbendli Kızı Âşık Zerniyar Hanım’la aynı yere defnedilmiştir.
Hayatı ve sanatı hakkında henüz yeteri kadar araştırma yapılmamış olan Valeh’in şiirleri ilk olarak Salman Mümtaz’ın 1927 ve 1928 yıllarında yayımladığı iki ciltlik El Şairleri kitabında yer almıştır (Mümtaz 2005: 254-255; 440-443). Daha sonra ise Hüseyin Müfti Efendi Gayıbov ile Firidun Bey Köçerli, Valeh’in şiirlerini toplamışlardır (Ahundov 1985: 67). Firidun Bey Köçerli’nin verdiği bilgilere göre Valeh’in neslinden olan Âşık Abbasgulu, başta Karabağ tarihiyle ilgili şiirleri olmak üzere Valeh’in bütün şiirlerini araştırmacıya vereceğini ifade etmesine rağmen vermemiştir (Köçerli 2005: 308). Koşma ve geraylı biçimlerinde söylediği lirik şiirleri samimi ve akıcıdır. Onun koşmalarında aldığı dinî eğitimin ve halk dilinin etkileri açık biçimde görülmektedir. Üstatnamesi olan âşıklardandır.
Azerbaycan âşık edebiyatına ait kaynaklarda birkaç şiiri örnek verilmiş, bu şiirler de büyük oranda hakkında tasnif edilmiş “Valeh ve Zernigar” hikâyesinden alınmıştır. Bu halk hikâyesinde Valeh’in Âşık Semed’e çırak oluşu, ustasından icazet alıp Derbent’e gidişi, orada hiçbir âşığın mat edemediği Zernigar ile karşılaşıp onu yenişi ve memleketine dönüşü anlatılmaktadır. Hayatı etrafında tasnif edilmiş olan "Valeh-Zernigar" hikâyesinin bir varyantı 1944 yılında Laçın’ın Ehmedli köyünde yaşayan Âşık Meşedi Dadaş’tan derlenmiş, önce 1967, daha sonra da 2005 yılında Ehliman Ahundov tarafından yayımlanmıştır (Ahundov 2005: 243-274). Hümmet Elizade’nin 1937 yılında yayımladığı “Dastanlar ve Nağıllar” adlı eserinde, Tovuz’da 1927 yılında Şair Veli’den derlediği bir varyant yer almaktadır. Hikâyenin son varyantlarından biri 2003 yılında Borçalı’da Âşık Aslan Kosalı’dan derlenmiş ve yayımlanmıştır (Memmedli 2012: 344-379).
Âşık Valeh’in yaşadığı coğrafya olan Karabağ’da halk arasında Valeh’in âşıklığıyla ilgili rivayetler ile Valeh’e ait şiirler halen derlenebilmektedir (Abbaslı vd. 2000: 343-344; Rüstemzade 2012/2: 100-102; Rüstemzade 2012/3: 114-115, 439).
Kaynakça
Abbaslı, İsrafil, Tehmasib Ferzeliyev, Necef Nazim (2000). Azerbaycan Folkloru Antologiyası V Kitab Garabağ Folkloru. Bakı: Seda Neşriyyat.
Ahundov, Ehliman (1967). Azerbaycan Dastanları. Bakı: Elm Neşriyyatı.
Ahundov, Ehliman (1983). Azerbaycan Aşıgları ve El Şairleri I. Bakı: Elm Neşriyyatı.
Ahundov, Ehliman, Tehmasib Ferzeliyev, İsrafil Abbasov (1985). Azerbaycan Âşıkları ve El Şairleri. C. 1. Hzl. Saim Sakaoğlu, Ali Berat Alptekin, Esma Şimşek. İstanbul: Halk Kültürü Yayınları.
Ahundov, Ehliman, İsrafil Abbaslı, Hüseyn İsmayılov (2005). Azerbaycan Aşıg Şerinden Seçmeler. C. 1. Bakı: Şerg-Gerb Neşriyyatı.
Ahundov, Ehliman (2005). Azerbaycan Dastanları. C. 3. Bakı: Lider Neşriyyat.
Ahundov, S. (1960). Aşıglar. Bakı: Azerbaycan Dövlet Neşriyyatı.
Allahmanlı, Mahmud (1991). Aşıg Valeh’in Senet Dünyası. Bakı: Azerbaycan Dövlet Universiteti.
Başlangıcından Günümüze Kadar Türkiye Dışındaki Türk Edebiyatları Antolojisi (Nesir-Nazım) 2 Azerbaycan Türk Edebiyatı II (1993). Ankara: Kültür Bakanlığı Yayınları.
Bayram, Ömer (2012). “Nevvab Tezkiresinde Şair ve Eser Üzerine Değerlendirmeler”. Turkish Studies International Periodical For The Languages, Literature and History of Turkish or Turkic. 7(1): 385-404.
Çetin, İsmet (1990). “Azerbaycan ve Âşık Valeh”. Milli Folklor. 2(5): 10-11.
Efendiyev, Paşa (1981). Azerbaycan Şifahi Halg Edebiyyatı. Bakı: Maarif Neşriyyatı.
Hudubeyli, Maşallah (2009). “Aşıg Valeh (Heyat ve Yaradıcılığı Haggında)”. Azerbaycan Şifahi Halg Edebiyyatına Dair Tedgigler. XXVIII. 137-143.
Köçerli, Firidun Bey (1978). Azerbaycan Edebiyyatı. C. 1. Bakı: Elm Neşriyyatı.
Köçerli, Firidun Bey (2005). Azerbaycan Edebiyyatı. C. 1. Bakı: Avrasiya Press.
Mehdi, Famil, H. Mirzeyev (1970). Aşıg Valeh Alçaglı Ucalı Dağlar. Bakı: Genclik Neşriyyatı.
Memmedli, Elhan (2012). Azerbaycan Folkloru Külliyyatı. XXX Cild Dastanlar (XX Kitab). Bakı: Elm ve Tehsil Neşriyyatı.
Mir Möhsün Nevvab (1998). Tezkire-yi Nevvab. Neşre Hzl. Ekrem Bağırov. Bakı: Azerbaycan Neşriyyatı.
Mümtaz, Salmaz (2005). Azerbaycan Edebiyyatı (El Şairleri). Bakı: Nurlan Neşriyyatı.
Rüstemzade, İlkin (2012/2). Garabağ: Folklor da Bir Tarihdir II Kitab. Bakı: Elm ve Tehsil Neşriyyatı.
Rüstemzade, İlkin (2012/3). Garabağ: Folklor da Bir Tarihdir III Kitab. Bakı: Elm ve Tehsil Neşriyyatı.
Yıldırım, Dursun (1984). “Azerbaycan Aşık Şâirleri ve Şiirlerinden Örnekler”. H. Ü. Edebiyat Fakültesi Dergisi. (2): 13-27.
Madde Yazım Bilgileri
Yazar: PROF. DR. ALİ DUYMAZYayın Tarihi: 30.09.2013Güncelleme Tarihi: 12.12.2020Eserlerinden Örnekler
Geraylı
Geldim
Garabağ’dan sefer etdim,
Mülk-i Şirvan’a men geldim.
Mecnun tek düşdüm sehraya,
Deli-divana men geldim.
Şamahı şehrine yetdim,
Ecaib seyriler etdim.
Daşkesen gediyin ötdüm,
Hak-i rizvana men geldim.
Hoşdu Cevanı yaylağı,
Soyug sular, ter bulağı,
Bahar fesli gelin çağı,
Eceb hendana men geldim.
Men Valeh’em, Zernigar’a,
Sığındım Perverdigara,
Canımı saldı odlara,
Misl-i pervane men geldim.
Ahundov, Ehliman, İsrafil Abbaslı, Hüseyn İsmayılov (2005). Azerbaycan Aşıg Şerinden Seçmeler. C. 1. Bakı: Şerg-Gerb Neşriyyatı. 192.
Koşma
Badı Var
Feyruz, söyle İstanbul paşasına,
Garabağ’ın çoh deyerli adı var.
Dostlar üçün sefalıdır her yanı,
Düşman üçün min tufanlı, badı var.
Bir yanı Gence'di, bir yanı Şirvan,
Bir yanı Araz'dı, bir yanı Muğan,
Dağları keklikdi, düzleri ceyran,
Gözel lezzeti var, şeker dadı var.
Bu torpağa kim el atsa har olar,
Geniş dünya gözlerine dar olar,
Günü gara, işi ah u zar olar,
Bu ellerin kömeyi var, dadı var.
Ustad Semed senetde bir dağ idi,
Kelenterli Alı fendli bağ idi.
On il gabag Molla Penah sağ idi.
Valeh kimi aşıglar ustadı var.
Ahundov, Ehliman, İsrafil Abbaslı, Hüseyn İsmayılov (2005). Azerbaycan Aşıg Şerinden Seçmeler. C. 1. Bakı: Şerg-Gerb Neşriyyatı. 202.
Muhammes
Mollalar
Sizi sahib kim edibdir,
Söylen, cahana mollalar?
Özünüzden şübhelenib,
Düşmen gümana, mollalar.
Sizi bu damagda goymaz
Bilin, zamana, mollalar.
Heyir işi şere çekib,
Yozman ziyana, mollalar,
Cehennem ki haram deyil,
Eşge uyana, mollalar.
Günah, savab ne olduğun,
Artıg biz de anlayırıg.
Ne birce gelbe deyirik,
Ne kimseni danlayırıg.
Ne beçe tek gaggıldarıg,
Ne horuztek banlayırıg,
Ne varlıya baş eyirik,
Ne kimseni yanlıyırıg.
İnsaf edin, el atmayın,
Dine, Gur’an’a, mollalar.
Kerbelayı olmag üçün,
Nece düşmen çıhım saza?
Sevdalı şeyda bülbülem,
Könül müştag olub yaza.
Ehtiyacım yohdur menim,
Ne oruca, ne namaza,
İki melek mügerrerdi,
Her emeli göre, yaza,
Kend içinde sersem edib,
Olan divana, mollalar.
Neçe hacı, kerbelayı,
Saggalına hena goyur.
Girvenkede bir çetveri,
Oğurlayır, yana goyur,
Bir yetimden mal alanda,
İnek adın dana goyur,
Yalan satır müşteriye,
Kürek adın şana goyur,
Gepik üçün and içerler,
Aye gurana mollalar.
Aşıg Valeh bu senetle,
Meşhur olub ucalıbdı.
Her ümmana gevvas olub,
Tebietden tac alıbdı.
Neçe deyiş meydanında,
Ustadlardan bac alıbdı.
Könül eşge gel-gel deyir.
Demeyin ki, gocalıbdı.
Bir de mene, kafer deme,
Gelin imana, mollalar.
Ahundov, Ehliman, İsrafil Abbaslı, Hüseyn İsmayılov (2005). Azerbaycan Aşıg Şerinden Seçmeler. C. 1. Bakı: Şerg-Gerb Neşriyyatı. 206-207.
İlişkili Maddeler
Yayın Tarihi: 30.09.2013Güncelleme Tarihi: 12.12.2020Eserlerinden Örnekler
Geraylı
Geldim
Garabağ’dan sefer etdim,
Mülk-i Şirvan’a men geldim.
Mecnun tek düşdüm sehraya,
Deli-divana men geldim.
Şamahı şehrine yetdim,
Ecaib seyriler etdim.
Daşkesen gediyin ötdüm,
Hak-i rizvana men geldim.
Hoşdu Cevanı yaylağı,
Soyug sular, ter bulağı,
Bahar fesli gelin çağı,
Eceb hendana men geldim.
Men Valeh’em, Zernigar’a,
Sığındım Perverdigara,
Canımı saldı odlara,
Misl-i pervane men geldim.
Ahundov, Ehliman, İsrafil Abbaslı, Hüseyn İsmayılov (2005). Azerbaycan Aşıg Şerinden Seçmeler. C. 1. Bakı: Şerg-Gerb Neşriyyatı. 192.
Koşma
Badı Var
Feyruz, söyle İstanbul paşasına,
Garabağ’ın çoh deyerli adı var.
Dostlar üçün sefalıdır her yanı,
Düşman üçün min tufanlı, badı var.
Bir yanı Gence'di, bir yanı Şirvan,
Bir yanı Araz'dı, bir yanı Muğan,
Dağları keklikdi, düzleri ceyran,
Gözel lezzeti var, şeker dadı var.
Bu torpağa kim el atsa har olar,
Geniş dünya gözlerine dar olar,
Günü gara, işi ah u zar olar,
Bu ellerin kömeyi var, dadı var.
Ustad Semed senetde bir dağ idi,
Kelenterli Alı fendli bağ idi.
On il gabag Molla Penah sağ idi.
Valeh kimi aşıglar ustadı var.
Ahundov, Ehliman, İsrafil Abbaslı, Hüseyn İsmayılov (2005). Azerbaycan Aşıg Şerinden Seçmeler. C. 1. Bakı: Şerg-Gerb Neşriyyatı. 202.
Muhammes
Mollalar
Sizi sahib kim edibdir,
Söylen, cahana mollalar?
Özünüzden şübhelenib,
Düşmen gümana, mollalar.
Sizi bu damagda goymaz
Bilin, zamana, mollalar.
Heyir işi şere çekib,
Yozman ziyana, mollalar,
Cehennem ki haram deyil,
Eşge uyana, mollalar.
Günah, savab ne olduğun,
Artıg biz de anlayırıg.
Ne birce gelbe deyirik,
Ne kimseni danlayırıg.
Ne beçe tek gaggıldarıg,
Ne horuztek banlayırıg,
Ne varlıya baş eyirik,
Ne kimseni yanlıyırıg.
İnsaf edin, el atmayın,
Dine, Gur’an’a, mollalar.
Kerbelayı olmag üçün,
Nece düşmen çıhım saza?
Sevdalı şeyda bülbülem,
Könül müştag olub yaza.
Ehtiyacım yohdur menim,
Ne oruca, ne namaza,
İki melek mügerrerdi,
Her emeli göre, yaza,
Kend içinde sersem edib,
Olan divana, mollalar.
Neçe hacı, kerbelayı,
Saggalına hena goyur.
Girvenkede bir çetveri,
Oğurlayır, yana goyur,
Bir yetimden mal alanda,
İnek adın dana goyur,
Yalan satır müşteriye,
Kürek adın şana goyur,
Gepik üçün and içerler,
Aye gurana mollalar.
Aşıg Valeh bu senetle,
Meşhur olub ucalıbdı.
Her ümmana gevvas olub,
Tebietden tac alıbdı.
Neçe deyiş meydanında,
Ustadlardan bac alıbdı.
Könül eşge gel-gel deyir.
Demeyin ki, gocalıbdı.
Bir de mene, kafer deme,
Gelin imana, mollalar.
Ahundov, Ehliman, İsrafil Abbaslı, Hüseyn İsmayılov (2005). Azerbaycan Aşıg Şerinden Seçmeler. C. 1. Bakı: Şerg-Gerb Neşriyyatı. 206-207.
İlişkili Maddeler
Güncelleme Tarihi: 12.12.2020Eserlerinden Örnekler
Geraylı
Geldim
Garabağ’dan sefer etdim,
Mülk-i Şirvan’a men geldim.
Mecnun tek düşdüm sehraya,
Deli-divana men geldim.
Şamahı şehrine yetdim,
Ecaib seyriler etdim.
Daşkesen gediyin ötdüm,
Hak-i rizvana men geldim.
Hoşdu Cevanı yaylağı,
Soyug sular, ter bulağı,
Bahar fesli gelin çağı,
Eceb hendana men geldim.
Men Valeh’em, Zernigar’a,
Sığındım Perverdigara,
Canımı saldı odlara,
Misl-i pervane men geldim.
Ahundov, Ehliman, İsrafil Abbaslı, Hüseyn İsmayılov (2005). Azerbaycan Aşıg Şerinden Seçmeler. C. 1. Bakı: Şerg-Gerb Neşriyyatı. 192.
Koşma
Badı Var
Feyruz, söyle İstanbul paşasına,
Garabağ’ın çoh deyerli adı var.
Dostlar üçün sefalıdır her yanı,
Düşman üçün min tufanlı, badı var.
Bir yanı Gence'di, bir yanı Şirvan,
Bir yanı Araz'dı, bir yanı Muğan,
Dağları keklikdi, düzleri ceyran,
Gözel lezzeti var, şeker dadı var.
Bu torpağa kim el atsa har olar,
Geniş dünya gözlerine dar olar,
Günü gara, işi ah u zar olar,
Bu ellerin kömeyi var, dadı var.
Ustad Semed senetde bir dağ idi,
Kelenterli Alı fendli bağ idi.
On il gabag Molla Penah sağ idi.
Valeh kimi aşıglar ustadı var.
Ahundov, Ehliman, İsrafil Abbaslı, Hüseyn İsmayılov (2005). Azerbaycan Aşıg Şerinden Seçmeler. C. 1. Bakı: Şerg-Gerb Neşriyyatı. 202.
Muhammes
Mollalar
Sizi sahib kim edibdir,
Söylen, cahana mollalar?
Özünüzden şübhelenib,
Düşmen gümana, mollalar.
Sizi bu damagda goymaz
Bilin, zamana, mollalar.
Heyir işi şere çekib,
Yozman ziyana, mollalar,
Cehennem ki haram deyil,
Eşge uyana, mollalar.
Günah, savab ne olduğun,
Artıg biz de anlayırıg.
Ne birce gelbe deyirik,
Ne kimseni danlayırıg.
Ne beçe tek gaggıldarıg,
Ne horuztek banlayırıg,
Ne varlıya baş eyirik,
Ne kimseni yanlıyırıg.
İnsaf edin, el atmayın,
Dine, Gur’an’a, mollalar.
Kerbelayı olmag üçün,
Nece düşmen çıhım saza?
Sevdalı şeyda bülbülem,
Könül müştag olub yaza.
Ehtiyacım yohdur menim,
Ne oruca, ne namaza,
İki melek mügerrerdi,
Her emeli göre, yaza,
Kend içinde sersem edib,
Olan divana, mollalar.
Neçe hacı, kerbelayı,
Saggalına hena goyur.
Girvenkede bir çetveri,
Oğurlayır, yana goyur,
Bir yetimden mal alanda,
İnek adın dana goyur,
Yalan satır müşteriye,
Kürek adın şana goyur,
Gepik üçün and içerler,
Aye gurana mollalar.
Aşıg Valeh bu senetle,
Meşhur olub ucalıbdı.
Her ümmana gevvas olub,
Tebietden tac alıbdı.
Neçe deyiş meydanında,
Ustadlardan bac alıbdı.
Könül eşge gel-gel deyir.
Demeyin ki, gocalıbdı.
Bir de mene, kafer deme,
Gelin imana, mollalar.
Ahundov, Ehliman, İsrafil Abbaslı, Hüseyn İsmayılov (2005). Azerbaycan Aşıg Şerinden Seçmeler. C. 1. Bakı: Şerg-Gerb Neşriyyatı. 206-207.
İlişkili Maddeler
Eserlerinden Örnekler
Geraylı
Geldim
Garabağ’dan sefer etdim,
Mülk-i Şirvan’a men geldim.
Mecnun tek düşdüm sehraya,
Deli-divana men geldim.
Şamahı şehrine yetdim,
Ecaib seyriler etdim.
Daşkesen gediyin ötdüm,
Hak-i rizvana men geldim.
Hoşdu Cevanı yaylağı,
Soyug sular, ter bulağı,
Bahar fesli gelin çağı,
Eceb hendana men geldim.
Men Valeh’em, Zernigar’a,
Sığındım Perverdigara,
Canımı saldı odlara,
Misl-i pervane men geldim.
Ahundov, Ehliman, İsrafil Abbaslı, Hüseyn İsmayılov (2005). Azerbaycan Aşıg Şerinden Seçmeler. C. 1. Bakı: Şerg-Gerb Neşriyyatı. 192.
Koşma
Badı Var
Feyruz, söyle İstanbul paşasına,
Garabağ’ın çoh deyerli adı var.
Dostlar üçün sefalıdır her yanı,
Düşman üçün min tufanlı, badı var.
Bir yanı Gence'di, bir yanı Şirvan,
Bir yanı Araz'dı, bir yanı Muğan,
Dağları keklikdi, düzleri ceyran,
Gözel lezzeti var, şeker dadı var.
Bu torpağa kim el atsa har olar,
Geniş dünya gözlerine dar olar,
Günü gara, işi ah u zar olar,
Bu ellerin kömeyi var, dadı var.
Ustad Semed senetde bir dağ idi,
Kelenterli Alı fendli bağ idi.
On il gabag Molla Penah sağ idi.
Valeh kimi aşıglar ustadı var.
Ahundov, Ehliman, İsrafil Abbaslı, Hüseyn İsmayılov (2005). Azerbaycan Aşıg Şerinden Seçmeler. C. 1. Bakı: Şerg-Gerb Neşriyyatı. 202.
Muhammes
Mollalar
Sizi sahib kim edibdir,
Söylen, cahana mollalar?
Özünüzden şübhelenib,
Düşmen gümana, mollalar.
Sizi bu damagda goymaz
Bilin, zamana, mollalar.
Heyir işi şere çekib,
Yozman ziyana, mollalar,
Cehennem ki haram deyil,
Eşge uyana, mollalar.
Günah, savab ne olduğun,
Artıg biz de anlayırıg.
Ne birce gelbe deyirik,
Ne kimseni danlayırıg.
Ne beçe tek gaggıldarıg,
Ne horuztek banlayırıg,
Ne varlıya baş eyirik,
Ne kimseni yanlıyırıg.
İnsaf edin, el atmayın,
Dine, Gur’an’a, mollalar.
Kerbelayı olmag üçün,
Nece düşmen çıhım saza?
Sevdalı şeyda bülbülem,
Könül müştag olub yaza.
Ehtiyacım yohdur menim,
Ne oruca, ne namaza,
İki melek mügerrerdi,
Her emeli göre, yaza,
Kend içinde sersem edib,
Olan divana, mollalar.
Neçe hacı, kerbelayı,
Saggalına hena goyur.
Girvenkede bir çetveri,
Oğurlayır, yana goyur,
Bir yetimden mal alanda,
İnek adın dana goyur,
Yalan satır müşteriye,
Kürek adın şana goyur,
Gepik üçün and içerler,
Aye gurana mollalar.
Aşıg Valeh bu senetle,
Meşhur olub ucalıbdı.
Her ümmana gevvas olub,
Tebietden tac alıbdı.
Neçe deyiş meydanında,
Ustadlardan bac alıbdı.
Könül eşge gel-gel deyir.
Demeyin ki, gocalıbdı.
Bir de mene, kafer deme,
Gelin imana, mollalar.
Ahundov, Ehliman, İsrafil Abbaslı, Hüseyn İsmayılov (2005). Azerbaycan Aşıg Şerinden Seçmeler. C. 1. Bakı: Şerg-Gerb Neşriyyatı. 206-207.
İlişkili Maddeler
Sn. | Madde Adı | D.Tarihi / Ö.Tarihi | Benzerlik | İncele |
---|---|---|---|---|
1 | MİKAYİL MENSUROV | d. 1908 - ö. 1931 | Doğum Yeri | Görüntüle |
2 | ELİ EMİRASLAN OĞLU HESENOV | d. 1907 - ö. ? | Doğum Yeri | Görüntüle |
3 | MEHSETÎ, Mehsetî Gencevî, Menice | d. 1113 - ö. ? | Doğum Yeri | Görüntüle |
4 | ÂŞİR, Re'is-zâde Mustafa Efendi | d. 1729 - ö. 1804 | Doğum Yılı | Görüntüle |
5 | CELÂL, Seyyid Ali Celâleddîn Paşa | d. 1756 - ö. 1822 | Ölüm Yılı | Görüntüle |
6 | HİCÂBÎ, Abdülbâki Gül Baba | d. 1700\\\'lerin ortası - ö. 1822 | Ölüm Yılı | Görüntüle |
7 | REŞÎD, Reşîd Efendi | d. ? - ö. 1822-24 | Ölüm Yılı | Görüntüle |
8 | KIRAÇ ATA/KASIMOĞLU/İKRAMî, Ekrem Kıraç | d. 1958 - ö. ? | Meslek | Görüntüle |
9 | MUSTAFA, Mustafa Kök | d. 1927 - ö. 12.03.1976 | Meslek | Görüntüle |
10 | TELLİ SUNA/NECEFÎ/BACI, Suna Gölpek | d. 1956 - ö. ? | Meslek | Görüntüle |
11 | MİRZE BEYLER | d. 1837 - ö. 1919 | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
12 | ÂŞIK, Mehemmed Bey | d. 1790 - ö. 1861 | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
13 | FATMA HANIM KEMİNE | d. 1840-1842? - ö. 1898 | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
14 | URFANİ, Gazi Sarısakal | d. 1939 - ö. 1970 | Madde Adı | Görüntüle |
15 | MAHMUD, Mahmud Demirkaynak | d. 05.03.1942 - ö. ? | Madde Adı | Görüntüle |
16 | ŞAHİSTANOĞLU HASAN | d. ? - ö. ? | Madde Adı | Görüntüle |