Madde Detay
SA’DÎ, Îsâ-zâde Seyyid Mehmed Sa’deddîn
(d. 1218/1803 - ö. 24 Cümadelûlâ 1283/4 Ekim 1866)
divan şairi
(Divan/Yazılı Edebiyat / 19. Yüzyıl / Anadolu-Osmanlı-Türkiye)
ISBN: 978-9944-237-86-4
Şairin künyesi Îsâ-zâde Seyyid Mehmed Sa’deddîn’dir. İsminin, Osmânlı Müellifleri’nde “Su’âdeddin" şeklinde yazılmasının mürettip hatası olduğunu işaret eden torununun oğlu Yavsı’nın (Sa’dî: vr. 2a-4a) verdiği bilgilere göre Sa’deddîn Efendi, 1218/1803’te İstanbul’da doğmuştur. Babası, mevalîden Îsâ-zâde Mehmed Ȃrif Efendi’nin oğlu Galata Mollası Îsâ-zâde Mehmed Selîm Efendi’dir. Babasının dedesi Şeyhülislâm Ebussu’ûd Efendi’nin torunlarından Yahyâ Sa’deddîn Efendi'dir. Bu zat, tarih sahibi Bosnevî Îsâ Efendi’ye damat olduğu için çocuklarına ve torunlarına Îsâ-zâde denmiştir. Dolayısıyla Sa’dî’nin; büyük dedelerinden Şeyhülislâm Ebussu’ûd Efendi’yle hısımlık veya akrabalık bağı olan Sadrazâm Rumî Mehmed Paşa, Şeyhülislâm Hoca Sa’deddîn Efendi, Sun’ullâh Efendi, Şeyhülislâm Bahâyî Efendi, Vâiz Mehmed Elvânî Efendi ve Şeyhülislâm Mekkî-zâde Mustafâ Ȃsım Efendi ile de nesepleri ilişkilidir. Akrabası Şeyhülislâm Mekkî-zâde Mustafâ Âsım Efendi’den kendisine düşmesi gereken miras için talepte bulunmamıştır. Ancak sonunda dostlarının ısrarıyla Sultân Abdülmecîd’e konuyla ilgili bir arz-ı hâl vermiş, 1277/1860-61’de kendisine düşen hisseyi satarak Kuruçeşme’deki evini tamir ettirebilmiştir. Yavsı'nın torunu Kerra Atasagun'un aile şeceresine dayanarak verdiği bilgiye göre Sa’dî, Hadîce Peyker Hanım’la evlenmiş ve bu evlilikten tek çocuğu Ȃyişe Sıddîka Hanım dünyaya gelmiştir. Meşhur hattat Vahdetî Bey’le evlenen Ȃyişe Sıddîka Hanım’ın torununun çocukları da günümüzde İstanbul’da yaşamaktadır (ayrıntılı bilgi için bk. Kutlar 2003).
Sa’dî, komşusu Kuruçeşmeli Şefekat Efendi’den Farsça ve edebiyat okumuştur. İlim tahsil etmiş, meslek-i ilmiyeye sülûk ederek "bâb-ı fetvâ"ya dâhil olmuş ve terfi ederek "haremeyn" payesini almıştır. Sadrazâm Rumî Mehmed Paşa, Sun’ullâh Efendi, Vâiz Mehmed Elvânî Efendi vakıflarına da mütevellîlik yapmıştır. 1248/1832’de Eyüp’te Yahyâzâde Tekkesi şeyhi Rıfâ’î Hasîb Efendi’ye intisap etmiş, ayrıca Sa’diyye tarikatına da girmiştir. Yavsı; büyükannesinden naklen büyükbabasının iyi huylu, fevkalâde kanaatkâr, yumuşak mizaçlı, nazik, hoş sözlü melek gibi biri olduğunu ve 24 Cümadelûlâ 1283/4 Ekim 1866’da Çamlıca’da tebdil-i hava için kirada oturduğu evde vefat ettiğini belirtmiştir. Dolayısıyla şairin vefat yılının kimi kaynaklarda 1282/1865 olarak gösterilmesi (İnal 1940: 1550, Tuman 2001: 431) doğru değildir. Şairin naaşı, Eyüp’te Hazret-i Hâlid civarındaki Ebussu’ûd haziresinin caddeye bakan tarafına Şeyhülislâm Ebussu’ûd Efendi’nin ayak ucuna defnedilmiştir. Mezar taşındaki kitabe damadı hattat Vahdetî Efendi’nin hattıyladır. Kızı Ȃyişe Sıddîka Hanım da vasiyeti üzerine aynı mezarlıkta toprağa verilmiştir.
Arapça ve Farsçayı bu dillerde yazabilecek düzeyde bilen Sa’dî, fıkıh ve ilm-i nücumda mahirdir. İlm-i nücumla ilgili bazı “istihrâcât”ı kapsayan risâleler yazdığı belirtilmişse de günümüzde konuyla ilgili eserleri tespit edilememiştir. Gençliğinde yazdığı şiirlerinden meydana gelen bir Dîvânçe’si vardır. Dîvânçe’sinin 4 Rebiüssânî 1355/24 Haziran 1936 istinsah tarihli tek nüshası “Millet Kütüphanesi. Ali Emiri Efendi. 309/1”de bulunmaktadır. Dîvânçe-i Îsâzâde başlıklı bu nüsha, şairin kendi el yazısıyla olan mecmuasından kızının torunu Millet Kütüphanesi memurlarından “Suud Yavsı (Ebussuudoğlu)” tarafından istinsah edilmiştir. Bu nüshanın mikrofilmi “Millî Kütüphane. MFA A 4053”te “Dîvân-ı Sa’dî” adıyla kayıtlıdır. Ancak eserin müellif nüshası ortada yoktur. Nitekim Yavsı’nın torunlarından Kerra Atasagun, görüşmemizde İnal'ın (1940: 1550) da "Divançesi -torununun oğlu- Suuddedir" dediği müellif nüshasının bugün nerede olduğunu bilmediklerini söylemiştir. Dîvânçe’de Sa’dî’nin hayatı hakkında Yavsı’nın verdiği bilgilerden (Sa’dî: vr. 2a-4a) sonra sırasıyla 22 gazel, 1 nazm, 3 şarkı, 1 tahmis, 1 tesdis, 2 nazm (na’t) ve 1 ruba’î vardır. Eserin çevriyazılı metni, şairin hayatına ve sanatına ilişkin bilgilerle birlikte makale olarak yayımlanmıştır (Kutlar 2003; Kutlar Oğuz 2021). İkinci baskıda kimi değişiklikler yapılmıştır. Sa’dî'nin bazı manzumeleri Terakkî ve Hazîne-i Fünûn’a alınmıştır (İnal 1940: 1550).
Dinî-tasavvufi şiir yazmaya eğilimli olmayan, çoğunlukla beşerî aşk duygularından söz eden Sa’dî’nin beyitlerinin büyük kısmında Nedîm tarzının etkisi görülmektedir. Şiirlerinde duygu ve hayal derinliğinden ziyade, açık, samimi ve konuşma diline yaklaşan bir ifade hakimdir. Zaman zaman güzel ve orijinal söyleyişler yakalamayı başardığı mısraları bulunsa da onun, 18. yüzyıl divan şairlerini takip eden bir sanatçı konumunda olduğunu söylemek mümkündür.
Kaynakça
Bursalı Mehmed Tâhir (1333). Osmânlı Müellifleri. C. II. İstanbul.
İnal, İbnü'l-Emin Mahmud Kemal (1940). Son Asır Türk Şairleri. C. III. İstanbul.
İstanbul Kütüphaneleri Türkçe Yazma Divanlar Kataloğu (1969). C. IV. İstanbul: MEB Yay.
Kurnaz, Cemal ve Mustafa Tatcı (hzl.) (2001). Mehmed Nâil Tuman, Tuhfe-i Nâilî - Divan Şairlerinin Muhtasar Biyografileri. C.I. Ankara: Bizim Büro Yay.
Kutlar, Fatma Sabiha (2003). "Sa’dî ve Dîvânçe’si". Türkoloji Dergisi. XVI (2): 193-219.
Kutlar Oğuz, Fatma Sabiha (2021). "Sa’dî ve Dîvânçe’si". Hacettepe Türkoloji, 50. Yıl Armağanı. Ankara: Nobel Yay. 227-248.
Mehmed Süreyyâ Bey (1311). Sicill-i Osmânî. C. 3. İstanbul.
Sa’dî. Dîvânçe-i Îsâzâde. Millet Kütüphanesi. Ali Emiri Efendi. 309/1.
Madde Yazım Bilgileri
Yazar: PROF. DR. FATMA SABİHA KUTLAR OĞUZYayın Tarihi: 22.11.2013Güncelleme Tarihi: 28.09.2021Eserlerinden Örnekler
Gazel
Ol kemân ebrûlu yârin hüsnünün mecbûruyum
Hân-ı bezm-i vuslatından dûr olup mehcûruyum
Gamze-i câdû-firîbi âşıkı mecnûn eder
Bend-i zencîre sezâ ol gamzenin meshûruyum
Aşk-ı cânân bâdesinden neşve almışken dilim
N’eyleyim şimdi o bezmin dûruyum mahmûruyum
Çün berîd-i vasl-ı cânân erdi gûşa Sa’diyâ
Ol sebebden ben peyâm-ı vuslatın mesrûruyum
Gazel
Güller ile yâr olup gül-zâra
düşdü andelîb
Eyleyip çâk-i girîbân zâra
düşdü andelîb
Her seherde rû-nümâ şemm
eyleyip bûy almaga
Gül ile her rûz ü şeb bâzâra
düşdü andelîb
Veriyor ruhsat nigâha sedd
edip etrâfını
Zulm eder agyâr-veş pür-hâra
düşdü andelîb
Aşk ile giryân olup feryâd
eder vakt-i bahâr
Nâz ü istignâ-nümâ dil-dâra
düşdü andelîb
Sa’diyâ sen azm-i gül-zâr eyle
seyr et bülbülü
Sînesi
pür-âteş oldu nâra düşdü andelîb
(Kutlar, Fatma Sabiha (2003). "Sa’dî ve Dîvânçe’si". Türkoloji Dergisi. XVI (2): 208, 203-204.)
İlişkili Maddeler
Yayın Tarihi: 22.11.2013Güncelleme Tarihi: 28.09.2021Eserlerinden Örnekler
Gazel
Ol kemân ebrûlu yârin hüsnünün mecbûruyum
Hân-ı bezm-i vuslatından dûr olup mehcûruyum
Gamze-i câdû-firîbi âşıkı mecnûn eder
Bend-i zencîre sezâ ol gamzenin meshûruyum
Aşk-ı cânân bâdesinden neşve almışken dilim
N’eyleyim şimdi o bezmin dûruyum mahmûruyum
Çün berîd-i vasl-ı cânân erdi gûşa Sa’diyâ
Ol sebebden ben peyâm-ı vuslatın mesrûruyum
Gazel
Güller ile yâr olup gül-zâra
düşdü andelîb
Eyleyip çâk-i girîbân zâra
düşdü andelîb
Her seherde rû-nümâ şemm
eyleyip bûy almaga
Gül ile her rûz ü şeb bâzâra
düşdü andelîb
Veriyor ruhsat nigâha sedd
edip etrâfını
Zulm eder agyâr-veş pür-hâra
düşdü andelîb
Aşk ile giryân olup feryâd
eder vakt-i bahâr
Nâz ü istignâ-nümâ dil-dâra
düşdü andelîb
Sa’diyâ sen azm-i gül-zâr eyle
seyr et bülbülü
Sînesi
pür-âteş oldu nâra düşdü andelîb
(Kutlar, Fatma Sabiha (2003). "Sa’dî ve Dîvânçe’si". Türkoloji Dergisi. XVI (2): 208, 203-204.)
İlişkili Maddeler
Güncelleme Tarihi: 28.09.2021Eserlerinden Örnekler
Gazel
Ol kemân ebrûlu yârin hüsnünün mecbûruyum
Hân-ı bezm-i vuslatından dûr olup mehcûruyum
Gamze-i câdû-firîbi âşıkı mecnûn eder
Bend-i zencîre sezâ ol gamzenin meshûruyum
Aşk-ı cânân bâdesinden neşve almışken dilim
N’eyleyim şimdi o bezmin dûruyum mahmûruyum
Çün berîd-i vasl-ı cânân erdi gûşa Sa’diyâ
Ol sebebden ben peyâm-ı vuslatın mesrûruyum
Gazel
Güller ile yâr olup gül-zâra
düşdü andelîb
Eyleyip çâk-i girîbân zâra
düşdü andelîb
Her seherde rû-nümâ şemm
eyleyip bûy almaga
Gül ile her rûz ü şeb bâzâra
düşdü andelîb
Veriyor ruhsat nigâha sedd
edip etrâfını
Zulm eder agyâr-veş pür-hâra
düşdü andelîb
Aşk ile giryân olup feryâd
eder vakt-i bahâr
Nâz ü istignâ-nümâ dil-dâra
düşdü andelîb
Sa’diyâ sen azm-i gül-zâr eyle
seyr et bülbülü
Sînesi
pür-âteş oldu nâra düşdü andelîb
(Kutlar, Fatma Sabiha (2003). "Sa’dî ve Dîvânçe’si". Türkoloji Dergisi. XVI (2): 208, 203-204.)
İlişkili Maddeler
Eserlerinden Örnekler
Gazel
Ol kemân ebrûlu yârin hüsnünün mecbûruyum
Hân-ı bezm-i vuslatından dûr olup mehcûruyum
Gamze-i câdû-firîbi âşıkı mecnûn eder
Bend-i zencîre sezâ ol gamzenin meshûruyum
Aşk-ı cânân bâdesinden neşve almışken dilim
N’eyleyim şimdi o bezmin dûruyum mahmûruyum
Çün berîd-i vasl-ı cânân erdi gûşa Sa’diyâ
Ol sebebden ben peyâm-ı vuslatın mesrûruyum
Gazel
Güller ile yâr olup gül-zâra
düşdü andelîb
Eyleyip çâk-i girîbân zâra
düşdü andelîb
Her seherde rû-nümâ şemm
eyleyip bûy almaga
Gül ile her rûz ü şeb bâzâra
düşdü andelîb
Veriyor ruhsat nigâha sedd
edip etrâfını
Zulm eder agyâr-veş pür-hâra
düşdü andelîb
Aşk ile giryân olup feryâd
eder vakt-i bahâr
Nâz ü istignâ-nümâ dil-dâra
düşdü andelîb
Sa’diyâ sen azm-i gül-zâr eyle
seyr et bülbülü
Sînesi
pür-âteş oldu nâra düşdü andelîb
(Kutlar, Fatma Sabiha (2003). "Sa’dî ve Dîvânçe’si". Türkoloji Dergisi. XVI (2): 208, 203-204.)
İlişkili Maddeler
Sn. | Madde Adı | D.Tarihi / Ö.Tarihi | Benzerlik | İncele |
---|---|---|---|---|
1 | DERVİŞ, Yayabaşı-zâde Derviş Dede | d. ? - ö. 1591 | Doğum Yeri | Görüntüle |
2 | Ayfer Gürdal Ünal | d. 15 Ekim 1953 - ö. ? | Doğum Yeri | Görüntüle |
3 | Şeyda Koç | d. 1975 - ö. ? | Doğum Yeri | Görüntüle |
4 | ABDÎ, Abdi İmam | d. 1803 - ö. 1876 | Doğum Yılı | Görüntüle |
5 | RÂŞİD, Mehmed Râşid Efendi, İstanbullu | d. 1803 - ö. 1873 | Doğum Yılı | Görüntüle |
6 | HÂFIZ, Hasırcı-zâde Hâfız Mehmed Ağa | d. 1803 - ö. 1887 | Doğum Yılı | Görüntüle |
7 | HÜDAVERDİ BABA, Hüseyin | d. 1796 - ö. 1859?-1866? | Ölüm Yılı | Görüntüle |
8 | SAFVET, Mustafa Safvet Efendi | d. 1795 - ö. 1866-67 | Ölüm Yılı | Görüntüle |
9 | HASTA HASAN | d. 1800 - ö. 1866 | Ölüm Yılı | Görüntüle |
10 | ÂLİM, Müderris-zâde Mehmed Âlim Efendi | d. 1802 - ö. 1881 | Meslek | Görüntüle |
11 | FAKÎH, Hâce Fakîh Karamanî, Hoca Kara Fakîh | d. ? - ö. 1538-39’dan önce | Meslek | Görüntüle |
12 | TURSUN FAKÎH, Dursun Fakîh, Tursun Fakı, Dursun Fakı | d. ? - ö. 1326’dan sonra | Meslek | Görüntüle |
13 | MEHMED FUÂD PAŞA, Keçeci-zâde | d. 1815 - ö. 1869 | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
14 | RİF'AT, Hacı Memiş-zâde | d. 1844 - ö. 1912 | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
15 | RİŞTUNİ, Karekin | d. 1840 - ö. 1879 | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
16 | SIDKÎ, Hasırî-zâde Şeyh Süleymân Sıdkî Efendi | d. 1796 - ö. 1837 | Madde Adı | Görüntüle |
17 | SEFİL EDNA/FAKİR EDNA/EDNA/DERTLİ, Abuzer Doğanay | d. 1902 - ö. 1965 | Madde Adı | Görüntüle |
18 | AZİZ, Geredeli Şeyh Halil Halvetî | d. 1785 - ö. 1843 | Madde Adı | Görüntüle |