Madde Detay
ARİFÎ, Kütahyalı
(d. 1230/1231/1815 - ö. 1312/1313/1895)
Tekke Şairi
(Tekke / 19. Yüzyıl / Anadolu-Osmanlı-Türkiye)
ISBN: 978-9944-237-86-4
19. yüzyılın halk ozanlarından biri olarak kabul edilen, Bektaşi tarikatına intisap etmiş şairden Arifî diye bahsedilmektedir. Gençlik yıllarında mahallesindeki kadınların “Arif oğlan” diye çağırmalarından dolayı asıl adının Arif olduğu tahmin edilmektedir. Adına nispetle Arifî diye şöhret bulmuş ve bütün şiirlerinde bu mahlası kullanmıştır. Kütahya merkeze bağlı Saray mahallesinde doğmuştur. Doğum tarihi kesin olarak belli olmamakla beraber kaynakların çoğunun ittifak ettikleri 1230-31/1815 tarihinin daha doğru olacağı yönündedir. Kaynaklarda ailesi hakkında bilgiler oldukça sınırlı olup sadece dedesi ve babası hakkında çok kısa bilgiler vardır. Babası çalışkan ve orta halli bir çiftçi olan Abdullah Efendi’dir. Dedesi Kurşunlu Medresesinde müderris olarak görev yapmış Eskişehirli Hacı Ali Bey’dir (Hakkı 1934: 8). İlk eğitimini dedesinin yanında almaya başlamış, on bir yaşlarında bir yandan eğitimine devam ederken bir yandan da edebiyata olan ilgisi artmıştır. Zeki ve kabiliyetli olmasından dolayı kısa zaman içinde herkes tarafından takdir edilerek güzel şiirler söylemeye başlamıştır. Tahsiline devam ederken devrinin saz üstadlarından olan Bilecikli Hüsnü ile tanışarak kendisinden saz çalma ve şiir söyleme konusunda dersler almıştır. Kendisini geliştirdikten sonra sesinin güzel olması ve saz çalmadaki hüneri sayesinde şöhreti artmış ve yazdığı koşma ve destanları kendine özgü bir makamla okuduğu için de meclislerin aranan ismi olmuştur (Güler 2005: 9). Hocası Bilecikli Hüsnü Efendi'den aldığı ilim ve terbiyeyi daha sonra öğrencisi olan döneminin Mevlevi dedesi Ali Dede (Pesendî)’yi yetiştirmiştir. Pesendî de hocasından aldığı bilgi ve hüneri çok iyi değerlendirip zamanının önde gelen halk şairlerinden biri olmuştur. Ömrünü tek başına geçiren Arifî, âşık meclislerinde ve kahvelerde söylediği muamma ve koşmaları ile üne kavuşmuş, bazen tek başına bazen de hocası Bilecikli Hüsnü ile Bursa, Balıkesir, Adana, İzmir vb. şehirlere giderek orada âşık meclislerinde şiirler söylemiştir. Kalender ve rind-meşrep bir kişi olan Arifî’nin Bektaşi tarikatine intisap ettiği de kaynaklarda geçmektedir. İçkiye düşkün olduğu söylenen Arifî’nin bu alışkanlığı ve meclis sohbetleri de şiirlerine yansımıştır. Bu durumu; “Meclisi irfânda sazı söz olur / Ne söylesin âşık dinlemeyince / Gûş eder âlemi yârân göz olur / Tel tel olup keman inlemeyince” mısralarıyla söze dökmüştür (Güner 1999: 62).
Hayatının son yıllarını İznik’te geçiren Arifî, burada Bayramiyye tarikatine girmiş ve tarikatin adab ve erkânı öğrenerek dervişlerin hizmetinde bulunmuştur. Kaynaklarda ölüm tarihi ile ilgili farklı bilgiler mevcuttur. Uzunçarşılı'ya ve Mustafa Hakkı'ya göre 1894, Paracıklıoğlu'na göre 1896, Güner'e göre 1870 yılında seksen yaşlarında İznik'te ölmüştür. Paracıklıoğlu, İznik’e bağlı Üyük köyünde öldüğünü söylemektedir (Paracıklıoğlu 708). Kaynakların verdiği bilgiler ve şair hakkında araştırma yapmış kişilerin görüşleri doğrultusunda 1312-13/1895 tarihinde vefat ettiği söylenebilir. Vasiyeti üzerine Eşrefoğlu Rûmî’nin türbesinin eşiğine gömülmüştür (Güner 1967: 52).
Şairin bilinen tek eseri Divançesidir. Kadir Güler, dağınık halde ve cönklerde bulunan şiirlerini toplayarak kitap hâline getirmiş, ayrıca Hamza Güner de Kütahyalı Şairler adlı kitabında; iki Kütahya methiyesi, bir münacat, bir methiye, iki gazel, bir Hz. Hüseyin’e mersiye, bir tahmis, bir semai, bir düstûr-ı Arifî, bir ilahi, bir gazel ve bir muammasına yer vermiştir. Bugüne kadar yayımlanan şiirlerinin toplamı yetmiş ikidir. Bunların on altı şiiri hece ölçüsüyle, elli altı şiiri de aruz vezniyle yazılmıştır (Güler 2004: 11).
Usta çırak geleneği içinde yetişen ve hocası Bilecikli Hüsnü ile hep beraber olmuş, kendi yanında da öğrencisi Pesendî’yi yetiştirmiştir. Şair doğup büyüdüğü şehri çok sevmiş ve methiyelerde bulunmuştur. Kütahya ile ilgili “Kadrile halince beldegânı var Kütahya’nın / Her garibe dost olur insanı var Kütahya’nın” diyerek memleketini methetmiştir. Yaşadığı dönemin halk şairlerinde olduğu gibi Arifî de hem hece ölçüsüyle hem de aruz vezniyle şiirler kaleme almıştır. Hece ölçüsüyle yazdığı şiirleri hem sade hem de samimidir. Ayrıca, koşmalarında, aruz ölçüsüyle yazdığı gazel ve semailerinde nasihat tarzı ifadelere de yer vermiştir. Şiirlerinin bazılarında ise dünyanın geçiciliğinden ve yaşadığı zorluklardan bahsederek elinden bir şey gelmediği üzerinde durmuştur. Tarikata intisap etmesinden de anlaşılacağı üzere dinî-tasavvufi şiirler de kaleme almıştır. Bunlar; Allah’ın birliği, peygamber sevgisi, ehl-i beyte bağlılık, Bektaşilik ve Bektaşiliğin özellikleri üzerinedir. Peygamber sevgisi için “Ol habîb-i kibriyâdır Mustafa’yı sevmişem / Yar-ı garı Mustafa’nın Murtaza’yı sevmişem” diyerek Hz. Peygamberi övmeyi de ihmal etmemiştir. Ayrıca mensubiyeti olduğu tarikat içinde; “Her cihetde âdem-i irfân olur Bektaşîler / Her türab-ı cevheri bürkan olur Bektaşîler” diyerek tabi olduğu tarikata sevgisini göstermiştir. Kendi devrinde ve çevresinde yaşayan bir kısım din adamlarını zahid olarak değerlendirerek onları eleştirmiş, bunların karşısına, kendi ideal insan tipi olan rind ve sufi tipi ile çıktığı görülmektedir. Zamanının insana bakış açısı, kimsesizliği ve fakirliği yaşayan şair, insanların nasıl menfaat peşinde koştuğunu bizzat yaşayarak şahit olmuştur. Yalnızlığın acısını hep hissederek yaşamasına rağmen isyankâr değildir. Daima başına gelenlerin takdir-i İlahi olduğuna inanmıştır. Bu durumu da “Hudâ takdir etmiş günâh etmeyim / Bu başımda ottan gayrısı bitti” diyerek dizelere dökmüştür (Güler 2004: 12-14).
Kaynakça
Güler, Kadir (2004). Kütahyalı Ârifî ve Pesendî. Ankara: Bizim Büro Yay.
Güler, Kadir (1999). “XIX. Asır Şairlerinden Kütahyalı Ârifî ve Bilinmeyen Şiirleri”, Millî Folklor-Uluslararası Halkbilimi Dergisi. Yıl: 11. 43: 61-66.
Güler, Kadir (1996). “XIX. Asır Şuarâsından Arifî ve Pesendî’nin Kütahya Methiyeleri”, Erciyes Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi. Kayseri. 7: 279-285.
Güler, Kadir (2010). Kütahya Şairleri I. Kütahya: Ekspres Gazetecilik Yay.
Güner, Hamza (1967). Başlangıçtan Zamanımıza Kadar Kütahyalı Şairler. Kütahya: İl Basımevi.
Köprülü, M. Fuad (2004). Saz Şairleri (I-V). Ankara: Akçağ Yay.
Muallim Mustafa Hakkı (1934). Kütahya Halk Şairleri. Kütahya: Halkevi Neşriyatı.
Paracıklıoğlu, H. Sezai (yty). Balıkesir Halkevi Dergisi. Balıkesir.
Uzunçarşılı, İsmail Hakkı (1932). Kütahya Şehri. İstanbul: yyy.
Madde Yazım Bilgileri
Yazar: DR. MEHMET ÜNALYayın Tarihi: 10.02.2015Güncelleme Tarihi: 05.12.2020Eserlerinden Örnekler
Kerbelâ Mersiyesi
Fâilâtün Fâilâtün Fâilâtün Fâilün
Mâh-ı matemdir cedid oldu muharremdir gönül
Gam sehâb-ı âsumânı tutdu mâtemdir gönül
Kalbe gam mahzûnluğu âh gözlere nemdir gönül
Ey gözüm kan yaş döküp mü'mînlere gamdır gönül
Teşne-leb şâhın şehâdet olduğu demdir gönül
Kim bu evlâd-ı nebîdir şâh-ı âlemdir gönül
Kasdı katli al edüp düşdü bu teşveşe Yezîd
Fitneler vehm etdi başına lâin İbn-i Pelîd
İster etsin hânedânın ism ü resmin nâ-bedîd
Ehl-i beytin kanına girdi lâin etdi şehîd
Teşne leb şâhın şehâdet olduğu demdir gönül
Kim bu evlad-ı nebidir şâh-ı âlemdir gönül
Meclisi İblîs vezîri kim lâini serhûn idi
Düşmüş âl-i âbâ çarh-ı müdebbir-i dûn idi
Kapkara yüreğinde hased dolu mel'ûn idi
Lâ-cerem Hasan yeşil don Hüseyin gülgûn idi
Teşne leb şâhın şehâdet olduğu demdir gönül
Kim bu evlad-ı nebidir şâh-ı âlemdir gönül
Mısıra hâkim idi kim o lâin İbni Zeyâd
Kûfeye emretti gitsün ol Yezîd-i pür-fesâd
Sâmı şumdan hayli leşker gönderüp kıldı imdâd
Kıydı evlâd-ı Aliye ol munâfık oldu şâd
Teşne leb şâhın şehâdet olduğu demdir gönül
Kim bu evlad-ı nebidir şâh-ı âlemdir gönül
Ol şehi leşker melâik Kerbelâya tutdu râh
Dökdü zemzem gözleri Ka'bede örtüsü siyâh
Açdı hurşîd dîn livâsın ……………………….
Enbiyâ ve evliyâ makbûl ü mukarrebi bârgâh
Teşne leb şâhın şehâdet olduğu demdir gönül
Kim bu evlad-ı nebidir şâh-ı âlemdir gönül
Yüz dönüp âli abâdan iltifatı kesdiler
Ol hızırdan gûya âb-ı hayâtı kesdiler
Etdiler susuz şehîd hakdan necâtı kesdiler
Tutdılar leşker-i Yezîd râh-ı Fıratı kesdiler
Teşne leb şâhın şehâdet olduğu demdir gönül
Kim bu evlad-ı nebidir şâh-ı âlemdir gönül
La'net ol kavmi Yezîde Mervâna la'net sad hezâr
Zâlimi bî-dîn u bî-îmâna la'net sad hezâr
Dîn adûsu şeytana la'net sad hezâr
Kim şehîd eden o nâdâna la'net sad hezâr
Teşne leb şâhın şehâdet olduğu demdir gönül
Kim bu evlad-ı nebidir şâh-ı âlemdir gönül
Cân u dilden Ârifî Hakka ibâdet taat et
Ta kıyâmet haşredek sen de bu resmi âdet et
Matemin tut alî evlâdı resule rahmet et
Düşmanı alî âbaya sad hezâra la'net et
Teşne leb şâhın şehâdet olduğu demdir gönül
Kim bu evlad-ı nebidir şâh-ı âlemdir gönül
Güler, Kadir (2004). Kütahyalı Ârifî ve Pesendî. Ankara: Bizim Büro Yay. s. 55-56.
Medhiye
Fâilâtün Fâilâtün Fâilâtün Fâilün
Kadrile hâlince beldegânı var Kütahya’nın
Her garîbe dost olur inşanı var Kütahya’nın
Kıblesi Kûh-ı Acemdir pîşgâhı Kepkebir
Pûşgâhı Kâbe-i dâmânı var Kütahya’nın
Fâtihi almış bırakmışdır Ceneviz Vâlisi
Burc u bar u Kal’a-ı Sultânı var Kütahya’nın
Âlim-i fâzıl bulunur zâhir ü bâtın vclî
Her cihette âdem-i irfânı var Kütahya’nın
Beşler, üçler, yediler, kırklar, Hıdırlık merkezi
Çâr suyu evliyâ bürhânı var Kütahya’nın
Nâdirü'l-emsâl civarlarda hemen hiç yok gibi
Bir mükemmel Hâce-i Osmânı var Kütahya’nın
Var müderris, medrese, vakıf, imârethâneler
Germiyân Yâkub gibi hânmânı var Kütahya’nın
Câmisi, hânı, hamâmı çarşısı, esnâfile
Açılur akşam sabah dükkânı var Kütahya’nın
Âhi Evren'dir tabağ pîri nazargâh eyle sen
Âb-ı Damlarca gözü giryânı var Kütahya’nın
Çok safâhan yerleri eşçâr ile sa’y eder
Hoş havası her taraf seyrânı var Kütahya’nın
Armut, elma, erik envâ'i yemiş vişne kiraz
Bir hekimâne cücem dermânı var Kütahya’nın
Ol Pınarbaş Bursa'da, Kütahya'da Aksuyu gör
Bir müderris bahçesi bin şânı var Kütahya’nın
Kumarı, Kundukvirân, Aydoğdu, Sultanbağları
Ova köyler, Çamlıca, bostânı var Kütahya’nın
Bolduğan köşkü, Büyük bahçe, Musalla, Kor’önü
Bir güzel Yoncapınar seyrânı var Kütahya’nın
Var kalem şâirlerinden ârifî ednâların
Ehl-i dilden âşık-ı meydânı var Kütahya’nın
Güler, Kadir (1996). “XIX. Asır Şuarâsından Arifî ve Pesendî’nin Kütahya Methiyeleri”, Erciyes Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 7: 281-282.
Koşma
Bizi zem edenin dili ağzında
Söyledikçe şekerlensin bal olsun
Ötsün düdük zurna ney boğazında
Çalınsın davulla kös kaval olsun
Yuvarlansın her kim bizi yuvarlar
Sel gibi bir harab yeri toparlar
Sandıklar sepetler dolsun anbarlar
Bağlanup hararlar çul çuval olsun
Zem ü zeban aksun çeşme vü pınar
Deryalarda bile tutmasın kenar
Uzasın serviler büyüsün çınar
Kökleşip budağı bin çatal olsun
Söz lisâne gelir gider âriyet
Ey söyle kötü eyleme gıybet
Ârifî beyhûde söylemez sohbet
Bu da âşıkâne bir kemâl olsun
Güler, Kadir (1999). “XIX. Asır Şairlerinden Kütahyalı Ârifî ve Bilinmeyen Şiirleri”, Millî Folklor-Uluslararası Halkbilimi Dergisi. Yıl: 11. 43: 64.
İlişkili Maddeler
Yayın Tarihi: 10.02.2015Güncelleme Tarihi: 05.12.2020Eserlerinden Örnekler
Kerbelâ Mersiyesi
Fâilâtün Fâilâtün Fâilâtün Fâilün
Mâh-ı matemdir cedid oldu muharremdir gönül
Gam sehâb-ı âsumânı tutdu mâtemdir gönül
Kalbe gam mahzûnluğu âh gözlere nemdir gönül
Ey gözüm kan yaş döküp mü'mînlere gamdır gönül
Teşne-leb şâhın şehâdet olduğu demdir gönül
Kim bu evlâd-ı nebîdir şâh-ı âlemdir gönül
Kasdı katli al edüp düşdü bu teşveşe Yezîd
Fitneler vehm etdi başına lâin İbn-i Pelîd
İster etsin hânedânın ism ü resmin nâ-bedîd
Ehl-i beytin kanına girdi lâin etdi şehîd
Teşne leb şâhın şehâdet olduğu demdir gönül
Kim bu evlad-ı nebidir şâh-ı âlemdir gönül
Meclisi İblîs vezîri kim lâini serhûn idi
Düşmüş âl-i âbâ çarh-ı müdebbir-i dûn idi
Kapkara yüreğinde hased dolu mel'ûn idi
Lâ-cerem Hasan yeşil don Hüseyin gülgûn idi
Teşne leb şâhın şehâdet olduğu demdir gönül
Kim bu evlad-ı nebidir şâh-ı âlemdir gönül
Mısıra hâkim idi kim o lâin İbni Zeyâd
Kûfeye emretti gitsün ol Yezîd-i pür-fesâd
Sâmı şumdan hayli leşker gönderüp kıldı imdâd
Kıydı evlâd-ı Aliye ol munâfık oldu şâd
Teşne leb şâhın şehâdet olduğu demdir gönül
Kim bu evlad-ı nebidir şâh-ı âlemdir gönül
Ol şehi leşker melâik Kerbelâya tutdu râh
Dökdü zemzem gözleri Ka'bede örtüsü siyâh
Açdı hurşîd dîn livâsın ……………………….
Enbiyâ ve evliyâ makbûl ü mukarrebi bârgâh
Teşne leb şâhın şehâdet olduğu demdir gönül
Kim bu evlad-ı nebidir şâh-ı âlemdir gönül
Yüz dönüp âli abâdan iltifatı kesdiler
Ol hızırdan gûya âb-ı hayâtı kesdiler
Etdiler susuz şehîd hakdan necâtı kesdiler
Tutdılar leşker-i Yezîd râh-ı Fıratı kesdiler
Teşne leb şâhın şehâdet olduğu demdir gönül
Kim bu evlad-ı nebidir şâh-ı âlemdir gönül
La'net ol kavmi Yezîde Mervâna la'net sad hezâr
Zâlimi bî-dîn u bî-îmâna la'net sad hezâr
Dîn adûsu şeytana la'net sad hezâr
Kim şehîd eden o nâdâna la'net sad hezâr
Teşne leb şâhın şehâdet olduğu demdir gönül
Kim bu evlad-ı nebidir şâh-ı âlemdir gönül
Cân u dilden Ârifî Hakka ibâdet taat et
Ta kıyâmet haşredek sen de bu resmi âdet et
Matemin tut alî evlâdı resule rahmet et
Düşmanı alî âbaya sad hezâra la'net et
Teşne leb şâhın şehâdet olduğu demdir gönül
Kim bu evlad-ı nebidir şâh-ı âlemdir gönül
Güler, Kadir (2004). Kütahyalı Ârifî ve Pesendî. Ankara: Bizim Büro Yay. s. 55-56.
Medhiye
Fâilâtün Fâilâtün Fâilâtün Fâilün
Kadrile hâlince beldegânı var Kütahya’nın
Her garîbe dost olur inşanı var Kütahya’nın
Kıblesi Kûh-ı Acemdir pîşgâhı Kepkebir
Pûşgâhı Kâbe-i dâmânı var Kütahya’nın
Fâtihi almış bırakmışdır Ceneviz Vâlisi
Burc u bar u Kal’a-ı Sultânı var Kütahya’nın
Âlim-i fâzıl bulunur zâhir ü bâtın vclî
Her cihette âdem-i irfânı var Kütahya’nın
Beşler, üçler, yediler, kırklar, Hıdırlık merkezi
Çâr suyu evliyâ bürhânı var Kütahya’nın
Nâdirü'l-emsâl civarlarda hemen hiç yok gibi
Bir mükemmel Hâce-i Osmânı var Kütahya’nın
Var müderris, medrese, vakıf, imârethâneler
Germiyân Yâkub gibi hânmânı var Kütahya’nın
Câmisi, hânı, hamâmı çarşısı, esnâfile
Açılur akşam sabah dükkânı var Kütahya’nın
Âhi Evren'dir tabağ pîri nazargâh eyle sen
Âb-ı Damlarca gözü giryânı var Kütahya’nın
Çok safâhan yerleri eşçâr ile sa’y eder
Hoş havası her taraf seyrânı var Kütahya’nın
Armut, elma, erik envâ'i yemiş vişne kiraz
Bir hekimâne cücem dermânı var Kütahya’nın
Ol Pınarbaş Bursa'da, Kütahya'da Aksuyu gör
Bir müderris bahçesi bin şânı var Kütahya’nın
Kumarı, Kundukvirân, Aydoğdu, Sultanbağları
Ova köyler, Çamlıca, bostânı var Kütahya’nın
Bolduğan köşkü, Büyük bahçe, Musalla, Kor’önü
Bir güzel Yoncapınar seyrânı var Kütahya’nın
Var kalem şâirlerinden ârifî ednâların
Ehl-i dilden âşık-ı meydânı var Kütahya’nın
Güler, Kadir (1996). “XIX. Asır Şuarâsından Arifî ve Pesendî’nin Kütahya Methiyeleri”, Erciyes Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 7: 281-282.
Koşma
Bizi zem edenin dili ağzında
Söyledikçe şekerlensin bal olsun
Ötsün düdük zurna ney boğazında
Çalınsın davulla kös kaval olsun
Yuvarlansın her kim bizi yuvarlar
Sel gibi bir harab yeri toparlar
Sandıklar sepetler dolsun anbarlar
Bağlanup hararlar çul çuval olsun
Zem ü zeban aksun çeşme vü pınar
Deryalarda bile tutmasın kenar
Uzasın serviler büyüsün çınar
Kökleşip budağı bin çatal olsun
Söz lisâne gelir gider âriyet
Ey söyle kötü eyleme gıybet
Ârifî beyhûde söylemez sohbet
Bu da âşıkâne bir kemâl olsun
Güler, Kadir (1999). “XIX. Asır Şairlerinden Kütahyalı Ârifî ve Bilinmeyen Şiirleri”, Millî Folklor-Uluslararası Halkbilimi Dergisi. Yıl: 11. 43: 64.
İlişkili Maddeler
Güncelleme Tarihi: 05.12.2020Eserlerinden Örnekler
Kerbelâ Mersiyesi
Fâilâtün Fâilâtün Fâilâtün Fâilün
Mâh-ı matemdir cedid oldu muharremdir gönül
Gam sehâb-ı âsumânı tutdu mâtemdir gönül
Kalbe gam mahzûnluğu âh gözlere nemdir gönül
Ey gözüm kan yaş döküp mü'mînlere gamdır gönül
Teşne-leb şâhın şehâdet olduğu demdir gönül
Kim bu evlâd-ı nebîdir şâh-ı âlemdir gönül
Kasdı katli al edüp düşdü bu teşveşe Yezîd
Fitneler vehm etdi başına lâin İbn-i Pelîd
İster etsin hânedânın ism ü resmin nâ-bedîd
Ehl-i beytin kanına girdi lâin etdi şehîd
Teşne leb şâhın şehâdet olduğu demdir gönül
Kim bu evlad-ı nebidir şâh-ı âlemdir gönül
Meclisi İblîs vezîri kim lâini serhûn idi
Düşmüş âl-i âbâ çarh-ı müdebbir-i dûn idi
Kapkara yüreğinde hased dolu mel'ûn idi
Lâ-cerem Hasan yeşil don Hüseyin gülgûn idi
Teşne leb şâhın şehâdet olduğu demdir gönül
Kim bu evlad-ı nebidir şâh-ı âlemdir gönül
Mısıra hâkim idi kim o lâin İbni Zeyâd
Kûfeye emretti gitsün ol Yezîd-i pür-fesâd
Sâmı şumdan hayli leşker gönderüp kıldı imdâd
Kıydı evlâd-ı Aliye ol munâfık oldu şâd
Teşne leb şâhın şehâdet olduğu demdir gönül
Kim bu evlad-ı nebidir şâh-ı âlemdir gönül
Ol şehi leşker melâik Kerbelâya tutdu râh
Dökdü zemzem gözleri Ka'bede örtüsü siyâh
Açdı hurşîd dîn livâsın ……………………….
Enbiyâ ve evliyâ makbûl ü mukarrebi bârgâh
Teşne leb şâhın şehâdet olduğu demdir gönül
Kim bu evlad-ı nebidir şâh-ı âlemdir gönül
Yüz dönüp âli abâdan iltifatı kesdiler
Ol hızırdan gûya âb-ı hayâtı kesdiler
Etdiler susuz şehîd hakdan necâtı kesdiler
Tutdılar leşker-i Yezîd râh-ı Fıratı kesdiler
Teşne leb şâhın şehâdet olduğu demdir gönül
Kim bu evlad-ı nebidir şâh-ı âlemdir gönül
La'net ol kavmi Yezîde Mervâna la'net sad hezâr
Zâlimi bî-dîn u bî-îmâna la'net sad hezâr
Dîn adûsu şeytana la'net sad hezâr
Kim şehîd eden o nâdâna la'net sad hezâr
Teşne leb şâhın şehâdet olduğu demdir gönül
Kim bu evlad-ı nebidir şâh-ı âlemdir gönül
Cân u dilden Ârifî Hakka ibâdet taat et
Ta kıyâmet haşredek sen de bu resmi âdet et
Matemin tut alî evlâdı resule rahmet et
Düşmanı alî âbaya sad hezâra la'net et
Teşne leb şâhın şehâdet olduğu demdir gönül
Kim bu evlad-ı nebidir şâh-ı âlemdir gönül
Güler, Kadir (2004). Kütahyalı Ârifî ve Pesendî. Ankara: Bizim Büro Yay. s. 55-56.
Medhiye
Fâilâtün Fâilâtün Fâilâtün Fâilün
Kadrile hâlince beldegânı var Kütahya’nın
Her garîbe dost olur inşanı var Kütahya’nın
Kıblesi Kûh-ı Acemdir pîşgâhı Kepkebir
Pûşgâhı Kâbe-i dâmânı var Kütahya’nın
Fâtihi almış bırakmışdır Ceneviz Vâlisi
Burc u bar u Kal’a-ı Sultânı var Kütahya’nın
Âlim-i fâzıl bulunur zâhir ü bâtın vclî
Her cihette âdem-i irfânı var Kütahya’nın
Beşler, üçler, yediler, kırklar, Hıdırlık merkezi
Çâr suyu evliyâ bürhânı var Kütahya’nın
Nâdirü'l-emsâl civarlarda hemen hiç yok gibi
Bir mükemmel Hâce-i Osmânı var Kütahya’nın
Var müderris, medrese, vakıf, imârethâneler
Germiyân Yâkub gibi hânmânı var Kütahya’nın
Câmisi, hânı, hamâmı çarşısı, esnâfile
Açılur akşam sabah dükkânı var Kütahya’nın
Âhi Evren'dir tabağ pîri nazargâh eyle sen
Âb-ı Damlarca gözü giryânı var Kütahya’nın
Çok safâhan yerleri eşçâr ile sa’y eder
Hoş havası her taraf seyrânı var Kütahya’nın
Armut, elma, erik envâ'i yemiş vişne kiraz
Bir hekimâne cücem dermânı var Kütahya’nın
Ol Pınarbaş Bursa'da, Kütahya'da Aksuyu gör
Bir müderris bahçesi bin şânı var Kütahya’nın
Kumarı, Kundukvirân, Aydoğdu, Sultanbağları
Ova köyler, Çamlıca, bostânı var Kütahya’nın
Bolduğan köşkü, Büyük bahçe, Musalla, Kor’önü
Bir güzel Yoncapınar seyrânı var Kütahya’nın
Var kalem şâirlerinden ârifî ednâların
Ehl-i dilden âşık-ı meydânı var Kütahya’nın
Güler, Kadir (1996). “XIX. Asır Şuarâsından Arifî ve Pesendî’nin Kütahya Methiyeleri”, Erciyes Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 7: 281-282.
Koşma
Bizi zem edenin dili ağzında
Söyledikçe şekerlensin bal olsun
Ötsün düdük zurna ney boğazında
Çalınsın davulla kös kaval olsun
Yuvarlansın her kim bizi yuvarlar
Sel gibi bir harab yeri toparlar
Sandıklar sepetler dolsun anbarlar
Bağlanup hararlar çul çuval olsun
Zem ü zeban aksun çeşme vü pınar
Deryalarda bile tutmasın kenar
Uzasın serviler büyüsün çınar
Kökleşip budağı bin çatal olsun
Söz lisâne gelir gider âriyet
Ey söyle kötü eyleme gıybet
Ârifî beyhûde söylemez sohbet
Bu da âşıkâne bir kemâl olsun
Güler, Kadir (1999). “XIX. Asır Şairlerinden Kütahyalı Ârifî ve Bilinmeyen Şiirleri”, Millî Folklor-Uluslararası Halkbilimi Dergisi. Yıl: 11. 43: 64.
İlişkili Maddeler
Eserlerinden Örnekler
Kerbelâ Mersiyesi
Fâilâtün Fâilâtün Fâilâtün Fâilün
Mâh-ı matemdir cedid oldu muharremdir gönül
Gam sehâb-ı âsumânı tutdu mâtemdir gönül
Kalbe gam mahzûnluğu âh gözlere nemdir gönül
Ey gözüm kan yaş döküp mü'mînlere gamdır gönül
Teşne-leb şâhın şehâdet olduğu demdir gönül
Kim bu evlâd-ı nebîdir şâh-ı âlemdir gönül
Kasdı katli al edüp düşdü bu teşveşe Yezîd
Fitneler vehm etdi başına lâin İbn-i Pelîd
İster etsin hânedânın ism ü resmin nâ-bedîd
Ehl-i beytin kanına girdi lâin etdi şehîd
Teşne leb şâhın şehâdet olduğu demdir gönül
Kim bu evlad-ı nebidir şâh-ı âlemdir gönül
Meclisi İblîs vezîri kim lâini serhûn idi
Düşmüş âl-i âbâ çarh-ı müdebbir-i dûn idi
Kapkara yüreğinde hased dolu mel'ûn idi
Lâ-cerem Hasan yeşil don Hüseyin gülgûn idi
Teşne leb şâhın şehâdet olduğu demdir gönül
Kim bu evlad-ı nebidir şâh-ı âlemdir gönül
Mısıra hâkim idi kim o lâin İbni Zeyâd
Kûfeye emretti gitsün ol Yezîd-i pür-fesâd
Sâmı şumdan hayli leşker gönderüp kıldı imdâd
Kıydı evlâd-ı Aliye ol munâfık oldu şâd
Teşne leb şâhın şehâdet olduğu demdir gönül
Kim bu evlad-ı nebidir şâh-ı âlemdir gönül
Ol şehi leşker melâik Kerbelâya tutdu râh
Dökdü zemzem gözleri Ka'bede örtüsü siyâh
Açdı hurşîd dîn livâsın ……………………….
Enbiyâ ve evliyâ makbûl ü mukarrebi bârgâh
Teşne leb şâhın şehâdet olduğu demdir gönül
Kim bu evlad-ı nebidir şâh-ı âlemdir gönül
Yüz dönüp âli abâdan iltifatı kesdiler
Ol hızırdan gûya âb-ı hayâtı kesdiler
Etdiler susuz şehîd hakdan necâtı kesdiler
Tutdılar leşker-i Yezîd râh-ı Fıratı kesdiler
Teşne leb şâhın şehâdet olduğu demdir gönül
Kim bu evlad-ı nebidir şâh-ı âlemdir gönül
La'net ol kavmi Yezîde Mervâna la'net sad hezâr
Zâlimi bî-dîn u bî-îmâna la'net sad hezâr
Dîn adûsu şeytana la'net sad hezâr
Kim şehîd eden o nâdâna la'net sad hezâr
Teşne leb şâhın şehâdet olduğu demdir gönül
Kim bu evlad-ı nebidir şâh-ı âlemdir gönül
Cân u dilden Ârifî Hakka ibâdet taat et
Ta kıyâmet haşredek sen de bu resmi âdet et
Matemin tut alî evlâdı resule rahmet et
Düşmanı alî âbaya sad hezâra la'net et
Teşne leb şâhın şehâdet olduğu demdir gönül
Kim bu evlad-ı nebidir şâh-ı âlemdir gönül
Güler, Kadir (2004). Kütahyalı Ârifî ve Pesendî. Ankara: Bizim Büro Yay. s. 55-56.
Medhiye
Fâilâtün Fâilâtün Fâilâtün Fâilün
Kadrile hâlince beldegânı var Kütahya’nın
Her garîbe dost olur inşanı var Kütahya’nın
Kıblesi Kûh-ı Acemdir pîşgâhı Kepkebir
Pûşgâhı Kâbe-i dâmânı var Kütahya’nın
Fâtihi almış bırakmışdır Ceneviz Vâlisi
Burc u bar u Kal’a-ı Sultânı var Kütahya’nın
Âlim-i fâzıl bulunur zâhir ü bâtın vclî
Her cihette âdem-i irfânı var Kütahya’nın
Beşler, üçler, yediler, kırklar, Hıdırlık merkezi
Çâr suyu evliyâ bürhânı var Kütahya’nın
Nâdirü'l-emsâl civarlarda hemen hiç yok gibi
Bir mükemmel Hâce-i Osmânı var Kütahya’nın
Var müderris, medrese, vakıf, imârethâneler
Germiyân Yâkub gibi hânmânı var Kütahya’nın
Câmisi, hânı, hamâmı çarşısı, esnâfile
Açılur akşam sabah dükkânı var Kütahya’nın
Âhi Evren'dir tabağ pîri nazargâh eyle sen
Âb-ı Damlarca gözü giryânı var Kütahya’nın
Çok safâhan yerleri eşçâr ile sa’y eder
Hoş havası her taraf seyrânı var Kütahya’nın
Armut, elma, erik envâ'i yemiş vişne kiraz
Bir hekimâne cücem dermânı var Kütahya’nın
Ol Pınarbaş Bursa'da, Kütahya'da Aksuyu gör
Bir müderris bahçesi bin şânı var Kütahya’nın
Kumarı, Kundukvirân, Aydoğdu, Sultanbağları
Ova köyler, Çamlıca, bostânı var Kütahya’nın
Bolduğan köşkü, Büyük bahçe, Musalla, Kor’önü
Bir güzel Yoncapınar seyrânı var Kütahya’nın
Var kalem şâirlerinden ârifî ednâların
Ehl-i dilden âşık-ı meydânı var Kütahya’nın
Güler, Kadir (1996). “XIX. Asır Şuarâsından Arifî ve Pesendî’nin Kütahya Methiyeleri”, Erciyes Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 7: 281-282.
Koşma
Bizi zem edenin dili ağzında
Söyledikçe şekerlensin bal olsun
Ötsün düdük zurna ney boğazında
Çalınsın davulla kös kaval olsun
Yuvarlansın her kim bizi yuvarlar
Sel gibi bir harab yeri toparlar
Sandıklar sepetler dolsun anbarlar
Bağlanup hararlar çul çuval olsun
Zem ü zeban aksun çeşme vü pınar
Deryalarda bile tutmasın kenar
Uzasın serviler büyüsün çınar
Kökleşip budağı bin çatal olsun
Söz lisâne gelir gider âriyet
Ey söyle kötü eyleme gıybet
Ârifî beyhûde söylemez sohbet
Bu da âşıkâne bir kemâl olsun
Güler, Kadir (1999). “XIX. Asır Şairlerinden Kütahyalı Ârifî ve Bilinmeyen Şiirleri”, Millî Folklor-Uluslararası Halkbilimi Dergisi. Yıl: 11. 43: 64.
İlişkili Maddeler
Sn. | Madde Adı | D.Tarihi / Ö.Tarihi | Benzerlik | İncele |
---|---|---|---|---|
1 | UMUR, Osman Önder | d. 1899 - ö. 09.05.1976 | Doğum Yeri | Görüntüle |
2 | FÂRİG, Abdurrahim Fâriğ Çelebi | d. ? - ö. 1668-69 | Doğum Yeri | Görüntüle |
3 | İZÂRÎ, Mollâ İzârî, Kâsım Çelebi | d. ? - ö. 28 Mayıs 1496 | Doğum Yeri | Görüntüle |
4 | SÜLÜK/HÜSEYİN/SÜLÜK HÜSEYİN, Bozbıyık Hüseyin | d. 1815-1820? - ö. 1900? | Doğum Yılı | Görüntüle |
5 | EDHEM, İbrâhîm Edhem Efendi | d. 1815-16 - ö. 1887-88 | Doğum Yılı | Görüntüle |
6 | FÂ'İK, Süleymân Fâ'ik Efendi, Bağdatlı | d. 1815 - ö. 1855 ds. | Doğum Yılı | Görüntüle |
7 | NEF'Î, Trabzonlu | d. ? - ö. 1895 ds. | Ölüm Yılı | Görüntüle |
8 | SIRRÎ PAŞA, Selim Sırrî Paşa, Girit-Kandiyeli | d. 1844 - ö. 1895 | Ölüm Yılı | Görüntüle |
9 | RİF'AT, Hacı Mehmed Efendi, Karslı | d. ? - ö. 1895 | Ölüm Yılı | Görüntüle |
10 | SADIK, Hüseyin, Kara Hüseyin | d. 1850? - ö. ? | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
11 | ALİ, Almalılı | d. ? - ö. ? | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
12 | YUSUF DEDE | d. 1834 - ö. 1904-1905 | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
13 | AYNÎ, Antepli | d. 1766 - ö. 1837 | Madde Adı | Görüntüle |
14 | TAB'Î, Tab'î Çelebi | d. ? - ö. ? | Madde Adı | Görüntüle |
15 | ZİHNÎ, Hamîdî Mehmed Çelebi | d. ? - ö. ? | Madde Adı | Görüntüle |