Madde Detay
BALIM SULTAN, Hızır Bali
(d. 867/1462 ? - ö. 922/1516 ?)
tekke şairi
(Tekke / Başlangıç-15. Yüzyıl / Anadolu-Osmanlı-Türkiye)
ISBN: 978-9944-237-86-4
15. yüzyılın sonu ile 16. yüzyılın başlarında yaşamış, Hünkar Hacı Bektaş-ı Velî’nin yolunu sistemleştirip bir ekol haline getirmiş, bu yolda pek çok zat yetiştiren mutasavvıfın asıl adı kaynaklarda Hızır Bali olarak geçmektedir. Bektaşiliğin kurucusu Hacı Bektaşî Velî’den sonra ikinci pir (pir-i sanî) kabul edilip zamanımıza kadar gelen şiirlerinde "Balım," "Balım Sultan" mahlaslarını kullanmıştır. Hayatı hakkındaki bilgiler rivayetlerden ibarettir. Yaşadığı dönemden kalma doğrudan kendisiyle ilgili hiçbir belge bulunmadığından hayatı hakkında bilinen bütün bilgiler yazılı ve sözlü Bektaşi geleneğine dayanmaktadır. Bu kaynaklar da birbirini tutmamaktadır. Batı Trakya’nın Dimetoka şehrinde doğduğu sanılmaktadır. Doğum tarihi ile ilgili çelişkili tarihler verilmektedir. Genel kanı 867/1462 yılında doğduğu yönündedir. Ailesi hakkında da çeşitli rivayetler mevcuttur. Hacı Bektaş-ı Velî Türbesi’nin yanında bulunan türbe kapı kitabesinde Hacı Bektaş’ın soyundan Resul Bali’nin oğlu olarak gösterilmişse de Bektaşi geleneği onun Resul Bali’nin değil Mürsel Bali’nin oğlu olduğu ve üstelik Hacı Bektaş’ın evliliği söz konusu olmadığından ancak “yol oğlu” olabileceği inancındadır (Şapolyo 1964: 360). Bazı kaynaklar da Hünkar Hacı Bektaş-ı Veli’nin manevi kızı Fatma Nuriye Hatun (Kadıncık Ana - Kutlu Melek)’un torunudur. Babası, Seyit Ali Sultan’ın oğlu Mürsel Baba’dır. O dönemde din büyüklerinin soyundan gelenlere Sultan denildiği için ona da Mürsel Sultan denilmiştir. Büyüyüp, Bektaşi Tarikatının gerektirdiği bilgi ve deneyimi kazandıktan sonra Baba unvanını almış ve Baba Sultan olarak anılmaya başlamıştır. Baha Said, Manisa Valide Camii Kütüphanesi’nde rastladığını söylediği 1315/1897-98 tarihinde istinsah edilmiş bir yazmadan Balım Sultan’ın Bektaşi şeyhlerinden Sersem Ali Baba’nın Dimetoka’da evlendiği bir Sırp prensesinden doğma olduğunu iddia etmektedir (Ocak 1992: 5/17).
Rivayetlere göre öğrenimini babasından aldıktan sonra Dimetoka’daki Seyit Ali Sultan (kızıldeli) dergâhında eğitimine devam etmiş, Fatih Sultan Mehmed devrinde, Dimetoka’daki bu dergâhta yetişmiş ve dergâhın mürşidi olmuştur. II. Beyazid’in emriyle Anadolu'ya gitmiş, oradan da Hacı Bektaş-ı Velî dergâhına gelmiştir. Balım Sultan’ın iş başına gelir gelmez Bektaşliği yeni bir ıslahat ve teşkilâtlanmaya tâbi tuttuğu bilinmektedir. Bektaşiliğin başlangıçta Sünni eğilimli bir tarikat olmasına rağmen Balım Sultan tarafından bugün bilinen hüviyetine kavuşturulduğu, Edirne yakınlarındaki Dimetoka şehrinde yetişmiş, Hacı Bektaş-ı Veli’nin Yolu’nun Dimetoka’taki Seyyid Ali Sultan dergâhında, Fatih Sultan Mehmed ve oğlu 2. Bayezid devrinde kâmil bir mürşid olarak irşat faaliyetlerinde bulunurken, Sultan II. Bayezid tarafından, 1504 yılında Dimetoka’taki dergâhtan alınarak, Kırşehir Suluca Karahöyükdeki Hacı Bektaş-ı Velî’nin kabrinin bulunduğu merkez dergâhın başına getirilmiştir. Sultan II. Bayezid, Hızır Bali’ye yakın alaka göstermiş, devletin imkânlarını ona tahsis etmiş, Hızır Bali’nin, Hacı Bektaş-ı Velî’nin yolunu ekol haline getirip yaygınlaştırmasına büyük katkıda bulunmuştur (Ocak 1992: 18). Bektaşiliğin son Dedebabası olan Bedri Noyan ise Hacı Bektaş’ın evlenmemiş olduğunu, neslinin olmadığından posta yakınlarından İdris Hoca’nın oğlu Hızır Bali’nin geçtiğini, sırasıyla Resul Balı, Yusuf Balı, Mürsel Balı ve oğlu Balım Sultan’ın postnişin olduğunu, Balım Sultan’ın ölümünün ardından çocuklarının bulunmadığını, Kalender Çelebi’yle birlikte bu neslin post ilişkisinin bittiğini, artık Dedebabalık makamının devrede olduğunu söylemektedir (Noyan 1987: 23). Balım Sultan, bugünkü Bektaşiliğin edep ve erkânını kurmuş, Bektaşiliği belirli yola sokmuş bir pir olarak gösterilmektedir. 1501 tarihinde II. Bayezid tarafından Hacı Bektaş postnişinliğine getirilmiş olup, o zamana kadar Bektaşilik üzerinde etkileri bulunan Kalenderilik, Babailik, Haydarilik, Hurufilik gibi Bektaşiliğe özgü kurallara çevirmesi ile ünlenmiştir. Bugün Anadolu Alevilerinde Balım Sultan ismi hemen hemen her kişi tarafından bilinmektedir. Ancak onun adının ötesinde, yaşamı, etkileri, kaynakları, nerede ne zaman doğduğu konusunda aydınlatıcı bilgiler bulunmamaktadır (Işık 2006: 557).
Balım Sultan Bektaşi tarikatını kurumsallaştırmış ve bu kurumlaşma beraberinde sürekliliği de getirmiştir. Bu Bektaşiligin günümüze kadar gelmesinde büyük bir etkendir. Balım Sultan, dergâhtaki bütün çalışmaları kayıt altına almıştır. Balım Sultan, sadece kayıt tutmakla yetinmemiş, mevcut olan birçok olguyu da sistemleştirmiştir. Tarikatta yer alan birçok kural Balım Sultan zamanında konulmuştur. Ayrıca Bektaşi Erkân-namesini düzenlemiştir. Mücerret makamı Balım Sultan zamanında Bektaşilige dahil edilmiştir (Gölpınarlı 1992: 9).
Allah-Muhammed-Ali üçlemesi, Kırk Budaklı Şamdan, mücerretlik (yani evlenmeme), tek kadınla evlenme, boşanmanın yasak olması, müsahip, çingene ve zencilerin tarikata alınmaması, tavşan yenmemesi gibi hususlar tarikata Balım Sultan ile girdi. Balım Sultan, Bektaşiliği, Osmanlı Aleviliği haline getirmiş, Saray’a kadar çıkartmıştır. Balım Sultan, Hacı Bektaş’tan sonraki “mihenk taşı”dır. Bektaşiliğin toplumsal ve insancıl yönlerini, barışseverliğini ve yardımseverliğini ön plana çıkaran bir gönül eridir. Yüzyıllardan beri gelen Alevi- Bektaşiliğe ait kuralları derlemiş ve dergâhta bir düzen içerisinde yaşama geçirilmesini sağlamıştır. Tarikata bir disiplin getirmiştir (Çetin 2002: 2/171).
Bektaşiliğin kurulup, genişletilmesinde büyük payı olan Balım Sultan 922/1516’da vefat etmiştir. Balım Sultan’ın türbesini Yavuz Sultan Selim’in kumandanlarından Şehsuvaroğlu Ali Bey 1519’da yaptırmıştır. Hacı Bektaş Veli Dergâhı’nda, Hazret avlusunun sağında Balım Sultan Türbesi bulunmaktadır. Türbe önünde Hacı Bektaşi Velî ile çağdaş olduğuna inanılan karadut ağacı yer almaktadır. Balım Sultan Türbesi ile cami arasındaki hazirede dergâha hizmet etmiş birçok Bektaşi babalarının mezarı bulunmaktadır (Oytan 1960: 29).
Balım Sultan’dan bugüne intikal etmiş bir eseri olmadığı gibi ona atfedilen bazı nefeslerin kendisine aidiyeti de ispat edilmemiştir. Bektaşilik’te “Balım niyazı” denilen bir erkân geliştirilmiştir (Artun 2002: 207).
Mutasavvıf, yazılı eser bırakmadığı için edebî yönü, dil ve üslup özelliği törenlerde okunan nefeslerden, gülbanklardan çıkarılmaktadır. Bugüne kadar ulaşan nefeslerinde işlenen konular, Alevi-Bektaşi inancının çerçevesini de belirler niteliktedir. Konu olarak, Allah sevgisi, vahdet-i vücut kavramı, Hz. Muhammed, Hz. Ali ve On İki İmam’a övgülerin yanı sıra başka Alevi-Bektaşi büyüklerinin yolları anlatılır. Bu bakımdan Hz. Muhammed için söylenen na’tlara ve Hz. Ali için söylenen methiyelere de nefes denilir. Biçim olarak 8 ve 11 heceli koşma tarzında söylenmesi yanında, gazel ve aruz ile söylenmiş örnekleri de bulunmaktadır. Hece ile söylenmiş nefeslerde dörtlük sayısı 3-7 arasında değişir. Balım Sultan’ın nefeslerinde yer alan terimler genel olarak tasavvufî halk edebiyatında görülen anlayışa sahip olmakla birlikte, ondan ayrılan özellikleri de barındırır. Balım Sultan’ın bazı nefeslerinde Alevi-Bektaşi töresinin girizgâhlarını da sergiler. Urum Abdalları, er doğrudan doğruya Alevi-Bektaşi terimidir. Alevi-Bektaşi töresinin önemli uygulamalarından biri olan dâra çekilmek, er, istivâ, seb’al-mesâni, muhkemâtin hurûfilikten geçme olup Alevi-Bektaşi nefeslerinde sıklıkla kullanılan terimler olduğu görülür.
Kaynakça
Artun, Erman (2002). Dinî-Tasavvufî Halk Edebiyatı. Ankara Akçağ Yay.
Çetin, İsmet (2002). “Balım Sultan”. Türk Dünyası Edebiyatçıları Ansiklopedisi. C. 2. İstanbul: Atatürk Kültür Merkezi Yay. 170-171.
Ergun, S. Nüzhet (1955). Bektaşi Şairleri ve Nefesleri. İstanbul: Devlet Matbaası.
Eyüpoğlu, İsmet Zeki (1997). Bütün Yönleriyle Tasavvuf Tarikatlar Mezhepler Tarihi. İstanbul: Der Yay.
Fığlalı, Ethem Ruhi (2006). Türkiye’de Alevilik- Bektaşilik. İzmir: İlahiyat Vakfı Yay.
Gölpınarlı, Abdülbaki (1992). Alevî Bektaşî Nefesleri. İstanbul: Der Yay.
Işık, İhsan (2006). “Balım Sultan”. Resimli ve Metin Örnekli Türkiye Edebiyatçılar ve Kültür Adamları Ansiklopedisi. C. 2. Ankara: Elvan Yay. 156-157.
Koca, Turgut (1990). Bektaşi Alevi Şairleri ve Nefesleri (13. Yüzyıldan 20. Yüzyıla Kadar). İstanbul: Maarif Kitabevi.
Noyan, Bedri (1987). Bektaşîlik Alevîlik Nedir? Ankara: Doğuş Matbaası.
Ocak, Ahmet Yaşar (1992). “Balım Sultan”, İslâm Ansiklopedisi. C. 5. İstanbul: Türkiye Diyanet Vakfı Yay. 17-18.
Oytan, M. Tevfik (1960). Bektaşiliğin İçyüzü. İstanbul: Maarif Kitabevi.
Öz, Baki (2013). Bektaşilik Nedir? İstanbul: Der Yay.
Şakir, Ziya (1992). Mezhepler Tarihi. İstanbul: İstanbul: Cevahir Yay.
Özkırımlı, Atilla (2004). Türk Edebiyatı Tarihi. C. 1. İstanbul: İnkılap Yay.
Şapolyo, Enver Behnan (1964). Mezhepler ve Tarikatlar Tarihi. İstanbul: Elif Kitabevi.
Ulusoy, A. Celalettin (1980). Hünkar Hacı Bektaş-ı Velî ve Alevî-Bektaşî Yolu. Ankara: Akademi Matbaası.
Madde Yazım Bilgileri
Yazar: DR. MEHMET ÜNALYayın Tarihi: 16.08.2014Güncelleme Tarihi: 05.12.2020Eserlerinden Örnekler
Nefes
Biz Urum abdallarıyız
Maksudumuz yardır bizim
Geçtik ziynet kabasından
Gencinemiz erdir bizim
Daim kılarız biz zarı
Harc eyleriz elde varı
Dost yoluna verdik seri
Münkirimiz hordur bizim
Aşk bülbülüyüz öteriz
Rüh-ı Hak’ka yüz tutarız
Ma’na gevherin satarız
Müşterimiz vardır bizim
İstivayı gözler gözüm
Seb’ulmasını’dir yüzüm
Enelhak’kı söyler sözüm
Mi’racımız dardır bizim
Haber aldık Muhammed’den
Geçmeyiz zat u sıfattan
Balım nihan söyler zattan
İrşadımız sırdır bizim
Gölpınarlı, Abdülbaki (1992). Alevî Bektaşî Nefesleri. İstanbul: Der Yay. 23-24.
Nefes
Evvel baştan Muhammede salavat
Arif isen bu manayı ver imdi
Şeriattir tarikattir marifet
Hakikatten bize haber ver imdi
Yahşilerle konuş yaramazdan kaç
Marifetin varsa gel gevherin saç
Al bu dört kilidi dört kapuyu aç
Ev içinden bize haber ver imdi
Dikensiz develik nereden bitti
Bu dört kilid anın dibinde bitti
O ne nesne idi cihanı yuttu
Cihanı yutandan haber ver imdi
Şah-ı merdan gibi ere tapının
Kim idi bekçisi o dört yapunun
Muhammed bekçisi o dört kapunun
Ev içinden bize haber ver imdi
Balım çoklar ile sohbet edübdür
Bu yola erkana emek verübdür
Gidin görün pirim nerde durubdur
Pir durduğu yerden haber ver imdi
Artun, Erman (2002). Dinî-Tasavvufi Halk Edebiyatı. Ankara: Akçağ Yay. 208-209.
Nefes
Subhu şam ey gönül çekelim gülbank
Hayırlar fetholsun şerler def olsun
Niyaz et muradın Mevladan iste
Hayırlar feth olsun şerler def olsun
Sabahın seherinde durup duaya
El kaldırıp yüzün çevir semaya
Sıtkıla yalvar ol gani Mevlaya
Hayırlar feth olsun şerler def olsun
Leyle-i muzlimde aşıkı naçar
Çihar civarın alsa derdile efkar
Sıtkıla on iki imama yalvar
Hayırlar feth olsun şerler def olsun
Bin bir ismin biri Kadiyu’l-hacat
Andan hasıl oldu her türlü hacat
Yere yüzler sürüp eyle münacat
Hayırlar feth olsun şerler def olsun
Akılsan alemde uyma kallaşa
Beyhuda yerlere düşme savaşa
Var türaba yüz sür Hacı Bektaşa
Hayırlar feth olsun şerler def olsun
Perişan fetheyle hayra dehanın
Daima zikretsin Hakkı zebanın
Eşigine baş koy Balım Sultanın
Hayırlar feth olsun şerler def olsun
Gölpınarlı, Abdülbaki (1992). Alevî Bektaşî Nefesleri. İstanbul: Der Yay. 352.
İlişkili Maddeler
Yayın Tarihi: 16.08.2014Güncelleme Tarihi: 05.12.2020Eserlerinden Örnekler
Nefes
Biz Urum abdallarıyız
Maksudumuz yardır bizim
Geçtik ziynet kabasından
Gencinemiz erdir bizim
Daim kılarız biz zarı
Harc eyleriz elde varı
Dost yoluna verdik seri
Münkirimiz hordur bizim
Aşk bülbülüyüz öteriz
Rüh-ı Hak’ka yüz tutarız
Ma’na gevherin satarız
Müşterimiz vardır bizim
İstivayı gözler gözüm
Seb’ulmasını’dir yüzüm
Enelhak’kı söyler sözüm
Mi’racımız dardır bizim
Haber aldık Muhammed’den
Geçmeyiz zat u sıfattan
Balım nihan söyler zattan
İrşadımız sırdır bizim
Gölpınarlı, Abdülbaki (1992). Alevî Bektaşî Nefesleri. İstanbul: Der Yay. 23-24.
Nefes
Evvel baştan Muhammede salavat
Arif isen bu manayı ver imdi
Şeriattir tarikattir marifet
Hakikatten bize haber ver imdi
Yahşilerle konuş yaramazdan kaç
Marifetin varsa gel gevherin saç
Al bu dört kilidi dört kapuyu aç
Ev içinden bize haber ver imdi
Dikensiz develik nereden bitti
Bu dört kilid anın dibinde bitti
O ne nesne idi cihanı yuttu
Cihanı yutandan haber ver imdi
Şah-ı merdan gibi ere tapının
Kim idi bekçisi o dört yapunun
Muhammed bekçisi o dört kapunun
Ev içinden bize haber ver imdi
Balım çoklar ile sohbet edübdür
Bu yola erkana emek verübdür
Gidin görün pirim nerde durubdur
Pir durduğu yerden haber ver imdi
Artun, Erman (2002). Dinî-Tasavvufi Halk Edebiyatı. Ankara: Akçağ Yay. 208-209.
Nefes
Subhu şam ey gönül çekelim gülbank
Hayırlar fetholsun şerler def olsun
Niyaz et muradın Mevladan iste
Hayırlar feth olsun şerler def olsun
Sabahın seherinde durup duaya
El kaldırıp yüzün çevir semaya
Sıtkıla yalvar ol gani Mevlaya
Hayırlar feth olsun şerler def olsun
Leyle-i muzlimde aşıkı naçar
Çihar civarın alsa derdile efkar
Sıtkıla on iki imama yalvar
Hayırlar feth olsun şerler def olsun
Bin bir ismin biri Kadiyu’l-hacat
Andan hasıl oldu her türlü hacat
Yere yüzler sürüp eyle münacat
Hayırlar feth olsun şerler def olsun
Akılsan alemde uyma kallaşa
Beyhuda yerlere düşme savaşa
Var türaba yüz sür Hacı Bektaşa
Hayırlar feth olsun şerler def olsun
Perişan fetheyle hayra dehanın
Daima zikretsin Hakkı zebanın
Eşigine baş koy Balım Sultanın
Hayırlar feth olsun şerler def olsun
Gölpınarlı, Abdülbaki (1992). Alevî Bektaşî Nefesleri. İstanbul: Der Yay. 352.
İlişkili Maddeler
Güncelleme Tarihi: 05.12.2020Eserlerinden Örnekler
Nefes
Biz Urum abdallarıyız
Maksudumuz yardır bizim
Geçtik ziynet kabasından
Gencinemiz erdir bizim
Daim kılarız biz zarı
Harc eyleriz elde varı
Dost yoluna verdik seri
Münkirimiz hordur bizim
Aşk bülbülüyüz öteriz
Rüh-ı Hak’ka yüz tutarız
Ma’na gevherin satarız
Müşterimiz vardır bizim
İstivayı gözler gözüm
Seb’ulmasını’dir yüzüm
Enelhak’kı söyler sözüm
Mi’racımız dardır bizim
Haber aldık Muhammed’den
Geçmeyiz zat u sıfattan
Balım nihan söyler zattan
İrşadımız sırdır bizim
Gölpınarlı, Abdülbaki (1992). Alevî Bektaşî Nefesleri. İstanbul: Der Yay. 23-24.
Nefes
Evvel baştan Muhammede salavat
Arif isen bu manayı ver imdi
Şeriattir tarikattir marifet
Hakikatten bize haber ver imdi
Yahşilerle konuş yaramazdan kaç
Marifetin varsa gel gevherin saç
Al bu dört kilidi dört kapuyu aç
Ev içinden bize haber ver imdi
Dikensiz develik nereden bitti
Bu dört kilid anın dibinde bitti
O ne nesne idi cihanı yuttu
Cihanı yutandan haber ver imdi
Şah-ı merdan gibi ere tapının
Kim idi bekçisi o dört yapunun
Muhammed bekçisi o dört kapunun
Ev içinden bize haber ver imdi
Balım çoklar ile sohbet edübdür
Bu yola erkana emek verübdür
Gidin görün pirim nerde durubdur
Pir durduğu yerden haber ver imdi
Artun, Erman (2002). Dinî-Tasavvufi Halk Edebiyatı. Ankara: Akçağ Yay. 208-209.
Nefes
Subhu şam ey gönül çekelim gülbank
Hayırlar fetholsun şerler def olsun
Niyaz et muradın Mevladan iste
Hayırlar feth olsun şerler def olsun
Sabahın seherinde durup duaya
El kaldırıp yüzün çevir semaya
Sıtkıla yalvar ol gani Mevlaya
Hayırlar feth olsun şerler def olsun
Leyle-i muzlimde aşıkı naçar
Çihar civarın alsa derdile efkar
Sıtkıla on iki imama yalvar
Hayırlar feth olsun şerler def olsun
Bin bir ismin biri Kadiyu’l-hacat
Andan hasıl oldu her türlü hacat
Yere yüzler sürüp eyle münacat
Hayırlar feth olsun şerler def olsun
Akılsan alemde uyma kallaşa
Beyhuda yerlere düşme savaşa
Var türaba yüz sür Hacı Bektaşa
Hayırlar feth olsun şerler def olsun
Perişan fetheyle hayra dehanın
Daima zikretsin Hakkı zebanın
Eşigine baş koy Balım Sultanın
Hayırlar feth olsun şerler def olsun
Gölpınarlı, Abdülbaki (1992). Alevî Bektaşî Nefesleri. İstanbul: Der Yay. 352.
İlişkili Maddeler
Eserlerinden Örnekler
Nefes
Biz Urum abdallarıyız
Maksudumuz yardır bizim
Geçtik ziynet kabasından
Gencinemiz erdir bizim
Daim kılarız biz zarı
Harc eyleriz elde varı
Dost yoluna verdik seri
Münkirimiz hordur bizim
Aşk bülbülüyüz öteriz
Rüh-ı Hak’ka yüz tutarız
Ma’na gevherin satarız
Müşterimiz vardır bizim
İstivayı gözler gözüm
Seb’ulmasını’dir yüzüm
Enelhak’kı söyler sözüm
Mi’racımız dardır bizim
Haber aldık Muhammed’den
Geçmeyiz zat u sıfattan
Balım nihan söyler zattan
İrşadımız sırdır bizim
Gölpınarlı, Abdülbaki (1992). Alevî Bektaşî Nefesleri. İstanbul: Der Yay. 23-24.
Nefes
Evvel baştan Muhammede salavat
Arif isen bu manayı ver imdi
Şeriattir tarikattir marifet
Hakikatten bize haber ver imdi
Yahşilerle konuş yaramazdan kaç
Marifetin varsa gel gevherin saç
Al bu dört kilidi dört kapuyu aç
Ev içinden bize haber ver imdi
Dikensiz develik nereden bitti
Bu dört kilid anın dibinde bitti
O ne nesne idi cihanı yuttu
Cihanı yutandan haber ver imdi
Şah-ı merdan gibi ere tapının
Kim idi bekçisi o dört yapunun
Muhammed bekçisi o dört kapunun
Ev içinden bize haber ver imdi
Balım çoklar ile sohbet edübdür
Bu yola erkana emek verübdür
Gidin görün pirim nerde durubdur
Pir durduğu yerden haber ver imdi
Artun, Erman (2002). Dinî-Tasavvufi Halk Edebiyatı. Ankara: Akçağ Yay. 208-209.
Nefes
Subhu şam ey gönül çekelim gülbank
Hayırlar fetholsun şerler def olsun
Niyaz et muradın Mevladan iste
Hayırlar feth olsun şerler def olsun
Sabahın seherinde durup duaya
El kaldırıp yüzün çevir semaya
Sıtkıla yalvar ol gani Mevlaya
Hayırlar feth olsun şerler def olsun
Leyle-i muzlimde aşıkı naçar
Çihar civarın alsa derdile efkar
Sıtkıla on iki imama yalvar
Hayırlar feth olsun şerler def olsun
Bin bir ismin biri Kadiyu’l-hacat
Andan hasıl oldu her türlü hacat
Yere yüzler sürüp eyle münacat
Hayırlar feth olsun şerler def olsun
Akılsan alemde uyma kallaşa
Beyhuda yerlere düşme savaşa
Var türaba yüz sür Hacı Bektaşa
Hayırlar feth olsun şerler def olsun
Perişan fetheyle hayra dehanın
Daima zikretsin Hakkı zebanın
Eşigine baş koy Balım Sultanın
Hayırlar feth olsun şerler def olsun
Gölpınarlı, Abdülbaki (1992). Alevî Bektaşî Nefesleri. İstanbul: Der Yay. 352.
İlişkili Maddeler
Sn. | Madde Adı | D.Tarihi / Ö.Tarihi | Benzerlik | İncele |
---|---|---|---|---|
1 | VÂSİÎ/ABDÜLVÂSÎ', Abdulvâsi'/Vâsiî Çelebi | d. ? - ö. 1538 | Doğum Yeri | Görüntüle |
2 | SADIK ABDAL | d. ? - ö. ? | Doğum Yeri | Görüntüle |
3 | MEHMED, Silahdar Seyyid Mehmed Paşa | d. ? - ö. Eylül 1757 | Doğum Yeri | Görüntüle |
4 | BAYEZİD-İ RUMİ, Derviş Mehmed | d. ? - ö. 1516\'dan sonra | Ölüm Yılı | Görüntüle |
5 | AHMED, Şeyh Seyyid Ahmed Hüseyni Efendi | d. 1445-46 - ö. 1516-17 | Ölüm Yılı | Görüntüle |
6 | MUZAFFEREDDÎN ŞÎRÂZÎ, Alî bin Muhammed | d. ? - ö. 1516-17 | Ölüm Yılı | Görüntüle |
7 | ZEKÂ'Î, Şeyh Abdullâh Zekâ'î Efendi | d. ? - ö. ? | Meslek | Görüntüle |
8 | MA‘NEVÎ, Mustafa Manevî | d. 1600\\\'lerin ortası - ö. 1702 | Meslek | Görüntüle |
9 | Gazzî-zâde Şeyh Abdüllatîf Efendi | d. 1776? - ö. 1832 | Meslek | Görüntüle |
10 | REFÎ'Î | d. ? - ö. ? | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
11 | VELİ EFENDİ | d. ? - ö. ? | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
12 | HASAN HALVETÎ | d. 1380? - ö. 1441 | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
13 | BELÎĞ, Mehmed Emîn | d. ? - ö. 1760-61 | Madde Adı | Görüntüle |
14 | HAMDÎ, Hamdî Efendi | d. ? - ö. ? | Madde Adı | Görüntüle |
15 | AZMÎ, Mustafa Azmî Efendi | d. ? - ö. ? | Madde Adı | Görüntüle |