Madde Detay
DİZÂRÎ, Mehmet
(d. 1878 / ö. 1914)
?
(Âşık / 20. Yüzyıl / Anadolu-Osmanlı-Türkiye)
ISBN: 978-9944-237-86-4
1878 yılında Isparta’da doğan âşığın asıl adı Mehmet’tir. Eski adı Hacıayvaz olan Gülcü mahallesinden Kasap Çolakoğlu Mustafa’nın oğludur. O dönem Kandiharlı adı verilen mahalle mektebinde eğitim almıştır. Âşığın babası 14 yaşında vefat edince annesi ikinci kez evlenmiştir. Üvey babasından sürekli kötü muamele gören Mehmet, içinde bulunduğu sıkıntılı durumdan kurtulabilmek için 1895 yılında yaya olarak İstanbul’a gitmiştir. İstanbul’da halk şairlerinin yanında çok az para karşılığında çalışmaya başlamıştır (Fehmi 1934: 27-28). Mehmet; Kâğıthane, Göksu, Küçüksu gibi o dönemin âşıklarının gezinti ve eğlence yerlerinde düzenledikleri saz ve söz âlemlerine katılmıştır (Kıyıcı 1998: 141). Bu şekilde İstanbul’un mesire ve eğlence yerlerini gezip âşıkların saz âlemlerini izleyerek saz ve söz vadisinde kendisini yetiştirmiştir (Fehmi 1934: 27-28).
İçkiye düşkün birisi olan Dizârî, önceden Isparta’ya yerleşmiş bir Türkmen ailesinin kızı olan Nazike ile 1903 yılında evlenmiştir. Evlendikten sonra alkole olan bağımlılığından kurtulacağı umulurken bunu başaramamıştır. 1905 senesinde ikinci evliliğini Vesile isimli bir kadınla yapmış, fakat bu eşinden de bir yıl sonra ayrılmıştır. İlk eşinden Şefika, Hilmi ve Şükrü isimlerinde üç çocuğu olmuştur. Fakat ilk ikisi küçük yaşta vefat etmiştir. 1913’te dünyaya gelen en küçük oğlu Şükrü ise Kuleli Lisesi’nde eğitim görmüş (Fehmi 1934: 27-28) ve ardından orduda subay olarak göreve başlamıştır (Sevengil 1967: 111). Âşık, dönemin şartlarını, yöneticilerini, yolsuzluk ve gayrıresmî işlerini sürekli eleştirmiş ve bunlarla ilgili şiirler de yazmıştır. Kalendermeşrep yapısı ve dilinin sivriliği kimi zaman hapse girmesine kimi zaman da dayak yemesine sebep olmuştur. Örneğin; Abdülhamid zamanında mutasarrıf Hüsnü Bey döneminde sazla Yâsin okuduğu için hapis cezası almıştır. Bir gece Üyü Tekkesi’nde zikir halkasına sarhoş hâliyle girmek istemiş fakat alınmamıştır. Bunun üzerine sinirlenip etrafındakilere küfürlü sözler sarf edince oradaki dervişler tarafından dövülmüştür (Fehmi 1934: 27-28).
Mehmet, 1913 yılında asker olarak Birinci Dünya Savaşı’na katılmıştır. Bulunduğu birlikte sevilen bir kişi olmasına karşın ona haset edenler tarafından bir ilaçla gür ve güzel olan sesine tuzak kurulduğu ve sesinin özelliğini kaybettiği söylenmektedir. Fakat sesinde meydana gelen bozulmanın hastalıktan kaynaklanma ihtimali de vardır. Âşık, askerdeyken karaciğer hastalığına yakalanarak 1914 yılının ilkbaharında Isparta’ya hava değişimine gönderilmiştir ve resmî kayıtlara göre 1915’te bu hastalıktan vefat etmiştir. Ancak M. Fehmi, ölüm tarihini âşığın oğlu ve yakınlarından edindiği bilgilerden hareketle Temmuz 1914 olarak belirtmektedir (Fehmi 1934: 28).
Âşık, Dizârî mahlasını kullanmıştır. Saz çalan ve sesi de güzel olan Dizârî; Konya, İzmir ve Antalya üçgenindeki köy ve şehirleri dolaşmış ve buralarla ilgili şiirler yazmıştır. Gittiği yerlerde sazı, sözü ve tavırlarıyla herkesin beğenisini kazanmıştır. Bu yolculuğu esnasında “Dizârî” mahlasını kullanmaya başlamıştır (Fehmi 1934: 27). Hem aruz hem de hece ölçüsüyle şiir yazan/söyleyen âşığın manzumeleri daha çok hece ölçüsüyledir. Şiirlerinde daha çok koşma nazım şeklini tercih etmesinin yanında destan, gazel gibi nazım şekillerini de kullanmıştır. Âşık atışmalarına katılan ve çeşitli âşık kahvehanelerinde bulunan Dizârî, muamma söyleme konusunda da hünerli olup bu tarzda şiirleri de vardır.
Şiirlerini dokunaklı ve cana yakın bir üslupla kaleme almıştır. Türkçenin önemini sürekli vurgulayan âşık, akıcı ve anlaşılır bir dille manzumelerini yazmış/söylemiştir. Bir şiirinde askerden kaçmak amacıyla medreseye öğrenci olarak gelenleri ve Türkçenin ikinci plana itilmesini; “Medreseye nice insanlar doldu/Asker korkusundan kaçıp kurtuldu/Arapça kitapla dükkânlar doldu/Bu yüzden Türkçeye rağbet mi kaldı?” dizeleriyle eleştirmektedir (Sevengil 1967: 112). Şiirlerinde tabiat güzellikleri, tasavvufi ve beşeri aşk, ölüm, toplumsal olaylar gibi hemen hemen her konuyu ele almıştır. Dizârî, kendini öven ve başkalarını küçümseyen şairleri, medrese erbabını, tekkeleri, idarecileri çekinmeden eleştirmiş ve onları hicvedici şiirler söylemiş/yazmıştır (Fehmi 1934: 28). Ayrıca yaşadığı dönemde şahit olduğu, işittiği yolsuzluk ve adam kayırmaları ve buna müsaade edenleri de eleştirdiği taşlama türünde şiirleri vardır. Dizârî’nin oğlu, babasının şiirlerinin yazılı olduğu küçük bir defteri Refik Ahmet Sevengil’e vermiştir. Bu defterde kaç şiir bulunduğu, şiirlerinin nazım şekilleri ve türlerinin ne olduğuyla ilgili ayrıntılı bilgi ise verilmemiştir (Sevengil 1967: 111-112). Âşığın şiirlerinden hareketle Bektaşî tarikatına mensup olduğu anlaşılmaktadır (Sevengil 1967: 115).
Kaynakça
Kıyıcı, Mahmut (1998). Ispartalı ve Isparta’ya Hizmet Etmiş Büyük Adamlar. Isparta: Göltaş Kültür Yay.
M. Fehmi (1934). “Ispartalı Âşık Mehmet Dizari”. Ün Isparta Halkevi Mecmuası. 1(2): 27-28.
Sevengil, Refik Ahmet (1967). Çağımızın Halk Şairleri-Radyo Konuşmaları. İstanbul: Atlas Kitabevi.
Madde Yazım Bilgileri
Yazar: DR. SAGIP ATLIYayın Tarihi: 14.12.2018Güncelleme Tarihi: 06.12.2020
İlişkili Maddeler
Yayın Tarihi: 14.12.2018Güncelleme Tarihi: 06.12.2020
İlişkili Maddeler
Güncelleme Tarihi: 06.12.2020
İlişkili Maddeler
İlişkili Maddeler
Sn. | Madde Adı | D.Tarihi / Ö.Tarihi | Benzerlik | İncele |
---|---|---|---|---|
1 | ZİYÂ'Î, Yusuf Can/ Ziyâ'î Yusuf | d. ? - ö. ? | Doğum Yeri | Görüntüle |
2 | ADNÎ, Adnî Bey | d. ? - ö. 1587\\\'den sonra | Doğum Yeri | Görüntüle |
3 | KÂDİRÎ, Abdülkadir Hamîdî Efendi | d. ? - ö. 1548 | Doğum Yeri | Görüntüle |
4 | ALİ SALAHATTİN | d. 1878 - ö. ? | Doğum Yılı | Görüntüle |
5 | HASAN FEHMÎ, Zaîm-zâde Hasan Fehmî Bey | d. 1878 - ö. 1916 | Doğum Yılı | Görüntüle |
6 | Aliasgar Kemal | d. 25 Aralık 1878 - ö. 16 Haziran 1933 | Doğum Yılı | Görüntüle |
7 | HULÛSÎ, İbrahim | d. ? - ö. 1914-1918? | Ölüm Yılı | Görüntüle |
8 | MÂ'İL, Takıyeddîn, Molla Taki | d. 1868-69 - ö. 1914-15? | Ölüm Yılı | Görüntüle |
9 | SAFVET BEY, Çanakkaleli | d. 1869 - ö. 1914 | Ölüm Yılı | Görüntüle |
10 | ERZADE, Erzade Kapan | d. 1957 - ö. ? | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
11 | İHSANÎ, Mevlüt Çalışkan | d. 1900 - ö. 22.04.1991 | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
12 | MİKTAT OK | d. 1937 - ö. ? | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
13 | OZAN NEFER/HALİLÎ, Halil Alpat | d. 1948 - ö. ? | Madde Adı | Görüntüle |
14 | BAHATTİN, Bahattin Avcu | d. 1951 - ö. ? | Madde Adı | Görüntüle |
15 | YUSUF | d. ? - ö. ? | Madde Adı | Görüntüle |