Fahri Celâl Göktulga

F. Celâleddin
(d. 20 Mayıs 1895 / ö. 3 Haziran 1975)
Ruh Hekimi
(Yeni Edebiyat / 19. Yüzyıl / Anadolu-Osmanlı-Türkiye)
ISBN: 978-9944-237-86-4

Hikâyeci, fıkra yazarı ve eleştirmen Mehmet Fahri Celâl, çalışmalarında F. Celâlettin, F. Celâl, Fahri Celâlettin gibi adları kullanmıştır. Babası Hâriciye memurlarından Ahmet Celâlettin Bey (Ö 1926), annesi Lâmia Hanım’dır (Ö. 16 Eylül 1934). Tarsus’ta Pancaroğulları olarak bilinen bir sülaleden olan anne ve baba, amca çocuklarıdır. Fahri Celâl, biri kız olmak üzere altı çocuklu bu ailenin beşinci çocuğu olarak 1895 yılında, Eminönü-İshak Paşa Mahallesinde dünyaya gelmiştir. Kardeşlerin en büyüğü Süleyman Bahri (Atamer, 1886-1939) bir avukattır, II. Meşrutiyet döneminin Resimli Kitap başta olmak üzere çeşitli dergilerinde şiirleri yayınlanmıştır. En küçük kardeşi Ali Kadri (Göktulga), uzun yıllar Fenerbahçe futbol takımının savunmasında görev yapmış bir futbolcudur. Diş hekimi olan Hayri Celâl, bir süre Fenerbahçe Futbol Klubünün başkâtipliğini yapmıştır. Diğer kardeşlerin adları ise şöyledir: Süleyman Sırrı Celâl, Hatice Mihriban (Atamer).

Fahri Celâl, ilk tahsilini Yerebatan’daki Darü’l-Edep’te, İkinci Meşrutiyet’in ilanının hemen ardından başladığı İdâdî eğitimini Mercan İdâdîsi’nde tamamlamıştır (1912). Tıbbiye-i Mülkiye-i Şâhâne’yi 1918’de, Toptaşı Bimarhanesi’nde Akliye Hocası Dr. Raşit Tahsin’in danışmanlığında şair Fuzuli’nin mizacı üzerine hazırladığı Fuzuli’nin Temperement’i adlı bitirme tezini başarıyla sunarak bitirmiştir. Almanca’ya çevrilerek yayınlanması için Almanya’ya gönderilen bu çalışma maalesef kaybolmuştur. (Fuzuliye Dair Tez, Cumhuriyet Gazetesi, 8 Eylül 1957, s. 3)

Birinci Dünya Savaşı yıllarında önce Çanakkale, ardından İzmir Merkez Askeri Hastanesi’nde tabip yedek subay olarak askerliğini yapan Fahri Celâl’in ilk görevi, 15 Haziran 1927’de Bakırköy Emrâz-ı Akliye ve Asabiye Hastanesi’ne dönüştürülen Toptaşı Bimarhanesi’nde asistanlıktır. Burada dört yıl kadar Akliye ve Asabiye Mütehassısı ve Klinik Şefliği yapmıştır. Burada çalışırken bir buçuk yıl kadar, mesleki tetkikler yapmak üzere Pars’e gönderilmiştir. Hastane, 1927 yılında Bakırköy’e taşınıp baştabipliğine Mazhar Osman (Uzman) getirilince görevine bu yeni binada devam etmiştir. 1930 yılında Refik Saydam’ın talimatıyla. Manisa Emrâz-ı Akliye ve Asabiye Hastanesi’ne baştabip olarak tayin edilmiş, 1935 yılına kadar hem hastanenin fiziksel şartlarının iyileştirilmesinde, hem de yeni bazı tedavi usullerinin uygulanmasında çok önemli işlere imza atmıştır. Ardından yeniden Bakırköy’e dönen Fahri Celâl, 1944 yılında bu hastanenin dördüncü başhekimi olur. Başarıyla sürdürdüğü bu görevinden 02. 07. 1960 tarihinde emekli olmuştur. Bir süre Taksim’de açmış olduğu muayenehanede mesleğini sürdürür.

Fahri Celâl, iki evlilik yapmıştır. İlk eşi, edebiyatçı dostları Faruk Nafiz Çamlıbel, Halit Fahri Ozansoy, tiyatro meraklısı biri olan Reşitpaşazâde Akif vs. ile yaptıkları mutat Kadıköy-Şifa Çayırı gezintilerinde tanıştığı dul bir kadın olan Hamide Nebile Hanım’dır. Kızları Hatice Hulya’nın doğumundan sonra vefat edince iki kere daha evlenmiş, ancak bu evliliklerden çocuğu olmamıştır. İkinci eşi, Melâhat Hanım’dır. Tek kızı olan Hatice Hulya Hanım Avukat Kadri Güçmen’le evlenmiş ve iki çocuğu olmuştur. Her ikisi mimar olan torunlarından büyüğü Heprecep Güçmen (1955), diğeri Ali Güçmen (1960)'dir.

Ömrünü mesleğinin yanı sıra sanat ve edebiyat faaliyetlerine adamış olan Fahri Celâl, 03 Haziran 1975 Salı günü yakalandığı Üremi hastalığından vefat etmiştir. Üsküdar, Karacaahmet Mezarlığı’na defnedilmiştir.

Doktor, hikâyeci ve gazete yazarı Fahri Celâl’in edebiyatla ve sanatla ilişkisi, bugün pek hatırlanmasa da İkinci Meşrutiyet Döneminin meşhur şairlerinden Süleyman Bahri’nin etkisinde; onun aracılığıyla dönemin bazı şair ve yazarlarıyla tanışmasıyla başlamıştır. Bir yazısında “Yazmamı herhangi bir sebebe bağlamaktansa içimden geldi ve ondan yazdım desem daha doğru olur, kanaatindeyim. Maamafih on sekiz yaş ve Faruk Nafiz ile olan arkadaşlığım bana bunu ilham etmiş olabilir.” der.

Yazı hayatına 17 yaşındayken başlayan yazar, Fecr-i Âti edebiyatının yıkılışına kadar kısa bir süre Faruk Nafiz, Hakkı Tahsin, Yahya Sâib, Selâmi İzzet (Sedes), Ahmet Hidâyet ve Yusuf Ziya (Ortaç), Orhan Seyfi (Orhon) gibi isimlerle Servet-i Fünûn’un edebî kısmının sorumluluğunu üstlenmiştir. İlk hikâyelerinin yayınlandığı Servet-i Fünûn’daki bu ekibin Mahmut Sâdık’ın edebî kısmın başına getirilmesiyle dağı(tı)ldığını söyler. Mütareke döneminde bu isimler, Şair Nedim adlı bir dergi çıkarmaya karar verirler. Dergiye Faruk Nafiz (Çamlıbel), Ruşen Eşref (Ünaydın), Ahmet Hikmet (Müftüoğlu), Fâik Ali, Tahsin Nâhit, Yahya Sâim, Ali Cânip (Yöntem), Ömer Seyfettin, Ahmet Refik, Selahattin Enis, Selâmi İzzet, Münir Tevfik, Falih Rıfkı, Yahya Kemâl gibi isimler yazlarıyla destek olacaklarını belirtirler. İtilâf kuvvetlerinin ve İstanbul hükümetinin sansürü, sanatçı kaprisleri, siyasal atmosfer gibi sebeplerle dergi ancak on sekiz sayı kadar çıkabilmiştir.

Fahri Celâl, hikâyeciliğe Birinci Dünya Savaşı ve Mütareke yıllarında başlamıştır. “Salgın” başlıklı ilk hikâyesinin yazılış tarihi 1915’tir. Ancak herhangi bir dergide yayınlanmamış, doğrudan 1923 yılında yayınlanan Talâk-ı Selâse kitabına alınmıştır. O nedenle “Salgın”, yazdığı ilk hikâye olmakla birlikte bir dergide yayınlanan ilk hikâyesi, 1917 tarihli Servet-i Fünûn dergisinde çıkan “Kadın Cehennemi”dir.

İlk hikâyecilerimiz gibi Fahri Celâl de Maupassant tarzında hikâyeler kaleme almış, yeni bir hikâye etme yolu arayışına girmemiştir. Onda asıl orijinallik, seçtiği tiplerdedir. Çoğu akıl hastanesinde karşılaştığı hastalardan oluşan, bir kısmı ise Osmanlı’nın son dönemlerinde doğmuş, İkinci Meşrutiyet devrinde yaşları hayli ilerlemiş olan ve gelenek ile yenilik arasında yerini tam bulamamış, eski ile yeni arasında sıkışmış tipler, onun hikâyeciliğinin en önemli özelliğini teşkil eder. Yazar, Cumhuriyet dönemini ele aldığı hikâyelerinde ise her gün karşılaşılabilecek, genel olarak sıradan diyebileceğimiz tipleri oldukça canlı biçimde ele alır. Hikâyelerinde büyük insanlar ve büyük meseleler yerine, küçük insanların küçük meseleleri, çoğu zaman mizahi bir tarzda işlenmiştir. Yerli bir hikâyecidir ve yerel renkleri seçtikleri kişiler üzerinden görüntülemeye çalışırken gerçekçi bir dil kullanarak kişilerini kendi şiveleriyle, içinde bulundukları sınıfın diliyle konuşturur. Bu manada Ahmet Rasim, Hüseyin Rahmi ve Memduh Şevket Esendal çizgisiyle birleştiği söylenebilir.

Fahri Celâl’in adet olarak çoğu yayınlanan kitaplarında yer bulmuş, bir kısmı ise dergi ve gazete sayfalarında kalmış toplam 88 hikâyesi vardır. Bu hikayeler, yayınlanmış kitaplarındaki hikâyelerle birlikte Kedinin Kerameti adıyla (2017) Yapı Kredi Yayınları’ndan çıkmıştır. Yazarın yayınlanan hikâye kitapları, yayınlanış tarihlerine göre şunlardır:

Talâk-ı Selâse: F. Celâleddin adıyla 1923 yılında yayınlanan kitapta toplam on beş hikâye vardır. Kitabı Rauf Mutluay 1923 yılının en ilginç kitabı, Cevdet Kudret’in yazara ününü sağlayan kitap, Vedat Günyol’un yazarın edebiyat dünyasına güçlü kişiliğini kabul ettirdiği eser olarak tanıtırlar.

Kına Gecesi: Bu da, ilki gibi F. Celâleddin imzasıyla yayınlanmıştır. Suhulet Kitabevi yayınları arasından 1927 yılında çıkan kitapta toplam 16 hikâye bulunmaktadır.

Keloğlan Çanakkale Muharebelerinde: Uzun hikâye olan eser, F. Celâliddin Göktulğa imzasıyla Matbuat Umum Müdürlüğü Neşriyatı’nın Halk Kitapları serisinden, 1939 yılında çıkmıştır. 56 sayfalık kitabın kapağında, Uzun Masal notu bulunmaktadır. Mehmet Behçet Yazar, eserin özellikle halk edebiyatı bakımından unutulmaz bir kıymette olduğunu söyler. Cevdet Kudret ise Çanakkale Savaşı’na katılmış bir erin etrafında kurulmuş olan hikâyenin aslında Kına Gecesi’ndeki “Mustafa’nın Hilesi” başlıklı hikâyenin genişletilmiş biçimi olduğunu belirtir. Kitap, 1960 yılında küçük bazı değişikliklerle Vakit Matbaası tarafından tekrar yayınlanmıştır.

Eldebir Mustafendi: F. Celâlettin Göktulga adıyla 1943 yılında, Ahmet Sait Kitabevi tarafından yayınlanmıştır. Kitapta toplam 28 hikâye yer almakla birlikte bunlardan 5’i Talâk-ı Selâse’den, 8’i Kına Gecesi’nden alınmış hikâyelerdir. Buna göre, eserdeki orijinal hikâye sayısı 15’tir. Behçet Necatigil, kitaptaki hikâyelerde yazarın genelde Osmanlı’nın son dönemlerinde yaşamış kenarda köşede kalmış tipleri ele aldığını, onları tatlı bir dil ve usta bir kalem gücüyle anlattığını söyler.

Avurzavur Kahvesi: Eser, F. Celâleddin imzasıyla, 1948 yılında yayınlanmıştır. Zahir Güvemli’nin 15 Aralık 1943 yılında Eldebir Mustafendi’nin yayınlanması üzerine yazdığı yazı, esere “Takdim” yazısı olarak konmuştur. 30 hikâyenin yer aldığı kitaptaki hikâyelerden 4’ü daha önce yayınlanmış Talak-ı Selase’den, 2’si Kına Gecesi’nden, 3’ü Eldebir Mustafendi’den alınıp tekrar yayınlanmış hikâyelerdir. Buna göre, kitaptaki orijinal hikâye sayısı 21’dir.

Salgın: Talâk-ı Selâse’de yer almış “Salgın” başlıklı hikâyenin de içinde bulunduğu ve kitaba ad olduğu eserde yazarın önceki kitaplarında yayınlanmış 25 hikâyesi bulunmaktadır. Bu görünüşüyle bir seçki’dir ve 1953 yılında yayınlanmıştır.

Rüzgâr: 32 gazete yazısıyla birlikte 8 adet orijinal hikâyenin bulunduğu kitap, 1955 yılında yayınlanmıştır.

Bütün Hikâyeler: Kitap, Göktulga’nın ölümünden iki yıl önce, 1973 yılında Mustafa Baydar tarafından hazırlanılıp yayınlanmıştır. Kitabın “Giriş” kısmında Mustafa Baydar’ın Fahri Celâl’in hayatını, sanat anlayışı ve mizaç özelliklerini anlattığı “Hayatı ve Sanatı” başlıklı yazısı bulunmaktadır. Yayınlanış tarihlerine göre Talâk-ı Selâse, Kına Gecesi, Avurzavur Kahvesi kitaplarındaki hikâyelerin mükerrer olanlarının ayıklanarak bir araya toplandığı kitapta, çeşitli gazetelerde yayınlanmış portre türündeki bazı yazılarına da yer verilmiştir.

Fahri Celâl, muhtelif konularda yazdığı hikâyeleri yanında uzun yıllar çeşitli gazetelerde köşe yazıları da yazmıştır. Gazete yazılarına 1926 yılında Resimli Gazete’de “Doktorumuz Ne Diyor?” başlıklı sütuna yazdığı mesleğiyle ilgili yazılarla başlar. Düşünce, kültür ve sanat yazılarına ise 1945 yılında Vakit gazetesinde başlar. Bu gazetenin “Tenkid”, "Ya Siz Ne Dersiniz” adlı köşesindeki yazıları ancak üç ay sürmüştür. Bundan üç yıl sonra, 1948’te Ulus Gazetesi’nde yazan Fahri Celâl, ilk başlarda yazılarını haftanın rastgele günlerinde ve “İstanbul’dan”, “Gün Aşırı”, “Fıkra” başlıkları altında, daha sonra ise –yine düzensiz olarak- bazen bir, bazen üç beş gün arayla yazar. Vakit'te olduğu gibi buradaki yazarlığı da ancak bir yıl kadar devam eder. 1950 yılının 1 Ocak’ında bu kez Cumhuriyet'te yazarken görüyoruz. Önceleri “Haftadan Haftaya”, daha sonra “Haftada Bir” adlı köşesinde düzenli olarak yazmaya devam eden yazar, 1950 yılının ortalarında buradan ayrılır. Tekrar yazmaya başlaması iki buçuk yıl sonradır (4 Ocak 1953). 1957 yılına kadar hiç aksatmadan her hafta Cumhuriyet gazetesine çeşitli konularda fıkra yazarlığı yapan Fahri Celâl, 1960 yılına kadar, ara sıra küçük fasılalarla burada yazmayı sürdürür.

Rauf Mutluay’a göre Cumhuriyet döneminde başlıca yayın organlarında yararlı, değerli ürünleri izlenmiş olan, kamuoyunca bilinen, tanınan.. eserleri her an derlenip bütünleşebilecek olan Celâl Sâhir Erozan, Süleyman Nazif, Mehmet Rauf, Hüseyin Suat Yalçın, Ahmet Rasim, Yakup Kadri Karaosmanoğlu, Halide Edip Adıvar vs. arasında yer alabilecek yazarlardan biridir.

Kaynakça

Alangu, Tahir, Cumhuriyetten Sonra Hikâye ve Roman I, İstanbul Matbaası, Ankara 1991.

Balcı, Muzaffer, Fahri Celâlettin’in Hikâyelerinin Tedkiki, İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi, Yayınlanmamış Lisans Tezi, İstanbul 1954.

Baydar, Mustafa, Fahri Celâl, Bütün Hikâyeler, Cem Yayınları, İstanbul 1973.

Cevdet Kudret, Türk Edebiyatında Hikâye ve Roman II, İnkılap Kitabevi, İstanbul 1987.

Çetin, Sema, Fahri Celâl’in Öykücülüğü, Çukurova Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Türk Dili ve Edebiyatı Anabilim Dalı, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Adana 2000.

Fahri Celâl Göktulga, Kedinin Kerameti, Bütün Hikâyeler, Hazırlayan: Ahmet Cüneyt Issı, Yapı Kredi Yayınları, İstanbul 2017.

Günyol, Vedat, “Haziran 1975’te Yitirdiğimiz Bir değer: Fahri Celâl Göktulga”, Yeni Ufuklar, C. 23, S. 262, Temmuz 1975, ss. 1-3.Issı, Ahmet Cüneyt, Fahri Celal Göktulga, Hayatı, Sanatı ve Eserleri, Ondokuz Mayıs Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yayınlanmamış Doktora Tezi, Samsun 2002.

Issı, Ahmet Cüneyt, Fahri Celâl’in Hikâyeciliği, II. Meşrutiyet’ten Cumhuriyet’e Taşan Duyarlılık, Roza Yayınevi, İstanbul 2011.

Mutluay, Rauf, 50 Yılın Türk Hikâyesi, İş Bankası Yayınları, İstanbul 1976.

Necatigil, Behçet, Edebiyatımızda İsimler Sözlüğü, Varlık Yayınları, İstanbul 1989.

Ozansoy, Halit Fahri, Edebiyatçılar Geçiyor, Türkiye Yayınları, İstanbul 1967.

Ozansoy, Halit Fahri, Edebiyatçılar Çevremde, Sümerbank Kültür Yayınları, Ankara 1970.

Tevfikoğlu, Muhtar, Fahri Celâl Göktulga (F. Celâleddin), Türk Kültürünü Araştırma Enstitüsü Yayınları, Ankara 1993.

Yavuz, Hilmi, “Fahri Celâl, Bütün Hikâyeler”, Milliyet Sanat, S. 54, 16 Kasım 1973, s. 14.

Madde Yazım Bilgileri

Yazar: PROF. DR. AHMET CÜNEYT ISSI
Yayın Tarihi: 15.05.2019
Güncelleme Tarihi: 19.12.2020

Eser AdıYayın eviBasım yılıEser türü
Talâk-ı SelâseKütüphane-i Sûdî / İstanbul1923Hikâye
Kına GecesiSuhûlet Kütüphanesi / İstanbul1927Hikâye
Keloğlan Çanakkale MuharebelerindeÜlkü Basımevi / İstanbul1939Hikâye
Eldebir MustafendiAhmet Sait Kitabevi / İstanbul1943Hikâye
Avurzavur KahvesiAhmet Sait Kitabevi / İstanbul1948Hikâye
SalgınVarlık Yayınları / İstanbul1953Hikâye
RüzgârÇelikcilt Matbaası / İstanbul1955Hikâye
Çanakkale'deki KeloğlanAydın Güler Kitabevi / İstanbul1960Hikâye
Bütün HikâyelerCem Yayınevi / İstanbul1973Hikâye
Kedinin Kerameti Bütün HikayeleriYapı Kredi Yayınları / İstanbul2017Hikâye

İlişkili Maddeler

Sn.Madde AdıD.Tarihi / Ö.TarihiBenzerlikİncele
1AVNİ NURETTİNd. 1866 - ö. ?Doğum YeriGörüntüle
2ZÎVER, Ahmed Sâdık Zîver Paşad. 1793 - ö. 1862Doğum YeriGörüntüle
3Uğur Mıstaçoğlud. 02 Haziran 1970 - ö. ?Doğum YeriGörüntüle
4Atıf Ölmezd. 1895 - ö. ?Doğum YılıGörüntüle
5AHMET ERTEMd. 1895 - ö. 1947Doğum YılıGörüntüle
6OSMAN BEHÇETd. 1895/1896 - ö. ?Doğum YılıGörüntüle
7CEVLÂNÎ, Dursun Kılıçd. 1900 - ö. 20.01.1975Ölüm YılıGörüntüle
8Sabri Sorand. 1918 - ö. 18 Mayıs 1975Ölüm YılıGörüntüle
9GATIH DEDE, Hüseyin Karakuşd. ? - ö. 1975?Ölüm YılıGörüntüle
10Tamer Öncüld. 3 Ekim 1960 - ö. ?MeslekGörüntüle
11Fatma Akdağd. 1984 - ö. ?MeslekGörüntüle
12MUHAMMED HÜSEYİN YEGÂNEd. 1926 - ö. ?MeslekGörüntüle
13İskender Haki Engind. 1895 - ö. 02 Şubat 1970Alan/Yüzyıl/SahaGörüntüle
14Ruşen Eşref Ünaydınd. 18 Mart 1892 - ö. 21 Eylül 1959Alan/Yüzyıl/SahaGörüntüle
15Zekeriya Serteld. 1890 - ö. 11 Mart 1980Alan/Yüzyıl/SahaGörüntüle
16FAHRİ ÇAVUŞ, Fahri Yazıcıd. 1900 - ö. 1966Madde AdıGörüntüle
17Bekir Fahri İdizd. 1876 - ö. 1938Madde AdıGörüntüle
18Halit Fahri Ozansoyd. 13 Temmuz 1891 - ö. 23 Şubat 1971Madde AdıGörüntüle