MUÎDÎ

(d. 953/1546 - ö. 976/1568-69)
divan şairi
(Divan/Yazılı Edebiyat / 16. Yüzyıl / Anadolu-Osmanlı-Türkiye)
ISBN: 978-9944-237-86-4

Asıl adı bilinmeyen Muîdî, Üsküp yakınlarındaki Kalkandelen’de doğdu. Kınalızâde Tezkiresi ve Kāmûsu’l-a’lâm’a göre II. Bayezıd dönemi müderrislerinden olan Muîdzâde’nin oğludur. Klasik medrese usulüne göre eğitimini en güzel bir şekilde almak için elinden gelen gayreti gösterip yüksek kabiliyeti ve parlak zihniyle akranları arasında temayüz etti. Medreseyi bitirdikten sonra kadıasker Mîrîm Çelebi’den mülazım, Zenbilli Ali Efendi’nin muidi oldu, danişmendlik yaptı.

Heşt Behişt, Osmanlı Müellifleri ve Tuhfe-i Nâilî’ye göre Zenbilli Ali Efendi’nin muidi olduğu için; Kınalızâde ve Beyânî’ye göre babasına Muîdzâde denmesinden dolayı; Âşık Çelebi ve Gelibolulu Âlî’ye göre ise babasının muid olması sebebiyle Muîdî mahlasını seçti. Meslek hayatının diğer safhalarına dair kaynaklarda belirgin bir bilgi yoktur. Onun ölümünden bahseden ilk kaynak olan Meşâirü’ş-şuarâ’ya göre ilmiye yolunu terk ederek hacca gitmiş, oradan Mısır’a geçerek beytülmâl kâtibi olarak görev yapmış ve o görevdeyken yine Mısır’da ölmüştür. Sicill-i Osmanî’de ise diğer kaynaklardan farklı olarak onun “müderris iken” vefat ettiği bilgisi vardır. Latîfî’nin tezkiresini yazdığında hayatta olduğu anlaşılan Muîdî’nin ölüm tarihine dair şimdilik verilebilecek tek somut bilgi, Latîfî ve Âşık Çelebi tezkirelerinin yazılış tarihleri olan 953/1546 ile 976/1568-69 arasında bir tarihte ölmüş olması gerektiğidir. Tezkirelerde medrese dönemi ve mezuniyet sonrası ilk dönem olan muîdlik veya dânişmendlik devresinden sonraki ilim hayatına dair neredeyse hiçbir bilgi yoktur. Âşık Çelebi, Anadolu’da çok sıkıntılı günler geçirdiğine dair örtülü bir ifade kullanır ancak ayrıntı vermez.

Kınalızâde’de yer alan “ol maḳūle ceʿʿābdan iken” ibaresine nazaran profesyonel bir “okçu” olduğu söylenebilir.

Muîdî’nin eserlerinde de hayatına dair kimi izler mevcuttur. Gül ü Nevrûz’unu 942 (1535-36) yılında tamamlayan Muîdî, “Olduñ bu sinīn içre ʿārif / Ḳırḳın geçüp ellisine müşrif” beytiyle de eseri yazdığında çok da genç olmadığını hatta “kırkını geçip ellisine yaklaşan” (Taşkın 2015: 197) bir yaşta olduğunu haber verir. Bu sözle şairin muradının 46-48 yaşları arası olması gerekir. Buradan yola çıkarak yaklaşık olarak 894-896 (1488-1491) yılları arasında doğmuş olması gerektiği söylenebilir. Hemen bütün eserlerine yansıyan yoksulluk ve sefaletten şikâyetleri de Muîdî’nin hayatının eserlerine bariz olarak yansıyan yanlarıdır.

Eserleri

Muîdî’nin şu ana kadar en az bir nüshasına ulaşılmış altı eseri vardır. Bunların dördü mesnevi, biri mensur bir eser, biri de Divan’dır (üçüncü Divan)..

Dîvân: Gerek kaynaklarda gerekse bizzat kendisinin üçüncü Dîvân’ında söylediğine göre Muîdi “üç dîvân” sahibi bir şairdir. Üçüncü Dîvân'ın müellif hattı nüshası Fransa Milli Kütüphane Türkçe Yazmalar Gaulmin/Regius 13174’te kayıtlı olup “evâhir-i cumâde’l-ûlâ 933” (20 Şubat-4 Mart 1527) tarihinde tamamlanmıştır. Klasik divan tertibinde olmayıp önce gazellerin sonra musammatların ve kıt’aların karışık olarak yer aldığı bu Dîvân, Gülçin Tanrıbuyurdu tarafından doktora tezi (2012) olarak hazırlanmış, bilahare yayımlanmıştır (2018).

Aşk-efzâ (Leylâ vü Mecnûn): Muîdî tarafından kaleme alınan ilk mesnevi olan eserin tespit edebildiğimiz yegâne nüshası Almanya’da Dresden Kütüphanesi Mscr.Dresd.Ea.63 (eski numara Msc. Or. 115) numarada kayıtlıdır. Hezec bahrinin mefâîlün mefâîlün feûlün kalıbında yazılan eser, yayına hazırlamış olduğumuz metne göre 1756 beyitten ibarettir. Ancak eldeki yegâne nüshada en az üç yaprağın eksik olduğu anlaşılmaktadır. Eserin adı tezkirelerde ve sair klasik kaynaklarda geçmediği gibi Leylâ vü Mecnûn’lar üzerine yapılan çalışmalarda da geçmez. Aşk-efzâ’nın adının ilk geçtiği yer şairin bir başka eseri olan Miftâhu’t-teşbîh’tir (Erünsal 1988: 219). Yazılış tarihi bilinmemekle birlikte eserin 1523-1527 yılları arasında yazılmış olduğu tahmin edilmektedir. Eser tarafımızdan yayıma hazırlanmış olup 2024 yılı içinde yayımlanacaktır.

Miftâhu’t-teşbîh: Mûîdî’nin mensur olan tek eseridir. Eserde Divan’ından ve Aşk-efzâ’sından bahsettiğine göre bu iki eserden sonra yazıldığı kesindir. Hem bu ikisinden başka eserden söz edilmemesi hem de divanlar ve Aşk-efzâ’dan örnek beyitler içerdiği hâlde diğer eserlerinden örnek beyit bulunmaması Âyet-i Aşk ve Gül ü Nevrûz’dan önce yazılmış olduğuna delil olabilir. Tespit edilen yegâne nüshası Marmara Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Kütüphanesi, Yazmalar no. 67’de kayıtlı olup İsmail Erünsal tarafından bilim dünyasına bir makaleyle tanıtılmış ve tam metin olarak neşredilmiştir (1988). Eser hakkında ayrıca bk. (Erdoğan Taş 2022).

Âyet-i Aşk (Şemʿ ü Pervâne): Mesnevi nazım şekliyle ve hafîf bahrinin fe’ilâtün mefâ’ilün fe’ilün kalıbıyla yazılan eserin bilinen üç nüshası vardır. Nüshalara göre farklılık gösteren eser 1600 beyit civarındadır. Halep defterdarı Mehmed Bey’e sunulan eserde, kahramanların dilinden söylenmiş dokuz adet de gazel vardır. Mehmed Bey’in Halep görevi 1534-1535 yılları olduğuna göre Şemʿ ü Pervâne’nin yazılış tarihi de bu yıllardan biri olmalıdır. Üzerine iki yüksek lisans tez çalışması (Özgül 2008; Kara 2009) yapılan eser bir ansiklopedi maddesiyle de tanıtılmıştır (Armutlu 2021).

Gül ü Nevrûz: Şairin kaynaklarda adı geçen ama yakın zaman kadar herhangi bir nüshası tespit edilemeyen eseridir. Eserin bilinen tek nüshası olan Avusturya Devlet Arşivi No: 217’de kayıtlı nüsha Gülşah Taşkın tarafından tespit edilerek önce bir makale ile (2014) tanıtılmış bilahare kitap olarak yayımlanmıştır (2015). Kanuni Sultan Süleyman’a sunulmak üzere yazılan bu eser de mesnevi tarzında olup mef’ûlü mefâ’ilün fe’ûlün kalıbıyla yazılmıştır. H. 942 (1535-36) yılında tamamlanan eserin konusu ve diğer bilgiler için bk. (Taşkın 2021).

Vâmık u Azrâ: Eserden ilk söz eden Âşık Çelebi’dir. O ve Gelibolulu Âlî, şairin Mahzenü’l-esrâr bahrinde (serî’ bahrinin müfteilün müfteilün fâilün kalıbı) bir Vâmık u Azrâ mesnevisinin varlığından söz ederler. Şu ana kadar bir nüshası tespit edilememiştir.

Bütün tezkire müellifleri Muîdî’den “hamse sahibi” bir şair olarak söz ederlerse de henüz hamseyi tamamlayacak beş mesnevisine ulaşılamamıştır. Bazı tezkirelerde adı anıldığı hâlde henüz bir nüshasına ulaşılamayan Vâmık u Azrâ mesnevisi de kaleme alan Muîdî’nin, Aşk-efzâ ve Miftâhu’t-teşbîh’inden kaynaklarda bahsedilmemesi düşünüldüğünde bilinmeyen başka eserlerinin de gün yüzüne çıkmasının muhtemel olduğu söylenebilir

 Şairin edebî kişiliğine dair tezkirelerin çoğunda müspet ifadeler kullanılır. Çalakalem yazdığına dair eleştirilerde ise haklılık payı vardır. Nitekim kendisi de hemen bütün eserlerinde bir fahriye edasında kitabını “bir iki hafta” gibi çok kısa sürede tamamladığından bahseder.

Kaynakça

Açıkgöz, Namık (2017). Riyâzü’ş-Şuara (Tezkiretü’ş-Şuara). Kültür ve Turizm Bakanlığı Yayınları. E-kitap, https://ekitap.ktb.gov.tr/TR-191371/riyazi-riyazus-suaratezkiretus-suara.html [Erişim Tarihi: 17.01.2024].

Armutlu, Sadık (2021). "Şem’ ü Pervâne (Muîdî)”. Türk Edebiyatı Eserler Sözlüğü , https://tees.yesevi.edu.tr/madde-detay/sem-u-pervane-muidi. [Erişim Tarihi: 17.01.2024].

Bursalı Mehmed Tâhir (1333). Osmanlı Müellifleri. C. 2. İstanbul: Matbaa-i Âmire.

Canım, Rıdvan (2000). Latîfî Tezkiretü’ş-şu’arâ ve Tabsıratü’n-nuzamâ (İnceleme-Metin). Ankara: Atatürk Kültür Merkezi Yay.

Erdoğan Taş, Mehtap (2022). “Miftâhu’t-teşbîh (Muîdî)”. Türk Edebiyatı Eserler Sözlüğü, https://tees.yesevi.edu.tr/madde-detay/miftahu-t-tesbih-mu-idi. [Erişim Tarihi: 12.01.2024].

Erünsal, İsmail, (1988). “Mu’îdî’nin Miftâhu’t-Teşbîh’i”. Osmanlı Araştırmaları Dergisi, C.VIIVIII, s.215-272.

İpekten, Haluk, Günay Kut, Mustafa İsen, Hüseyin Ayan, Turgut Karabey (2017). Sehî Bey Heşt Bihişt. Kültür ve Turzim Bakanlığı Yay. E-kitap, https://ekitap.ktb.gov.tr/Eklenti/56165,hest-bihistpdf.pdf?0&_tag1=03EE5380B678F1063BF0A9ED54D2FA0DD771F0E5&crefer=FA4028D3FB9711B420E89F4CE8AFAA1F1D77A5E92B3BF2CD5B70913032156FBB  [Erişim Tarihi: 17.01.2024].

İsen, Mustafa (1994). Künhü’l-ahbâr’ın Tezkire Kısmı. Ankara: Atatürk Kültür Merkezi Yay.

Kara, Nihal (2009). Kalkandelenli Muîdî’nin Şem’ ü Pervâne Mesnevisi. Yüksek Lisans Tezi. Kocaeli: Kocaeli Üniversitesi.

Kılıç, Filiz (2010). Âşık Çelebi Meşâ’irü’-şu’arâ (İnceleme-Metin). 3 cilt. İstanbul: İstanbul Araştırmaları Enstitüsü Yay.

Kınalızâde Hasan Çelebi (yz.). Tezkiretü’-ş’şu’arâ. İstanbul Üniversitesi Kütüphanesi, Türkçe Yazmalar No: 1628.

Köksal, M. Fatih (2006). “Mu’îdî”. Türk Dünyası Edebiyatçıları Ansiklopedisi. Cilt VI. Ankara: AKM Yay. s. 423.

Kutluk, İbrahim (1989). Kınalızâde Hasan Çelebi Tezkiretü’ş-şu’arâ. 2. Baskı. Ankara: Türk Tarih Kurumu Yayınları.

Kutluk, İbrahim (1997). Beyâni Mustafa bin Carullah Tezkiretü’ş-şuarâ. Ankara: Türk Tarih Kurumu Yay.

Mehmed Süreyyâ (t.y.). Sicill-i Osmânî yâhud Tezkire-i Meşâhir-i Osmâniyye. C.4. İstanbul: Matbaa-i Âmire.

Özgül, Haksever (2008). Mu’îdî Şem’ ü Pervâne (İnceleme-Metin). Yüksek Lisans Tezi. Malatya: İnönü Üniversitesi.

Solmaz, Süleyman (2005). Ahdî ve Gülşen-i Şu’arâ’sı (İnceleme-Metin). Ankara: Atatürk Kültür Merkezi Yay.

Tanrıbuyurdu, Gülçin (2012). Mu’îdî-Dîvân (Metin-Çeviri). Doktora Tezi. Kocaeli: Kocaeli Üniversitesi.

Tanrıbuyurdu, Gülçin (2018). Kalkandelenli Mu’îdî Dîvânı. Kültür ve Turizm Bakanlığı Yay. E-kitap, https://ekitap.ktb.gov.tr/TR-215366/kalkandelenli-mu39idi-divani.html[Erişim Tarihi: 21.01.2024].

Şemseddîn Sâmî (1317). Kāmûsu’l-a’lâm. C. 6. İstanbul: Mihran Matbaası.

Taşkın, Gülşah (2014). “Kalkandelenli Mu’îdî’nin Gül ü Nevrûz’u”. Divan Edebiyatı Araştırmaları Dergisi 12 (Prof. Dr. Orhan Bilgin Armağan Sayısı 2): 177-190.

Taşkın, Gülşah (2015). Kalkandelenli Mu’îdî-Gül ü Nevrûz. İstanbul: Simurg Yay.

Taşkın, Gülşah (2021). “Gül ü Nevrûz (Muîdî)”. Türk Edebiyatı Eserler Sözlüğü. https://tees.yesevi.edu.tr/madde-detay/gul-u-nevruz-mu-idi[Erişim Tarihi: 12.01.2024].

Madde Yazım Bilgileri

Yazar: PROF. DR. MEHMET FATİH KÖKSAL
Yayın Tarihi: 13.01.2014
Güncelleme Tarihi: 29.04.2024

Eserlerinden Örnekler

 GAZEL

 Sînemüñ her cânibi kim pür-cüdâlık dâgıdur

 Lale-i derd ile zeyn olmış mahabbet dagıdur

 

 Mest ü rüsvây oldugum ayb itme sûfî kim yine

 Tâze gül devrânı zâr u mübtelâlık çagıdur

 

 Cân halâs itmek olur mı ışk meydânında kim

 Âteş-i âhum yalıñ yarıklu dilsüz yagıdur

 

 Göz bıñarında akup yaşum dükenmezse n’ola

 Kimse kandan geldügin bilmez belâ ırmagıdur

 

 Kaddüñ üzre ârızuñ ey hûr-ı gül-ruh fi’l-mesel

 Sidre üstinde açılmış tâze cennet bâgıdur

 

 Kimse rahm itmez ölürsem ben garîb üftâdeye

 Aglayup yanan hemîn eşkümle bagrum yagıdur

 

 Dîde mülkinde Mu’îdî kondı sultân-ı hevâ

 Her habâb-ı eşküm anuñ bir kızıl otagıdur 

(Köksal, M. Fatih (2012). Edirneli NazmîMecma’u’n-Nezâ’ir. http://ekitap.kulturturizm.gov.tr/dosya/1-292688/h/edirneli-nazmi-mecmaun-nezair.pdf.620)


İlişkili Maddeler

Sn.Madde AdıD.Tarihi / Ö.TarihiBenzerlikİncele
1SÂİDÎ, Mektubî-zâde Mehmed Sâidî Çelebid. ? - ö. 1533Doğum YeriGörüntüle
2REMZÎd. ? - ö. 1843 ds.Doğum YeriGörüntüle
3SÜCÛDÎd. ? - ö. ?Doğum YeriGörüntüle
4MURÂD/MURÂDÎ, Sultân III. Murâdd. 1546 - ö. 1595Doğum YılıGörüntüle
5HASAN ÇELEBİ, Kınalı-zâded. 1546 - ö. 1604Doğum YılıGörüntüle
6MURÂD/MURÂDÎ, Sultân III. Murâdd. 1546 - ö. 1595Ölüm YılıGörüntüle
7HASAN ÇELEBİ, Kınalı-zâded. 1546 - ö. 1604Ölüm YılıGörüntüle
8MURÂD/MURÂDÎ, Sultân III. Murâdd. 1546 - ö. 1595MeslekGörüntüle
9HASAN ÇELEBİ, Kınalı-zâded. 1546 - ö. 1604MeslekGörüntüle
10MURÂD/MURÂDÎ, Sultân III. Murâdd. 1546 - ö. 1595Alan/Yüzyıl/SahaGörüntüle
11HASAN ÇELEBİ, Kınalı-zâded. 1546 - ö. 1604Alan/Yüzyıl/SahaGörüntüle
12MURÂD/MURÂDÎ, Sultân III. Murâdd. 1546 - ö. 1595Madde AdıGörüntüle
13HASAN ÇELEBİ, Kınalı-zâded. 1546 - ö. 1604Madde AdıGörüntüle