Osman Fahri

(d. 1890 / ö. 1920)
Şair, muharrir, öğretmen
(Yeni Edebiyat / 19. Yüzyıl / Anadolu-Osmanlı-Türkiye)
ISBN: 978-9944-237-86-4

Osman Fahri, Cenab Şahabettin ve Ali Nusret'in anne bir, baba ayrı kardeşidir. Annesi İsmet Hanım; babası, Şahabettin Efendi'dir. Cenap Şahabettin'in erken yaşta vefat eden babası ile Osman Fahri'nin babasının aynı adı taşıması, kaynaklarda karışıklıklara neden olur. Cenap Şahabettin ve Osman Fahri arasında, oldukça iyi bir ağabey kardeş ilişkisi vardır ve ikilinin birbirleri ile sıklıkla mektuplaştıkları bilinmektedir. Diğer ağabey Ali Nusret ise erken yaşta vefat eder ve onun ölümünün ardından Osman Fahri, kendisi hayatta iken basılan kitabı Mersiyeler'i yayımlar. Osman Fahri, Darülfünun Edebiyat şubesinden mezundur (İnal 2000, 1299). 1910 yılında, yakın arkadaşı Mithat Sadullah'la birlikte, Mekteplilere Arkadaş isimli, on dört sayı yayımlanan bir dergi çıkarır. (Tanzimat, 2001, 632). Dergi, çocuklar için neşredilmekle birlikte, hedef kitlesini aşan bir yayın politikası takip ettiği için uzun ömürlü olmaz. Derginin ortağı Mithat Sadullah, devrin önemli kadın yazarlarından Şükûfe Nihal'in eşidir. Osman Fahri, bir müddet özel ders de verdiği Şükûfe Hanım'a çok derin bir aşk ile bağlanır. Bir yandan arkadaşının eşine âşık olmanın utancı ve bir yandan da Şükûfe Hanım'dan beklediği yakınlığı bulamaması nedeniyle Anadolu'ya tayinini ister ve bir anlamda gönüllü bir "inziva"ya çekilir (Kerman 1988, 7). Aydın ve Elazığ'da öğretmen ve ihtiyat subayı olarak görev yapar. Arada sırada Şükûfe Nihal ile mektuplaşır, ondan nazik ve dostça yanıtlar alır. 1917 yılında, üç yıldır bulunduğu Elazığ'da tifüse yakalanır ve derin bir umutsuzluğa kapılır. Öğretmenlik atamasının yapılmaması, kendisini işe yaramaz hissetmesi, genç şairi hırpalar. Bir yandan taşrada ve atıl kalmanın hüznü, bir yandan da unutamadığı aşkı nedeniyle başına kurşun sıkarak intihar eder. Beynine saplanan kurşunun tedavisi için İstanbul'a La Paix Fransız Hastanesi'ne getirilir, dört ay boyunca kaldığı hastanede aklî dengesini de yitirerek ölür. Şükûfe Nihal ise gerçekte Osman Fahri'yi sevdiğini ancak ahlakî kaygılarla ona gidemediğini, yıllar sonra Adile Ayda ile paylaşacaktır (Ayda 1984, 103-110). Şükûfe Nihal’in, Sabah Kuşları ve Yerden Göğe adlı şiir kitaplarındaki kimi şiirlerinde ve özellikle “yığın yığın yüklenen ölü senelerden haberler” vermesi adına ve bir vicdan hesaplaşması olarak kaleme aldığı Yakut Kayalar romanında, neden Osman Fahri ile bir araya gelemediğini anlatır, gecikmiş bir aşk itirafını "Sen, artık bir ölüsün. Ve ben yaşıyorum!” (Şükûfe Nihal 2008, 56) cümleleriyle anlatırken, bu ölümden duyduğu acıyı dile getirir (Çetindaş 2010: 161). Osman Fahri'nin kaleme aldığı mektup müsveddeleri, hatıra defteri ve bazı evrak, şarin yakın arkadaşı Mehmet Mevlûd Bey tarafından saklanır. Şükûfe Nihal, Osman Fahri'nin son zamanlarını geçirdiği yerleri görmek için Elazığ'a bir seyahat gerçekleştirdiğinde Mevlût Bey ile de tanışır. Bu sadık dostun elindeki terekenin büyük kısmı, çıkan bir yangında yok olur, ancak geriye kalanlar 1942 yılında, Şükûfe Nihal'e gönderilir.

Servet-i Fünun, Musavver Muhit, Aşiyan, Sırat-ı Müstakim, Arkadaş, Terbiye ve Oyun, Talebe Defteri, İçtihad, Türk Kadını, Mamüratü'l- Aziz, Sabah gazetelerinde eserleri yayımlanan (Kerman 1988, 17) Osman Fahri'nin mersiyeleri, tabiata, aşka dair ferdî duygulanımları ve sosyal temaları içeren şiirleri mevcuttur. I. Tabiat Şiirleri: Servet-i Fünûn üslubu belirgindir. Kendi psikolojisi ile tabiat arasında bağ kurduğu şiirlerinin yanında, Anadolu insanını ve gerçeğini de anlatır. Osman Fahri, taşrada bulunması ve erken vefatı nedeniyle edebiyat tarihinde etkili olamasa da realist bir Anadolu gerçekliğinden ilk bahsedenlerdendir ve eserlerinde Anadolu'nun terkedilmişliğine duyulan öfke belirgindir. Şair, gerçekleştirdiği seyahatleri işleyen şiirler ve "Terane-i Gurub" gibi tabiatı ve mevsimleri işleyen eserler de kaleme alır. II. Toplumsal Şiirleri: Şairin kısa süreli askerlik hayatı ve Balkan Savaşları ile başlayan savaş süreci, orduyu ve şehitliği yücelten (Anneme, Ordu vb.) şiirler yazmasına vesile olurken, uzun süreli kayıplar ve ülkenin durumunun şairin hassas duygu dünyasında yarattığı tahribat, bir noktadan sonra savaş aleyhtarı lirik şiirler olarak kendisini gösterir. "Harbe Karşı" gibi şiirlerinde Fikret'in üslûbu belirgindir. Bunun dışında Anne ve Oğul arasında kurguladığı diyalog şiir, devrin umutsuzluğu karşısında güçlü kalmayı öğütleyer. "Demir el" olarak adlandırdığı Sultan II. Abdülhamid'in halli üzerine "31 Mart" şiirini kaleme alır. Toplumsal sınıf ve gelir farklılıklarının eleştirisi, dönemin modası da olarak "Para", "Veriniz" gibi şiirilerinde işlenir. "Memlekete ve Gençliğe" şiirinde millete geçmişini hatırlatır ve inanların uyanmasını ister. "Gençlik Şarkısı" bir marş olarak kaleme alınır. Çocukların eğitilmesine yönelik olarak kaleme aldığı "Genç Validelere" kadın hak ve arayışlarıyla, aile içerisinde kadının rolüne air önemli bir metindir. Şair, şiirlerinde dünya siyasetine de yer verir. III. Ferdî Duygulanımlarını Anlatan Şiirler: Osman Fahri, özellikle anne temalı şiirlerinde, otobiyografik verileri kullanır. Mektuplarından anlaşıldığı üzere Nietzsche'den etkilenen şair, "Zavallı İnsanlar" şiirinde insanlığa dair inancını yitirmiş görünür. "Tabiat ve Cemiyet", yine bir cinnet şiiridir ve şair, hayata karşı nefretini dile getirir. "Dua-yı Leyal" ise bir sığınma arayışını işler ve şair, Tanrı'dan şefkat bekler. "Hayal ve Hâl", hayal ve hakikat karşıtlığını işler. IV. Aşk Şiirleri: Terkediliş, unutulmayan sevdalar, vefasız sevgili izlekleri etrafında döner. "Şi’r-i Teselli", Şükûfe Nihal'e olan aşkını işleyen şiirlerinden biridir (Okray 2018). "Hamam Böceği" şiiri, psikanaliz eleştiri kuramlarına da uyarlanabilir. Şair, âşıkları, mâşuklarınca ezilen birer böceğe benzetir. Bunun yanında İngilizce ve Fransızca'dan tercümeleri bulunan şair, tamahkarlığın yerildiği "Altın Yumurtalı Tavuk" başlıklı bir de La Fontaine tercümesi yapar. Tüm şiirleri ve eserleri Gecelerin Feryadı, İsyanlar, Anadolu, Tabiatın Sesleri, Uzakların Sesi, Mersiyeler başlıklarıyla ve şairin terekesinden çıkan şiir defterinde bulunmayan, ancak neşredilmiş şiirleri olmak üzere Zeynep Kerman tarafından yayımlanır. Günlüğü ve mektuplarının büyük bir kısmı ise kayıptır

Kaynakça

Ayda, Adile (1984). Böyle İdiler Yaşarken. Ankara.

Çetindaş, Dilek (2010). "Hüzünlü Bir Aşkın Biyografik Okuması", TÜBAR (XXVIII). 155-169.

İnal, İbnülemin Mahmut Kemal (2000). Son Asır Türk Şairleri. (3). (hzl.H. Özcan). Ankara: AKM.

Kerman, Zeynep (1988). Osman Fahri, Ankara: KB.

Okray, Zihniye (2018). "Kırık Bir Kalp Hikâyesi: Osman Fahri Şiirinde Kayıp Nesne" Akademik İncelemeler Dergisi. (13)/2. 215-235.

Şükûfe Nihal (2008). Bütün Eserleri 2, Romanlar. (hzl. Yaprak Zihnioğlu). İstanbul: Kitap.

Tanzimat'tan Bugüne Edebiyatçılar Ansiklopedisi (2001). (2). İstanbul: YKY.

Madde Yazım Bilgileri

Yazar: DOÇ. DR. DİLEK ÇETİNDAŞ
Yayın Tarihi: 20.02.2019
Güncelleme Tarihi: 10.11.2020

Eser AdıYayın eviBasım yılıEser türü
MersiyelerAhmet İhsan ve Şürekâsı / İstanbul1913Şiir
Osman Fahri Hayatı ve ŞiirleriKültür Bakanlığı / Ankara1988Diğer

İlişkili Maddeler

Sn.Madde AdıD.Tarihi / Ö.TarihiBenzerlikİncele
1KÂTİB ÇELEBİd. 1609 - ö. 1657Doğum YeriGörüntüle
2ÂLÎ, Hâfız Konevîoğlu Âlî Efendid. ? - ö. ?Doğum YeriGörüntüle
3VEZNî, Seyyid Murtazâ Çelebid. ? - ö. 1669-70Doğum YeriGörüntüle
4REMZİYE BACId. 1890 - ö. 1946Doğum YılıGörüntüle
5KODİK SÜLEYMANd. 1890 - ö. 1955Doğum YılıGörüntüle
6Refi Cevat Ulunayd. 1890 - ö. 4 Kasım 1968Doğum YılıGörüntüle
7KERÎMÎ, İstanbullu Âsımd. 1851 - ö. 1920Ölüm YılıGörüntüle
8GİRYÂNÎ, Süleyman İbn-i İbrahimd. 1861/1870? - ö. 1915/1920?Ölüm YılıGörüntüle
9EYÜBd. ? - ö. 1920/1922?Ölüm YılıGörüntüle
10İsmail Hakkı Talasd. 1909 - ö. 27 Ağustos 1978MeslekGörüntüle
11Seyhan Yakupid. 1978 - ö. ?MeslekGörüntüle
12Hayati Ateşd. 1964 - ö. ?MeslekGörüntüle
13İzzet Melih Devrimd. 6 Haziran 1887 - ö. 15 Haziran 1966Alan/Yüzyıl/SahaGörüntüle
14Enis Behiç Koryürekd. 27 Mart 1893 - ö. 18 Ekim 1949Alan/Yüzyıl/SahaGörüntüle
15Yunus Nadi Abalıoğlud. 1879 - ö. 28 Mart 1945Alan/Yüzyıl/SahaGörüntüle
16REFÎK, Osman Refîk Efendi, Eyüplüd. 1802 - ö. 1854 ds.Madde AdıGörüntüle
17Osman Özbahçed. 01 Ocak 1971 - ö. ?Madde AdıGörüntüle
18Osman Şenkuld. 13 Mayıs 1959 - ö. ?Madde AdıGörüntüle