Madde Detay
SÂBİT, Abdülkerîm Sâbit Bey, İstanbullu
(d. 1280/1863 - ö. 1331/1913)
divan şairi
(Divan/Yazılı Edebiyat / 19. Yüzyıl / Anadolu-Osmanlı-Türkiye)
ISBN: 978-9944-237-86-4
Asıl adı Abdülkerîm Sâbit Bey’dir. 1280/1863 yılında İstanbul’da doğdu. Trabzon naibi Şerif Mahmûd Bey’in oğludur. Özel öğrenim gördükten sonra Galatasaray Sultânî Mektebi’ne girdi. Ancak tahsilini bitirmeden ayrıldı. Hariciye Terceme Odası Hulefalığında, çeşitli konsolosluklarda, Batum Başkonsolosluğunda ve Hariciye Nezareti İstişare Odası Muavinliğinde bulundu. Son görevindeyken emekli oldu. 27 Zilkade 1331/28 Ekim 1913 tarihinde İstanbul’da vefat etti. Edirnekapı Mezarlığı’na defnedildi.
Sâbit’in bilinen eserleri şunlardır:
1. Sabâh-ı İnşirâh: İstanbul Mihran Matbaası’nda 1302/1884 yılında basılan eser, şairin 25 şiirini içermektedir. 77 sayfadır.
2. İmdâdü’l-Midâd: Abdülkerîm Sâbit Bey’in imtiyaz sahibi olduğu, yazarları arasında Muallim Nâcî, Necîb Nâdir ve Şeyh Vasfî’nin bulunduğu derginin adıdır. Haftada bir yayımlanan dergi edebiyat ile ilgilidir.
Sâbit, şiirde Muallim Nâcî’nin tesirindedir. Babasının vazifesi sebebiyle küçük yaşta Mardin’de bulunan Süleymân Nazîf, Utârid dergisinde “Eski Bir Arkadaş” başlıklı yazısında Sâbit’ten övgüyle bahsetmektedir. Nazîf; Sâbit’in daima okuyup yazdığını, müzik ve resim gibi sanat dallarıyla uğraştığını, kanun çaldığını, ata bindiğini ve silah talimi yaptığını kısacası hiç boş durmadığını söylemektedir (1335: 227-228).
Kaynakça
Baştuğ, İbrahim (hzl.) (1999). İbnü'l-Emin Mahmud Kemal İnal, Son Asır Türk Şairleri. C. IV. Ankara: AKM Yay.
Kurnaz, Cemal ve Mustafa Tatcı (hzl.) (2001). Mehmed Nâil Tuman, Tuhfe-i Nâilî - Divan Şairlerinin Muhtasar Biyografileri. C.I. Ankara: Bizim Büro Yay.
Süleyman Nazîf (1335). “Eski Bir Arkadaş”. Utârid. C. I. (15): 227-229.
Madde Yazım Bilgileri
Yazar: DOÇ. DR. HAKAN YEKBAŞYayın Tarihi: 25.11.2014Güncelleme Tarihi: 01.12.2020Eserlerinden Örnekler
Bir Hayâl
Parlardı yüzi misâl-i mehtâb,
Yandı yüregim harâretinden!
Öpdüm yüzini utandı benden,
Sevdâyı eder bu hâl-i îcâb
Bu bûse yürekde açdı yara,
Bir yara ki iltiyâmı müşkil!
Müşkilse de dil bu hâle kâ’il,
Üftâde gönül o rûy-ı yâra.
Ma’şûkası vardı nâmı ezvâk,
Meftûnı idi anı severdi.
Ma’zûr idi yokdı başka derdi,
Ma’sûm dili safâya müştâk!
Bir yerde ne mümkün etsün ârâm?
Bir kuş gibi fikri zevke seyyâr.
Vicdânları mahv eden şu ekdâr,
Efkârına vermemişdi evhâm!
Lâ-kayd idi dil cihâna karşu!
Bak şimdi nasıl mukayyed oldı.
Gitdikçe bir ihtilâf buldı.
Bed-baht imişim hakîkatı bu!
Zâ’il olarak amâ-yı gaflet;
Göstermede kendini hakîkat,
Mâhiyeti lerze-bahş-ı haşyet.
Efkâra gelir yine sabâvet!
Mahfî tutalım bu mâcerâyı.
Rûhun gibi gizli olsun ey mâh!
Bir ferdi bu hâle etme âgâh,
Takdîs edelim hemân vefâyı!
(Abdülkerim Sâbit (1302). Sabâh-ı İnşirâh. İstanbul: Mihran Matbaası. 32-34.)
İlişkili Maddeler
Yayın Tarihi: 25.11.2014Güncelleme Tarihi: 01.12.2020Eserlerinden Örnekler
Bir Hayâl
Parlardı yüzi misâl-i mehtâb,
Yandı yüregim harâretinden!
Öpdüm yüzini utandı benden,
Sevdâyı eder bu hâl-i îcâb
Bu bûse yürekde açdı yara,
Bir yara ki iltiyâmı müşkil!
Müşkilse de dil bu hâle kâ’il,
Üftâde gönül o rûy-ı yâra.
Ma’şûkası vardı nâmı ezvâk,
Meftûnı idi anı severdi.
Ma’zûr idi yokdı başka derdi,
Ma’sûm dili safâya müştâk!
Bir yerde ne mümkün etsün ârâm?
Bir kuş gibi fikri zevke seyyâr.
Vicdânları mahv eden şu ekdâr,
Efkârına vermemişdi evhâm!
Lâ-kayd idi dil cihâna karşu!
Bak şimdi nasıl mukayyed oldı.
Gitdikçe bir ihtilâf buldı.
Bed-baht imişim hakîkatı bu!
Zâ’il olarak amâ-yı gaflet;
Göstermede kendini hakîkat,
Mâhiyeti lerze-bahş-ı haşyet.
Efkâra gelir yine sabâvet!
Mahfî tutalım bu mâcerâyı.
Rûhun gibi gizli olsun ey mâh!
Bir ferdi bu hâle etme âgâh,
Takdîs edelim hemân vefâyı!
(Abdülkerim Sâbit (1302). Sabâh-ı İnşirâh. İstanbul: Mihran Matbaası. 32-34.)
İlişkili Maddeler
Güncelleme Tarihi: 01.12.2020Eserlerinden Örnekler
Bir Hayâl
Parlardı yüzi misâl-i mehtâb,
Yandı yüregim harâretinden!
Öpdüm yüzini utandı benden,
Sevdâyı eder bu hâl-i îcâb
Bu bûse yürekde açdı yara,
Bir yara ki iltiyâmı müşkil!
Müşkilse de dil bu hâle kâ’il,
Üftâde gönül o rûy-ı yâra.
Ma’şûkası vardı nâmı ezvâk,
Meftûnı idi anı severdi.
Ma’zûr idi yokdı başka derdi,
Ma’sûm dili safâya müştâk!
Bir yerde ne mümkün etsün ârâm?
Bir kuş gibi fikri zevke seyyâr.
Vicdânları mahv eden şu ekdâr,
Efkârına vermemişdi evhâm!
Lâ-kayd idi dil cihâna karşu!
Bak şimdi nasıl mukayyed oldı.
Gitdikçe bir ihtilâf buldı.
Bed-baht imişim hakîkatı bu!
Zâ’il olarak amâ-yı gaflet;
Göstermede kendini hakîkat,
Mâhiyeti lerze-bahş-ı haşyet.
Efkâra gelir yine sabâvet!
Mahfî tutalım bu mâcerâyı.
Rûhun gibi gizli olsun ey mâh!
Bir ferdi bu hâle etme âgâh,
Takdîs edelim hemân vefâyı!
(Abdülkerim Sâbit (1302). Sabâh-ı İnşirâh. İstanbul: Mihran Matbaası. 32-34.)
İlişkili Maddeler
Eserlerinden Örnekler
Bir Hayâl
Parlardı yüzi misâl-i mehtâb,
Yandı yüregim harâretinden!
Öpdüm yüzini utandı benden,
Sevdâyı eder bu hâl-i îcâb
Bu bûse yürekde açdı yara,
Bir yara ki iltiyâmı müşkil!
Müşkilse de dil bu hâle kâ’il,
Üftâde gönül o rûy-ı yâra.
Ma’şûkası vardı nâmı ezvâk,
Meftûnı idi anı severdi.
Ma’zûr idi yokdı başka derdi,
Ma’sûm dili safâya müştâk!
Bir yerde ne mümkün etsün ârâm?
Bir kuş gibi fikri zevke seyyâr.
Vicdânları mahv eden şu ekdâr,
Efkârına vermemişdi evhâm!
Lâ-kayd idi dil cihâna karşu!
Bak şimdi nasıl mukayyed oldı.
Gitdikçe bir ihtilâf buldı.
Bed-baht imişim hakîkatı bu!
Zâ’il olarak amâ-yı gaflet;
Göstermede kendini hakîkat,
Mâhiyeti lerze-bahş-ı haşyet.
Efkâra gelir yine sabâvet!
Mahfî tutalım bu mâcerâyı.
Rûhun gibi gizli olsun ey mâh!
Bir ferdi bu hâle etme âgâh,
Takdîs edelim hemân vefâyı!
(Abdülkerim Sâbit (1302). Sabâh-ı İnşirâh. İstanbul: Mihran Matbaası. 32-34.)
İlişkili Maddeler
Sn. | Madde Adı | D.Tarihi / Ö.Tarihi | Benzerlik | İncele |
---|---|---|---|---|
1 | Ali Canip Yöntem | d. 1887 - ö. 26 Ekim 1967 | Doğum Yeri | Görüntüle |
2 | Mustafa Karnas | d. 7 Ekim 1962 - ö. ? | Doğum Yeri | Görüntüle |
3 | ŞEHRÎ, Bahçıvan-zâde Derviş Ali Efendi | d. ? - ö. 1702-03 | Doğum Yeri | Görüntüle |
4 | REŞÎD ÂKİF PAŞA, Mustafa Sâlih Reşîd Paşa | d. 1863 - ö. 1920 | Doğum Yılı | Görüntüle |
5 | EDÎB, Halîl Edîb Bey | d. 1863 - ö. 1912 | Doğum Yılı | Görüntüle |
6 | İBRAHİM CUDİ | d. 20.07.1863 - ö. 12.04.1926 | Doğum Yılı | Görüntüle |
7 | CEYHUNÎ, Karslı | d. 1843 - ö. 1912-1913? | Ölüm Yılı | Görüntüle |
8 | DEVAMÎ, Ali, Silleli | d. 1862 - ö. 1913 | Ölüm Yılı | Görüntüle |
9 | LÜTFÎ/HÂZIM, Sağır-zâde | d. 1858-59 - ö. 1913 | Ölüm Yılı | Görüntüle |
10 | Hasan Basri Lostar | d. 1890 - ö. 25 Ekim 1946 | Meslek | Görüntüle |
11 | ŞEMSÎ, Şemseddîn Bey | d. ? - ö. 1846 | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
12 | İRFÂN, Mehmed Hayreddîn İrfân Paşa | d. 1815 - ö. 1888 | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
13 | MAHMÛD ES'AD, Konya Seydişehirli | d. 1855 - ö. 1918 | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
14 | FETHÎ, Bolbolcu-zâde/Bübülcü-zâde Şeyh Abdülkerîm Efendi | d. ? - ö. 1694-96 | Madde Adı | Görüntüle |
15 | NÂLÎ, Molla Hızır Nâlî Efendi, Süleymaniyeli | d. ? - ö. 1873 ds. | Madde Adı | Görüntüle |
16 | GARÎBÎ,Turdî Nâzım | d. 1802 - ö. 1862 | Madde Adı | Görüntüle |