Madde Detay
SIRRÎ HANIM, Sırrî Râhile
(d. 1229/1814 - ö. 1294/1877)
divan şairi
(Divan/Yazılı Edebiyat / 19. Yüzyıl / Anadolu-Osmanlı-Türkiye)
ISBN: 978-9944-237-86-4
1229/1814 yılında Diyarbakır'da doğdu. Asıl adı Râhile'dir, Sırrî şiirlerinde kullandığı mahlasıdır. Babası Diyarbakır eşrafından Ahmed Bey'dir. Diyarbakır'ın yetiştirdiği önemli kadın şairlerden olan Hadîce İffet Hanım, Sırrî Hanım'ın ablasıdır. İlme ve sanata değer veren bir aile içinde özel öğrenim gördürülerek yetiştirilmiş, bu arada Arapça ve Farsçayı da öğrenmiştir. Zamanı gelince Tâhir Ağa-zâde Bekir Ağa ile evlendirilmiş, bu evlilikten Mehmed Emîn ve Rif'at adlı iki oğluyla Nihâl adlı bir kızı dünyaya gelmiştir. Kızı Nihâl 1846 yılında sekiz yaşında iken vefat etmiştir. Bu erken vefattan son derece üzülen Sırrî Hanım yavrusunun başında irticalen yedi bentlik bir müseddes mersiye söylemiştir. Bu mersiyenin oğlu Rif'at için söylendiği de bildirilmekle beraber muhtevasından kızı için söylendiği anlaşılmaktadır. Sırrî Râhile Hanım oğlu Mehmed Emîn ile 1871 senesinde Bağdat'a gitmiş, oğlunun aynı yıl Müntefik Sancağı muhasebeciliğine atanması üzerine Bağdat'tan Müntefik'e geçmiştir. Kadirî tarikatına mensup olduğunu bildiğimiz Sırrî Hanım, Bağdat'ta bulunduğu sırada o civarda olan bütün mübarek kabirleri ziyaret etmiştir. 1873 senesinde Diyarbakır'a dönmüştür. Kocasını bilmediğimiz bir tarihte kaybetmiştir. Bir beyti Yusuf Kâmil Paşa'nın takdirini mucip olduğundan Paşa tarafından arattırılmış, bulunarak İstanbul'a davet edilmiştir. İstanbul'a gidip Yûsuf Kâmil Paşa ile eşi Zeynep Hanım'ın konağına misafir olmuş, burada dört sene kalmış, konağa gelen devrin şairleriyle tanışıp onlardan büyük bir saygı görmüş ve İstanbul şairleri arasında da şöhretini duyurmuştur. Murat Uraz, Sırrî Hanım'ın kısa bir süre sonra Yûsuf Kâmil Paşa ile nikâhlandığını söylerse de (Uraz 1941: 55) bu bilgi başka hiçbir kaynak tarafından tevsik edilmemiştir. Sırrî Hanım 1294/1877 senesinde İstanbul'da vefat etmiştir. Kabri Edirnekapısı haricinde Otakçılar'daki Kadirî Tekkesi haziresindedir. Dönemin şairlerinden Şeyh Mustafa Câmi, Sırrî Hanım'ın vefatına "Cân idi şâ'ire Sırrî Bacı Hakk'a yürüdü" mısraını tarih düşürmüştür.
Sırrî Hanım'ın bir Dîvân'ı vardır. Dîvân'da tevhid, na't, mersiyeler, kasideler, gazeller, musammatlar yer almaktadır. Bu küçük Dîvân Şevket Beysanoğlu tarafından 1969 yılında Halkevi Yayınlarının 14.üncüsü olarak Diyarbakır'da yayımlanmıştır. Divân'ın yazma nüshaları Millet Kütüphanesi Ali Emiri Manzum No: 202'de ve Dicle Üniversitesi Kütüphanesi Şevket Beysanoğlu kitapları arasında bulunmaktadır.
Türkçe, Arapça, Farsça gibi üç dilin şiirlerine ve şiir sanatına vakıf olan ve divan edebiyatının mazmunlarını, motiflerini, sembollerini iyi bildiğini şiirlerinden anladığımız Sırrî Hanım'ın şiirlerinde rastlanılan en önemli özellik tasavvuftur. Dîvân'nda Fuzûlî'nin meşhur bir gazelinin tahmisine de rastlıyoruz. Bu durum onun eski şairleri iyi bildiğini ve onlardan etkilendiğini de göstermektedir. Aşk şiirleri de olduğunu gördüğümüz Sırrî Hanım'ın şiirlerinin bir özelliği de didaktik oluşlarıdır. İnşa konusunda da mahareti olan Sırrî Hanım'ın, oğlu Mehmed Emîn Bey'in müdürlük ve muhasebecilik görevlerinde bulunduğu sıralardaki yazışmalarını düzelttiği de bildirilmektedir. Sırrî Hanım'ın şiirlerinin bir kısmının Ziyâ Paşa'nın Harâbât'ında yer alması onun şiirlerine değer verildiğini göstermektedir. Ablası Hadîce İffet Hanım'la müşterek şiirleri de vardır.
Kaynakça
Ahmed Muhtar (Hacı Beg‑zâde) (1311). Şâir Hanımlarımız. İstanbul.
Ahmed Rif‘at (1300). Lugât‑ı Târîhiyye ve Coğrâfiyye. C. IV. İstanbul.
Ay, Taha (1934). Türk Kadın Şairleri. İstanbul.
Beysanoğlu, Şevket (1996). Diyarbakırlı Fikir ve Sanat Adamları. C. I. Ankara: KB Yay.
Bursalı Mehmed Tahir (1333). Osmanlı Müellifleri. C. II. İstanbul.
Cunbur, Müjgan (2011). Osmanlı Dönemi Türk Kadın Şairleri. Ankara: TÜRKKAD Yay.
Güner, Galip ve Nurhan Güner (hzl.) (2003). Ali Emîrî Efendi, Esâmî-i Şu'arâ-yı Âmid. Ankara.
İnal, İbnü'l-Emin Mahmud Kemal (1988). Son Asır Türk Şairleri. C. III. İstanbul: Dergâh Yay.
Mehmed Zihnî Efendi (1295). Meşâhirü'n‑Nisâ. C. I. İstanbul.
Uraz, Murat (1941). Resimli Kadın Şair ve Muharrirlerimiz. İstanbul.
Madde Yazım Bilgileri
Yazar: PROF. DR. MEHMET ARSLANYayın Tarihi: 12.06.2014Güncelleme Tarihi: 29.11.2020Eserlerinden Örnekler
Gazel
Murg-ı dil pervâza geldi lâneler ağlar bana
Çıkdı zünnârım bu kez hum-hâneler ağlar bana
Etdirir ebsem şeb-i târik dil-i nâ-şâdımı
Rûşen olsa per yakar pervâneler ağlar bana
Âşinâlar ta'n-ı seng-endâz olurlar her taraf
Vâkıf olsa hâlime bîgâneler ağlar bana
Ketmi güç izhârı güç bir derde oldum mübtelâ
Dârusın bilmez tabîb kâşâneler ağlar bana
Dûş olursa mekteb-i irfâna râhım âh edip
Hasret ile tıfl-ı ferzendâneler ağlar bana
Sâkî-i bezmin elin öpsem ayağın çün güzel
Korkarım dil-teng olur peymâneler ağlar bana
Kâse-i mîzâb-ı sâkîden yine mestem bugün
Ta'n eder huşyâr olan mestâneler ağlar bana
Dil girifte gül-ruhunda hâl-i anber-fâmına
Leşker-i zülfün dağıtmış şâneler ağlar bana
Sırrî vîrân eyledi dil mülkini bir nev-nihâl
Hasb-i hâlim söylesem dîvâneler ağlar bana
Gazel
Çeşm-i mestin zümre-i uşşâka irfân öğredir
Katre-i aşkın bulan ummâna cevlân öğredir
Şem'-i hüsne per yakan pervâneler cân verse de
Dil semender-tek dönüp nâr içre sûzân öğredir
Andelîbi lâl eden efgânımın te'sîridir
Lâleye ser-keşliği bağrımdaki kan öğredir
Arz-ı ruhsârından oldu gülsitânda gül hacîl
Mûy-ı zülfün şimdi küfr ehline îmân öğredir
Düşdüğüm günden cüdâ senden eyâ Yûsuf-cemâl
Her dü-çeşmim dem-be-dem Ya'kûb'a efgân öğredir
Saltanatla şübhesiz sensin bugün sâhib-zamân
Nîm-nigâhın âleme âyîn ü erkân öğredir
Sırrî pek şîrîn-sühansın şi'r-i pâkin mürdeye
Cân verir ahbâba isti'dâd u iz'ân öğredir
(Cunbur, Müjgan (2011). Osmanlı Dönemi Türk Kadın Şairleri. Ankara: TÜRKKAD Yay. 90, 94.)
İlişkili Maddeler
Yayın Tarihi: 12.06.2014Güncelleme Tarihi: 29.11.2020Eserlerinden Örnekler
Gazel
Murg-ı dil pervâza geldi lâneler ağlar bana
Çıkdı zünnârım bu kez hum-hâneler ağlar bana
Etdirir ebsem şeb-i târik dil-i nâ-şâdımı
Rûşen olsa per yakar pervâneler ağlar bana
Âşinâlar ta'n-ı seng-endâz olurlar her taraf
Vâkıf olsa hâlime bîgâneler ağlar bana
Ketmi güç izhârı güç bir derde oldum mübtelâ
Dârusın bilmez tabîb kâşâneler ağlar bana
Dûş olursa mekteb-i irfâna râhım âh edip
Hasret ile tıfl-ı ferzendâneler ağlar bana
Sâkî-i bezmin elin öpsem ayağın çün güzel
Korkarım dil-teng olur peymâneler ağlar bana
Kâse-i mîzâb-ı sâkîden yine mestem bugün
Ta'n eder huşyâr olan mestâneler ağlar bana
Dil girifte gül-ruhunda hâl-i anber-fâmına
Leşker-i zülfün dağıtmış şâneler ağlar bana
Sırrî vîrân eyledi dil mülkini bir nev-nihâl
Hasb-i hâlim söylesem dîvâneler ağlar bana
Gazel
Çeşm-i mestin zümre-i uşşâka irfân öğredir
Katre-i aşkın bulan ummâna cevlân öğredir
Şem'-i hüsne per yakan pervâneler cân verse de
Dil semender-tek dönüp nâr içre sûzân öğredir
Andelîbi lâl eden efgânımın te'sîridir
Lâleye ser-keşliği bağrımdaki kan öğredir
Arz-ı ruhsârından oldu gülsitânda gül hacîl
Mûy-ı zülfün şimdi küfr ehline îmân öğredir
Düşdüğüm günden cüdâ senden eyâ Yûsuf-cemâl
Her dü-çeşmim dem-be-dem Ya'kûb'a efgân öğredir
Saltanatla şübhesiz sensin bugün sâhib-zamân
Nîm-nigâhın âleme âyîn ü erkân öğredir
Sırrî pek şîrîn-sühansın şi'r-i pâkin mürdeye
Cân verir ahbâba isti'dâd u iz'ân öğredir
(Cunbur, Müjgan (2011). Osmanlı Dönemi Türk Kadın Şairleri. Ankara: TÜRKKAD Yay. 90, 94.)
İlişkili Maddeler
Güncelleme Tarihi: 29.11.2020Eserlerinden Örnekler
Gazel
Murg-ı dil pervâza geldi lâneler ağlar bana
Çıkdı zünnârım bu kez hum-hâneler ağlar bana
Etdirir ebsem şeb-i târik dil-i nâ-şâdımı
Rûşen olsa per yakar pervâneler ağlar bana
Âşinâlar ta'n-ı seng-endâz olurlar her taraf
Vâkıf olsa hâlime bîgâneler ağlar bana
Ketmi güç izhârı güç bir derde oldum mübtelâ
Dârusın bilmez tabîb kâşâneler ağlar bana
Dûş olursa mekteb-i irfâna râhım âh edip
Hasret ile tıfl-ı ferzendâneler ağlar bana
Sâkî-i bezmin elin öpsem ayağın çün güzel
Korkarım dil-teng olur peymâneler ağlar bana
Kâse-i mîzâb-ı sâkîden yine mestem bugün
Ta'n eder huşyâr olan mestâneler ağlar bana
Dil girifte gül-ruhunda hâl-i anber-fâmına
Leşker-i zülfün dağıtmış şâneler ağlar bana
Sırrî vîrân eyledi dil mülkini bir nev-nihâl
Hasb-i hâlim söylesem dîvâneler ağlar bana
Gazel
Çeşm-i mestin zümre-i uşşâka irfân öğredir
Katre-i aşkın bulan ummâna cevlân öğredir
Şem'-i hüsne per yakan pervâneler cân verse de
Dil semender-tek dönüp nâr içre sûzân öğredir
Andelîbi lâl eden efgânımın te'sîridir
Lâleye ser-keşliği bağrımdaki kan öğredir
Arz-ı ruhsârından oldu gülsitânda gül hacîl
Mûy-ı zülfün şimdi küfr ehline îmân öğredir
Düşdüğüm günden cüdâ senden eyâ Yûsuf-cemâl
Her dü-çeşmim dem-be-dem Ya'kûb'a efgân öğredir
Saltanatla şübhesiz sensin bugün sâhib-zamân
Nîm-nigâhın âleme âyîn ü erkân öğredir
Sırrî pek şîrîn-sühansın şi'r-i pâkin mürdeye
Cân verir ahbâba isti'dâd u iz'ân öğredir
(Cunbur, Müjgan (2011). Osmanlı Dönemi Türk Kadın Şairleri. Ankara: TÜRKKAD Yay. 90, 94.)
İlişkili Maddeler
Eserlerinden Örnekler
Gazel
Murg-ı dil pervâza geldi lâneler ağlar bana
Çıkdı zünnârım bu kez hum-hâneler ağlar bana
Etdirir ebsem şeb-i târik dil-i nâ-şâdımı
Rûşen olsa per yakar pervâneler ağlar bana
Âşinâlar ta'n-ı seng-endâz olurlar her taraf
Vâkıf olsa hâlime bîgâneler ağlar bana
Ketmi güç izhârı güç bir derde oldum mübtelâ
Dârusın bilmez tabîb kâşâneler ağlar bana
Dûş olursa mekteb-i irfâna râhım âh edip
Hasret ile tıfl-ı ferzendâneler ağlar bana
Sâkî-i bezmin elin öpsem ayağın çün güzel
Korkarım dil-teng olur peymâneler ağlar bana
Kâse-i mîzâb-ı sâkîden yine mestem bugün
Ta'n eder huşyâr olan mestâneler ağlar bana
Dil girifte gül-ruhunda hâl-i anber-fâmına
Leşker-i zülfün dağıtmış şâneler ağlar bana
Sırrî vîrân eyledi dil mülkini bir nev-nihâl
Hasb-i hâlim söylesem dîvâneler ağlar bana
Gazel
Çeşm-i mestin zümre-i uşşâka irfân öğredir
Katre-i aşkın bulan ummâna cevlân öğredir
Şem'-i hüsne per yakan pervâneler cân verse de
Dil semender-tek dönüp nâr içre sûzân öğredir
Andelîbi lâl eden efgânımın te'sîridir
Lâleye ser-keşliği bağrımdaki kan öğredir
Arz-ı ruhsârından oldu gülsitânda gül hacîl
Mûy-ı zülfün şimdi küfr ehline îmân öğredir
Düşdüğüm günden cüdâ senden eyâ Yûsuf-cemâl
Her dü-çeşmim dem-be-dem Ya'kûb'a efgân öğredir
Saltanatla şübhesiz sensin bugün sâhib-zamân
Nîm-nigâhın âleme âyîn ü erkân öğredir
Sırrî pek şîrîn-sühansın şi'r-i pâkin mürdeye
Cân verir ahbâba isti'dâd u iz'ân öğredir
(Cunbur, Müjgan (2011). Osmanlı Dönemi Türk Kadın Şairleri. Ankara: TÜRKKAD Yay. 90, 94.)
İlişkili Maddeler
Sn. | Madde Adı | D.Tarihi / Ö.Tarihi | Benzerlik | İncele |
---|---|---|---|---|
1 | VERDÎ, Ahmed Çelebi | d. ? - ö. 1717-18 | Doğum Yeri | Görüntüle |
2 | ŞEHDÎ, Yahya Efendi | d. ? - ö. 1671-72 | Doğum Yeri | Görüntüle |
3 | Abdülaziz Halis Çıkıntaş | d. 1867 - ö. 6 Şubat 1935 | Doğum Yeri | Görüntüle |
4 | SÜLEYMAN | d. 1814-1815 - ö. 1854-1859 | Doğum Yılı | Görüntüle |
5 | FİGÂNÎ, Seyyid Ahmed | d. 1814 - ö. 1895 | Doğum Yılı | Görüntüle |
6 | Ali Paşa | d. 5 Mart 1814 - ö. 7 Eylül 1871 | Doğum Yılı | Görüntüle |
7 | SEZÂYÎ, Yahyâ Sezâyî Efendi | d. 1816 - ö. 1877 | Ölüm Yılı | Görüntüle |
8 | AŞKÎ, Mustafa | d. 1785-1789 - ö. 1871-1877 | Ölüm Yılı | Görüntüle |
9 | MUSTAFÂ, Yemlihâ-zâde Mustafa Kâmil Efendi | d. ? - ö. 1877 | Ölüm Yılı | Görüntüle |
10 | RA'ÛF, Mehmed Ra'ûf Bey, İstanbullu | d. 1881 - ö. 1918 | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
11 | MUHLİS, Ali Muhlis Bey | d. 1812 - ö. 1851-52 | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
12 | CEVDET | d. ? - ö. 19. yy. | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
13 | AZÎZ, Abdülazîz Efendi | d. ? - ö. 1761-1762 | Madde Adı | Görüntüle |
14 | HULÛS, İsmail Hulûs Dede | d. ? - ö. 1805-06 | Madde Adı | Görüntüle |
15 | TEVFÎK EFENDİ, Kadı Şükrî Efendi-zâde | d. ? - ö. 1851 | Madde Adı | Görüntüle |