Madde Detay
Yusuf Ahıskalı
(d. 10 Mart 1909 / ö. 26 Haziran 1983)
Yazar, Şair, Gazeteci
(Yeni Edebiyat / 20. Yüzyıl / Anadolu-Osmanlı-Türkiye)
ISBN: 978-9944-237-86-4
Köken olarak bugünkü Gürcistan sınırları içerisinde yer alan Ahıska şehrinden olan Yusuf Ahıskalı, Trabzon'da doğar. Annesi Mahbube Hanım, babası Beşikçi Mehmet Efendi'dir. 1828 yılında Ruslarla yapılan savaşı kaybeden Osmanlı Devleti, Edirne Antlaşması ile Gürcistan topraklarını Ruslara bırakmak zorunda kalır. Bu nedenle Yusuf Ahıskalı'nın ailesi Trabzon'a göç eder. Sanatkârın çocukluk yılları, I. Dünya Savaşı ve Kurtuluş Savaşı'nın yaşandığı çetin dönemlere rastlamaktadır. I. Dünya Savaşı başladığında Trabzon'un Ruslar tarafından işgal edilmesi üzerine annesi ve kardeşleriyle beraber Sinop'a göç etmek durumunda kalır. Yoksulluk ve fakirlik içinde geçen birkaç yıldan sonra 1919'da Rusların geri çekilmesiyle Trabzon'a dönerler.
Çocukluk yıllarında okumaya oldukça hevesli olan Yusuf Ahıskalı, dönemin önemli yayın organlarından Vatan, Tanin, Tevhid-i Efkâr gibi gazeteleri takip eder. Aynı zamanda mizaha da ilgisi olup Kelebek ve Karagöz’ü okur. Hoca olan annesinden dinleyip öğrendiği ilahiler ile takip ettiği dergilerde karşılaştığı manzumeler onun edebî belleğinin oluşumuna katkı sağlar (Demir 2011: 1-3).
Yusuf Ahıskalı, 1926 yılında Trabzon Ticaret Lisesi orta bölümünü, 1929 yılında İstanbul Sultanahmet Ticaret Lisesi'ni, 1934'te İstanbul Yüksek İktisat ve Ticaret Okulu'nun konsolosluk bölümünü bitirir. Gümrük Teftiş Heyeti'ne girer. Aynı dönemde Trabzon'da yayın hayatını sürdüren Halk gazetesinde yazılarını yazmaya devam eder. 1938'de işinden istifa ederek artık kendini tamamen edebiyat dünyasına vakfeder (Ali Mustafa 1996: 14).
Haziran 1939'da açılımı "Sanat-Edebiyat-Sosyoloji" olan SES dergisi, Yusuf Ahıskalı'nın sahipliği ve yazı işleri sorumluluğunda yayımlanmaya başlar. Derginin yazar kadrosunda Abidin Dino, Faik Bercmen, Fikret Adil, İhsan Altay, Naci Devrim, Naci Sadullahi, Sabiha Zekeriya Sertel ve Suphi Nuri İleri; şair kadrosunda Arif Dino, Asaf Halet Çelebi, Bedri Rahmi, İlhan Berk, Nail V. bulunmaktadır. SES'in 2. sayısının kapağı Abidin Dino'nun "sıkılmış yumruk" resmi ile yayımlanır. Bu resmi, siyasi bir simge olarak düşünen dönemin hükûmet yetkilileri, Yusuf Ahıskalı'yı çağırır ve derginin ismine "Yeni" ibaresinin konulması koşuluyla yayın hayatına devam edebileceğini belirtirler. Dergi her ne kadar Yeni SES ismiyle yayımlanmaya başlasa da dönemin koşulları ve baskılar nedeniyle yayın hayatına ara verir. Ahıskalı, Haziran 1941'de dergiyi Salah Birsel'e devreder ve 1941'de Yeni SES'in son sayısı çıkar.
1946 yılında çok partili hayata geçiş süreci yaşanır. Başka partilerin ve sendikaların kurulmasıyla az da olsa demokratik gelişmeler hayata geçer. Söz konusu demokratik ortamdan faydalanmak isteyen Yusuf Ahıskalı, Yeni SES dergisinin Türkiye Sosyalist Partisi'nin yayın organı olması için yoğun çaba harcar. Bu çabanın sonucu dergi, 9 Ekim 1946'da üçüncü kez yayın hayatına başlar. Özgür ve demokratik ortam uzun soluklu olmamış, Sosyalist Parti ve sendikalar kapatılmış, Ahıskalı da 4 ay hapis cezasına çarptırılmıştır. Her şeye rağmen dergicilik sevdasından vazgeçmeyen Ahıskalı, 2 yıl sonra 14 Ocak 1948'de Yeni SES'in 11. sayısını yayımlar. Ancak 21 Ocak 1948'de dergi yeniden kapatılır ve SES dergisinin dördüncü dönemi de biter. Ahıskalı, SES dergisini Zihni Anadol ile beraber son kez 1951 yılında çıkarır ve 4,5 ay hapis cezasına çarptırılır.
Ahıskalı, hayatındaki ikinci dergicilik tecrübesini 4 Temmuz 1953'te yayımlanmaya başlayan Güleryüz ile gerçekleştirir. Tek sayfa olarak çıkan bu gazete "siyasi-mizahi-edebî halk gazetesi" alt başlığıyla haftalık olarak yayımlanır. Ahıskalı'nın aynı yıl içerisinde gazetede kaleme aldığı "Vatandaş paranı bankaya yatırma" isimli yazısından ötürü hakkında 7 yıl hapis cezası istenir. Güleryüz de 4. sayısından sonra yayın hayatına ara verir. Yazarın tutukluluğu sebebiyle çıkmayan gazete, 27 Mayıs 1960 darbesinden sonra dönemin ortaya koyduğu değişikliklerle bir kez daha yayın hayatına girer. Gazetenin 10. ve son sayısı 19 Ekim 1960'da yayımlanır. Ahıskalı'nın da 22 yıllık dergicilik macerası böylece sona erer.
Yusuf Ahıskalı, sosyalizmin halk için yararlı yönetim şekli olduğuna inanır. Onun benimsediği sosyalizm, Fabian sosyalistleri yani B. Shaw ve H. G. Wells'in görüşleri olup sosyalizmi kültürle halka indirme prensibi güder (Ahıskalı 1967: 60). Kendi yayın organlarında ve yazılarında sosyalizmi, sendikaları, işçileri, devrimi savunur ancak hayatı boyunca herhangi bir siyasi partiye üye olmamıştır.
Arkadaş Basımevi, Yeni Ses Neşriyatı, Esi Yayınları, Mete Matbaası gibi matbaaları kuran ve yazdığı eserleri buralarda yayımlayan Ahıskalı'nın matbaaları bir sanat söyleşi yeri, bir politika arenası yerleri olmuştur (Yazıcı 1995: 17).
1980 yılında Parkinson hastalığına yakalanan Yusuf Ahıskalı, Bulgar Yazarlar Birliği'nin davetlisi olarak tedavi görmek için Bulgaristan'a gider. Birkaç hafta Sofya'da kalır. Ancak hastalığına çare bulunamadığı için Türkiye'ye geri döner (Gençay 2002: 29). 26 Haziran 1983 Pazar günü evinde kalp krizi geçirerek 74 yaşında vefat eder.
Türk öykücülüğü, 1930'lu yıllardan itibaren yeni bir döneme girer. Maupassant tarzı öykü, Memduh Şevket Esendal ile birlikte yerini Çehov tarzı öyküye bırakmaya başlar. Bu yeni öykü anlayışı, hayatın içinde gelişen anlık olayları sade ve kısa bir şekilde ele almaya imkân tanır. 1940'lı ve 1950'li yıllar ise hızlı bir değişimin baş gösterdiği zamanlardır. Dönemin aydınlarının yaşadığı eski-yeni çatışmasının ve toplumsal sınıfların ortaya çıktığı bu zamanlarda, köy-kasaba-kent insanının gerçekliği algılanmaya, sorunları irdelenmeye başlanır (Andaç 2000: 63-64). Memduh Şevket Esendal'ın açtığı yolda ilerleyen Sabahattin Ali ve Sait Faik gibi yazarlar, öykü anlayışına yeni bir tarz katarak, farklı konu ve üsluplara başvururlar.
Öykülerini bu dönemde kaleme alan Yusuf Ahıskalı da Sabahattin Ali ve Sait Faik'in öykücülüğünü benimseyerek kendini onlar arasında hikâyeler yazan bir yazar olarak nitelendirmiştir (Ali Mustafa 1996: 15). Ahıskalı, hayatın zor koşullarına karşı direnmeye çalışan, ezilen ve cefa çeken insanları anlattığı öyküleriyle Sabahattin Ali'ye yaklaşırken; hayatın içinden sıradan insanları, İstanbul'un ara mahallelerini anlattığı öyküleriyle Sait Faik etkisindedir.
Ahıskalı'nın 1940 yılında yayımlanan Bizden İyileri isimli eseri onun ilk öykü kitabı olup 21 öykü ihtiva eder. Söz konusu öykülerde İstanbul'un sıradan insanlarının hayatları gözler önüne serilir. 1944 yılında yayımladığı Kocakarının İki Oğlu isimli eser de 10 öyküden ibaret olup fakir insanların hayat mücadelesini konu edinir. Aynı yıl yayımlanan Yedeksubayın Aşkı isimli eserde ikisi uzun, biri kısa olmak üzere üç öykü bulunmaktadır. Bu öykülerde dikkat çeken husus, yazarın İstanbul dışındaki mekânlara yönelmesidir. Öykü yazmaya uzun bir süre ara veren Ahıskalı, dördüncü öykü kitabı olan Bonnard'ın Tablocuğu'nu yayımlar. Toplam 18 öykünün yer aldığı bu eserde, yazar yine objektifini İstanbul'a yöneltir. Bunalım ismini taşıyan beşinci öykü kitabı 1971 yılında yayımlanır. 10 küçürek öykünün yer aldığı eserde yazar çeşitli temalardan yararlanır. Son olarak 1979 yılında yayımlanan Savaş Çocukları adlı eserde altı öykü bulunmaktadır. Çocuklara yönelik öyküler kaleme alan yazar, anlaşılırlığını artırmak amacıyla somut bir dil kullanır.
Şiirlerini, toplumcu gerçekçi kuşağın etkisiyle kaleme alan Ahıskalı, özellikle Nâzım Hikmet'in şairliğini benimser. Bununla beraber şiiri konuşma diline yaklaştıran ve söz sanatları, kafiye, nazım şekillerinin yer almadığı serbest bir anlayışla şiirlerini meydana getiren Garip Akımı da onun şairliğinin temelini oluşturur. İlk şiir kitabı olan Hitabe, 1945 yılında yayımlanır. İkinci şiir kitabı Kazın Ayağı, 1946'da çıkar. 1952 yılında Keçi Ayaklı İlah Pan isimli eserini yayımlar. Dördüncü şiir kitabı olan İstanbul'un Destanı 1953'te çıkar. Söz konusu eser 16 sayfadan oluşmaktadır. 1957'de yayımlanan beşinci şiir kitabı Harp Sonrası Hapishanelerin Destanı ismini taşır. Ahıskalı, hapishanede geçen yıllarını "Sene 1946", "Sene 1952", "Sene 1954" bölümleri altında toplar. 1959 yılında Mevsimler isimli şiir kitabı çıkar. Hürriyet ismini taşıyan yedinci şiir kitabı 1960'ta yayımlanır; Turgut Pamirli ile ortak imzalıdır. 1963'te çıkan Estek Köstek isimli eser sekizinci şiir kitabıdır. Yine aynı yıl dokuzuncu şiir kitabı olan Portrem isimli eser yayımlanır. 1968'de çıkan ve onuncu şiir kitabı olan Rubailer; tanrı, yaşam, ölüm, mutluluk gibi temaların işlendiği dörtlüklerden meydana gelir (Demir 2011: 13). Ancak bu rubailer, divan edebiyatı nazım şekli olan rubai ile benzerlik göstermez. Ahıskalı, dörtlük nazım birimine riayet etmesine karşın, diğer ögeleri kendine göre kurgular. 1969'da Ufak Ufak isimli on birinci şiir kitabını yayımlar. Aynı yıl Yüksel Yazıcı ile beraber İki Kuşak isimli şiir kitabı da çıkar. Duvarlar Ötesi ismini taşıyan eser, şairin son şiir kitabıdır. 1976 yılında yayımlanan Şiirle Nasrettin Hoca isimli eserde yer alan fıkralar, şiir diliyle kaleme alınmış olup Ahıskalı'nın çocuklara ve onların eğitimine verdiği önemi ortaya koymaktadır. Şiir kitaplarının tamamına bakıldığında Ahıskalı'nın barış, kardeşlik, insanlık, doğa, özgürlük, adalet, demokrasi, yaşlılık, ölüm gibi temaları ele aldığı görülür.
Çok yönlü bir sanatkâr olan ve birçok edebî türde eserler kaleme alan Yusuf Ahıskalı'nın öykü ve şiirleri dışında iki tane de piyesi bulunmaktadır. Mürşit ismini taşıyan ilk piyesi 1960 yılında haftalık olarak çıkan Güleryüz gazetesinin 6 ile 9. sayılarında yayımlanmış olup ayrıca kitap olarak basılmamıştır. Söz konusu piyes, Necip Fazıl Kısakürek'in edebî kişiliğini ve siyasi görüşünü ironik bir şekilde ele alır. Ahıskalı, piyesi aracılığıyla Kısakürek'i pek çok yönden olumsuz eleştiriye tabi tutar. 1972 yılında yayımlanan Kakabu isimli piyesinde ise, savaşın acımasız yüzüyle en ağır şekilde çocukların karşı karşıya kalmasını şiirsel bir üslupla işler. Ahıskalı, Batılı devletlerin kendi çıkarları için dünyadaki barış ve kardeşliği yıkıma uğratma isteklerine piyesi aracılığıyla karşı duruş sergiler.
Kaynakça
Ahıskalı, Yusuf (1967). Bir Varmış Yine Var, Türkiye'de Sosyalizmin Gelişmesi. İstanbul: Yeni Savaş Matbaası.
Ali Mustafa (1996). "Ses'li Yıllardan Bir İnsan: Yusuf Ahıskalı". Kıyı Edebiyat Dergisi. S. 129. s. 14-20.
Demir, Gökhan (2011). Yusuf Ahıskalı'nın Hayatı, Sanatı, Eserleri. Yüksek Lisans Tezi. Erzurum: Atatürk Üniversitesi.
Gençay, Güngör (2002). "Yaşamın Terkisinde Bir Ömür, Yusuf Ahıskalı". Yaba Edebiyat Dergisi. S. 17. s. 26-29.
Yazıcı, Yüksel (1995). "Zaman Fotoğrafları ve Yusuf Ahıskalı". Gerçek Sanat Dergisi. S. 11. s. 17-18.
Madde Yazım Bilgileri
Yazar: DR. NAZLI MEMİŞ BAYTİMURYayın Tarihi: 28.11.2019Güncelleme Tarihi: 13.11.2020
Yayın Tarihi: 28.11.2019Güncelleme Tarihi: 13.11.2020
Güncelleme Tarihi: 13.11.2020
Eser Adı | Yayın evi | Basım yılı | Eser türü |
---|---|---|---|
Bizden İyileri | Sinan Matbaası / İstanbul | 1940 | Hikâye |
Kocakarının İki Oğlu | Arkadaş Matbaası / İstanbul | 1944 | Hikâye |
Yedeksubayın Aşkı | Arkadaş Matbaası / İstanbul | 1944 | Hikâye |
Hitabe | Arkadaş Matbaası / İstanbul | 1945 | Şiir |
Kazın Ayağı | Arkadaş Matbaası / İstanbul | 1946 | Şiir |
Keçi Ayaklı İlah Pan | Arkadaş Basımevi / İstanbul | 1952 | Şiir |
İstanbul'un Destanı | Arkadaş Basımevi / İstanbul | 1953 | Şiir |
Harp Sonrası Hapishanelerin Destanı | Arkadaş Basımevi / İstanbul | 1957 | Şiir |
Mevsimler | Esi Yayınları / İstanbul | 1959 | Şiir |
Bonnard'ın Tablocuğu | Mete Basımevi / İstanbul | 1960 | Hikâye |
Estek Köstek | Mete Matbaası / İstanbul | 1963 | Şiir |
Portrem | Mete Matbaası / İstanbul | 1963 | Şiir |
Bir Varmış Yine Var, Türkiye'de Sosyalizmin Gelişmesi | Yeni Savaş Matbaası / İstanbul | 1967 | İnceleme |
Rubailer | Mete Basımevi / İstanbul | 1968 | Şiir |
İki Kuşak | Yeni Savaş Matbaası / İstanbul | 1969 | Şiir |
Yeni İnsanlık Bildirisi ve Bilimi | Mete Matbaası / İstanbul | 1970 | Deneme |
Bunalım | Mete Matbaası / İstanbul | 1971 | Hikâye |
Kakabu | Mete Basımevi / İstanbul | 1972 | Tiyatro |
Duvarlar Ötesi | Mete Matbaası / İstanbul | 1975 | Şiir |
Şiirle Nasrettin Hoca | Mete Matbaası / İstanbul | 1976 | Şiir |
Savaş Çocukları | Güryay Matbaası / İstanbul | 1979 | Hikâye |
İlişkili Maddeler
Sn. | Madde Adı | D.Tarihi / Ö.Tarihi | Benzerlik | İncele |
---|---|---|---|---|
1 | HAKKÎ, İsmail Hakkı Bey | d. 1857-58 - ö. 16 Ocak 1918 | Doğum Yeri | Görüntüle |
2 | Nabi Üçüncüoğlu | d. 28 Eylül 1922 - ö. 31 Ocak 1969 | Doğum Yeri | Görüntüle |
3 | Mustafa Duman | d. 15 Şubat 1946 - ö. ? | Doğum Yeri | Görüntüle |
4 | Vehbi Cem Aşkun | d. 28 Haziran 1909 - ö. 8 Ocak 1979 | Doğum Yılı | Görüntüle |
5 | İBRAHİM MEMMEDOV | d. 1909 - ö. ? | Doğum Yılı | Görüntüle |
6 | Süheyl Beken | d. 1909 - ö. 16 Ekim 1985 | Doğum Yılı | Görüntüle |
7 | Çiğdem Talu | d. 31 Ekim 1939 - ö. 28 Mayıs 1983 | Ölüm Yılı | Görüntüle |
8 | KENÂNÎ, Tekkeşin Sungur | d. 1913 - ö. 1983 | Ölüm Yılı | Görüntüle |
9 | Sevim Burak | d. 29 Haziran 1931 - ö. 30 Aralık 1983 | Ölüm Yılı | Görüntüle |
10 | Namık Gedik | d. 1911 - ö. 29 Mayıs 1960 | Meslek | Görüntüle |
11 | Ali Süha Delilbaşı | d. 24 Nisan 1887 - ö. 12 Şubat 1960 | Meslek | Görüntüle |
12 | Can Sinanoğlu | d. 15 Kasım 1970 - ö. ? | Meslek | Görüntüle |
13 | Tarık Şerbetçioğlu | d. 11 Ağustos 1969 - ö. ? | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
14 | Nusret Ertürk | d. 1945 - ö. ? | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
15 | Ayfer Cengiz | d. 1963 - ö. ? | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
16 | RÂZÎ, Yûsuf Efendi | d. ? - ö. 25 Eylül 1618 | Madde Adı | Görüntüle |
17 | Yusuf Samedoğlu | d. 25 Aralık 1935 - ö. 17 Ağustos 1998 | Madde Adı | Görüntüle |
18 | DOST YUSUF, Yusuf Çıldır | d. 1952 - ö. ? | Madde Adı | Görüntüle |