Madde Detay
FÂZIL PAŞA
(d. 1210/1795 - ö. 1300/1882)
divan şairi
(Divan/Yazılı Edebiyat / 19. Yüzyıl / Anadolu-Osmanlı-Türkiye)
ISBN: 978-9944-237-86-4
Asıl adı Mehmed Fâzıl'dır. Bosna'da doğdu. Ebu'l-bekâ Kefevî sülalesindendir. Ataları Kırım'ın Kefe şehrinden gelmedir. Dedesi Ahmed Şerîf Efendidir ki bu zat Bosna'da nakîbü'l-eşraflık görevinde bulunmuştur. Aile Ahmed Şerif Efendi'nin isminden dolayı "Şerîf-zâde" sanıyla anılmaktadır. Anne tarafından dedesi Ömer Ağa adlı birisidir. Anneannesinin adı da Havvâ Hanım'dır. Amcası Sun'ullah Efendi'dir ki o da Bosna'nın eşrâf-ı kirâmındandır. Fâzıl Paşa'nın babası Mustafa Nûreddîn Efendi'dir. Mustafa Nûreddîn Efendi Sofya, Biyelini ve Cernici'de kadılık, Sultan Câmii'nde imamlık yapmıştır. Mustafa Nûreddîn Efendi Yeniçeri ocağının kaldırılması sırasındaki kargaşada 1826 yılında şehit edilerek öldürülmüştür. Bazı kaynaklarda annesinin adının Cemîle olduğu zikrediliyorsa da Fâzıl Paşa'nın bizzat annesinin ölümü (1848) için yazdığı tarih manzumesinde annesinin adının Kâmile olduğu açıkça belirtilmektedir. Fâzıl Paşa'nın Mustafa Hayreddîn, Nûreddîn Ömer, Tâhir İsmâîl, Mahmûd adlarında dört oğlu ile Afîfe Âişe adlı bir de kızı bulunmaktaydı. Fâzıl Paşa tahsilini tamamladıktan sonra 1824'te Edirne müderrisliğinde bulundu. 1826'da Bosna nakîbü'l-eşrâf kaymakamlığına, 1833'te Belgırad mollalığına sonra da Bosna vergi tahsildarlığına tayin edildi. 1835'te rütbe-i sâlise, 1837'de mirlivâ rütbesi verildi. 1845'te İstanbul'a gelip Galata Mevlevihanesi şeyhi Kudretullah Dede Efendi'ye intisap etti. Buradan Bosna'ya geri döndü. Bir zaman (20 yıl kadar) ortaklarıyla birlikte Bosna iltizamını yürütüp bu sebeple senelerce maliye ve mahkeme dairelerinde uğraşmıştır. İstanbul'a dönüp Ali Paşa'nın himayesine girmiş, 1863'te İzmit mutasarrıfı olmuştur. Tekrar Bosna'ya dönmüş, Avusturya-Macaristan İmparatorluğu'nun Bosnayı işgali üzerine 1878 yılında son kez İstanbul'a dönmüştür. Bir süre sonra İstanbul'da 1882 yılında vefat etti. Üsküdar kabristanına/Karacaahmet Mezarlığı'na gömüldü. Ölümünü ilan eden Vakit Gazetesi'nde yaşının doksana yaklaştığı yazılıyordu.
Eserleri şunlardır:
1. Dîvân: Dîvân'da 18 kaside, 456 tarih manzumesi, 313 gazel, 2 muhammes, 33 tahmis, 3 müseddes, 92 kıt'a, 55 rubai yer almaktadır. Dîvân'daki toplam beyit sayısı 5827'dir. Dîvân'ın sonunda 12 sayfalık mensur bir kısım bulunmaktadır. Yüksek lisans tezi olarak çalışılmıştır (Duman 2005).
2. Şerh-i Hakâyık-ı Ezkâr-ı Mevlâna: Bu eser Evrâd-ı Kebîr-i Mevlânâ Şerhi adıyla da bilinmektedir. Bu eserde Evrâd-ı Mevlânâ mufassaları tercüme ve şerh edilmiş, sonuna da çelebilerin muhtasar tercüme-i hâlleri eklenmiş, İstanbul ve diğer illerdeki Mevlevîhânelerden ve şeyhlerinden bahsedilmiştir. Eser 458 sayfadır ve 1283/1866'da İstanbul'da basılmıştır.
3. Reddiye ve Tekzîbiyye: Ziyâ Paşa'nın Zafer-nâme'sine reddiye ve tekzîbiyye niteliğinde yazılmıştır. Zafer-nâme'nin ilk kısmı 66 beyitken Reddiye ve Tekzîbiyye 35 beyit olarak kaleme alınmıştır.
Önemli bir devlet adamı ve yetenekli bir şair olan Fâzıl Paşa, 50 yaşına yaklaşırken Galata Mevlevihanesi şeyhi Kudretullah Dede Efendi'ye intisap etmiştir. Özellikle bundan sonraki şiirlerinde Mevlevi neşvesi ağırlığını hissettirmektedir. Birçok gazelinin mahlas beyitlerinde bir şekilde Mevlânâ'nın adını anar. Dîvân'da adeta divanını kendisine adadığı Mevlânâ övgüsünde bir kaside de yer almaktadır. Paşa'nın Mevlevî yönü ve Mevlevîliğe olan tutkusu onu Şerh-i Hakâyık-ı Ezkâr-ı Mevlânâ adlı önemli bir eser yazmaya da sevketmiştir. Reddiye ve Tekzîbiyye adlı manzumesi ise onun hiciv ve nükte yönünü ortaya koymaktadır. Dîvân'ında bulunan 456 tarih manzumesi onun devrindeki hadiseleri yakından izlediğinin bir göstergesidir. Şiirlerinde deyim ve atasözlerinin kullanımları dikkati çekecek kadar fazladır. Bir de o devirde Dîvânlarda pek kullanılmayan "fayton, balon, diplomat, postahâne vb." kelimelerin Fâzıl Paşa'nın Dîvân'ında yer alması bir yenilik sayılabilir. Dîvân'ı genel olarak gözönüne alındığında Fâzıl Paşa'nın devrinin orta derecedeki bir şairi olduğu söylenebilir.
Kaynakça
Bursalı Mehmed Tâhir (1333). Osmanlı Müellifleri. C. 2. İstanbul.
Duman, Mehmet Akif (2005). Fâzıl Divanı. Yüksek Lisans Tezi. Sivas: Cumhuriyet Üniversitesi.
Fatîn Dâvud (1271). Hâtimetü'l-Eş'âr. İstanbul.
İnal, İbnü'l-Emin Mahmud Kemal (1988). Son Asır Türk Şairleri. C. 1. İstanbul: Dergah Yay.
İstanbul Kütüphaneleri Yazma Divanlar Kataloğu (1969). "Fâzıl Paşa". C. IV. İstanbul.
Kolcu, Hasan (1998). Ziya Paşa'nın Zafernâme'sine Reddiye ve Tekzîbiyye. İstanbul: Can Yay.
Kurnaz, Cemal ve Mustafa Tatcı (hzl.) (2001). Mehmed Nail Tuman, Tuhfe-i Nâ'ilî-Divan Şairlerinin Muhtasar Biyografileri. C. II. Ankara: Bizim Büro Yay.
Kurnaz, Cemal ve Halil Çeltik (2000). Osmanlı Dönemi Kırım Edebiyatı. Ankara: Kurgan Edebiyat Yay.
Mehmed Süreyyâ (1311). Sicill-i Osmânî. C. II. İstanbul.
Madde Yazım Bilgileri
Yazar: PROF. DR. MEHMET ARSLANYayın Tarihi: 03.04.2014Güncelleme Tarihi: 02.12.2020Eserlerinden Örnekler
Gazel
Åşıkâna hâl ü vecd-i aşk a'lâ neş'edir
Ehl-i irfâna göre seyr ü temâşâ neş'edir
Fikr-i Leylâ ile kande olsa lezzet-yâb olur
Kays-ı bî-endîşeye kühsâr u sahrâ neş'edir
Şemme-i zülf-i tahayyül âşık-ı hasret-keşe
Câme-i câh-ı telebbüsden dü-bâlâ neş'edir
Gevher-i akl u dirâyetden berî eblehlere
Sübha-i mercân-ı fass-ı dürr-i yektâ neş'edir
Rahmet-i gufrânı vâ'iz bir zamân almaz dile
Nâsı gayyâ ile tehdîd etmek ona neş'edir
Teşnegân-ı la'l-i lebde var iki dürlü safâ
Sâkî-i gül-rû digerdir câm-ı mînâ neş'edir
Zevk bulmam sâkî vü meyde egerçi Fâzılâ
Hizmet etmek dergeh-i Monlâ'da bana neş'edir
Gazel
Bu bâg-ı dehrde savt-ı hezâr her lâneden çıkmaz
Sadâ-yı ney ki her bir sîne-i sûzâneden çıkmaz
Ümîd etme safâ pervâne-veş fânûs-ı âlemden
Ziyâ-yı şem-i ihsân sevdigim her hâneden çıkmaz
Çıkar zevk ü safânın ehl-i dille neş'esi yoksa
Mey-i hamrâ ile sâkî-i peymâneden çıkmaz
Nasıl hâl-i perîşânım ona arz eyleyim bilmem
O nergis-çeşm-i serkeş bir zamân meyhâneden çıkmaz
Var ise aşka dâ'ir bir su'âlin vâ'ize sorma
Yalandan gayrı bir nesne o pür-efsâneden çıkmaz
Yıkılmış gönlümü ta'mîr kıl koyma harâb-âbâd
Mazarrat var sana bir menfa'at vîrâneden çıkmaz
Sarây-ı Bosna'da Fâzıl gibi şâ'ir değil hâlâ
Sitanbul'da dahi her dergeh ü kâşâneden çıkmaz
Târîh Berây-ı Cülûs-ı Sultân Murâd Hân-ı Hâmis
İmâmu'l-müslimîn ile cihânı ber-murâd etdi
Cenâb-ı Hak bu mülk ü milleti nev eyledi ihyâ
Cülûs-ı meymenet-me'nûs-ı şâhâne sa'îd olsun
Kulu Fâzıl bu mısrâ-ı musanna' eyledi imlâ
Mücevher sâl-i hicrî mühmelî târîh-i rûmîdir
"Murâd Hân'a cülûsu hayr ola oldu serîr-ârâ" (1293)
(Duman, Mehmet Akif (2005). Fâzıl Divanı. Yüksek Lisans Tezi. Sivas: Cumhuriyet Üniversitesi. 294, 326, 135.)
İlişkili Maddeler
Yayın Tarihi: 03.04.2014Güncelleme Tarihi: 02.12.2020Eserlerinden Örnekler
Gazel
Åşıkâna hâl ü vecd-i aşk a'lâ neş'edir
Ehl-i irfâna göre seyr ü temâşâ neş'edir
Fikr-i Leylâ ile kande olsa lezzet-yâb olur
Kays-ı bî-endîşeye kühsâr u sahrâ neş'edir
Şemme-i zülf-i tahayyül âşık-ı hasret-keşe
Câme-i câh-ı telebbüsden dü-bâlâ neş'edir
Gevher-i akl u dirâyetden berî eblehlere
Sübha-i mercân-ı fass-ı dürr-i yektâ neş'edir
Rahmet-i gufrânı vâ'iz bir zamân almaz dile
Nâsı gayyâ ile tehdîd etmek ona neş'edir
Teşnegân-ı la'l-i lebde var iki dürlü safâ
Sâkî-i gül-rû digerdir câm-ı mînâ neş'edir
Zevk bulmam sâkî vü meyde egerçi Fâzılâ
Hizmet etmek dergeh-i Monlâ'da bana neş'edir
Gazel
Bu bâg-ı dehrde savt-ı hezâr her lâneden çıkmaz
Sadâ-yı ney ki her bir sîne-i sûzâneden çıkmaz
Ümîd etme safâ pervâne-veş fânûs-ı âlemden
Ziyâ-yı şem-i ihsân sevdigim her hâneden çıkmaz
Çıkar zevk ü safânın ehl-i dille neş'esi yoksa
Mey-i hamrâ ile sâkî-i peymâneden çıkmaz
Nasıl hâl-i perîşânım ona arz eyleyim bilmem
O nergis-çeşm-i serkeş bir zamân meyhâneden çıkmaz
Var ise aşka dâ'ir bir su'âlin vâ'ize sorma
Yalandan gayrı bir nesne o pür-efsâneden çıkmaz
Yıkılmış gönlümü ta'mîr kıl koyma harâb-âbâd
Mazarrat var sana bir menfa'at vîrâneden çıkmaz
Sarây-ı Bosna'da Fâzıl gibi şâ'ir değil hâlâ
Sitanbul'da dahi her dergeh ü kâşâneden çıkmaz
Târîh Berây-ı Cülûs-ı Sultân Murâd Hân-ı Hâmis
İmâmu'l-müslimîn ile cihânı ber-murâd etdi
Cenâb-ı Hak bu mülk ü milleti nev eyledi ihyâ
Cülûs-ı meymenet-me'nûs-ı şâhâne sa'îd olsun
Kulu Fâzıl bu mısrâ-ı musanna' eyledi imlâ
Mücevher sâl-i hicrî mühmelî târîh-i rûmîdir
"Murâd Hân'a cülûsu hayr ola oldu serîr-ârâ" (1293)
(Duman, Mehmet Akif (2005). Fâzıl Divanı. Yüksek Lisans Tezi. Sivas: Cumhuriyet Üniversitesi. 294, 326, 135.)
İlişkili Maddeler
Güncelleme Tarihi: 02.12.2020Eserlerinden Örnekler
Gazel
Åşıkâna hâl ü vecd-i aşk a'lâ neş'edir
Ehl-i irfâna göre seyr ü temâşâ neş'edir
Fikr-i Leylâ ile kande olsa lezzet-yâb olur
Kays-ı bî-endîşeye kühsâr u sahrâ neş'edir
Şemme-i zülf-i tahayyül âşık-ı hasret-keşe
Câme-i câh-ı telebbüsden dü-bâlâ neş'edir
Gevher-i akl u dirâyetden berî eblehlere
Sübha-i mercân-ı fass-ı dürr-i yektâ neş'edir
Rahmet-i gufrânı vâ'iz bir zamân almaz dile
Nâsı gayyâ ile tehdîd etmek ona neş'edir
Teşnegân-ı la'l-i lebde var iki dürlü safâ
Sâkî-i gül-rû digerdir câm-ı mînâ neş'edir
Zevk bulmam sâkî vü meyde egerçi Fâzılâ
Hizmet etmek dergeh-i Monlâ'da bana neş'edir
Gazel
Bu bâg-ı dehrde savt-ı hezâr her lâneden çıkmaz
Sadâ-yı ney ki her bir sîne-i sûzâneden çıkmaz
Ümîd etme safâ pervâne-veş fânûs-ı âlemden
Ziyâ-yı şem-i ihsân sevdigim her hâneden çıkmaz
Çıkar zevk ü safânın ehl-i dille neş'esi yoksa
Mey-i hamrâ ile sâkî-i peymâneden çıkmaz
Nasıl hâl-i perîşânım ona arz eyleyim bilmem
O nergis-çeşm-i serkeş bir zamân meyhâneden çıkmaz
Var ise aşka dâ'ir bir su'âlin vâ'ize sorma
Yalandan gayrı bir nesne o pür-efsâneden çıkmaz
Yıkılmış gönlümü ta'mîr kıl koyma harâb-âbâd
Mazarrat var sana bir menfa'at vîrâneden çıkmaz
Sarây-ı Bosna'da Fâzıl gibi şâ'ir değil hâlâ
Sitanbul'da dahi her dergeh ü kâşâneden çıkmaz
Târîh Berây-ı Cülûs-ı Sultân Murâd Hân-ı Hâmis
İmâmu'l-müslimîn ile cihânı ber-murâd etdi
Cenâb-ı Hak bu mülk ü milleti nev eyledi ihyâ
Cülûs-ı meymenet-me'nûs-ı şâhâne sa'îd olsun
Kulu Fâzıl bu mısrâ-ı musanna' eyledi imlâ
Mücevher sâl-i hicrî mühmelî târîh-i rûmîdir
"Murâd Hân'a cülûsu hayr ola oldu serîr-ârâ" (1293)
(Duman, Mehmet Akif (2005). Fâzıl Divanı. Yüksek Lisans Tezi. Sivas: Cumhuriyet Üniversitesi. 294, 326, 135.)
İlişkili Maddeler
Eserlerinden Örnekler
Gazel
Åşıkâna hâl ü vecd-i aşk a'lâ neş'edir
Ehl-i irfâna göre seyr ü temâşâ neş'edir
Fikr-i Leylâ ile kande olsa lezzet-yâb olur
Kays-ı bî-endîşeye kühsâr u sahrâ neş'edir
Şemme-i zülf-i tahayyül âşık-ı hasret-keşe
Câme-i câh-ı telebbüsden dü-bâlâ neş'edir
Gevher-i akl u dirâyetden berî eblehlere
Sübha-i mercân-ı fass-ı dürr-i yektâ neş'edir
Rahmet-i gufrânı vâ'iz bir zamân almaz dile
Nâsı gayyâ ile tehdîd etmek ona neş'edir
Teşnegân-ı la'l-i lebde var iki dürlü safâ
Sâkî-i gül-rû digerdir câm-ı mînâ neş'edir
Zevk bulmam sâkî vü meyde egerçi Fâzılâ
Hizmet etmek dergeh-i Monlâ'da bana neş'edir
Gazel
Bu bâg-ı dehrde savt-ı hezâr her lâneden çıkmaz
Sadâ-yı ney ki her bir sîne-i sûzâneden çıkmaz
Ümîd etme safâ pervâne-veş fânûs-ı âlemden
Ziyâ-yı şem-i ihsân sevdigim her hâneden çıkmaz
Çıkar zevk ü safânın ehl-i dille neş'esi yoksa
Mey-i hamrâ ile sâkî-i peymâneden çıkmaz
Nasıl hâl-i perîşânım ona arz eyleyim bilmem
O nergis-çeşm-i serkeş bir zamân meyhâneden çıkmaz
Var ise aşka dâ'ir bir su'âlin vâ'ize sorma
Yalandan gayrı bir nesne o pür-efsâneden çıkmaz
Yıkılmış gönlümü ta'mîr kıl koyma harâb-âbâd
Mazarrat var sana bir menfa'at vîrâneden çıkmaz
Sarây-ı Bosna'da Fâzıl gibi şâ'ir değil hâlâ
Sitanbul'da dahi her dergeh ü kâşâneden çıkmaz
Târîh Berây-ı Cülûs-ı Sultân Murâd Hân-ı Hâmis
İmâmu'l-müslimîn ile cihânı ber-murâd etdi
Cenâb-ı Hak bu mülk ü milleti nev eyledi ihyâ
Cülûs-ı meymenet-me'nûs-ı şâhâne sa'îd olsun
Kulu Fâzıl bu mısrâ-ı musanna' eyledi imlâ
Mücevher sâl-i hicrî mühmelî târîh-i rûmîdir
"Murâd Hân'a cülûsu hayr ola oldu serîr-ârâ" (1293)
(Duman, Mehmet Akif (2005). Fâzıl Divanı. Yüksek Lisans Tezi. Sivas: Cumhuriyet Üniversitesi. 294, 326, 135.)
İlişkili Maddeler
Sn. | Madde Adı | D.Tarihi / Ö.Tarihi | Benzerlik | İncele |
---|---|---|---|---|
1 | OSMÂN, Şeyh Osmân Efendi | d. ? - ö. ? | Doğum Yeri | Görüntüle |
2 | SABLETÎ | d. ? - ö. ? | Doğum Yeri | Görüntüle |
3 | SOKULLU MEHMED PAŞA | d. 1505 - ö. 12 Ekim 1579 | Doğum Yeri | Görüntüle |
4 | ŞÖHRETÎ, Şerif | d. 1795 - ö. 1860 | Doğum Yılı | Görüntüle |
5 | HASAN FEHMÎ | d. 1795-96 - ö. 1880-81 | Doğum Yılı | Görüntüle |
6 | FERYADÎ, Ferhat | d. 1795 - ö. 1900 | Doğum Yılı | Görüntüle |
7 | ALİ, Kerküklü Şeyh Mehmed Ali Nûr, Mûr Ali | d. 1805 - ö. 1882 | Ölüm Yılı | Görüntüle |
8 | ABDULLAH SERMEST TAZEBAY, Kilisli | d. 1819 - ö. 1882 | Ölüm Yılı | Görüntüle |
9 | SEFİL EDNA, Adıgüzel Çelebi | d. 1802 - ö. 1882 | Ölüm Yılı | Görüntüle |
10 | CEVDET PAŞA, Ahmed Cevdet Paşa, Lofçalı | d. 1823 - ö. 1895 | Meslek | Görüntüle |
11 | YUSUF CEMAL KESKİN | d. 15.06.1954 - ö. - | Meslek | Görüntüle |
12 | DÂVUD ES'AD PAŞA, Manastırlı | d. ? - ö. 19. yy. | Meslek | Görüntüle |
13 | HAYRÎ EFENDİ | d. ? - ö. 1853 | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
14 | ŞÂKİR, Sermüezzin-i Pâdişâhî | d. ? - ö. 19. yy. | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
15 | KEN'ÂN, Yûsuf Ken'ân Bey, Maraşlı | d. 1830 - ö. 1876 | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
16 | ZEBUNÎ, Ali Fazıl Bozdağ | d. 1929 - ö. ? | Madde Adı | Görüntüle |
17 | RÂMİŞ, Râmiş Çelebi | d. ? - ö. 1708-09 | Madde Adı | Görüntüle |
18 | RÂKIM, Molla Mehmed Murâd | d. ? - ö. 1819 ds. | Madde Adı | Görüntüle |