Madde Detay
Halikarnas Balıkçısı (Musa Cevat Şakir Kabaağaçlı)
Halikarnas Balıkçısı, Hüseyin Kenan, Musa Cevat, M.C., H.B, Sina
(d. 17 Nisan 1890 / ö. 13 Ekim 1973)
Öykü ve Roman Yazarı, Çizer
(Yeni Edebiyat / 19. Yüzyıl / Anadolu-Osmanlı-Türkiye)
ISBN: 978-9944-237-86-4
Mehmet Şakir Paşa ile Sare İsmet Hanım’ın oğlu olan, Halikarnas Balıkçısı adıyla tanınan Musa Cevat Şakir Kabaağaçlı Girit’te doğdu. Kaynaklarda yazarın doğum yılı ve yeri hakkında bilgi farklılıkları olsa da Gökovalı’nın Ben Halikarnas Balıkçısı Doğdum Sevdim Öldüm adlı eserindeki Kabaağaçlı’nın “1890 yılının 16 Nisan Perşembe’yi, 17 Nisan Cuma’ya bağlayan gecenin sabahında, Girit ayaklanmasını bastırma göreviyle Girit’te görevlendirilen Şakir Paşa ile İsmet Hanım’ın oğlu olarak doğmuşum” (2014: 5) ifadeleri belirsizliği ortadan kaldırmaktadır. Ömer Faruk Huyugüzel’in “bilim ve sanat adamları yetiştirmiş oldukça eski ve köklü bir Türkmen ailesine mensup” olduğunu belirttiği Halikarnas Balıkçısı’nın babası “ressamlığı ve fotoğrafçılığı yanı sıra Yeni Osmanlı Tarihi adlı bir eseri bulunan, bir diplomat ve hoca olarak tanınan Şakir Paşa”, “annesi İsmet Hanım ise resimle meşgul olan kültürlü bir kadındı.” Huyugüzel, “anne ve babasından bu özellikleri almış olan Cevat Şakir’in kardeşlerinde de aynı özelliklerin” görüldüğünü, “Prenses Fahrünnisa Zeyd, Aliye Berger ve yeğeni Füreya Koral’ın bir resim ve seramik sanatçısı olarak ünlerinin yurt dışına taştığını” belirtmiştir (2000:113-114).
Kabaağaçlı’nın çocukluğu, babası Şakir Paşa’nın elçilik görevi nedeniyle bulunduğu Atina’da geçti. Öğrenim hayatına Büyükada’da Mahalle Mektebi’nde başladı, 1904’te Robert Kolej’ini, 1908’de de Oxford Üniversitesi Yeni Çağlar Tarihi Bölümü’nü bitirdi. Daha sonra İtalya’ya giderek Güzel Sanatlar Akademisi’nde resim üzerine eğitim gördü ve burada Agnesia Kafiera adlı İtalyan bir modelle evlendi. Çiftin Mutarra Agustina adını verdikleri bir kızları oldu. 1908’de İstanbul Güzel Sanatlar Akademisi’nde minyatür çalışmalarına katıldı (Yazıcı, 1998: 18-24; Aktaş, 2004: 339; Gökovalı, 2014: 5) Yurda döndükten sonra Resimli Hafta, Diken, İnci, Resimli Ay gibi çeşitli dergilerde yazılar yazıp karikatür ve süsleme resimleri yayımlayarak geçimini sağladı. Türkiye’de ilk renkli mecmua kapağını çizdi (Yamaç, 2011:16).
1914’te dedesinden kalma Afyonkarahisar’daki evde babasıyla tartışan Cevat Şakir, kazayla babasının ölümüne neden olduğu için on dört yıla mahkûm edildi ve hayatının yedi yılını hapishanede geçirdi (Aktaş, 2004: 339; Işın, 1977:10; Özkırımlı, 2004: 615). Hapishaneden çıktıktan sonra dayısının kızı Hamdiye Hanım’la evlendi ve çiftin Sina adında bir oğlu oldu. Kabaağaçlı üçüncü evliliğini Giritli Hatice Hanım ile yaptı ve bu evliliğinden de İsmet, Aliye ve Suat adlarında üç çocuğu oldu (Borak, 1982: 100-101; Yazıcı, 1998: 20; Yalçın, 2010:502).
Yazar, Mavi Sürgün adlı eserinde bir ara Rüfaî dergâhına katıldığını ve o dergâhta derviş olduğunu yazmıştır (Kabaağaçlı, 2008: 18). Zekeriya Sertel’in çıkardığı Resimli Hafta’da yayımlanan “Hapishanede İdama Mahkûm Olanlar Bile Bile Asılmaya Nasıl Giderler” adlı yazısı yüzünden Ankara İstiklal Mahkemesi’nde yargılandı ve üç yıllığına Bodrum’a sürgüne gönderildi. Cezası bitmesine rağmen Bodrum’u çok seven ve bu yüzden Bodrum’un eski adı Halikarnassos’tan hareketle Halikarnas Balıkçısı takma adını kullanan Kabaağaçlı 1947 yılına kadar Bodrum’da yaşadı. Bu süreçte bitki yetiştiriciliği ile de ilgilenen yazar, Bodrum Belediyesi’nin resmi bahçıvanı olarak çalıştı. Çok yönlü bir kişiliğe sahip olan yazar Latince, İngilizce, Fransızca, İtalyanca, İspanyolca, Yunanca ve Farsça dillerini öğrendi. 1947’de çocuklarının öğrenimi için İzmir’e yerleşti. Burada gazetelere yazı göndererek ve turist rehberliği yaparak yaşamını devam ettirdi. Anadolu üzerine çok zengin bir bilgi birikimine sahip olan yazar, Türkiye’nin ilk profesyonel rehberi olarak tanındı ve rehber kurslarında ders verdi. Yabancı konukların ağırlanmasında ve Anadolu’nun tanıtılmasında görev aldı (Yazıcı, 1998: 22-24; Yalçın, 2010:502; Yetgin-Yılmaz-Kozak, 2018: 130-135)
Gökçek’in belirttiğine göre, Halikarnas Balıkçısı’nın 15 Şubat 1948-25 Aralık 1955 tarihleri arasında Demokrat İzmir gazetesinde çeşitli konularda makaleleri, fıkraları ve hikâyeleri yayımlandı. Bunlardan bir kısmı "Pazar Hikâyeleri" üst başlığı altında haftada bir yayımlanan kısa hikâyeler idi. Balıkçı’nın aynı gazetede çizimlerini kendisinin yaptığı, resimli roman Böyledir Hayat tercümesi yayımlandı (2011: 271).
Yazarlığının yanı sıra ressam, tarihçi, turist rehberi, çevirmen ve bitki bilimcisi olarak da tanınan Halikarnas Balıkçısı, 1960’lı yıllarda İzmir Radyosu’nda “Halikarnas Balıkçısı’ndan Merhaba” adlı programda Türkiye’nin tarihsel zenginliklerini ve doğal güzelliklerini anlattı.
1971 yılında Kültür Bakanlığı tarafından Halikarnas Balıkçısı’na Devlet Kültür Armağanı verildi.
Vasiyeti üzerine Bodrum’a defnedilen yazarın mezarı Bodrum Türbe Tepesi’ndedir. “Manevi oğlum” dediği Şadan Gökovalı Kabaağaçlı’nın eserlerini yayıma hazırlamıştır.
Halikarnas Balıkçısı´nın hikâye ve romanlarının bir kısmı ölümünden sonra film ve televizyon dizisi olarak gösterime girdi: 1976 yılında İmdatla Cennet adlı öyküsü yönetmenliğini Ülkü Erakalın’ın yaptığı, başrollerini Aytaç Arman ve Meral Orhonsay’ın paylaştığı Yazgı film, 1983’te Ziya Özten yönetmenliğinde Açık Denizlere Aganta film, Parmak Damgası adlı hikâyesi 1985 yılında başrollerini Zuhal Olcay ve Artaç Arman’ın oynadığı altı bölümlük dizi olarak yayımlandı. 1991’de Deniz Gurbetçileri romanı, 1993 yılında Mavi Sürgün eseri aynı adla sinema filmine uyarlandı. Mavi Sürgün filmi, En İyi Film (30. Antalya Film Şenliği-1993), En İyi Yönetmen (30. Antalya Film Şenliği-1993), En İyi Görüntü Yönetmeni (6. Ankara Film Festivali-1994), En İyi Müzik (6. Ankara Film Festivali-1994), Altın Lale (13. İstanbul Film Festivali-1994) ödüllerine layık görüldü.
2010 yılında Halikarnas Balıkçısı Cevat Şakir Kabaağaçlı'yı anlatan, yapımcılığını Fırat Uğurlu ve yönetmenliğini Harun Özakıncı'nın yaptığı Anadolu'nun Avukatı Cevat Şakir belgeseli çekildi.
Cumhuriyet dönemi Türk edebiyatında önemli bir yere sahip olan Cevat Şakir Kabaağaçlı, yazılarında Halikarnas Balıkçısı takma adının yanı sıra Hüseyin Kenan, Musa Cevat, M.C., H.B, Sina imzalarını kullandı. Genç yaşta yazın hayatına başlayan yazarın ilk yazısı 1904’te Robert Koleji’nin son sınıfında iken İkdam gazetesinde yayımlandı. İngiltere’den döndükten sonra çeşitli gazete ve dergilerde yazmaya, çeviri yapmaya ve resim çizmeye devam eden yazar, Mavi Sürgün adlı eserinde kendi gönlüne göre yazdıklarının halk anlamaz gerekçesiyle kabul edilmediğini, kendi istediği gibi değil de başkalarının istediği gibi yazdığı için de yazmanın tadının kalmadığını belirtmiştir (2008: 41-42).
Cevat Şakir, edebi türde yazdığı pek çok hikâye ve romanın yanı sıra Anadolu değerleri hakkında yaptığı çalışmalarla kültürel hayatımıza da önemli katkılar sağlamıştır.
Yazarın hayatında iki önemli dönüm noktası vardı. Bunlardan ilki kaza kurşunuyla babasının ölümüne neden olması idi. Bu olay Kabaağaçlı’yı derinden etkilemiştir. Yazarın romanlarındaki karakterlere yaşanan talihsizliğin izleri yansımıştır. Halikarnas Balıkçısı, bu kişilerden hareketle sosyal çevrenin insan üzerindeki olumsuz etkilerine değinmiştir.
Balıkçı’nın hayatını etkileyen ikinci dönüm noktası ise sürgün cezasına çarptırılması idi. Yazara ceza olarak verilen bu zorunlu yer değişikliği onun Halikarnas Balıkçısı olarak ünlenmesine ve küçük bir kasaba olan Bodrum’u da bütün kültürel zenginliği, tabiatıyla birlikte turizm merkezlerinden biri olarak tanıtmasına yol açmıştır.
Mekân olarak genellikle Ege ve Akdeniz kıyılarını seçen yazarın anlatıları deniz-kara zıtlığı üzerine kurulmuştur. Huyugüzel’in ifadesiyle “deniz konusu ve deniz insanları Türk edebiyatında onunla modalaşmıştır.” (2000:118).
Eserlerini deniz, ada, doğa, kültürel ve tarihi zenginlikler etrafında oluşturan Halikarnas Balıkçısı’nın hikâye ve roman karakterlerinin çoğu, Yaşasın Deniz’in yaşlı balıkçısı, Gülen Ada’nın Deli Davut'u, Son Türkü’nün Kör Hüseyin'i gibi denize tutkun, denizcilikle uğraşan, geçimini denizden sağlayan balıkçılardan, sünger avcılarından oluşmuştur. İdealize edilmiş iyi, merhametli, bilge, cesur tipler, ezilen köylü, özgürlüğün simgesi Çingeneler ve kurtarıcı kahraman rolündeki olumlu eşkıya tiplerinin yanı sıra zengin ve güçlü zorbalar, acımasız, sevgisiz kötü kişiler, olumsuz özellikleriyle köy ağaları, fırıncı ve din adamları, kurnaz esnaf, çıkarcı bakkal da eserlerinde yer almıştır. Anlatılarda “deniz insanları sevgi dolu, yaşama bağlı, dürüst, çalışkan, tokgözlü, namuslu ve mücadeleci; kara insanları ise bencil, çıkarcı, açgözlü, çevresine zarar veren ve onu sömüren niteliklere sahiptir.” (Yazıcı, 1998: 28) Yazar, eserlerinde Turgut Reis, Uluç Reis, Neyzen Tevfik gibi tarihi ve edebi şahsiyetlere de yer vermiştir. Halikarnas Balıkçısı’nın hikâye ve romanlarındaki deniz tutkusu, Sait Faik’i de etkilemiştir.
Coşkulu ve lirik bir anlatımı benimseyen Cevat Şakir’in üslubu hakkında Kabaklı, “denize ait gözlemlerini coşkun ve gür şiirli bir dille anlatır fakat üsluba, plana aldırmaz. Tahkiye-tasvir ve söyleşmeler arasında bir orantı kurmaya yanaşmaz. Cümlelerini çok uzatır, bozukça söz dizimleri yapar ve bunları düzeltecek sabrı gösteremez. İlham ve sevgiyle yazar fakat sanat disiplininden yoksundur.” değerlendirmesini yapmıştır. (2008: 26) Balıkçı’nın denemelerinde üslubunu ifade eden en önemli kelimelerden biri “Merhaba”dır. Denemelerinin çoğunda konuya başlarken yahut da bitirirken bazen de hiç olmadık bir yerde cümle arasında sıklıkla bu kelimeyi kullandığı tespit edilmiştir. Balıkçı’nın denemelerinde karşımıza sıkça çıkan onun üslubunu ifade eden kelimelerden bir diğeri ise “Sözümona” ve “Sözde” kelimeleridir. Cevat Şakir, denemelerinde bu ifadeyi genellikle mitolojik anlatılardan önce kullanmayı tercih etmiştir.
Halikarnas Balıkçısı, denemelerinde karşısındakiyle konuşuyormuşçasına bir üslup kullanmıştır. Ayrıca denemelerinde sıklıkla ara söz ya da parantez içerisinde bilgi aktarımına başvurmuştur. Balıkçı’nın, denemelerinde dil ve anlatım noktasında başvurduğu yöntemlerden biri diğeri ise okuyucunun ilgi ve merakını çekmek için sık sık soru sorması, şaşırtıcı ifadeler kullanmasıdır.
Yazarın ilk çağlardaki Anadolu kültürü üzerine yaptığı inceleme ve denemeleri de önemli bilgiler içermektedir. Bu çalışmalarında Antik Anadolu kültürünün Yunan kültüründen önce var olduğunu ve bu kültürün insanı nasıl şekillendirdiğini anlatmıştır. Anadolu’nun medeniyet tarihi ve sanat bakımından önemini ortaya çıkarmaya çalışan Balıkçı, bölgenin mitolojik değerlerinden de yararlanmıştır.
Şadan Gökovalı, yazarın Merhaba Anadolu eserine yazdığı önsöz niteliğindeki yazısında Cevat Şakir’in “çoğu cep kitabı olmak üzere çeşitli dillerden Türkçemize aktardığı kitapların sayısının yüze yakın” olduğunu belirtmiştir. “Balıkçı ayrıca Dante’nin Tanrısal Komedyası’nı tek ciltte Türkçe söylemiş; Hayyam’ın Rubailer’ini ve Mevlana’nın Mesnevi’sini Farsça asıllarından İngilizceleştirmiştir.” (Gökovalı, 2010: 9-10)
Yazarın Gökovalı tarafından basıma hazırlanan Arşipel ve Anadolu Tanrıları adlı kitaplarının arkasına, çizdiği resimlerin bir kısmı eklenmiştir. Bu resimlerin yazdığı yazıların içeriğine uygun olduğu, ilgili yazıya özel çizildiği görülmüştür. Genellikle mitoloji ile ilgili olan bu resimler yazarın çizer olarak da başarısını göstermesi bakımından önemlidir. 1923 yılında yayımlanan Yeni İnci’nin 9. sayısında Ressamlarımızı Tanıyalım başlıklı yazıda Halikarnas Balıkçısı’nın ressamlığı hakkında “bizde mecmua kapaklarını yapmakta Cevad Bey kapak ressamcılığının tekniğini en ziyade anlamış Türk ressamımızdır. Cevad Bey’in iki meziyyeti de minyatür işlerine olan merakı ve bu eski şark sanatını ihyada gösterdiği muvaffakiyettir.” ifadelerine yer verilmiştir.
Denize olan tutkunluğuyla tanınan yazar, Anadolu hakkındaki engin bilgi birikimi, tercümeleriyle ve basın dünyasında kapakçılık anlayışının gelişmesinde etkili olmasıyla yalnızca Türk edebiyatında değil, Türk grafik tasarım ve Türk kültür tarihinde önemli bir yere sahip olmuştur.
Kaynakça
Aktaş, Şerif (2004). “Cevat Şâkir
Kabaağaçlı”. Başlangıcından Günümüze Kadar Büyük Türk Klasikleri 11. Cilt.
İstanbul: Ötüken-Söğüt. 339-375.
Borak, Sadi (1982). Halikarnas
Balıkçısı ve Bir Duruşmanın Öyküsü. Ankara: Bilgi Yay.
Gökçek, Fazıl (2011). “Halikarnas
Balıkçısı’nın Demokrat İzmir Gazetesi’ndeki Yazıları”. 2. Uluslararası Her Yönüyle
Bodrum Sempozyumu. (Haz. Ahmet Özgiray-M. Akif Erdoğru). Bodrum: Müskebi
Ofset. 270-280.
Gökovalı, Şadan (2014). Ben Halikarnas Balıkçısı Doğdum Sevdim Öldüm.
Ankara: Tureb Yay.
Gökovalı, Şadan (2010). “Halikarnas
Balıkçısı ve Merhaba Anadolu Üstüne”. Merhaba Anadolu. İstanbul: Bilgi
Yay. 9-10.
Haşmet Işın (1977). “Halikarnas
Balıkçısının Gizi”. Varlık 841(12): 10.
Huyugüzel, Ömer Faruk (2000). İzmir
Fikir ve Sanat Adamları (1850-1950). Ankara: Kültür Bakanlığı Yay. 113-120.
Kabaağaçlı, Cevat Şakir (2008). Mavi
Sürgün. İstanbul: Bilgi Yay.
Kabaklı, Ahmet (2008). “Halikarnas
Balıkçısı”. Türk Edebiyatı Cilt 5. İstanbul: Türk Edebiyatı Vakfı Yay. 21-29.
Necatigil, Behçet (2007). Edebiyatımızda
İsimler Sözlüğü. İstanbul: Varlık Yay.
Özkırımlı, Atilla (2004). Türk
Edebiyatı Tarihi. İstanbul: İnkılâp Kitabevi.
Tekin, Arslan (1999). Edebiyatımızda
İsimler ve Terimler. İstanbul: Ötüken Neşriyat.
Yalçın, Murat (Ed.) (2010). “Halikarnas
Balıkçısı”. Tanzimat’tan Bugüne Edebiyatçılar Ansiklopedisi Cilt I. İstanbul:
Yapı Kredi Yay. 502-503.
Yamaç, Cavit (2011). “Yazı Hayatının
Ellinci Yıldönümünü İdrak Eden Türk Edebiyatının Canlı Delikanlısı Halikarnas
Balıkçısı”. Arşipel. İstanbul: Bigi Yayınevi. 13-22.
Yazıcı, Nermin (1998). Halikarnas
Balıkçısı’nın Eserlerinde Tabiat. Ankara: Hacettepe Üniversitesi Yüksek
Lisans Tezi.
Yeni İnci Gazetesi (1923).
“Ressamlarımızı Tanıyalım”. 9. Sayı.
Yetgin, Duygu, Yılmaz, Aysel ve
Nazmi Kozak (2018). “Türkiye’de Turist Rehberliğinin Öncüsü: Cevat Şakir Kabaağaçlı
(Halikarnas Balıkçısı)”. Anatolia Turizm Araştırmaları Dergisi 29(1):128-138.
Madde Yazım Bilgileri
Yazar: DR. AYDAN ENER SUYayın Tarihi: 07.01.2019Güncelleme Tarihi: 15.10.2021
Yayın Tarihi: 07.01.2019Güncelleme Tarihi: 15.10.2021
Güncelleme Tarihi: 15.10.2021
Eser Adı | Yayın evi | Basım yılı | Eser türü |
---|---|---|---|
Ege Kıyılarından | Tan Evi / İstanbul | 1939 | Hikâye |
Egenin Dibi | Yeditepe Yayınları / İstanbul | 1952 | Hikâye |
Ötelerin Çocukları | Bilgi Yayınevi / İstanbul | 1999 | Roman |
Hey Koca Yurt | Bilgi Yayınevi / İstanbul | 2001 | Hikâye |
Düşün Yazıları | Bilgi Yayınevi / İstanbul | 2002 | Deneme |
Uykulu Kuytu Menkıbesi | Bilgi Yayınevi / İstanbul | 2003 | Çeviri |
Sonsuzluk Sessiz Büyür | Bilgi Yayınevi / İstanbul | 2005 | Deneme |
Altıncı Kıta Akdeniz | Bilgi Yayınevi / İstanbul | 2007 | Deneme |
Anadolu'nun Sesi | Bilgi Yayınevi / İstanbul | 2008 | Deneme |
Mavi Sürgün | Bilgi Yayınevi / İstanbul | 2008 | Otobiyografi |
Ege'den Denize Bırakılmış Bir Çiçek | Bilgi Yayınevi / İstanbul | 2008 | Hikâye |
Parmak Damgası | Bilgi Yayınevi / İstanbul | 2008 | Hikâye |
Merhaba Anadolu | Bilgi Yayınevi / İstanbul | 2010 | Deneme |
Anadolu Tanrıları | Bilgi Yayınevi / İstanbul | 2010 | Deneme |
Bulamaç | Bilgi Yayınevi / İstanbul | 2010 | Roman |
Arşipel | Bilgi Yayınevi / İstanbul | 2011 | Deneme |
Anadolu Efsaneleri | Bilgi Yayınevi / İstanbul | 2011 | Deneme |
İmbat Serinliği | Bilgi Yayınevi / Ankara | 2011 | Diğer |
Gülen Ada | Bilgi Yayınevi / İstanbul | 2011 | Hikâye |
Yaşasın Deniz | Bilgi Yayınevi / Ankara | 2011 | Hikâye |
Çiçeklerin Düğünü | Bilgi Yayınevi / Ankara | 2013 | Hikâye |
Dalgıçlar | Bilgi Yayınevi / Ankara | 2013 | Hikâye |
Denizin Çağırışı | Bilgi Yayınevi / İstanbul | 2013 | Hikâye |
Aganta Burina Burinata | Bilgi Yayınevi / İstanbul | 2014 | Roman |
Turgut Reis | Bilgi Yayınevi / İstanbul | 2014 | Roman |
Merhaba Akdeniz | Bilgi Yayınevi / Ankara | 2014 | Hikâye |
Deniz Gurbetçileri | Bilgi Yayınevi / Ankara | 2015 | Roman |
Gençlik Denizlerinde | Bilgi Yayınevi / Ankara | 2015 | Hikâye |
İnsan/Üstüninsan | Bilgi Yayınevi / İstanbul | 2017 | Çeviri |
Uluç Reis | Bilgi Yayınevi / İstanbul | 2018 | Roman |
Yol Ver Deniz | Bilgi Yayınevi / İstanbul | 2018 | Hikâye |
İlişkili Maddeler
Sn. | Madde Adı | D.Tarihi / Ö.Tarihi | Benzerlik | İncele |
---|---|---|---|---|
1 | SALACIOĞLU, Mustafa Celvetî | d. ? - ö. ? | Doğum Yeri | Görüntüle |
2 | AZÎZ, Aziz Ali Efendi | d. ? - ö. 1798-99 | Doğum Yeri | Görüntüle |
3 | ME’ÂBÎ, Lağımcıbaşı-zâde Şeyh Hacı Ahmed Me’âb Efendi | d. ? - ö. 1798-99 | Doğum Yeri | Görüntüle |
4 | Orhan Seyfi Orhon | d. 23 Ekim 1890 - ö. 22 Ağustos 1972 | Doğum Yılı | Görüntüle |
5 | YARIM ALİ, Ali Bozkurt | d. 1890 - ö. 1953 | Doğum Yılı | Görüntüle |
6 | Osman Fahri | d. 1890 - ö. 1920 | Doğum Yılı | Görüntüle |
7 | Tahir Alangu | d. 24 Aralık 1915 - ö. 19 Haziran 1973 | Ölüm Yılı | Görüntüle |
8 | CAVADOVA, Nebat Paşa Kızı | d. 1914 - ö. 1973 | Ölüm Yılı | Görüntüle |
9 | Yusuf Ziya Demircioğlu | d. 1887 - ö. 29 Mart 1973 | Ölüm Yılı | Görüntüle |
10 | Ahmet Oktay | d. 21 Ocak 1933 - ö. 03 Mart 2016 | Meslek | Görüntüle |
11 | Haldun Aydıngün | d. 19 Ağustos 1958 - ö. ? | Meslek | Görüntüle |
12 | Tuncer Cücenoğlu | d. 10 Nisan 1944 - ö. 18 Temmuz 2019 | Meslek | Görüntüle |
13 | Fakihe Odman | d. 1908 - ö. 1967 | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
14 | Ziya Gökalp | d. 23 Mart 1876 - ö. 25 Ekim 1924 | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
15 | Kazım Özalp | d. 1880 - ö. 6 Haziran 1967 | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
16 | GÖRDESLİ HÜSEYİN | d. ? - ö. ? | Madde Adı | Görüntüle |
17 | COŞKUNÎ, Hüseyin Erden | d. 1943 - ö. ? | Madde Adı | Görüntüle |
18 | FİGANÎ, Hasan Hüseyin Güday | d. 1943 - ö. ? | Madde Adı | Görüntüle |