Madde Detay
EMRÎ, Murâd Emrî Efendi, Tırnavalı
(d. 1268/1851 - ö. 1335/1917)
divan şairi
(Divan/Yazılı Edebiyat / 19. Yüzyıl / Anadolu-Osmanlı-Türkiye)
ISBN: 978-9944-237-86-4
Yenişehr-i Fenâr civarındaki Tırnava'da 1268/1851 yılında doğdu. Asıl adı Murâd Emrî Efendi'dir. Şiirlerinde Emrî mahlasını kullandı. Sâdık Efendi adında birinin oğludur. Dört yaşında iken babası vefat ettiğinden iyi bir öğrenim göremedi. Kısa bir müddet okula gittiyse de ailesi tarafından okuldan alınarak saraçlık mesleğine verildi ve bir süre saraçlık yaptı. Sonra bir çiftliğe nazır oldu. Okumak ve öğrenmek açlığını gidermek için görev icabı her İstanbul'a gittiğinde kırk, elli kitap alıp döndü ve böylece mükemmel bir kütüphanesi oldu. 1297/1880 senesinde Yenişehir ve havalisinin Yunanistan'a terki münasebetiyle Emrî de 1300/1883 senesinde vatanını terkederek Bursa'ya hicret etti. Burada da çiftlik sahibi adına satın aldığı yeni çiftliğe nezaret etti. Bursa'da da kitap toplamaya ve okuyup yazarak kendini yetiştirmeye devam etti. Bursa'da bir kitapçı dükkânı açtı. Ayrıca şehrin maarifine hizmet için Bursa, Fevâ'id ve Sanâyi adlı gazeteleri çıkardı. Bursa'da kurduğu matbaada bazı risaleler de basarak bu şekilde şehrin kültürünün gelişmesine de hizmet etti. Bir yangında dükkânı, matbaası, cilthanesi yandı. 1335/1917 senesinde Bursa'da vefat etti. Bursa'nın meşhur şeyhlerinden Şemsî-i Mısrî, vefatı tarihi için şu beyti söyledi: "Bî-nukat bir çıkdı târîh Şemsî-i Mısrî ana / İrci'î emri gelince oldı Emrî emre râm".
Emrî'nin iki eseri bilinmektedir:
1. Dîvân: 1329/1911 senesinde Bursa'da 383 sayfa hâlinde basılmıştır. Yaklaşık sekiz bin beyitlik büyük hacimli bu Dîvân'da 487 gazel, 150 tahmis, 92 muhammes, 156 kıt'a, 1 müsemmen, 1 mütessa, 1 terkib-i bend, 1 tarih, 1 murabba, 47 beyit yer almaktadır.
2. Tahmîs-i Terkîb-i Bend-i Ziyâ Paşa: Bursa'da 52 sayfa hâlinde 1329/1911 senesinde basılmıştır. Müstakil olarak basılan bu eser Dîvân'ının başında da yer almaktadır.
Bunlardan başka Dîvân'ın kapağında İhyâ-yı Âsâr-ı Eslâf, Mudhikât-ı Dehr, Hâtırât, Alacalı Defter adlarındaki eserlerinin de yayımlanacağı bildiriliyorsa da bunlar basılmamıştır.
Aslında pek tahsili olmamasına rağmen kendisini yetiştirmeye gayret eden, maarife hizmet için gazeteler çıkaran, ilim ve fen aşığı bir kimse olarak değerlendirilen Murâd Emrî, özellikle muhammes ve tahmisleriyle tanınmıştır. Bilinen hiçbir Dîvân'da olmadığı kadar çok sayıda 92 muhammes ve 150 tahmis yazmıştır. Ona edebiyatımızda "Tahmis Şairi" unvanını vermek yanlış olmaz. Tahmis yazdığı şairler arasında Fuzûlî, Belîğ, Şem'î, Adanalı Ziyâ, Mahmûd Celâleddin Paşa, Zekâyî Dede, Şeyh Gâlib, Muhibbî, Esrar Dede, Nedîm, Bağdatlı Rûhi, Müştak Baba, Zihnî, İzzet Molla, Şeref Hanım, Husrev, Sabûhî, Nigâhî, Rızâ Paşa, Halîm Efendi, Hâdî, Sıdkî, Mehmed Ali Baba, Nef'î, Revnak, Leylâ Hanım, Nihâd gibi birçok şair bulunmaktadır. Bu tahmisler incelendiğinde Emrî'nin şairlerin şöhretine bakmayıp şiirlerinin güzelliğine baktığı ve bu şekilde onları tahmis ettiği görülmektedir. Çünki tahmis ettiği şairler arasında adı pek duyulmamış şahsiyetler de vardır. Bütün bunlara rağmen Emrî orta dereceli bir şairdir, denilebilir. Bazı şiirleri çok iyi olmakla beraber büyük bir çoğunluğu vasatın altındadır. Bu duruma iyi bir öğrenim görmemesinin yanında çok yazmak ve tekrara düşmek de neden olmuş olmalıdır. Bütün bu eksikliklere rağmen Murâd Emrî'yi, yayımladığı hacimli Dîvân ve maarif adına yaptığı diğer hizmetler nedeniyle önemli ve değeri bilinmesi gereken bir şahsiyet olarak değerlendirmek gerekir.
Kaynakça
Dîvân-ı Murâd Emrî (1329). Bursa.
Ergun, Sadeddin Nüzhet (1936-1945). Türk Şairleri. C. III. İstanbul.
İnal, İbnü'l-Emîn Mahmud Kemal (1988). Son Asır Türk Şairleri. C. I. İstanbul: Dergah Yay.
Madde Yazım Bilgileri
Yazar: PROF. DR. MEHMET ARSLANYayın Tarihi: 26.11.2014Güncelleme Tarihi: 02.12.2020Eserlerinden Örnekler
Gazel
Öyle bir dîvâneyim dîvâneler hayrân bana
Öyle mestim içdigim peymâneler hayrân bana
Etdigim bilmem beni aşk eyledi giryân bugün
Ben şaşırdım menzilim hep lâneler hayrân bana
Dûd-ı âhım arşa çıkdı kimseler fark etmiyor
Yandıgım görse olur pervâneler hayrân bana
Öyle ser-mestim ki bakdıkça senin dîdârına
Gül yüzünde gerdeninde dâneler hayrân bana
Mest-i lâ-ya'kıl olup ben tâ ezelden tâ ebed
Emrî bilmem kendimi mey-hâneler hayrân bana
Fuzûlî'nin Gazelini Tahmîs
Yeter artık elin çek lutf idersen mübtelâlardan
Behey cânâ sakın sen kendini dürlü belâlardan
Ne kâr eylersin alsan anlamam ben bed-du'âlardan
Kerem kıl kesme sâkî iltifâtın bî-nevâlardan
Elinden geldigi hayrı dirîg itme gedâlardan
Çekildik hecr ile kaldık nedense kendimiz hâlî
Aceb kimden sorarsak kim bilür bu aşk-ı âmâli
Gider gamlar gelir bir gün gözetmek lâzım ikbâli
Sabâ kûyunda dildârın nedir üftâdeler hâli
Bizim yerden gelirsen bir haber ver âşinâlardan
Zamân geldi sen artık gel de dinle hep bu gam-gîni
Düşeli hasret-i hecr-i gama bozmuşdı temkîni
Efendim sevdigim lutfen gelüp sor çeşm-i nem-gîni
Tabîbâ hâk-i kûy-ı yârdandır eşk-i teskîni
Bana itdirme zahmet göz yaşarır tûtiyâlardan
Düşüp bir bahr-ı ummâna bakılsa intihâmız yok
Hele dünyâyı terk itdik anın-çün iştihâmız yok
Hayâl-i yârdan âlemde bilin gayri gıdâmız yok
Esîr-i gurbetiz senden de özge âşinâmız yok
Ayagın kesme başın-çün bizim mihnet-serâlardan
Ne kim varsa senin râz-ı derûnunda hemân söyle
Görürken hâlimi sen de geçirme vakti hey heyle
Tesellî hâtırın Emrî ider elbet aceb neyle
Fuzûlî nâzenînler görsen izhâr-ı niyâz eyle
Terahhum umma ayb olmaz gedâlar pâdişâlardan
(Dîvân-ı Murâd Emrî (1329). Bursa. 11, 95.)
İlişkili Maddeler
Yayın Tarihi: 26.11.2014Güncelleme Tarihi: 02.12.2020Eserlerinden Örnekler
Gazel
Öyle bir dîvâneyim dîvâneler hayrân bana
Öyle mestim içdigim peymâneler hayrân bana
Etdigim bilmem beni aşk eyledi giryân bugün
Ben şaşırdım menzilim hep lâneler hayrân bana
Dûd-ı âhım arşa çıkdı kimseler fark etmiyor
Yandıgım görse olur pervâneler hayrân bana
Öyle ser-mestim ki bakdıkça senin dîdârına
Gül yüzünde gerdeninde dâneler hayrân bana
Mest-i lâ-ya'kıl olup ben tâ ezelden tâ ebed
Emrî bilmem kendimi mey-hâneler hayrân bana
Fuzûlî'nin Gazelini Tahmîs
Yeter artık elin çek lutf idersen mübtelâlardan
Behey cânâ sakın sen kendini dürlü belâlardan
Ne kâr eylersin alsan anlamam ben bed-du'âlardan
Kerem kıl kesme sâkî iltifâtın bî-nevâlardan
Elinden geldigi hayrı dirîg itme gedâlardan
Çekildik hecr ile kaldık nedense kendimiz hâlî
Aceb kimden sorarsak kim bilür bu aşk-ı âmâli
Gider gamlar gelir bir gün gözetmek lâzım ikbâli
Sabâ kûyunda dildârın nedir üftâdeler hâli
Bizim yerden gelirsen bir haber ver âşinâlardan
Zamân geldi sen artık gel de dinle hep bu gam-gîni
Düşeli hasret-i hecr-i gama bozmuşdı temkîni
Efendim sevdigim lutfen gelüp sor çeşm-i nem-gîni
Tabîbâ hâk-i kûy-ı yârdandır eşk-i teskîni
Bana itdirme zahmet göz yaşarır tûtiyâlardan
Düşüp bir bahr-ı ummâna bakılsa intihâmız yok
Hele dünyâyı terk itdik anın-çün iştihâmız yok
Hayâl-i yârdan âlemde bilin gayri gıdâmız yok
Esîr-i gurbetiz senden de özge âşinâmız yok
Ayagın kesme başın-çün bizim mihnet-serâlardan
Ne kim varsa senin râz-ı derûnunda hemân söyle
Görürken hâlimi sen de geçirme vakti hey heyle
Tesellî hâtırın Emrî ider elbet aceb neyle
Fuzûlî nâzenînler görsen izhâr-ı niyâz eyle
Terahhum umma ayb olmaz gedâlar pâdişâlardan
(Dîvân-ı Murâd Emrî (1329). Bursa. 11, 95.)
İlişkili Maddeler
Güncelleme Tarihi: 02.12.2020Eserlerinden Örnekler
Gazel
Öyle bir dîvâneyim dîvâneler hayrân bana
Öyle mestim içdigim peymâneler hayrân bana
Etdigim bilmem beni aşk eyledi giryân bugün
Ben şaşırdım menzilim hep lâneler hayrân bana
Dûd-ı âhım arşa çıkdı kimseler fark etmiyor
Yandıgım görse olur pervâneler hayrân bana
Öyle ser-mestim ki bakdıkça senin dîdârına
Gül yüzünde gerdeninde dâneler hayrân bana
Mest-i lâ-ya'kıl olup ben tâ ezelden tâ ebed
Emrî bilmem kendimi mey-hâneler hayrân bana
Fuzûlî'nin Gazelini Tahmîs
Yeter artık elin çek lutf idersen mübtelâlardan
Behey cânâ sakın sen kendini dürlü belâlardan
Ne kâr eylersin alsan anlamam ben bed-du'âlardan
Kerem kıl kesme sâkî iltifâtın bî-nevâlardan
Elinden geldigi hayrı dirîg itme gedâlardan
Çekildik hecr ile kaldık nedense kendimiz hâlî
Aceb kimden sorarsak kim bilür bu aşk-ı âmâli
Gider gamlar gelir bir gün gözetmek lâzım ikbâli
Sabâ kûyunda dildârın nedir üftâdeler hâli
Bizim yerden gelirsen bir haber ver âşinâlardan
Zamân geldi sen artık gel de dinle hep bu gam-gîni
Düşeli hasret-i hecr-i gama bozmuşdı temkîni
Efendim sevdigim lutfen gelüp sor çeşm-i nem-gîni
Tabîbâ hâk-i kûy-ı yârdandır eşk-i teskîni
Bana itdirme zahmet göz yaşarır tûtiyâlardan
Düşüp bir bahr-ı ummâna bakılsa intihâmız yok
Hele dünyâyı terk itdik anın-çün iştihâmız yok
Hayâl-i yârdan âlemde bilin gayri gıdâmız yok
Esîr-i gurbetiz senden de özge âşinâmız yok
Ayagın kesme başın-çün bizim mihnet-serâlardan
Ne kim varsa senin râz-ı derûnunda hemân söyle
Görürken hâlimi sen de geçirme vakti hey heyle
Tesellî hâtırın Emrî ider elbet aceb neyle
Fuzûlî nâzenînler görsen izhâr-ı niyâz eyle
Terahhum umma ayb olmaz gedâlar pâdişâlardan
(Dîvân-ı Murâd Emrî (1329). Bursa. 11, 95.)
İlişkili Maddeler
Eserlerinden Örnekler
Gazel
Öyle bir dîvâneyim dîvâneler hayrân bana
Öyle mestim içdigim peymâneler hayrân bana
Etdigim bilmem beni aşk eyledi giryân bugün
Ben şaşırdım menzilim hep lâneler hayrân bana
Dûd-ı âhım arşa çıkdı kimseler fark etmiyor
Yandıgım görse olur pervâneler hayrân bana
Öyle ser-mestim ki bakdıkça senin dîdârına
Gül yüzünde gerdeninde dâneler hayrân bana
Mest-i lâ-ya'kıl olup ben tâ ezelden tâ ebed
Emrî bilmem kendimi mey-hâneler hayrân bana
Fuzûlî'nin Gazelini Tahmîs
Yeter artık elin çek lutf idersen mübtelâlardan
Behey cânâ sakın sen kendini dürlü belâlardan
Ne kâr eylersin alsan anlamam ben bed-du'âlardan
Kerem kıl kesme sâkî iltifâtın bî-nevâlardan
Elinden geldigi hayrı dirîg itme gedâlardan
Çekildik hecr ile kaldık nedense kendimiz hâlî
Aceb kimden sorarsak kim bilür bu aşk-ı âmâli
Gider gamlar gelir bir gün gözetmek lâzım ikbâli
Sabâ kûyunda dildârın nedir üftâdeler hâli
Bizim yerden gelirsen bir haber ver âşinâlardan
Zamân geldi sen artık gel de dinle hep bu gam-gîni
Düşeli hasret-i hecr-i gama bozmuşdı temkîni
Efendim sevdigim lutfen gelüp sor çeşm-i nem-gîni
Tabîbâ hâk-i kûy-ı yârdandır eşk-i teskîni
Bana itdirme zahmet göz yaşarır tûtiyâlardan
Düşüp bir bahr-ı ummâna bakılsa intihâmız yok
Hele dünyâyı terk itdik anın-çün iştihâmız yok
Hayâl-i yârdan âlemde bilin gayri gıdâmız yok
Esîr-i gurbetiz senden de özge âşinâmız yok
Ayagın kesme başın-çün bizim mihnet-serâlardan
Ne kim varsa senin râz-ı derûnunda hemân söyle
Görürken hâlimi sen de geçirme vakti hey heyle
Tesellî hâtırın Emrî ider elbet aceb neyle
Fuzûlî nâzenînler görsen izhâr-ı niyâz eyle
Terahhum umma ayb olmaz gedâlar pâdişâlardan
(Dîvân-ı Murâd Emrî (1329). Bursa. 11, 95.)
İlişkili Maddeler
Sn. | Madde Adı | D.Tarihi / Ö.Tarihi | Benzerlik | İncele |
---|---|---|---|---|
1 | LÜTFÎ, Hâfız Halîl Lütfî Bey | d. ? - ö. 1845 | Doğum Yeri | Görüntüle |
2 | RÂŞİD, Şeyh Ahmed Râşid Efendi, Tırnovalı | d. 1799 - ö. 1866 | Doğum Yeri | Görüntüle |
3 | AVNÎ, Yusuf Avnî Efendi | d. ? - ö. 1709-10 | Doğum Yeri | Görüntüle |
4 | İSMAİL HAKKI, Bereket-zâde | d. 1851 - ö. 1918 | Doğum Yılı | Görüntüle |
5 | BAHÂEDDÎN, Zîver Paşa-zâde Yûsuf | d. 1851 - ö. 1916 | Doğum Yılı | Görüntüle |
6 | VASFÎ/BERKÎ, Şeyh Ali Vasfî | d. 1851 - ö. 1910 | Doğum Yılı | Görüntüle |
7 | İHRÂKÎ, Ali | d. ? - ö. 1913-1917 | Ölüm Yılı | Görüntüle |
8 | MİDHAT, Nâmî Mahmûd Efendi | d. 1848 - ö. 1917 | Ölüm Yılı | Görüntüle |
9 | RÂŞİD, Ali Râşid Efendi, Kandiyeli | d. 1858 - ö. 1917 | Ölüm Yılı | Görüntüle |
10 | RİF'AT, Ahmed Rif'at, Kânî Paşa-zâde | d. 1844 - ö. 1891 | Meslek | Görüntüle |
11 | NAZÎF, Mustafa | d. ? - ö. 1825 | Meslek | Görüntüle |
12 | ÂKİF PAŞA | d. 1787 - ö. 1845 | Meslek | Görüntüle |
13 | FATMA FÂZILA HANIM | d. ? - ö. 19. yy. | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
14 | ŞEREF HANIM | d. 1809 - ö. 1861 | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
15 | İFFET, Hatice Hanım | d. ? - ö. 1860 | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
16 | ALİ Çelebi, KINALI-ZÂDE | d. 1510 - ö. 22 Ocak 1572 | Madde Adı | Görüntüle |
17 | MAĞRİBÎ (IRAKî), İbrahim bin Şehriyar | d. 1209/1213? - ö. 1289/90? | Madde Adı | Görüntüle |
18 | FEYZÎ, Defterdar-zâde Mehmed Feyzî Efendi | d. ? - ö. 7 Ekim 1729 | Madde Adı | Görüntüle |