Madde Detay
Salahaddin Enis Atabeyoğlu
(d. 1892 / ö. 11 Haziran 1942)
Gazeteci, Yazar
(Yeni Edebiyat / 19. Yüzyıl / Anadolu-Osmanlı-Türkiye)
ISBN: 978-9944-237-86-4
Alanya’da doğdu. Kaynaklarda doğduğu yer Antalya olarak belirtilmesine karşın, oğlu Cem Atabeyoğlu babasının Alanya’da doğmuş olduğunu belirtmektedir (Tane 2015: 17). Babası Jandarma Albayı Ahmet Enis Bey, annesi Naime Hanım’dır. Baba tarafı Artvinli olup soyağacı Gürcistan’ın Atabey hanedanına, anne tarafından ise Çeşme eşrafından Memiş Ağa ailesine dayanmaktadır. Baba tarafından soyağacına dayanarak Atabeyoğlu soyadını aldı.
Babasının görevi nedeniyle Antalya, Urfa, Konya gibi Anadolu’nun birçok şehrinde bulundu. Babasının emekliliğinde İstanbul’a yerleştiler. Eğitim hayatına Konya’da başladı ve İstanbul’da önce Maçka Rüştiyesi’nde daha sonra Tophane İdadisi’nde devam etti. Kısa bir müddet Mekteb-i Tıbbiye’de yükseköğrenim gördü ve buradan Darülfünun’un Hukuk bölümüne geçti. Ancak Birinci Dünya Savaşı esnasında askerliğe alınması nedeniyle yükseköğrenimini yarıda bırakmak zorunda kaldı. 1914-1918 yılları arasında devam eden savaş boyunca İstanbul’da ihtiyat zabiti olarak görev yaptı. 1910 yılında gazeteciliğe Tanin gazetesinde başlayan S. Enis’in gazetecilik yaşamı otuz yıl devam etti. 1919’da Kaplan adlı bir dergi çıkardı, ancak sansür kurulu tarafından derginin ikinci sayısının yarısı sansürlenince dergiyi kapatmak zorunda kaldı. Payitaht, İkdam, Vakit, Cumhuriyet ve Son Posta gibi birçok süreli yayında gazeteciliğe devam etti. Gazeteciliğinin yanı sıra memuriyet hayatını kesintili de olsa sürdürmekteydi. Son olarak Denizbank ve Denizyolları kadrosunda idare kâtibi ve müfettiş olarak çalıştı.
1923 yılında Suat Hanım’la evlendi. Tek çocuğu olan Cem Atabeyoğlu (1924-2012); gazeteci, spor yazarı ve tarihçisiydi. Salahaddin Enis, 11 Haziran 1942’de zatürreden vefat etti. (Tane, 2015, 27).
Şiir ve edebiyata küçük yaşlarda ilgi duymaya başladı. Sabahlara kadar yazı yazmasına anne ve babasının engel olma çabaları neticesiz kaldı. Gençlik döneminde giderek artan yazı yazma hevesinin ilk ürünü olan “Gurup ve Guruptan Sonra” adlı yazısı 1909 yılında Resimli İstanbul mecmuasında yayımlandı. Aynı mecmuada “İptida-i Aşk yahut Uzaklarda”, “Baykuşlar” ve “Pembeliklerde… Maviliklerde” adlı üç yazısı daha yayımlandı (Tane, 2015, 30). 1911-1912 yılları arasında Rübab adlı derginin yazar kadrosunda yer aldı. Rübabçılar olarak bilinen bu edebi kadronun Fecr-i Âti’ye karşı yürüttüğü polemiklere Salahaddin Enis de yazıları ile destek verdi. Yazarın yakın dostu Şahabettin Süleyman’ın da Rübab’dan ayrılmasının ardından 1912-1914 aralığında Kehkeşan ve Safahat-ı Şiir ve Fikir adlı dergilerde yazıları yayımlandı. Nevsâl-i Millî’de çıkan “Bir Kadının Son Mektubu” adlı hikâyesi yazarın geniş bir çevrece tanınmasına olanak sağladı. Hastanede ölmek üzere olan fahişe bir kadının yazdığı mektup tarzındaki bu hikâye, dönemin okurlarınca gayriahlaki bulundu. Ancak Salahaddin Enis, kamuoyunu ve edebiyat çevresini kışkırtıcı bu tarz hikâye ve yazıları yazmaktan vazgeçmedi. 1920 yılında Şebab dergisinde yayımlanan “Dayak” adlı yazısı uzunca süren tartışmalara neden oldu. Bu yazısında kadınları dövmenin gerekliliğini ileri sürmekteydi. Karşı yazılara geri adım atmaksızın cevap vermekten kaçınmadı ve ileri sürdüğü düşünceleri savunmaya devam etti. Kadınlara karşı sergilenen bu olumsuz tavır onun sadece hikâye ve gazete yazılarıyla sınırlı kalmadı, romanlarında da sürdü.
Edebi çalışmaları daha çok hikâye ve roman türleriyle sınırlı kaldı. İlk romanı Neriman, Baharlar yahut Hazanlar alt başlığıyla 1912’de kitap olarak yayımlandı. Roman, Mehmet Rauf’un Eylül’ünün bir taklididir. Yasak aşk temasının işlendiği eser hayal mahsulü oluşu, gerçeklikten uzak kişi kadrosu ile konuşma dilinden kopukluğu ve birtakım düşüncelerin aktarılması yönleriyle oldukça acemi bir roman denemesi niteliğindedir (Tane, 2015, 145). İkinci romanı Fitnat’ın Sergüzeşti, 1922’de İleri gazetesinde tefrika edildi, 1923’te Zaniyeler adıyla kitap olarak basıldı. Romanın başkişisi Fitnat’ın günlük defteri aracılığıyla tanıtılan kişi portreleri ile 1914-1922 aralığındaki tarihsel döneme ışık tuttu. Konya’daki taşra yaşamının hikâyesi ile başlayan Zaniyeler’de, Birinci Dünya Savaşı İstanbul’unun yozlaşmış kadınları ile harp zengini erkeklerinin yaşamlarını yansıttı. Üçüncü eseri Sârâ, romandan ziyade uzun hikâyedir. 1923’te tefrika, 1926’da kitap olarak yayımlandı. Sârâ’da, karısı tarafından aldatılan bir erkeğin cephede ölümü arayışını ve geçirdiği buhranları anlattı. 1925-1926 yılları arasında tefrika edilen Orta Malı’nda Şişli ve çevresindeki yozlaşmış tiplerin yaşamlarını hikâye etti. Yazarın ölümünden önce kitap olarak basılan son romanı Cehennem Yolcuları, 1926’da yayımlandı. Bu romanda da eşini aldatan bir kadın başroldedir. Romanda İstanbul’un Beyoğlu sokak ve caddelerini, realist bir bakış açısıyla anlattı. Eşini aldatan bir kadın ile fahişelik yapan bir kadının yaşamlarını karşılaştıran yazar, yine savaş yıllarını ve Mütareke dönemi İstanbul’unu konu edindi. Ayarı Bozuklar romanı da 1926’da tefrika edildi. Yazarın eski harflerle tefrika edilen son romanı Endam Aynası, 1927-1928 tarihleri arasında yayımlandı. Endam Aynası, Ayarı Bozuklar’ın devamı niteliğindedir. Her iki romanda da Osmanlı İmparatorluğunun çeşitli kesimlerinin hikâyelerini aktarmayı, politik ve toplumsal değişimlerin yansımalarını göstermeye çalıştı. 1930’da yeni harflerle tefrika edilen ilk ve tek romanı olan Mahalle, aynı zamanda son romanıdır. Yazar, bu romanında Osmanlı devri mahallesinden seçtiği çok farklı portrelerin yaşamlarını başarılı bir biçimde hikâye etti (Tane 2015, Arslan 2003, Özgül 2000).
Yazarın 1912-1923 yılları arasında yazdığı 13 hikâyesi, Bataklık Çiçeği adı altında 1926’da yayımlandı. Bu eser, çeşitli yayınlarda çıkmış 11 hikâyesi de eklenerek 2000 yılında tekrar basıldı. Kitapta yer almamış başka hikâyeleri de bulunan S. Enis, yaşadığı dönemdeki birey-toplum çatışmasını natüralist ve determinist bir anlayışla ele aldı.
Salahaddin Enis, natüralist romancı olarak tanındı. Kadınlar ve feminizm aleyhine yazdığı yazıları yüzünden eleştirildi. Ancak ona göre edebiyatın asli görevi toplumun sorunlarını dile getirmekti. Türk toplumunu derinden sarsan savaşlara ve savaşın yol açtığı toplumsal sorunlara kayıtsız kalan edebiyata karşı çıktı. Savaşın yol açtığı sorunlardan biri de toplumsal yozlaşmaydı. Bu nedenle müstehcenlik, fuhuş, ahlaksızlık gibi sorunlar eserlerinin odak konuları oldu. Osmanlı İmparatorluğu’nun son otuz yılındaki değişim, zengin ve fakir sınıf arasındaki dengesizlik, devlet idaresindeki yozlaşma, ailesine ve milletine ihanet eden hikâye kişileri yüzeysel bir natüralist bakış açısıyla eserlerine konu edildi (Arslan 2003: 22-33, Tane 2015: 41-50).
Salahaddin Enis, farklı araştırmacılarca realist veya natüralist bir romancı olarak nitelendirildi. Gözlemci ve daha ziyade bir sosyolog bakış açısı ile kurgulanan eserlerinde natüralist yaklaşımın yansımaları görüldü. Edebi olma kaygısı taşımadı ve çağına tanıklık etmeyi önemsedi. Kimi eserlerinde görülen teknik kusurlar ve üslup hataları, temaya yönelen bu dikkatten kaynaklandı. Dili, son romanı olan Mahalle hariç tutulursa Arapça-Farsça sözcükler ve tamlamalarla yüklüdür. 1909-1928 yılları arasında yazılmış hikâyelerinde klasik Maupassant tarzı bir kurgu yapısı hâkimdir. Hikâye ve romanlarında belirgin bir Servet-i Fünun tesiri görüldü. Cümlelerinde edebi sanatlara sıkça yer verdi. Konuşma dilinden uzak ve uzun cümleler üslubunun belirgin özellikleri olarak görüldü. Ancak kimi eserlerinde günlük konuşma diline yaklaştı, natüralizmin etkisiyle hikâye kişilerinin sosyal sınıflarına ait özelliklerini anlatı diline aksettirdi. Dolayısıyla kimi eserlerinde deyim, argo ve şive taklitlerini kullandı. Yazarın amacı toplumsal olanı tüm çıplaklığıyla ortaya koymaktı, bu nedenle eserlerinde sanatkârane bir üslup işçiliği görülmez (Tane 2015: 271-283).
Latin harfleriyle yayımlanma şansı bulan Zaniyeler romanı ile şöhret kazandı, diğer romanlarının da Latin harfleriyle yayımlanmasıyla romanlarının tamamı okurla buluşma olanağı buldu. İlk romanı Neriman’da Mehmet Rauf etkisi, daha sonraki eserlerinde ise Servet-i Fünun’un dil ve üslup kullanımları dikkat çekti. Romanlarında Tevfik Fikret’in şiirlerinden alıntılar ve karamsar şiirlerinden mülhem tasvirler yaptı. Sanat anlayışında natüralist yaklaşım ve Émile Zola etkisi belirgin bir biçimde görüldü.
Kaynakça
Arslan, Nur Gürani (2003). Selahattin Enis’in Romanlarında Osmanlı İmparatorluğu’nun Son Yıllarına Bir Bakış. İstanbul: Dergâh Yayınları.
Erdoğan, Tamer (2005). Türk Romanında Mütareke İstanbul’u. İstanbul: Kanat Kitap Yayınları.
Özgül, M. Kayahan (2000). “Metanda Açan Itırlı Çiçek”. Bataklık Çiçeği. İstanbul: Arma Yayınları.
Tane, Vahit (2015). Türkiye’nin Émile Zola’sı Salahaddin Enis. Konya: Palet Yayınları.
Madde Yazım Bilgileri
Yazar: DR. ÖĞR. ÜYESİ CELAL ASLANYayın Tarihi: 11.09.2018Güncelleme Tarihi: 12.11.2020
Yayın Tarihi: 11.09.2018Güncelleme Tarihi: 12.11.2020
Güncelleme Tarihi: 12.11.2020
Eser Adı | Yayın evi | Basım yılı | Eser türü |
---|---|---|---|
Neriman/Baharlar yahut Hazanlar | Birharf Yayınları / İstanbul | 2004 | Roman |
Zaniyeler | İletişim Yayınları / İstanbul | 1989 | Roman |
Sârâ | Kesit Yayınları / İstanbul | 2016 | Roman |
Orta Malı | Koç Üniversitesi Yayınları / İstanbul | 2017 | Roman |
Cehennem Yolcuları | Kesit Yayınları / İstanbul | 2016 | Roman |
Ayarı Bozuklar | Palet Yayınları / Konya | 2016 | Roman |
Endam Aynası | Gece Kitaplığı Yayınları / Ankara | 2017 | Roman |
Mahalle | Gece Kitaplığı Yayınları / Ankara | 2017 | Roman |
Bataklık Çiçeği | Arma Yayınları / İstanbul | 2000 | Hikâye |
İlişkili Maddeler
Sn. | Madde Adı | D.Tarihi / Ö.Tarihi | Benzerlik | İncele |
---|---|---|---|---|
1 | CEVHERÎ, Mınık Alî Cevherî Efendi | d. 1527-28 - ö. 1584 | Doğum Yeri | Görüntüle |
2 | KAYGUSUZ ABDAL, Alaeddin Gaybi | d. 1341-1342 - ö. 1444 | Doğum Yeri | Görüntüle |
3 | SUZÂNÎ, Abdülvahap Bozkurt | d. 1892 - ö. 1945 | Doğum Yılı | Görüntüle |
4 | Hikmet Arif Dino | d. 1892 - ö. 30 Mart 1957 | Doğum Yılı | Görüntüle |
5 | LÂYIKÎ, Muhammed Sezai Alpay | d. 1892 - ö. 1950/1958? | Doğum Yılı | Görüntüle |
6 | HÜSEYİN, Hüseyin Gürsoy | d. 1902 - ö. 22.07.1942 | Ölüm Yılı | Görüntüle |
7 | Ahmet Kemal Akünal | d. 30 Kasım 1873 - ö. 1942 | Ölüm Yılı | Görüntüle |
8 | Hüseyin Suat Yalçın | d. 1284 (1867) - ö. 21 Mart 1942 | Ölüm Yılı | Görüntüle |
9 | Sevil Kesimal | d. 1961 - ö. ? | Meslek | Görüntüle |
10 | Yalçın Pekşen | d. 6 Ağustos 1940 - ö. - | Meslek | Görüntüle |
11 | Hasan Ulusoy | d. 1 Ocak 1959 - ö. 12 Ağustos 2017 | Meslek | Görüntüle |
12 | Güzide Sabri Aygün | d. 1886 - ö. 1946 | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
13 | Server R. İskit | d. 8 Nisan 1894 - ö. 18 Nisan 1975 | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
14 | Peyami Safa | d. 2 Nisan 1899 - ö. 15 Haziran 1961 | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
15 | ENÎS, Bandırmalı-zâde Şeyh Seyyid Enîs Efendi | d. ? - ö. ? | Madde Adı | Görüntüle |
16 | ENÎS DEDE, Mustafa | d. ? - ö. 1746-47 | Madde Adı | Görüntüle |
17 | Aka Gündüz | d. 1885 - ö. 7 Kasım 1958 | Madde Adı | Görüntüle |