NİGÂRÎ, Seyyid Mîr Hamza

(d. 1220/1805 - ö. 1303/1886)
divan ve tekke şairi
(Divan/Yazılı Edebiyat / 19. Yüzyıl / Azeri)
ISBN: 978-9944-237-86-4

19. yüzyıl Azerbaycan-Türk tasavvuf edebiyatı ve divan şiirinin önemli temsilcilerinden olan Seyyid Mîr Hamza Nigârî, 1805 yılında Azerbaycan’ın Karabağ bölgesinin Zengezur kazasının Bergüşad kasabasına bağlı Cicimli köyünde doğdu. Mîr Hamza’nın babası ulemadan Mîr Paşa olarak tanınan Emîr Rükneddin Paşa, annesi ise Hayrünnisâ (Kızhanım) Hanım’dır. Mîr Hamza’nın ataları Mîr Haydar ve Şeyh Seyyid Muhammed Şemsüddîn Akabali peygamber soyundan olup Medine-i Münevvere’den Karabağ vilayetine göçerek Cicimli’ye yerleşmişlerdir. Mîr Hamza daha altı aylık bir bebek iken babasını kaybetmiş, annesi ve akrabalarının himayesinde büyümüştür. 15 yaşından sonra annesinin ısrarıyla Karakaş köyüne giderek burada Mahmûd Efendi’den, daha sonra ise Şeki şehrinin Dehne köyünde ikamet eden Şikest Abdullah Efendi’den ders almıştır. Bir süre sonra Azerbaycan’ın tasavvuf ve şiir-sanat erbabıyla meşhur Şirvan bölgesindeki Kürdemir’e giderek Mevlânâ Hâlid-i Bağdâdî’nin müridi olan İsmâil Sirâceddin Şirvânî’yle (ö.1848) görüşmüştür. Mevlânâ Hâlid-i Bağdâdî’ye intisap etmek için Azerbaycan’dan Harput’a kadar giden Nigârî, 1827 yılında onun vefat ettiğini öğrenerek Sivas’a geçmiş ve Şeyh İsmail Sirâceddîn Şirvânî’ye intisap etmiştir. 1839 yılında mürşidi ile Amasya’ya geçen Nigârî bir süre burada kalmış, Gümüşlü Saraçhane Medresesi’nde çileye girdikten sonra mürşidinin izni ile Konya’ya giderek Mevlânâ Celaleddîn Rûmî’nin türbesinde erbain çıkarmış, Hacca gittikten sonra İstanbul’a gelmiştir. Burada çok durmadan Amasya’ya geçmiş, bir yıl daha şeyhine hizmet ettikten sonra halifelik almıştır. 1840-41 yıllarında mürşidi tarafından irşat göreviyle Karabağ’a gönderilmiştir. Yaklaşık 1852 yılına kadar doğduğu köy olan Cicimli ve Mirler köyü de dâhil olmak üzere Karabağ’ın çeşitli yerlerinde, Kazah vilayetinin Hanlıklar köyündeki medreselerde ders vererek halkı irşat etmiş, Emine adlı bir hanımla evlenmiş ve yegâne oğlu olan Sirâcî de burada doğmuştur. Şair, bölgedeki irşat faaliyetlerinden rahatsız olan Çarlık Rusya’sının onu yakalatıp sürgüne göndereceğinden haberdar olunca gizlice Anadolu’ya kaçmıştır. Nigârî’nin binlerce müridi de arkasından Anadolu’ya akın etmiştir. 1851 yılından 1867 yılına kadar çeşitli zamanlarda Erzurum ve İstanbul’da yaşamıştır. Nigârî, 1853 yılında gerçekleşen ve daha çok Kırım Savaşı olarak anılan Osmanlı-Rus savaşında Rusların Kars’ı alması üzerine birçok mücahidiyle beraber Kars’a geçerek Osmanlı ordusu dâhilinde Ruslara karşı savaşmıştır. Kırım Savaşı’ndan sonra devlet tarafından 500 kuruş maaşla görevlendirilerek Erzurum’da Bakırcı mahallesindeki camide üç yıl görev yapmıştır. 1859-1862 yılları arasında İstanbul’da yaşamış, bazı devlet yöneticileriyle, hatta devrin padişahı olan Sultân Abdülmecîd (slt.1839-1861)’le dahi görüşmüştür. 1860-65 yılları arasında Nigârî’nin yegâne oğlu olup kendisi gibi yetenekli bir şair olan Sirâcî 22 yaşındayken vefat etmiştir. Nigârî 1867 yılında ailesiyle birlikte Merzifon’a yerleşerek sürgün edileceği 1884 yılına kadar Amasya’da faaliyet göstermiştir. Etrafında çok kalabalık kitlelerin kenetlenmesi, üstelik vaazlarında sürekli Hz. Ali ve Ehl-i Beyt muhabbetinden bahsetmesi, şiirlerinde ve bazı zikirlerinde bunu özellikle vurgulaması, İslam tarihinde Ehl-i Beyt’e zulmeden siyasi otoritenin İslam dininin düşmanı olduğunu ifade etmesi Amasya’da bazı kimselerin tepkisine sebep olmuştur. Şiilik propagandası yaptığına, devlet ve millet aleyhine faaliyet gösterdiğine, ashaba küfrettiğine dair söylentiler yayılmış ve “Başında cemiyet-i kübra vardır, hurûc edecektir.” iftirasıyla Babıali’ye hakkında şikâyet mektubu gönderilmiştir. Bu şikâyet üzerine durumu incelettiren Babıali, ortalığı yatıştırmak için Nigârî’nin ailesi ve yakın çevresiyle birlikte Amasya’dan çıkarılıp o zamanın parasıyla 1.500 kuruş maaş bağlanarak Samsun’a gönderilmesini bildiren mazbatayı Amasya mutasarrıflığına ve Merzifon kaymakamlığına göndermiştir. 20 Mayıs 1885 tarihinde şair, eşi ve diğer yakınları ile birlikte Tokat, Sivas ve Malatya güzergâhından Harput’a gitmiştir. 1886 yılı Ekim’inde Harput’ta vefat eden şairin vasiyeti gereği cenazesi Amasya’ya getirtilmiş ve Beyazıt Paşa Mahallesi’nde oğlu Sirâcî’nin mezarının yanına defnedilmiştir. Müritlerinin, Amasya’daki Azerbaycanlı göçmenlerin, Azerbaycan’ın Şirvan, Karabağ ve Gazah Bölgesi’ndeki muhiplerinin ve amcası oğlu Mîr Hasan Efendi’nin maddi yardımlarıyla şairin ve oğlu Sirâcî’nin mezarının bulunduğu yere bir türbe ve Barok mimarisi esas alınarak 1895 yılında Şirvanlı Camii veya Azeriler Camii olarak bilinen ve bugün de ayakta olan bir cami yapılmıştır.

Eserleri şunlardır:

1. Türkçe Dîvân: Şairin en önemli eseri Türkçe Dîvân’ıdır. 1883-84 yıllarında şair İstanbul’dayken tamamlanarak matbaaya verilmiş ve Süleyman Efendi Matbaası’nda 1301/1884’te, 1908’de ise Tiflis’te Gayret Matbaası’nda basılmıştır. Muzaffer Akkuş (2000), Azmi Bilgin (2003), Kurtuluş Altunbaş (2004) ve Nezaket Memmedli’dir (2010) tarafından yayımlanmıştır. Seyyid Nigârî’nin Türkçe divanıyla ilgili iki akademik çalışma yapılmıştır (bk. Bayram 2008, Çınar 2008). Dîvân’da 644-650 civarında gazel, 129 rubai, 49 kıta, biri 28 bentlik bir Sakinâme olan 3 adet terkib-i bend, 21 beyitlik 1 Çarpâre, 5 kaside, 18 terci’-bend, 3 müstezad, Fuzûlî’nin gazellerine yazılmış 5 tahmis, 49 tane hece vezniyle yazılmış şiir, 521 beytlik Çaynâme mesnevisi, Seyyid Nigârî’nin Karakaşlı Ahmed Efendi’ye manzum-mensur olarak yazdığı mektubu ve Menâkıb-ı Seyyid Nigârî yer almaktadır.

2. Farsça Dîvân: 1329/1911 yılında İstanbul’da basılmıştır. Mürettep bir Dîvân olan eserin bir bölümü şairin yeğeninin oğlu Mustafa Fahreddin Akabali tarafından Türkçeye çevrilerek şerh edilmiştir. Dîvân’ın sonunda Heştbehiştnâme adlı bir risale de bulunmaktadır. Eserin yazma bir nüshası Süleymaniye Kütüphanesi Ali Nihat Tarlan Nu.188’de kayıtlıdır. Bir nüshası da Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Kütüphanesi’nde Nu. 240, 7288’de bulunmaktadır.

3. Nigarnâme: 1305/1888 yılında İstanbul’da basılmıştır. 4545 beyitten oluşan bu hacimli mesnevi, konuyla ilgili çeşitli başlıklara ayrılmıştır. Çaynâme gibi bu eser de alegorik olup Fuzûlî’nin Leylâ vü Mecnûn, özellikle Şeyh Gâlib’in Hüsn ü Aşk mesnevileri ile benzerlik göstermekle birlikte birçok yönden orijinal bir eserdir. Eserde tasavvufi mesnevilerdeki önemli konulardan olan “sefer etme” mazmunu da ön planda tutulmuştur. Eser üzerine iki çalışma yapılmıştır (bk. Taşlıova 1998, Memmedli 2012).

4. Çaynâme: 521 beyitlik tasavvufî bir mesnevi olan Çaynâme, klasik mesneviler gibi tevhid, münacat ve na’tla başlar. Sonra İsmail Sirâceddîn Şirvânî’den bahseder. Alegorik bir eser olan Çaynâme’de Karabağ’ın güzelliklerini tasvir eden şair hem biladiye hem de şehrengiz türünün örneğini vermiştir. Mesnevi daha çok Türkçe Dîvân’ın sonunda yer almakla birlikte bir nüshası Çayname-i Seyyid Nigârî adıyla Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Kütüphanesi’nde No: T 811.219 D 1268’de kayıtlıdır. Eser İstanbul’da Süleyman Efendi Matbaası’nda basılmıştır.

5. Menâkıb-ı Seyyid Nigârî: Seyyid Nigârî’nin manevi hayatını anlattığı bu eseri 210 beyitlik mesnevi nazım şekliyle yazılmış manzum bir eserdir.

6. El-Fütûhât-ı Mekkiye’ye Tavzihâtı: Eserin yeri şimdilik tespit edilememiştir.

7. Hâtime-i Seyyid Nigârî-Tahdisiye: Bu manzume de şimdilik elde mevcut değildir.

Nigârî mahlasını, ilahi aşka tutulduğu güzelin adından alan şair, mürşidi İsmail Sirâceddîn Şirvânî’nin tabiri ile ilahi aşk ile mahv-ı vücûd etmiştir. Dîvân’ında önemli ölçüde heceyle yazılmış şiirleri bulunan Nigârî’nin halk edebiyatındaki önemi, daha çok heceyle yazdığı şiirlerinde, türkü ve koşmalarında kullandığı dil ve üslubunda, heceyle yazdığı şiirlerin kafiyelerini de alfabetik olarak yazıp sıralamasında görülmektedir. Şair, şiirlerinde yaşadığı çağa adeta ayna tutmuş, döneminin sosyal-siyasi olaylarını bu şiirlerde açıkça yansıtmıştır. Bu doğrultuda Rus baskısına, Çar Rusya’sının Kafkaslardaki Müslüman halka olan zulmüne ve bu zulme karşı yapılan başkaldırıya şiirlerinde yer vermiştir.

Seyyid Nigârî’nin 19. yüzyıl Türk tasavvuf edebiyatındaki yeri diğer mutasavvıf şairlerden oldukça farklıdır. O, tek bir yönüyle ele alınıp değerlendirilebilecek bir şair değildir. Klasik tarzda yazdığı manzumelerinde başarılı bir divan şairi profili çizerken bir taraftan da bu şiirlerin arasına sıkıştırdığı ahenkli zikirleri, çağına, çağındaki edebî ve fikrî akımlara gönderme yaptığı beyitleri ile hem şeyh hem mücahit hem de tekke şairi izlenimi oluşturmaktadır. Şair, şiirlerinde bir taraftan zahit, vaiz, softa ve sufilere çatarken kendisi de önemli gördüğü konularda müritlerine ve okuyuculara nasihatlerde bulunmaktadır. Şarkın meşhur eserlerine, şair ve düşünürlerine göndermede bulunurken şair kimliği sufi kimliğine baskın çıkarak Sa’dî, Hâfız-ı Şirâzî vb. şairleri bile tab’-ı selîmine dadılık ettirir. Yazdığı tevhit, münacat, özellikle na'tlarda bile şekil, kavram, üslup, hitap ve mazmun yeniliğine yönelmiştir. Edebî sanatları orijinal bir biçimde kullanması, şiirlerinde hem Azerbaycan hem Anadolu Türkçesinin özelliklerini sentez halinde sunması, yerine göre Karabağ ağzındaki yerel kelimelere ağırlık vermesi de şairin üslup özelliklerindendir.

Tasavvufî konuda yazmış olduğu Çaynâme ve Nigarnâme mesnevilerinde alışılmamış mazmun ve konulara başvurmuş, çeşitli sembol ve alegori unsurlarından faydalanmıştır. Her iki mesnevisinde de hem tasavvufi konuları hem kendisini hem Karabağ’ı hem de Azerbaycan’la ilgili gelenek ve görenekleri anlatarak başarılı semboller oluşturmuştur.

Seyyid Nigârî, Azerbaycan edebiyatında da önemli bir yer tutmaktadır. Fuzûlî ve Nebâtî takipçisi olan şair, Nesîmî, Fuzûlî, Bağdatlı Rûhî etkisiyle yazdığı şiirlerinde klasik Azerbaycan edebiyatının, Nebâtî etkisiyle yazdığı şiirlerinde ise Azerbaycan tasavvuf edebiyatının önemli örneklerini vermiştir. Tasavvufi faaliyetlerinden dolayı Çar Rusya’sı ve Sovyet Rusya tarafından ismi edebiyat tarihlerinden silinen şair, her türlü yasaklara rağmen unutturulamamıştır. Şairin çevresinde toplanan şair ve mutasavvıflar Azerbaycan, Erzurum, İstanbul ve Amasya edebî muhiti içinde değerlendirilmelidir. Azerbaycan’da bulunduğu sırada Ağa Rahim Ağa Dilbazi, Şahnigar Hanım Rencûr, Sirâcî, Sadî Sânî Karabâğî gibi binlerce şair mürit yetiştirmiştir.

Seyyid Nigârî, bulunduğu her mekânda bir edebî-tasavvufi mektep oluşturmayı başarmıştır. Erzurum, Amasya ve İstanbul’da bulunduğu sırada etrafında şairlerden ve mutasavvıflardan oluşan geniş bir halka oluşturmuş ve bu etkiler günümüze kadar devam etmiştir. Erzurum’daki etkileri Hâce Hüseyin Efendi ve Alvarlı Efe vasıtasıyla devam eden halka tarafından günümüze kadar ulaşmıştır. İstanbul’daki etkisi ise Molla Mehemmed Hüznî, Sebatî, Giryan Kazakî vb. gibi nice şair tarafından günümüze kadar ulaşmıştır. Bu isimler sadece edebî yönden şairin takipçileridir. Seyyid Nigârî’nin mürit ve halifeleri ve muhipleri tarafından devam ettirilen tasavvufi halka da günümüze kadar aktif bir şekilde ulaşmış olup etkileri hâlâ devam etmektedir.

Kaynakça

Abdi-zade, Hüseyin Hüsameddin (1986). Amasya Tarihi. C. 1. (Sadeleştirenler: Ali Yılmaz, Mehmet Akkuş) Ankara: Amasya Belediyesi Kültür Yay. No: 1. 90, 157.

Akkuş, Muzaffer (1993). “Çayname-i Seyyit Nigârî”. Van: 100. Yıl Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi. 79-101.

Akkuş, Muzaffer (1999). “Seyyid Nigârî’nin Divanı ve Dil Hususiyetleri” III. Uluslararası Türk Dil Kurultayı Bildirileri. Ankara: TDK Yay. 77-95.

Akkuş, Muzaffer (2001). Seyyid Nigârî Divanı (İnceleme-Metin-İndeks-Tıpkıbasım). Niğde: Niğde Üniversitesi Yay.

Akkuş, Muzaffer; Abdulla Abbas (1992). “Sonsuzluğa Giden Kervan” Türk Kültürü Dergisi. S.XXX/353. Eylül. 42-50.

Akpınar, Yavuz (1990). “Nigârî Mir Hamza”. Türk Dili ve Edebiyatı Ansiklopedisi. C.7. İstanbul: Dergâh Yay. 58–59.

Akpınar, Yavuz (1993). “Mir Hamza Nigârî”. Türkiye Dışındaki Türk Edebiyatları Antolojisi. Azerbaycan Türk Edebiyatı. C. 3. İstanbul: KB Yay.

Akpınar, Yavuz (1994). Azerî Edebiyatı Araştırmaları. İstanbul: Dergâh Yay.

Altunbaş, Kurtuluş (2004). Divan-ı Seyyid Nigârî Bezbân-ı Türkî. C. I-II. Samsun. 639-662.

Bayram, Parvana (2012). “Azerbaycan ve Türkiye’de Yayımlanan Seyyid Nigari Divanları Hakkında”. Turkish Studies. Prof. Dr. Filiz Kılıç Armağanı 7 (1): 405–417.

Bayram, Parvana (2012). “Seyyid Nigari’nin Poetikası”. Karabağ’dan Amasya’ya Gönül Köprüsü Uluslararası Hamza Nigârî Sempozyumu. Amasya. 285-298.

Bayram, Pervane (2002). Tasavvuf Ananelerini Yeni Devirde Yaşatan Şair: Seyyid Mir Hamza Nigari”. Anane ve Globalleşme Uluslararası Sempozyumu. Bakü: Azerbaycan Milli İlimler Akademisi Nizami Adına Edebiyat Enstitüsü ve Azerbaycan-Hollanda Dostluk Cemiyeti İşbirliğiyle. 150–155.

Bayram, Pervane (2007). “Qarabağlı Seyid Mir Hemze Nigarinin Şeir ve Şairlik Haqqındaki Görüşleri”. Bakü: Azerbaycan Milli Bilimler Akademisi Folklor Enstitüsü. Azerbaycan Şifahi Halq Edebiyatına Dair Tedqiqler  XXIV: 155–163.

Bayram, Pervane (2007). “Seyyid Nigari Yaradıcılığında Şark Edebi-Nazari Numunelerinin Tecessümü”. Yakın ve Orta Şark, Dünü Bugünü Yarını. Uluslararası İlmi Konferans. Bakü: Azerbaycan Milli İlimler Akademisi Akademik Ziyad Bünyadov Adına Şarkşinaslık Enstitüsü. 584–686.

Bayram, Pervane (2008). “Seyyid Nigari Yaradıcılığında Eşq Mövzusu”. Azerbaycan Milli Bilimler Akademisi Folklor Enstitüsü Elmi Ahtarışlar Dergisi: 174–183.

Bayram, Pervane (2008). “Seyyid Nigari’nin “Çayname” Mesnevisi”. Bakü Devlet Üniversitesi Dil ve Edebiyat Dergisi 2 (62): 133–137.

Bayram, Pervane (2008). “Seyyid Nigari’nin Divan Tertip Sistemine Getirdiği Yenilikler”. Selçuk Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Edebiyat Dergisi  20: 193–206.

Bayram, Pervane (2008). “Seyyid Nigari’nin Şiirlerinde Eksini Tapan Enenevi Dini-Tesevvüfi Mezmunlar”. Filologiya Meseleleri. N.1. Bakü: Azerbaycan Milli İlimler Akademisi M. Fuzuli Adına Elyazmalar Enstitüsü. 562–579.

Bayram, Pervane (2008). “Seyyid Mir Hamza Nigari’nin Anadolu ve Azerbaycan’daki Devamcıları”. Filologiya Meseleleri. N.2. Bakü: Azerbaycan Milli İlimler Akademisi M. Fuzuli Adına Elyazmalar Enstitüsü. 254–259.

Bayram, Pervane (2008). “Seyyid Nigarinin Heyatı ve Yaradıcılığı”. Azerbaycan Şifahi Halq Edebiyatına Dair Tedqiqler. S. XXV.Bakü: Azerbaycan Milli Bilimler Akademisi Folklor Enstitüsü. 109–123.

Bayram, Pervane (2009). “Necati Beğ’in “Gayrı” Redifli Gazeline XVI. Asırda Fuzuli’nin ve XIX. Asırda Seyyid Nigari’nin Nazireleri. Kocaeli Belediyesi ve Kocaeli Üniversitesinin birlikte düzenlediği “Ölümünün 500.Yılında Şair Necati Beğ Anısına I.Uluslararası Türk Dili ve Edebiyatı Sempozyumu Bildirileri”. 643-651.

Bayram, Pervane (2009). “Seyyid Nigari Yaradıcılığında İbn-i Arabî Tesiri ve Vahdet-i Vücut”. Aida İmanquliyeva’nın 70 İlliyine Hesr Olunmuş “Beynelhalq Şerq-Qerb Ortaq Menevi Deyerler-İbn ArabiSempozyumu. Bakü: Azerbaycan Milli Bilimler Akademisi Şarkşinaslık Enstitüsü. 135-136.

Bayram, Pervane (2010). “Ibn Al-Arabi’s Influence On Seyyed Nigari and Wahdat Al- Wujud (Oneness of Being)”. East And West: Common Spritual Values Scientific-Cultural Links International Ibn Arabi. Symposium Dedicated to 70th Birthday Of Prof. Dr. Aida Imanguliyeva. İstanbul: Insan Publications. 261–278.

Bayram, Pervane (2010). “Seyyid Nigârî’nin Nigâr-nâme Mesnevîsinde Edebî Tarz ve Üslûplar - Sûfiyâne Tarz”. Yayımlanmamış Bildiri. Erciyes Üniversitesi Klasik Türk Edebiyatı Topluluğu VI. Klâsik Türk Edebiyatı Sempozyumu (Prof. Dr. Mine Mengi Adına).

Bayram, Pervane (2008). Qarabağlı Seyyid Mir Hemze Nigârî’nin Heyatı, Yaradıcılığı ve Türkce Divanının Poetik Strukturu. Doktora Tezi. Bakı: Azerbaycan Milli Elmler Akademiyası Nizami Adına Edebiyyat İnstitutu.

Bilgin, A. Azmi (2003). Mir Hamza Seyyid Nigârî Divan-ı Seyyid Nigârî. İstanbul: Kule İletişim Hizmetleri.

Bilgin, A. Azmi (2007). “Nigârî”. İslam Ansiklopedisi. C.33. İstanbul: TDV Yay. 85-87.

Böcekçi, Turan (2002). Amasya Evliyaları. Amasya: Lazer Ofset Matbaası.

Böcekçi, Turan (2002). Amasya Ünlüleri. Ankara: Amasya Belediyesi Kültür Yay.

Bursalı Mehmet Tâhir (1333). Osmanlı Müellifleri. C.I. İstanbul: Meral Yay.

Cahangir, Tariyel (2001). Mir Sedi Ağa. Bakı: Azerbaycan Milli Ensiklopediyası Yay.

Cavanşir, M (1959). Qarabağ Tarihi. Bakı.

Çelebi, Yahya (2004). Seyid Nigari, Haki-Payin Taci-Serim. Bakı: Azerbaycan Neşriyyatı.

Çınar, Fatih (2008). Seyyid Mir Hamza Nigârî’nin Hayatı Sanatı Eserleri ve Tasavvufi Düşüncesi. Yüksek Lisans Tezi. Sivas: Cumhuriyet Üniversitesi.

Divan-ı Seyyid Nigârî be-zebân-ı Türkî (1301). İstanbul.

Ebülfezl Hüseyni (1985). Nebati, Seçilmiş Eserleri. Bakı: Yazıçı Neşriyyatı.

Güzel, Abdurrahman (1991). Karabaği ve Tehâfütü. İstanbul: KB Yay.

İnal, İbnü’l-Emin Mahmud Kemal (1988). Son Asır Türk Şairleri. C. 3. İstanbul: Dergâh Yay.

İpekten Haluk; İsen Mustafa (1997). Basılı Divanlar Katalogu. Ankara: Akçağ Yay.

Kaçar, Burhan (1999). “Karabağlı Seyyid Nigârî’nin Şiirlerinde Tasavvuf”. VII. Milletler Arası Türkoloji Kongresi.

Kalafat, Yaşar (yty.). Balkanlardan Uluğ Türkistan’a Türk Halk İnançları II. Ankara.

Kara, Mustafa (2005). “Harput’ta Bir Dervîş Şâir: Nigârî”. Dünü ve Bugünüyle Harput Sempozyumu. Ankara: TDV Yay. 179–198.

Komisyon (1960). Azerbaycan Edebiyyatı Tarihi. C. II. Bakı: Azerbaycan SSR Elmler Akademiyası Yay.

Komisyon (1960). Azerbaycan Edebiyyatı Tarihi (En Qedim Dövrden XVIII Esrin Sonuna Qeder). C. I. Bakı: Azerbaycan SSR Elmler Akademiyası Yay.

Köçerli, Firidun Bey (1981). Azerbaycan Edebiyyatı. C. I. Bakı: Elm Neşriyyatı.

Kutlu, Hüseyin (2006). Hâce Muhammed Lutfî Hayâtı Şahsiyeti ve Eserleri. İstanbul: Damla Yay.

Mehemmedcelil, Mehemmed; Helili, Fariz (2003). Mövlane İsmayıl Siraceddin Şirvani Heyatı Fealiyyeti ve Ardıcılları. Bakı: Adiloğlu Yay.

Memmedli, Nezaket (2007). “Ettar ve Mövlana Eneneleri Seyid Nigari Yaradıcılığında”. Bakı:  Elm Qezeti. Dekabr. 17-24 .

Memmedli, Nezaket (2010). Mir Hemze Seyid Nigari Divan. Bakı: Elm ve Tehsil Neşriyyatı.

Memmedli, Nezaket (2012). Mir Hemze Seyid Nigari Nigarname. Bakı: Elm ve Tehsil Neşriyyatı.

Memmedov, Heyrulla (2006). XIX Esr Azerbaycan Edebiyyatı. Bakı.

Musayev, Elşen (2001). “Mir Hamza Nigarî Karabağî”. Tasavvuf Dergisi 6: 241–246.

Nemet, Meşedihanım (1997). “Azerbaycan’da XVII. Yüzyıl Sonrası ve XX. Yüzyıl Öncesinde Nakşibendiyye Cemiyyetleri Merkezleri”. Erdem Dergisi 9 (27): 1183-1195.

Pala, İskender (2000). "Bir Hamza Nigârî Yaşamıştı". Kaşgar Edebiyat Seçkisi 13: 77-80.

Qarayev, Nesreddin (1987). Poetik Meclisler. Bakı: Yazıçı Neşriyyatı.

Qasımzade, Feyzulla (1974). XIX Esr Azerbaycan Edebiyyatı Tarihi. Bakı: Maarif Neşriyatı.

Taşlıova, Muammer Mete (1998). Mir Hamza Nigârî’nin Nigâr-nâme Mesnevisi. İnceleme-Metin. Yüksek Lisans Tezi. Çanakkale: Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi.

Topalova, Aljira (1999). Ağa Mehemmed Müctehidzade Riyâzü’l-Âşıkîn. İnceleme-Metin. Yüksek Lisans Tezi. Ankara: Gazi Üniversitesi.

Madde Yazım Bilgileri

Yazar: DOÇ. DR. PARVANA BAYRAM
Yayın Tarihi: 17.02.2014
Güncelleme Tarihi: 29.11.2020

Eserlerinden Örnekler

Gazel
Cânıma çekmiş felek Bergüşad’ın dâgını
Sönmez âteşi ursan Hekeri ırmağını


Odlara yandım aman hasretim pîr-i mugân
Dâda yitmez piyâle sun meyin ırmağını


Cem‘ olup endûh-ı gam hâlime ağlar ‘âlem
Ya‘kûb-ı sânî benem gör gözümün ağını


Tâc-ı serim degse ger şemse n’ola ol mehin
Râhına yüzler sürüp öpmüşem ayağını


Tanrı bilür virmeyiz mülk-i Süleymâna biz
Dilber-i zîbâmızın zerre-i dırnağını


Ey zerger puhte hâm eyleme sâf it tamâm
Olmaya ki incide hâtemi barmağını


Şems nedir bilmezem çeşm-i nazar-bâzıma
Tâ idem âf-tâb dergehi toprağını
 

Gör ne düşüp hâşına yine bülbül başına
Ağlar saçar savurur gülşenin toprağını


Kan eker odlar döker Mîr Nigârî meger
Yâd kılupdur yine yâr-ı Karabağını

Gazel
Mezâk-ı ân-ı Leylâyı giriftâr olmayan bilmez
Şarâbın neş’esin zîrâ şarâb-hâr olmayan bilmez


Sevenler nâm u nâmûsı mey-i sevdâya cân virmez
Cünûnluk ‘âlemin ‘âlemde bî-‘âr olmayan bilmez


Degül vâkıf rumûza görmeyenler nergis-i mestin
Rumûz-ı nergis-i mestin nazar-dâr olmayan bilmez


Ne devlet olduğun vuslat ne bilsün çekmeyen firkat
Selâmet ni‘metin derde giriftâr olmayan bilmez


Hevâ-yı zülfdendir ‘âşık-ı şeydâya cem‘iyyet
Bu kârı zülf ile hem-reng hem-kâr olmayan bilmez


Bir esrâr-ı hafîdir anlamaz hakîkatın vâ‘iz
Ene'l-Hak sırrını zîrâ ki ber-dâr olmayan bilmez


Neler Seyyid Nigârî çekdigin Ferhâd-ı şeydâ tek
Tutup dâmân-ı kûhı sâkin-i gâr olmayan bilmez

Terci'-Bend'den

Tab‘-ı Hassânıma her şâ‘iri yeksân dimezem
Sıfatın söylerem er korkarım âsân dimezem


Sana Kur'an dimese ben sana insân dimezem
‘Ârızın mushaf-ı Mevlâ nice Kur'an dimezem


Sana cân virmeyene sâhib-i îmân dimezem
Cân nedir kim anı ey büt sana kurbân dimezem


Cân fedâ olmasa kurbânın olam cân dimezem
Gayrı peykân-ı gamın derdime dermân dimezem


Seyf-i Mevlâ kaşına yay-ı Nerîmân dimezem
Âşikâre diyirem bu sözi pinhân dimezem


Sana Ahmed mi Muhammed mi mahabbet mi diyem
Yoksa mahbûb-ı Hudâ şâh-ı melâhat mı diyem

Heceyle Yazdığı Şiirlerinden
Sebebsiz ‘âşık ey yârân
Çeker mi cevr-i hicrânı
Kafesde olmasa bülbül
Terk ider mi gülistânı

Beni söyletme ey cânân
Bâğ cefâsın çeken bâğbân
Çekerse âzâr-ı hicrân
Unutmaz bâğı bûstânı

Avcı gezer avını izler
Bülbül gülistânı gözler
Tepretme yaramı sızlar
Döndürme ben bî-nevânı

(Bilgin A. Azmi (2003). Mir Hamza Seyyid Nigârî, Divan-ı Seyyid Nigârî. İstanbul: Kule İletişim Hizmetleri. 209, 103, 262, 301.)


İlişkili Maddeler

Sn.Madde AdıD.Tarihi / Ö.TarihiBenzerlikİncele
1ŞEYDA EZİZd. 1897 - ö. 1957Doğum YeriGörüntüle
2ALId. ? - ö. ?Doğum YeriGörüntüle
3MEMMED BAYRAMOVd. 1912 - ö. ?Doğum YeriGörüntüle
4FEHÎM, Mahmûd Fehîm Efendid. 1805 - ö. 1853 ds.Doğum YılıGörüntüle
5HULÛSÎ, Ömerd. 1805 - ö. 1868Doğum YılıGörüntüle
6ERBÂBİ, Hüseyin Farkî Efendid. 1805 - ö. 1882Doğum YılıGörüntüle
7FİKRÎ, Helvacı-zâded. 1849 - ö. 1886 dsÖlüm YılıGörüntüle
8AHMED HAMDİ, Rizelid. 1843 - ö. 1886\'dan sonraÖlüm YılıGörüntüle
9GULÂMÎ, Sivaslıd. 1854 - ö. 1886Ölüm YılıGörüntüle
10HÂŞİM, Hâşim Baba, Şeyh Mustafa Bandırmalı-zâded. 1718 - ö. 1782-1783MeslekGörüntüle
11FEYZÎ/ SÎMÎ, Sîmkeş-zâded. 1626-1627 - ö. 05.11.1690MeslekGörüntüle
12FEDÂ’Î, Mehmed Deded. ? - ö. ?MeslekGörüntüle
13RÂCÎ, Ebulhasand. ? - ö. 1876Alan/Yüzyıl/SahaGörüntüle
14ZİKRÎ, Zikrî Erdebilîd. 1790? - ö. ?Alan/Yüzyıl/SahaGörüntüle
15DÎDE, Mirza Nasrullahd. 1797 - ö. 1870Alan/Yüzyıl/SahaGörüntüle
16SÂKÎ, Alî, Baldır-zâde, Baldıroğlud. ? - ö. ?Madde AdıGörüntüle
17PÎRÎ, Derviş İsa Pîrîd. ? - ö. 1650-51/1060’dan sonraMadde AdıGörüntüle
18DÂNİŞ, Alid. ? - ö. 19. yy.Madde AdıGörüntüle