Madde Detay
RÂŞİD, Ali Râşid Efendi, Kandiyeli
(d. 1274/1858 - ö. 1336/1917)
divan şairi
(Divan/Yazılı Edebiyat / 19. Yüzyıl / Anadolu-Osmanlı-Türkiye)
ISBN: 978-9944-237-86-4
Girit adasının Kandiye şehrinde 1274/1858 senesinde doğdu. Asıl adı Ali Râşid Efendi'dir. Şiirlerinde Râşid mahlasını kullandı. Giridli-zâde İsmâil Efendi'nin oğludur. Rüşdiyede okudu. Daha sonra özel hocalardan Buhârî-i Şerîf, Dürer, Mültekâ, Arûz, Ma'ânî, Bedî', Beyân, Coğrafya, Hendese, Logaritma, Usûl-i Defterî okudu. 1289/1872 yılında Kandiye Hukuk Mahkemesi'nde göreve başladı. Bir müddet sonra Tahrirat Kalemi'ne geçti. Maarif Meclisi, Ticaret Mahkemesi ve Vilayet Meclis-i Umumi üyeliklerinde bulundu. 1299/1882 yılında Kastamonu ve 1300/1883 senesinde Trabzon Mektubi Kalemi mümeyyizliğine ve vilayet gazetesi muharrirliğine getirildi. 1317/1900 senesinde Avlonyalı Ferîd Paşa'nın Konya valiliğinde Konya mektupçuluğu görevi verildi. Ferîd Paşa sadrazam olunca da Cem'iyyet-i Rusumiyye üyeliğine atandı. Ferîd Paşa, babası Mustafa Paşa'nın Kandiye'de mutasarrıf bulunduğu esnada Ali Râşid Efendi'yi tanımış ve onun güvenilir bir kişi olduğunu tespit ederek ilgi göstermiş, sevgi ve korumasını da eksik etmemiş, sürekli yanında bulundurmuştu. İşte Ali Râşid Efendi görünürde Cemiyyet-i Rusumiyye üyesi olmasına rağmen sürekli sadaret konağındaki heyet-i tahririyye arasında bulunarak önemli yazıları yazardı. Resmî yazışmalarda çok yetenekliydi. Meşrutiyeti müteakiben bu cemiyet ortadan kaldırıldığından Ali Râşid Efendi de açıkta kaldı. Sonra 1326/1908 senesinde Teke mutasarrıflığına, bir ay sonra da dâhiliye mektupçuluğuna atandı. Bir sene sonra mektupçuluk unvanı Tahrirat Müdîr-i Umumiliği'ne tahvil olundu. 1329/1911 senesinde Çanakkale mutasarrıflığına tayin edildi. 1331/1913 senesinde bu görevinden azledildi. Haksız olarak azlinden çok müteessir olup Büyük Çekmece'de inzivaya çekildi ve bu arada maddi sıkıntılar yaşadı. 1336/1917 senesinde felçli olarak vefat etti. Büyük Çekmece kabristanına defnedildi.
Eserleri şunlardır:
1. Numûne-i Hikmet: Trabzon'da 1312/1894 senesinde 151 sayfa hâlinde basılmıştır. Bu eser Arapça bazı cümlelerin tercümesiyle bunların izahlarını ihtiva etmektedir.
2. Safâ'ü'l-Kulûb: Abdülvehhâb Şârânî'nin Levâkıhu'l-Envâri'l-Kudsiyye Fî Menâkıbi'l-Ulemâ Ve's-Sûfiyyye adlı eserinin çevirisidir. İstanbul'da 1307/1890 senesinde 223 sayfa hâlinde basılmıştır.
3. Terkîb-i Bend: Râşid'in on dokuz yaşında yazdığı rivayet edilen bir eseridir. Hanya'da tarihsiz olarak 21 sayfa hâlinde basılmıştır.
İbnü'l-Emin'e göre Râşid'in bunlardan başka eserleri olduğu söyleniyorsa da bunlar kaybolmuştur (İnal 1988: 1376).
Son Asır Türk Şairleri'ne göre Râşid, uzun boylu, beyaz yüzlü, son derece dindar ve dürüst, terbiyeli ve çok bilgili bir zattı. Ulâ sınıf-ı evvelî rütbesi ve birinci rütbe Mecîdî ile ikinci rütbe Osmânî nişanlarına sahipti. Şiirden ziyade nesir ile şöhret kazanmış güçlü bir kâtip idi. Rumca konuşurdu, Arapça ve Farsçaya da son derecede hakim idi (İnal 1988: 1376).
Kaynakça
Bursalı Mehmed Tahir (1333). Osmanlı Müellifleri. C. II. İstanbul.
İnal, İbnü'l-Emin Mahmud Kemal (1988). Son Asır Türk Şairleri. C. III. İstanbul: Dergah Yay.
Madde Yazım Bilgileri
Yazar: PROF. DR. MEHMET ARSLANYayın Tarihi: 26.11.2014Güncelleme Tarihi: 29.11.2020Eserlerinden Örnekler
Terkîb-i Bendi'nden Bazı Beyitler:
Kâbil olamaz kâl ile takrîr-i serâ'ir
Erbâb-ı dilin söylediği başka lisândır
Çeşm-i dil-i âgâha bu âlemde ser-â-ser
Esrâr-ı şu'ûnât-ı İlâhiyye ayândır
Mir'ât-ı safâ-yı sıfatındır bütün eşyâ
Senden gelir eşyâya bu reng-i mütehâlif
Feyz ü feri senden alır a'râz u cevâhir
Sensin yine sen menba'-ı envâr-ı letâ'if
Nâkıs çekemez kâmili kâmil ana düşmez
Erbâb-ı kemâlin sebebi mahv-ı zekâdır
Yâ Rab ne garîbdir bu temâşâ-yı tecellî
Bu hâl ile herkes mütecellî mütesellî
Pîrâye-i gûş et sühan-ı hikmeti zîrâ
Her merd-i hakîmin sözü dür-dâneye benzer
Mahviyyet iken eşref-i unvân-ı meziyyet
Şân u şerefi rütbe-i bâlâda ararlar
Âlûde-i evhâm olan erbâb-ı tasavvur
Mâhiyyet-i eşyâyı heyûlâda ararlar
Sâkîsi ecel bâdesi zehrâb-ı fenâdır
Bu mey-kedenin var mı aceb zevk ü safâsı
Dânâ ile nâdân olamaz kâbil-i ülfet
Erbâb-ı hüner dîde-i nâdâna dikendir
Bundan yüce Hakk'ın nice âlemleri vardır
Bu âlem-i dûn-perveri âlem mi sanırsın
Mikyâs olamaz sûretine sîreti şahsın
Her âdemi insân-ı mükerrem mi sanırsın
(İnal, İbnü'l-Emin Mahmud Kemal (1988). Son Asır Türk Şairleri. C. III. İstanbul: Dergah Yay. 1376.)
İlişkili Maddeler
Yayın Tarihi: 26.11.2014Güncelleme Tarihi: 29.11.2020Eserlerinden Örnekler
Terkîb-i Bendi'nden Bazı Beyitler:
Kâbil olamaz kâl ile takrîr-i serâ'ir
Erbâb-ı dilin söylediği başka lisândır
Çeşm-i dil-i âgâha bu âlemde ser-â-ser
Esrâr-ı şu'ûnât-ı İlâhiyye ayândır
Mir'ât-ı safâ-yı sıfatındır bütün eşyâ
Senden gelir eşyâya bu reng-i mütehâlif
Feyz ü feri senden alır a'râz u cevâhir
Sensin yine sen menba'-ı envâr-ı letâ'if
Nâkıs çekemez kâmili kâmil ana düşmez
Erbâb-ı kemâlin sebebi mahv-ı zekâdır
Yâ Rab ne garîbdir bu temâşâ-yı tecellî
Bu hâl ile herkes mütecellî mütesellî
Pîrâye-i gûş et sühan-ı hikmeti zîrâ
Her merd-i hakîmin sözü dür-dâneye benzer
Mahviyyet iken eşref-i unvân-ı meziyyet
Şân u şerefi rütbe-i bâlâda ararlar
Âlûde-i evhâm olan erbâb-ı tasavvur
Mâhiyyet-i eşyâyı heyûlâda ararlar
Sâkîsi ecel bâdesi zehrâb-ı fenâdır
Bu mey-kedenin var mı aceb zevk ü safâsı
Dânâ ile nâdân olamaz kâbil-i ülfet
Erbâb-ı hüner dîde-i nâdâna dikendir
Bundan yüce Hakk'ın nice âlemleri vardır
Bu âlem-i dûn-perveri âlem mi sanırsın
Mikyâs olamaz sûretine sîreti şahsın
Her âdemi insân-ı mükerrem mi sanırsın
(İnal, İbnü'l-Emin Mahmud Kemal (1988). Son Asır Türk Şairleri. C. III. İstanbul: Dergah Yay. 1376.)
İlişkili Maddeler
Güncelleme Tarihi: 29.11.2020Eserlerinden Örnekler
Terkîb-i Bendi'nden Bazı Beyitler:
Kâbil olamaz kâl ile takrîr-i serâ'ir
Erbâb-ı dilin söylediği başka lisândır
Çeşm-i dil-i âgâha bu âlemde ser-â-ser
Esrâr-ı şu'ûnât-ı İlâhiyye ayândır
Mir'ât-ı safâ-yı sıfatındır bütün eşyâ
Senden gelir eşyâya bu reng-i mütehâlif
Feyz ü feri senden alır a'râz u cevâhir
Sensin yine sen menba'-ı envâr-ı letâ'if
Nâkıs çekemez kâmili kâmil ana düşmez
Erbâb-ı kemâlin sebebi mahv-ı zekâdır
Yâ Rab ne garîbdir bu temâşâ-yı tecellî
Bu hâl ile herkes mütecellî mütesellî
Pîrâye-i gûş et sühan-ı hikmeti zîrâ
Her merd-i hakîmin sözü dür-dâneye benzer
Mahviyyet iken eşref-i unvân-ı meziyyet
Şân u şerefi rütbe-i bâlâda ararlar
Âlûde-i evhâm olan erbâb-ı tasavvur
Mâhiyyet-i eşyâyı heyûlâda ararlar
Sâkîsi ecel bâdesi zehrâb-ı fenâdır
Bu mey-kedenin var mı aceb zevk ü safâsı
Dânâ ile nâdân olamaz kâbil-i ülfet
Erbâb-ı hüner dîde-i nâdâna dikendir
Bundan yüce Hakk'ın nice âlemleri vardır
Bu âlem-i dûn-perveri âlem mi sanırsın
Mikyâs olamaz sûretine sîreti şahsın
Her âdemi insân-ı mükerrem mi sanırsın
(İnal, İbnü'l-Emin Mahmud Kemal (1988). Son Asır Türk Şairleri. C. III. İstanbul: Dergah Yay. 1376.)
İlişkili Maddeler
Eserlerinden Örnekler
Terkîb-i Bendi'nden Bazı Beyitler:
Kâbil olamaz kâl ile takrîr-i serâ'ir
Erbâb-ı dilin söylediği başka lisândır
Çeşm-i dil-i âgâha bu âlemde ser-â-ser
Esrâr-ı şu'ûnât-ı İlâhiyye ayândır
Mir'ât-ı safâ-yı sıfatındır bütün eşyâ
Senden gelir eşyâya bu reng-i mütehâlif
Feyz ü feri senden alır a'râz u cevâhir
Sensin yine sen menba'-ı envâr-ı letâ'if
Nâkıs çekemez kâmili kâmil ana düşmez
Erbâb-ı kemâlin sebebi mahv-ı zekâdır
Yâ Rab ne garîbdir bu temâşâ-yı tecellî
Bu hâl ile herkes mütecellî mütesellî
Pîrâye-i gûş et sühan-ı hikmeti zîrâ
Her merd-i hakîmin sözü dür-dâneye benzer
Mahviyyet iken eşref-i unvân-ı meziyyet
Şân u şerefi rütbe-i bâlâda ararlar
Âlûde-i evhâm olan erbâb-ı tasavvur
Mâhiyyet-i eşyâyı heyûlâda ararlar
Sâkîsi ecel bâdesi zehrâb-ı fenâdır
Bu mey-kedenin var mı aceb zevk ü safâsı
Dânâ ile nâdân olamaz kâbil-i ülfet
Erbâb-ı hüner dîde-i nâdâna dikendir
Bundan yüce Hakk'ın nice âlemleri vardır
Bu âlem-i dûn-perveri âlem mi sanırsın
Mikyâs olamaz sûretine sîreti şahsın
Her âdemi insân-ı mükerrem mi sanırsın
(İnal, İbnü'l-Emin Mahmud Kemal (1988). Son Asır Türk Şairleri. C. III. İstanbul: Dergah Yay. 1376.)
İlişkili Maddeler
Sn. | Madde Adı | D.Tarihi / Ö.Tarihi | Benzerlik | İncele |
---|---|---|---|---|
1 | CEZBÎ, Ahmed Efendi | d. ? - ö. 1781 | Doğum Yeri | Görüntüle |
2 | SIRRÎ PAŞA, Selim Sırrî Paşa, Girit-Kandiyeli | d. 1844 - ö. 1895 | Doğum Yeri | Görüntüle |
3 | FEHMÎ, Mustafâ Mazlûm Fehmî Paşa | d. 1812 - ö. 1861 | Doğum Yeri | Görüntüle |
4 | LÜTFÎ/HÂZIM, Sağır-zâde | d. 1858-59 - ö. 1913 | Doğum Yılı | Görüntüle |
5 | HALİL, Silsüpüroğlu Halil Bey | d. 1857/1858? - ö. 1949 | Doğum Yılı | Görüntüle |
6 | SIDKI | d. 1858 - ö. 1914 | Doğum Yılı | Görüntüle |
7 | HAMDÎ, Ahmed Hamdî Bey, İstanbullu | d. 1851 - ö. 1917 | Ölüm Yılı | Görüntüle |
8 | EMRÎ, Murâd Emrî Efendi, Tırnavalı | d. 1851 - ö. 1917 | Ölüm Yılı | Görüntüle |
9 | ALİ HAYDAR BEY, Çırpanlı-zâde | d. 1884 - ö. 1917 | Ölüm Yılı | Görüntüle |
10 | NESÎB, Hüseyin Nesîb Efendi, Karamanlı | d. 1818 - ö. 1896 | Meslek | Görüntüle |
11 | FÂ’İK, Sâlih Fâ'ik Bey | d. 1825-26 - ö. 1900 | Meslek | Görüntüle |
12 | NÛRÎ, Mehmed Paşa | d. 1760 - ö. 1790 | Meslek | Görüntüle |
13 | Mehmed, Hezîmî-zâde | d. ? - ö. ? | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
14 | REFÎK | d. ? - ö. 1867 ds. | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
15 | SAFÂYÎ, Ali Safâyî Dede | d. ? - ö. 1834 ds. | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
16 | BEYÂNÎ | d. ? - ö. ? | Madde Adı | Görüntüle |
17 | FEYZÎ, Küçük Kadı-zâde Feyzullah Feyzî Efendi | d. ? - ö. 3 Mart 1786 | Madde Adı | Görüntüle |
18 | HUSREV, Şeyhülislâm Mollâ Husrev Mehmed bin Ferâmurz bin Alî | d. ? - ö. 1480 | Madde Adı | Görüntüle |