Madde Detay

İlk ve ortaokulu Ayvalık'ta okudu. İstanbul Vefa Lisesi'nden mezun oldu. 1948 yılında İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi'ni bitirdi. Doktor oldu, fakat annesi onun doktor olduğuna inanmadı. Uzun yıllar geçtikten sonra annesi, oğlu tarafından muayene edildikten sonra onun doktor olduğuna kanaat getirdi. Aslında annesi oğlunun nikâh memuru olmasını istiyordu: "Sen nikâh memuru ol. Çünkü hep yüzü gülen mutlu insanlarla birlikte olursun. Merasim yaparsın. Güzel şeyler söylersin. Sonra gelsin tebrikler, teşekkürler. Akşam olunca eve çikolata, şekerlerle dönersin. Onları çocuklarınla beraber güle oynaya yersin, dertsiz başına dert açmazsın."

Mezun olduğu fakültede cerrahi asistanı olarak görev yaptı. Sırasıyla uzman, doçent ve profesör unvanlarına sahip oldu. 1987 yılından itibaren Cerrahi Dergisi'nin editörlüğünü yaptı. Posta gazetesinde köşe yazıları kaleme aldı. Çeşitli televizyon programlarında konuşmalar yaptı. İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Anabilim Dalı'nda öğretim üyeliği yaptı ve alanı ile ilgili olarak kendine özgü birtakım yöntemler geliştirdi. Sağlık Bakanlığı tarafından 1985 yılında kendisine "Gastroenterolojik Cerrah" unvanı verildi. Minkari'nin iki yüz elli dört tıpla ilgili bilimsel makalesi ve on adet tıp kitabı vardır. Dünyanın birçok yerine geziler düzenledi. Aynı zamanda Gezginler Kulübü'nün de kurucularındandır. Emekli olduktan sonra edebiyat, gezi, gülmece ve anılarını yirmi beş kitapta topladı ve onları yayımladı. İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi'nde bir amfiye ismi verildi. Tıp dünyasında "Virtüöz Cerrah" olarak bilinen ünlü Minkari, 85 yaşında iken solunum yetmezliği nedeniyle hayata veda etti. Zincirlikuyu Mezarlığında toprağa verildi.

Tarık Minkari, tıp alanındaki başarısını edebiyat alanında da gösteren bir şahsiyettir. Gezi yazısı, mizah ve anı türlerinde olmak üzere birçok türde eser yazdı. Gezip dolaşmayı seven Minkari; gördüklerini, gözlemlerini kaleme aldı. Yakın çevresi tarafından "Cerrah Çelebi" olarak anılırdı. Deneyimlerini ustalıkla ve sarsıcı bir biçimde anlatarak etkili söylemler oluşturdu. Ameliyatları "şiir gibi" diye nitelendiren Minkari, kalemini de neşteri kadar ustalıkla kullanmayı başardı. Seyahatname tarzında yazdığı eserlerinde akıcı ve sade bir dile sahip olan Tarık Minkari, çoğu hatıra türünde olan diğer kitaplarında da kullandığı dile çok özen gösterdi ve dilini bir kuyumcu titizliğiyle işledi. Olaylara mizahi açıdan bakmayı seven yazarın yazılarında da mizahi bir üslup hâkimdir.