Madde Detay
YESARÎ, Batumlu Mehmed
(d. 1219/1804 - ö. 1297/1879)
tekke şairi
(Tekke / 19. Yüzyıl / Türkiye Dışı)
ISBN: 978-9944-237-86-4
Asıl adı Mehmet olan Batumlu Yesarî, 1804 yılında Batum’da doğmuştur. Çevresinden edinilen bilgiye göre solak olan şair, Yesarî mahlasıyla şiirler söylemeye başlamıştır. Yesarî, kelime anlamı olarak da zengin, varlık ve solak anlamlarına gelmektedir. Hiç evlenmemiş olan ve herkesten uzak bir hayat süren Yesarî'nin ailesi hakkında yazılı kaynaklar ve cönklerde bilgi bulunmamaktadır. Eğitim hayatı hakkında ise sadece yaşadığı çağın bilimsel düşüncelerini hazmedebilecek derecede okumuş yani klasik bir medrese eğitimi görmüş olduğu bilinmektedir. Hayatının büyük bir bölümünü Kırşehir’deki pir evinde geçirmiştir. On iki buçuk sene kadar Hacı Bektaş Veli Tekkesi kiler evinde dervişlik yaparak "baba" payesi almıştır. Yesarî, Bektaşilerin deyimiyle “devr-i fitretten” sonra Sinop’a gelmiş, tarikatın o sırada çözülmeye başlayan yöresel bağlarını kuvvetlendirmek için hayli çalışmış; sonradan bu çalışmasını Sinop’ta yeniden bir tekke açmak ve üç dört yıl kadar da bu müessesenin bizzat dedeliğini yapmak suretiyle başarılı bir şekilde sonuçlandırmıştır. Sinop'ta bulunduğu süre içerisinde halk tarafından çok sevilmiş, keramet sahibi olduğuna inanıldığı için saygı duyulup hürmet gösterilmiştir. Yesarî, bu yeni Bektaşi tekkesindeki dedeliği sırasında 1879 yılında vefat etmiştir. Sinop’ta öldüğü yere gömülen Yesarî’nin sonradan kendisine mahsus olmak üzere yapılan mezarı Zeytinlik mesiresi civarındadır. Türbe, kare planlı olup giriş kapısı kuzeydoğudadır. Duvarlar moloz taş ile örülü, iç mekân kireç sıvalı ve zemin kısmı taş döşemelidir. Şairin ölümüne dair birçok tarihler de vardır (Ülkütaşır 1979: 16).
Yesarî, yaşadığı çevre içinde kendini çok sevdirmiş, serbest düşünceli, hoş sohbet, özellikle gülünç fıkralarıyla tanınmış bir kişiydi. Şairin uzun boylu, iri yarı ve yakışıklı olduğu, gayet ustaca saz çaldığı, yazdığı nefes, kalenderî, koşma gibi şiirleri sazıyla bizzat söylediği kaynaklarda belirtilmektedir. Yesarî, döneminde yazılan eserlere göre kuvvetli bir Bektaşi şairidir. Gerek aruz gerek hece ölçülerini kullanma konusunda son derece başarılıdır. Özellikle aruz ve hece veznini çok iyi kullanırdı. Özellikle aruz veznini hatasız kullanmadaki maharetiyle diğer halk şairlerinden ayrılmaktaydı. Şiirlerinde Farsça ifadeler kullanmasına rağmen dili sade, düzgün ve pürüzsüz idi. Şiirleri bu sebepten halk arasında kolayca yayılmıştır (Maden 2012: 186). Şiirlerinde rindce ve şuhça yaratılışının, lirik yankılarını çok içten dile getirdiği gibi bağlı olduğu dinî müessesenin inançlarını da inandırıcı bir şekilde terennüm etmiştir. Şiir şekilleri içerisinde koşma, nefes ve gazeli daha çok kullanmıştır. Nefeslerindeki işlediği konu kuvvetli ve anlamlıdır. Türkçe şiirlerindeki başarıyı Farsça şiirlerinde de göstermiştir. Yesarî’nin çeşitli cönklerden toplanmış nefes, kalenderî, divan, koşma, gazel, semai, mersiye ve nutuk olmak üzere bir divançe oluşturacak kadar çok şiiri vardır (Ülkütaşır 1979: 16-17). Kullandığı dil ve üslup ile Tokatlı Gedaî ve Zileli Ceyhunî gibi 19. yüzyıla damga vurmuş şairleri etkilemiştir (Ertan 1941: 20).
Kaynakça
Ertan, Ali (1941). Yesarî Baba. İstanbul: Muharrem Matbaası.
Maden, Fahri (2012). "Batumlu Yesari Baba ve Sinop'ta Alevilik". Alevilik Araştırmaları Dergisi. 3: 185-212.
Ülkütaşır, M. Şakir (1979). “Batumlu Yesarî”. Türk Folkloru. 5: 16-17.
Madde Yazım Bilgileri
Yazar: ARAŞ. GÖR. TURGAY KABAKYayın Tarihi: 21.12.2013Güncelleme Tarihi: 12.12.2020Eserlerinden Örnekler
Koşma
Dilberi simü sak gerdancığı ak
Penbeden yumuşak her bir yanıdır
Kızıl elma yanak gümüşten parlak
Lebleri bal kaymak can dermanıdır
Afeti devranın şahı hûbanın
Nergisi fettanın çeşmi mestanın
Lebleri mercanın hokka dehanın
Câhı zenehdanın diş nişanıdır
Mahbubu ilâhın âhû nigâhın
Âlem penahın o kıblegâhın
Bir zülfü siyahın gül yüzlü mahın
Yesarî bir şahın sena hânıdır.
Ülkütaşır, M. Şakir (1979). “Batumlu Yesarî”. Türk Folkloru. 5: 16.
Nefes
Varlıktan soyundum tekke i aşka
Ezelden bu bab ı rızaya geldim
Andelib bend edüb Hazret i Hakka
Ben erenlerime ricaya geldim
Zahme i zebanım lâl eylediler
Bu yolda kendimi dâl eylediler
Pota i aşk içre kal eylediler
Ben anca bu kadar imlâya geldim
Yesarî cemale olmuştur meftun
Bülbül güle mecbur Leylâ’ya Mecnûn
Kemali âdemi kesbetmek içün
Ben ana rahminden dünyaya geldim.
Ülkütaşır, M. Şakir (1979). “Batumlu Yesarî”. Türk Folkloru. 5: 16-17.
İlişkili Maddeler
Yayın Tarihi: 21.12.2013Güncelleme Tarihi: 12.12.2020Eserlerinden Örnekler
Koşma
Dilberi simü sak gerdancığı ak
Penbeden yumuşak her bir yanıdır
Kızıl elma yanak gümüşten parlak
Lebleri bal kaymak can dermanıdır
Afeti devranın şahı hûbanın
Nergisi fettanın çeşmi mestanın
Lebleri mercanın hokka dehanın
Câhı zenehdanın diş nişanıdır
Mahbubu ilâhın âhû nigâhın
Âlem penahın o kıblegâhın
Bir zülfü siyahın gül yüzlü mahın
Yesarî bir şahın sena hânıdır.
Ülkütaşır, M. Şakir (1979). “Batumlu Yesarî”. Türk Folkloru. 5: 16.
Nefes
Varlıktan soyundum tekke i aşka
Ezelden bu bab ı rızaya geldim
Andelib bend edüb Hazret i Hakka
Ben erenlerime ricaya geldim
Zahme i zebanım lâl eylediler
Bu yolda kendimi dâl eylediler
Pota i aşk içre kal eylediler
Ben anca bu kadar imlâya geldim
Yesarî cemale olmuştur meftun
Bülbül güle mecbur Leylâ’ya Mecnûn
Kemali âdemi kesbetmek içün
Ben ana rahminden dünyaya geldim.
Ülkütaşır, M. Şakir (1979). “Batumlu Yesarî”. Türk Folkloru. 5: 16-17.
İlişkili Maddeler
Güncelleme Tarihi: 12.12.2020Eserlerinden Örnekler
Koşma
Dilberi simü sak gerdancığı ak
Penbeden yumuşak her bir yanıdır
Kızıl elma yanak gümüşten parlak
Lebleri bal kaymak can dermanıdır
Afeti devranın şahı hûbanın
Nergisi fettanın çeşmi mestanın
Lebleri mercanın hokka dehanın
Câhı zenehdanın diş nişanıdır
Mahbubu ilâhın âhû nigâhın
Âlem penahın o kıblegâhın
Bir zülfü siyahın gül yüzlü mahın
Yesarî bir şahın sena hânıdır.
Ülkütaşır, M. Şakir (1979). “Batumlu Yesarî”. Türk Folkloru. 5: 16.
Nefes
Varlıktan soyundum tekke i aşka
Ezelden bu bab ı rızaya geldim
Andelib bend edüb Hazret i Hakka
Ben erenlerime ricaya geldim
Zahme i zebanım lâl eylediler
Bu yolda kendimi dâl eylediler
Pota i aşk içre kal eylediler
Ben anca bu kadar imlâya geldim
Yesarî cemale olmuştur meftun
Bülbül güle mecbur Leylâ’ya Mecnûn
Kemali âdemi kesbetmek içün
Ben ana rahminden dünyaya geldim.
Ülkütaşır, M. Şakir (1979). “Batumlu Yesarî”. Türk Folkloru. 5: 16-17.
İlişkili Maddeler
Eserlerinden Örnekler
Koşma
Dilberi simü sak gerdancığı ak
Penbeden yumuşak her bir yanıdır
Kızıl elma yanak gümüşten parlak
Lebleri bal kaymak can dermanıdır
Afeti devranın şahı hûbanın
Nergisi fettanın çeşmi mestanın
Lebleri mercanın hokka dehanın
Câhı zenehdanın diş nişanıdır
Mahbubu ilâhın âhû nigâhın
Âlem penahın o kıblegâhın
Bir zülfü siyahın gül yüzlü mahın
Yesarî bir şahın sena hânıdır.
Ülkütaşır, M. Şakir (1979). “Batumlu Yesarî”. Türk Folkloru. 5: 16.
Nefes
Varlıktan soyundum tekke i aşka
Ezelden bu bab ı rızaya geldim
Andelib bend edüb Hazret i Hakka
Ben erenlerime ricaya geldim
Zahme i zebanım lâl eylediler
Bu yolda kendimi dâl eylediler
Pota i aşk içre kal eylediler
Ben anca bu kadar imlâya geldim
Yesarî cemale olmuştur meftun
Bülbül güle mecbur Leylâ’ya Mecnûn
Kemali âdemi kesbetmek içün
Ben ana rahminden dünyaya geldim.
Ülkütaşır, M. Şakir (1979). “Batumlu Yesarî”. Türk Folkloru. 5: 16-17.
İlişkili Maddeler
Sn. | Madde Adı | D.Tarihi / Ö.Tarihi | Benzerlik | İncele |
---|---|---|---|---|
1 | TEVFÎK, Hasan | d. 1834 - ö. 1908 | Doğum Yeri | Görüntüle |
2 | HASAN FEHMÎ PAŞA, Batumlu | d. 1836 - ö. 1910 | Doğum Yeri | Görüntüle |
3 | ALİ NASİBİ BABA | d. 1804 - ö. 1888 | Doğum Yılı | Görüntüle |
4 | ABDURRAHMAN, Hürüoğlu Abdurrahman | d. 1803-1804? - ö. 1853-1855? | Doğum Yılı | Görüntüle |
5 | RÂZÎ, Fakı İbrahim Edhem | d. 1804-05 - ö. 1875-76 | Doğum Yılı | Görüntüle |
6 | HOVSEP VARTANYAN (VARTAN PAŞA) | d. 28 Mart 1813 - ö. 28 Mart 1879 | Ölüm Yılı | Görüntüle |
7 | REMZÎ, Dârendeli | d. 1840 - ö. 1879 | Ölüm Yılı | Görüntüle |
8 | ÂKİF | d. 1821 - ö. 1879 | Ölüm Yılı | Görüntüle |
9 | RÂŞİD/NÂŞİD, Kahvecibaşı-zâde Kilârî Râşid Bey | d. ? - ö. ? | Meslek | Görüntüle |
10 | NAZÎF, Enderûnî Mustafa Efendi | d. ? - ö. ? | Meslek | Görüntüle |
11 | HİCÂBÎ, Abdülbâki Gül Baba | d. 1700\\\'lerin ortası - ö. 1822 | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
12 | ŞÂDÎ BABA/BABA ŞÂDÎ-İ SOFYAVÎ | d. 1772 - ö. 1862 | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
13 | MEHMED ŞEFİK EFENDİ, Hanyalı | d. ? - ö. 12.09.1871 | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
14 | SA'DÎ (ACEM SA'DÎ), Abdülbâkî Sa'dî Efendi | d. ? - ö. 1748-49 | Madde Adı | Görüntüle |
15 | BEKİR SITKI EFENDİ | d. ? - ö. ? | Madde Adı | Görüntüle |
16 | HİLMÎ, Dede-zâde Mehmed Hilmî Efendi | d. 1828 - ö. 1913 | Madde Adı | Görüntüle |