Madde Detay
DÜRRÎ, Abdülbâki Efendi
(d. 990/1582 - ö. 1025/1616)
divan şairi
(Divan/Yazılı Edebiyat / 16. Yüzyıl / Anadolu-Osmanlı-Türkiye)
ISBN: 978-9944-237-86-4
16. yüzyıl âlim ve şâirlerindendir. Asıl adı Abdülbâki’dir. Bursalı Kadı Bahri Hasan Efendi’nin oğlu olduğu için Bahrizâde Dürrî Efendi olarak da bilinmektedir. Babası Kudüs kadılığına atandığında yolda eşkıyaların saldırısına uğramış ve hayatını kaybetmiştir. Dürrî Abdülbâkî Efendi’nin ne zaman doğduğu konusunda kaynaklar net bilgi vermemekle birlikte Sicill-i Osmani (Mehmed Süreyya 1311: 2 /423) ve Tuhfe-i Nâilî (Kurnaz-Tatçı 2001: 1/ 270)’de 990/1582’de doğduğu kaydı bulunmaktadır. Gençlik yıllarını iyi bir eğitim alarak geçiren Dürrî, Bostanzâde Mehmed Efendi’nin talebesi olmuş ve onun eğitiminden geçerek müderrisliğe yükselmiştir. İstanbul’daki çeşitli medreselerde görev yaptıktan sonra son olarak Nişânî Mehmed Paşa Medresesine müderris olmuştur. Devrinin müderrisleri arasında saygın bir yere sahip olduğu kaydedilmektedir. Dürrî Abdülbâki Efendi 1025/1616’da İstanbul’da vefat etmiştir (Ergun yty:3 /1184-1185), (Mehmed Süreyya 1311: 2 /423), (TDEA 1997: 2 /400), (TDEA 2003: 3 /225), (Kurnaz-Tatçı:1/270), (Zavotçu 2009:86).
Çok iyi derecede Arapça ve Farsça bilen Dürrî şiirle de yakından ilgilenmiştir. Divan şiirinin yaygın biçimlerini kullanarak duygu ve düşüncelerini sanatlı söyleyişlerle ortaya koyan şairin aynı zamanda divan sahibi olduğu kaynaklarda belirtilmişse de günümüzde şairin divanı elimizde bulunmamaktadır.
Dürrî’nin Arapça, Farsça ve Türkçe sanatkârane şiirler yazdığı ve bu konuda oldukça yetenekli olduğu konusunda tezkire yazarları ittifak halindedir. Gerek döneminde gerekse ölümünden sonra şiirlerinin önemli bir kısmı çeşitli mecmualarda yer almıştır. Kâbilî tarafından hazırlanan Metâli’ mecmuasında da Dürrî’den şiirlere yer verilmiştir. Tezkirelerde yer alan şiirlerinin de genellikle mecmualardakilerden seçildiği anlaşılmaktadır. Yaşadığı dönemde yazdığı şiirlerle de adını duyuran Dürrî’nin bazı gazellerine yapılan tahmisler onun çağdaşları tarafından beğenildiğini ortaya koymaktadır. Dönemin şiir mecmualarında Serezli Rif’atî ve Hâşimî gibi şairlerin onun bazı gazellerini tahmis ettiği görülmektedir.
Kaynakça
Ergun, Sadettin Nüzhet (yty). Türk Şairleri. C.3. İstanbul.
Gürbüz, Mehmet (hzl) (2011). “Kâbilî'nin Sultân-ı Hûbâna Münâsib Eş'ârı” Adlı Şiir Mecmuası. Doktora Tezi. Ankara: Gazi Üniversitesi
İpekten, Haluk, İsen Mustafa, Toparlı Recep, Okçu Naci, Karabey Turgut (hzl) (1988). Tezkirelere Göre Divan Edebiyatı İsimler Sözlüğü. Ankara: KTB Yay.
Kayabaşı, Bekir (hzl) (1996). Kafzâde Faizî’nin Zübdetü’l-Eş’ârı. Doktora Tezi. Malatya: İnönü Üniversitesi.
Kurnaz Cemal ve Mustafa Tatçı (hzl) (2001). Mehmet Nail Tuman, Tuhfe-i Nâilî-Divan Şairlerinin Muhtasar Biyografileri. C.1. Ankara: Bizim Büro Yay.
Mehmed Süreyya (1311). Sicill-i Osmanî. C.2. İstanbul: Matbaa-i Amire.
Türk Dili ve Edebiyatı Ansiklopedisi (1977). “Dürrî Abdülbâki Efendi”. C.II. İstanbul: Dergâh Yay. 400.
Türk Dünyası Edebiyatçıları Ansiklopedisi (2003). “Dürrî”. C.3. Ankara: AKM Yay. 225.
Zavotçu, Gencay (hzl.)(2009). Rıza Tezkiresi (İnceleme-Metin). İstanbul: Sahhaflar Kitap Sarayı.
Madde Yazım Bilgileri
Yazar: DR. ÖĞR. ÜYESİ İLYAS YAZARYayın Tarihi: 08.11.2013Güncelleme Tarihi: 12.12.2020Eserlerinden Örnekler
Gazel
Gehî zehr-âb-ı gam geh mey sunup hûn-ı ciger çekdi
Belâ bezminde dil def’-i gama sâkî neler çekdi
Kebâb itdi cefâ odıyla bagrum başını aşkun
Gamun mihmân olunca dilde anı mâ-hazar çekdi
Misâl-i Kays olup bî-çâre dil Mecnûn u ser-gerdân
Düşelden vâdi-i aşka niçe havf ü hatar çekdi
Kalup mihr-i cemâlünle güneş ser-geşte vü beste
Tutıldı ansızın vardı zevâle çok sefer çekdi
Felekler ıztırâba düşdi Dürrî tîr-i âhumdan
Anınçün kendüye ebr-i siyehden bir siper çekdi
(Ergun, Sadettin Nüzhet (yty). Türk Şairleri. C.3. İstanbul. 1185.)
Gazel
Gösterür cûlar cihânun mâcerâsından haber
Her habâb-ı mey virür âlem fenâsından haber
Bahr-i gamda saldı dil fülkün belâ gird-âbına
Yüze gelmez bir şinâver âşinâsından haber
Öykünürmiş zülf-i anber-bûyına müşg-i Huten
Olmamışdur var ise müşgin Hıtâ’sından haber
Kâkül-i dil-dârı şemm itmiş sabâdan bû alup
Bu imiş bildim fakîrün müddeâsından haber
Dişleri vasfıyla yârün gûşı dehrün oldı pür
Dürrî’nün bu dürr-i nazm-ı dil-güşâsından haber
(Ergun, Sadettin Nüzhet (yty). Türk Şairleri. C.3. İstanbul. 1185.)
Müseddes
Tab’unı gevher-i irfân-ı hırîdâr eyle
Kalbüni mahzen-i gencîne-i esrâr eyle
Niçe bir âr çeküp şöhreti bir kâr eyle
Belki şöhretten eger âkil isen âr eyle
Ne sipâhî ne beg ol şöhreti inkâr eyle
Yüri dîvâne gönül akluna tîmâr eyle
Nice bir vâdi-i hırs içre olup reh-peymâ
Tek ü pû eyleyesin sür’at ile hem-çü sabâ
Menzilin âhır olur çün adem ol râh-ı bekâ
Pes sözüm tutar isen ey dil-i şûrîde nevâ
Ne sipâhî ne beg ol şöhreti inkâr eyle
Yüri dîvâne gönül aklına tîmâr eyle
Kişver-i aşka olursun şeh-i uşşâk-penâh
Çetr-i müşgîn yiter üstüne ola dûd-ı siyâh
Lâzım olursa dilâ hayl ü 'alem tabl ü sipâh
Yaş döküp sîneni dög derd ile çek sîneden âh
Ne sipâhî ne beg ol şöhreti inkâr eyle
Yüri dîvâne gönül akluna tîmâr eyle
Nice bir her dem olup ey dil esîr-i şöhret
Böyle her cânibe dîvâneveş itmek hareket
Rûz u şeb olmag ile mest-i müdâm-ı gaflet
Şöyle benzer ki dilâ aklına gelmiş hiffet
Ne sipâhî ne beg ol şöhreti inkâr eyle
Yüri dîvâne gönül aklına tîmâr eyle
Tâ-be key meşgale-i hâtıra-ı ni’met ü nâz
Tâ-be key mihnet ü renc ü emel-i tûl ü dırâz
Dürrîyâ gayrı koyup eyleyesin Hakk'a niyâz
Lâyık oldur ki idüp dîde-i cân ü dili bâz
Ne sipâhî ne beg ol şöhreti inkâr eyle
Yüri dîvâne gönül akluna tîmâr eyle
(Ergun, Sadettin Nüzhet (yty). Türk Şairleri. C.3. İstanbul. 1185.)
İlişkili Maddeler
Yayın Tarihi: 08.11.2013Güncelleme Tarihi: 12.12.2020Eserlerinden Örnekler
Gazel
Gehî zehr-âb-ı gam geh mey sunup hûn-ı ciger çekdi
Belâ bezminde dil def’-i gama sâkî neler çekdi
Kebâb itdi cefâ odıyla bagrum başını aşkun
Gamun mihmân olunca dilde anı mâ-hazar çekdi
Misâl-i Kays olup bî-çâre dil Mecnûn u ser-gerdân
Düşelden vâdi-i aşka niçe havf ü hatar çekdi
Kalup mihr-i cemâlünle güneş ser-geşte vü beste
Tutıldı ansızın vardı zevâle çok sefer çekdi
Felekler ıztırâba düşdi Dürrî tîr-i âhumdan
Anınçün kendüye ebr-i siyehden bir siper çekdi
(Ergun, Sadettin Nüzhet (yty). Türk Şairleri. C.3. İstanbul. 1185.)
Gazel
Gösterür cûlar cihânun mâcerâsından haber
Her habâb-ı mey virür âlem fenâsından haber
Bahr-i gamda saldı dil fülkün belâ gird-âbına
Yüze gelmez bir şinâver âşinâsından haber
Öykünürmiş zülf-i anber-bûyına müşg-i Huten
Olmamışdur var ise müşgin Hıtâ’sından haber
Kâkül-i dil-dârı şemm itmiş sabâdan bû alup
Bu imiş bildim fakîrün müddeâsından haber
Dişleri vasfıyla yârün gûşı dehrün oldı pür
Dürrî’nün bu dürr-i nazm-ı dil-güşâsından haber
(Ergun, Sadettin Nüzhet (yty). Türk Şairleri. C.3. İstanbul. 1185.)
Müseddes
Tab’unı gevher-i irfân-ı hırîdâr eyle
Kalbüni mahzen-i gencîne-i esrâr eyle
Niçe bir âr çeküp şöhreti bir kâr eyle
Belki şöhretten eger âkil isen âr eyle
Ne sipâhî ne beg ol şöhreti inkâr eyle
Yüri dîvâne gönül akluna tîmâr eyle
Nice bir vâdi-i hırs içre olup reh-peymâ
Tek ü pû eyleyesin sür’at ile hem-çü sabâ
Menzilin âhır olur çün adem ol râh-ı bekâ
Pes sözüm tutar isen ey dil-i şûrîde nevâ
Ne sipâhî ne beg ol şöhreti inkâr eyle
Yüri dîvâne gönül aklına tîmâr eyle
Kişver-i aşka olursun şeh-i uşşâk-penâh
Çetr-i müşgîn yiter üstüne ola dûd-ı siyâh
Lâzım olursa dilâ hayl ü 'alem tabl ü sipâh
Yaş döküp sîneni dög derd ile çek sîneden âh
Ne sipâhî ne beg ol şöhreti inkâr eyle
Yüri dîvâne gönül akluna tîmâr eyle
Nice bir her dem olup ey dil esîr-i şöhret
Böyle her cânibe dîvâneveş itmek hareket
Rûz u şeb olmag ile mest-i müdâm-ı gaflet
Şöyle benzer ki dilâ aklına gelmiş hiffet
Ne sipâhî ne beg ol şöhreti inkâr eyle
Yüri dîvâne gönül aklına tîmâr eyle
Tâ-be key meşgale-i hâtıra-ı ni’met ü nâz
Tâ-be key mihnet ü renc ü emel-i tûl ü dırâz
Dürrîyâ gayrı koyup eyleyesin Hakk'a niyâz
Lâyık oldur ki idüp dîde-i cân ü dili bâz
Ne sipâhî ne beg ol şöhreti inkâr eyle
Yüri dîvâne gönül akluna tîmâr eyle
(Ergun, Sadettin Nüzhet (yty). Türk Şairleri. C.3. İstanbul. 1185.)
İlişkili Maddeler
Güncelleme Tarihi: 12.12.2020Eserlerinden Örnekler
Gazel
Gehî zehr-âb-ı gam geh mey sunup hûn-ı ciger çekdi
Belâ bezminde dil def’-i gama sâkî neler çekdi
Kebâb itdi cefâ odıyla bagrum başını aşkun
Gamun mihmân olunca dilde anı mâ-hazar çekdi
Misâl-i Kays olup bî-çâre dil Mecnûn u ser-gerdân
Düşelden vâdi-i aşka niçe havf ü hatar çekdi
Kalup mihr-i cemâlünle güneş ser-geşte vü beste
Tutıldı ansızın vardı zevâle çok sefer çekdi
Felekler ıztırâba düşdi Dürrî tîr-i âhumdan
Anınçün kendüye ebr-i siyehden bir siper çekdi
(Ergun, Sadettin Nüzhet (yty). Türk Şairleri. C.3. İstanbul. 1185.)
Gazel
Gösterür cûlar cihânun mâcerâsından haber
Her habâb-ı mey virür âlem fenâsından haber
Bahr-i gamda saldı dil fülkün belâ gird-âbına
Yüze gelmez bir şinâver âşinâsından haber
Öykünürmiş zülf-i anber-bûyına müşg-i Huten
Olmamışdur var ise müşgin Hıtâ’sından haber
Kâkül-i dil-dârı şemm itmiş sabâdan bû alup
Bu imiş bildim fakîrün müddeâsından haber
Dişleri vasfıyla yârün gûşı dehrün oldı pür
Dürrî’nün bu dürr-i nazm-ı dil-güşâsından haber
(Ergun, Sadettin Nüzhet (yty). Türk Şairleri. C.3. İstanbul. 1185.)
Müseddes
Tab’unı gevher-i irfân-ı hırîdâr eyle
Kalbüni mahzen-i gencîne-i esrâr eyle
Niçe bir âr çeküp şöhreti bir kâr eyle
Belki şöhretten eger âkil isen âr eyle
Ne sipâhî ne beg ol şöhreti inkâr eyle
Yüri dîvâne gönül akluna tîmâr eyle
Nice bir vâdi-i hırs içre olup reh-peymâ
Tek ü pû eyleyesin sür’at ile hem-çü sabâ
Menzilin âhır olur çün adem ol râh-ı bekâ
Pes sözüm tutar isen ey dil-i şûrîde nevâ
Ne sipâhî ne beg ol şöhreti inkâr eyle
Yüri dîvâne gönül aklına tîmâr eyle
Kişver-i aşka olursun şeh-i uşşâk-penâh
Çetr-i müşgîn yiter üstüne ola dûd-ı siyâh
Lâzım olursa dilâ hayl ü 'alem tabl ü sipâh
Yaş döküp sîneni dög derd ile çek sîneden âh
Ne sipâhî ne beg ol şöhreti inkâr eyle
Yüri dîvâne gönül akluna tîmâr eyle
Nice bir her dem olup ey dil esîr-i şöhret
Böyle her cânibe dîvâneveş itmek hareket
Rûz u şeb olmag ile mest-i müdâm-ı gaflet
Şöyle benzer ki dilâ aklına gelmiş hiffet
Ne sipâhî ne beg ol şöhreti inkâr eyle
Yüri dîvâne gönül aklına tîmâr eyle
Tâ-be key meşgale-i hâtıra-ı ni’met ü nâz
Tâ-be key mihnet ü renc ü emel-i tûl ü dırâz
Dürrîyâ gayrı koyup eyleyesin Hakk'a niyâz
Lâyık oldur ki idüp dîde-i cân ü dili bâz
Ne sipâhî ne beg ol şöhreti inkâr eyle
Yüri dîvâne gönül akluna tîmâr eyle
(Ergun, Sadettin Nüzhet (yty). Türk Şairleri. C.3. İstanbul. 1185.)
İlişkili Maddeler
Eserlerinden Örnekler
Gazel
Gehî zehr-âb-ı gam geh mey sunup hûn-ı ciger çekdi
Belâ bezminde dil def’-i gama sâkî neler çekdi
Kebâb itdi cefâ odıyla bagrum başını aşkun
Gamun mihmân olunca dilde anı mâ-hazar çekdi
Misâl-i Kays olup bî-çâre dil Mecnûn u ser-gerdân
Düşelden vâdi-i aşka niçe havf ü hatar çekdi
Kalup mihr-i cemâlünle güneş ser-geşte vü beste
Tutıldı ansızın vardı zevâle çok sefer çekdi
Felekler ıztırâba düşdi Dürrî tîr-i âhumdan
Anınçün kendüye ebr-i siyehden bir siper çekdi
(Ergun, Sadettin Nüzhet (yty). Türk Şairleri. C.3. İstanbul. 1185.)
Gazel
Gösterür cûlar cihânun mâcerâsından haber
Her habâb-ı mey virür âlem fenâsından haber
Bahr-i gamda saldı dil fülkün belâ gird-âbına
Yüze gelmez bir şinâver âşinâsından haber
Öykünürmiş zülf-i anber-bûyına müşg-i Huten
Olmamışdur var ise müşgin Hıtâ’sından haber
Kâkül-i dil-dârı şemm itmiş sabâdan bû alup
Bu imiş bildim fakîrün müddeâsından haber
Dişleri vasfıyla yârün gûşı dehrün oldı pür
Dürrî’nün bu dürr-i nazm-ı dil-güşâsından haber
(Ergun, Sadettin Nüzhet (yty). Türk Şairleri. C.3. İstanbul. 1185.)
Müseddes
Tab’unı gevher-i irfân-ı hırîdâr eyle
Kalbüni mahzen-i gencîne-i esrâr eyle
Niçe bir âr çeküp şöhreti bir kâr eyle
Belki şöhretten eger âkil isen âr eyle
Ne sipâhî ne beg ol şöhreti inkâr eyle
Yüri dîvâne gönül akluna tîmâr eyle
Nice bir vâdi-i hırs içre olup reh-peymâ
Tek ü pû eyleyesin sür’at ile hem-çü sabâ
Menzilin âhır olur çün adem ol râh-ı bekâ
Pes sözüm tutar isen ey dil-i şûrîde nevâ
Ne sipâhî ne beg ol şöhreti inkâr eyle
Yüri dîvâne gönül aklına tîmâr eyle
Kişver-i aşka olursun şeh-i uşşâk-penâh
Çetr-i müşgîn yiter üstüne ola dûd-ı siyâh
Lâzım olursa dilâ hayl ü 'alem tabl ü sipâh
Yaş döküp sîneni dög derd ile çek sîneden âh
Ne sipâhî ne beg ol şöhreti inkâr eyle
Yüri dîvâne gönül akluna tîmâr eyle
Nice bir her dem olup ey dil esîr-i şöhret
Böyle her cânibe dîvâneveş itmek hareket
Rûz u şeb olmag ile mest-i müdâm-ı gaflet
Şöyle benzer ki dilâ aklına gelmiş hiffet
Ne sipâhî ne beg ol şöhreti inkâr eyle
Yüri dîvâne gönül aklına tîmâr eyle
Tâ-be key meşgale-i hâtıra-ı ni’met ü nâz
Tâ-be key mihnet ü renc ü emel-i tûl ü dırâz
Dürrîyâ gayrı koyup eyleyesin Hakk'a niyâz
Lâyık oldur ki idüp dîde-i cân ü dili bâz
Ne sipâhî ne beg ol şöhreti inkâr eyle
Yüri dîvâne gönül akluna tîmâr eyle
(Ergun, Sadettin Nüzhet (yty). Türk Şairleri. C.3. İstanbul. 1185.)
İlişkili Maddeler
Sn. | Madde Adı | D.Tarihi / Ö.Tarihi | Benzerlik | İncele |
---|---|---|---|---|
1 | ABDÎ, Kınalı-zâde Abdurrahman | d. 1582-83 - ö. 1629 | Doğum Yılı | Görüntüle |
2 | ŞU’ÂÎ | d. ? - ö. 1616 | Ölüm Yılı | Görüntüle |
3 | HASAN KÂFÎ | d. 1544 - ö. 1616 | Ölüm Yılı | Görüntüle |
4 | HAYREDDİN-ZÂDE, Ahmed Hayrî Efendi | d. ? - ö. 1616 | Ölüm Yılı | Görüntüle |
5 | AŞKÎ, Mustafa | d. 1785-1789 - ö. 1871-1877 | Meslek | Görüntüle |
6 | NÛRÎ, Yusuf Nûrî Efendi | d. ? - ö. 975/1568\'den önce | Meslek | Görüntüle |
7 | DERVİŞ, Yayabaşı-zâde Derviş Dede | d. ? - ö. 1591 | Meslek | Görüntüle |
8 | DUKAGİN-ZÂDE, Ahmed Bey | d. ? - ö. 16. yy | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
9 | NAZMÎ, Edirneli | d. ? - ö. 1585/86? | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
10 | HASAN, Mu‘îd Hasan Çelebi | d. ? - ö. 1615-16 | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
11 | FENNÎ, Mehmed Sa‘îd Fennî, Yozgatlı | d. 1850 - ö. 1918 | Madde Adı | Görüntüle |
12 | YAHYÂ EFENDİ, Yahyâ Efendi Bin Şeyh Mevlevî Osman Çelebi Efendi | d. ? - ö. 1767-68 | Madde Adı | Görüntüle |
13 | ZÎNETÎ, Muhammed Efendi | d. ? - ö. 19. yy. | Madde Adı | Görüntüle |