Madde Detay
KEMÂLÎ, Mustafa
(d. 1236-37/1821 - ö. 1309-10/1892)
âşık
(Âşık / 19. Yüzyıl / Anadolu-Osmanlı-Türkiye)
ISBN: 978-9944-237-86-4
Asıl adı Mustafa, mahlası Kemâlî’dir. Kastamonu’nun Cebrail mahallesinde 1821 yılında dünyaya geldi. Babası, Cebrail mahallesinde Mantaroğlu İbrahim olarak bilinmekte ve asıl mesleği bakırcılık olmakla birlikte dönemin Kastamonu kalesi sipahiliğini yapmıştır (Yaman 1935: 7). Mustafa’nın yaşadığı evliliğinden bir erkek bir de kız çocuğu dünyaya gelmiştir. Dört yaşında başladığı ilk eğitimine o zaman Yârebci adıyla anılan sübyan mektebinde tamamladı. Daha sonra Merdiye Medresesi’ne devam ederek müderris Hacı Ahmed’den dersler almaya başladı. Fakat II. Mahmut zamanında Mustafa 12 yaşındayken sipahiliğin kaldırılmasından sonra babası eski mesleği olan bakırcılığa tekrar başladığı için maddi durumları kötüye gitmeye başladı. Bu yüzden çalışmak zorunda kaldığından medrese eğitimini bitiremeden okuldan ayrılarak babasının mesleğini öğrendi (Yaman 1935: 7). Yaptığı yolculukları onun sanatının gelişmesini ve kendisinin tanınarak şöhret kazanmasını sağladığı gibi mensubu olduğu tarikatı değiştirmesinde de etkili oldu. Kemâlî, ilk başlarda dedesi ve babasının da bağlı bulunduğu Sadiyye tarikatı mensubuyken daha sonra Kırşehir ziyaretinin ardından Bektaşiliği benimseyerek ölünceye kadar da bu tarikata bağlı kaldı (Yaman 1935: 9-10). Kemâlî, hayatının son dönemlerinde Çankırı’da ikâmet etmeye başladı. Fakat Çankırı’da bulunduğu dönemde sağlık sorunları ortaya çıkmaya başladı ve sol gözüne duman oturdu. Tedavi için göz açıcılar gözüne mil çekti. Fakat mil göze daha fazla hasar vererek zamanla o gözünün görememesine sebep oldu. Bunun üzerine yaşamının son yıllarını memleketinde geçirmek istedi ve Kastamonu’ya yerleşti. Daha sonra diğer gözü de görme yetisini hastalık sebebiyle kaybetti. Hastalığından dolayı sazı ve sözü bırakmak zorunda kalan Kemâlî, 1892 yılında Kastamonu’daki evinde vefat etti ve aynı şehirde bulunan Ahmed Dede kabristanına defnedildi (Yaman 1935: 14-15).
Eserleri: Kemâlî. Divançe. Millî Kütüphane. Yazmalar Koleksiyonu. No. 06 mil yz A 7660. vr. 3a-22a.
Kemâlî’nin, kendi el yazısıyla kaleme aldığı bir divanının bulunduğu oğlunun verdiği bilgilerden öğrenilmektedir. Fakat Kemâlî bu divanını, katıldığı bir mey ve muhabbet meclisinde kaybetmiştir (Yaman 1935: 6). Günümüzde bu eserin akıbeti bilinmemektedir. Şiirlerinin bir kısmının bulunduğu divançe ise Millî Kütüphane’nin Yazmalar Koleksiyonunda 06 Mil Yz A 7660 numara ile kayıtlı elyazması bir eserdir. Yazmanın
içerisinde 34 divan, 12 kalenderî, 14 semaî, 14 koşma, 4 selis, 1 şarkı ve 1
satranç olmak üzere toplam 80 adet şiir bulunmaktadır. Yaman, 1935 yılında
Kemâlî’nin 82 adet şiirini yayımlamıştır. Bunların dışında çeşitli cönk ve
mecmulardan tespit edilen şiirleriyle birlikte toplam 93 adet manzumesi
günümüze ulaşmıştır.
Kemâlî, 17-18 yaşlarında bakırcılığı bırakarak âşıklığa merak sardı ve bir ustanın yanına çırak olarak verildi. On iki telli olan ve “çöğür” adı verilen bir saz çalarak zamanla şiirlerini hem âşık meclislerinde hem de belirli toplantılarda icra etmeye başladı. Kısa sürede sanatını ilerleten ve ustalık derecesine gelen Mustafa’ya Erzurumlu Emrah “Kemâlî” mahlasını verdi (Yaman 1935: 8; Yücel 1993: 58). Şiirlerinde çoğunlukla “Kemâlî” mahlasını kullanmasının yanında “Miskin Kemâlî, Kemâl, Âşık Kemâlî” mahlaslarını da kullanmıştır (Atlı 2016: 52). Usta olduktan sonra çırak da yetiştirmeye başlamış ve Âşık Hasan ve Âşık Fevzî yetiştirdiği âşıklar arasından en fazla tanınanlarıdır (Yaman 1935: 14). Kemâlî, işi gereği Anadolu’nun birçok yerini gezdi. Bilhassa Çankırılılar tarafından çok sevildi. İstanbul’a da sık giden Kemâli, bir seferinde Abdülaziz’in sünnet düğününde toplanan üç yüz âşık içine girerek orada seçilen birkaç değerli âşık arasına girdi (Yaman 1935: 9).
Âşık Kemâlî, şiirlerinde hem aruz hem de hece veznini kullanarak her iki tarzda şiir söyleyebildiğini/yazabildiğini göstermiştir. Aruz ölçüsüyle söylemiş/yazmış olduğu şiirlerini klasik edebiyatın etkisiyle âşıklar tarafından benimsenen ve sadece âşık edebiyatına mahsus olan divan, kalenderî, selis, semai, satranç, vezn-i aher gibi nazım şekilleriyle yazmasının yanında, heceyle yazdığı/söylediği şiirlerinde koşma ve şarkı gibi nazım şekillerini daha sık kullanmıştır. Tarih düşürme hünerine de vâkıf olan Kemâlî, bu bilgisini kendisinin çırağı olan Âşık Fevzî’ye de aktarmıştır (Yaman 1935: 14).
Kemâlî, kendi döneminde yaşamış ve Kastamonu’ya gelerek saz çalıp söyleyen Emrah ve Dertlî’den etkilenmesinin yanında aldığı kısa medrese eğitimi ve klasik şiirin etkisiyle kendinden önceki asırlarda yaşamış olan Fuzûlî, Nedim, Nesîmî gibi divan şairleriyle de yakından ilgilenmiş; hatta onların bazı şiirlerine nazireler de yazmıştır (Yaman, 1935: 13). Kemâlî, bunun yanında kendinden önceki devirlerde ve kendisiyle aynı dönemde yaşamış olan âşıkların şiirlerine de nazireler kaleme almıştır. Divançesinden tespit edilebildiği kadarıyla 18. yüzyılda yaşamış Hasbî (Oğuz 2006: 161)’nin iki, 19. yüzyılda yaşamış ve kendisi gibi Bektaşi olan Yesârî’nin bir şiirine nazire yazmıştır.
Âşık Kemâlî, yaşadığı süre boyunca Ankara, Konya, İzmir, İstanbul, Samsun gibi birçok yere giderek oralarda devrin önde gelen âşıklarından olan Ispartalı Saydî, Zileli Kürd Ceyhunî, Gedâyî, Çankırılı Nurî, Kayserili Rüştü, Âşık Meydânî, Emrah (Yaman 1935: 9) gibi âşıklarla birlikte saz çalmış; böylece adını ve sanatını hem meslektaşları olan âşıklara hem de sanatını icra ettiği yerdeki insanlara duyurarak daha fazla ün kazanmıştır. Kemâlî, şiirlerinde Allah’a, Hz. Muhammed’e ve Hz. Ali’ye olan sevgisine değinerek tasavvufi aşkı ve bağlı olduğu tarikatın erkân ve adabını yoğun olarak işlemiştir. Şairin ilahi aşkın yanında beşerî aşkı, sevgiliyi ve onun âşığa çektirdiği cevr ü cefayı, zenginlerin fakirlere karşı tavrını tenkit eden, dünyanın gelip geçiciliği gibi konuları işleyen manzumeleri de vardır.
Kaynakça
Atlı, Sagıp (2016). Kastamonulu Âşık Kemâlî ve Dîvânçesi, İstanbul: İdeal Kültür Yay.
Kemâlî. Divançe. Millî Kütüphane. Yazmalar Koleksiyonu. No. 06 mil yz A 7660. vr. 3a-22a.
Oğuz, M. Öcal (2006). “Âşık Şiiri (XVI-XX. Yüzyıl)”. Türk Edebiyatı Tarihi. C. 2. Ankara: Kültür ve Turizm Bakanlığı Yay. (hzl. Talat S. Halman vd.): 138-178.
Yaman, Talât Mümtaz (1935). Kastamonulu Âşık Kemâlî Hayatı ve Eserleri. Kastamonu: Vilayet Matbaası.
Yücel, Neslihan (1993). Kastamonu’da Âşıklık Geleneği ve Kastamonu’da Yetişen Âşıklar. Yüksek Lisans Tezi. Ankara: Gazi Üniversitesi.
Madde Yazım Bilgileri
Yazar: ARAŞ. GÖR. SAGIP ATLIYayın Tarihi: 09.09.2013Güncelleme Tarihi: 08.12.2020Eserlerinden Örnekler
Koşma
Azîmet eyleyip mülk-i ademden
Geldim bu ‘âleme bî-çâre düşdüm
Taallüm edip her esmâyı Âdemden
Meâlin fehm edip esrâra düşdüm
Erenler bezmine aldılar beni
Küşâd oldu anda gönül revzeni
Geçince boynuma ‘aşkın reseni
Meydân-ı erkânda ikrâra düşdüm
Kurbân oldum o meydâna girince
Hayyü’l-ebed buldum ikrâr verince
Kemâlî gûşuma telkîn erince
Hacı Bektâş Velî hünkâra düşdüm
Kemâlî. Divançe. Millî Kütüphane, Yazmalar Koleksiyonu, No. 06 mil yz A 7660, vr. 22a.
Dîvan
Hasta düşdün bî-vefâ vü nev-civâna ey gönül
Var devâ-yı derdine kaşı kemâna ey gönül
Devr-i gülde bülbül-i şeydâ gibi vechi güle
Başladın vakt-i seher âh u figâna ey gönül
Hüsn-i pâkin şem‘ine pervâne-veş her rûz u şeb
Kalmadı gitti mecâlin yana yana ey gönül
Uğruna harc ettiğim oldu emekler hep hebâ
Ol sebebden uğradın haylî ziyâna ey gönül
Neyleyim ol bî-vefâ gam tekkesinde bî-hesâb
Çille çekdirdi Kemâlî dervişâne ey gönül
Kemâlî. Divançe. Millî Kütüphane, Yazmalar Koleksiyonu, No. 06 mil yz A 7660, vr. 3a.
Kalenderî
Zulmet dilime doğdu gine şems-i cemâli
Çeşmimde güzâr eylemede şimdi hayâli
Gönlüm alarak sen beni ey dilber-i ra‘nâ
Yakdın dahi ol hüsnüne pervâne misâli
Yâr sevmek içün ‘âşıkı ta‘n eyleme vâ‘iz
Noksanını gör ‘âşık içün çekme vebâli
Gam gussa çeken rızk içün ‘âlemde eyâ dil
Beyhûde gider her işi bilmez ki bu hâli
Ey dil özünü bilmez ile eyleme ülfet
Aç cân gözünü ara bul erbâb-ı Kemâlî
Kemâlî. Divançe. Millî Kütüphane, Yazmalar Koleksiyonu, No. 06 mil yz A 7660, vr. 2a.
İlişkili Maddeler
Yayın Tarihi: 09.09.2013Güncelleme Tarihi: 08.12.2020Eserlerinden Örnekler
Koşma
Azîmet eyleyip mülk-i ademden
Geldim bu ‘âleme bî-çâre düşdüm
Taallüm edip her esmâyı Âdemden
Meâlin fehm edip esrâra düşdüm
Erenler bezmine aldılar beni
Küşâd oldu anda gönül revzeni
Geçince boynuma ‘aşkın reseni
Meydân-ı erkânda ikrâra düşdüm
Kurbân oldum o meydâna girince
Hayyü’l-ebed buldum ikrâr verince
Kemâlî gûşuma telkîn erince
Hacı Bektâş Velî hünkâra düşdüm
Kemâlî. Divançe. Millî Kütüphane, Yazmalar Koleksiyonu, No. 06 mil yz A 7660, vr. 22a.
Dîvan
Hasta düşdün bî-vefâ vü nev-civâna ey gönül
Var devâ-yı derdine kaşı kemâna ey gönül
Devr-i gülde bülbül-i şeydâ gibi vechi güle
Başladın vakt-i seher âh u figâna ey gönül
Hüsn-i pâkin şem‘ine pervâne-veş her rûz u şeb
Kalmadı gitti mecâlin yana yana ey gönül
Uğruna harc ettiğim oldu emekler hep hebâ
Ol sebebden uğradın haylî ziyâna ey gönül
Neyleyim ol bî-vefâ gam tekkesinde bî-hesâb
Çille çekdirdi Kemâlî dervişâne ey gönül
Kemâlî. Divançe. Millî Kütüphane, Yazmalar Koleksiyonu, No. 06 mil yz A 7660, vr. 3a.
Kalenderî
Zulmet dilime doğdu gine şems-i cemâli
Çeşmimde güzâr eylemede şimdi hayâli
Gönlüm alarak sen beni ey dilber-i ra‘nâ
Yakdın dahi ol hüsnüne pervâne misâli
Yâr sevmek içün ‘âşıkı ta‘n eyleme vâ‘iz
Noksanını gör ‘âşık içün çekme vebâli
Gam gussa çeken rızk içün ‘âlemde eyâ dil
Beyhûde gider her işi bilmez ki bu hâli
Ey dil özünü bilmez ile eyleme ülfet
Aç cân gözünü ara bul erbâb-ı Kemâlî
Kemâlî. Divançe. Millî Kütüphane, Yazmalar Koleksiyonu, No. 06 mil yz A 7660, vr. 2a.
İlişkili Maddeler
Güncelleme Tarihi: 08.12.2020Eserlerinden Örnekler
Koşma
Azîmet eyleyip mülk-i ademden
Geldim bu ‘âleme bî-çâre düşdüm
Taallüm edip her esmâyı Âdemden
Meâlin fehm edip esrâra düşdüm
Erenler bezmine aldılar beni
Küşâd oldu anda gönül revzeni
Geçince boynuma ‘aşkın reseni
Meydân-ı erkânda ikrâra düşdüm
Kurbân oldum o meydâna girince
Hayyü’l-ebed buldum ikrâr verince
Kemâlî gûşuma telkîn erince
Hacı Bektâş Velî hünkâra düşdüm
Kemâlî. Divançe. Millî Kütüphane, Yazmalar Koleksiyonu, No. 06 mil yz A 7660, vr. 22a.
Dîvan
Hasta düşdün bî-vefâ vü nev-civâna ey gönül
Var devâ-yı derdine kaşı kemâna ey gönül
Devr-i gülde bülbül-i şeydâ gibi vechi güle
Başladın vakt-i seher âh u figâna ey gönül
Hüsn-i pâkin şem‘ine pervâne-veş her rûz u şeb
Kalmadı gitti mecâlin yana yana ey gönül
Uğruna harc ettiğim oldu emekler hep hebâ
Ol sebebden uğradın haylî ziyâna ey gönül
Neyleyim ol bî-vefâ gam tekkesinde bî-hesâb
Çille çekdirdi Kemâlî dervişâne ey gönül
Kemâlî. Divançe. Millî Kütüphane, Yazmalar Koleksiyonu, No. 06 mil yz A 7660, vr. 3a.
Kalenderî
Zulmet dilime doğdu gine şems-i cemâli
Çeşmimde güzâr eylemede şimdi hayâli
Gönlüm alarak sen beni ey dilber-i ra‘nâ
Yakdın dahi ol hüsnüne pervâne misâli
Yâr sevmek içün ‘âşıkı ta‘n eyleme vâ‘iz
Noksanını gör ‘âşık içün çekme vebâli
Gam gussa çeken rızk içün ‘âlemde eyâ dil
Beyhûde gider her işi bilmez ki bu hâli
Ey dil özünü bilmez ile eyleme ülfet
Aç cân gözünü ara bul erbâb-ı Kemâlî
Kemâlî. Divançe. Millî Kütüphane, Yazmalar Koleksiyonu, No. 06 mil yz A 7660, vr. 2a.
İlişkili Maddeler
Eserlerinden Örnekler
Koşma
Azîmet eyleyip mülk-i ademden
Geldim bu ‘âleme bî-çâre düşdüm
Taallüm edip her esmâyı Âdemden
Meâlin fehm edip esrâra düşdüm
Erenler bezmine aldılar beni
Küşâd oldu anda gönül revzeni
Geçince boynuma ‘aşkın reseni
Meydân-ı erkânda ikrâra düşdüm
Kurbân oldum o meydâna girince
Hayyü’l-ebed buldum ikrâr verince
Kemâlî gûşuma telkîn erince
Hacı Bektâş Velî hünkâra düşdüm
Kemâlî. Divançe. Millî Kütüphane, Yazmalar Koleksiyonu, No. 06 mil yz A 7660, vr. 22a.
Dîvan
Hasta düşdün bî-vefâ vü nev-civâna ey gönül
Var devâ-yı derdine kaşı kemâna ey gönül
Devr-i gülde bülbül-i şeydâ gibi vechi güle
Başladın vakt-i seher âh u figâna ey gönül
Hüsn-i pâkin şem‘ine pervâne-veş her rûz u şeb
Kalmadı gitti mecâlin yana yana ey gönül
Uğruna harc ettiğim oldu emekler hep hebâ
Ol sebebden uğradın haylî ziyâna ey gönül
Neyleyim ol bî-vefâ gam tekkesinde bî-hesâb
Çille çekdirdi Kemâlî dervişâne ey gönül
Kemâlî. Divançe. Millî Kütüphane, Yazmalar Koleksiyonu, No. 06 mil yz A 7660, vr. 3a.
Kalenderî
Zulmet dilime doğdu gine şems-i cemâli
Çeşmimde güzâr eylemede şimdi hayâli
Gönlüm alarak sen beni ey dilber-i ra‘nâ
Yakdın dahi ol hüsnüne pervâne misâli
Yâr sevmek içün ‘âşıkı ta‘n eyleme vâ‘iz
Noksanını gör ‘âşık içün çekme vebâli
Gam gussa çeken rızk içün ‘âlemde eyâ dil
Beyhûde gider her işi bilmez ki bu hâli
Ey dil özünü bilmez ile eyleme ülfet
Aç cân gözünü ara bul erbâb-ı Kemâlî
Kemâlî. Divançe. Millî Kütüphane, Yazmalar Koleksiyonu, No. 06 mil yz A 7660, vr. 2a.
İlişkili Maddeler
Sn. | Madde Adı | D.Tarihi / Ö.Tarihi | Benzerlik | İncele |
---|---|---|---|---|
1 | Sadık Vicdani Kayıkçıoğlu | d. 9 Kasım 1866 - ö. 22 Ekim 1939 | Doğum Yeri | Görüntüle |
2 | NÛRÎ, Nûrî-i Kâdî | d. ? - ö. ? | Doğum Yeri | Görüntüle |
3 | SENÂYÎ | d. ? - ö. ? | Doğum Yeri | Görüntüle |
4 | EMÎN EFENDİ, Divrikli Dâmâd Emîn Efendi | d. 1821 - ö. 1905 | Doğum Yılı | Görüntüle |
5 | ÂKİF | d. 1821 - ö. 1879 | Doğum Yılı | Görüntüle |
6 | HAFIZ EMİN | d. 1821/1822 - ö. 1883 | Doğum Yılı | Görüntüle |
7 | TEVFÎK, Mehmed Tevfîk, Çaylak Tevfîk, Çopur Tevfîk, Mehmed Tevfîk-i Dehlevî | d. 1843 - ö. 1892-93 | Ölüm Yılı | Görüntüle |
8 | SELÂMÎ, Abdüsselam | d. 1819 ? - ö. 1892 | Ölüm Yılı | Görüntüle |
9 | HAVASÎ, Mahmud | d. 1827 - ö. 1892 | Ölüm Yılı | Görüntüle |
10 | Râşid, Râşid Mehmed Efendi | d. 1780-81 - ö. 1815-16 | Meslek | Görüntüle |
11 | NECATİ, İbrahim | d. 1845 - ö. 1896 | Meslek | Görüntüle |
12 | LEZGİ AHMED | d. 1791? - ö. 1847? | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
13 | KARACAOĞLAN, Yozgatlı | d. ? - ö. ? | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
14 | HURREMÎ, Mahmud Dabak Hürremî | d. ? - ö. ? | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
15 | PERVANE, Sinan Pervane | d. 1866 - ö. 1941 | Madde Adı | Görüntüle |
16 | SEFEROĞLU, Mustafa | d. ? - ö. ? | Madde Adı | Görüntüle |
17 | SERVET APAY | d. ? - ö. ? | Madde Adı | Görüntüle |