Madde Detay
NÂTAVÂN, Hûrşîd Bânû Nâtavân
(d. 1246/1830 - ö. 1315/1897)
divan şairi, ressam, hükümdar
(Divan/Yazılı Edebiyat / 19. Yüzyıl / Azeri)
ISBN: 978-9944-237-86-4
Asıl adı Hûrşîd Bânû Nâtavân, mahlası Nâtavân'dır. 1246/1830 yılında Şuşa’da doğdu. Babası Karabağ'ın son hanı Mehdikulu Han, dedesi İbrâhîm Halîl Cavanşir Han’dır. Annesi ise Gence hanları neslinden olan Uğurlu Bey'in kızı Bedircahan Hanım’dır. Ailenin yegâne evladı ve Karabağ Hanlığının mirasçısı olduğundan sarayda “Dürr-i Yektâ” halk arasında ise "Han Kızı" adıyla tanınmıştır. 1845 yılında Mehdikulu Han vefat ettiğinde tek varis olduğundan hâkimiyete Hurşid Banu Natevan geçmiş ve vefatına kadar hanlığı yönetmiştir. İlk eğitimini sarayda özel öğretmenlerden alarak Arapça ve Farsçayı öğrenmiş, klasik Şark kültürüne dair ilmî ve edebî eserleri okumuştur. Azerbaycan tarihinin çok karışık bir döneminde Karabağ gibi stratejik bir coğrafyada çocuk denecek yaşta hâkimiyete geçen Nâtevân daha çok annesi Bedircahan Hanım’ın yardımı ile hanlığı idare etmiştir. Azerbaycan topraklarını işgal eden Çar Rusya’sının Kafkaslardaki hâkimi General M. S. Vorontsov’un emri ile diğer hanlıklar gibi Karabağ hanlığının da malikâne ve topraklarının büyük bir kısmı alınarak Rusya İmparatorluğunun hesabına geçirilince Nâtevân, 1848 yılında annesi ile birlikte Tiflis’e giderek durumu generale bildirmiş ve o sırada generalin özel yaveri olan Kumuk asıllı genç General Hasay Han Usmiyev ile de tanıştırılmıştır. Nâtevân’ın han neslinden olan birisiyle evleneceği takdirde hanlığın yine güçlenerek topraklarını talep edebileceğini düşünen Rus yöneticileri, meseleyi kökünden çözmek için han kızının çarlık ordusu subaylarından General Hasay Han Usmiyev ile evlenmesini şart koşmuşlardır. 1850 yılında sevmediği Hasay Hanla evlendirilen Nâtevân, birkaç yıl Şuşa’dan Tiflis ve Dağıstan’da yaşadıktan sonra hastalanarak vatanına dönmüştür. Nâtevân’ın bu evlilikten Mehdikulu (1855-1900) ve Hanbike (1856-?) isimli iki evladı olmuştur. 1861 yılında Bedircahan Hanım vefat edince Hasay Han 1864 yılında eşinden ayrılarak vatanı olan Dağıstan’a göçmüş ve iki yıl sonra da 1866 yılında Şeyh Şâmil ile gizli ilişkileri olduğu gerekçesiyle Rusya’nın Voronej şehrine sürülmüştür. Bu duruma öfkelenen ve gururu incinen Usmiyev, Voronej'de iken intihar etmiştir. Nâtevân, 1869 yılında Şuşa esnafından Seyyid Hüseyin adlı bir şahısla evlenir. Bu evlilik başta öz oğlu Mehdikulu Han olmakla bütün Şuşa ve Karabağ asilzadeleri arasında itiraza sebep olur. Hatta Nâtevân’ın bizzat kurduğu Meclis-i Üns edebî meclisinin müdavimlerinden olan Abdulla Bey Âsî, şairi hicveden edep dışı bir şiir de yazar. Fakat kısa zamanda Nâtevân’ı tanıyan ve seven neredeyse bütün Azerbaycan şairleri tarafından Âsî’ye karşı hicivler yazılmıştır. İkinci evliliğinden de birkaç çocuğu olan Nâtevân şahsi hayatında mutlu olamaz. İkinci eşinden olan oğlu Mir Abbâs 1885 yılında 17 yaşındayken vefat eder. İlk evliliğinden doğan ve babası gibi Çar ordusunda albay olan Mehdikulu Han ondan yüz çevirir ve1891 yılında eşi Seyyid Hüseyin de vefat eder. Bu yıllardan sonra sağlığı ve morali iyice bozulan şair, hanlığın geçimini ve ekonomik durumunu düzeltmekte çok zorlanır. Üstelik evlatları arasında da veraset kavgası başlar, sarayından bir sandık dolusu altın sikke çalınır. Ekonomik sıkıntılarla boğuşan Nâtevân’ın Aras nehrinden Mil ovasına ve Ağcabedi şehrine çektirmeye başladığı su kanalı tamamlanamaz. Geçinebilmek için ziynet eşyalarını bile müzayede yoluyla satışa çıkarması ile ilgili dönemin matbuatında haberler yayımlanır (Karayev 2002: 212). Nâtevân’ın anne ve baba tarafından da ailesinde önemli şairler yetişmiştir. Karabağ ve Gence’de yetişen Ebülfet Han Tuti, Ağabacı adı ile tanınan Ağabeyim Ağa, Caferkulu Han Neva, Müsahip, Feteli Bey Hali gibi şairler onun neslindendir (Kasımzade, 1974: 392). Evlatları da kendisi gibi şair olmuş, oğlu Mehdikulu Han, Vefâ mahlasıyla klasik tarzda Türkçe ve Farsça şiirler yazmıştır. Farsça gazelleri daha çok ve daha başarılıdır. Kızı Hanbike ise Azerbaycan Türkçesiyle şiirler yazmıştır. Nâtevân, 1315/1 Ekim 1897 yılında Şuşa’da vefat eder. Ağdam şehrinde bulunan ve Cavanşir ailesine ait olan İmaret isimli aile mezarlığına defnedilir. Vefatı dolayısıyla çağdaşı olan birçok şair onun ölümüne mersiye ve tarih kıtaları yazmıştır. Dönemin meşhur gazetelerinden olan Kafkaz ve Tercüman gazetelerinde de taziye haberleri yayımlanmıştır. Riyâzü’l-Âşıkîn müellifi Müctehidzâde de tezkiresinde Nâtevân’ı hayırsever bir insan ve başarılı bir şair olarak övmüş ve onun ölümüne 12 beyitlik Farsça bir tarih kıtası yazmıştır.
Hûrşîd Bânû Nâtevân’ın, 19. yüzyılda Azerbaycan’ın, özellikle de Karabağ’ın sosyal-siyasi, kültürel hayatında ve edebiyatında önemli bir yeri vardır. 1850’li yıllardan itibaren klasik tarzda Fuzûlî etkisinde şiirler yazan Nâtevân güzel sanatlara da meyletmiştir. O, başarılı bir ressam olmakla birlikte diğer geleneksel Türk sanatlarından kumaş üzerine hem boya hem de iğne ile resim işleme sahasında da önemli eserler vermiştir. Gül Defteri adlı resimlerden oluşan albümü Azerbaycan Millî Bilimler Akademisi Elyazmaları Fonunda muhafaza edilmektedir. Çağının realist bir ressamı olan Nâtevân, 227 sayfalık bu albümde klasik şiire konu olan birçok lale, karanfil vb. çiçeklerin, servi ağaçlarının ve Şuşa’ya ait bir manzara ile Dağıstan’daki Şeyh Şâmil sarayının resimlerine yer vermiştir. Ayrıca albümde şairin kendisine ait 13 şiir, çağdaşı olan kültür ve sanat adamlarının onun el işlerinin altına yazdıkları övgü dolu diğer şiirler yer almaktadır (Memmedov 2004: 14). Nâtevân’ın şiirlerinin çoğu kaybolmuştur. Sanatının en verimli yıllarını Meclis-i Üns edebî meclisi döneminde geçirmiştir. Şiirleri 20. yüzyılın başlarından itibaren toplanmaya başlanmıştır. Şiirlerinden bazıları ilk defa 1913 yılında Bakü’de Şükûfe Mecmûası adıyla, 1917 yılında ise Türkçe Gazeller Mecmuası adıyla yayımlanmıştır. Daha sonra sırasıyla 1928, 1938, 1956, 1984 ve 1989 yılları arasında bu şiirler tekrar yayımlanmıştır. Nâtevân ile ilgili Azerbaycan’ın tarihî ve biyografik roman ustası olan Azize Caferzade tarafından da Nâtevân Hakkında Hikâyeler başlıklı bir eser yazılmıştır. Caferzade, Nâtevân’ın soyundan olup hayatta bulunan insanlarla görüşmüş, şairle ilgili biyografik hikâyeler yazmıştır.
Nâtevân’ın şiirleri, 19. yüzyıl Azerbaycan edebiyatında, özellikle kadın şairler içinde lirizmi, kadın ruhunu yansıtması bakımında çok önemlidir. Şahsi hayatındaki çalkantıları, aşk acısını, evlat kaybını şiirlerinde başarıyla anlatan şair; ferdi duygularını, oğlunun ve eşinin, diğer yakınlarının acısını ise mersiye tarzındaki şiirlerinde yansıtmıştır. Onun şiirlerinde hem klasik mazmunlar hem de halk edebiyatı unsurları başarılı bir biçimde yer almaktadır. Nâtevân ayrıca 1872 yılında sarayında Karabağ şairlerini bir araya getiren Meclis-i Üns adlı edebî meclis oluşturmuş ve yaklaşık 20 yıl bu meclise başkanlık yapmıştır.
O, içinde bulunduğu bütün zorluklara rağmen Karabağ halkı için çeşitli fedakârlıklarda bulunmuştur. Karabağ ve Şuşa’daki birçok fakir aileye hanlığın bütçesinden yardımda bulunmuş, fakir kızları çeyiz vererek evlendirmiştir. 1872 yılında kendi parasıyla Şuşa’ya 6 kilometre mesafede bulunan Sarı Baba adlı yerden şehre su kanalı çektirmiştir. 1992 yılında Şuşa’nın Ermeniler tarafından işgaline kadar bu çeşmeye onun adıyla bağlı olarak Han Kızı Bulağı denmekteydi. Şair, bölgeyi susuzluktan kurtarmak için çeşitli kanal projelerini başlatmış, fakat iflas ettiğinden tamamlayamamıştır. Onun bu yardımseverliğinden dönemin çeşitli gazetelerinde, özellikle Kırım’da yayımlanan Tercüman gazetesinde bile bahsedilmiştir.
Kaynakça
Akpınar, Yavuz (1988-2013). “Hurşid Bânû Nâtevan”. İslam Ansiklopedisi. C. 18. İstanbul: TDV Yay. 396-397.
Akpınar, Yavuz (1994). Azeri Edebiyatı Araştırmaları. İstanbul: Dergah Yay. 454-455.
Bağırov, Ekrem (hzl). (1998) Tezkire-yi Nevvab. Bakı: Azerbaycan Neşriyyatı.
Benderoğlu, Abdullatif (1987). Azerbaycan Şiiri. Bağdat.
Cavad Heyet (1358). Azerbaycan Edebiyatı Tarihine Bir Bakış. Tahran.
Ceferzade, Ezize (2005). Azerbaycan'ın Âşık ve Şair Kadınları. Bakı: Avrasiya Press.
Henefi Zeynali (1928). Nâtevan. Bakı.
Karayev, Yaşar (2002). Azerbaycan Edebiyatı XIX ve XX Yüziller. Bakı: Elm Neşriyyatı.
Kasımzade, Feyzulla (1974). XIX Asır Azerbaycan Edebiyyatı Tarihi. Bakı: Maarif Neşriyyatı.
Köçerli, Firidun Bey (1981). Azerbaycan Edebiyyatı. Cilt I. Bakı: Elm Neşriyyatı.
Memmedov, Beyler (1984). Hurşid Banu Natavan, Eserleri. Bakı.
Memmedov, Beyler (2004). Hurşid Banu Natavan, Eserleri. Bakı: Lider Neşriyyatı.
Mir Möhsün Nevvab (1913). Tezkireyi-Nevvab. Bakı.
Muhtaroğlu, Vilayet (hzl). “Hurşidbanu Natevan”. Türkiye Dışındaki Türk Edebiyatları Antolojisi. Azerbaycan Türk Edebiyatı. C. 3. İstanbul: KB Yay. 244-251.
Semed Vurğun; Mirza İbrahimov; M. Araz Dadaşzade (hzl.) (1960). Azerbaycan Edebiyatı Tarihi. Cilt II. Azerbaycan SSRİ Elmler Akademiyası Neşriyyatı.
Topalova, Aljira (1999). Aka Mehemmed Müçtehidzade Riyazü’l-Aşıkîn. İnceleme-Metin. Yüksek Lisans Tezi. Ankara: Gazi Üniversitesi. 378-383.
Madde Yazım Bilgileri
Yazar: DOÇ. DR. PARVANA BAYRAMYayın Tarihi: 27.11.2014Güncelleme Tarihi: 29.11.2020Eserlerinden Örnekler
Gazel
Varımdı sinede derd ü gam ü nihân ölürem
Feda olum sene gel eyle imtahan ölürem
Feragdan geceler yatmaram sabaha geder
Hayal-i zülfüne bağlı gedibdi cân ölürem
Bahâr-i hüsnün ara gör nece hazanem men
Bahar lâlesi tek bağrım oldu kan ölürem
Varak varak dil ü can hicrin içre odlandı
Misâl-i kencefe sad-pâre oldu cân ölürem
O hâk-i pâyini men âşiyane etmiş idim
Vatandan ayrı düşüp indi lâmekân ölürem
Dedin ki çek el dâmenimden el çekdim
Terahhum eylemedin âhir ey cavan ölürem
Çekirdim hasretini görmedim hudâhafiz
Olubdu indi işim nâle vü efgân ölürem
Fedâ o kâmetine kim kazâ ne hoş çekmiş
Kader büküp belimi eyleyip kaman ölürem
Firakdan tükenip tâb u takatim billâh
Vüsâle yetmez elim zâr û Nâtavân ölürem
Gazel
Yıkıp bu gönlüm evin eyleyip viran getme
Yokumdu tab û tavan firkate cavan getme
Feda olum sene men, senden ayrıla bilmem
Yakin firakın eder kaddimi keman getme
Seninle rûşen idi kalbim ey gözüm nuru
Güman ki teng ola canıma bu cihan getme
Boyun belasın alım serv tek yıkılma oğul
Doyunca görmemişem getme bir zaman getme
Çıkaydı kâş gözüm görmeyeydi hicrânın
Ölünce bil ederem nâle vü figân getme
Sabahe dek oturup çekmişem cefalarını
Boyum beraberisen indi elaman getme
Yakin el çekecek dûst u âşinâlardan
Divâne tek düşecek çöllere anan getme
Seninle kim açılıp kalbimin şükûfeleri
Mürüvvet eyle azizim edip hazan getme
Di yumma gözlerini koy görüm doyunca bari
Gözümde cârî edip eşk hem revan getme
Terahhum eyle mene derd ü mihnetim çokdur
Koyub bu hicr-i bela içre Nâtavân getme
(Memmedov, Beyler (hzl.) (2004). Hurşid Banu Natavan, Eserleri. Bakı: Lider Neşriyyatı. 59, 29.)
İlişkili Maddeler
Yayın Tarihi: 27.11.2014Güncelleme Tarihi: 29.11.2020Eserlerinden Örnekler
Gazel
Varımdı sinede derd ü gam ü nihân ölürem
Feda olum sene gel eyle imtahan ölürem
Feragdan geceler yatmaram sabaha geder
Hayal-i zülfüne bağlı gedibdi cân ölürem
Bahâr-i hüsnün ara gör nece hazanem men
Bahar lâlesi tek bağrım oldu kan ölürem
Varak varak dil ü can hicrin içre odlandı
Misâl-i kencefe sad-pâre oldu cân ölürem
O hâk-i pâyini men âşiyane etmiş idim
Vatandan ayrı düşüp indi lâmekân ölürem
Dedin ki çek el dâmenimden el çekdim
Terahhum eylemedin âhir ey cavan ölürem
Çekirdim hasretini görmedim hudâhafiz
Olubdu indi işim nâle vü efgân ölürem
Fedâ o kâmetine kim kazâ ne hoş çekmiş
Kader büküp belimi eyleyip kaman ölürem
Firakdan tükenip tâb u takatim billâh
Vüsâle yetmez elim zâr û Nâtavân ölürem
Gazel
Yıkıp bu gönlüm evin eyleyip viran getme
Yokumdu tab û tavan firkate cavan getme
Feda olum sene men, senden ayrıla bilmem
Yakin firakın eder kaddimi keman getme
Seninle rûşen idi kalbim ey gözüm nuru
Güman ki teng ola canıma bu cihan getme
Boyun belasın alım serv tek yıkılma oğul
Doyunca görmemişem getme bir zaman getme
Çıkaydı kâş gözüm görmeyeydi hicrânın
Ölünce bil ederem nâle vü figân getme
Sabahe dek oturup çekmişem cefalarını
Boyum beraberisen indi elaman getme
Yakin el çekecek dûst u âşinâlardan
Divâne tek düşecek çöllere anan getme
Seninle kim açılıp kalbimin şükûfeleri
Mürüvvet eyle azizim edip hazan getme
Di yumma gözlerini koy görüm doyunca bari
Gözümde cârî edip eşk hem revan getme
Terahhum eyle mene derd ü mihnetim çokdur
Koyub bu hicr-i bela içre Nâtavân getme
(Memmedov, Beyler (hzl.) (2004). Hurşid Banu Natavan, Eserleri. Bakı: Lider Neşriyyatı. 59, 29.)
İlişkili Maddeler
Güncelleme Tarihi: 29.11.2020Eserlerinden Örnekler
Gazel
Varımdı sinede derd ü gam ü nihân ölürem
Feda olum sene gel eyle imtahan ölürem
Feragdan geceler yatmaram sabaha geder
Hayal-i zülfüne bağlı gedibdi cân ölürem
Bahâr-i hüsnün ara gör nece hazanem men
Bahar lâlesi tek bağrım oldu kan ölürem
Varak varak dil ü can hicrin içre odlandı
Misâl-i kencefe sad-pâre oldu cân ölürem
O hâk-i pâyini men âşiyane etmiş idim
Vatandan ayrı düşüp indi lâmekân ölürem
Dedin ki çek el dâmenimden el çekdim
Terahhum eylemedin âhir ey cavan ölürem
Çekirdim hasretini görmedim hudâhafiz
Olubdu indi işim nâle vü efgân ölürem
Fedâ o kâmetine kim kazâ ne hoş çekmiş
Kader büküp belimi eyleyip kaman ölürem
Firakdan tükenip tâb u takatim billâh
Vüsâle yetmez elim zâr û Nâtavân ölürem
Gazel
Yıkıp bu gönlüm evin eyleyip viran getme
Yokumdu tab û tavan firkate cavan getme
Feda olum sene men, senden ayrıla bilmem
Yakin firakın eder kaddimi keman getme
Seninle rûşen idi kalbim ey gözüm nuru
Güman ki teng ola canıma bu cihan getme
Boyun belasın alım serv tek yıkılma oğul
Doyunca görmemişem getme bir zaman getme
Çıkaydı kâş gözüm görmeyeydi hicrânın
Ölünce bil ederem nâle vü figân getme
Sabahe dek oturup çekmişem cefalarını
Boyum beraberisen indi elaman getme
Yakin el çekecek dûst u âşinâlardan
Divâne tek düşecek çöllere anan getme
Seninle kim açılıp kalbimin şükûfeleri
Mürüvvet eyle azizim edip hazan getme
Di yumma gözlerini koy görüm doyunca bari
Gözümde cârî edip eşk hem revan getme
Terahhum eyle mene derd ü mihnetim çokdur
Koyub bu hicr-i bela içre Nâtavân getme
(Memmedov, Beyler (hzl.) (2004). Hurşid Banu Natavan, Eserleri. Bakı: Lider Neşriyyatı. 59, 29.)
İlişkili Maddeler
Eserlerinden Örnekler
Gazel
Varımdı sinede derd ü gam ü nihân ölürem
Feda olum sene gel eyle imtahan ölürem
Feragdan geceler yatmaram sabaha geder
Hayal-i zülfüne bağlı gedibdi cân ölürem
Bahâr-i hüsnün ara gör nece hazanem men
Bahar lâlesi tek bağrım oldu kan ölürem
Varak varak dil ü can hicrin içre odlandı
Misâl-i kencefe sad-pâre oldu cân ölürem
O hâk-i pâyini men âşiyane etmiş idim
Vatandan ayrı düşüp indi lâmekân ölürem
Dedin ki çek el dâmenimden el çekdim
Terahhum eylemedin âhir ey cavan ölürem
Çekirdim hasretini görmedim hudâhafiz
Olubdu indi işim nâle vü efgân ölürem
Fedâ o kâmetine kim kazâ ne hoş çekmiş
Kader büküp belimi eyleyip kaman ölürem
Firakdan tükenip tâb u takatim billâh
Vüsâle yetmez elim zâr û Nâtavân ölürem
Gazel
Yıkıp bu gönlüm evin eyleyip viran getme
Yokumdu tab û tavan firkate cavan getme
Feda olum sene men, senden ayrıla bilmem
Yakin firakın eder kaddimi keman getme
Seninle rûşen idi kalbim ey gözüm nuru
Güman ki teng ola canıma bu cihan getme
Boyun belasın alım serv tek yıkılma oğul
Doyunca görmemişem getme bir zaman getme
Çıkaydı kâş gözüm görmeyeydi hicrânın
Ölünce bil ederem nâle vü figân getme
Sabahe dek oturup çekmişem cefalarını
Boyum beraberisen indi elaman getme
Yakin el çekecek dûst u âşinâlardan
Divâne tek düşecek çöllere anan getme
Seninle kim açılıp kalbimin şükûfeleri
Mürüvvet eyle azizim edip hazan getme
Di yumma gözlerini koy görüm doyunca bari
Gözümde cârî edip eşk hem revan getme
Terahhum eyle mene derd ü mihnetim çokdur
Koyub bu hicr-i bela içre Nâtavân getme
(Memmedov, Beyler (hzl.) (2004). Hurşid Banu Natavan, Eserleri. Bakı: Lider Neşriyyatı. 59, 29.)
İlişkili Maddeler
Sn. | Madde Adı | D.Tarihi / Ö.Tarihi | Benzerlik | İncele |
---|---|---|---|---|
1 | BEYLER KADİROV (BEYLER KADİROV HACI REŞİDOĞLU) | d. 25.05.1914 - ö. 03.06.1991 | Doğum Yeri | Görüntüle |
2 | MÜCRİM, Kerîm Vardânî | d. ? - ö. ? | Doğum Yeri | Görüntüle |
3 | BEŞİR ELESGER OĞLU | d. 1867 - ö. 1934 | Doğum Yeri | Görüntüle |
4 | CELÂLÎ, Mustafa | d. 1829-1830 - ö. 1893-1894 | Doğum Yılı | Görüntüle |
5 | MUSTAFA, İpekli | d. 1830 - ö. 1900 | Doğum Yılı | Görüntüle |
6 | NÂDİRÎ, Hasan Nâdir | d. 1830 - ö. 1889\'dan sonra | Doğum Yılı | Görüntüle |
7 | BURHAN | d. 1815 - ö. 1897/98 | Ölüm Yılı | Görüntüle |
8 | RÂŞİD, Osmân Râşid Efendi | d. 1816 - ö. 1897 | Ölüm Yılı | Görüntüle |
9 | HASAN HÜSNÎ PAŞA, Sührâb-zâde Hocaoğlu, Mısırlı | d. ? - ö. 1897 | Ölüm Yılı | Görüntüle |
10 | EMÎRÎ, Ömer Han | d. ? - ö. 1822 | Meslek | Görüntüle |
11 | KÂMİL, IV. Mehmed (Muhammed) Giray (Geray) | d. 1591 - ö. 1674 ? | Meslek | Görüntüle |
12 | HALÎMÎ, Halîm Geray Sultan | d. 1772 - ö. 1823/1824? | Meslek | Görüntüle |
13 | NEVVÂB, Mir Möhsün | d. 1833 - ö. 1919 | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
14 | SÂLÂR, Mirza Hüseyin | d. ? - ö. 1877-78 | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
15 | FÂZIL, Han Şeydâ, Molla Fethullâh | d. ? - ö. 1852 | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
16 | ÂRİFÎ, Saâdet Giray b. Gâzî Giray Han | d. ? - ö. 1635-36 | Madde Adı | Görüntüle |
17 | HÂLİS, İbrâhim Edhem Hâlis Efendi | d. 1852 - ö. 1917 | Madde Adı | Görüntüle |
18 | BÂDİNCÂNÎ-ZÂDE ABDULLÂH ÇELEBİ | d. ? - ö. 1683 | Madde Adı | Görüntüle |