Madde Detay
PERTEV, İbrahim Edhem Pertev Paşa, Erzurumlu
(d. 1240/1824 - ö. 1289/1872)
divan-tekke şairi
(Divan-Tekke / 19. Yüzyıl / Anadolu-Osmanlı-Türkiye)
ISBN: 978-9944-237-86-4
Erzurum'da 1240/1824 senesinde doğdu. Asıl adı İbrahim Edhem Pertev Paşa'dır. Şiirlerinde Pertev mahlasını kullandı. Kiğı Beyi Hazinedarı sanıyla bilinen ve 1261/1845 yılında vefat eden Erzurumlu Söylemezoğlu Mehmed Timur Fennî Efendi'nin oğludur. Kiğı beylerinin gözden düşmesinden dolayı Pertev'in babası Timur Efendi de bundan zarar görmüş olduğundan ve bir süre sonra da Erzurum'u Ruslar istila ettiğinden Timur Efendi Erzurum'u terke mecbur oldu ve Şarkî Karahisar'a gitti. Daha sonra ailesini de oraya aldırdı. Edhem Pertev, beş yaşında olduğu sırada babasını ancak orada görebildi. Bir müddet sonra da ailece Trabzon'a gittiler. Babasının Gümüşhane emanetinde; Lazistan, Şarkî Karaağaç mütesellimliklerinde ve Canik muhassıllığında bulunduğu esnada Pertev Efendi, oralarda bulunan alimlerden ve ediplerden dersler aldı. Ayrıca babasından da gerekli bilgileri öğrendi. Babası önceleri Trabzon valisi Hazinedar-zâde Osman ve Abdullah Paşaların divan efendiliğinde bulunduğundan vefatından sonra Abdullah Paşa eski hukuklarına riayeten aileyi himaye etti ve Pertev Efendi'yi maiyetindeki divan kalemine aldı. Bir buçuk sene kadar bu görevde kaldı. Abdullah Paşa'nın vefatı üzerine Trabzon valiliğine tayin olunan Halil Rifat Paşa, Pertev Efendi'nin liyakatini ve yeteneğini takdir ederek henüz yirmi iki yaşında olduğu hâlde onu mektupçuluğa tayin etti. Trabzon valiliğinden ayrıldığında Pertev Efendi'yi büyük kardeşi Derviş Ali Kemâli Efendi ile birlikte İstanbul'a getirdi ve her ikisini de sadaret mektûbi kalemine memur ettirdi ayrıca hâmise rütbesi almasını da sağladı. Halil Rifat Paşa, daha sonra kapudân-ı deryâ olduğunda ayrıca İzmir, Cezâyir-i Bahr-i Sefîd ve Hüdâvendigar valiliklerine tayininde Pertev Efendi'yi de yanında bulundurdu. Mektupçulukta ve divan kâtipliğinde istihdam etti. İzmir'de hâceganlık ve Hudâvendigâr'da rabia rütbeleri verdirdi. Onun bilgisini genişletecek fırsatlar yarattı, İzmir'de iken Fransızca tahsiline başlattı ve İstanbul'a döndüğünde de beraberinde getirdi. O günlerde Kemal Efendi'nin Berlin sefaretine tayininde sefaret başkitabetine memur edildi. Üç yıldan fazla Berlin'de bulundu. Burada Almanca öğrendi, ayrıca mukaddemât-ı fünûn ile resim tahsiline de başladı. Halil Rifat Paşa'nın vefatı üzerine Pertev Efendi'nin ailesi koruyucusuz kaldığından izin alarak tekrar geri gitmek üzere İstanbul'a döndü. Aile işleri ile meşgul olduğu sırada sefir Kemal Efendi'nin görevden ayrılması üzerine kendisi de görevden ayrılmak zorunda kaldı ve bu suretle Berlin'deki tahsilini de yarım bıraktı. Kaynaklar onun bu talihsiz duruma yaşadığı müddetçe teessüf ettiğini söylediğini bildiriyor. İstanbul'da önce Bâbıâli Tercüme Odası'na sonra Pasaport Odası'na memur edildi. Bir süre sonra Yanya vilayeti Politika Memurluğu'na tayin edildi. İzinli olarak kısa bir süre için İstanbul'a geldiği sırada memuriyeti lağvolunduğundan yine Pasaport Odası'na devam etti. Daha sonra Siroz kaymakamlığına atanarak iki yıldan fazla orada görev yaptı. Buradaki üstün hizmetinden dolayı saniye rütbesi ve üçüncü rütbe Mecîdî nişanı ile taltif edildi. Bu görevinden sonra Drama kaymakamı oldu. Bir sene hizmetten sonra görevinden ayrıldı. Akabinde önce Bihke daha sonra Köstence kaymakamlıklarına atandı fakat rahatsızlığı nedeniyle ikisine de gidemedi. Arkasından Divan-ı Muhâsebat-ı mâliye üyeliğine getirildi. 1282/1866 senesinde Cevdet Paşa'nın Halep valiliğine tayininde Pertev Efendi de mîrimirânlık rütbesiyle Halep merkez mutasarrıfı oldu. Cevdet Paşa ile bazı konularda anlaşamadığından bir süre sonra istifa ederek İstanbul'a döndü. Sadrazam Ali Paşa'nın ıslahat için Girit'e gittiği sırada Pertev Efendi de Rumeli Beylerbeyliği payesiyle Kandiye mutasarrıflığına tayin edildi. İki sene kadar orada kaldı. Görevinden ayrılıp İstanbul'a gelince önce Rüsûmat Meclisi Riyaseti'ne daha sonra da rütbesi ûlâ sınıf-ı evveline tahvil edilerek 1286/1869 senesinde Hâriciye Nezâreti Mektupçuluğu'na atandı. 1288/1871 senesinde bâlâ rütbesi ile Serasker Müsteşarlığı'na getirildi. Mahmûd Nedîm Paşa'nın sadarete tayininde 1288/1871 senesinin sonlarında haiz olduğu rütbe-i bâlâ Rumeli Beylerbeyliği payesine tahvil edilerek Kastamonu valiliğine atandı. Mahmûd Nedîm Paşa'nın azlinden sonra izinli olarak İstanbul'a geldi, sonra yine Kastamonu'ya döndü. 1289/1872 senesinin sonlarında bu görevindeyken Kastamonu'da boğaz hastalığından vefat etti. Şeyh Şaban-ı Veli Türbesi'nin haziresine defnedildi.
Pertev Paşa, boyu kısaya yakın, biraz şişman ve esmer imiş. Öteden beri baş ağrısı çekmekteymiş. Üç kızı varmış. Güzel nesih yazı yazarmış.
Eserleri alfabetik olarak şunlardır:
1. Av'ave-nâme: İstanbul'dan köpeklerin çıkarılması hakkında gazetelerin neşriyatı üzerine bir hakîm ile muharririn kıtmir dediği sokak köpeği arasında geçen muhavere tarzında ve Avrupai usulde yazılmış mizahi bir eserdir.
2. Bekâ-yı Şahsî ve Nev‘î: Mecmû'a-i Fünûn dergisinde neşredilen Jean Jacques Rousseau'dan tercüme bir makaledir.
3. Emrü'l-'Acîb Fî Târîhi Ehli's-Salîb: Ârifî Paşa ve Ali Paşa-zâde Ali Fu'âd Bey ile beraber Michaud'dan çevirdiği bir eserdir. Tarihsiz olarak İstanbul'da 256 sayfa hâlinde basılmıştır. Haçlıların tarihiyle ilgilidir.
4. Hâb-nâme ve Lâhikası: Basıldığı yer ve tarih bulunmayan eser 43 sayfa hâlinde basılmıştır. Farmasonlara reddiye mahiyetinde bir eserdir.
5. Itlâku'l-Efkâr Fî Akdi'l-Ebkâr: İstanbul'da 1285/1868 senesinde 60 sayfa hâlinde basıldı. Birden fazla eş alma aleyhinde bulunan Avrupalılar'ın fikirlerini tashih ve bu konudaki gerçekleri açıklamak maksadıyla yazılan bir eserdir.
6. Kızıl Bayrak: Türkiye'de komünizme karşı ilk tepkilerden biri olup 1288/1871'de Hakâyıku'l-Vekâyi gazetesinde neşrolunan tefrika hâlindeki reddiyedir. Tefrika yarım kalmıştır.
Arapça, Farsça, Fransızca, Almanca bilen Edhem Pertev Paşa'nın telif ve tercüme, nazım ve nesir hayli eseri vardır. Nesirleri fikir yönünden yenidir. Yazdıklarını zamanında zevkle okutan usta nesir yazarlarının başında gelir. Jean Jacques Rousso'dan, Voltair'den, Victor Hugo'dan şiir tercümeleri vardır. Bunlar arasında Victor Hugo'dan tercüme ettiği Tıfl-ı Na'îm manzumesi alaka ve takdir uyandırmıştır. Bu manzumeler Türk edebiyatında Batı'dan yapılan ilk şiir tercümelerindendir. Başta Tıfl-ı Na‘îm olmak üzere Fransızcadan çevirdiği bütün manzumelerde külfetli bir dil kullandı. Halbuki zarif, nükteli, ilim ve tecrübe yönünden zengin, ibretli, rahat sohbetlerinin meclislere safa verdiği bilinmektedir. Edhem Pertev Paşa'nın edebiyatımızdaki yeri "Mahallileşme Cereyanı" içindedir. Mahmûd Nedîm Paşa için "destan" şeklindeki hece vezniyle ve sade lisanla yazılmış kasidesi yerli ve millî bir söyleyiştir. Pertev Paşa bu manzumesinde divan kasidesiyle halk destanını kaynaştırmış, şiirine adeta bir tegazzül edasıyla başlamış ve aşk duygularıyla söylenmiş dörtlüklerden sonra sözü Mahmûd Paşa övgüsüne getirerek bir medhiye bölümü yazmış, böylelikle zamanın aydınlarının şiiri arasında yeni ve yerli bir terkip örneği vermiştir. Bu manzumede dili asrın saz şairlerinin Türkçesinden hemen hemen farksız, İstanbul'da konuşulan ev ve aile Türkçesidir. Bu örnek o dönemde yayılma istidadı gösteren bir yerli zevkten doğmuştur. Edhem Pertev Paşa çeşitli eserleriyle ve tercümeleriyle; edebiyat, fikir ve sanat adamı hüviyetiyle; devlet yönetimindeki başarılı çalışmalarıyla dönemine damga vuran bir şahsiyet olarak değerlendirilmelidir.
Kaynakça
Banarlı, Nihad Sâmi (1977). "Edhem Pertev Paşa". Resimli Türk Edebiyatı Târihi. Fasikül 12. İstanbul. 955.
Fatîn Dâvud (1271). Hâtimetü'l‑Eş‘âr. İstanbul.
İnal, İbnü'l-Emin Mahmud Kemal (1988). Son Asır Türk Şairleri. C. III. İstanbul: Dergâh Yay.
Kerman, Zeynep (1977). "Edhem Pertev Paşa". Türk Dili ve Edebiyatı Ansiklopedisi. C. II. İstanbul: Dergâh Yay. 448-449.
Mehmed Süreyya (1311). Sicill-i Osmânî. C. II. İstanbul.
Oğuz, Fatma Sabiha Kutlar, Müjgân Çakır, Hanife Koncu (hzl.) (2012). Mehmed Tevfik - Kâfile-i Şu'arâ. İstanbul: Doğu Kütüphanesi Yay.
Türk Dünyası Edebiyatçıları Ansiklopedisi (2007). "Pertev Paşa". Ankara: AKM Yay. 240-241.
Madde Yazım Bilgileri
Yazar: PROF. DR. MEHMET ARSLANYayın Tarihi: 11.02.2015Güncelleme Tarihi: 10.12.2020Eserlerinden Örnekler
Gazel
Tanîn-endâz-ı tâs-ı çarh olan feryâd u zârımdır
Zemîni garka-i tûfân eden hep eşk-bârımdır
Tehî-dest âşıkım ey nûr-ı dîdem gayri nem vardır
Benim de hâk-i pâye gevher-i eşkim nisârımdır
Ayağım elde destim zîr-i serde mest-i lâ-ya'kıl
Der-i mey-hânede üftâdelik eski şi‘ârımdır
Rakîb etdi bize öz sûretin gösterdi dildâra
Sebeb-i işkestî-i mir'ât yâre inkisârımdır
Ruhunsuz aya bakmak ey efendim tîre-rûlukdur
Kadinsiz servi görmek serv-kaddim pek çenârımdır
Gülüm meyl-i çemen-zâr eylemez murg-ı dil-i zârım
Hayâlin gülsitânım dâğ-ı hasret lâle-zârımdır
Belî hadden füzûndur Pertevâ tanzîre kalkışmak
Cenâb-ı Hayrî'ye pey-revlik etmek iftihârımdır
Fatîn Dâvud (1271). Hâtimetü'l‑Eş‘âr. İstanbul. 25.
Jean Jacques Rousseau'non Bir Manzumesinin Tercümesi
Hâb-ı pür-ızdırâbdır bu hayât
Doğmuşuz ölmek üzre vâ-hayfâ
Var ise zerre zerre zevkiyyât
Onu da kahr-ı dehr eder ifnâ
Gideriz böyle cehl ü gafletle
Ka'r-ı girdâb-ı mevte hasretle
Dürlü mihnetle bin meşakkatle
Mahv u güm-nâm eder bizi dünyâ
Bizse seyr eyleyip bu bünyâdı
Ararız tarhına nedir bâdî
Hâlıkı halkı sırr-ı îcâdı
Cümleyi bilmek isteriz hâlâ
Lîk bu sırr-ı mübhemin halli
Akla teysîr olunmamış belli
Âdeme acz ü gaflet ü cehli
Etdirirler hatâ içinde hatâ
Sıyrılıp rûh zulmet-i tenden
Süzülüp eyledikde azm-i vatan
Ol zaman hall olur bu şübhe vü zan
Bilinir hâsılı nedir ma'nâ
İnal, İbnü'l-Emin Mahmud Kemal (1988). Son Asır Türk Şairleri. C. III. İstanbul: Dergâh Yay. 1334.
İlişkili Maddeler
Yayın Tarihi: 11.02.2015Güncelleme Tarihi: 10.12.2020Eserlerinden Örnekler
Gazel
Tanîn-endâz-ı tâs-ı çarh olan feryâd u zârımdır
Zemîni garka-i tûfân eden hep eşk-bârımdır
Tehî-dest âşıkım ey nûr-ı dîdem gayri nem vardır
Benim de hâk-i pâye gevher-i eşkim nisârımdır
Ayağım elde destim zîr-i serde mest-i lâ-ya'kıl
Der-i mey-hânede üftâdelik eski şi‘ârımdır
Rakîb etdi bize öz sûretin gösterdi dildâra
Sebeb-i işkestî-i mir'ât yâre inkisârımdır
Ruhunsuz aya bakmak ey efendim tîre-rûlukdur
Kadinsiz servi görmek serv-kaddim pek çenârımdır
Gülüm meyl-i çemen-zâr eylemez murg-ı dil-i zârım
Hayâlin gülsitânım dâğ-ı hasret lâle-zârımdır
Belî hadden füzûndur Pertevâ tanzîre kalkışmak
Cenâb-ı Hayrî'ye pey-revlik etmek iftihârımdır
Fatîn Dâvud (1271). Hâtimetü'l‑Eş‘âr. İstanbul. 25.
Jean Jacques Rousseau'non Bir Manzumesinin Tercümesi
Hâb-ı pür-ızdırâbdır bu hayât
Doğmuşuz ölmek üzre vâ-hayfâ
Var ise zerre zerre zevkiyyât
Onu da kahr-ı dehr eder ifnâ
Gideriz böyle cehl ü gafletle
Ka'r-ı girdâb-ı mevte hasretle
Dürlü mihnetle bin meşakkatle
Mahv u güm-nâm eder bizi dünyâ
Bizse seyr eyleyip bu bünyâdı
Ararız tarhına nedir bâdî
Hâlıkı halkı sırr-ı îcâdı
Cümleyi bilmek isteriz hâlâ
Lîk bu sırr-ı mübhemin halli
Akla teysîr olunmamış belli
Âdeme acz ü gaflet ü cehli
Etdirirler hatâ içinde hatâ
Sıyrılıp rûh zulmet-i tenden
Süzülüp eyledikde azm-i vatan
Ol zaman hall olur bu şübhe vü zan
Bilinir hâsılı nedir ma'nâ
İnal, İbnü'l-Emin Mahmud Kemal (1988). Son Asır Türk Şairleri. C. III. İstanbul: Dergâh Yay. 1334.
İlişkili Maddeler
Güncelleme Tarihi: 10.12.2020Eserlerinden Örnekler
Gazel
Tanîn-endâz-ı tâs-ı çarh olan feryâd u zârımdır
Zemîni garka-i tûfân eden hep eşk-bârımdır
Tehî-dest âşıkım ey nûr-ı dîdem gayri nem vardır
Benim de hâk-i pâye gevher-i eşkim nisârımdır
Ayağım elde destim zîr-i serde mest-i lâ-ya'kıl
Der-i mey-hânede üftâdelik eski şi‘ârımdır
Rakîb etdi bize öz sûretin gösterdi dildâra
Sebeb-i işkestî-i mir'ât yâre inkisârımdır
Ruhunsuz aya bakmak ey efendim tîre-rûlukdur
Kadinsiz servi görmek serv-kaddim pek çenârımdır
Gülüm meyl-i çemen-zâr eylemez murg-ı dil-i zârım
Hayâlin gülsitânım dâğ-ı hasret lâle-zârımdır
Belî hadden füzûndur Pertevâ tanzîre kalkışmak
Cenâb-ı Hayrî'ye pey-revlik etmek iftihârımdır
Fatîn Dâvud (1271). Hâtimetü'l‑Eş‘âr. İstanbul. 25.
Jean Jacques Rousseau'non Bir Manzumesinin Tercümesi
Hâb-ı pür-ızdırâbdır bu hayât
Doğmuşuz ölmek üzre vâ-hayfâ
Var ise zerre zerre zevkiyyât
Onu da kahr-ı dehr eder ifnâ
Gideriz böyle cehl ü gafletle
Ka'r-ı girdâb-ı mevte hasretle
Dürlü mihnetle bin meşakkatle
Mahv u güm-nâm eder bizi dünyâ
Bizse seyr eyleyip bu bünyâdı
Ararız tarhına nedir bâdî
Hâlıkı halkı sırr-ı îcâdı
Cümleyi bilmek isteriz hâlâ
Lîk bu sırr-ı mübhemin halli
Akla teysîr olunmamış belli
Âdeme acz ü gaflet ü cehli
Etdirirler hatâ içinde hatâ
Sıyrılıp rûh zulmet-i tenden
Süzülüp eyledikde azm-i vatan
Ol zaman hall olur bu şübhe vü zan
Bilinir hâsılı nedir ma'nâ
İnal, İbnü'l-Emin Mahmud Kemal (1988). Son Asır Türk Şairleri. C. III. İstanbul: Dergâh Yay. 1334.
İlişkili Maddeler
Eserlerinden Örnekler
Gazel
Tanîn-endâz-ı tâs-ı çarh olan feryâd u zârımdır
Zemîni garka-i tûfân eden hep eşk-bârımdır
Tehî-dest âşıkım ey nûr-ı dîdem gayri nem vardır
Benim de hâk-i pâye gevher-i eşkim nisârımdır
Ayağım elde destim zîr-i serde mest-i lâ-ya'kıl
Der-i mey-hânede üftâdelik eski şi‘ârımdır
Rakîb etdi bize öz sûretin gösterdi dildâra
Sebeb-i işkestî-i mir'ât yâre inkisârımdır
Ruhunsuz aya bakmak ey efendim tîre-rûlukdur
Kadinsiz servi görmek serv-kaddim pek çenârımdır
Gülüm meyl-i çemen-zâr eylemez murg-ı dil-i zârım
Hayâlin gülsitânım dâğ-ı hasret lâle-zârımdır
Belî hadden füzûndur Pertevâ tanzîre kalkışmak
Cenâb-ı Hayrî'ye pey-revlik etmek iftihârımdır
Fatîn Dâvud (1271). Hâtimetü'l‑Eş‘âr. İstanbul. 25.
Jean Jacques Rousseau'non Bir Manzumesinin Tercümesi
Hâb-ı pür-ızdırâbdır bu hayât
Doğmuşuz ölmek üzre vâ-hayfâ
Var ise zerre zerre zevkiyyât
Onu da kahr-ı dehr eder ifnâ
Gideriz böyle cehl ü gafletle
Ka'r-ı girdâb-ı mevte hasretle
Dürlü mihnetle bin meşakkatle
Mahv u güm-nâm eder bizi dünyâ
Bizse seyr eyleyip bu bünyâdı
Ararız tarhına nedir bâdî
Hâlıkı halkı sırr-ı îcâdı
Cümleyi bilmek isteriz hâlâ
Lîk bu sırr-ı mübhemin halli
Akla teysîr olunmamış belli
Âdeme acz ü gaflet ü cehli
Etdirirler hatâ içinde hatâ
Sıyrılıp rûh zulmet-i tenden
Süzülüp eyledikde azm-i vatan
Ol zaman hall olur bu şübhe vü zan
Bilinir hâsılı nedir ma'nâ
İnal, İbnü'l-Emin Mahmud Kemal (1988). Son Asır Türk Şairleri. C. III. İstanbul: Dergâh Yay. 1334.
İlişkili Maddeler
Sn. | Madde Adı | D.Tarihi / Ö.Tarihi | Benzerlik | İncele |
---|---|---|---|---|
1 | CEYLAN, Muhlis Ceylan | d. 21.04.1959 - ö. ? | Doğum Yeri | Görüntüle |
2 | ŞENKAYALI MAHİRÎ, Mahiri Özyün | d. 01.07.1869 - ö. 10.04.1944 | Doğum Yeri | Görüntüle |
3 | PERVANÎ, Feyzullah Taştekin | d. 1952 - ö. ? | Doğum Yeri | Görüntüle |
4 | ENVER, Şeyh Mustafa Enver Efendi | d. 1824 - ö. 1872 | Doğum Yılı | Görüntüle |
5 | FERYÂDÎ, Mehmet (Deli Baba) | d. 1824 - ö. 1904 | Doğum Yılı | Görüntüle |
6 | FÂ'İK, Mehmed Fâ'ik | d. 1824 - ö. 1846 | Doğum Yılı | Görüntüle |
7 | ENVER, Şeyh Mustafa Enver Efendi | d. 1824 - ö. 1872 | Ölüm Yılı | Görüntüle |
8 | MAHVÎ, Erbilli | d. ? - ö. 1872 | Ölüm Yılı | Görüntüle |
9 | AVNÎ, Diyarbakırlı | d. 1827 - ö. 1872 | Ölüm Yılı | Görüntüle |
10 | Ahmet Rıza | d. 1858 - ö. 26 Şubat 1930 | Meslek | Görüntüle |
11 | MUHLİS, Es'ad Muhlis Paşa | d. 1780 - ö. 1851 | Meslek | Görüntüle |
12 | HÂLET, Mehmed Sa'îd Efendi | d. 1760 - ö. 1822 | Meslek | Görüntüle |
13 | HÂMÎ, Abdu’l-Gaffâr | d. ? - ö. 1891-1892 | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
14 | AŞKÎ, Giritli | d. ? - ö. ? | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
15 | Gazzî-zâde Şeyh Abdüllatîf Efendi | d. 1776? - ö. 1832 | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
16 | FİRÂKÎ, Yazıcı Firâkî Dede | d. ? - ö. 1742-43 | Madde Adı | Görüntüle |
17 | DÂRÎ | d. ? - ö. ? | Madde Adı | Görüntüle |
18 | HÜSNÎ EFENDİ | d. ? - ö. ? | Madde Adı | Görüntüle |