ZÎVER, Ahmed Sâdık Zîver Paşa

(d. 1208/1793 - ö. 1278/1862)
divan şairi
(Divan/Yazılı Edebiyat / 19. Yüzyıl / Anadolu-Osmanlı-Türkiye)
ISBN: 978-9944-237-86-4

Asıl adı Ahmed Sâdık, mahlası Zîver'dir. Ahmed Sâdık Zîver Paşa 1208/1793 yılında İstanbul'da Yenikapı Mevlevîhânesi civarında bulunan Merkez Efendi Dergâhı karşısındaki bir evde dünyaya gelmiştir. Babası defterhâne ketebesinden Mehmed Sâdık Münif Efendi'dir (ö. 1803). Mehmed Sâdık Münif Efendi de Enderun'da Seferli Koğuşu ağalarından olan ve 1782 yılında hacdan dönerken vefat eden Arnavud Hasan Ağa'nın oğludur. Zîver Paşa'nın annesi Vâhide Hanım'dır ve 1778 yılında Şam'a sürülen Kazasker Murâd Molla'nın kethüdası Feyzullah Efendi'nin kızıdır. Mevlânâ muhiblerinden olan Zîver Paşa'nın babası Mehmed Sâdık Münif Efendi, 1803 yılında vefat edince Zîver Paşa 10 yaşlarında iken yetim kalmış ve Sâdık Münif Efendi meşhur Şeyh Gâlib'in süt oğlu olduğundan Zîver'i Yenikapı Mevlevîhânesi şeyhi Seyyid Ali Dede veled-i ma'nevî ittihâz edip koruması altına almıştır. Zîver Paşa o devrin usulünce yedi sekiz sene kadar, önce defterhâne sonra da darbhâne kalemlerine devam etmiş ve buralarda tecrübe kazandıktan sonra 1814 tarihinde -Mevlevîlik hasebiyle- Mevlevî tarikatının müntesiplerinden meşhur Hâlet Efendi onu kitâbet hizmetine almış yani Zîver Paşa Hâlet Efendi'ye mühürdar olmuştur. Hâlet Efendi 1822 yılında Konya'ya sürgün gönderilince onunla beraber Konya'ya gitmiş, bir süre sonra sürgün yeri Balıkesir'e tahvil edilince bir müddet orada ikamet etmiş, sonra da affedilerek İstanbul'a gelmiştir. Bunun akabinde önce İzmir'de müste'minlere (ecnebilere) mahsus olan gümrüğe nazır olmuş sonra da Aydın mütesellimliğine tayin olunmuş, yedi sekiz ay kadar orada kaldıktan sonra tekrar İstanbul'a dönmüştür. 1825 tarihinde Rumeli seraskeri Ağa Hüseyin Paşa'nın kitabet hizmetine girmiş, bu vesileyle iki sene kadar Şumnu ordugahında kalmış ve bu arada kendisine hâcegânlık rütbesi verilmiştir. Hüseyin Paşa'nın azlinden sonra İstanbul'a gelmiş ve İstanbul Harir Nâzırı Ömer Lutfi Efendi'nin kitabet hizmetine girmiştir. 1833 tarihinde Tahmis müdürlüğüne, 1835'te Tersâne-i Amire müdürlüğüne tayin edilmiş; bu sırada rütbesi ûlâ sınf-ı sânîsine yükseltilmiştir. 1837'de Evkaf Nezaretine tayin edilmiştir. Bu görevi sırasında mukâta'ât ihalesi konusundaki bir problemden dolayı 1838 yılında azlolunmuştur. Sonra Hasib Paşa'nın vasıtasıyla affedilerek aynı sene Musul ve Bağdat kapı kethudalığı görevine getirilmiş, buna ilave olarak da Hüsrev Paşa'nın başkanlığında oluşturulan Meclis-i Âlî-i Tanzimat üyeliği verilmiştir. 1839'da Harbiye Levâzım Nezâretine, bir ay geçtikten sonra da Darbhâne-i Âmire Nezâretine getirilmiş, iki sene kadar bu görevde bulunduktan sonra yeni kurulan Meclis-i Vâlâ üyeliğine atanmıştır. 1842 senesinde Rumeli defterdarlığı görevine atanmış, bu görevi dört yıl kadar sürdürdükten sonra da 1845'te Meclis-i Ma'ârif-i Umûmiyye üyeliğine getirilmiş; 1846'da Emlâk-ı Hümâyun Fabrikaları Nezâretine atanmış; 1847'de bu görevine ilaveten Tersâne Nezâreti de verilmiştir. Daha sonra Fabrikalar Nezâretinden istifa ederek 1849'da hekimbaşılık memuriyetinin lağvı üzerine Bâlâ Rütbesi tevcihiyle Mekteb-i Tıbbiye-i Şâhâne Nezâretine ve 1851'de buradan ayrılarak Meclis-i Vâlâ üyeliğine, bu yılın ortalarında da ikinci defa olarak Evkaf Nezâretine, 1853'te ikinci defa olarak Darbhâne Nezâretine, bir müddet sonra 1854'te taltîfen Darbhâne Nezâreti maaş ve ta'yînâtıyla beraber üçüncü defa Meclis-i Vâlâ üyeliğine ve o memuriyette iken 1855 tarihinde vefat eden Dâmad Halîl Rıfat Paşa'nın terekesi nezaretine, 1858'de padişahın kızlarından Fatma Sultan'ın kethudalık hizmetine atanmıştır. Zîver Paşa öteden beri Şeyhü'l-Haremlik görevini çok arzu ediyordu. Bu görev boşaldığı takdirde kendisine verileceğine dair söz de almıştı. O günlerde Şeyhü'l-Harem görevinde bulunan İşkodralı Mustafa Şerîf Paşa vefat etmişti ve Zîver Paşa de kendisine verilen sözün yerine getirilmesini bekliyordu. Fakat bu görev için hatırına riayet olunan başka talipler de vardı. Diğer taraftan Zîver Paşa'nın oğlu Salahaddîn Bey Sadrazam Ali Paşa'nın damadı olduğundan Zîver Paşa'nın İstanbul'dan ayrılması da istenmiyordu. Sonunda talipler arasında kura çekilmesi yolu benimsendi ve kura Zîver Paşa'ya isabet etti. Böylece Zîver Paşa 1861 senesinde vezaret rütbesiyle çok istediği bu göreve, Harem-i Şerîf-i Nebevî Meşîhatı'na memur edildi ve bu vesileyle de emeline nail olmakla çok mutlu ve memnun oldu. Vezirlik rütbesiyle bu görevine atanırken kendisine İftihar ve birinci rütbeden Mecîdî nişanları da verilmişti. Çok istediği bu görevde ancak bir yıl kadar kalabilmiştir. Zîver Paşa mesâne tıkanıklığı hastalığından yatağa düşmüş ve beş on gün kadar bu hâlde kaldıktan sonra da 1278/1862 yılında 69 yaşında olduğu hâlde vefat etmiştir. Zîver Paşa vasiyeti gereği Medîne-i Münevvere'deki Cennetü'l-Bakî denen yerde Hz. Osman'ın türbesi civarında bulunan Nakşbendî şeyhlerinin ekabirinden Mehmed Parsâ'nın mezarı yakınına gömülmüştür. Yine vasiyeti gereği küçük yaştan beri okuduğu bir Mesnevî nüshası da kendisiyle beraber mezarına gömülmüştür.

Zîver Paşa takriben 60 yıllık memuriyet hayatında üç özel ve küçüklü büyüklü 24 resmi görev olmak üzere toplam 27 hizmet ve memuriyetle dört padişah zamanında istihdam edilmiştir. Mevlevî tarikatına sâlik, tam bir inanç sahibi, namuslu, devlet ve milletine sadık, zayıf ve güçsüzleri koruyan bir karaktere sahipti. Bütün geçim kaynağı sadece maaşı olduğu hâlde şeyhler, dervişler, fakirler, garipler evinden eksik olmazdı. Resmî meşguliyetlerinden vakit buldukça kitap okurdu. Hatta bir yere misafirliğe gittiğinde bile arkada taşınır bir büyük çanta dolusu kitap götürürdü. Zarif ve nüktedan bir kişiliğe sahipti. Sultan Abdülmecîd'in teveccühüne mazhar olmuştu ve ondan daima iltifat görürdü.

Eserleri şunlardır:

1. Dîvân: Hacimli bir divandır. Zîver Paşa'nın Dîvân'ında 49 kaside, 360 gazel, 5 müstezad, 675 tarih, 2 murabba, 6 şarkı, 6 muhammes, 12 tahmis, 1 müseddes, 1 tesdis, 2 terkib-i bend, 2 terci-i bend, 6 taştir, 3 mesnevi, 279 kıt'a, 5 rubai, 105 beyit, 6 muamma, 21 mısra ve 2 adet mensur lugaz bulunmaktadır. Hemen her nazım şeklinden örneklerin bulunduğu bu Dîvân'daki manzumelerin toplam beyit sayısı 10478'dir. Zîver Paşa'nın DîvânMünşe'ât'ı ile birlikte Prof. Dr. Mehmet Arslan tarafından yayımlanmıştır (Arslan 2009).

2. Münşe'ât: Zîver Paşa özellikle Hâlet Efendi ve Ağa Hüseyin Paşa'nın kâtipliklerini yaptığı sıralarda ayrıca diğer görevleri döneminde kendi adına ya da kâtipliklerini yaptığı kişiler adına yazdığı bazı resmî yazıları ve mektupları toplamış, bunlar Âsâr-ı Zîver Paşa adıyla basılan Dîvân'ının sonuna Münşe'ât başlığı altında eklenmiştir. Bu münşe'âtların sayısı 62'dir. Münşe'âtların konuları genel olarak şunlardır: "Tebriknâme, Teşekkürnâme, ta'ziyetnâme, tesliyetnâme ve tavsiyenâme tezkireleri; mukaddime; mütâla'anâme; arz-ı hâl; muhtelif konulardaki arîzalar, kâ'imeler ve mektuplar.

Zîver Paşa kendisi okuma ve mütalaayı çok sevdiği gibi bilginleri, hüner ve maarif sahiplerini de sever, onları korur ve kollardı. Batı ilimlerini ve yabancı dil öğrenmenin gereğini ve yararını etrafındakilere anlatır, onları da bu konuda teşvik ederdi. Kendisi de Arapça ve Farsçanın yanında Fransızcayı da özel gayretleriyle öğrenmiştir. Edebiyatın ve diğer ilimlerin dışında astronomiye de meraklı imiş ve bazen rasad (yıldızları gözleme) ile de meşgul olurmuş. Hatta 1859 tarihinde görülen kuyruklu yıldıza dair bir risalesi olduğu da oğlu tarafından bildirilmekle beraber bu eser ele geçmemiştir. Zîver Paşa musikiye de aşinadır. Musikiyi Mevlevî dergahlarında öğrenen Zîver Paşa'nın bestelerinin de olduğu bildirilmektedir.

Zîver Paşa devrine göre orta halli bir şair olmasına rağmen yazdığı şiirlerin hacmi bakımından kendisine önem atfedilmeyi haketmektedir. Hemen her nazım şeklinin kullanıldığı Dîvân'ı 10478 beyitten meydana gelmektedir. Zîver Paşa'ya edebî açıdan asıl şöhret kazandıran ise yazdığı tarih manzumeleridir. Hem bu tür manzumelerin çeşitliliği hem de sayı açısından fazlalığı divan şiirindeki tarih manzumesi yazıcılığı çerçevesinde ona önemli bir yer ayırmayı gerektirmektedir. Dîvân'ında bulunan 675 adet tarih manzumesi onun bu konudaki ustalığını göstermesi yanında divan şairleri içerisinde "en çok tarih manzumesi yazan şair" unvanının verilmesini de gerektirmektedir. Bilindiği gibi tarih manzumesi yazma ve bunları divanlarına alma konusunda özellikle 18 ve 19. yüzyıl şairlerinde büyük bir aşama kaydedilmiştir. Örneğin 19. yüzyılda yaşayan Antepli Aynî'nin Dîvân'ında 522 adet tarih manzumesi yer almaktadır. Zîver Paşa ise yazdığı 4298 beyit tutan 675 tarih manzumesiyle (divanının neredeyse yüzde kırkı) tespit edebildiğimiz kadarıyla ilk sıraya oturmaktadır. Zîver Paşa yaşadığı dönemde yapılan muhtelif birçok binaya yazdığı tarihlerde sanki bir devrin imar panoramasını ortaya koymuştur. Bu tarih manzumelerinden yola çıkılarak özellikle II. Mahmûd ve Abdülmecîd dönemlerinde Osmanlının hâkim olduğu bölgelerdeki imar faaliyetleri tespit edilebilir. Kaynakların bildirdiğine göre bu tarih manzumelerinin önemli bir kısmı ilgili binaların kapılarına, girişlerine taş üzerine yazılmıştır. II. Mahmûd zamanında inşa edilen binaların çoğunun manzum kitabeleri Zîver Paşa'ya aittir. Tarihlerinin yanında taştirleri de dikkate değerdir. Dîvân'ındaki 6 adet taştirin biri terci-i bend, ikisi kaside, üçü de büyük ustalık isteyen tarih manzumesi taştiridir ki bu divan şiirinde bir yenilik sayılabilir.

Kaynakça

Arslan, Mehmet (hzl.)(2009). Zîver Paşa - Divan ve Münşe'ât. Sivas: Cumhuriyet Üniversitesi Yay.

Âsâr-ı Zîver Paşa (1313). Bursa.

Bursalı Mehmed Tahir (1333). Osmanlı Müellifleri. C. II. İstanbul.

Fatîn Dâvud (1271). Hâtimetü'l-Eş'âr. İstanbul.

İnal, İbnü'l-Emin Mahmud Kemal (1998). Son Asır Türk Şairleri. C. IV. İstanbul: Dergah Yay.

Kocatürk, Vasfi Mahir (1964). Türk Edebiyatı Tarihi. Ankara: Edebiyat Yayınevi.

Kurnaz, Cemâl ve Mustafa Tatcı (hzl.) (2001). Mehmed Nâil Tuman, Tuhfe-i Nâilî -  Divan Şairlerinin Muhtasar Biyografileri.  C.I. Ankara: Bizim Büro Yay.

Mehmed Süreyya (1311). Sicill-i Osmânî. C. II. İstanbul.

Türk Dili ve Edebiyatı Ansiklopedisi (1988). "Zîver Paşa". C. VIII. İstanbul: Dergah Yay.

Zeyl-i Âsâr-ı Zîver Paşa (1314). İstanbul.

Madde Yazım Bilgileri

Yazar: PROF. DR. MEHMET ARSLAN
Yayın Tarihi: 27.03.2014
Güncelleme Tarihi: 29.11.2020

Eserlerinden Örnekler

Gazel

Hadîka-i emelin nev-bahârıdır gönlüm

Nihâl-i ye's ü gamın berg ü bârıdır gönlüm

Edâ ederse aceb mi terâne-i âhı

Ki sâz-ı aşkının âheng-i târıdır gönlüm

Benimle uğradığın derd-i hecr-i yâre sebeb

Bu haste hâtırımın âh u zârıdır gönlüm

Havâs-ı hamseyi sayd etdi şâhbâz-ı kazâ

Ki pençe-i kaderin nev-şikârıdır gönlüm

Sükûn u sabrdan oldukça muztarib hâtır

Karârgâh-ı gamın bî-karârıdır gönlüm

Akar sular gibi semt-i visâle meylim kim

Fezâ-yı firkatinin cûybârıdır gönlüm

Derûn hırmenini Zîver eyledi sûzân

Var ise berk-i mahabbet şerârıdır gönlüm

Gazel

Bu şeb bezm oldu rûşen hüsn-i yârin mâhtâbından

Şafak-tâb-ı sabûh oldu ruhu keyf âfitâbından

Bir ağız yâr ile lafz-ı ademde bahse girmişdik

Dehen ma'nâsını bildim su'âle yok cevâbından

Kıdem bahsinde isbât-ı vücûd eylerse de dehrî

Hudûs-ı âlemi bildim zamânın "kün" hitâbından

Sakın mestûre sanma bezmde duht-i rezi sâkî

Ayân ümmü'l-habâ'is olduğu ref'-i hicâbından

Akıtsın damla damla cevher-i hûn-ı dili âşik

Alıp yâkûte-i seyyâleyi la'l-i müzâbından

Bebek'de âlem-i âbâ revân olduğunu yârin

Görünce göz göz oldu bahr bak eşkim habâbından

Sülûk-ı râh-ı aşkın başkadır âdâb u erkânı

Olur râcih hatâsı âşıkın ba'zı sevâbından

Cenâb-ı Mîr Hikmet'le Selâm Beg Hazret-i Es'ad

Olur üçler makâm-ı nazma Zîver feyz bâbından

Târîh-i Sadâret-i Uzmâ

Felâtûn-menkabet şâh-ı cihân Abdu'l-Mecîd Hân'a

Vezîr-i zi'l-hikemdir zât-ı zî-şân-ı Reşîd Pâşâ

Reşâdet tab'-ı pâkin öyle tezyîn eylemişdir kim

Aristûlar olur hayrân-ı irfân-ı Reşîd Pâşâ

Bırakmaz şefkatinden bendegânın hâk-i zilletde

Düşer mi elden artık şimdi dâmân-ı Reşîd Pâşâ

Mutâ-ı âlem olursa sezâ menşûr-ı iclâli

Sah-ı tevfîk ile zeyn aldı fermân-ı Reşîd Pâşâ

Abîd eyler görürsün nev'-i insânı sehâsıyla

Keremde Hâtem'i tayy etdi ihsân-ı Reşîd Pâşâ

Sezâ alây-ı vasfı mültecâ-yı şâ'irân olsa

Müretteb nazm-ı ihsân ile dîvân-ı Reşîd Pâşâ

Makâm-ı sadra gelmiş ise de hem-nâmı sâbıkda

Reşâdetde velâkin gelmez akrân-ı Reşîd Pâşâ

Gelince îd-ber-îd eyledik sadra bu şevvâlde

Ola memdûd yâ Rab sa'd-ı ezmân-ı Reşîd Pâşâ

Mücevher arz eder Zîver kulı dergâhına târîh

"Vekâlet sadrına fer virdi unvân-ı Reşîd Pâşâ" (1262)

(Arslan, Mehmet (hzl.)(2009). Zîver Paşa - Divan ve Münşe'ât. Sivas: Cumhuriyet Üniversitesi Yay. 293, 305, 523.)


İlişkili Maddeler

Sn.Madde AdıD.Tarihi / Ö.TarihiBenzerlikİncele
1CEMÂLÎ, Hanım-zâde Mehmed Efendid. ? - ö. 13 Aralık 1674Doğum YeriGörüntüle
2Orçun Ünald. 12 Temmuz 1983 - ö. ?Doğum YeriGörüntüle
3ŞÂNÎ, Şâni Deded. ? - ö. ?Doğum YeriGörüntüle
4FEYZÎ, Halîld. 1793 - ö. 1889Doğum YılıGörüntüle
5VEHBÎ, Ahmedd. 1793 (?) - ö. 15.10.1851Doğum YılıGörüntüle
6HALÎMÎ, Selîmd. 1793-94 - ö. 1854Doğum YılıGörüntüle
7HAKKI, Kıbrısî-zâde Şeyh İsmâil Hakkı Efendid. 1785 - ö. 1862Ölüm YılıGörüntüle
8VASFÎ, Mehmed Sâlihd. 1807-08 - ö. 1862Ölüm YılıGörüntüle
9TAHSÎN, Hasan Tahsînd. ? - ö. 1862Ölüm YılıGörüntüle
10Kılıç Ali (Emrullahzade Asaf)d. 1888 - ö. 14 Temmuz 1971MeslekGörüntüle
11MU'AMMER PAŞA, İstanbullud. 1812 - ö. 1853 ds.MeslekGörüntüle
12Şerafettin Yaltkayad. 1880 - ö. 1947MeslekGörüntüle
13ŞEVKÎ, Hüseyind. 1852 - ö. 1902Alan/Yüzyıl/SahaGörüntüle
14MUHLİS, Abdullah Ağad. ? - ö. 19. yy.Alan/Yüzyıl/SahaGörüntüle
15HALÎMÎd. ? - ö. 1836-1837’de hayattaAlan/Yüzyıl/SahaGörüntüle
16İSMET, Diyarbakırlıd. ? - ö. 1857Madde AdıGörüntüle
17SİNÂN, Hüsâmeddin Fakîhoğlu, Şeyh Sinan Efendid. ? - ö. ?Madde AdıGörüntüle
18ŞEHÎDÎ, Kâsım, Seyyid Kâsım-ı Niksarîd. ? - ö. 1512’den sonra ?Madde AdıGörüntüle