Yusuf Akçura

(d. 2 Aralık 1876 / ö. 11 Mart 1935)
Siyasetçi, Tarihçi, Yazar
(Yeni Edebiyat / 19. Yüzyıl / Anadolu-Osmanlı-Türkiye)
ISBN: 978-9944-237-86-4

Volga kıyısındaki Simbir'de dünyaya gelmiştir. Babası Rus ordusuna kaputluk kumaş imal eden çuha fabrikatörü Hasan Bey, annesi ise aristokrat bir ailenin kızı Banu Hanım'dır. Mahmut Paşa İlkokulu'ndan sonra Kara Hafız İlkokulu'nda eğitimine devam etmiştir. Kuleli Askeri Lisesi'ndeki eğitimini tamamlamasıyla Pangaltı'daki Harbiye Mektebi'ne kaydolmuştur. 1897'de kurmay subay olmuş ancak Jön Türkler'e katılma ve onlara destek olma iddiasıyla askerlikten uzaklaştırılmış, Divan-ı Harp kararıyla Trablusgarp'a sürgün edilmiştir. Kısa bir hapis deneyiminden sonra cezasını çekme şartıyla serbest bırakılmıştır. Rütbelerinin iadesiyle görevine dönmüş ve Trablusgarp Fırkası Erkan-ı Harbiyesi'nde öğretmenliğe başlamıştır. Kalan cezasından kurtulma düşüncesiyle 1899'da arkadaşı Ahmet Ferit'le birlikte Trablusgarp'tan Paris'e kaçmış burada ilerde üçüncülükle mezun olacağı Serbest Siyasi İlimler Okulu'na yazılmıştır. Kazan yıllarında, Kazan Muhbiri adlı gazeteyi çıkarmıştır. 1905'te Rusya Türkleri'nin nüfus oranlarına göre temsilini esas alan çalışmalar yürütmüştür. Dini, idari ve milli taleplerini bildirmek üzere kurulan dört kişilik komisyonda yer almıştır. Kurulmasına öncülük ettiği ''Rusya Müslümanları İttifakı'' sayesinde Kuzey Türkleri ilk kez Rus meclisi Duma'ya temsilci göndermiştir. II. Meşrutiyet'in ilanıyla 1908 Ekimi'nde İstanbul'a gelmiştir. Darülfünun ve Mülkiye Mektebi'nde siyasi tarih dersleri vermiştir. Türk Yurdu Cemiyeti'nin kurucularından olan Akçura, Türk Ocağı'nın yayın organı Türk Yurdu'nu 1931 yılına kadar yönetmiştir. Çeşitli Avrupa ülkelerinde Rusya'daki Türklerin haklarını dile getiren konferanslar vermiştir. 1918'de Rusya'daki Türk esirlerine yardımcı olmak üzere Kızılay tarafından Rusya'ya gönderilmiştir. İstanbul'un İngilizlerce işgali sonucunda Anadolu'ya geçerek Türk kurtuluş hareketine katılmıştır. Birkaç ay sonra Sakarya Muharebeleri'ne girmiş, Ankara'da birçok görevde bulunmuştur. Doğu Sorunları danışmanı olarak Hariciye Vekaleti'nde çalışmıştır. 1932'de İstanbul'dan milletvekili seçilerek meclise girmiştir. İki yıl sonra Ankara Hukuk Fakültesi'nde siyasi tarih profesörlüğüne tayin edilmiştir. Tutukluluk hâli belli aralıklarla yinelenmiş, hapisten çıkmasıyla kendisinden yirmi yaş küçük olan Selma Hanım’la evlenmiştir. Türk Tarihi Tetkik Cemiyeti'ni kurmakla görevlendirilen aydınlar arasında olan Akçura, 1932'de cemiyetin başkanlığına getirilmiştir. 11 Mart 1935'te Kars milletvekili iken İstanbul’da evinin dışında ani bir kalp krizi sonrasında hayata veda etmiştir.

Türkçülüğün Osmanlı İmparatorluğu'nda kurumsallaşması sürecinde etkin rol oynayan Akçura'da mliiliyetçilik fikrinin gelişmesi, Fransa'daki eğitim yıllarına rastlamıştır. Batıdaki milliyetçilik aşamalarını göz önünde bulundurarak Osmanlı İmparatorluğu'nun kurtuluşunu Türkçülük siyasetinde görmüştür. Osmanlıcılığın imparatorluk içinde birliği sağlayamayacağı fikrinde olmuş, Müslüman olmayan milletlere otonomi verilmesini önermiştir. Kazan'da kaleme almış olduğu ''Üç Tarz-ı Siyaset'' makalesinde, dönemin üç önemli siyasi akımı olan Osmanlıcılık, İslamcılık ve Türkçülüğün uygulanabilirliğini tartışmaya açmıştır. Türklerin, Müslümanların, Gayrimüslim tebaanın, Rusya'nın ve Avrupa'nın büyük devletlerinin, Osmanlıcılık siyasetini istemediklerinin farkına varmıştır. İslamcılık siyasetine ise dış engellerin engel olacağını iddia etmiş, Türkçülüğün daha yeni yeni ortaya çıkan ve güçlenen bir siyaset olduğunu öne sürmüştür. 19. yüzyılda Avrupa'da yaşanan sanayileşmenin Osmanlı İmparatorluğu'na olumsuz etkileri olduğuna dair görüşlerini her fırsatta paylaşmıştır. Türk milliyetçiliğinin başat hedeflerinden birinin de bir burjuva sınıfı meydana getirmenin olduğunu belirtmiştir. Milliyet fikrinin ilk olarak batıda ortaya çıktığını ve batıyla temas halinde olan Türklerde millet bilincinin daha önce gelişmiş olduğunu savunmuştur. Milliyet hissinin doğuşunu sağlam bir dili bilinciyle açıklamış, lisanı kültürel olguların başı kabul etmiştir. Türk Yurdu Mecmuası'nın programını kaleme alan Akçura, Türkçülüğün esaslarını sistematik şekilde sıralamıştır. Kazan' da Osmanlı, İstanbul'da ise Tatar muamelesi görmüş olması, kimlik bunalımı yaşamasına neden olmuştur. İki vatanlı oluşun yarattığı ikilem ve tam manasıyla bir yere ait olamama duygusunu hatıralarında kaleme almıştır. Akçura'nın düşünce dünyası, farklı coğrafyalara dair tecrübe ve gözlemleriyle paralel şekillenmiştir. Türk ırkı ve dilinin olgunlaşması hususunda yapıcı bir misyon üstlenen Akçura, Türkçü bilinci aşılamak amacıyla Türk Ocağı'nın kurulmasına öncülük etmiştir. Türk 'e Türk olduğunu anlatma ve Türkçülüğü ile övünmesini esas alan çeşitli konferanslar düzenlemiştir. Söyleşilerinden birinde Türkçülüğü ikiye ayırmış, demokratik ve emperyalist kavramlarından bahsetmiştir. Birincisi için millet esasını izah etmiştir. Bu olguyu her millete mahsus ve biricik bir hak olarak tanımlamıştır. Diğerini açıklarken büyüme ve yayılmanın altını çizmiş, bundan daha köktenci bir ırkçılığın anlaşılabileceğini vurgulamış, Avrupa rasyonalistlerini bu gruba dahil etmiştir. Taaruzi milliyetçilik anlayışını Türkler için hatalı görmüş dolayısıyla demokratik yönünü önermiştir. Çağdaş devlet prensibini savunan Akçura, söz konusu mekanizmanın milliliği üzerinde durmuştur. Böylesi bir devlet türünde miletin, aynı kültürün ürünü olacağını ileri sürmüştür. Ortak paydada buluşma ve uzlaşı imkanını millilik ve yerellik esasına oturtmuştur. Başka bir ifadeyle, Türkçülük siyasetinin tıpkı İslamcılık siyaseti gibi olduğunu, Osmanlı devletinin siyasi hudutları ile sınırlanamayacağını ve dünyanın neresinde bir Türk varsa onunla ilgilenilmesi gerektiğini yinelemiştir. Türkçülüğün başarılı olması hususunda, olgunun maddi bir temele oturtulmasını şart görmüş, maddi ihtiyacın insanlığın hayatında büyük önem taşıdığını, milliyetin arzuya bağlı olmayıp doğal bir hal olduğunu, kandan ve nesilden neşet ettiğini hatırlatmış, özellikle XIX. asırda en çok itibar kazanan kavramın yine milliyetin olduğunu ve Avrupa coğrafyasını alt üst etmeyi başardığını örnekleriyle ortaya koymuştur. Türkçülük adlı eserinde “Ben Müslüman ve Türk’üm” diyerek öteden beri ifadeye uğraş verdiği Türkçülük anlayışının gerek maddi, gerekse manevi temellerini en somut şekilde ele almış, İslam medeniyetinin Arapların malı olmadığını, bizzat Türklerin iştirakıyla vücuda gelmiş bir medeniyet olduğu görüşünde olmuştur. Türklerin İslam medeniyeti içinde oynadıkları rol üzerinde durmuş, etkilerinin yalnız kültür alanındaki başarılarla tarif edilemeyeceğini, askeri fütuhatla da söz konusu medeniyeti düşman hücumlarından koruduklarını açıklamıştır. Mütareke sırasında yayımlanan “Dünya Savaşına Katılmamız ve İstikbalimiz” başlıklı makalesinde bir kez daha demokratik Türkçülük’ten yana olduğunu belirtmiş, davalarında oldukça haklı nitelediği Türkçülere benzer şekilde, taarruz düşüncesinden uzak, insani yaklaşımlar önermiştir. İdeolojisini yayma sürecinde her defasında Türklüğün bütünlüğü meselesine değinmiş, Türkiye Türkleriyle ülke dışındaki Türklerin ayırımına asla gidilmemesi gerektiği, siyasi hudutlar dışında kalan Türklerin de eşit haklara sahip olduğunu tekrarlamıştır. Ortak bir şivenin kabulü için bütün Arapça, Farsça kelimelerinin atılmasına ve tüm Türk lehçelerinden köklerin alınması lüzumuna dikkat çekmiştir. Akçura, hayatı boyunca Sibirya’dan Hint Okyanusu’na ve Japon Denizi’nden Akdeniz’e kadar uzanan geniş sahada yaşayan Türk ırkının uyanması, birleşmesi ve parlak bir istikbale hazırlanması ülküsüne gönül vermiştir.

Kaynakça

Armağan, Altın (1912) “Türkler ve Tatarlar Birdir, Türkler Medeniyete Hizmet Etmişlerdir”, Türk Yurdu, s. 37-59.

Akçura, Yusuf (1917) “İktisadi Siyaset Hakkında”, Türk Yurdu, C.12, S. 12, s. 179-181.

Akçura, Yusuf (1925) “Asri Türk Devleti ve Münevverlere Düşen Vazife”, Türk Yurdu, C. 3, S. 13, s.1-16.

Akçura, Yusuf (1976) Üç Tarz-ı Siyaset, s. 54, Ankara: Türk Tarih Kurumu Yayınları

Akçura, Yusuf (1981) Yeni Türk Devletinin Öncüleri, s.156, Ankara: Kültür Bakanlığı Yayınları

Akçura, Yusuf (2005) Hatıralarım, Haz: Erdoğan Mura, s. 67-98, Ankara: Hece Yayınları

Akçura, Yusuf (2007) Türkçülük: Türkçülüğün Tarihi Gelişimi, s. 7, İstanbul: İlgi Kültür Sanat Yayınları

Akçura, Yusuf ( 2009) Türk Yılı 1928, Haz: Arslan Tekin, Dr. Ahmet Tekin İzgöer, s. 307, Ankara: Türk Tarih Kurumu Yayınları

Akder, Necati ( 1965) “Ziya Gökalp’e Göre Dil”, Türk Kültürü Dergisi, C.3, S. 36, s.917.

Devlet, Nadir (1987) “Yusuf Akçura’nın Hayatı”, Türklük Araştırmaları Dergisi, S.2, s.89-103, İstanbul.

Georgeon, François (2005) Türk Milliyetçiliğinin Kökenleri- 1876-1935 İstanbul: Tarih Vakfı Yurt Yayınları

Habib, İsmail (1940) Tanzimat’tan Beri Edebiyat Tarihi- I , s. 516, İstanbul: Remzi Kitabevi

Koşay, Hamit (1977) “Yusuf Akçura”, Belleten, S. 162., s. 390.

Şenoğlu, Kemal (2009) Yusuf Akçura: Kemalizmin İdeoloğu, s. 31-35, İstanbul: Kaynak Yayınları

Temir, Ahmet (1987) Yusuf Akçura, s. 9, Ankara: Kültür Bakanlığı Yayınları

Togay, Muharrem Feyzi (1944) Yusuf Akçura, Hayatı ve Eserleri s. 69-71, İstanbul: Zaman Kitabevi

Türk ve Dünya Ünlüleri Ansiklopedisi (1983) s. 171, İstanbul: Anadolu Yayıncılık

Uçar, Fuat (2008) Üç Tarz-ı Siyaset, Türkçülüğün Manifestosu: Osmanlıcılık- İslamcılık-Türkçülük, s. 26, Ankara: Fark Yayınları

Madde Yazım Bilgileri

Yazar: CHRİSTİNA ZENGİNOĞLU
Yayın Tarihi: 16.09.2018
Güncelleme Tarihi: 19.12.2020

Eser AdıYayın eviBasım yılıEser türü
Ulûm ve TarihHaritonof Matbaası / Kazan1906Edebiyat Tarihi
Üç Tarz-ı SiyasetKader Matbaası / İstanbul1912Makale
Eski Şura-yı Ümmet’te Çıkan MakalelerimdenTanin Matbaası / İstanbul1913Makale
Mevkufiyet HatıralarımTürk Yurdu Kütüphanesi Neşriyatı / İstanbul1914Hatıra
Essai sur l’histoire des Institutions de l’Empire OttomansBilgi Mecmuası / İstanbul1914Araştırma
Türk, Cermen ve İslavların Münasebat-ı TarihiyyeleriKader Matbaası / İstanbul1914Diğer
Rusya’daki Türk-Tatar Müslümanlarının Şimdiki Vaziyeti ve EmelleriLussane / Lozan1916İnceleme
Şark Meselesine Ait Tarih NotlarıÖtüken Neşriyat / İstanbul1918Diğer
Muasır Avrupa’da Siyasi ve İçtimai Fikirler ve Fikri CereyanlarAmire Matbaası / İstanbul1923Edebiyat Tarihi
Siyaset ve İktisat Hakkında Birkaç Hitabe ve MakaleYeni Matbaa / İstanbul1924Makale
Türk Yılıİstanbul / Yeni Matbaa1928Edebiyat Tarihi
Tarih Yazmak ve Okutmak Usullerine DairTürk Tarih Kurumu Basımevi / Ankara1932Diğer
Tarih-i Siyasi DersleriAkşam Matbaası / İstanbul1935Diğer
Osmanlı İmparatorluğu’nun Dağılma Devri” XVIII. ve XIX. Asırlar”Türk Tarih Kurumu, Maarif Matbaası / Ankara1940Diğer
Zamanımız Avrupa Siyasi TarihiHakimiyeti Milliye Matbaası / Ankara1940Diğer

İlişkili Maddeler

Sn.Madde AdıD.Tarihi / Ö.TarihiBenzerlikİncele
1Fatih Emirhand. 13 Ocak 1886 - ö. 9 Mart 1926Doğum YeriGörüntüle
2Şakir Muhammediyevd. 20 Mayıs 1865 - ö. 10 Kasım 1923Doğum YeriGörüntüle
3OZAN FEHMİ, Fehmi Doğrugözd. 1962 - ö. ?Doğum YeriGörüntüle
4CELÂL, Yanyalı-zâde Mahmûd Celâleddînd. 1876 - ö. 1895Doğum YılıGörüntüle
5GÂLİB, Çivici-zâded. 1876 - ö. 1906Doğum YılıGörüntüle
6Hasan Asafd. 1876 (?) - ö. ?Doğum YılıGörüntüle
7SÂKİNE HATUN, Sakine Bacıd. 1840 - ö. 1935?Ölüm YılıGörüntüle
8SEFİLÎ/HABİLÎ/LÜTFÎ, Habil Öztürkd. 1865? - ö. 1935Ölüm YılıGörüntüle
9HULUSİ (ŞEYH HULUSİ)d. 1873 - ö. 1935Ölüm YılıGörüntüle
10Erkut Tokmand. 4 Haziran 1971 - ö. ?MeslekGörüntüle
11Mina Hepsend. ? - ö. ?MeslekGörüntüle
12Veysel Çolakd. 22 Ağustos 1954 - ö. ?MeslekGörüntüle
13Menemenlizade Tahird. 1863 - ö. 12 Mart 1903Alan/Yüzyıl/SahaGörüntüle
14Mehmet Niyazid. 30 Kasım 1878 - ö. 28 Kasım 1931Alan/Yüzyıl/SahaGörüntüle
15Bekir Fahri İdizd. 1876 - ö. 1938Alan/Yüzyıl/SahaGörüntüle
16YÛSUF Sîneçâkd. ? - ö. 1546/47Madde AdıGörüntüle
17Şeref Bilseld. 25 Şubat 1972 - ö. ?Madde AdıGörüntüle
18GÜLYANÎ, Yusuf Kılıçd. 01.05.1936 - ö. ?Madde AdıGörüntüle