Madde Detay
NÛRÎ, Mustafa Nûrî Bey, Maraşlı
(d. 1259/1844 - ö. 1324/1906)
divan şairi
(Divan/Yazılı Edebiyat / 19. Yüzyıl / Anadolu-Osmanlı-Türkiye)
ISBN: 978-9944-237-86-4
1259/1844 yılında babası Maraş mutasarrıfı iken Maraş'ta doğdu. Asıl adı Mustafa Nûrî Bey'dir. Şiirlerinde Nûrî mahlasını kullandı. Menâpîr-zâde Reji Komiseri Hacı Mustafa Nûrî Bey sanıyla bilinir. Harput valisi olarak bulunduğu sırada 1266/1850 senesinde vefat eden Gürcü Yûsuf Paşa'nın oğludur. Nûrî, İstanbul'a gelerek Sıbyan Mektebi'nde ve Bâyezid Rüşdî Mektebi'nde okudu. Özel hocalardan Fransızca ve bazı ilimleri tahsil etti. Annesinin saraya münasebeti nedeniyle 1269/1853 senesinde Harem-i Hümâyûn Dairesi kitabetine alındı. Daha sonra Muzıka-i Hümâyûn'a kaydedildi. 1277/1861 yılında Meclis-i Vâlâ evrak odasına, müteakiben Mazbata Odası'na, Kavânîn Dairesi'ne, daha sonra da Meclis'in Tercüme Kalemi'ne nakledildi. 1281/1865 senesinde eşinin koleradan vefatı üzerine kayınvalidesi ile birlikte Hicaz'a gitti. Hac dönüşünde yine Tercüme Kalemi'ne devam etti. Ziyâ Paşa, Nâmık Kemal ve arkadaşlarının Avrupa'ya gittiklerinde o da arkalarından gitti. Almanya-Fransa muharebesinde Paris'te savaş ortasında kaldı. Beş seneye yakın Paris ve Londra'da bulunduktan sonra Mahmûd Nedîm Paşa'nın sadarete tayinini müteakiben 1289/1872 yılında arkadaşlarıyla beraber Avrupa'dan döndü. Yine arkadaşlarıyla beraber neşrettikleri İbret gazetesinin kapatılması ve muharrirlerinin birer memuriyetle taşraya gönderildikleri sırada o da Ankara Vilayeti mektupçuluğuna tayin olundu. Burada Vali Müşir Nusret Paşa'nın garip tavırlarından dolayı çok zahmet çekti ve istifaya mecbur oldu. İstanbul'a döndükten sonra Nâmık Kemal'in Vatan Yâhud Silistre adlı tiyatro eserinin Güllü Agop'un idaresinde bulunan Gedik Paşa Tiyatrosu'nda oynanması ve büyük alkış alması üzerine yazdığı bir yazıdan dolayı Nâmık Kemal ile birlikte tutuklandı. Üç gün kadar hapishanede kaldıktan sonra Akka'ya sürüldü. Üç sene iki ay kadar sürgünde kaldıktan sonra Sultan V. Murâd'ın tahta çıkışında affedilerek İstanbul'a döndü. Nûri Bey, 1293/1876 senesinde Meclis-i Umûr-ı Sıhhiye başkitabetine atandı. 1295/1879 senesinde Mabeyn üçüncü kitabeti ûlâ sınıf-ı evveli rütbesi ile taltif edildi. Bir süre sonra bu görevinden azledildi. Saraydan uzaklaştırılarak 1297/1880 senesinde Cemiyyet-i Rusumiyye üyeliğine, 1300/1883 yılında tekrar Mabeyn kitabetine, aynı yılın sonlarında ilaveten Tütün Rejisi Komiserliği'ne tayin edildi ve 1305/1888 yılında kendisine rütbe-i bâlâ tevcih olundu. Muhtelif tarihlerde birinci rütbe Osmânî ve Mecidî nişanlarıyla altın ve gümüş İmtiyâz, altın Liyakat, gümüş Girid ve Hilâl-i Ahmer madalyaları verildi. 1324/1906 senesinde Yakacık'taki evinde vefat etti. Çamlıca'da Selamî Dergâhı haziresine defnedildi.
İbnü'l-Emin'e göre Nûrî Bey'in birçok manzumesi ve şarkı güfteleri vardır. Birkaç tiyatro ile ki bunlardan birisinin adı Zamâne Âşıkları'dır, ilm-i servete dair bir eser yazmışsa da bunlar basılmamıştır. Ayrıca bir İngiliz'in yazdığı Hz. Muhammed'in biyografisine dair bir eseri de Fransazcadan tecümeye başlamış fakat tamamlayamamıştır (İnal 1988: 1255). Elde bulunan tek eseri ise bir hatıra mahiyetinde olan Akka adlı kitaptır. Aslında büyükçe bir eser olan bu kitabın ancak bir forması İstanbul'da 1293/1876 senesinde 16 sayfa olarak basılmıştır.
İbnü'l-Emin'e göre Nûrî Bey yüce gönüllü, dürüst, iffetli, zeki, cömert, vatansever, zok bilgili bir insandı. Güzel konuşur, sohbeti dinlenirdi. Fransızcayı çok güzel konuşurdu. Edebiyatı ve musikiyi çok iyi bilirdi. Piyano ve flüt çalardı. Vaktiyle Çamlıca'nın en yüksek ve latif bir noktasında yaptırdığı köşke zamanın en muktedir musiki erbabı gelir, kendi eseri olan güfteler bestelenir, okunur, çalınırdı (İnal 1988: 1254). İbnü'l-Emin, Nûrî Bey için onun vefatından sonra yazdığı ve basılmayan Nûru'l-Kemâl adlı eserinde tercüme-i hâline ve menakıbına dair ayrıntılı bilgi vermektedir.
Kaynakça
İnal, İbnü'l-Emin Mahmud Kemal (1988). Son Asır Türk Şairleri. C. III. İstanbul: Dergah Yay.
Madde Yazım Bilgileri
Yazar: PROF. DR. MEHMET ARSLANYayın Tarihi: 26.11.2014Güncelleme Tarihi: 29.11.2020Eserlerinden Örnekler
"Bir Melek" adlı manzumesinden:
Zihnim eylerdi tahayyül dâ'imâ
Bir güzel ki olmasın akrân ana
Bir vücûd olsun ki densin nâmına
Mutlak öğmüş de yaratmışdır Hudâ
İşve-bâz olsun da temkîn eylesin
Eylesin nâzında varsın i'tinâ
Pembelik olsun fakat gâyet latîf
Ruhlarında ba'zı kerre rûnümâ
Gözleri mahmûr olup bakdıkça hem
Eylesin bin cânı cisminden cüdâ
Hande etdikçe tecessüm eylesin
Leblerinde gül gibi aşk u hevâ
Saçları örtdükçe vechin denmeli
Ebr içinde mâh kılmış ihtifâ
Böyle etmişdim tahayyül bir güzel
Kim ana olmuşdu gönlüm mübtelâ
Dokuz bendlik bir Şarkı'sından:
Bak şu güzel köylüye işte bu kızdır perî
Toprak ile oynamış belli güzel elleri
Böyle midir hep aceb köylülerin dilberi
Düşdü gönül aşkına terk edemem bu yeri
Bûy-ı latîfi veren gonca teni her yere
İşvesidir bahş eden derdini aşkın sere
Sen de mi sevdâ-zede söyle a mahzûn dere
Ben de sana benzedim terk edemem bu yeri
(İnal, İbnü'l-Emin Mahmud Kemal (1988). Son Asır Türk Şairleri. C. III. İstanbul: Dergah Yay. 1259, 1260.)
İlişkili Maddeler
Yayın Tarihi: 26.11.2014Güncelleme Tarihi: 29.11.2020Eserlerinden Örnekler
"Bir Melek" adlı manzumesinden:
Zihnim eylerdi tahayyül dâ'imâ
Bir güzel ki olmasın akrân ana
Bir vücûd olsun ki densin nâmına
Mutlak öğmüş de yaratmışdır Hudâ
İşve-bâz olsun da temkîn eylesin
Eylesin nâzında varsın i'tinâ
Pembelik olsun fakat gâyet latîf
Ruhlarında ba'zı kerre rûnümâ
Gözleri mahmûr olup bakdıkça hem
Eylesin bin cânı cisminden cüdâ
Hande etdikçe tecessüm eylesin
Leblerinde gül gibi aşk u hevâ
Saçları örtdükçe vechin denmeli
Ebr içinde mâh kılmış ihtifâ
Böyle etmişdim tahayyül bir güzel
Kim ana olmuşdu gönlüm mübtelâ
Dokuz bendlik bir Şarkı'sından:
Bak şu güzel köylüye işte bu kızdır perî
Toprak ile oynamış belli güzel elleri
Böyle midir hep aceb köylülerin dilberi
Düşdü gönül aşkına terk edemem bu yeri
Bûy-ı latîfi veren gonca teni her yere
İşvesidir bahş eden derdini aşkın sere
Sen de mi sevdâ-zede söyle a mahzûn dere
Ben de sana benzedim terk edemem bu yeri
(İnal, İbnü'l-Emin Mahmud Kemal (1988). Son Asır Türk Şairleri. C. III. İstanbul: Dergah Yay. 1259, 1260.)
İlişkili Maddeler
Güncelleme Tarihi: 29.11.2020Eserlerinden Örnekler
"Bir Melek" adlı manzumesinden:
Zihnim eylerdi tahayyül dâ'imâ
Bir güzel ki olmasın akrân ana
Bir vücûd olsun ki densin nâmına
Mutlak öğmüş de yaratmışdır Hudâ
İşve-bâz olsun da temkîn eylesin
Eylesin nâzında varsın i'tinâ
Pembelik olsun fakat gâyet latîf
Ruhlarında ba'zı kerre rûnümâ
Gözleri mahmûr olup bakdıkça hem
Eylesin bin cânı cisminden cüdâ
Hande etdikçe tecessüm eylesin
Leblerinde gül gibi aşk u hevâ
Saçları örtdükçe vechin denmeli
Ebr içinde mâh kılmış ihtifâ
Böyle etmişdim tahayyül bir güzel
Kim ana olmuşdu gönlüm mübtelâ
Dokuz bendlik bir Şarkı'sından:
Bak şu güzel köylüye işte bu kızdır perî
Toprak ile oynamış belli güzel elleri
Böyle midir hep aceb köylülerin dilberi
Düşdü gönül aşkına terk edemem bu yeri
Bûy-ı latîfi veren gonca teni her yere
İşvesidir bahş eden derdini aşkın sere
Sen de mi sevdâ-zede söyle a mahzûn dere
Ben de sana benzedim terk edemem bu yeri
(İnal, İbnü'l-Emin Mahmud Kemal (1988). Son Asır Türk Şairleri. C. III. İstanbul: Dergah Yay. 1259, 1260.)
İlişkili Maddeler
Eserlerinden Örnekler
"Bir Melek" adlı manzumesinden:
Zihnim eylerdi tahayyül dâ'imâ
Bir güzel ki olmasın akrân ana
Bir vücûd olsun ki densin nâmına
Mutlak öğmüş de yaratmışdır Hudâ
İşve-bâz olsun da temkîn eylesin
Eylesin nâzında varsın i'tinâ
Pembelik olsun fakat gâyet latîf
Ruhlarında ba'zı kerre rûnümâ
Gözleri mahmûr olup bakdıkça hem
Eylesin bin cânı cisminden cüdâ
Hande etdikçe tecessüm eylesin
Leblerinde gül gibi aşk u hevâ
Saçları örtdükçe vechin denmeli
Ebr içinde mâh kılmış ihtifâ
Böyle etmişdim tahayyül bir güzel
Kim ana olmuşdu gönlüm mübtelâ
Dokuz bendlik bir Şarkı'sından:
Bak şu güzel köylüye işte bu kızdır perî
Toprak ile oynamış belli güzel elleri
Böyle midir hep aceb köylülerin dilberi
Düşdü gönül aşkına terk edemem bu yeri
Bûy-ı latîfi veren gonca teni her yere
İşvesidir bahş eden derdini aşkın sere
Sen de mi sevdâ-zede söyle a mahzûn dere
Ben de sana benzedim terk edemem bu yeri
(İnal, İbnü'l-Emin Mahmud Kemal (1988). Son Asır Türk Şairleri. C. III. İstanbul: Dergah Yay. 1259, 1260.)
İlişkili Maddeler
Sn. | Madde Adı | D.Tarihi / Ö.Tarihi | Benzerlik | İncele |
---|---|---|---|---|
1 | İLMÎ, Çelebi-zâde Ali Efendi | d. ? - ö. 1809\\\'dan sonra | Doğum Yeri | Görüntüle |
2 | HÂMÎ, Abdu’l-Gaffâr | d. ? - ö. 1891-1892 | Doğum Yeri | Görüntüle |
3 | MES’ÛD, Sa’deddîn-i Mar’aşî | d. ? - ö. 19. yüzyıl | Doğum Yeri | Görüntüle |
4 | SIRRÎ PAŞA, Selim Sırrî Paşa, Girit-Kandiyeli | d. 1844 - ö. 1895 | Doğum Yılı | Görüntüle |
5 | RİF'AT, Ahmed Rif'at, Kânî Paşa-zâde | d. 1844 - ö. 1891 | Doğum Yılı | Görüntüle |
6 | HAYRÎ, Süleymân Hayrî | d. 1844 - ö. 1892 | Doğum Yılı | Görüntüle |
7 | ÂBİDİN PAŞA | d. 1843 - ö. 1906 | Ölüm Yılı | Görüntüle |
8 | GÂLİB, Çivici-zâde | d. 1876 - ö. 1906 | Ölüm Yılı | Görüntüle |
9 | İMDADÎ, Ali | d. 1870 - ö. 1906/1908? | Ölüm Yılı | Görüntüle |
10 | RİF'AT, Ahmed Rif'at, Kânî Paşa-zâde | d. 1844 - ö. 1891 | Meslek | Görüntüle |
11 | ÂBİDİN PAŞA | d. 1843 - ö. 1906 | Meslek | Görüntüle |
12 | AVNÎ, Demirci-zâde Mehmed Avnî Efendi | d. 1810 - ö. 1849 | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
13 | HULÛSÎ, Alaybeyi-zâde Mehmed | d. ? - ö. 1889 | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
14 | RAHMÎ, Harputlu Hoca Rahmî Efendi | d. 1802 - ö. 1884 | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
15 | SEHÎ, Sehî Bey | d. - - ö. 1548/49 | Madde Adı | Görüntüle |
16 | TÂC-ZÂDE, Mehmed Çelebi b. Tâceddin Buhârî | d. ? - ö. 1587 | Madde Adı | Görüntüle |
17 | HÂMİD, Nazîf-zâde Ahmed Hâmid Efendi | d. ? - ö. 1832 | Madde Adı | Görüntüle |