Madde Detay
RIZÂ, Ali Rızâ Efendi, İstanbullu
(d. 1282/1865 - ö. 1321/1903)
divan şairi
(Divan/Yazılı Edebiyat / 19. Yüzyıl / Anadolu-Osmanlı-Türkiye)
ISBN: 978-9944-237-86-4
İstanbul'da 1282/1865 senesinde doğdu Asıl adı Ali Rızâ Efendi'dir. Şiirlerinde Rızâ mahlasını kullandı. Tahsilini Mülkiye Mektebi'nde tamamladı. 1301/1883 yılında Mülkiye'nin Yüksek Kısmı'ndan mezun olduktan sonra idarecilik mesleğini seçti. 1302/1884 senesinde gönderildiği Manastır vilayeti maiyyet memurluğunda kaymakamlık stajını tamamlayarak üçüncü sınıf kaymakamlığa terfi ettirildi. Manastır vilayeti dahilinde İskarapar, Göstençka, Premedi, Margılıç, Meçuve ve İskeçe kazaları kaymakamlıklarında bulundu. Son görevinde iken vereme yakalanarak İstanbul'a geldi. Yaşı kırka varmadan 1321/1903 tarihinde vefat etti ve Südlüce'de Bâdemli Dergâhı civarında Karaağaç cihetinde ailesine mahsus kabre defnolundu. Mezar taşındaki kitabenin son beyti şöyledir: "İki ihlâs ile târîhi düşdi / Bu demde buldı Mevlâ'sın Rızâ Bey (1321)".
Eserleri şunlardır:
1. Beyânü'l-Kemâl İlâ Ehli'z-Zevâl: Arapçadır, yazma hâlindedir.
2. Dîvân-ı Eş'âr: Türkçe şiirlerinden oluşan bu eser yazma hâlinde ve Bursalı Mehmed Tâhir'de imiş (Bursalı Mehmed Tahir 1333: 208).
3. El-Mişkâtü'n-Necât İlâ Ehli's-Salât Fî Beyân-ı Hakîkati'd-Dâreyn: Arapçadır, yazma hâlindedir.
4. Ganâ'imü'l-Gâzî Fî Bilâdi'n-Niyâzî: Türkçedir, yazma hâlindedir. Niyâzî Mısrî'nin üç gazelinin şerhidir.
5. Kitâbü't-Tevhîd Fi Sırri'l-Mecîd: Arapçadır, yazma hâlindedir.
6. Münâcât: Mensurdur. Münâcât-ı Abdullâh-ı Ensârî ve Tazarru'ât-ı Sinân Paşa tarzında ârifane ve hakîmane bir eserdir. Türkçedir, yazma hâlindedir.
7. Risâletü'l-Cûd İlâ Ehli'ş-Şuhûd Fî Beyâni Sırru'l-Hılkati Ve't-Tekvîn: Arapçadır, yazma hâlindedir.
8. Sırr-ı Sûreti'l-İhlâs: Arapçadır, yazma hâlindedir.
Üç dilde şiir söylemeye muktedir, temiz gönüllü, sıdk ve vefa konusunda mücessem, hakikate aşina bir zattı. Şiirlerinin sofiyane olmasından dolayı "şâ'ir-i İlâhî-nevâ" adıyla anılırdı. Şiirlerinin çoğu Hersekli Ârif Hikmet Bey ve Yenişehirli Avni Bey tarzında muvahhidane ve mutasavvıfane olup en parlakları tevhid, na’tlar ile muhammes ve müseddesleridir. Sinân Paşa tarzındaki mensur münacatı nesirde de kudret sahibi olduğunu göstermektedir (Bursalı Mehmed Tahir 1333: 209).
Kaynakça
Bursalı Mehmed Tahir (1333). Osmanlı Müellifleri. C. II. İstanbul.
Çankaya, Ali (Mücellidoğlu) (1968). "Ali Rızâ". Yeni Mülkiye Tarihi ve Mülkiyeliler. C. III. Ankara.
İnal, İbnü'l-Emin Mahmud Kemal (1988). Son Asır Türk Şairleri. C. III. İstanbul: Dergâh Yay.
Madde Yazım Bilgileri
Yazar: PROF. DR. MEHMET ARSLANYayın Tarihi: 02.10.2014Güncelleme Tarihi: 01.12.2020Eserlerinden Örnekler
Muhammes Na't-ı Şerîf'ten
Cemâlin câna her yüzden ayândır yâ Resûlallâh
Velî her zerrede sırrın nihândır yâ Resûlallâh
Cihâna feyz-i lutfun râygândır yâ Resûlallâh
Özün fi'lin özün hep dil-sitândır yâ Resûlallâh
Kemâlin bâ'is-i kevn ü mekândır yâ Resûlallâh
Makâm-ı akdesindir taht-gâh-ı mülk-i ev-ednâ
Müyesser olmamışdır gayre keşf-i râz-ı mâ-evhâ
Tamâm-ı fakr ile cânlardaki cânânesin hakkâ
Nigîn-i şevketin fermân-revâ-yı mülk-i istignâ
Demin berceste-i lâhûtiyândır yâ Resûlallâh
Sana mülk ü melek mebhût hayrân âlem-i nâsût
Sana fülk ü felek fertût handân âlem-i lâhût
Senin fazl u kemâlin mebhasi bir emrdir meskût
Rızâ'nın kalbi olmuşdur sana en şanlı bir tâbût
Bu devletle matâf-ı kudsiyândır yâ Resûlallâh
(Çankaya, Ali (Mücellidoğlu) (1968). "Ali Rızâ". Yeni Mülkiye Tarihi ve Mülkiyeliler. C. III. Ankara. 142.)
Mensur Münâcâtı'ndan:
İlâhî ben bu hevesât-ı fâniyeden tecerrüdle senden seni ârzû etdim, sille-hôr-ı len-terânî oldum. Mazmûn-ı şerîf-i men-re'ânî ümîd-vâr ededururdu. Vaktâ ki tecellâ-yı zâtî feyz-bahş-ı derûn oldu, ef'âl ü sıfât u zâtım bi'l-cümle zebûn. Ne kendimden ve ne de âleminden bir nişân buldum. Ol dem ki zuhûr-ı feyzin ifâkat-nisâr-ı cenân oldu, gözümden her şey küllü yevmin fî şe'n olmaga başladı. Bî-ihtiyâr ene evvelü'l-müslimîn güftâr-ı evvelînim oldu. Yâ Rabbî bundan büyük ne ni'met dileyebilirim, bunun şükrünü ne dürlü ödeyebilirim.
(Bursalı Mehmed Tahir (1333). Osmanlı Müellifleri. C. II. İstanbul. 209.)
İlişkili Maddeler
Yayın Tarihi: 02.10.2014Güncelleme Tarihi: 01.12.2020Eserlerinden Örnekler
Muhammes Na't-ı Şerîf'ten
Cemâlin câna her yüzden ayândır yâ Resûlallâh
Velî her zerrede sırrın nihândır yâ Resûlallâh
Cihâna feyz-i lutfun râygândır yâ Resûlallâh
Özün fi'lin özün hep dil-sitândır yâ Resûlallâh
Kemâlin bâ'is-i kevn ü mekândır yâ Resûlallâh
Makâm-ı akdesindir taht-gâh-ı mülk-i ev-ednâ
Müyesser olmamışdır gayre keşf-i râz-ı mâ-evhâ
Tamâm-ı fakr ile cânlardaki cânânesin hakkâ
Nigîn-i şevketin fermân-revâ-yı mülk-i istignâ
Demin berceste-i lâhûtiyândır yâ Resûlallâh
Sana mülk ü melek mebhût hayrân âlem-i nâsût
Sana fülk ü felek fertût handân âlem-i lâhût
Senin fazl u kemâlin mebhasi bir emrdir meskût
Rızâ'nın kalbi olmuşdur sana en şanlı bir tâbût
Bu devletle matâf-ı kudsiyândır yâ Resûlallâh
(Çankaya, Ali (Mücellidoğlu) (1968). "Ali Rızâ". Yeni Mülkiye Tarihi ve Mülkiyeliler. C. III. Ankara. 142.)
Mensur Münâcâtı'ndan:
İlâhî ben bu hevesât-ı fâniyeden tecerrüdle senden seni ârzû etdim, sille-hôr-ı len-terânî oldum. Mazmûn-ı şerîf-i men-re'ânî ümîd-vâr ededururdu. Vaktâ ki tecellâ-yı zâtî feyz-bahş-ı derûn oldu, ef'âl ü sıfât u zâtım bi'l-cümle zebûn. Ne kendimden ve ne de âleminden bir nişân buldum. Ol dem ki zuhûr-ı feyzin ifâkat-nisâr-ı cenân oldu, gözümden her şey küllü yevmin fî şe'n olmaga başladı. Bî-ihtiyâr ene evvelü'l-müslimîn güftâr-ı evvelînim oldu. Yâ Rabbî bundan büyük ne ni'met dileyebilirim, bunun şükrünü ne dürlü ödeyebilirim.
(Bursalı Mehmed Tahir (1333). Osmanlı Müellifleri. C. II. İstanbul. 209.)
İlişkili Maddeler
Güncelleme Tarihi: 01.12.2020Eserlerinden Örnekler
Muhammes Na't-ı Şerîf'ten
Cemâlin câna her yüzden ayândır yâ Resûlallâh
Velî her zerrede sırrın nihândır yâ Resûlallâh
Cihâna feyz-i lutfun râygândır yâ Resûlallâh
Özün fi'lin özün hep dil-sitândır yâ Resûlallâh
Kemâlin bâ'is-i kevn ü mekândır yâ Resûlallâh
Makâm-ı akdesindir taht-gâh-ı mülk-i ev-ednâ
Müyesser olmamışdır gayre keşf-i râz-ı mâ-evhâ
Tamâm-ı fakr ile cânlardaki cânânesin hakkâ
Nigîn-i şevketin fermân-revâ-yı mülk-i istignâ
Demin berceste-i lâhûtiyândır yâ Resûlallâh
Sana mülk ü melek mebhût hayrân âlem-i nâsût
Sana fülk ü felek fertût handân âlem-i lâhût
Senin fazl u kemâlin mebhasi bir emrdir meskût
Rızâ'nın kalbi olmuşdur sana en şanlı bir tâbût
Bu devletle matâf-ı kudsiyândır yâ Resûlallâh
(Çankaya, Ali (Mücellidoğlu) (1968). "Ali Rızâ". Yeni Mülkiye Tarihi ve Mülkiyeliler. C. III. Ankara. 142.)
Mensur Münâcâtı'ndan:
İlâhî ben bu hevesât-ı fâniyeden tecerrüdle senden seni ârzû etdim, sille-hôr-ı len-terânî oldum. Mazmûn-ı şerîf-i men-re'ânî ümîd-vâr ededururdu. Vaktâ ki tecellâ-yı zâtî feyz-bahş-ı derûn oldu, ef'âl ü sıfât u zâtım bi'l-cümle zebûn. Ne kendimden ve ne de âleminden bir nişân buldum. Ol dem ki zuhûr-ı feyzin ifâkat-nisâr-ı cenân oldu, gözümden her şey küllü yevmin fî şe'n olmaga başladı. Bî-ihtiyâr ene evvelü'l-müslimîn güftâr-ı evvelînim oldu. Yâ Rabbî bundan büyük ne ni'met dileyebilirim, bunun şükrünü ne dürlü ödeyebilirim.
(Bursalı Mehmed Tahir (1333). Osmanlı Müellifleri. C. II. İstanbul. 209.)
İlişkili Maddeler
Eserlerinden Örnekler
Muhammes Na't-ı Şerîf'ten
Cemâlin câna her yüzden ayândır yâ Resûlallâh
Velî her zerrede sırrın nihândır yâ Resûlallâh
Cihâna feyz-i lutfun râygândır yâ Resûlallâh
Özün fi'lin özün hep dil-sitândır yâ Resûlallâh
Kemâlin bâ'is-i kevn ü mekândır yâ Resûlallâh
Makâm-ı akdesindir taht-gâh-ı mülk-i ev-ednâ
Müyesser olmamışdır gayre keşf-i râz-ı mâ-evhâ
Tamâm-ı fakr ile cânlardaki cânânesin hakkâ
Nigîn-i şevketin fermân-revâ-yı mülk-i istignâ
Demin berceste-i lâhûtiyândır yâ Resûlallâh
Sana mülk ü melek mebhût hayrân âlem-i nâsût
Sana fülk ü felek fertût handân âlem-i lâhût
Senin fazl u kemâlin mebhasi bir emrdir meskût
Rızâ'nın kalbi olmuşdur sana en şanlı bir tâbût
Bu devletle matâf-ı kudsiyândır yâ Resûlallâh
(Çankaya, Ali (Mücellidoğlu) (1968). "Ali Rızâ". Yeni Mülkiye Tarihi ve Mülkiyeliler. C. III. Ankara. 142.)
Mensur Münâcâtı'ndan:
İlâhî ben bu hevesât-ı fâniyeden tecerrüdle senden seni ârzû etdim, sille-hôr-ı len-terânî oldum. Mazmûn-ı şerîf-i men-re'ânî ümîd-vâr ededururdu. Vaktâ ki tecellâ-yı zâtî feyz-bahş-ı derûn oldu, ef'âl ü sıfât u zâtım bi'l-cümle zebûn. Ne kendimden ve ne de âleminden bir nişân buldum. Ol dem ki zuhûr-ı feyzin ifâkat-nisâr-ı cenân oldu, gözümden her şey küllü yevmin fî şe'n olmaga başladı. Bî-ihtiyâr ene evvelü'l-müslimîn güftâr-ı evvelînim oldu. Yâ Rabbî bundan büyük ne ni'met dileyebilirim, bunun şükrünü ne dürlü ödeyebilirim.
(Bursalı Mehmed Tahir (1333). Osmanlı Müellifleri. C. II. İstanbul. 209.)
İlişkili Maddeler
Sn. | Madde Adı | D.Tarihi / Ö.Tarihi | Benzerlik | İncele |
---|---|---|---|---|
1 | Celal Esat Arseven | d. 1875 - ö. 13 Kasım 1971 | Doğum Yeri | Görüntüle |
2 | DERVİŞ, Yayabaşı-zâde Derviş Dede | d. ? - ö. 1591 | Doğum Yeri | Görüntüle |
3 | YEKSÂN, Mahmûd Efendi | d. 1756-59? - ö. 1813-14\'ten sonra | Doğum Yeri | Görüntüle |
4 | DİDARİ/EFGAN DİDARİ, Ökkeş Adil Toprak | d. 1865/1872? - ö. 1914 | Doğum Yılı | Görüntüle |
5 | ALİHAN NİNE, Ayşe | d. 1865 - ö. 1950 | Doğum Yılı | Görüntüle |
6 | TAÇMEMMED SUHANGULU | d. 1865 - ö. 1942 | Doğum Yılı | Görüntüle |
7 | HÂFIZ, Erzurumlu İshâk Efendi | d. 1838 - ö. 1903 | Ölüm Yılı | Görüntüle |
8 | Menemenlizade Tahir | d. 1863 - ö. 12 Mart 1903 | Ölüm Yılı | Görüntüle |
9 | CELÂL, Abdullah Celâleddîn Paşa | d. 1847 - ö. 1903 | Ölüm Yılı | Görüntüle |
10 | Muhtar Körükçü | d. 16 Kasım 1915 - ö. 5 Ocak 1985 | Meslek | Görüntüle |
11 | MEHMED NÛRÎ, İstanbullu | d. 1841 - ö. 1919 | Meslek | Görüntüle |
12 | FEHÎM, Hoca Süleymân | d. 1789 - ö. 1846 | Meslek | Görüntüle |
13 | HASAN HİLMÎ | d. 1881? - ö. 1896 ds | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
14 | DİLSÛZ, Mehemmed Emîn | d. ? - ö. 19. yy. | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
15 | SA'ÎD, Fethî-zâde Sa'dullâh Sa'îd Efendi | d. 1759 - ö. 1831 | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
16 | DE'BÎ/DÂYÎ, Hüseyin Beşe, Hüseyin De'bî Çelebi | d. ? - ö. 1639-40 | Madde Adı | Görüntüle |
17 | ZİHNÎ | d. ? - ö. ? | Madde Adı | Görüntüle |
18 | HUZURÎ, Ali Coşkun | d. 19.04.1886 - ö. 23.09.1951 | Madde Adı | Görüntüle |